Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 32
Osmanlı’ların inşa ettiği eski Ecyed kalesi (Mekke müzesinden alınmıştır)
Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 32
Ebü’l-Vefâ hazretleri (r.a.);
-Ya Mâcid! Görüyorsün ki gemi hakerket etmiyor. Ne yapmamaız lazım? Getir mektubu bir göreyim.” Dedi.
Mâcid-i Kürdi (r.a.), mektubu cebinden çıkarıp hocasına verdi. Seyyid Ebü’l-Vefâ hazretleri (r.a.) mektubu okuduktan sonra, yırtıp, parça parça ederek suya attı. O anda gemi, kendi kendine hareket etti. Çok hızlı bir şekilde varacağı yere vardı.
Bazı kimseler;
-“O kağıtda her halde Seyyid Hazretleri (r.a.) ne bir şey vakfedilmişti. Seyyid ahzretleri (r.a.) neden böyle yaptı acaba? Kendisi kabul etmedi, bari zürriyetine veya talabelerine verseydi.” Dediler.
Bu durum Ebü’l-Vefâ hazretleri (r.a.) malum oldu ve;
-“Ey insanar! Veli olan kimsenin, Allah-u teâlâ’dan başka bir şey istemesi, O’ndan başka bir şeye gönül bağlaması doğru değildir. Ben ve benim soyumun, benim silsilemin, kıyamete kadar Allah-u teâlâ’dan başka hiç kimseye muhtaç olmayacağına ve bütün alemin onlara muhtaç olacağına inanıyorum.” Buyurdu.
Seyyid Ebü’l-Vefâ hazretleri (r.a.) nin Muhammed-ı Mısrı isimli bir talebesi vardı. Çoğu defa hocasına;
-“Talebe için hoca’nın üzerine vazife ve hocası için talebe’ye vacip olan nedir? Diye sorardı.
Hocası da;
-“Büyük bir gayretle ciddi olarak kendini hocana teslim edersen o zaman görürsün. Görmek, işitmekten daha güzeldir.” Diye cevap verirdi.
Muhammed Mısrı, gece-gündüz can-ı gönülden ve ihlas ile hocasına hizmet ederdi. Bu hal üzere uzun zaman geçti.
Birgün hocası Muhammed Mısrı’ye;
-“Ey Muhammed! Derhal Mısır’a git. Bana “bin dinar” nezir olunmuştur. Onu al ve getir“ buyurdu.
Muhammed Mısr’ı hemen asasını alıp yola çıktı. Muhammed Mısr’ı, yolu bilmiyordu ve azığı yok idi. “Bin dinarı” nezr eden kimdir, nerededir, bilmiyordu. İşte bu hal üzerine yola koyuldu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu’nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
29 Mayıs 2013, 09:23 tarihinde.
[...] (Radiyallah-u anhu)- 9 « Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 30 Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 32 [...]