Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 6
Çok eski Kabe resmi (Mekke müzesinden alınmıştır)
Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 6
Tac-ül-ârifin lakabınının verilmesi ise şöyle anlatılır;
-“Seyyid Ebü’l-Vefâ hazretleri (r.a.) ile hocası, birgün inzivaye çekildiler. Üçgün kimse ilegörüşmeden sohbet ettiler.
Dördüncü gün hocası ona;
-“Ya Ebü’l-Vefâ! Her yıl bu gece, bütün rical-i ğayb ehli falan yerdeki sahrada hazır bulunurlar. Orada Peygamber efendimiz (s.a.v.) de onlarla beraber bulunur. Şayet o gecenin ma’nevi feyzinden nasibini almak istersen, bu gece orada hazır bulunalım.” Dedi.
Seyyid Ebü’l-Vefâ hazretleri (r.a.) bu teklifi kabul etti.
Gece vakti olunca, hocası ve Seyyid Ebü’l-Vefâ hazretleri (r.a.) o sahraya çıktılar. Orada birçok evliyanın ibadet ettiklerini gördüler. Onlar da bu grubun içine girerek ibadetle meşgül olmaya başladılar.
Bu esnada gök gürültüsünü andıran bir ses duyuldu. Ondan sonra nurdan bir taç zahir oldu. Onun ışığı her tarafı aydınlattı. O nur’dan taç, Allah dostu veliler doğru geldi. Orada bulunanlar ona elerini uzattılar ise de ona erişemediler. Nurdan taç, en sonunda Ebü’l-Vefâ hazretleri (r.a.) nin mübarek başına indi.
Hocası bunun üzerine;
-“Cenab-i Hakdan gelen bu taç sana mübarek olsun, ya Tac-ül-Arifin” dedi.
Orada bulunanlar de Ebü’l-Vefâ (r.a) ya, “Tac-ül-Arifin” dediler. Tac-ül-Arifin ismini alan “ilk zat” Ebü’l-Vefâ hazretleri’dir.
Derecesi günden güne artan Tac-ül-Arifin Ebü’l-Vefa hazretleri (r.a.) yetiştiği çevrede arabça konuşulmadığı için, arabçayı bilmiyordu.
Bir gece Peygamber efendimiz (s.a.v.) i rü’yasında gördü.
Rü’yasında Peygamber efendimiz (s.a.v.) mübarek parmağını kendi ağzına götürüp, mübarek tükürüğüne bulaştırarak Ebü’l-Vefâ’nın ağzına sürdü. Sabahlayın kalktığında, o kadar güzel arabça konuşmaya başladı ki, Arabistan’da doğup büyümüş olan ve güzel konuşan kimsler onun kadar fasih ve beliğ konuşamazlardı.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu’nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
17 Şubat 2013, 06:44 tarihinde.
[...] anhu) – 18 « Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 4 Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 6 [...]