Muhammed Pârisâ (Radiyallah-u anhu) – 4
Balıklı göl (Şanlı Urfa)
Muhammed Pârisâ (Radiyallah-u anhu) – 4
Zilhacce ayının yirmiüçünde, Çarşamba günü Medine’ye vardılar. Resulullah (s.a.v.) ın kabr-i şerifini ziyaret edip müjdelere kavuştu. Ertesi Perşembe günü vefat etti. Bu sırada meşhur Osmanlı âlimi Molla Feneri (r.a.) Medine’de bulunuyordu. Cenâze namazını o kıldırdı. Kafilesindeki talebeleri ve Medine halkı cenazesinde bulundular. Cuma gecesi Bâki kabristanında, Eshâb-i kiramdan Hazret-i Abbas (r.a.) in türbesi yanında defnedildi. Şeyh Zeyneddin Havâfi Mısır’dan beyaz bir mermer getirtip kabrine dikmişti.
Oğlu Burhâneddin Ebû Nasr (r.a.) şöyle anlatmıştır;
-“Babam vefât ettiği sırada yanında bulunamamıştım. Vefâtından sonra yanına geldim. Mübarek yüzünü açıp baktım. Gözlerini açıp bana tebessüm ediyordu. Üzüntüm ve ızdırabım iyice arttı. Ayak ucuna geçtim, ayaklarını topladı.
Muhammed Pârisâ (r.a.) kerametlerini çok gizlerdi. Fakat bir defasında, büyük hadis âlimlerinden Şemseddin Muhammed bin Muhammed-i Cezri, Mirza Uluğ Bey zamanında Semerkand’a gelmişti. Meâverâünnehr’in hadis âlimleri, hadislerin senedlerini inceliyerek, tahkik ve tesbih ile uğraşıyordu.
Hasedçilerden biri, bu zata;
-“Muhammed Pârisâ’nin söylediği hadis-i şeriflerin senetlerinin sıhhati tam ve malum olmadığı halde, Buhârâ’da çok hadis nakleder. Onun senedlerini inceleseniz iyi olur.” Dedi.
Durum Mirza Uluğ Bey’e bildirilince, o da, Buhârâ’ya bir haberci gönderip, Muhammed Pârisâ ‘dan Semerkand’a gelmesini rica etti. Muhammed Pârisâ hazretleri (r.a.) Semerkand’a geldi.
Semerkand Şeyhülislâm’ı Hâce Üsameddin ve o asrın büyük âlimleri büyük bir meclis kurup, Muhammed Pârisâ’yı da çağırdılar. Hadis mütâlaasına başlayınca, Hâce Üsâmeddin, Muhammed Pârisâ’dan kendi isnadlarıyla bir hadis rivayet etmesini rica etti.
O da senetleriyle bir hadis-i şerif okudu.
Şeyhülislâm;
-“Bu hadisin sahih olduğunda hiç şüphe yoktur, ama şu anda benim yanımda sabit değildir.” Dedi.
Orada bulunan bazı hasedçiler bu sözden hoşnut olup, birbirlerine gözle işaret ettiler. Muhammed Pârisâ (r.a.), aynı hadis-i şerifi bir başka senedle okudu. Şeyhülislâm, yine önceki sözlerini tekrar etti.
Muhammed Pârisâ hazretleri (r.a.) hangi isnadı söylese, bunu duymadım cevabını alacağını görerek bir an susup murâkabe ettikten sonra o şahse dönerek;
-“Hadis ehlinin kitaplarından flanın mesnedini sağlam tutup, onun senedlerini mu’teber sayar mısınız?” buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan Muhammed Pârisâ (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Allahın veli kulları, Muhammed Pârisâ, Tasavvuf
13 Şubat 2015, 22:57 tarihinde.
[...] Ebû Bekr-i Sıddık (Radiyallah-u anh)- 9 « Muhammed Pârisâ (Radiyallah-u anhu) – 2 Muhammed Pârisâ (Radiyallah-u anhu) – 4 [...]