Suheyb-i Rum-i (Radiyallah-u Anhu)- 8 Rivayet ettiği Uzun Hadis
Biat-ür-Rıdvan (Hudeybiye)
Suheyb radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurmuştur;
-“Sizden evvelkiler içinde bir pâdişah ve onun bir kâhini vardı.”
Bu kâhin ihtiyarlayınca pâdişaha;
-“Ben ihtiyarladım, bana bir uşak gönder ki ona kâhinlik öğtereyim,” dedi.
-”Pâdişah da bir delikanlı gönderdi. Bunun yolu üzerinde bir rahip vardı. Delikanlı, bunun katında oturdu ve sözlerini dinledi, hoşuna gitti. Sonra kâhine her gittiğinde râhibe uğrar ve onun yanında otururdu. Kâhin’in yanına geldiğinde (geç kaldın diye) kâhin delikanlıyı döverdi. Delikanlı bu hali râhibe söyleyince,”
Râhib ona şöyle dedi:
-“Kâhinden korktuğunda.”Evde alıkoydular” ailenden korktuğunda da:”Kâhin alıkoydu. De
Durum böyle devam edib giderken, delikanlı günün birinde insanların yolunu kesen büyük bir hayvana rastladı ve bunun üzerine:
-“Kâhinin mi yoksa râhibin mi efdal olduğunu işte bu gün öğreneceğim,” diyerek eline bir taş aldı ve:
-“Allah’ım! Eğer râhibin işlerini, kâhinin işlerinden fazla seviyorsan hayvanı öldür ki, insanlar geçsin,” dedi.
Ve taşını hayvana attı; öldürdü. Halk da yollarına devam etti. Sonra delikanlı râhibin yanına geldi ve vak’ayı ona söyledi.
Râhib ona:
-“Yavrucuğum! Bu gün sen benden efdalsın, senin şânın, gördüğüm dereceye ermiş, sen muhakkak yakında bir belâya uğrayacaksın. Eğer başına belâ gelirse, benim bulunduğum yeri söyleme.” Dedi
Delikanlı, körleri ve (abraşları) ala getirenleri kurtarır, insanların diğer hastalıklarını da tedavi ederdi. Padişahın meclis arkadaşlarından o günlerde kör olan birisi bunu işitti; Bir çok hediye ile delikanlının yanına gitti ve:
-“Eğer, beni hastalığımda iyi edersen bu hediyeleri sana veririm,” dedi.
Delikanlı da;
-“Ben kimseye şifa veremem, ancak Allah-u Teâla şifa verir. Allah’a iman edersen ben de Allah’a duâ ederim, O da şifa verir.” Dedi.
Bunun üzerine bu adam, Allah’a iman etti. Allah-u Teâla ona şifa verdi. Sonra bu adam padişahın yanına geldi. Ve evvelce oturduğu gibi onunla oturdu.
Pdişah:
-“Gözünü sana kim iâde etti? “ diye sordu.
O da:
-“Rabbim iâde etti,” diye cevab verdi.
Devam edecek….
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Suheyb-i Rumi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Akaid, Allah'a iman, Eshab-i kiram, Menkıbeler