‘Arap Coğrafyacısı İbn-i Batuta Seyahatnamesı’ olarak etiketlenmiş yazılar
Nusaybin Bir başkentmiydi? 3
21 Haziran 2008Girnavas (Cin tepesi )
Girnavas (Cin tepesi)
Nusaybin’in eski bir mahallesi
Nusaybin’in Hudud dikenli teller ve mayınlar kurulmadan önceki halı
1320 yılında Nusaybin’e gelen Arap Coğrafyacısı İbn-i Batuta (Allah ondan razı olsun) Seyahatnamesınde:
-“Büyük bölümünde kalıntıların bulunduğu geniş ve verimli bir ovada bulunan orta büyüklükte eski bir kent olarak tanımladığı Nusaybin Hakkında şunları yazmıştır.”
-“Akarsuları bulunan geniş bir ovada bulunmaktadır. Bakımlı bostanları, düzgün korulukları, meyveleri vardır. Burada elde edilen Gülsuyu’ nun gerek koku, gerek nefaset bakımından benzeri yoktur.”
-“Bir nehir, şehri bilezik gibi çevirir. Bu ırmak; civarındaki dağlarda bulunan bir kaynaktan çıkar; Kanallara ayrılarak bostanları sular. Kanallarden biri şehir içine girerek bahçeleri, evleri dolaşır. Camı avlusundan geçerek iki havuza akar. Havuzlardan biri avlunun ortasında, öteki ise doğu kapısındadır. Şehirde bir hastane, iki medrese ve değirmenler vardır.”
-“Halkı dindar, doğru sözlü, emanete hiyanet etmeyen kimselerdir.”
İbni Batuta (Arap çoğrafyacısı)
Doğu Bilgini Katib Çelebi (Allah ondan razı olsun) 17. yüzyılda Bölgeye yaptığı gezi ile ilgili yazılarında Nusaybin için şunları yazmıştır.
-”Nusaybin livası Diyarbakır eyaletine bağlıdır. Bu kasaba Eski diyari Rabia’nın merkezidir. Kuzeyinde büyük bir dağ vardır. Bu dağdan inen Hürmüz ırmağı Nusaybin yakınlarından geçer.”
-”Nusaybin bağ ve bostanlarıyle ünlüdür. Kırk binin üstünde bostanı olduğu bilinir. Beyaz gül yörenin simgesidir. Nereye gidersenız Beyaz gül’le karşılaşırsınız. Kırmızı gül’le hiç rastlanmaz yada pek seyrek rastlanır. Yörenin çok korkunç ve öldürücü Akrebi vardır.”
Bir başka yazarın da
-“Nusaybin’in önünde geceleri mehtap, gündüz sabah ve akşam zamanları kayıkla gezilen göl olduğu anlaşılır. Bu gölün Nusaybin’le Kamışlı arasındeki vadide olduğu bugünkü durumundan anlaşılıyor.”
Nusaybin Bağdat köprüsüyle meşhur bir köprüye sahiptir. bağdat’tan İstanbul’a giden kervanlar Nusaybin ilçesindeki bu meşhur köprüden geçerlerdi.
Şimdi bu köprü hala mevcuttur. Bağdat köprüsü Suriye sınırıyle bitişik olduğu kullanılması askeriye tarafından yasaklanmış. Ben küçüklüğümde bu köprü üzerinden çok geçtim. Köyleri şehre bağlayan tek köprüydü. Şimdi ise nehrin üzerinden başka köprüler inşa edildiğinde, Eski Bağdat köprüsünü sınırla bitişik olduğu için yalnız askeriye tarafından kulanılıyor..
Bağdat köprüsü Şu an bir kısmı tahrip olmakla beraber, yine de Resteore edilirse Türistik amaçlı olarak kulanılabilir. Bu arada Şahane bir tarihi eser de korunmuş olur.
Başta dediğim gibi Nusaybin tarihi bakımından çok zengin ve tarihi şirin bir ilçedir. Maalesef ne millet ne de Devlet sahip çıkılmadığı için, tarihi eserler tamamen tahrip oluyor.
Cinlerle Meşhur Girnavas (Cin tepesi) vardır. Zaten yukarlda de zikr edildiği üzere 1982-1991 yılları arasında yapılan kazı çalışmaları ışığında Prof. Dr. Hayati Erkanal Başkanlığımda Huri – Mitannı merkezi olduğu anlaşılmış, buranın Mitannı ‘lerin Başkentı (waşugannı veya waşukanı) olabileceği düşüncesi ağırlık kazanmıştır..
Fuad Yusufoğlu