‘dua adabı’ olarak etiketlenmiş yazılar

Zeynelâbidin Cami-i nin nkülliyatı restor halı (Nusaybin)

İbn-i Cezeri (Radiyallah-u anhu) – 8

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Ademoğlunu, Allah-ü teâlâ’yı anmaktan daha çok, Allah-ü teâlâ’nın azabından kurtaran bir amel yoktur.” Buyurunca

Eshâb-i kiram (r.a.);

-“Allah yolunda cihad damı, Allah-ü teâlâ’nın azabından ondan daha kurtarıcı değildir” diye sordular.

Resululllah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Evet, Allah yolunda cihad da… Fakat parçalanıncaya kadar kılıç ile dinsizlere karşı cihad ederse müstesnâ.”

-“Ademoğlundan herkesin kalbinde iki mekân vardır. Birisinde melek, diğerinde şeytan vardır. Allah-ü teâlâ’yı andığı zaman, bu şeytanın hoşuna gitmez ve bir tarafa çekilir. O kimsenin kalbine bir şey yapamaz. Allah-ü teâlâ’yı anmadığı zaman gagasını onun kalbine koyar ve ona vesvese verir.”

-“Gâfil (alışveriş ile ve başka işlerle meşgül olmak suretiyle Allah-ü teâlâ’yı anmaktan uzak kalan) kimseler arasında Allah-ü teâlâ’yı ananlar, dinsizlerle muharebeden kaçan kimseler arasında sabredip muharebe eden kimseler mesâbesindedir.”

-“Bir kimse Allah-ü teâlâ’yı anmadan yürürse, üzerinde noksanlık olarak yürümüştür. Bir kimse Allah-ü teâlâ’yı anmadan yatağa girerse, üzerinde bir noksanlık olarak yatağına girmiştir.”

-“Bir dağ (diğer) bir dağa (o mahalda bilinen) ismi ile (hitabederek) –“Ey falan! Sana Allah-ü teâlâ’yı zikreden (anan) birisi uğradı mı?” diye seslenir. –“Evet uğradı” derse, (Soru soran dağ, arkadaşı olan dağa böyle birisinin uğrayıp, onun için böyle bir hayırlı halın hasıl olmasından) sevinir. (Hatta ona hasıl olan faidelerden, kendisine de birazcık ulaşmasını ümid eder. Böyle bir halin kendisinde hasıl olmamasından dolayı da üzülür.)”

-“Cennet ehl-i, sadece dünyada iken Allah-ü teâlâ’yı anmadan geçirdikleri vakitlerine hasret çekerler. (niçin Allah-ü teâlâ’yı anmadan o vakit geçirdik, diye) pişman olup, üzülürler.”

Duâ âdâbı;

Duâ âdâbında bir kısmı rükndür. Unlar; Ehl-i sünnet i’tikâdında ve ihlâs sahibi olmaktır. Bir kısmı, haramlardan sakınmak gibi şartlardır. Bunların dışında kalanların bir kısmı müstehablar ve mekruhlardır. Diğer bir kısmı da; yapılması, terkinden evlâ olanlardır.

Bu edebler ve şartlardan bazıları şunlardır.

1-Yemede, içmede giyimde ve kazançta haramdan sakınmak.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan İbn-i Çezeri (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Zeynelâbidin Cami-i avlusu

İbn-i Cezeri (Radiyallah-u anhu) – 10

-“En güzel isimler, Allah-ü teâlânındır. O halde Allah-ü teâlâ’ya bu isimlerle duâ edin. Allah-ü teâlâ’nın isimlerinde ilhad edenleri yani isimleri değiştirenleri terk edin. Onlar ahirette yaptıklarının cezasını çekeceklerdir.” Buyuruyor. (A’râf suresi ayet 180)

17-Duâda edebi sözlerle duâ yapmaya zorlanmamalıdır..

18-Nâme yaparak duâ etmemek.

19-Peeygamberleri (a.s.) ve salih kimseleri vesile ederek duâ etmek, Çünkü onlar, hem Allah-ü teâlâ’ya ve hem de kullarına karşı hakları en kâmil şekilde yerine getirmektir..

20-Duâ ederken sesi alçaltmak. Yani gizli olarak duâ etmekteir. Gizli duâ etmek, Allah-ü teâlâ’nın katında makbuldur.

Allah-ü teâlâ Kurân-i kerimde meâlen;

-“Rabbinizi, yalvararak, gizli ve sessiz çağırınız.” Buyuruyor (A’râf suresi ayet 21)

21-Duâ ederken, günahını itiraf etmek.

22-Duâ ederken Resulullah efendimiz (s.a.v.) den bildirilen sahih duaları tercih etmek. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) den bildirilen duâlar, başka duâlâ’ra hacet bırakmamıştır.

23-Güzel ma’na ve maksadları veya Allah-ü teâlâ’ya senâyı ihtiva eden duâlarla duâ etmektir.

24-Duâ eden, önce kandisine, sonra ana-babaya ve diğer mi’minlere duâ etmelidir. Allah-ü teâlâ, İbrahim aleyhisselamin meâlen şöyle duâ ettiğini bildirdi.

-“Ey Rabbimiz! Hesap kurulacağı kıyamet günü, beni, ebeveynimi ve bütün mi’minleri bağışla.” (İbrahim suresi ayet 41) Nuh Aleyhis selam’ın duâsı, Kurân-i kerim’de meâlen şöyle bildirildi.

-“Ey Rabbim! Kafirlerden hiç kimseyi yer yüzünde bırakma.” (Nuh suresi ayet 28)

25-Eğer duâ eden imâm ise, yalnız kendisine duâ etmemelidir.

26-Allah-ü teâlâ’dan azimle istemektir.

27-İstekle duâ etmelidir.

28-Duâyı kalbden yapmalıdır. Duâ ederken kalbı hazır bulundurmalıdır. (Yani kalb başka düşüncelerden temizlemelidir.)

29-Allah-ü teâlâ’nın, duâsını kabul edeceğini ümid ederek duâ etmelidir..

30-Duâyı birkaç kere tekrar etmelidir. Duâyı en az üç kere tekrar etmelidir.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan İbn-i Çezeri (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Zeynelâbidin Cami-i külliyatının rstore halı (Nusaybin)

İbn-i Cezeri (Radiyallah-u anhu) – 11

31-Dinen uygun olmayan bir şey için duâ etmemelidir.

32-Tahaccur etmemeli. Yani, Allahım beni af ve mağfiret et. Benden başkasını af ve mağfiret etme veya Allahım falancayı af ve mağfiret etm dememelidir..

33-Bütün hacetlerini istemelidir.

34-Duâ eden ve dinleyen amin demelidir.

35-Duâ ettikten sonra ellerini yüzüne sürmelidir.

36-Duâ ederken acele etmemelidir.

En faziletli zikir, kur’an-i kerim okumaktır. Zikir, sadece tehlil, tesbih ve tekbirden ibaret değildir. Alah-ü teâlâ’nın beğendiği ve razı olduğu işleri yapan herkes zikretmiş olur.

Âlimler buyurdular ki;

-“Kul, Resulullah (s.a.v.) tan bildirilen zikirlere, sabah, akşam ve muhtelif hallerde ve vakitlerinde, gece veya gündüz devam ettiği zaman, Allah-ü teâlâ çokça alanlardan olur.”

Gece veya gündüz yahut bir namazın peşinden veya bunlardan başka zamanlarda zikir edenlerin (Allah-ü teâlâ’y ananların), mümkün olduğu kadar aynı vakitlerde zikr edip, ihmal etmemesi gerekir. Böylece, Allah-ü teâlâ’y anmayı adet haline getirmiş olur.

Duâ’nın kabul olduğu vakitler;

-“Duâ’nın, şu vakitlerde daha çok kabul olacağı ümid edilir. Kadir gecesi, Arafe günü, Ramazan ayında, Cuma gecesi, Cuma günü, gece yarısı, gecenin ikinci yarısında, gecenin ilk üçtebirinde, gecenin son üçtebirinde, seher vaktinde, Cuma saatında (Bu saatın vakti imâmın hutbede minbere oturması ile Cuma namazının edâ edilmesine kadar olan zamandır denilmiştir.

Bu vakit hakkında çeşitli rivayetler vardır.

İmâm-i Nevevi (r.a.) buyurdu ki;

-“Sahih ve doğru olan, Sahih-i Müslim’de Ebû Musa eı-Eş’ari (r.a.) den rivayet edilen hadis-i şerifte sabit olandır. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“(Duanın kabul olduğu vakit) İmâmın minberde oturmasından, selam vermesine kadar olan müddettir.”

Hülasa; duânın kabülünün ümid edildiği vakit tam belirli olmayıp, muhtelif vakitler arasında bulunmaktadır.

Ezan ile ikâmet arasında, Allah yolunda cihad için saf tutulduğu sırada, harb kızıştığı zaman, farz namazlardan sonra, secdelerde,

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan İbn-i Çezeri (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu