‘Eshab-i kiram’ olarak etiketlenmiş yazılar
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 4
03 Mayıs 2009Çağ-Çağ barajı (İlkbahar mevsimi) Nusaybin
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 4
Enes bin mâlik (r.a.) yüksek bir ahlaka sâhipti. Son derece nâzik, güzel sözlü ve güler yüzlü idi. Resulullah (s.a.v.) ı çok sever, sünnete uymaya çok dikkat ederdi.
Sabah namazının vakti girmeden önce uyanır, Mescid-i Nebeviye gider, Resul-i Ekrem (s.a.v.) e hizmet için can atardı.
Resulullah (s.a.v.) ın sesini duymak ve O’na hizmet, O’nun için en büyük sürûr ve ne’şe kaynağı idi. Resul-i Ekrem (s.a.v.) de O’nun hakkında iyilikle bahsedip, yaptığı hizmetlerden dolayı duâ buyururlardı.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) in ahiret’e teşriflerinden sonra, verdiği derslerde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) in devrini, tekrar o günleri yaşar gibi, neş’e ve zevkle anlatır, talabeler üzerinde büyük te’sir uyandırırdı. Bu yüzden talabelerinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın sevgisi apaçık görülürdü.
Enes bin Mâlik (r.a.) Emr-i bil-Maruf’a (iyiliği emretmek) son derece ehemmiyet verirdi. Çünkü bu ümmeti, en hayırlı Ümmet yapan sıfat budur, Ya’ni, iyiliği emredip, kötülüğe mani olmak.
Enes bin Mâlik (r.a.) yakışıklı ve nûrani idi. Servet sahibi olduğu halde, çok sade bir hayat yaşardı. Dünya zinet (süs) ve lezzetine, dünyalığa ehemmiyet vermedi.
Fakirleri ve yoksulları gözetir, onlara gerekli yardımda bulunurdu. Talabelerin ihtiyaçlarını kendisi temin ederdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) a olan sevgisini her fırsatta dile getirirdi.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem), Enes bin mâlik (r.a.) hakkında şöyle buyurdular;
-“Ey Enes, bir iş yapmak istediğin vakit, yedi defa Rabbine istihare et. Sonra kalbinin meylettiği tarafı yap. Hayır ondadır.”
-”Ey Enes, biliyor musun, mağfireti (bağışlamayı) gerektiren hususlardan biri de, Müslüman kardeşini sevindirmendir. Onun üzüntüsünü giderirsin, yahut içini rahatlatırsın, yahut ona bir mal verirsin veya borcunu ödersin, yahut kendisi olmadığı zaman, çoluk çocuğuna göz kulak olursun.”
Enes bin Mâlik (r.a.) bizzat Resul-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) den rivayet ettiği Hadis-i Şerifler’den bir kısmı aşağıdadır;
-“Kolaylaştırınız (zorlaştırmayınız) güçlendirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.”
-“Herhangi biriniz kendi nefsi için istediğini, Müslüman kardeşi için de istemedikçe gerçek mü’min olmaz.”
-“Birbirinize buğz etmeyiniz hased etmeyiniz (kıskanmayınız) birbirinize sırt çevirmeyiniz. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz. Bir Müslüman için kardeşini üç günden fazla terk etmek (küsmek) helâl olmaz.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Enes bin Mâlik (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 5
03 Mayıs 2009Çağ-Çağ barajı (İlkbahar mevsimi) Nusaybin
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 5
Enes bin Mâlik (r.a.) bizzat Resul-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) den rivayet ettiği Hadis-i Şerifler’den bir kısmı aşağıdadır;
-“Sizden bir kimse başına gelen bir musibetten dolayı ölümü istemesin. Ölümü isteyecek kadar sıkıntılı bir durum içerisinde düşmüş olanlar, Yâ Rabbi! Hayat hakkımda hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat, yoksa, ruhumu kabz eyle, desin.”
-“Kim Allah-u Teâlâ’ya kavuşmak isterse, Allah-u Teâlâ da ona kavuşmak ister. Kim bunu istemezse Allah-u Teâlâ da istemez.”
Bunun üzerine biz;
-“Ya Resulallah, hepimiz ölümü istemeyiz.” Dedik.
Resulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) şöyle cevab verdi;
-“Bu ölümü istemek değil, Mü’min dünyadan ayrılacağı zaman, akibetinin iyi olacağına dair müjdeler kendisine verilir, böylece Allah-u Teâlâ’ya kavuşmak ister. Bu kavuşma, onun en çok istediği şeydir. Fakat kafir ve facir son nefesinde, sonunun iyi olmadığını görür ve Caenab-i Hakka kavuşmağı istemez. Allah-u Teâlâ’da ona kavuşmayı istemez.”
-“Kendisinde şu üç sıfat bulunan İmânın tadını duyar. Allah-u teâlâ ve Resulünü başkalarından daha çok sevmek, sevdiğini Allah için sevmek, küfürden kurtulup hidayete kavuştuktan sonra, ateşe atılmayı ne kadar istemezse, küfre dönmeyi de o derecede kerih ve kötü görmek.”
-“Kıyamet günü bir komşu diğer komşuyu yakalar, onu salıvermez ve şöyle der; (-“Ya Rabbi! Sen buna çok ihsanda bulundun. Bana ise az verdin. Ben aç idim. O tok olarak uyudu. Ona; -“Bana kapısını niçin kapadığını, kendisine verdiğin rızıktan beni niçin mahrum etiğini sor der.”
-“Şu dört şeyin sarf edilmesinden, kul kıyamet gününde hesaba çekilmez. Bunlar; Ana, babasına sarf etiği, iftar için sarf ettiği, sahur için sarf ettiği, çoluk-çocuğu için sarf ettiği nafakalardır.”
-“Bir kimse dünyada ipekli elbise giyerse, ahrette giyemez.”
-“Mi’raca çıktığım gece, dudakları makasla kırpılan bazı kimseler gördüm. Cebrail (a.s.) e, bunların, kimler olduğunu sordum. Cebrail (a.s.) –“Bunlar, ümmetinden, herkese iyiliği emredip, kendilerini unutan ve Kur’an-i Kerim’i okuyup da ona uymayan, onunla amel etmeyenlerdir. Cevabını verdi.”
-“Allah-u Teâlâ, bütün İnsanlar arasında beni seçti, ayırdı. İnsanların en iyisini bana Eshab olarak seçti. Bunların arasında da, bana akraba ve yardımcı olarak en üstünlerini ayırdı. Bir kimse beni sevdiği için bunlara hürmet ederse, Allah-u Teâlâ onu her tehlikeden korur. Onlara hakâret ederek beni incitenleri de incitir.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Enes bin Mâlik (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 6
03 Mayıs 2009Çağ-Çağ Barajı (İlkbahar mevsimi) Nusaybin
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 6
Enes bin Mâlik (r.a.), Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) in mübarek ağızlarından Sidret-ül Münteha’ya kadar olan yolculuğu anlatıp, bundan sonraki durumları ve namazın farz oluşunu, Yine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve selem) ın Mübarek dilinden şöyle bildirir.
-“Cebaril aleyhis selam beni Sidret-ül Münteha’ya götürdü. Bir de ne göreyim, yaprakları fil kulakları gibi, meyveleri küpler kadar bir ağaç var. Bu ağacı Allah-u Teâlâ’nın Celâl ve azâmeti o kadar kaplamış ve bürümüş ki, bu yüzden durumu değişmiş ve çok güzelleşmiş. HİÇ KİMSE ONUN GÜZELLİĞİNİ ANLATAMAZ.”
Bu sırada
-”Allah-u Teâlâ bana vahyedeceğini vahy etti. Bana her gün ve gece için Elli vakit namazı farz kıldı. Altıncı kat Sema’da bulunan Musâ (a.s.) nın yanına inince,”
Bana;
-“Rabbin ümmetine neler farz kıldı?” dedi.
-”Elli vakit namaz,” dedim.
Musa (a.s.) bana,
-”Rabbinden bu miktarı hafifletmesini dile, çünkü ümmetin bu kadara tahammül edemezler.” Ben, Ben-i İsrâil’i denedim,” dedi.
Bunun üzerine, Rabbimle münacat ettiğim yere dönüp, elli vakit namazı hafifletmesi için yalvardım. Allah-u Teâlâ, elli vaktin, beş vaktini indirdi. Bu durumu Musa (a.s.) ya söyleyince,”
-”Ümmetin bu kadara da dayanamaz, sen yine Allah-u Teâlâ’dan bunun hafifletmesini, dile” dedi.
Bu şekilde Rabbim ile Musa (a.s.) arasında gidip geldim.
Nihayet Allah-u Teâlâ,
-“Yâ Muhammed! Farz kıldığım namazlar, her gün ve gecede kılınacak olan beş vakit namazdır. Her namaz için on sevap vardır. Bu bakımdan sonunda yine elli namaz olur. Bir kimse hayır yapmak isterde, onu yapamazsa, ona bir sevab yazılır. O iyiliği yaparsa, on sevap yazılır. BİR KİMSE KÖTÜLÜK İŞLEMEK İSTER DE YAPAMAZSA, ONA HİÇBİR ŞEY YAZILMAZ. O kötülüğü işlerse, bir tane günah yazılır.” Buyurdu.
Buradan tekrar Musa (a.s.) nın yanına uğradım.
-”Olup bitenleri anlattım. Musa (a.s.) yine Rabbinden bunun da hafifletmesini iste,” dedi.
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahau aleyhi ve selem) Rabbime çok müracaatta bulunduğum için utanıyorum.” Buyurdu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın Enes bin Mâlik (r.a.) e nasihatları;
-“Ey oğul! Elinden geldiği kadar abdestli ol. Çünkü kim abdestli olarak ölürse ona şehidlik sevabı verilir.”
-“Ey Enes! Rüküda ellerinle dizlerini sıkıca tutup, parmaklarını birbirinden ayır, dirseklerini yanlarına yapıştırma. Rükûdan kalkınca, her uzvun tam olarak yerine gelsin. Allah-u Teâlâ kıyamet gününde, rükû ve secde arasında BELİNİ DOSDOĞRU YAPMAYANA NAZAR ETMEZ. Secde ettiğin zaman, alın ve ellerini iyice yere koy, horozun yeri gagalaması gibi gagalama, secdede kollarını yere sererek, köpeklerin veya tilkinin yatışı gibi yere serilme. Namazda sağa sola nazar etmekten sakın.”
-“Ey oğul! Kimse hakkında kötülük beslemeden sabahlamaya ve akşamlamağa çalış. Bunun başarırsan, hesabın kolay olur.”
-”Müslümanlardan büyüklere hürmet, küçüklerine merhamet et.”
Katâde (r.a.) Hazret-i Enes (r.a.) e Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) en çok yaptıkları duâ’nın ne olduğunu sorunca;
Hazret-i Enes (r.a.);
-“Allahümme Rabbena âtina fiddünya haseneten ve fil ahreti haseneten ve kınâ azâbennar.” Duâ’sını çok okuduklarını bildirdi.
Katâde (r.a.) Hazret-i Enes (r.a.) in duâ edeceği zaman bununla duâ ettiğini veya duâ’sına bu duâ’yı da ilave ettiğini nakleder.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Enes bin Mâlik (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 7
03 Mayıs 2009Çağ-Çağ barajı (İlkbahar mevsimi) Nusaybin
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 7
Enes bin Mâlik (r.a.) buyurur ki;
Birgün bir A’rabi, Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) e gelip;
-“Ya Resulallah! Kıyamet ne zaman kopacak? Diye sormuştu.
Bu sırada ikamet okunduğu için, Resulullah (s.a.v.) cevap vermeden namaza durmuşlardı.
Namazdan sonra, kıyameti soranın nerede olduğunu sordular.
A’rabi;
-“Benim Ya Resulallah.” Dedi.
Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem); ona
-“Kıyamet için ne hazırladın” diye sordu.
A’rabi;
-“ Fazla bir şey hazırlığı olmadığını, ancak Allah-u Teâlâ ve Resulü (s.a.v.) nü sevdiğini söyleyince;”
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);
-“Kişi sevdikleri ile beraberdir.” Cevabını verdi.
Eshab-i Kiram (r.anhüm) bu mübarek Hadis-i işitince çok sevinmişler. Bu hadise sevindikleri kadar başka bir şeye sevinmemişlerdir.
Yahudiler, adet gören kadınlarla beraber oturmazlar, birlikte yemek yemezlerdi. Eshab-i Kiram (r.anhüm), yahudilerin bu durumunu, Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi vesellem) e arz ederek, bu konuda ne buyurduklarını sorunca,
Şu ayet-i kerime nazil oldu;
-“Sana kadınların âdetlerinden (hayz görenlerinden) sorarlar. Onuın bir eziyet olduğunu, söyle. Kadınlar adet gördükleri zaman, onlarla temasta bulunmayınız. Onlar temizlenmeden onlara yaklaşmayınız.”
Hazret-i Enes (r.a.) buyurdular ki;
-“Bir takım işler yapıyorsunuz ve onları kıldan daha ince ve önemsiz görüyorsunuz. Halbuki biz, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) zamanında, bu işleri büyük günahlardan sayardık.”
Yine Hazret-i Enes bin Mâlik (r.a.) anlatıyor;
-“Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor; kul bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. Bana bir arşın yaklaşıyorsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. Yürüyerek bana gelirse, koşarak ona gelirim.”
Yine Hazret-i Enes (r.a.) anlatıyor;
-“Üç şey ölünün peşinden kabre kadar gider. Çoluk çocuğu, mali ve âmeli. Bunlardan, ailesi ve malı döner. ONUNLA SADECE ÂMELİ KALIR.”
Yine Enes bin Mâlik (r.a.) anlatıyor;
-“Allah-u Teâlâ, kulunun yemek yedikten veya bir şey içtikten sonra kendisine Hamd’etmesinden razı olur (Hoşnud olur).”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Enes bin Mâlik (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 8
03 Mayıs 2009Gül
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 8
Enes bin Mâlik (r.a.) anlatıyor;
-“Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in zevcelerinin evine üç kişi gelip, Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in ibadetini sordular. Ne kadar yaptığını öğrendikleri zaman, bunun yanında kendi ibadetlerini az gördüler.”
-“Peygamber (s.a.v.) in yanında biz neyiz? Onun geçmiş ve gelecek bütün günahları bağışlanmıştır.” Dediler.
Bunlardan birisi;
-“Devamlı bütün gece namaz kılacağım.” Dedi.
Diğeri;
-“Ömrüm boyunca oruç tutacağım, hiç Oruçsuz olmayacağım.” Dedi
Üçüncüsü ise;
-“Kadınlardan uzak kalacağım, hiç evlenmiyeceğim.”dedi.
Bu sırada Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) teşrif buyurdular.
-“Şöyle şöyle diyenler, sizler misiniz? Bakınız! Allah-u Teâlâ’ya yemin ederim ki, Allah-u Teâlâ’dan en çok korkanınız ve O’na karşı gelmekten en fazla sakınanız benim. Buna rağmen, bazen oruç tutuyorum, bazen tutmuyorum. Namaz kılıyorum, uyuyorum. Kadınlarla evleniyorum. Kim, benim sünnetimden yüz çevirirse, o kimse benden değildir.”
Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);
-“İster Zâlim olsun, ister mazlum olsun, mü’min kardeşinize yardım ediniz.” Buyurdu.
Eshab-i Kiram (r.anhüm) de birisi;
-Ya Resulallah! Mazlum olan kimseye yardım ederim. Fakat zalime nasıl yardım edebilirim?” dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);
-“Zalimi, zülüm yapmaktan alıkorsun, işte bu ona yardımdır.” Buyurdular.
Enes bin Mâlik (r.a.) anlatıyor;
-“Birgün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) benzerini hiç duymadığım bir hutbe okudular;
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) Hutbelerinde;
-“Eğer, siz benim bildiklerimi bilmiş olsaydınız, herhalde az güler, çok ağlardınız.” Buyurdu.
Bunun üzerine,
-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın eshabi (r.anhüm) yüzlerini kapatarak ağladılar.”
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdular ki;
-“Kafir bir iyilik yaptığı zaman, ona karşı dünyalık verilir. Fakat Mü’mine gelince, Allah-u Teâlâ, O’nun iyiliklerini ahirete saklar. Dünyada da taâtına göre rızık verir.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Enes bin Mâlik (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 9
03 Mayıs 2009Bir çınar ağacı (İlkbahar) Kalecik köyü
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 9
Enes bin Mâlik (r.a.) anlatıyor;
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu;
-“Allah-u Teâlâ buyuruyor ki; “Ey Ademoğlu! Sen bana duâ edip, benden istediğin müddetçe, sende bulunan günahları bağışlarım. Onların çokluğuna ve ağırlığına bakmam. Ey Ademoğlu! Günahların yerle gök arasını dolduracak kadar bile olsa, fakat benden günahlarının bağışlanmasını istesen (istiğfar etsen) senin bu günahlarını bağışlarım. Ey Ademoğlu! Yeryüzünü dolduracak günahlarla huzuruma gelsen, ŞİRK KOŞMADAN BANA KAVUŞSAN, yeryüzünü dolduracak bir mağfiret ve af ile seni bağışlarım.”
Yine Enes bin Mâlik (r.a.) anlatıyor;
-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) in yanında iki kişi aksırdı.”
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) birisine;
-“Allah sana merhamet eylesin.” Buyurduğu halde, diğerine bu mukabelde bulunmadı.
Eshab (r.anhüm.) birisi;
-“Ya Resulullah (s.a.v.), Allah’dan, buna rahmet diledin, niçin öbürüne dilemedin.” Denilince;
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);
-“Bu Allah-u Teâlâ’ya Hamd etti (Elhamdulillah dedi) Öbürü ise hamd etmedi.” Buyurdu.
Enes bin Mâlik (r.a.) anlatıyor;
-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) duâ ederken mübarek ellerini bazen öyle kaldırırdı ki, mübarek koltuk altının beyazlığı görünürdü.”
Hazret-i Enes bin Mâlik (r.a.) buyurdu ki;
-“Üç sınıf insan, hesap gününde Allah-u Teâlâ’nın rahmetine kavuşur.”
-“1-Akrabasını ziyaret eden,”
-“2-Kocası ölüp yetimleri kalan ve ölünceye kadar onlara bakan kadın,”
-“3-Ziyafet sofrası kurulup, yetimleri ve kimsesizleri davet eden kimse.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Enes bin Mâlik (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 10
03 Mayıs 2009Bore beşire Mecido Girnavas mevki-i (Nusaybin)
Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 10
Hazret-i Enes bin mâlik (r.a.) buyurdu ki;
-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) a on sene hizmet ettim. Mübarek elleri ipekten yumuşak idi. Mübarek teni miskten ve çiçekten daha güzel kokuyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın kalb-i şerifi nazargah-i İlahi idi.”
Yine Enes bin mâlik (r.a.) buyurdu ki;
-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) insanların en güzel huylusu idi. BENİ BİR GÜN BİR YERE GÖNDERDİ. VALLAHİ ‘GİTMEM DEDİM.’ Fakat gidecektim. Emrini yapmak için dışarı çıktım. Çocuklar dışarıda oynuyordu. Onların yanından geçerken arkama baktım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) arkamdan geliyordu.”
Mübarek yüzü gülüyordu;
-“Yâ Enes! Dediğim yere gittin mi?” buyurdu.
Ben;
-“Evet gidiyorum, Yâ Resulallah (s.a.v.) dedim.”
Yine Enes (r.a.) rivayet etti;
-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) bir kimse ile müsafeha edince, o kimse elini çekmedikçe mübarek elini ondan ayırmazdı. O kimse yüzünü çevirmedikçe mübarek yüzünü ondan çevirmezdi. Bir kimsenin yanında otururken, iki dizi üzerinde oturur, ona karşı saygılı olmak için mübarek bacağını dikip, oturmazdı.”
Enes bin mâlik (r.a.);
-“Bismillahirrahmanirrahim ve la havle ve la-kuvvete ille billahil’aliyyil’azim.” Okumanın sinir hastalığına ve bütün hastalıklara iyi geldiğini haber vermiştir.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Enes bin Mâlik (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha;
03 Mayıs 2009Mescid-i Nebevvi
Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha;
Hanım sahabilerin meşhurlerinden. Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e on yıl devamlı hizmet etmekle şereflenen Enes bin Mâlik (r.a.) in annesi ve Eshab-i Kiram (r.anhüm) meşhurlerinden Hazret-i Ebû Talha (r.a.) nın hanımıdır.
Esas adının Sehle, Rümeyse, Gumeyrâ, Rumeyle, Uneyfe veya Rumeyse isimlerinden birinin olduğu bildirilmektedir. Ümmü Süleym künyesi ile meşhur olmuştur.
Medine’deki Hazrec kabilesinin Necran oğullarından Milhan bin Hâlid’in kızıdır. Annesinin adı, Melike binti Mâlik’tir.
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in uğrunda şehid olan meşhur Sahabe-i Kiram Haram bin Milhan (r.a.), Onun erkek kardeşi ve Kıbrıs adası’nın fethi sırasında şehid olan Ümmü Hirâm (r.anha) da kızkardeşiydi.
Hazret-i Süleym (r.anha) in Medine’de kaç tarihinde doğduğu ve kaç yaşında vefat ettiği kesin olarak bilinmemektedir.
Müslüman olmadan önce, kendi kabilisnden Mâlik bin Nadr ile evlenmiş ve O’ndan Enes isminde bir oğlu olmuştur. Eshab-i Kiram (r.anhüm) ın meşhurlerinden Enes bin Mâlik (r.a.) bu zattır.
Ümmü Süleym (r.anha), Medine’de İslamiyet yayılmaya başladığı zaman ilk olarak imana gelenlerdendir. Fakat kocası Mâlik Müslüman olmamıştı.
Ümmü Süleym (r.anha), Müslümanlığı kabul edip, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e biat ettiği sırada kocası Mâlik yanında yoktu.
Eve gelip, hanımının Müslüman olduğunu öğrenince;
-“Sen dininden çıktın mı? Sapıttın mı?” dedi.
Ümmü Süleym (r.anha);
-“Hayır, ben dinden çıkmadım ve sapıtmadım. Fakat şu şehrimize gelen zat’a (Muhammed Alayhis Selam) a iman ettim.” Diye cevap verdi.
Ve oğlu Enes (r.a.) e de İslam dinini telkin etmeye başladı. Yaşı küçük olan Oğluna Kelime-i Şehadeti öğretiyor, Allah-u Teâlâ dan başka İlah olmadığına ve Muhammed Aleyhis selam’ın da O’nun Peygamberi olduğuna inanmasını telkin ediyordu.
Kocası Mâlik bunu görünce kızarak;
-“Benim çocuğumu dinsiz yapıyor, o’nu bozuyorsun. Vageç bundan!” dedi.
Ümmü Süleym (r.anha);
-“Ben O’nu bozmuyorum.” Dedi.
Mâlik, ümmü Süleym (r.anha) in dininden vaz geçmediğini anlayınca, kendisine darılıp Şam tarafına doğru çekip gitti. Yolda bir düşmanı ile karşılaşıp öldürüldü.
Ümmü Süleym (r.anha) dul kalmış oldu. Kocası Mâlik’ten çok iyilik görmüştü. Oğlu Enes (r.a.) i büyütüp, buluğ çağına girip, meclislerde söz sahibi oluncaya kadar kimseyle evlenmeyeceğine dair kendi kendine söz verdi. Bir süre dul kaldı.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Süleym (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha- 2
03 Mayıs 2009Ravda-i Mutahhara
Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha- 2
Hazret-i Ümmü Süleym (r.anha) in kocası ölünce, Medine’de kabilesinin reisi olup, okçuluğu ile meşhür olan Ebû Talha (r.a.) kendisi ile evlenmek için teklifte bulundu.
Ebû Talha (r.a.) zengin sayılır bir kimse olmakla beraber henüz Müslüman değildi. O’da kabilesi gibi putlara tapıyordu. Bu yüzden, Hazret-i Ümmü Süleym (r.anha) O’na cevap olarak;
-“Ben, seni istememezlik etmem. Senin gibisi red olunmaz. Fakat sen Müşriksin. Ben ise Müslümanım, Elhamdülillah! Ey Ebû Talha! Sen, bilmezmisin ki, bu putların sana bir faydası olmayan bir taşa tapmayı nasıl uygun görürsün? Senin İlah deyip taptığın bu ağaçlar, yerden biter, sonra onu bir marangoz yontar. Bu halde sen, bir tahta parçasına tapmaktan utanmıyor musun?” dedi.
Hazret-i Ümmü Süleym (r.anha) ın bu sözü, Ebû Talha’ nın kalbine te’sir etti.
Hazret-i Ümmü Süleym (r.a.);
-“Eğer Müslüman olup, Allah’tan başka İlah olmadığına ve Muhammed Aleyhis Selam’ın da O’nun kulu ve Peygamberi olduğuna şehadet etsen de seninle evlensem olmaz mı? Bunun için bir mehir (karşılık, bedel) de istemiyorum” deyince
Ebû Talha, O’ndan mühlet istedi, düşünüp karar vermek için yanından ayrıldı.
Ebû Talha İslamiyetin gerçek bir din olduğunu ve putlara tapınmanın anlamsızlığını kavrıyarak Müslüman olmağa karar verdi.
Kısa bir zaman sonra geldi ve;
-“Bana yaptığın teklifi kabul ettim. Allah’tan başka İlah bulunmadığına ve Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in de O’nun Peygamberi olduğuna Şehadet ederim.” Dedi.
Hazret-i Ümmü Süleym (r.anha) kendisinin telkini ile Müslüman olan Ebû Talha (r.a.) ile evlenmeyi kabul ederek, yanında bulunan ve büluğ çağına giren oğluna;
-“Kalk, ey Enes! Ebû Talha (r.a.) yı benimle evlendirmek için gereğini yap!” dedi.
Böylece Hazret-i Ümmü Süleym (r.anha) ile Hazret-i Ebû Talha (r.a.) nikahlandılar.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Süleym (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha- 3
03 Mayıs 2009Mescid-i Nebevvi
Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha- 3
Ümmü Süleym (r.anha) in Hazret-i EbÛ Talha (r.a.) ile olan evliliklerinden Ebû Umeyr adında bir erkek çocukları oldu. Babası buna çok sevinmişti. Bu Çocuğun, kafeste bir serçe kuşu vardı. Serçenin ölmesi üzerine;
Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çocuğa;
-“Ey Ebû Umeyr serçe ne oldu?” diye latife etmiştir.
Hazret-i Ümmü Süleym (r.anha) in oğlu ağır hastalanıp babası Ebû Talha (r.a.) nın evde bulunmadığı bir sırada ölmüştü.
Ümmü Süleym (r.anha), onu yıkayıp kefenledi ve evin bir köşesine koydu. Buhurlayıp üzerini örttü.
Ev halkına da;
-“Ebû Talha (r.a.) ya oğlunun öldüğünü, ben söylemedikçe, hiç biriniz söylemeyiniz!” diye tenbih etti.
Akşam olunca, Ebû Talha (r.a.) eve geldi;
-“Çocuk nasıldır?” Diye sordu..
Ümmü Süleym (r.anha) da;
-“Çocuğun ızdırabı dindi. Rahatlaştığını sanıyorum!” dedi.
Hazret-i Ebû Talha (r.a.), O’nun sözünden, çocuğun gerçeten iyileştiğini sandı. Ümmü Süleym (r.anha) akşam yemeğini hazırladı. Kocası oruçluydu. O’na yemeğini yedirdi, içirdi. O GÜNE KADAR HİÇ YAPMADIĞI ŞEKİLDE ÖZENEREK SÜSLENDİ, Ona karşı neşeli görünmeye çalıştı. Sonra yattılar. Gecenin sonuna doğru Ebû Talha (r.a.) mescide çıkmak isteyince, Hazret-i Ümmü Süleym (r.anha);
-“Ey Ebû Talha! Şu komşumuzun yaptığına baksana!” dedi.
Ebû Talha (r.a.) da;
-“Ne oldu?” diye sorunca;
Ümmü Süleym (r.anha);
-“Benden Emenet bir şey aldılar. O’nu geri aldım diye ağlamağa başladılar.” Dedi.
Ebû Talha (r.a.);
-“Hiç öyle bir şey olur mu?” deyince,
Hanımı Ümmü Süleym (r.anha);
-“İşte Allah-u Teâlâ bize verdiği emanetini geri aldı.” Diyerek çocuğun öldüğünü kendisine bildirdi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Süleym (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu