Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 13
Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadları
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 13
Sonra şöyle dedi;
-“Ey dinin büyük âlimi! Ey doğru yolun ve yakın kılavuzu! Burada biraz durup sohbet ediniz ve bize nasıhatta bulununuz da, dervişler istifade edip, bereketlensinler.” Dedi.
Bunun üzerine Emir Külâl hazretleri (r.a.) buyurdu ki;
-“Dervişlerin sözleri “gizli” olur. Bu bizim vazifemiz değildir. Büyüklerin ruhaniyetinden bir işaret olmadıkça, bir şey söylemeyiz. Hiçbir zaman kendinden bir söz söyleme ve gafil olma. Görüyorum ki, senin başına mühm bir iş çıkacak ve bunda muvaffak olacaksın.” Buyurdu.
Sonra yola devam ettiler. Evine varınca, zaviyesinde bir müddet durup, yatsı namazı dışarı çıktı. Cemâatle birlikte yatsı namazı kıldı. Namazdan sonra bir müddet oturup, büyüklerin ruhaniyetine teveccüh etti. Sonra hemen, talebelerinden Şeyh Mensûr adında bir talabesini yanına çağırdı.
Talabesi huzuruna gelince, ona dedi ki;
-“Hiç durma sür’atle Emir Timûr’a git söyle, derhal Harezm tarafına harakete geçsin. Eğer oturuyorsa, hemen kalksın, ayakta ise harakete geçsin, hiç durmasın Çünkü velilerin ruhaniyetleri, onun ve oğlunun bütün memlekete baştan başa hakim olacağını bildirdi. Harezm’i alınca Semerkand’a haraket etsin.”
Haberi götüren Şeyh Mensur, sür’atle Timû Hân’ın bulunduğu yere gitti. Timûr Hân’ı ayakta bekler halde buldu.
Haberi aynen iletti.
Timûr Hân, bu haberi alır almaz hiç durmadı, hemen ordusunu harakete geçirdi. O harakete geçip, gideceği yolun yarısına vardığı sırada, düşmanları Timûr Hân’ın çadırına hücüm ettiler. Fakat o, çoktan yola çıkmış bulunuyordu.
Timûr Hân, Harezm’e yürüyüp, oarayı aldı. Sonra Semerkand’a yürüdü, orayı da fethetti. Böylece hergün yeni bir zafere ulaşıp, hep muzaffer oldu ve işleri daima iyi gitti.
Nakledilir ki;
Timûr Hân Semerkand’a yerleşince, Buhârâ’ya gitmeyi arzu etti. Bu sebeple Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne haber gönderip,
-”Bizim Buhârâ’ya gelmemize musâade ederler mi? Şayet izin verilmezse, kendilerinin Semerkând’a teşrif etmelerini arzu ediyoruz, nasıl buyururlarsa öyle yapalım.” Dedi.
Timûr Hân’ın bu arzusu üzerine, Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne gelmesini, ne gitmeyi kabul edemiyeceğini ve kendilerine duâ etmekte olduğunu söyledi. Bunları bildirmek ve Timûr Hân’la görüşmek üzere, oğlu Emir Ömer’i vazifelendirdi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
08 Şubat 2010, 07:19 tarihinde.
[...] Hadis: – (01) Ana baba hakkı… « Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 11 Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 13 [...]