Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 25
Eski Zemzem kuyusu’nun dışardan çekilmiş resmi (Mekke müzesinden alınmıştır)
Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 25
Daha sonra minberden inerek iki rek’at namaz kıldı ve bir kenara oturdu. Oradaki halkın bazıları, onun yanına gelerek oturdular. İbn-i Akil ve İbn-i Hübeyre de Tac-ül-ârifin hazretleri (r.a.) yanına gelerek himmet istediler.
Ebü’l-Vefâ hazretleri (r.a.) onlara;
-“Siz beni fasih ve beliğ konuşamayan acemi bir kimse mi sanmıştınız?” diye sorunca
Onlar;
-Evet, öyle zannediyorduk.” Dediler.
Seyyd Ebü’l-Vefâ hazretleri (r.a.);
-“Biliniz ki, Allah-u teâlâ’nın lütfu kime erişirse, o kimse eğer nakıs ise kâmil olur. Dilsiz ise konuşur. Konuşması düzgün değilse, fasih olur. Kör ise, gözleri göür. Ne eksiyi varsa, hepsi tamamlanır, hiçbir eksiği kalmaz. Allah-u teâlâ bana da lütufta bulundu. Ceddim Muhammed Mustafa (Sallallahu aleyhi ve selem), gece rü’yamda görünüp, ağzıma mübarek tükürüğünden bulaştırdı. O sabahtan beri çok fasih ve baliğ konıuşmaktayım.” Buyurdu.
Bunun üzerine İbn-i Hübeyre, Seyyid Ebü’l-vefâ hazretleri (r.a.) nin aline sarılarak, can-ı gönülden tövbe etti.
Tac-ül-ârifin Seyyid Ebü’l-Vefâ haaretleri (r.a.), daha sonra ikinci defa büyük bir va’z ve nasihat verdi. O sırada, daha halife’nin kalbinde inkar kokusu vardı ve henüz utanma duygusu onu tam kaplamamış idi.
Çünkü ehl-i sünnet düşmanları münafıklar, Ebü’l-Vefâ hazretleri (r.a.) hakkında gece-gündüz çeşit çeşit yalanlar söyliyor ve ona iftira ederek, doğruyu batıl olarak göstermeye çalışıyorlardı.
Seyyid Ebü’l-Vefâ hazretleri (r.a.) nin va’zını dinlerken halifeye bir hal oldu ve onun anlattıklarını can-ı gönülden dinlemeye başladı.
-“Çok güzel ya Tac-ül-ârifin.” Diyrerek kendini kayıbetti.
Bu durum, birkaç defa daha tekrarlandı. Ebü’l-Vefâ hazretleir (r.a.) ni kötüleyenler, onun böyle söylemesine çok şaşırdılar.
Kendisine gelince;
-“Sizinle Seyyid Eb-ül-Vefâ arasında bir yakınlık yok iken, ona bu şekilde seslenmenizin sebebi nedir?” Diye sordular.
Halife;
-“Vallahi o sözü kendi isteğimle söylemedim. Minberin üzerinde yeşil bir kuş bulıunuyordu. O kuş. (-“Çok güzel ya Tac-ül-ârifin.”) Deyince, kendi isteğim olmadan o kuşun sözlerini tekraraladım.” Dedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu’nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
21 Şubat 2013, 06:03 tarihinde.
[...] Radiyallah-u anhu – 19 « Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 23 Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 25 [...]