‘Asr-ı Seaadet devri’ olarak etiketlenmiş yazılar

Kâ’be-i Muazzama

Muhammed (Aleyhis selam)- 21

Abdulmuttalib, bir gün Kâ’be’nin yanında otururken, Necranlı bir rahip yanına gelip onunla konuşmaya başladı.

Bir ara;

-“Biz İsmail oğullarından en son GELECEK OLAN PEYGAMBERİN SIFATLARINI KİTAPLARDA YAZILI OLDUĞUNU OKUDUK. Burası (Mekke) O’nun doğum yeridir. Sıfatları şöyle şöyledir!” diyerek birer birer saymağa başladı.

Bu sırada, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarına gelmişti. Necranlı rahip, O’NU DİKKATLE SEYRTEMEYE BAŞLADI, sonra da yaklaşıp gözlerine, sırtına, ayaklarına baktı

Ve heyecanla;

-“İşte O budur. Bu çocuk senin neslinden midir?” dedi.

Abdulmuttalib;

-“Oğlumdur!” deyince

Necran’lı rahip;

-“Biz kitablarda okuduğumuza göre O’nun babasının sağ olmaması lazım!” dedi.

Abdulmuttalib;

-“O, oğlumun oğlumdur. Babası daha doğmadan, annesi hamile iken ölmüştü.” Deyince

Rahip;

-“Şimdi doğru söyledin.”

Bunun üzerine Abdulmuttalib oğullarına;

-“Kardeşinizin oğlu hakkında söylenileni işitin de, O’nu iyi koruyun!” dedi.

Abdulmuttalib vefatı yaklaşınca oğullarını toplayıp Peygamberimiz (s.a.v.) e;

-“Yavrum, bu amcalarından hangisinin yanında kalmak istersin?” deyince

Muhammed (s.a.v.) koşup amcası Ebû Talib’in kucağına oturdu. O’nun yanında kalmak istediğini söyledi.

Peygamberimiz (s.a.v.) i dedesi Abdulmuttalib oğlu Ebû Talib’e bıraktı ve O’NA İYİ BAKMASINI ÖNEMLE VASİYET ETTİ. Bundan sonra da vefat etti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

İbrahim Aleyhis-selam Makamı

Muhammed (Aleyhis selam)- 22

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sekiz yaşından sonra amcası Ebû Talib’in yanında kalmaya başladı ve O’nun himayesinde büyüdü. O ZAMAN Mekke’de Ebû Talib de babası Abdulmuttalib gibi Kureyşin illeri gelenlerinden, sevilen saygi gösterilen ve sözü dinlenilen bir zat idi.

O’da Peygamberimiz (s.a.v.) e büyük bir saygı ve şefkat gösterdi. O’nu kendi çocuklarından çok sever yanına almadan uyumaz, bir yere gitmez,

Ve;

-“Sen çok hayırlısın, çok mübareksin!” derdi.

O elini uzatmadan yemeğe başlamaz, önce O’nun başlamasını isterdi. Bazen de Ona ayrı sofra kurdururdu. Sabahları uyandığında yüzünün pırıl pırıl parladığını, saçlarının taranmış olduğunu görürlerdi.

Ebû Talib’in fazla malı yoktu ve ailesi de kalabalıktı. Muhammed Aleyhis selam’ı himayesine aldıktan sonra bolluğa ve berekete kavuştu.

Mekke’de vuku bulan kuraklık sebebiyle halk sıkıntıya düştüklerinde Ebû Talib O’nu Kâ’be’nin yanına götürüp duâ etti. O’nun bereketiyle bol yağmur yağdı. Kuraklıktan ve kıtlıktan kurtuldular.

Ebû Talib bir defasında Şam’a ticaret için gidreken, Muhammed Aleyhisselâm’ı da dokuz veya oniki yaşında bulunduğu sırada yanında götürdü.

Ticaret kervânı uzun bir yolculuktan sonra Busra’da Hıristiyanlara mahsus bir manastırın yakınında konakladı. Bu manastırda “Bahira” adında bir rahip kalmakta idi. Önceden Yahudi alimlerinden iken sonradan Hıristiyan olan bu bilgili rahibin yanında elden ele geçerek saklanan bir kitap bulunmakta ve birçok şeyler ondan sorulmakta idi.

Kureyş kervanı daha önceki yıllarda buradan defalarca gelip geçmesine rağmen hiç ilgilenmemişti. Her sabah manastırın damına çıkıp kafilelerin geldiği yöne bakarak merakla bir şey beklerdi. Rahip “Bahira’ya” bu defa bir hal olmuştu ve heyecanla irkilip yerinden fırlamıştı.

Çünkü o, Kureyş kervanı uzaktan göründüğü sırada kervanın üstünde beyaz bir bulutun da onlarla birlikte geldiğini görmüştü. Bu bulut Muhammed Aleyhisselam’ı gölgelemekteydi.

Kervan konaklayınca da Muhammed Aleyhisselam’ın altına oturduğu ağacın dallarının üzerine doğru eğildiğini de görerek iyice heyecanlanmıştı.

Hemen bir sofra hazırlatıp, acele ile bir de davetçi göndererek Kureyş kervanında bulunanların hepsini yemeğe davet etti. Kureyş kervanında bulunanlar Muhammed Aleyhisselam’ı mallarının yanında gözlemek üzere bırakıp rahip “Bahira’nın” yanına gittiler.

Rahip “Bahira” gelenlere dikkatle bakıp:

-“Ey Kureyş topluluğu, içinizden yemeğe gelmeyen var mı?” diye sorunca:

Kafileden biri;

-“Evet, bir kişi var.” Dediler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Revda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve sellem)

Muhammed (Aleyhis selam)- 23

Rahip “Bahira” gelenlere dikkatle bakıp:

-“Ey Kureyş topluluğu, içinizden yemeğe gelmeyen var mı?” diye sorunca:

-“Evet, bir kişi var.” Dediler.

Çünkü Kureyşliler geldiği halde bulut duruyordu. Bulut gelmeyince kervanda davete gelmeyen olduğunu anladı.

Rahip “Bahira” ısrarla O’nun da çağırılmasını isteyince gidip çağırdılar. Gelir gelmez O’na DİKKAT’LE BAKMAYA , İNCELEMEYE BAŞLADI. Yemekten sonra hallerine işlerine dair bir çok sualler sordu.

Muhammed Aleyhis selam da cevap verdi. Rahip “Bahire” gördüğü amametlerin ve aldığı cevapların hepsi için AHIR ZAMANDA GELECEK OLAN PEYGAMBERİN sıfatları hakkında bildiklerine tam uyduğunu gördü.

Sonra sırtını açıp “Nübüvvet mührünü” de görünce;

Ebû Talib’e;

-“Bu çocuk senin neslinden midir?” dedi.

Ebû Talib;

-“Oğlum.” Deyince

Rahip “Bahira”;

-“Kitablarda bu çocuğun babasının sağ olmayacağı yazılı. O senin oğlun değildir.” Dedi.

Bu sefer Ebû Talib;

-“O benim kardeşimin oğludur.”

Rahip “Bahira”;

-“Babası ne oldu.” Deyince

Ebû Talib;

-“Babası O’nun doğmasına yakın sırada vefat etti.”

Cevabını alan Rahip “Bahira”;

-“Doğru söyledin.” Dedi.

Rahip “Bahira”

-“Annesi ne oldu?” dedi.

Ebû Talib;

-“O da vefat etti.” Deyince

Rahip “Bahira”;

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Revda-i Mutahhara (Medine-i Münevvere)

Muhammed (Aleyhis selam)- 24

Rahip “Bahira”;

-“Doğru söyledin.” Diyen “Bahira” Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e dönüp,

-“Putlar adına yemin verdi ve soracaklarıma cavep ver” dedi.

Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Rahip “Bahira” ya ;

-“Putların ismiyle yemin verme. Ben onlardan nefret ederim.” Dedi.

Rahip “Bahira”, bu sefer Allah adına yemin edip sormaya başladı;

-“Uyurmusun?” dedi

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Gözlerim uyur fakat KALBİM uyumaz.” Buyurdu.

Rahip “Bahira” daha birçok sual sorup cevap aldı.

Sonra Ebû Talib’e;

-“Bu çocuğun gözlerindeki KIRMIZILIK devamlı mıdır?” dedi.

Ebû Talib;

-“Evet hiç kayıp olmaz.” Dedi.

Rahip “Bahira” Sonra Peygamberimiz (s.a.v.) e sırtını açmasını rica etti.

Ebû Talib Peygamberimiz (s.a.v.) e;

-“Arzusunu yerine getir”deyince

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Mübarek sırtını açtı.

Rahip “Bahira” Nübüvvet mührünü görünce kitaplarda okuduğu mühim âlâmetlerden olduğunu anladı. Nübüvvet mührünü öptü. Gözlerinden yaş boşandı.

-“Ben şehadet ederim ki sen Allah’ın Resulü’sün.” Dedi.

Sonra da ısrarla şöyle dedi;

-“Kardeşinin oğlunu hemen memleketine geri götür, O’nu hasetçi Yahudilerden koru! VALLAHİ YAHUDİLER BU ÇOCUĞU GÖRÜP, BENİM FARKETTİKLERİMİ ONLAR DA FARK EDERLERSE O’NA BİR ZARAR VERMEĞE KALKIŞIRLAR. Çünkü kardeşinin oğlunda büyük bir hal vardır. Bu PEYGAMBERLERİN SONUNCUSU OLACAK. Bunun getireceği din bütün yeryüzüne yayılacaktır. Sakın bu çocuğu Şam’a götürme, mübarek bedenine bir zarar verirler. Bunun hakkında çok ahd ve misak alınmıştır.” Dedi.

Ebû Talib;

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Eski Busra’dan bir görünüş

Cebel-ün-Nur (Uzaktan görünüşü)

Muhammed (Aleyhis selam)- 25

Ebû Talib;

-“Misak nedir?” dedi.

Rahip “Bahira” dedi ki;

-“Allah-u Teâlâ bütün peygamberlerden ve en son İsa Aleyhis selam’dan ümmetlerine âhir Peygamberinin geleceğini bildirmeleri üzerine söz almıştır.” Dedi.

Ebû Talib, Rahip “Bahira” nın bu sözleri üzerine Şam’a gitmekten vazgeçti. Mallarını Busra’da ucuz fiyata satıp Mekke’ye döndü.

Ebû Talib, Rahip “Bahira” dan işittikleri şeylerden sonra Muhammed Aleyhis selam’ı Daha çok sevdi.

Ömrü boyunca O’nu daima korudu ve her işinde O’na yardımcı oldu.

Her haliyle faziletler ve güzellikler sahibi müstesna bir insan olarak büyümekte olan Muhammed Aleyhis selam, on yedi yaşına girmişti.

Bu sırada Yemen’e ticaret için giden amcası Zübeyr, ticaretinin bereketli olması için O’nu da yanında götürmüştü.

Bu sefer de de nice harikülade halleri görüldü. Mekke’ye döndüklerinde O’nun bu halleri anlatıldı ve Kureyş kabilesi arasında

-“Bunun şanı pek yüce olacak” diye söylenmeye başlandı…

Gençliği;

Her bakımdan insanların en üstünü olan Muhammed Aleyhis selam, daha gençliği sırasında Mekke halkı arasında diğerlerinden farklı olarak çok sevilmiştir.

Güzel ahlakı, insanlara görülmemiş bir şekilde iyi davranması, sakinliği, yumuşaklığı ve diğer üstün halleriyle SEVİLMİŞTİ.

İnsanlar arasında fevkalade farklılığı ile herkes O’na HAYRAN OLMUŞTUR. Mekke halkı, O’nda gördükleri şaşılacak derecedeki doğru sözlülük ve güvenirlikten dolayı da O’na “El-emin” (güvenilir) dediler.

Ve gençliğinde bu isimle meşhur oldu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’ın koyun güttüğü bölge

Muhammed (Aleyhis selam)- 26

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in gençliği sırasında, Araplar koyu bir cahiliyet devri yaşamakta olup, aralarında puta tapmak, içki, kumar, zina, faiz ve daha bir çok ÇİRKİN İŞLER yaygınlaşmıştı.

Muhammed Aleyhis selam onların bu bozuk hallerinden son derece nefret eder, her kötülüklerinden daima uzak dururdu. Bütün Mekke halkı O’nun bu halini bilirler ve hayret ederlerdi.

Putlardan şiddetle nefret ettiği için asla yanlarına yaklaşmazdı. O zaman Kureyş müşrikleri her senenin belli bir gününde toplanırlardı, “Buvâne” adlı bir putun yanında kurbanlar kesip, merasim yapmak âdetleriydi.

Yine böyle bir günde Peygamberimiz (s.a.v.) in halaları O’nu da götürmek için zorladılar. Gitmekten şiddetle kaçınmasına rağmen halaları büyük bir ısrarla tutup götürdüler.

Fakat putun yanına vardıklarında Muhammed Aleyhis selam’ın, birden bire ortadan kayıbolduğunu gördüler. Sonra O’nu benzi sararmış bir hal bulup;

-“Sana ne oldu?” dediklerinde,

Muhammed Aleyhis selam;

-“Bana bir fenalık gelmesinden korkuyorum.” Dedi.

Onlar da;

-“Allah sana kötülük eriştirmez, sende çok iyi hasletler ve meziyetler var. Söyle bakalım sen ne gördün?” dediler.

Bunun üzerine Muhammed Aleyhis selam şöyle cevap verdi;

-“Ben bu putun yanına yaklaştığım zaman, uzun boylu ve beyazlar giyinmiş biri peyda oldu, Bana; (-“Ya Muhammed! Geri çekil, sakın o puta el sürme!” diye haykırdı.

Bu vakadan sonra da ASLA putların yanına yaklaşmadı ve diğer kötülüklerden de daima uzak durdu. Putlar için kesilen kurbanların etlerinden hiç yemedi.

Çocukluğunda ve gençliğinde kendine ait koyunları Ciyâd dağında ve civarında güderdi. Böylece geçimini sağlardı. BİR TARAFTAN DA ÇOK BOZULMUŞ OLAN CEMİYETTEN BU MUNASEBETLE DE UZAK DURURDU.

Bir defasında Eshab-i Kiram’a;

-“Koyun gütmeyen hiçbir Peygamber yoktur.” Buyurmuştu.

Eshab-i Kiram (r.anhüm);

-“Ya Resulallah sen de güttün mü?)” dediklerinde

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Evet ben de güttüm.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Birçok Peygamberin kısasına sahne olan Şam şehrinden görünüş

Muhammed (Aleyhis selam)- 27

Muhammed Aleyhisselam yirmi yaşında iken Ebû Bekir (r.a.) ile Şam’a ticarette gitti. Bu seferinde de “Bahira” adlı rahibin bulunduğu manastırın yakınında konakladıklarında

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) “Bahira” den yiyecek bir şeyler almaya gitmişti.

Bahira; Muhammed Aleyhis selam’ın altında oturduğu ağacı göstererek;

-“O ağacın altında oturan kimdir?” diye sordu

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.);

-“Muhammed bin Abdullah bin Abdulmuttalib’dir.” Cevabını verdi.

Rahib “Bahira”;

-“Vallahi O, SON PEYGAMBDERDİR. Ben şöyle işittim ki, İsâ Aleyhisselam’dan sonra o ağaç altında kimse oturmadı. Ancak SON PEYGAMBER olacak kimse oturacaktır.”

Bu müjdeyi duyan Hazret-i Ebû Bekir (r.a.), Muhammed Aleyhis selam’ı o günden sonra daha da çok sevmiştir.

Muhammed Aleyhis selam 20 yaşlarında bulunduğu sıralarda Mekke’de asayış tamamen bozulmuştur. Zulüm son derece yaygınlaşıp mal, can ve namus emniyeti kalmamaıştı.

Mekke’nin yerli halkı, ticaret için Kâ’be’yi ziyaret maksadiyle gelen yabancılar haksızlığa ve zulme uğruyorlardı. Haklarını almak için müracaat edecek bir merci de bulamıyorlardı.

Bu sırada ticaret maksadiyle Mekke’ye gelen Yemen’li bir tüccarın malları, As bin Vâil adında bir Mekke’li tarafından zorla elinden gasp edilmişti.

Bu hadise üzerine Yemen’li, Ebû Kubeys dağına çıkıp feryad ederek hakkının alınması için kabilelerden yardım istemişti.

Artık zulmün had safhaya ulaştığını dile getiren bu tip hadiseler üzerine, Haşim ve Zühre oğulları ve diğer kabilelerin ileri gelenleri Abdullah bin Cedan’ın evinde toplandılar.

Yerli, yabancı hiç kimseye zulüm ve haksızlık yapılmamasına, zulme mani olmaya ve haksızlığa uğramış olanların haklarını almaya karar verdiler ve bu maksatla bir adalet cemiyeti kurdular.

Muhammed Aleyhis selam’ın genç yaşta katıldığı ve kuruluşunda da çok tesiri olduğu bu cemiyete “Hılf-ul Fudul” cemiyeti denildi. Daha önce Fazl adında iki kişi ve Fudayl adında biri tarafından da böyle bir cemiyet kurulmuştu. Onların önceden kurdukları cemiyete izafeten bu isim verilmiştir.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Cennet-ül-Müalla Hadice Radiyellah-u anha’nın kabri şerifi (Mekke)

Muhammed (Aleyhis selam)- 28

Bu cemiyet, zulmü önleyip, Mekke’de bozulmuş olan asayişi yeniden kurdu. Tesiri uzun müddet devam etti.

Muhammed aleyhis selam’a Peygamberlik verildikten sonra Eshab-i Kiram’a anlatıp;

-“Abdullah bin Cedan’ın evinde yapılan yeminleşmede ben de bulundum. Bence o yeminleşme, kırmızı tüylü develere (servete) sahip olmaktan daha sevimlidir. Şimdi de böyle bir meclise çağırılsam icabet ederim.” Buyurdu.

Mekke’liler öteden beri ticaretle uğraşarak geçimlerini sağlarlardı. Muhammed Aleyhis selam’ın amcası Ebû Talib de ticaretle uğraşıyordu. Muhammed Aleyhis selam yirmibeş yaşında bulunduğu sıralarda Mekke’den geçim sıkıntısının iyice artması üzerine Mekke’liler Şam’a gitmek üzere büyük bir kervanı hazırlamıştı.

Mekke’de üstün ahlaklı ve meziyetleri ile tanınan ve Tahire (çok temiz) lakabiyle anılan Hadica hatun (r.anha) da ticaret için mal göndermek istiyordu. Fakat bu iş için güvenilir bir kimse arıyordu.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in halası Atike hatun (r.anha) önce Peygamberimiz (s.a.v.) le bu iş için görüştü.

Sonra da durumu Hazret-i Hadice (r.anha) işitmişti.

-“Eğer mallarımı satmak üzere götürürse O’na başkalarına vereceğim ücretten daha fazlasını veririm.” Dedi.

Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) Amcası Ebû Talib’in da tavsiyesi üzerine Hazret-i Hadice (r.anha) nin mallarını götürüp satmak üzere bu ticaret kafilesine katıldı.

Bu işe büyük bir memnuniyet gösteren Hazret-i Hadice (r.anha) kölesi Meysere’yi de O’nun yanına yardımcı olarak vermişti.

Kervanda bulunanlar yolculuk sırasında Muhammed Aleyhis selam’ın üzerinde O’nu gölgeleyen bir bulutun ve kuş şekline giren iki meleğin O’nunla birlikte sefer bitinceye kadar hareket ettiğini gördüler, Yolda yürüyemiyecek derecede yorulup kervandan geri kalan iki devenin ayaklarını eliyle sığamasından sonra, develerin birden suratlenmesi gibi nice hallerini görünce, O’nu son derece sevip şanının çok yüce olacağını anlamışlardı.

Busra denilen yere vardıklarında, oradaki manastırın yakınında bu seferde de konaklamışlardı. Gördüğü birçok alametlerden O’nun SON PEYGAMBER olacağını anlayıp söyleyen rahip “Bahira” ölmüş. O’nun yerine ‘Nastura’ adında başka bir rahip geçmişti.

Manastırın yakınına gelip konan Kureyş kervanını seyreden rahip ‘Nastura’ yakınında bulunan bir kuru ağacın altına birinin oturmasıyla birlikte yeşermesini görerek elinde bir kitab sahifesi ile koşup geldi.

Bir elinde bulunan sahifede yazılı olanlara, bir de Muhammed Aleyhis selam’ın yüzüne bakıyor, baktıkça da hayrete düşüyordu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Eski Busra şehrinden görünüş

Muhammed (Aleyhis selam)- 29

Rahip ‘Nastura’ bildiği, duyduğu ve okuduğu alametlerin aynını görüp, Muhammed Aleyhis selam’ı göstererek;

-“İsa Aleyhis selam’a İncil’i indiren Allah hakkı için bu zat SON PEYGAMBER olacaktır. Ne olaydı ben O’nun peygamber gönderilerek emrolunduğu zaman ulaşsaydım.” Dedi…

Muhammed Aleyhis selam’ın Busra pazarında Hadica hatun (r.anha) nun mallarını satarken de O’nunla pazarlık yapan bir Yahudi inanmadığı için;

-“Lât ve Uzzâya (iki put ismi) yemin et ki inanayım.” Deyince

Muhammed Aleyhis selam;

-“Ben o putlar adına asla yemin etmem! Onların yanından geçerken yüzümüğ başka tarafa çevirerek geçerim.” Cevabını alınca

O’ndaki diğer alametleri de gören Yahudi;

-“Söz senin sözündür. Vallahi bu zat Peygamber olacak bir kimsedir ki, âlimlerimiz kitablarda bunun vasfını bulmuşlardır.” Diyerek hayranlığını açıklamıştır.

Kureyş kervanı ticaretini tamamlayıp Mekke’ye dönmüştü. Kervanda bulunan ve Hadice hatun (r.anha) un akrabası olan Zübeyr ve kölesi Meysere, Muhammed Aleyhis selam hakkında işittiklerini ve gördüklerini Hatice hatun (r.anha) a bir bir anlattılar.

Hadice hatun (r.anha) mallarını satmak üzere teslim ettiği Muhammed Aleyhis selam’ın bereketiyle iyi kâr getirdiğini görerek çok memnun olmuştu. Kervanı karşıladığı sırada Muhammed Aleyhis selam’ı gölgeleyen iki Meleği görmüştü.

Ticaret seferi sırasında vuku bulan harikulâde hallerin kölesi Meysere tarafından teker teker anlatılması üzerine, amcasının oğlu Varaka bin Nevfel’e gitti.

Varaka bin Nevfel putlara tapmayan okumuş ve çok bilgili, yaşlı bir hiristiyan idi. Hadice hatun (r.anha) daha önceden de ruyasında gökten ayın indiğini, koynuna girip koltuğundan çıkarak bütün âlemi andınlattığını görmüştü.

Bu ruyasını da Varaka bin Nevfel’e anlatmıştı. O da;

-“Ahir zaman Peygamberi vücuda gelmiştir. Sen O’nun hanımı olursun. Senin zamanında O’na vahiy gelir. O’nun dini bütün âlemi doldurur. Sen O’na en önce İman eden olursun. O Peygamber Kureyş kabilesinin Haşim oğulları kolundan olacak…” demişti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu

Eski Busra’dan görünüş

Muhammed (Aleyhis selam)- 30

Hadice hatun (r.anha) bu defa kölesi Meysere’nin anlattığı şeyleri de Varaka bin Nevfel’e söyleyince,

O’da hayrete düşüp;

-“Bu söylediklerinden anlaşılıyor ki, şüphesiz Muhammed, bu ümmetin Peygamberi olacak. Ben zaten bu ümmeten bir Peygamberin çıkacağını biliyor ve O’nu bekliyordum. Bu zaman O’nun tam zamanıdır. Dedi.

Böylece Hazret-i Hadice (r.anha) nin sevgisi ve itimadı daha da arttı.

Muhammed Aleyhis selam 12 yaşında iken amcası Ebû Talib ile ticaret için Busra’ya kadar, 17 yaşında iken amcası Zübeyr ile yemen’e, 20 yaşında Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) ile Şam’a ve 25 yaşında iken Hazret-i Hatice (r.anha) nin mallarını satmak üzere Şam’a olmak üzere dört (4) defa seyahate çıktı. Bu seyahatlarinden başka hiçbir yere seyahat yapmadı.

Evlenmesi;

Muhammed Aleyhis selam yirmibeş yaşında iken ilk olarak Hazret-i Hadice (r.anha) ile evlendi.

Hazret-i Hadice (r.anha), Kureyş kabilesinin Esed oğulları kolundan kırk yaşında ve dul idi. Fakat malı, cemali, aklı, ilmi, şerefi, nesebi, iffet ve edebi fek fazla bir hatun idi.

Hadice hatun (r.anha) yüksek ahlakı ve üstün vasıfları sebebiyle Kureyş arasında “Tâhire” (çok temiz) İslamiyet geldikten sonra da “Hadicet-ül-kübra” ismiyle meşhur olmuştu.

Hazret-i Hadice (r.anha) mallarını Şam tarafına götürüp Busra’da satan Muhammed Aleyhis selam’ın adaletini, üstün ahlakını ve hakkında duyduğu, şahit olduğu hadiseler sebebiyle O’nu son derece takdir etmişti.

Bu hadiseden kısa bir süre sonra, yakınlarının araya girmesiyle evlenmeleri kararlaştırıldı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu