Muhammed bin Mesleme (Radiyallah-u anhu)- 12 Ebû Cendel vak’ası
Mescid-i Şemis (Hudeybiye) Biat-i Rıdvan’ın yapıldığı yer
Muhammed bin Mesleme (Radiyallah-u anhu)- 12
Ebû Cendel (r.a.) hadisesi;
Antlaşma maddelerinin yazılması bitmişti. Fakat taraflarca henüz imzalanmamıştı.
Tam o sırada, zincire vurulmuş birinin kendini Müslümanların arasına attığı görüldü.
Gariptir ki bu, Kureyş murahhas heyeti başkanı Süheyl bin Amr’in oğlu Ebû Cendel (r.a.) idi.
İslam şerefiyle şereflenmesine, müşriklerin, ayaklarını zincire vurmakla karşılık vermiş ve O’nu hapsetmişlerdi.
Ebû Cendel (r.a.) hapsedildiği yerden bir fırsatını bularak kaçmış ve Mekke’nin alt tarafından kimsenin göremiyeceği yollardan binbir zorlukla Hazret-i Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın huzurna çıkagelmişti.
O sırada babası Süheyl henüz Müslümanların karargahında bulunuyordu.
Ebû Cendel (r.a.), bizzat babasının kendisine reva gördüğü dayanılmaz işkence ve eziyetlerden kurtulmak için kendisni Hazret-i Fahr-i Âlem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in ayakları dibine atmış, O’na iltica etmişti.
-“Ya Resulallah beni kurtar! Diyordu.
Ne var ki, az evvel yapılan anlaşma buna imkân vermiyordu. Nitekim, oğlunun geldiğini gören Süheyl, O’nu Peygamber Efendimiz (s.a.v.) den geri istedi.
-“İşte! Sulh şartları gereğince bana geri vereceğin kişilerden ilki budur.” Dedi.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem);
-“Biz sulh antlaşmasını henüz imzalamış değiliz.” Buyurdu.
Süheyl diretti;
-“Vallahi” dedi “Ben de sizinle hiçbir madde üzerinde sulh olmam!”
Resul-i Kibriye Efendimiz (Sllallahu aleyhi veSellem);
-“Haydi, bu seferlik bunu bana bağışla veyazıyı imza et.” Buyurdu
Süheyl’in bunu kabule asla niyeti yoktu;
-“Ben, bunu asla anlaşma dışında tutamam ve sana bırakamam.” Dedi
Peygambr Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tekrar;
-“Hayır! Bunu benim hatırım için yapacaksın.” Buyurdu.
Buna rağmen Süheyl inadından vazgeçmedi;
-“Ben bunu asla yapamam!” (Sire, 3;332; Müsned, 4;325)
Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem), iki müşkil durumla karşı karşıya kalmıştı. Ebû Cendel (r.a.) i geri vermek demek, O’nu bile bile eziyet ve işkence çemberi içine atmak demekti. Vermediği takdirde, Kureyş heyeti anlaşmayı fesedeceklerdi. Halbuki o bir çok sebeplerden dolayı bunu istemiyordu. Ama her şeyden önce söz vermiş, anlaşma yapmıştı.
Elinde başka çaresi kalmayan Peygamber Efendimiz (s.a.v.) teessür içinde Ebû Cendel (r.a.) i babasına teslim etmek zorunda kaldı.
Kainatın Efendisi (Peygamberimizin Hayatı)
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Biat-i Rıdvan Sahabeleri (Radiyallah-u anhüm) nın şefaatına nail eylesin. Onların yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
20 Nisan 2014, 16:44 tarihinde.
[...] Abdullah bin Süheyl (r.a.) in küçük kardeşi Ebû Cendel (r.a.) Müslüman olmuştu. Bu yüzden Mekke’de zincire vurulup, hapsedilmişti. Ancak bir yolunu bulup, kaçmış, Hudeybiye [...]
20 Nisan 2014, 16:52 tarihinde.
[...] Anh)- 3 « Muhammed bin Mesleme (Radiyallah-u anhu)- 10 Hudeybiye antlaşması Muhammed bin Mesleme (Radiyallah-u anhu)- 12 Ebû Cendel vak’ası [...]