‘arkadaşlığın önemi’ olarak etiketlenmiş yazılar
Arkadaşlık ve dostluğun hakları(-Kardeşlık akdi-)
02 Temmuz 2008Çağ-çağ baraji (Nusaybin)
Bir kimse ile arkadaşlık veya kardeşlık akdedince, nikah akdi gibi bazı haklar ortaya çıkar.
Peygamber efendimiz (Salallah-u aleyhi vesselem) buyuruyor ki;
-“İki kardeş birbirini yıkayan iki el gibidir.”
Ebu hüreyre (radiyallahu anhu) nun yanına birisi geldi ve:
-“Seninle dost ve kardeş olmak istiyorum.” Dedi.
Ebu Hureyre (r.a.):
-“Kardeşliğin hakkını bilyormusun? Diye sordu.
Adam;
-“Hayır.”dedi.
Ebu Hüreyre (r.a.);
-“Kendi altın ve gümüşünü benim saymayı daha çok sevmendir.”Deyince
Adam;
-“Henüz o makama çıkmadım.” Dedi.
Ebu Hüreyre (r.a.);
-“Öyleyse vazgeç, bu senin işin değildir.” buyurdu.
Hadisi şerifte;
-“Mu’min hep mazereti, münafık de hep ayıp arar.” Buyuruldu. Bir iyilikle on kusuru örtmek lazımdır.
Peygamber Efendimiz(Salallahu aleyhi vesellem) buyuruyor ki;
-“Kötü arkadaştan sakınınız. Bir kötülük görürse, açığa vurur, iyilik görürse kimseye bahsetmez.”
Her kusura bir mazeret, bir te’vil bulmaya uğraşmalıdr. Mazur görmeli, en iyi şekilde amel etmeli, su-i zan etmemelidir.
Çünkü:
SU-İ ZAN HARAMDIR.
Peygamber efendimiz (Salallahu aleyhi vesellem) buyurdu:
-“Allah-u Teala(c.c) mu’minler hakkında dört şeyi haram etmiştir:
-“Mallarını almak,
-“Kanlarını akıtmak,
-“Giybet etmek ve onlara su-i zan etmek.”
İsa (Aleyhisselam) buyurur ki;
-“Arkadaşını uyurken görüp, üzerindeki elbiseyi kaldırıp avret yerini açan kimse hakkında ne dersiniz?”
-“ Ey Allah’ın Resulu bunu kim yapar” dediklerinde
İsa (aleyhisselam);
-“Siz yaparsınız. Bir din kardeşinizin ayıbını gördüğünüz zaman, onu ifşa ede, başkaları da bilsin diye söylersiniz.” Buyurdu.
Büyükler buyuruyor ki;
Bir kimse ile bir dostluk yapmak istersen, ona kız ve sonra gizlice bir adam gönderip, onun yanında seni kötülemesini söyle. Eğer senin sırrını ifşa ederse, onunla arkadaşlık yapma.
Ve yine demişlerdir ki;
-“Allah-u Teala (c.c.) nın senin hakkında bilip de sakladığı şey’i bilip de saklayan kimseyi sev.”
Birisi bir dostuna gizli bir şey söyledi ve
-“Hatırında mıdır?” dedi.
-“Hayır unuttum.” Dedi.
Buyuruldu ki;
-“Dört vakitte tutumunu değiştiren arkadaşlığa layık değildir;
Kendisinden bir şey istediğinde,
Kızgınlık anında,
Tamaa düştüğü sırada
Ve şehvetinde. Böyle anlarda da dostluk hukukuna riayet etmelidir.
Hazreti Abbas, oğlu Abdullah (Radiyallahu anhuma) a buyurdu ki;
-“Ömer (Radiyallahu anhu) seni kendisine yakın tutuyor. Ve yaşlilardan çok sana kıymet veriyor.
-“Beş şey’ çok dikkat eyle;
-“Hiçbir sırrını açığa vurma,
-“Huzurunda gıybet etme,
-“Ona hiç yalan söyleme ne emrederse yap
-“Ve senden hiçbir zaman hıyanet ve itaatsızlık görmesin.”
Kimya-yi Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teala (c.c.) bizlere ve sizlere HİYANET ETMEYEN Arkadaş ve dostlar İhsan eylesin. AMİN…
Fuad Yusufoğlu
Arkadaşlık ve dostluğun hakları- 3 (-Kardeşlık akdi-)
02 Temmuz 2008Çağ-Çağ baraji (Nusaybin)
Ebu Ali Ribatı (r.a.) anlatır: Abdullah-ı Razı(r.a.) ile sahrada gidiyorduk.
Yolda;
-“Sen mi, yoksa ben mi reis olayım.”dedi.
-“Sen ol.”dedim.
-“Ne dersem yapacaksın .” dedi.
-“Baş üstüne.” Dedim.
-“Torbanı getir.” Dedi. Getirdim.Yiyeceğimi, elbisemi ve daha neyim varsa içine koydu. Ve sırtına aldı. Kendisi taşıdı.
Her ne zaman:
-“Bana verin, yoruldunuz,”desem.
Bana;
-“Sana reis benim dedim, söylediğimi tut.” Derdi.
Ertesi gece yağmur yağdı, sabaha kadar uyumadı, ayakta durdu,ıslanmıyayın diye de üstüme bir örtü tuttu.
Bir şey söylesem,
-“Reis benim, sen dediğimi yap.” Derdi.
-“Keşke onu reis yapmasaydım” dedim.
Büyükler Buyurumuştur;
-“Bir din kardeşin sana bir kusur ederse, kendine onun yetmiş çeşit özrünü ara. Nefsin kabul etmezse, Nefsine de ki;
-“İşte senin kötü huyun ve herkese fena söyleyiciliğin. Kardeşin senden yetmiş türlü özür diliyor da kabul etmiyorsun.” Kusuru bir günah ise, ona güzellikle o işten vazgeçmesini söylemeli. Vageçerse ve ısrar etmezse görmemezlikten gel. İsrar ederse nasıhat eyle. Fayda vermezse, bu hususta ne yapılacağı hakkında ashabi kiram (Aleyhimmürrıdvan) ihtilaf eylediler.
Ebu Zer (radiyallah-u anhu) ın görüşüne göre o kimseyle arkadaşlığı kesmek lazımdır.
Buyuruyor ki;
-“Onu Allah (c.c.) için sevmiştim, şimdi de Allah(c.c.) için ona düşman ol.”
Ebu-d Derda ve eshabi kiramdan bir ksmı (Aleyhimmürrıdvan) buyurdu ki:
-“Arkadaşlığı kesmemek lazımdır. O işinden döneceği ümid edilebilir. Baştan dost edinmemeliydi. Dost edindikten sonra bu şekilde ondan kesilmemelidir.”
İbrahim-i Nehai (Rahmetullah-ı Aleyh ) buyuruyor ki;
-“Din kardeşinden bir günah yüzünden ayrılma, bugün yaparsa, yarın yapmaz.”
Ebu Zer (radiyallah-u anhu) yolu selamete daha yakındır. Fakat bu yol daha ince ve fıkha daha uygundur. Çünkü bu lütuf onun tevbesine sebep olur. Acizlik ve düşkünlük günlerinde kardeşe daha çok ihtiyaç olur. Nasıl olur da terk edilir. Fıkıh tarafı şöyledir ki, dostluk, kardeşlik akdı yapılınca, akraba olur. Günah sebebiyle sıla-i rahmi terk etmek olmaz.
Bunun için Allah-u Teala (c.c.) buyuruyor;
-“Eğer kabilen ve akraban sana asi olurlarsa, sizden değil, amelinizden, yaptıklarınızdan üzülüyorum de.” Şuara-216.
Ebu’d Derde(radiyallahu anhu)ya;
-“Din kardeşin günah işledi, onu düşman tutuyor musun?” denildikte;
-“Günahına düşmanım, ama o benim kardeşimdir.” buyurdu.
Fakat başlangıçta böyle kimse ile kardeşlık etmemelidir. Çünkü kardeşlik suç değildir. Kardeşliği kesmek ise suçtur. Terk etmede belli bir hak vardır. Sana bir kusur ederse, özür dilerse, afv etmen iyidir. Yalan söylediğini bilsen bile, özrünü kabul eyle.
Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi vesselam) buyuruyor:
-“Bir kimseden, kardeşi özür diler de özrünü kabul etmezse, onun günahı muslümanların yolunu kesip, onlardan haraç almanın günahı gibidir.”
Yine buyurdu (a.s.v.):
-“Mü’min, çabuk kızar ve çabuk hoşnut olur.”
Ebu Süleyman-ı Daranı (r.a.) müridine;
-“Din kardeşinden eziyet görürsen sakın kızma. Kızarsan, daha çok eziyet veren söz duyabilirsin.” Buyurdu.
Ve:
-“Tecrübelerimle böyle olduğunu anladım.” Dedi.
Kimya-yi Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah (c.c.) bizleri ve sizleri birbirinin kusurlarını afv eden birbirlerine saygılı ve sevgili olan kullarından eylesin. AMİN…
Fuad Yusufoğlu