‘Eshab-i kiram’ olarak etiketlenmiş yazılar

Baverne (Bahçebaşı) Yolu (Nusaybin)

Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u Anhu)- 2

Bunun üzerine hicri 5.yıl yıl Recep ayında, aralarında Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) ın da bulunduğu 15 kişilik ilk muhacir kafilesi, müşriklere (puta tapanlara) duyurmadan Mekke’den ayrıldılar.

Habeşistan hükümdarı Necaşi, gelen muhacirlere çok iyi davrandı. Rahat ve huzurlarını sağladı. Eshab-ı Kiram (r.anhüm) a sorduğu sorulara olgun cevablar alınca Müslüman oldu.

Hazret-i Ümmü Seleme (r.a.) diyor ki;

-“Biz Habeşistan’da huzur içinde yaşarken Necaşi’nin üzerine Habeş’ten bir adam geldi. Saltanatını elinden almak istedi. O adamın, Necaş’ye üstün gelmesinden korkuyorduk ve çok üzüldük. Çünkü o hükümdar olsaydı bize hayat hakkı tanımazdı. Necaşi de onun üzerine yürüdü. Savaş Nil nehrinin öbür tarafında oluyordu. Durum çok krıtikti. Necaşi’nin galip gelmesini istiyorduk.”

Eshab (r.anhüm.) dan bazıları;

-“Kim savaş cephesine gidip bize haber getirecek?” deyince,

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.);

-“Ben giderim!” deyince

Eshab-i Kiram (r.anhüm);

-“Peki, sen git.” Dediler.

Zübeyr bin Avvâm (r.a.) Müslümanların yaşı en genç olanı idi.

-“Zübeyr bin Avvâm (r.a.) a bir su tulumu şişirdiler ve göğsüne astılar. Sonra Nili’in üzerinde yüzdü ve orduların karşılaştığı Nil’in öteki tarafına geçti. Onların yanında hazır bulundu. Biz ise Allah-u Teâlâ’ya Necaşi için düşmana gâlip gelmesi ve O’na Memleketinde kalması için kudret vermesine duâ ettik. Biz durumun ne olacağını beklerken Zübeyr (r.a.) uzaktan göründü.”

Koşuyordu.

O elbisesiyle işaret ediyor ve şöyle sesleniyordu.

-“Müjde, Necaşi zafere erişti ve Allah-u Teâlâ onun düşmanını helak eti ve ona memleketinde kalmaya kudret verdi. Şimdiye kadar onun gibi sevindiğimizi bilmiyorum.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas yolu (Nusaybin)

Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u Anhu)- 3

Ümmü Seleme (r.a.) sözlerine şöyle devam etti.

-“Necaşi Allah-u Teâlâ’nın izniyle o kafiri mağlup ederek sağ salim sarayına döndü. Mekke’ye, Resulullah (s.a.v.) in yanına gelene kadar biz onun yanında güzel bir hayat sürdük. Sonra Eshab-i Kiram (r.anhüm) Mekke’den medine’ye hicret edince biz de Habeşistan’dan hicret ettik.”

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Medine’ye hicret ettiği zaman, hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) ı, Ensar’dan Ka’b bin Mâlik ile kardeş yaptı.

Hicretten iki yıl sonra Mekke’li müşriklerle Bedir savaşı yapıldı. Bu savaşta Müslümanlar 313 kişi Mekkeli müşrikler 1500 kişi idi.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) Bedir muharebesinde Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) i sağ kanada kumanda tayın etti.

Ve;

-“Melekler, alâmetli ve nişanlıdırlar, siz de kendinize birer alâmet ve nişan yapınız!” buyurdular.

Bunun üzerine Zübeyr bin Avvâm (r.a.) başına “sarı bir sarık” sardı. Her iki taraf bütün güçleriyle saldırıya geçti.

Zübeyr bin Avam (r.a.) buyurdu ki;

-“Bedir günü ben müşriklerden Ubeyde bin Said’ le karşılaştım. O baştan aşağıya kadar zırha bürünmüş, gözlerinden başka bir yeri görünmüyor ve at üzerinde bulunuyordu. Çocukluktan beri büyük karınlı olduğu için kendisine (Ebû zâtülkeriş=karın babası) denirdi.”

O;

-”Ben Ebû zâtülkeriş’im Ben Ebû Zatül Kerişim.”

Diye meydan okuyordu.

-“Elimdeki mızrağımı hemen onun gözüne sapladım. Ubeyda bin Said kafiri yıklıp öldü. Ayağımı yanağına bastım olanca kuvvetimle mızrağımı çekip çıkardım. Fakat mızrağımın iki tarafı eğilmişti.”

Melek’lerin de katıldığı bu savaş çok şiddetli geçiyordu.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Allahım! Şu avuç İslâm cemaati helâk olursa, artık sana yer yüzünde hiç ibadet olunmaz.” Diyor, durmadan Allah-u Teâlâ’dan yardım diliyor ve O’na yalvarıyordu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bedir Şehidliği

Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u Anhu)- 4

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) in Bedir harbi esnasında gösterdiği kahramanlık çok büyüktü. Vucudunda yaralanmadık yer kalmamıştı.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm oğlu Urve (r.anhüm.) der ki;

-“Babam Zübeyr bin Avvâm (r.a.) bilhassa üç kılıç darbesi almıştı. Bunlardan biri boynunda idi. Yara o kadar derin bir iz bırakmıştı ki, içine parmağımı sokabiliyordum.”

Bedir muharebesi Müslümanların galibiyetiyle neticelenip, 14 Eshab-i Kiram (r.a.) şehid edildi. 70 Müşrik öldürüldü.

Mekke’li müşrikler bu yenilgiyi unutmamış bir yıl sonra tekrar Medine’ye haraket etmişlerdir. Uhud’da iki ordu yine karşılaştı.

Uhud gazâsı hicretin üçüncü senesinde vuku buldu. Bu muharebede fedakarlık gösterenlerin en meşhürleri arasında Hazret-i Zübeyr bin Avvâm ile Hazret-i Ebû Dücane (r.anhüm) de bulunuyordu.

Uhud muharebesi başlarken, müşriklerden (puta tapanlardan) deve üzerinde bir adam meydana çıktı. Çarpışmak için er diledi.

Herkesin kendisinden çekindiğini, geri durduğunu görünce, dileğini üç kere tekrarladı. Bunun üzerine Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.), “başına sarı bir sarık” sararak meydana yürüdü.

Birden devenin üzerine sıçrayarak, kafirin boğazına sarıldı. Deve üzerindeki bu mücadele devam ederken;

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Onu yere düşür.” Buyurdu.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) o müşriki yere düşürdü. Üstüne çıkıp boynunu kesti.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Eğer, Zübeyr, onun karşısına çıkmasaydı, halkın çekindiğine, sakındığına bakıp, ben çıkacaktım.” Buyurdu.

Teke tek mücadelelerden sonra savaş iki tarafın hücumuyla başladı. Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) ve Mikdad bin Esved (r.a.), Ebû Cehil’in kumandasındeki süvarileri karşılayıp, bozguna uğrattılar.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm ve Mikdad bin Esved (r.anhüm), biner süvariye denk tutulurdu.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.), müşriklerin sancaktarı olan Kilab’i öldürdü ve 7 (yedi) arkadaşı ile Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in yanında şehid oluncaya kadar ayrılmamak üzere yemin ettiler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Uhud Şehidliği (Hazret-i Hamza r.a. kabri) Medine-i Münevvere- Eski resim-

Uhud Şehidliği (Hazret-i Hamza r.a. kabri) Medine-i Münevvere-Yeni resim-

Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u Anhu)- 5

Müşriklerin okçuları, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) i ok yağmuruna tutunca, Eshab-i Kiram Peygamber Efendimiz (s.a.v.) i ortadan aldılar.

Altılan oklar Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in sağından solundan geçiyor, ya önüne düşüyör veya arkasından aşıp geçiyordu.

Mekkeli müşrikler Resulullah (s.a.v.) ı her yandan kuşattılar. Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) ve arkadaşları, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in etrafında pervane gibi dönerek, gelen oklara, kılınçlara vucutlarını siper ettiler.

Pek çok Eshab-i, Güzin (r.anhüm) çarpışa çarpışa şehid oldu. Düşman gerilemişti, zafer’e yaklaşılmıştı. Zafer sevinciyle yerlerini terk eden Sahabe’nin (r.anhüm) bulundukları yerden, düşman süvarileri saldırıya geçti ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e kadar sokuldular.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) yaralandı. Eshab-i Kiram (r.anhüm) hemen toplandı, neticede savaş tekrar Müslümanların lehine döndü.

Muharebe bitmişti. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in vefatı şayiası Medine’ye ulaşınca, Hazret-i Safiyye hatun (r.anha) hemen Uhud’a haraket etti.

Uhud Meydanına gelince, oğlu Hazret-i Zübeyr (r.a.) i ve Ali (r.a.) yi görüp, önce Resulullah (s.a.v.) ın halini sordu.

Hazret-i Ali (r.a.);

-“Hamdolsun iyidir.” Deyince ferahladı.

Fakat Hazret-i Safiyye (r.anha);

-“Bana onu gösterin.” Deyince,

Hazret-i Ali (r.a.), Peygamber Efendimiz (s.a.v.) i işaretle gösterdi. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) yaralı idi. Peygamberimiz (s.a.v.) in sağ olduğuna şükretti.

Hazret-i Safiyye (r.anha), baba-anne bir kardeşi olan, Hazret-i Hamza (r.a.) nın durumunu da görmek istiyordu.

Peygamberimiz (s.a.v.) Hazret-i Safiyye (r.anha) nin gelmekte olduğunu görünce Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) a;

-“Anneni geri çevir, kardeşinin cesedini görmesin.” Buyurdu.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.);

-“Anneciğim Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) geri dönmenizi emrediyor.” Deyince,

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Uhud Şehidliği (Hazret-i Hamza-r.a.- kabri) Medine-i Münevvere

Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u Anhu)- 6

Hazret-i Safiyye (r.anha);

-“Eğer ona yapılanı bana göstermemek için geri döneceksem, zaten ben kardeşimin cesedinin kesilip biçildiğini öğrenmiş bulunuyorum. O, bu musibete Allah yolunda uğramış bulunuyor. Biz Allah yolunda bundan daha beter olanlarına da razıyız. Sevabını Allah-u Teâlâ’dan bekliyeceğz. İnşallah sabredip, katlanacağız.” Dedi.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.), gelip bunu bildirince,

Pyegamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve selem);

-“Öyle ise bırak görsün.” Buyrdu.

Hazret-i Safiyye (r.anha.), hazret-i Hamza (r.a.) nın cesedinin yanına oturup sesizce ağlamaya başladı. Onunla, Peygamberimiz (s.a.v.) de sesizce ağladılar.

Hazret-i Zübeyr (r.a.) anlatır;

Annem yanında getirdiği iki hırkayı çıkarıp;

-“Bunları kardeşim Hamza (r.a.) için getirdim. Onu bunlara sarınız.” Dedi.

Hazret- Hamza (r.a.) yı kefenlediler ve Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer, Haszret-i Ali, ve Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.anhüm) ı kabre indirdiler. Aynı kabre, onun gibi şehid olan, Hazret-i Abdullah bin Cahş (r.a.) ı koydular.

Uhud’dan dönüşte, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yolda münafıklardan Ebû Azzeel Cumehi’yi yakaladı. Resulullah (s.a.v.) onu Bedir’de esir etmişti. Sonra onu lütfederek öldürmemişti.

O şöyle dedi;

-“Ya Resulullah (s.a.v.) beni bırak.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) şöyle buyurdu;

-“Vallahi bundan sonra artık sen Mekke’de ellerini okşayıp Muhammed (s.a.v.) e iki kere hile ettim diyemiyeceksin, Ey Zübeyr, boynunu var.”

Zübeyr bin Avvâm (r.a.) da boynunu vurdu.

Hicretin 5.(M. 626) yılında Yahudilerin fesadı ve devamlı tahrikleri ile bütün müşrik arablar, Mekke’li müşrikler ile birleşerek Medine’ye kadar gelip Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e saldırdılar.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Baverne (Bahçebaşı) köyü yolu Nusaybin

Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u Anhu)- 7

Peygamberimiz (s.a.v.), müşriklerin geleceklerini haber alıp, Medine’nin etrafınaHendek kazdırdılar.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) ın Oğlu Abdullah (r.a.) şöyle anlattı;

-“Biz çocuk idik ve savaş esnasında Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) in hanımlarının bulunduğu yerdeydik.

Hazret-i Seleme (r.a.) nın oğlu Amr ile nöbetleşe birbirimizin omzuna çıkıyor ve muharebeyi seyrediyorduk. Ben arkadaşımın omuzuna çıktıkça babam Zübeyr bin Avvâm (r.a.) ın harbettiğini görüyordum.”

Hazret-i Cabır bın Abdullah (r.a.) der ki;

Hendek günü iş ağırlaşınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize;

-“Beni Kureyza’nın tutum ve davranışını öğrenip gelebilecek bir kişi yok mu?” diye sordular.

Zübeyr bin Avvâm (r.a.);

-“Ben gider, durumu öğrenir gelirim.” Dedi.

Zübeyr bin Avvâm (r.a.) gidip onların tutum ve davranışlarını öğrenip geldi.

Yine işler ağırlaşınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Bize Beni Kureyza’nın tutum ve davranışını öğrenip gidebilecek bir kişi yok mu?” diye sordular.

Yine Zübeyr bin Avam (r.a.);

-“Ben gider durumu, öğrenir gelirim.” Dedi.

Zübeyr bin Avvâm (r.a.) gidip onların tutum ve davranışlarını öğrenip geldi.

Ve;

-“Ya Resulullah (s.a.v.) onları, kalelerini tâmir, harp tâlimleri ve manevraları yaparken gördüm. Ayrıca, hayvanlarını derleyip toparlıyorlardı.” Şeklinde arzeti.

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahau aleyhi vesellem);

-“Her Peygamberin bir havarisi (samimi dostu) vardır. Benim Havarim Zübeyr’dir.” Buyurdu.

Beni Kureyza Yahudilerinin tutum ve davranışlarını gözetlemek ve öğrenmek üzere, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in gönderdiği kişilerin ilki Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) idi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas mevki-isi (Nusaybin)

Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u Anhu)- 8

Hendek Savaşında da Müşrikler bozguna uğradılar. Medine’de oturan Yahudiler, Eshab-i Kiram (r.anhüm) a arkadan saldırarak anlaşmayı bozdular.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Selem) de Savaştan sonra onları Medine’den çıkardılar. Yahudiler Hayber kalesine toplandılar.

Peygamberimiz (s.a.v.) hendek savaşından sonra Hayber üzerine yürüdüler. Hayber’de meşhur Yahudi Cengaveri Merhab kaleden çıkarak er diledi.

Hazret-i Ali (r.a.) çıkarak Merhab’i öldürdü. Merhab’ın katlından sonra Oğlu Yasir, babasının imtikamını almak için meydana çıkarak;

-“Bana karşı gelecek ar mı?” diye bağırdı.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.), hemen atını sürerek o nu karşıladı ve ikisi de şiddetli bir muharebeye tutuştular.

Oğlunun bu haraketini seyreden Hazret-i Safiyye (r.anha), Resul-i Ekrem (s.a.v.) yaklaşıp;

-“Ya Resulullah! (s.a.v.) oğlum şehid olur mu?” diye sordu.

Resul-i Ekrem (s.a.v.) de;

-“Hayır.” Buyurdu.

Resul-i Ekrem (s.a.v.) in bu beyanından birkaç dakika sonra Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.), hasmının kellesini uçurdu.

Zübeyr bin Avvâm (r.a.) Hayber savaşında da büyük kahramanlıklar gösterdi. Neticede Hayber kalesi de alındı.

Bundan sonra Mekke’yi fethetmek için hazırlıklar yapıldı. Peygamberimiz (s.a.v.) Mekke’yi fethetmek için hazırlık yaptığını bildiren bir mektubun, bir kadın vasıtası ile, gizlice Mekke’ye gönderildiğini Cebrail Aleyhis selam haber verdi.

Sâre adındaki bir kadın, bu mektubu, başına yerleştirdikten sonra, üzerinden saçlarını bölükler halında örerek mektubu gizledi ve Kureyşli’lere teslim etmek için yola çıktı.

Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem), Hazret-i Ali, Hazret-i Zübeyr bin Avvâm ve Mikdad bin Esved (r.anhüm) e;

-“Acele gidiniz! Hah bahçesine vardığınızda, orada yanında bir mektub bulunan hayvan üzerinde bir kadın bulacaksınız. Mektubu ondan alınız ve bana getiriniz! Kadını, serbest bırakınız. Mektubu vermek istemezse, boynunu vurunuz.” Buyurdu. (Hah; Medine ile Mekke arasında bir yer olup, Medine korularındandır.) Hazret-i Ali ve arkadaşları, durmadan at koşturarak “Hah” bahçesine vardılar. Kadın orada idi.

Hazret-i Ali (r.a.) kadına;

-“Yanında götürmkte olduğun mektüb nerede?” diye sorunca;

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas mevki-i (Nusaybin)

Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u Anhu)- 9

Kadın;

-“Benim yanımda mektub falan yok.” Dedi.

Kadının eşyalarını aradılar, mektubu bulamayınca geri dönecek oldular.

Hazret-i Ali (r.a.);

-”Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) bize senin yanında mektub olduğunu söyledi. Ya mektubu çıkarırsın veya tepene kılıcımı indiririm.” Buyurdu.

Kadın yeminler ederek, inkâra devam ettiyse de, Hazret-i Ali (r.a.) ve arkadaşlarının işi sıkı tuttğunu anlayınca,

Kadın;

-“Yüzünü başka tarafa çevir.” Dedi.

Hazret-i Ali (r.a.) yüzünü çevirince kadın mektubu çıkardı. Kadın emir gereğince serbest bıraktılar.

Mektubu Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e getirdiler.

Fetih hazırlıkları tamamlanınca Hicretin sekizinci senesinde Resul-i Ekrem (s.a.v.) ın kumandasında haraket eden binlerce Mücahit Mekke’ye doğru ilerledi. Hazret-i Zübeyr bin Avam (r.a.), bu haraket esnasında Resul-i Ekrem (s.a.v.) in sancağını taşıyordu.

Peygamberimiz (s.a.v.) askerlerini ‘Zi Tuva’ denilen yerde bölüklere ayırdı. Bir kısmını Zübeyr bin Avvâm (r.a.) ın emrine vererek Mekke’nin ‘Kudâ’ tarafından girmelerini emir buyurdular.

Mekke’li müşrikler Mekke’yi harpsız teslim ettiler. Mekke’nin fethinden sonra Huneyn vadisinde Hevazin müşrikleriyle savaşıldı. Bu savaşta Hevazin kabilesi mağlup olarak geriye çekilmeye başladı.

Kabilenin illeri gelenlerinden Mâlik bin Avf gitti ve iki dağ arasında yüksek bir mevzide arkadaşlarına;

-“Durunuz ki, zayıflarınız yürüsün ve geriye kalanlar bize yetişsinler.” Dedi. Hezimete uğrayanlar gelip onlara kavuşuncaya kadar orada durdular.

Mâlik gelenlere sordu;

-“Geriye bakın neler görüyorsunuz.”

Onlar da;

-“Uylukları uzunca bir süvari görüyoruz mızrağını omuzu üzerine koymuş ve başına bir kırmızı sarık bağlamıştır.”

Bunun üzerine Mâlik bin Avf Şöyle dedi.

-“İşte o, Zübeyr bin Avvâm (r.a.) dır. Putlara yemin ederim ki elbette o size ulaşır. Onun için yerinizde sıkı durunuz, ayrılmayınız.”

Hazret-i Zübeyr bin Avam (r.a.), o iki dağ arasındaki tepelik yerin dibine vardı, Hevazinli’ler onu gördüler, yetişip, onlara saldırdı. Oradan çıkartıp uzaklaştırıncaya kadar onlarla cenk etti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Baverne (Bahçebaşı) Köyü yolu Nusaybin

Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u Anhu)- 10

Zübeyr bin Avvâm (r.a.), Taif Muhasarasına, Tebük seferine ve Vedâ Haccı’na iştirak etmiştir.

Mısır’ın kalbi olan ‘Fustat’ şehrini zapetmek için Amr İbn’il-As (r.a.) Hazret-i Ömer (r.a.) den dörtbin kişilik kuvvet istediğinde Hazret-i Ömer (r.a.) O’na dörtbin kişi göndermiştir ki,

Bunlar;

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm, Hazret-i Mikdad bin Esved, Hazret-i Ubeyde bin Sâmit ve Hazret-i Mesleme bin Muhalled (r.anhüm)

Zübeyr bin Avvâm (r.a.), yedi aylık muhasereden sonra ‘Fustat’ şehrini zapt etmeye muvaffak olmuştur. Sonra iskenderiyeye üzerine yürüyerek burasının da alınmasında büyük rol oynamıştır.

Haszret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.), uzun boylu beyaz tenli zarif (kibar) bir kimse idi. Emanete son derece riayet eder, hasasiyet gösterirdi.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) kendisine emanet edilen şeyleri saklamak için ne yapacağını şaşırırdı.

Nitekim, bir çok Sahabe (r.anhüm), mallarından başka, çocuklarını da Zübeyr bin Avvâm (r.a.) a emanet ederlerdi.

Ticaret ve ziraat ile meşgül olurdu. Medine’nin en zenginlerinden sayılırdı. Medine etrafındaki arsalardan başka Basra, Kufe ve Mısır’da da bir haylı emlakı vardı.

Etrafındaki fakirlerin hepsinin maişetini temin etmek hususunda büyük gayretler sarfetmiştir.

Borç para isteyen borç para verir, cihad’a gitmek isteğenleri Allah rızası için techiz ederdi (donatırdı).

Zekatını zamanında ve muntazaman verirdi. Bütün servetine ve zenginliğine rağmen, O, son derece sade yaşardı. Sade giyinir, sade yemek yer ve zinet eşyasına iltifat etmezdi.

Ancak, silahına hassasiyet gösterirdi. Bu itibarla kılıcnın kabzesini gümüşten yaptırmıştı.

İlk hanımı, Esma binti Ebû Bekir (r.anha) idi. O Salih hanımdan Abdullah, Urve, Münzir, Hatticet’ül Kübra, Ümmül Hasan ve Aişe isimli çocukları doğrumuştur.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) ın çocukları içinde Abdullah (r.a.) ın; (Babası ile Yermük muharebesine katıldığı en büyük oğlu olduğu ve Medine’de Doğan ilk Muhacir çocuğu olduğu için hususi bir yeri vardı. Bu yüzden Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.), servetinin üçte birini o’na vermişti.)

<<< Bak Abdullah bin Zübeyr >>>

Rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları;

Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) şöyle buyurmuştur;

-“Birinizin ipi olan odun yüklenerek satması ve Allah’ın onun yüzünü ak etmesi dilencilikten hayırlıdır. İstediği kimseden bir şey alsın veya almasın böyledir.”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selem) buyurmuştur;

-“Bilmediğini hadis olarak söyleyen, Cehennemde azâb görecektir.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Okçular tepesi “ayneyn” tepesi’nden başka bir görüntü

Okçular tepesi “Ayneyn tepesi’nden Uhud dağının görüntüsü

Okçular tepesi “Ayneyn” tepesi’nden bir başka görünüş

Abdullah bin Cübeyr (Radiyallah-u anhu);

Ebü’l-Münzir Abdullah b. Cübeyr b. En-Nu’man el-Ensari

Uhud savaşında “Ayneyn” tepesindeki okçuların kumandanlığını yapan sahabi

Evs kabilesine mensup, birinci Akabe biat’ndan sonra İslamiyet’i kabul etti. Medineli yetmiş kişi ile birlikte ikinci Akabe biati için mekke’ye geldi.

Biatten önce Hazret-i Peygamber (Sallallahu alşeyhi ve sellem) ile görüşmek istedi ve birkaç arkadaşıyla birlikte Peygamber efendimiz (s.a.v.) in kalmakta olduğu Abbas (r.a.) in evine gitti.

Fakat Abbas (r.a.), Hazret-i Peygamber efendimiz (s.a.v.) in Medinelilerle olan münasebetini Kureyşliler’den gizlemenin gereğine inandığı için, onlara Peygamber (s.a.v.) le ancak Akabe ‘da görüşebileceklerini söyledi. Abdullah bin Cübeyr (r.a.) da diğer Ensar gibi Akabe’de Hazret-i Peygamber (s.a.v.) e biat etti.

Abdullah bin Cübeyr (r.a.) Bedir ve Uhud savaşlarına katıldı. Uhud Savaşında Hazret-i Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem), İslâm ordusuna arkadan gelebilecek saldırıyı engel olmak maksadiya sol taraftaki “Ayneyn” tepesine, Abdullah bin Cübeyr (r.a.) kumandasında elli kadar okçu yerleştirdi ve hiç bir şekilde oradan ayrılmamalarını” emretti.

Savaşın başlangıcında Müslümanların galip gelmeye başladığını gören okçuların büyük bir kısmı ganimetten mahrum kalmamak için yerlerinden ayrılmaya başladılar.

Abdullah bin Cübeyr (r.a.) Hazret-i Peygamber (s.a.v.) in;

-“Bizim bozguna uğradığımızı, atlarımızı kuşların kaptığını görseniz bile, ben size haber gönderinceye kadar yerinizden ayrılmayınız.” Buyurduğunu anlatmaya çalıştıysa da, bütün gayret ve ısrarlarına rağmen çözülmeye engel olamadı ve yanında kalan on kişi ile birlikte Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) in kumanda ettiği Mekkeli süvarilerle savaşmak mecburiyetinde kaldı.

Okla savaşa başlayan Abdullah (r.a.), oku bitince mızrağıyla, o da kırılınca kılıcıyla mücadeleye devam etti. Nihayet İkrime bin Ebû Cehil (r.a.) ve arkadaşları tarafından şehid edildi.

Müşrikler O’nu öldürmekle yetinmeyerek vucudunu delik deşik ettiler ve bağırsaklarını dışarı döktüler.

Âl-i İmran suresinin 152. ayeti, şehid oluncaya kadar Hazret-i Peygamber (s.a.v.) in emrini yerine getirmeye çalışan Abdullah bin Cübeyr ve arkadaşları (r.anhüm) nı övmektedir.

Türkiye Diyanet vakfı İslam ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Abdullah bin Cübeyr (Radiyallah-u anhu) nın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu