‘Asr-ı Seaadet devri’ olarak etiketlenmiş yazılar

Ğaris-Sevr (Sevr mağarası) Mekke

Ğaris-Sevr’den Mekke’nin görünüşü

Muhammed (Aleyhis selam)- 61

Mühim işleri görüşmek için bir araya geldikleri “Darü’n-Nedve’de” toplandılar, ne yapacaklarını konuşmaya başladılar. Şeytan, Şeyhi Necdi kılığında, ihtiyar bir Necd’ili şeklinde müşriklerin yanına geldi. Konuşmalarını dinledi. Çeşitli teklifler öne sürüldü. Hiçbiri beğenilmedi.

Sonra şeytan da söze karışıp, onlara;

-“Sizin düşündüklerinizin hiçbiri O’na karşı çare değildir. Çünkü O’nun öyle güler yüzü tatlı dili vardır ki, her tedbiri bozar. Başka çare düşününüz.” Diyerek fikrini söyledi.

Kureyş’in Reisi ve en azılı İslam düşmanı olan Ebû Cehil;

-“En doğru fikir şudur ki, her kabileden bir kuvvetli kimse seçelim. Her biri ellerinde kılıçları ile Muhammed (s.a.v.) ın üzerine saldırsın. Kılıç vurup kanını döksünler. Böylece kimin öldürdüğü belli olmaz. Zaruri olarak diyete razı olurlar. Biz de O’nun diyetini verir, bu sıkıntıdan kurtuluruz.” Dedi.

Şeyhi Necdi kılığında aralarında katılan Şeytan da bu fikri beğendi ve hararetle tasdik etti.

Onlar bunun hazırlığı içindeyken Allah-u Teâlâ, Resulü (s.a.v.) ne Hicret emri verdi. Cebrail aleyhis selam gelerek müşriklerin kararını ve o gece yatağında yatmamasını bildirdi.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Hazret-i Ali (r.a.) yi kendi yatağında yatmasını ve bıraktığı emanetleri sahiplerine vermesini söyledi;

-“Bu gece yatağımda yat uyu, şu hırkamı da üzerine ört! Korkma sana hiçbir zarar gelmez.” Buyurdu.

Geceleyin Yâsin suresinin ilk sekiz ayetini okuyarak, kendisini öldürmek için evini sarmış kafirlerin üzerine bir avuç toprak saçtı ve evinden çıktı. Müşriklerin hiçbiri O’nu göremedi. Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in saçtığı topraktan o gün kime isabet ettiyse daha sonra Bedir savaşında öldürüldü.

Safer ayının yirmiyedinci Perşembe günü, Peygamberimiz (s.a.v.) ve Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) yanlarına bir miktar yiyecek alarak, bir kılavuz ile birlikte yola çıktılar. Bir saatlık mesafedeki Sevr dağında bulunan mağaranın önüne geldiler.

Mağraya Resulullah (s.a.v.) tan izin alarak önce Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) girdi, içeriyi dikkatlice gözden geçirdi. Gördüğü çok sayıdaki delikleri, yılan ve akrep çıkmaması için, gömleğini parçalayarak kapattı. Açık kalan bir deliği de ayağı ile kapayıp Peygamber efendimiz (s.a.v.) i içeri davet etti.

Resulullah (s.a.v.) ın içeri girmesinden sonra Allah-u Teâlâ’nın emriyle bir örümcek kapıya ağını ördü ve bir çift güvercin yuva yaparak yumurtladı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Ğaris-Sevr (Sevr mağarası)

Ğaris-Sevr (Sevr mağarasından Mekke’nin görünüşü)

Muhammed (Aleyhis selam)- 62

Sabaha kadar evin çevresinde bekleyen müşrikler sabahleyin içerde Hazrtet-i Ali (r.a.) yi görünce şaşırdılar. Resulullah (s.a.v.) ı yatağında bulamayan müşrikler, her tarafı aramaya başladılar.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in evine gittiler orada da bulamadılar. İz takip ederek Sevr dağındaki mağaranın önüne geldiklerinde, bir örümceğin mağaranın ağzına örmüş ve bir güvercinin de yuva yapmış olduğunu gördüler. İçeriye bakmadan geri döndüler.

Allah-u Teâlâ, bu mucize ile Peygamberini ve O’nun arkadaşı Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) i müşriklerin kötülüklerinden korudu. Ayaklarının ucuna baksalardı her ikisini de göreceklerdi.

Bu durum karşısında Resulullah (s.a.v.) için endişelenen Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) i Peygamberimiz teselli ediyor;

Ve O’na;

-“Sen üzülme, Allah bizimle beraberdir.” Buyurdu.

Mağarada Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) başını Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in dizine koyarak bir miktar uyumuştu ki, bir yılan Hazret-i Ebû Bbekir (r.a.) in delik üzerine koyduğu ayağını ısırdı. Izdırapla gözlerinden yaşlar aktı.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) uykudan uyanıp;

-“Ya Ebâ Bekir! Seni ağlatan şey nedir?” diye sorunca,

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) de;

-“Ayağımı bir şey ısırdı, canım yandı. Fakat anam, babam sana feda olsun, Yâ Resulallah!” dedi.

Hemen Peygamberimiz (s.a.v.) yılanın soktuğu yere mübarek tükürüğünü sürdü ve Allah-u Teâlâ’nın izniyle Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) iyileşti.

Peygambr efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) ve Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) üç gün üç gece bu mğarada kaldılar.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in oğlu Abdullah (r.a.), Mekke’de duyduklarını, geceleyin sevr mağarasına gelip haber veriyor, Ebû Bekir (r.a.) in azadlı kölesi ve sürülerinin çobanı Âmir bin Füheyre (r.a.) ise geceleri süt getiriyor ve izleri yok ediyordu.

Rebiülevvelin birinci pazartesi günü Sevr mağarasından ayrılarak Medine’ye doğru yola çıkan Resulullah (s.a.v.) ve Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) i her yerde aramalarına rağmen bulamayan müşrikler adete çılgına dönmüşlerdi.

En azılıları olan Ebû Cehil, Mekke civarında telâlar bağırtarak Peygamberimiz (s.a.v.) i ve Ebû Bekir (r.a.) i bulup getirenlere ve yerlerini bildirileceklere 100 deve vaad ediyordu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu