Sehl bin Abdullah Tüsteri (Radiyallah-u anhu)- 7
Çağ-Çağ barajı (Nusaybin)
Sehl bin Abdullah Tüsteri (Radiyallah-u anhu)- 7
Yine kendisi (r.a.) anlatır;
Bir gün çölde giderken, başında sarık ve elinde âsâ bulunan pir-i fâni bir zatın gelmekte olduğunu gördüm
-“Galiba kafileyi kaçırmış.” Diye aklımdan geçirdim.
Ve cebimden para çıkararak, ona;
-“Gideceğin yere ulaşıncaya kadar bununla idare et..” dedim.
Daha sonra bu zat elini havaya kaldırınca, eli altınla doldu ve bana;
-“Sen cebinden alıyorsun, ben ise gaybden.” dedi ve kayıboldu.
Kâbe’ye varınca tavaf esnasında o zatı gördüm. Bana;
-“Ey Sehl! Bir kimse Kâ’be’nin cemalını için yola çıkarsa, onun muhakkak Kâ’be’yi tavaf etmesi lazımdır. Fakat her kim Allah-u Teâlâ’nın cemalını görmek için, nefsini ayaklar altına alırsa, Kâ’be’nin onun tavaf etmesi lazım gelir.” Dedi.
Sehl-i Tüsteri (r.a.) birgün bağdaş kurup oturmuş ve sırtını da duvara yaslamış bir şekilde;
-“Aklınıza geleni sorun, suallerinize cevap vereyim.” Dedi.
Bu durumu görenler;
-“Daha evvel siz böyle yapmazdınız, şimdi ne oldu?” diye sorduklarında
Kendisi (r.a.) buyurdu ki;
-“Üstad hayatta olduğu müddet zarfında, talebenin edebe riayet etmesi lazımdır.” Dedi.
Bu günün Zünnün-i Mısrı (r.a.) nın vefat ettiği gün olduğunu daha sonra öğrendiler.
Sehl-i Tüsteri hazretleri (r.a.) nin yanına yırtıcı hayvanlar da gelirdi. Yanında rahat ve sâkin dururlardı. Halk bunun için onun evine “beyt-üs-Sibâ” ya’ni (yırtıcı hayvan evi) derdi.
Ebu Ali Dakkak (r.a.) şöyle anlatmıştır;
Ya’kub bin leys, doktorların tedavi edemedikleri bir hastalığa yakalanmıştı. Ona;
-“Senin Vali olduğun bölgede Sehl bin Abdullah Tüsteri isminde Sâlih bir zat vardır. Eğer, o sana ‘dua’ ederse, Hak Teâlâ’nın bu ‘dua’yı kabul etmesi ümid edilir.” Dediler.
Vali, Sehl bin Abdullah Tüsteri (r.a.) yi çağırtı ve;
-“Benim için Allah-u teâlâ’ya dua et.” Deyince
Sehl bin Abdullah Tüsteri (r.a.);
-“Zindanlarda suçsuz insanlar yatarken, senin için yaptığım dua nasıl kabule mazhar olur?” dedi.
Bunun üzerine Vali, zindanda yatan bütün suçluları salıverince, Sehl bin Abdullah Tüsteri (r.a.) ;
-“İlahi, bu zata ma’siyet ve musibetteki zilleti gösterdiğin gibi, tâattaki izzeti de göster, onu dert ve sıkıntıdan kurtar.” Diye dua etti.
Vali hemen iyileşti ve Sehl-i Tüsteri (r.a.) ya çok mal vermek istediğse de, bunu Sehl-i Tüsteri (r.a.) kabul etmedi.
Arkadaşları arasında;
-“Keşke bunu alıp fakirlere dağıtsaydı.” Diyenler oldu.
Sehl-i Tüsteri (r.a.), yolda çakıl taşlarına bakınca, hepsi mücevher halına geldi. Arkadaşlarına bunları göstererek;
-“Böylesi bir ihsana nail olan kimse, Ya’kub bin Leys’in malına muhtaç olur mu hiç.” Diye buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Sehl bin Abdullah Tüsteri (Radiyallah-u anhu) veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Allahın veli kulları, kerametler, Menkıbeler, Tasavvuf
09 Temmuz 2013, 17:34 tarihinde.
[...] 2Dâvûd-i Tâ-i (Radiyallah-u anh)- 9 « Sehl bin Abdullah Tüsteri (Radiyallah-u anh)- 5 Sehl bin Abdullah Tüsteri (Radiyallah-u anh)- 7 [...]