Süfyan-i Sevri (Radiyallah-u anh)- 5
Çağ-Çağ deresi Bor-e Veysike (Nusaybin)
Süfyan-i Sevri (Radiyallah-u anh)- 5
Süfyan-i Sevri (r.a.); mahluklara karşı çok şefkatliydi. Bir gün çarsıda kafeste ötüp duran bir kuş gördü. Satın alıp salıverdi. Bu kuş her gece evine gelir namaz kılarken onu seyrederdi.. Bazen da omuzuna konardı.
Süfyan-i Sevri (r.a.) vefat ettiğinde yine geldi. Bulamayınca kabrine gidip üstüne kendini attı. Ve orada öldü.
O esnada bir ses işitildi ki;
-“Allah-u Teâlâ’nın mahlukuna olan aşırı merhametinden dolayı, Süfyan’a Allah-u Teâlâ çok merhamet etmiştir.”
Birgün elinde bulunan bir ekmekten hem kendinsin yediğini hem de yanında bulunan bir köpeğe yedirdiğini gördüler.
-“Niçin böyle yapıyorsunuz?” diye soranlara,
Süfyan-i Sevri (r.a.);
-“Sabaha kadar beni bekliyor, ben de namaz kılıyorum.” Cevabını verdi.
Hazreti Süfyan-i Sevri (r.a.), sâde yaşamayı sever, aza kanaât eder, fakirlere çok itibar gösterirdi.
Süfyan-i Sevri (r.a.), dünyalık elle geçirmek için devlet adamlarına hizmet eden birine bu halden uzaklaşmasını, Allah-u Teâlâ’ya ibadet etmesini tavsiye etti.
O kimse;
-“Ailemin geçimi ne olacak?” diye sorunca,
Hazreti Süfyan-i Sevri (r.a.);
-“Sübhanallah! Kendisine asi olduğun hallerde bile rızkını kesmeyen Allah-u Teâlâ, kendisine itaatkâr olduğun zaman rızkını vermez mi?” buyurdu.
Hazreti Süfyan (r.a.), birisiyle birlikte evin kapısında duruyordu. Önlerinden, süslenmiş bir adam geçti. Arkadaşı, bu adama bakarken, Hazreti Süfyyan (r.a.) mani olup;
-“Eğer sizler bakmamış olsanız, böyle israf yapmazdı. Bunun israf günahına siz de ortak oluyorsunuz.” Buyurdu.
Birgün arkadaşları;
-“Ey Süfyan! Güç ve takatınızın üzerinde ibadet ve nefsinizle mücadele ediyorsunuz. Nefsinize biraz merhamet etseniz yine muradınıza erersiniz.” Dediler.
Hazreti Süfyan-i Sevri (r.a.);
-“Ey kardeşlerim! Âlimlerden duydum ki; “Kıyamet günü cennet ehli Cennete girip, makamlarına vardıklarında bir nur görürler. Öyle ki o Nur cennetin yedi katını dahi aydınlatır. O kimseler zanederler ki, bu nur Allah-u Teâlâ’nın cemalinin nurudur. ONUN İÇİN SECDEYE KAPANIRLAR. Sonra Allah-u Teâlâ’dan bir ses gelir.-“ Siz başınızı secdeden kaldırın. Bu nur, Allah-u Teâlâ’nın cemalının nuru değildir. BİR HURİ’NİN, SAHİBİNİN YÜZÜNE KARŞI GÜLDÜĞÜNDE MEYDANA GELEN VE BU KADAR YÜKSELEN NUR’DUR.” Bu hurileri isteyenler kınanmazlarsa, Rabbini istiyenler nasıl kınanabilirler.” Buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Süfyan-i Sevri hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: kerametler, Menkıbeler, Süfyan-ı Sevri (r.a.), Tasavvuf, Tebe-i Tabiin
06 Kasım 2013, 19:55 tarihinde.
[...] Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 16 « Süfyan-i Sevri (Radiyallah-u anh)- 3 Süfyan-i Sevri (Radiyallah-u anh)- 5 [...]