‘Adülhâlık Goncdüvâni (Radiyallah-u anhu)’ olarak etiketlenmiş yazılar

09- Fuad Yusufoğlu Abdülhalık-i Goncdüvan-i (r.a.) nın mübarek kabirleri

Abdülhalık-i Goncdüvan-i hazretleri (r.a.) nin mübarek kabirleri

Adülhâlık Goncdüvâni (Radiyallah-u anhu)- 2

Abdülhâlık Goncdüvâni (r.a.) buyurdu ki;

-“Yirmi iki yaşında idim. Hızır Aleyhisselam beni, Mâverâünnehr’de yaşayan büyük âlim ve veli Yusuf-i Hemedâni hazretleri (r.a.) ne gönderdi. Ondan tam istifadeye kavuştum.”

Bu sebeple, Abdülhâlık Goncdüvâni hazretleri (r.a.) nin sohbette üstadı Yusuf-i Hemedâni (r.a.), zikir talim hocası da Hızır aleyhisselam idi.

Abdülhâlık Göncdüvâni (r.a.) beş vakit namazını Ka’be-i muazzama’da kılar, tekrar Buhârâ’ya dönerdi.

Bir aşure günü talebelerine ders veriyordu. Evliyalık hallerini anlatıyordu. Görünüşü Müslüman kıyafetinde olan bir genç kapıdan girip, talebelerin arasına oturdu. Albülhâlık hazretleri (r.a.) arada sırada o gence bakıyordu.

Bir müddet O’nun sohbetini dinleyen genç;

-“Efendim! Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem; (-“Mü’minin ferâsetinden korkunuz. Çünkü o, Allah’ın nûru ile bakar.”) buyuruyor. Bu hadisin sırrı nedir?” diye sordu

Abdülhâlık-i Goncdüvâni hazretleri (r.a.);

-“Sırrı şudur ki, belindeki zünnâr’ını (Hiristiyanların ibadette bellerine bağladıkları ve ucunda haç asılı parmak kalınlığında yuvarlak ip) kesip çıkar ve Müslüman olmakla şereflen!” buyurdu.

Genç itiraz edip;

-“Allah-u Teâlâ’ya sığınırım, benim belimde zünnâr mı var?” deyince,

Abdulhâlık (r.a.) bir talebesine işaret etti. Talebe, o gencin üzerindeki hırkasını çıkarınca, belinde zünnâr bağlı olduğu görüldü. Bu hadise karşısında genç, çok mahcub oldu. Ne yapacağını şaşırdı. Kalbinde İslamiyet’e karşı bir sevgi meydana geldi.

Abdulhâlık Goncdüvân hazretleri (r.a.) ne muhabbet, sevgi duymaya başladı. Böylece evliyanın, Allah-u Teâlâ’nın nuruyla baktığının ne demek olduğunu çok iyi anladı. Kelime-i Şehâdet getirip Müslüman olmakla şereflendi. Sâdık talebelerinden oldu.

Bunun üzerine Abdülhâlık Goncdüvân hazretleri (r.a.) talebelerine dönerek buyurdu ki;

-“Ey dostlar! Gelin biz de ahde uyalım, zünnâr’ımızı keselim. İmân edelim. Şöyle ki; bu genç maddi zünnâr’ı kesti, biz de kalbe aid zünnar’ı keselim. O da “kibir ve gururdur”. Bu genç, af dileyenlerden oldu; biz de “affa” mazhar olalım.” Buyurdu.

Dostlar arasında şaşılacak haller göründü. Hazret-i Hâce’nin ayaklarına düştüler, tevbelerini yenilediler. Hep birlikte tevbe ettiler ve kalblerinin Allah-u Teâlâ’dan başka bir şeye bağlılıkları kalmadı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin dokuzuncusu olan Abdulhâlık Goncdüvâni (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

09- Fuad Yusufoğlu Abdülhalık-ı Goncdüvan-i (r.a.) nin mübarek kabirleri

Abdülhalık-ı Goncdüvan-i hazretleri (r.a.) mübarek kabirleri

Adülhâlık Goncdüvâni (Radiyallah-u anhu)- 3

Abdülhâlık Goncdüvân hazretleri (r.a.) nin huzuruna bir kimse gelip;

-“Eğer Allah-u Teâlâ beni Cennet ile Cehennem arasında muhayyar kılsa, ben Cehennemi seçerim. Zira bütün ömrümde nefsimin arzusu üzerine amel etmedim. O halde Cennet nefsin muradıdır. Cehennem ise, Allah-u Teâlâ’nın muradıdır.” Dedi.

Abdülhâlık Goncdüvâni hazretleri (r.a.) bu sözü red ederek;

-“Kulun seçme hakkı yoktur. Her nereye git derlerse oraya gideriz. Nerede kalın derlerse orada kalırız. Kulluk budur. Senin dediğin kulluk değildir.” Buyurdu.

O kimse de,

-“Efendim! Tasavvuf yolunda bulunan kimseye şeytan yaklaşabilir mi?” diye sordu.

Abdülhâlık Goncdüvân hazretleri (r.a.);

-“Tasavvuf yoluna yeni gelmiş bir talebe, nefsini emmâre olmaktan kurtaramamış ise, bir şeye öfkelendiği zaman şeytan ona yaklaşabilir. Şayet nefsi mutmaine derecesine çıkmış ise, o kimsede öfkelenmek yerine, gayret hasıl olur. Her ne zaman gayret etse, şeytan ondan kaçar. Bu kadar sıfat o kimseye kafidir. Yeter ki, Hakka yönelsin. Allah-u Teâlâ’nın Kitabına ve Resulünün (s.a.v.) sünnetine sarılsın. Bu iki nûr arasında tasavvuf yolunda yürüsün.” Buyurdu.

Abdülhâlık Goncdüvâni hazretleri (r.a.), Allah-u Teâlâ’nın indinde duasi makbul olan kimselerden idi. İnsanlar ve cinler onun duasına kavuşmak için, uzak yerlerden bile gelirlerdi.

Birgün Abdülhâlık Goncdüvâni hazretleri (r.a.) nin huzuruna uzak yerden gelen  bir misafiri vardı. Biraz sonra da yanlarına, güzel suretli, temiz giyimli bir genç geldi. Abdülhâlık Goncdüvani hazretleri (r.a.) nden “duâ” isteyip hemen ayrıldı.

Misafir;

-“Efendim! Bu gelen genç kimdi acaba? Gelmesi ile gitmesi bir oldu.” Dedi.

Abdülhâlık Goncdüvâni hazretleri (r.a.) da;

-“Bizi ziyarete gelip duâ isteyen bir melek idi.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin dokuzuncusu olan Abdulhâlık Goncdüvâni (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

09- Fuad YusufoğluAbdülhalık-ı Goncdüvan-i (r.a.) nin mübarek kabirleri

Abdülhalık-ı Goncdüvan-i Hazretleri (r.a.) nin mübarek kabirleri

Adülhâlık Goncdüvâni (Radiyallah-u anhu)- 4

Misafir hayret etti ve;

-“Efendim! Son nefeste iman selâmeti ile gidebilmemiz için bize de duâ buyurur musunuz?” diye arzuda bulundu.

Abdülhâlık Goncdüvân hazretleri (r.a.);

-“Her kim farzları edâ ettikten sonra duâ ederse, duâ’sı kabul olur. Sen, farz olan ibadeti yaptıktan sonra duâ ederken bizi hatırlarsan, biz de seni hatırlarız. Bu durum hem senin, hem de bizim için duâ’nın kabûl olmasına vesile olur.” Buyurdu.

(-“Allah-u Teâlâ, Resulullah (s.a.v.) ın ve evliyasının duâsını kabul edeceğini Kur’an-i kerim’de bildirmektedir;”

Nitekim hadis-i şerifte;

-“Saçları dağınık ve kapılardan kovulan öyle kimseler vardır ki, bir şey için yemin etseler, Allah-u Teâlâ, onları doğrulamak için o şeyi yaratır.” Buyurdu.

(-“Allah-u Teâlâ sevdiği kullarını yalancı çıkarmamak için, yemin ettikleri şeyleri bile yaratınca, duâlarını elbette kabul buyurur.)

Allah-u Teâlâ Mü’min suresinin altmışıncı ayetinin meâlinde;

-“Bana duâ ediniz! Duânızı kabul ederim.” Buyurdu.

(-“Duâların kabul olması için şartlar vardır. Bu şartlari taşıyan duâ elbet kabul olunur. Herkes bu şartları bir araya getiremediği için, duâlar kabul olmuyor. Bu şartları yaptıklarına güvenilen âlimlerin, velilerin duâ etmeleri için onlara yalvarmak şirk olmaz. Allah-u Teâlâ, sevdiklerinin ruhlarına işittirir. Onların hatırı için istenileni yaratır. Onların ruhları diri iken de, öldükten sonra da, Allah-u Teâlâ’nın verdiği kuvvet ile ve izin ile dirilere yardım ederler. Böyle inanarak evliya’dan yardım istemek, Allah-u Teâlâ’dan başkasına tapınmak olmaz. Allah-u Teâlâ’ya tapınmak, O’na inanmak, Ondan istemek olur.”)

Abdülhâlık Goncdüvâni hazretleri (r.a.) vasiyetnâme risâlesinde ma’nevi oğulları Hâce Evliyâyı Kebir’e buyurdular ki;

-“Sana vasiyet ederim ki, ey oğul;”

-“Her halinde ilim, edeb ve takva üzere ol!

İslam âlimlerinin kitablarını oku! Fıkıh ve hadis öğren! Câhil tarikatçılardan sakın!

Şöhret yapma! Şöhret’te âfet vardır.

Arslandan kaçar gibi cahillerden kaç!

Bid’at sahibi sapıklar ile ve dünyaya düşkün olanla ile arkadaşlık etme!

Helâl’dan ye!

Çok gülme! Kahkaha ile gülmek gönlü öldürür.

Herhese şefkat ve merhamet et! Kimseyi hakir görme!

Kimse ile münakaşa, mücâdele etme!

Kimseden bir şey isteme!

Tasavvuf büyüklerine dil uzatma! Onları inkar eden felakete düşer,

Mayan fıkıh, evin mescid olsun!”

Tasavvuf’ta meşhur olan (onbir temel kelime) Abdülhâlık Goncdüvânı hazretlerin’nin sözleridir.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin dokuzuncusu olan Abdulhâlık Goncdüvâni (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu