‘Ehl-i Beyt’ olarak etiketlenmiş yazılar

Mescidi Nebevvi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Avlusu (Mdine-i Münevvere)

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 23

Sonra mübarek gözlerini kapadı.

Hazret-i Fatima (r.anha);

-“Ah babacığım.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki;

-“Bundan sonra babana üzüntü ve gussa olmaz. Zira fani alemden ve mihnet yerinden kurtuluyor.”

-“Fatima ile bu konuşma tamam olunca, Hazret-i Aişe’yi çağırarak nasihat ettiler.”

Fatima’ya;

-“Oğlum Hasan ve Hüseyin’i getir.” Buyurdular.

Hasan ve Hüseyin geldiklerinde, Resulullah (s.a.v.) bu halde görünce o kadar ağlaştılar ki, mecliste bulunanların yürekleri yandı.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hasan’ın yüzünü mübarek sinesine koydu. Resulullah (s.a.v.) onlara şefkatle baktı. Alınlarını öptü. Ta’zim ve tekrim etti.

Hazret-i Fatima (r.anha) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince;

-“Ey benim babam, Cebrail aleyhis Selam kime gelir. Vahy kime gelir? Ya Rabbi! Benim canımı al da Resulün ile olayım.” Diyerek mersiyeler söyledi.

Enes bin Mâlik (r.a.) anlatıyor;

-“Rusulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın yüksek huzurlarında bulunuyorduk. Hazret-i Ali (r.a.) gelip, geride bir yerde oturdu.”

Server-i âlem (sallallahu leyhi ve Sellem) hazret-i Ali (r.a.) çağırdı.

-“Hazreti Ali (r.a.) ileri geçip, Resulullah (s.a.v.) önünde oturdu.”

Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Ya Ali! Allah-u Teâlâ seni benim üzerime dört haslet ile mükerrem kıldı.” Buyurdu.

Hazret-i Ali (r.a.) dizlerinin üzerine kalkıp başını toprağa koydu;

-“Babam anam sana feda olsun Ya Resulullah! Köle efendisinden mükerrem mufadıl olur mu?”dedi.

Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Ya Ali! Hak Teâlâ bir kuluna ikram etmek, onu üstün yapmak isterse, o kuluna gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, hiç kimsenin hatırına gelmediği şeyi verir.” Buyurdu.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bab-üs Selam kapısı Mescid-i Nebevvi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 24

Fatima-tüz Zehra (r.anhu) nun Vefatı;

Hazret-i Fatima (r.anha), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettikten sonra HİÇ GÜLMEMİŞTİR. Ayrılık ateşi ile daima yanmış ve Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’in verdiği müjde zamanını bekler olmuştur.

Gündüzleri oruç tutarak geceleri ibadetle geçirmiştir.

Vefat edeceğine yakın;

-“Ölünce beni erkekler arasına perdesiz çıkaracaklarını düşünerek çok utanıyorum.” Buyurmuştur.

O zaman kadınları tabuttan kefene sarılı olarak perdesiz çıkarmak adet idi.

Esma binti Ümeyr (r.anha) buyuruyor ki;

-“Habeşistan’da iken hurma dallarını çadır gibi ördüklerini görmüştüm.” Dedi

Hazret-i Fatima (r.anha);

-“Bunun yanımda yapda göreyim.” Dedi.

Esma (r.anha) yaparak gösterdi, çok hoşuna gitti. Ve güldü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettikten sonra güldüğü hiç görülmemişti.

Hazret-i Fatima (r.anha);

-“Öldükten sonra beni sen yıka, Ali de bulunsun. Başka kimse içeri girmesin.” Diye vasiyet etti.

İşte bunun için Hazret-i Ali (r.a.) cenazesine kimseyi çağırmadı.

Bir habere göre;

Hazret-i Abbas (r.a.) Ehl-i Beyut’den birkaç kişi ile cenaze namazını kılıp, gece defn ettiler.

Başka haberlere göre, Ertesi gün Ebû Bekri Sıddık (r.a.), Ömer Faruk (r.a.) ve bir çok sahabi hasta ziyareti için, Hazret-i Ali (r.a.) nin evine geldiler.

Hazret-i Fatima (r.anha) nın vefat’nı anlayınca;

-“Bize niçin haber vermedin? Namazını kılardık. HİZMETİNİ GÖRÜRDÜK,”Diyerek üzüldüklerini bildirdiler.

Hazret-i Ali (r.a.);

-“Kendisini erkeklerin görmemesi için gece defn olunmasını vasiyet ettiğini, vasiyeti yerine getirmek için böyle yapıldığını söyliyerek özür diledi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu


Ravda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve Sellem)

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 25

Hazret-i Fatima (r.anha), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın vefatından altı ay sonra, Ramazan-ı Şerif’in 3.Salı gecesi akşam ile yatsı arasında vefat etmiştir.

Rivayet ettiği Hadis-i Şerifler;

Raviler, Hazret-i Fatima (r.anha) nın çok hadis-i şerif rivayet ettiğini bildirmişlerdir.

Bunlardan bazıları;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdular ki;

-“Kızım Fatima, dikkat et, bütün mü’min kadınların veya bu Mühammed ümmeti kadınların büyüğü olmana razı değil misin?”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdular ki;

Ey benim kızcağızım, kalk Rabbinin rızkına hazırlan, gafil olma. Zira âlemleri rızıklandıran Cenab-ı Hak insanların rızıklarını şafağın sökmesiyle güneşin doğması arasında dağıtır.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdular ki;

-“Hadid, Vakia ve Rahman surelerini okumağa devam eden kimse yerde ve göklerde ‘Firdevs Cenneti yerlisi’ diye anılır.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdular ki;

-“Kızım Fatima Allah-u Teâlâ şüphesiz sana azab etmiyeceği gibi, senin çocuklarına da azab etmiyecektir.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdular ki;

-“Dikkat ediniz, bir kimsenin eli bulaşık olduğu halde yatıp sabah kalktığında o yüzden kendine bir belâ ve rahasızlık gelirse, kendisinden başkasına kabahat bulup kötülemesin.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Cuma gününde öyle bir saat vardır ki; Mü’min ve Müslüman olan bir kimse tam o saatte Cenab-ı Hak’tan bir şey dilerse, âlemlerin Rabbi olan Allah-u Teâlâ O’nun duasını kabul buyurarak dileğini verir.” Buyurdular.

-İlahi! Fatima evladı hatırına,
Son sözüm Kelime-i Tevhid ile ola!
Eğer bu duamı edersen red ya kabul!
Sarıldım, Ehl-i Beyt-i nebi eteğine.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Ravda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bab-üs Selam kapısı

Hasan bin Ali (Radiayallah-u anh);

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın torunu, İslâm halifelerinin beşincisi. On iki imâm’ın da İKİNCİSİ, Ehli beytin DÖRDÜNCÜSÜ. Hazret-i Ali (r.a.) nin oğlu olup, Hazret-i Muhammed (s.a.v.) in kızı Fatima-tüz Zehra (r.anha) annesidir.

Künyesi ebu Muhammed olup, lakabı MÜCTEBÂ’dır.

Medine’de 3 (M. 625) senesinin ramazan ayı ortasında doğdu. Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kulağına ezan ve ikamet okuyup, ismini “Hasan” koydu.

Yedinci günü ‘akika’ olarak, iki koç kesti. Sünnet ettirip, saçını da kestirip, ağırlığınca gümüş sadaka verildi.

Medine’de 49 (M. 669) senesinde vefat etti.

Hazret-i Hasan (r.a.), âlemlere rahmet olarak yaratılan, Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in terbiyesiyle yetiştirilip, büyüdü. Bu çok az kimseye nasib olan, fakat çok büyük ŞEREF VE SAADETTİ. Mükemmel bir tahsil ve terbiye gördü.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tarafından pek çok Hadis-i Şerif ile iltifata MAZHAR OLDU.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hazret-i Hasan (r.a.) ı çok sever, O’na şefkatle muamele ederdi.

Hazret-i Hasan (r.a.) ve kardeşi Hazret-i Hüseyin (r.a.), Resulullah (s.a.v.) huzurunda güreşiyorlardı.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hazret-i Hasan (r.a.) ı teşvik buyurdu. Hazret-i Fatima-tüz Zehra (r.anha) babasına;

-“Ya Resulallah! Hazret-i Hasan büyüktür, hep O’nun tarafını tutuyorsunuz. Halbuki, küçüğe yardımcı olmak daha uygun değil mi?” deyince.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Ya Fatima! Cebrail Aleyhis Selam Hüseyin’e yardım ediyor.” Buyurdular.

Ebû Eyyub-i Ensari (r.a.) anlatıyor;

-“Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzuruna girmiştim. Hasan ile Hüseyin (r.anhüm) önünde oynuyorlardı.

Ben;

-“Ya Resulallah! Sen bunları çok mu seviyorsun?” Dedim.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Nasıl sevmem. Bunlar benim dünyada öpüp, kokladığım iki reyhanımdır!” buyurdu.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hasan bin Ali (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Nebevvi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)  Ravda-i Mutahhara

Hasan bin Ali (Radiayallah-u anh)- 2

Eshab-i Kiram (r.anhüm) ın büyüklerinden, en fazla Hadis-i Şerif nakleden Ebû Hureyre (r.a.) anlatır;

-“Hasan (r.a.) ı gördüğümde hep gözlerim yaşlarla dolardı Zira bugünkü gibi hatırlıyorum. Allah-u Teâlâ’nın Resulü (s.a.v.) O’nu kucağına oturturdu. O’da mübarek sakalları ile oynardı.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç kere şöyle buyurdular;

-“Ben bunu çok seviyorum. Sen de sev. O’NU SEVENLERİ DE SEV!”

Ebû Eyyüb-i Ensari (r.a.) sözlerine şöyle devam etti;

-“Yine Hazret-i Hasan ile Hüseyin (r.anhüm) i kast ederek.”
Buyurdular ki;

-“Allahım ben bu ikisini seviyorum. Sen de bunları sev. Onlardan nefret edenleri sen de SEVME!”

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hazret-i Hasan, Hüseyin, Fatima ve Ali (r.anhüm) yi örtü içine alıp, Ahzâb süresi otuzüçüncü Ayet-i Kerimesini okuyup;

-“Ey Ehl-i Beytim! Allah-u teâlâ sizlerden ricsi Ya’ni her kusur ve kirleri gidermek istiyor ve sizi tam bir taharet ile temizlemek irade ediyor.”

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Allahım! Benim ehl-i Beytim bunlardır.” Buyurdu.

Hazret-i Hasan henüz akıl balığ olmayan ve Resulullah (s.a.v.) a biat eden ÇOCUKLARDANDI. Sekiz yaşında 11 (M. 632) senesinde önce dedesi Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem), sonra da annesi Hazret-i Fatima-tüz Zehra vefat edince YETİM kaldı.

Bundan sonra babası Hazret-i Ali (r.a.) nin terbiyesinde büyüdü. Hazret-i Hasan (r.a.) beyaz ve güzel yüzlü olup, yüzü resulullah (s.a.v.) ın yüzüne çok benzeyen yedi kişiden biridir. Resulullah (s.a.v.) a bundan çok benzeyen kimse yoktu.

Bir gün Hazret-i Ebû Bekir (r.a.), İkindi namazını kıldıktan sonra yolda oynayan Hazret-i Hasan (r.a.) ın yanına gitti. O’NU OMUZLARINA ALDI. Hazret-i Ali (r.a.) ye dönerek;

-“Ali’ye değil tıpkı Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e benziyor.” Buyurunca,

Hazret-i Ali (r.a.) tebessüm eti.

Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin (R.anhüm) hakkında başka yazı

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hasan bin Ali (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Ravda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bab-üs-Selam kapısı

Hasan bin Ali (Radiayallah-u anh)- 3

Hazret-i Hasan (r.a.) hilm (yumuşaklık) rıza, sabır ve kerem (cömertlik) sahibiydi. Fitne çıkıp, Halife Hazret-i Osman (r.a.) nın evi sarıldığında İMDADINA GİTTİ.
İki defa her şeyini Allah rızası için dağıttı.

Bir kişinin munacatında;

-“Ya Rabbi! Bana onbin altın ihsan eyle.” Dediği işitince, aceleyle evine gitti.

Adamın münacatında istediğini gönderdi. Sadaka vermeden edemezdi. Hazret-i Hüseyin (r.a.) ile her aldıklarında PAZARLIK eder, ucuz almaya çalışırlardı.

Kendilerine;

-“Bir günde, binlerce dirhem SADAKA veriyorsunuz da, bir şey satın alırken niçin uzun pazarlık ederek yoruluyorsunuz?” dediklerine

Kendileri (r.anhüm);

-“Verdiklerimizi Allah rızası için veriyoruz. NE KADAR VERSEK YİNE AZDIR. Fakat, alişverişte aldanmak aklın ve malın noksan olmasıdır.” Buyururlardı.

Aldığı bir hediyeye değerinden fazla karşılık verirdi.

Bir gün Abdullah bin Zübeyr (r.a.) ile yola çıkmıştı. Bir hurmalıkta dinlendiler. Ağaçlar kurumuştu.

Abdullah bin Zübeyr (r.a.);

-“Ağaçta hurma olsaydı, iyi olurdu.” Dedi.

Hazret-i Hasan (r.a.) sesizce dua etti. Bir ağaç hemen yeşerip, hurma ile doldu.

Orada bulunanlar;

-“Bu sihirdir.” Dediler.

Hazret-i Hasan (r.a.);

-“Hayır, sihir değil, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın torunun kabul olan dua’sı ile Cenab-i Hak yeşertmıştır.” Buyurdu.

Hazret-i Hasan (r.a.) babası Hazret-i Ali (r.a.) nin şehid edilmesiyle, 40 (M. 661) senesi Ramazan ayı sonunda Halife oldu.

Kendisine kırkbin kişi biat etti. Basra, Hicaz, Horasan, Irak, İran, Kufe, Medine, Mekke ve Yemen ahalisi de biat etti. Fakat Mısır ve Şam ahalisi Hazret-i Muaviye (r.a.) ye biat etti.

Hilafetin yedinci ayında Bağdad yanında iki tarafın ordusu harbe hazır iken, Müslüman kanı dökülmemesi için, Hilafet’i Hazret-i Muaviye (r.a.) ye bıraktı.

Hazret-i Hasan (r.a.) küçük iken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O’NA İŞARET EDEREK;

-“Bu oğlum Seyyid’dir. Ümid ederim ki, Allah-u Teâlâ O’nun vasıtasıyla iki tarafın arasını bulur.” Buyurması,

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in bir mucizesiydi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hasan bin Ali (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Ravda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve Sellem)

Hasan bin Ali (Radiayallah-u anh)- 4

Hazret-i Hasan (r.a.) ın hilafetten çekilmesiyle Müslüman kanı dökülmedi. Hazret-i Muaviye (r.a.) ile anlaştıktan sonra Medine-i Münevvere’ye geldi.

Hazret-i Muaviye (r.a.) kendisinden sonra Hazret-i Hassan (r.a.) ın halife olmasına karar verdi.

Hasan (r.a.) nın eşi Ca’de binti Eş’as boşanmaktan çok korkup, O’na kin tuttu. Hazret-i Muaviye (r.a.) nin oğlu Yezid, babasının Hazret-i Hasan (r.a.) ı halef göstermesi üzerine Ca’de’ye, Şam’dan ZEHİR ile haber gönderdi.

Ca’de aldandı. Hazret-i Hasan (r.a.) zehirlendi. Ölüm hastalığındayken, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında defn edilmesi için Hazret-i Aişe (r.anha) dan izin istedi.

Hazret-i Aişe (r.anha) izin verdiyse de FİTNE KORKUSUNDAN Mervan bin Hakem izin vermedi.

Hazret-i Hüseyin (r.a.) O’nu Bâki Kabristanı’na götürdü. Namazını Said bin As kıldırdı. Medine-i Münevvere’de Baki Kabristanlığı’na defn edildi.

Hazret-i Hasan (r.a.), hacca gitti. Onbeş erkek ve sekiz kız evladı vardı. Hazret-i Hasan (r.a.) soyundan gelenlere ‘şerif’ deniz.

Kızına ve yeğenlerine şöyle nasihat ederdi;

-“İlme çalışınız. Ezber zorunuza gidiyorsa, yazınız ve evlerinize götürünüz.”

Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) torunu Hasan (r.a.) için buyurdu ki;

-“İçinizden en hayırlısı Ali, Gençlerin arasında en hayırlıları Hasan ile Hüseyin. Kadınlarınızın da en hayırlısı Fatima (r.anha) dır.”

Tekrar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki;

-“Hasan ile Hüseyin Cennet gençlerinin büyüğüdürler. Babaları onlardan efdaldır.”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki;

-“Kim güneşi kaybederse ay’a başvursun. Onu da kaybederse Yıldız’a başvursun.”

Eshab-i Kiram (r.anhüm) bu hadis-i Şerifin izahını isteyince;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu şöyle açıkladı;

-“Güneş benim. Ay Ali’dir. Fatima da, yıldızdır. KUZEY KUTBUNA YAKIN OLAN O İKİ YILDIZ İSE Hasan ile Hüseyin’dir.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hasan bin Ali (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Ba-üs Selam kapısı Ravda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve Sellem)

Hüseyin bin Ali (Radiyallah-u anh);

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın torunu, Hazret-i Ali (r.a.) nin oğlu, On iki İmâm’ın üçüncüsü ve Ehl-i beytin BEŞİNCİSİDİR. Hicretin altıncı yılında (M. 626) doğdu.

Hazret-i Hüseyin (r.a.) Nesebi;

Hüseyin bin Ali bin Ebi Talib bin Abdü’l Muttalib bin Haşim, el Kureyşi, el Haşmidir.

Hüseyin adı, O’na Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tarafından verildi. Künyesi, Ebû Abdullah’dır. Lakabı Seyyid ve şehid’dir.

Ümmü Hâris (r.anha) anlatır;

-“Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın huzuruna vardım.”

Resulullah (s.a.v.) a;

-“Bir Ruya gördüm, çok korktum.” Diye arzetiğimde;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Ne gördün?” buyurdular.

Ben;

-“Sizin vucudunuzdan bir parça kesdiler, benim yanıma eklediler.” Dedim.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“İyi görmüşsün, Fatima’nın bir oğlu olacak ve senin yanında kalacktır.” Buyurdular.

Bir müddet sonra Hazret-i Hüseyin (r.a.) dünyaya geldi.

İbn-i Abbas (r.a.) dan gelen rivayete göre;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) her sabah namazını kıldıktan sonra mübarek yüzünü Eshab-i Kiram (r.anhüm) a çevirirlerdi. Üzüntülü kimseler yüzünü görseler mesrur (sevinçli) olurlardı.”

Bir gün;

-“Sabah namazından sonra yüzlerini döndürmeden Hazret-i Ali (r.a.) yi çağırdılar. Beraber mescid’den çıktılar.”

-“Eshab-i Kiram (Aleyhimürrıdvan) nereye, niçin gittiklerini anlyamadılar. Tekrar dönerler diye oturdular. İkisi Hazret-i Fatima (r.anha) nın evine gittiler.”

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hazret-i Ali (r.a.) ye kapıda durup;

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hüseyin bin Ali (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Ba’bül-Baki’ kapısı Revda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve Sellem)

Hüseyin bin Ali (Radiyallah-u anh)- 2

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hazret-i Ali (r.a.) ye kapıda durup;

-“Kimseyi içeri sokmamasını emr etmişlerdi.”

Hazret-i Hüseyin (r.a.) doğmuş, Melekler tebrik etmek için gelmişlerdi.

-“Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) durmayıp, Hazret-i Ali (r.a.) nin evine gitti. Sonra Ömer (r.a.) sonra Osman (r.a.) ve bütün Eshab-i Kiram (r.anhüm) Hazreti Ali (r.a.) nin evine gittiler.”

Ebû Bekir (r.a.), Hazret-i Ali (r.a.) den;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın nerede olduğunu sordu.”

Hazret-i Ali (r.a.);

-“İçeride.” Dedi.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.);

-“İzin verirsen ben de gireyim.” Dedi.

Hazret-i Ali (r.a.);

-“Allah’ın Resuluü (s.a.v.) meşgüldür.” Dedi.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.);

-“Benim içeri girmememi sana emr etti mi?” deyince,

Hazret-i Ali (r.a.);

-“Hayır, yalnız DÖRTYÜZYİRMİDÖRT BİN MELEK geldi.” Dedi.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) sözünden taaccüp (hayret) edip durdu.

Hazret-i Ali (r.a.); Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve bütün Eshab-i Kiram (Aleyhimürrıdvan) a aynı şeyleri söyledi.

Bir ara Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışarı çıkıp; Herkesin içeri girmesini emr ettiler.

Önce Ebû Bekir (r.a.) sonra bütün Eshab-i Kiram (r.anhüm) içeri girdiler. Resulullah (s.a.v.) a selam verdiler.

Hazret-i Ali (r.a.) nin meleklerin sayısındaki sözü söylediler.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hazret-i Ali (r.a.) ye;

-“Meleklerin sayısını nasıl bildin?” diye sordular.

Hazret-i Ali (r.a.);

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hüseyin bin Ali (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Arafat (Mekke-i Mükerreme)

Hüseyin bin Ali (Radiyallah-u anh)- 3

Hazret-i Ali (r.a.);

-“Melekler gurup gurup geliyorlardı. her biri bir dil ile konuşurlardı. Ve sayısını bildirirlerdi.” Dedi.

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Allah aklını ziyade etsin Yâ Ali.” Buyurdular.

Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hüseyin (r.a.) doğduğu zaman, kulağına;

-“O Cennet çocuklarının efendisi (Seyidi) dir.” Diye seslenmişti.

Usâme bin Zeyd (r.a.), bir gece Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) i gördüğünü ve O’nun;

-“Bunlar benim oğullarımdır, kızımın oğullarıdır; Allahım, ben onları seviyorum, sen de onları sev ve onları sevenleri de sev.” Dediğini rivayet etmektedir.

Bir defasında da;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Hüseyin benden, ben Hüseyin’denim, Allah-u Teâlâ Huseyin’i seveni sever.” Buyurmuştu.

Hazret-i Hüseyin (r.a.) daha bir çok Hadis-i Şeriflerle methedildi.

Allah-u Teâlâ Kur’an-i Kerimde, Ehl-i Beyt’e Buyuruyor ki;

-“Allah-u Teâlâ sizlerden ricsi, yani her kusur ve kirleri gidermek istiyor ve sizi tam bir taharet ile temizlemek irade ediyor.”

Eshab-i Kiram (r.anhüm) sordular;

-Ya Resulullah! Ehl-i Beyt kimlerdir?”

-“O esnade İmâm-i Ali (r.a.) geldi. Mübarek hırkasının altına aldılar. Fatima-tüz Zehra (r.anha) da geldi. O’nu da yanına aldılar. İmâm-i Hasan (r.a) geldi. O’nu da bir yanına, İmâm-i Hüseyin (r.a.) geldi. O’nu da öbür tarafına alarak; “İşte bunlar Ehl-i Beytim.” Buyurdular.

Bu ayeti Kerime ile ilgili Hadis-i Şerifler, Resulullah (s.a.v.) ın iki mübarek torununu sevmenin şart olduğunu bildirmektedir.

Hazret-i Hüseyin (r.a.) buyurdu ki;

-“Birgün yüksek dedemin huzuruna varmıştım. Ubey bin Ka’b (r.a.) da huzurunda idi.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bana;

-“Merhaba ey Ebû Abdullah, ey göklerin ve yerin süsü!” diye hitap etti.

Ubey bin Ka’b (r.a.);

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hüseyin bin Ali (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu