Ömer bin Abdülaziz (Radiyallah-u anh)- 14
Girnavas şelalesi (Nusaybin)
Ömer bin Abdüaziz (Radiyallah-u anh)- 14
Tekrar şöyle seslendi;
(-“Ey Ömer bin Abdülaziz! Bana o dostlarının mafsallarını ne yaptığını hiç sormuyorsun.”) deyince
Ona;
-“Ne yaptın?” diye sordum.
Bana;
(-“Onların ellerini kollarından ayırdım. Kollarını pazularından, pazularını omuzlarından, kalçalarını uyluklarından, uyluklarını dizlerinden, dizlerini ökçelerinden, ökçelerini ayaklarından ayırdım.” Dedi.
Kabirden bu sözleri naklettikten sonra, Ömer bin Abdülaziz (r.a.), ağlamaya başladı ve şöyle buyurdu;
-“Dünya ne kadar aldatıcı. Dünyada üstün ve kıymetli makam ve mevki sahibi olmak, hiç faide vermiyor. GENÇ OLAN İHTİYARLIYOR. HER CANLI SONUNDA ÖLÜYOR. Geçici ve aldatıcı olduğunu bildiğiniz halde sakın dünya lezzetleri ve zevkleri sizi aldatmasın. Birkaç günlük dünya hayatındeki geçici lezzetlere sarılıp, ahireti unutan, aldanmıştır.”
-“Hani nerede bizden önce bu dünyada yaşayanlar. Hani onlar, büyük ve modern şehirler kurmuşlardı. Büyük ve derin kanallar kazmışlar ve barajlar yapmışlardı. Onlar, bir göz açıp kapama denecek kadar, az bir müddet dünyada kaldılar. Burada, sıhhatlerine güç ve kuvvetlerine aldandılar. Bu yüzden günahlar işlediler.”
-“Halbuki, herkes onlara mallarının çokluğundan dolayı, ‘keşke, onun serveti gibi bizim de olsa’ diyorlardı. Şimdi onların hali ne oldu. Toprak onların bedenlerini yedi. Kemikleri kurtlara azık oldu. Fakat onlar, dünyada iken, kuvvetli bir aile içerisinde idi. EVLERİ, GÜZEL EŞYALARLA DÖŞELİ VE HİZMETÇİLERİ VARDI. Herkes kendisine ikramda bulunuyor, aciz kaldığı işlerde kendisine yardımcı oluyorlardı.”
Kabir yine Ömer bin Abdülaziz (r.a.) şöyle dedi;
-“Sen kabirlere uğradığın zaman, dünyada iken zengin olanlara, ‘ZENGİNLİĞİNİZDEN NE KALDI’, Fakirlere de, ‘FAKİRLİĞİNİZDEN NE KALDI’ diye sor. Yine onlara, dünyada kendileriyle güzel güzel konuştukları dillerini sor. ‘NE OLDU KONUŞAN DİLLERE? NİÇİN SUSUYORLAR.’ O dünya güzelliklerini kendileriyle seyretikleri gözlerine de sor. NİÇİN ŞİMDİ BAKMIYORLAR? Hani nerede o nazik tenleri, nerede o güzel yüzleri. Bu çukurun kurtları onlara ne yaptı. Hani burada yatanların o güzelim renkleri, etlerine ne oldu. Niçin o yüzler toprak olmuş. Nerede o güzellikler. İşte onların uzuvları tamamen ortaya çıkmış, paramparça olmuş. Halbuki dünyada güzel bir hayatları vardı.
-“Dünyaya dalıp, Salih amel yapmadılar. Ahretti unuttular. Onun için hazırlık yapmadılar. FAKAT ÖLÜM KENDİLERİNİ YAKALAYIVERDİ. Dostlarından ayrıldılar. Burada şu sesiz sedasiz, yere geldiler. Vucutları çürüdü. Başları boyunlarından ayrıldı, a’zaları parça parça oldu. Gözbebekleri yanaklarına akıp gitti. Ağızları kan ve irinle doldu. Haşareler, kurtlar, böcekler, bedenleri üzerinde gezer oldu. Bir müddet sonra, kemikleri de çürüdü. Onlar, dünyadaki rahatlıklarını bırakıp, bu dar yere geldiler. Arkalarında bıraktıkları, hanımları başkalarıyla evlendi. Çocukları yetim kaldı. Yollarda, şurada, burada kimsesiz, sahipsiz dolaşır oldu.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ömer Bin Abdülaziz (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: adaletle hüküm etmek, Halifelik, Menkıbeler, Ömer bin Abdulaziz, Tasavvuf
27 Ocak 2010, 22:01 tarihinde.
[...] Hadis: – (01) Ana baba hakkı… « Ömer bin Abdülaziz (Radiyallah-u anh)- 12 Ömer bin Abdülaziz (Radiyallah-u anh)- 14 [...]