‘Eshab-i kiram’ olarak etiketlenmiş yazılar

DSC06850  Fuad Yusufoğlu Muaz bin Cebel Radiyallah-u anhu'nun mübarek kabirleri

Muaz bin Cebel Radiyallah-u anhu’nun mübarek mezarları

Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu);

Eshab-i Kiram (r.anhüm) ün büyüklerinden, helal ve haram ilmini en iyi bilenlerden. Adı, Muaz bin Cebel bin Amr bin Evs Abid bin Adiy bin K’b el-Ensaridir.

Künyesi; Ebû Abdullah’dır. Miladi 605 senesinde Medine’de doğdu. Hicretin 18. (M. 604) yılında Kudüs ile Remle arasındaki ‘Amvas’ köyünde vefat etti.

İkinci Akabe bıatında, kendi canlarını ve mallarını korudukları gibi Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e yardım ederek İslâmiyet’e hizmet edeceklerine söz verip, Müslüman olan yetmiş Medine’liden birisi de Muaz bin cenel (r.a.) dir

Onsekiz yaşında iken Müslüman oldu. Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) ve Eshab-i Kiram Mekke’den Medine’ye hicret ettiklerinde bütün malları ve mülkleri Mekke’de kalmıştı.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in emriyle Medine’de bulunan Müslümanlar, Mekke’den hicret eden Müslümanlarla kardeşlik kurarak evlerini, mallarını ve eşyalarını paylaştılar. Muaz bin Cebel (r.a.) de Abdullah bin Mes’ud ve Cafer-i Tayyar (r.a.) ile kardeşlık kurmuştu.

Hazret-i Muaz bin Cebel (r.a.) Ensar adı verilen medine’li Müslümanlardandır. Hazret-i Muaz bin Cebel (r.a.); Bedir, Uhud, Hendek, bnei Kureyza savaşlarına ve Hayber’in fethine katılmıştı.

Mekke’nin fethinde de bulundu ve bunda sonra yapılan Huneyn savaşı sırasında Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in onu mekke’de emir olarak bıraktı. Halka Kur’an-i Kerim öğretmesini ve dini esasları anlatmasını emretti.

Bu vazifesini yapıp Medine’ye döndükten sonra da Kur’an-i Kerim ve dini bilgilerini öğretmeye devam etti.

Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) Müslüman beldelerine vali ve Zekat tahsil memurları gönderdiği sıralarda, bir gün sabah namazında sonra Eshab-i Kiram (r.anhüm) a;

-“İçimizden hanginiz Yemen’e gider?” Buyurdu.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.);

-“Ben giderim Ya Resulallah.” Dedi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) bir müddet sonra;

-“Hanginiz Yemen’e gider? Buyurdu.

Bu sefer Hazret-i Ömer (r.a.);

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kutbe köyü

Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu)- 2

Bu sefer Hazret-i Ömer (r.a.);

-“Ben giderim Ya Resulallah.” Dedi.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) biraz sonra tekrar;

-“İçinizden Yemen’e kim gider?” buyurdu.

Muaz bin Cebel (r.a.) ayağa kalkıp;

-“Yâ Resulallah (a.s.v.)! ben giderim.” Dedi

Bunun üzerine Pygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ey Muaz! Bu vazife senindir.” Buyurdu.

Bütün malını, cihad için Allah yolunda harcayan Muaz bin Cebel (r.a.), Yemen’de valilik yapmak, halka İslamiyet’i anlatmak, Kur’an-i Kerimi öğretmek ve Yemen ülkesinde toplanan Zekat mallarını vazifelilerden teslim almak ve onların arasındaki ihtilafları çözüp hükme bağlamak üzere Ymen’e gitmek için hazırlandı.

Yola çıkmadan önce, Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) O’na şöyle buyurdu;

-“Sen ehl-i Kitaptan (Yahudilerden ve Hiristiyanlardan) olan bir kavimle karşılaşacaksın. Onların yanına varınca, önce onları Allah’tan başka İlah olmadığına ve Muhammed (s.a.v.) in Allah’ın Resulü olduğunu tasdike (inanmaya) davet et. Eğer bunu kabul ederlerse onlara, Allah’ın beş vakit namazı farz kıldığını haber ver. Bunu da yaptıkları takdirde, Allah’ın zenginlerin fakirlere zekat vermesini emrettiğini bildir. Bunu da kabul ederlerse Zekat alırken sakın mallarının (sadece) en iyilerini seçme! Mazlumun ahını almaktan çekin. Çünkü Allah mazlumun duâ’sını (ahını) hemen kabul eder.”

Hazret-i Muaz bin Cebel (r.a.) diyor ki;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) onlardan, her 30 sığırdan bir yaşında erkek veya dişi bir dana, her bülûğ çağındeki Gayri müslim’den de, bir dinar veya onun dengi Yemen kumaşı, yağmur suyu ile sulanan her mahsülden öşür (onda bir) ve ücretle sulanan şeylerden de yarım öşür (yirmide bir) alınmasını emretti.”

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kutbe köyü mağaraları

Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu)- 3

Muaz bin Cebel (r.a.) Yemen’e gitmek üzere yola çıkınca Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) yanında bir miktar yürüdü ve vedalaşırken;

-“Yâ Muaz, sen belki bu seneden sonra beni bir daha göremezsin. Belki dönüşünde burada benim mescidime ve kabrime ziyarete gelirsin.” Buyurdu.

Bunu işiten Muaz bin Cebel (r.a.) hüzünle gözyaşı dökmeye başlayınca,

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ağlama, Yâ Muaz!.. Bana yakın olanlar, (tam bağlı olanlar) nerede olursa olsunlar Allah’a hakkıyla kulluk edenlerdir.” Buyurdu.

Ve sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle sordu;

-“Sana bir dâvâ getirilip, insanlar arasında hüküm verirken ne ile hüküm vereceksin?”

Hazret-i Muaz bin Cebel (r.a.);

-“Allah’ın kitabı (kur’an-i Kerim) ile hüküm veririm.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ya onda açıkça bulamazsan?” buyurunca;

Muaz bin Cebel (r.a.);

-“Peygamber (s.a.v.) in sünneti ile hüküm ederim.” Dedi.

Resulullah (sallallahu aleyhi, ve sellem);

-“Ya onda da açıkça bulamazsan.” Buyurunca,

Muaz bin Cebel (r.a.);

-“İçtihad ederek, anladığımla hükmederim.” Dedi.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) Muaz bin Cebel (r.a.) in bu cevabından dolayı çok memnun kalarak mübarek elini O’nun göğsine koyup;

-“Elhamdulillah! Allah-u Teâlâ, Resûlünün elçisini, Resulullah’ın rızasına uygun eyledi.” Buyurdu.

Sonra Hazret-i Muaz bin Cebel (r.a.) e şöyle duâ etti;

-“Cenab-ı Hak seni her taraftan gelecek musibetlerden muhafaza buyursun, insanların ve cinlerin şerrinden senden uzaklaştırsın.”

Ve;

-“Senin sebebinle Allah-u Teâlâ’nın bir kişiyi hidayete erdirmesi senin için dünyadan hayırlıdır.” Buyurdu

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kutbe köyü

Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu)- 4

Hazret-i Muaz bin Cebel (r.a.), Yemen’de uzun müddet kaldı. Kendisine verilen vazifeyi yerine getirdi. Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in vefatını da orada iken haber aldı.

Daha sonra Yemen’deki hizmetini tamamlayıp, Medine’ye dönen Muaz bin Cebel (r.a.) Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) onu seçtiği müşavere (danışma) heyetine aldı.

Bu sırada Suriye taraflarına de giderek hem oralarda yapılan savaşlara katıldı, hem de insanların din bilgilerini ve Kur’an-i Kerimi öğretti.

Hazret-i Ömer (r.a.) in halifeliği sırasında Kilaboğulları beldesine zekat memuru olarak, sonra da Suriye taraflarında din bilgilerini ve Kur’an-i kerimi öğretmekle vazifelendirildi. Filistin bölgesinde bu vazifesinde iken burada çıkan tâun (vebâ) hastalığı salgınına yakalanarak otuzsekiz (38) yaşında iken vefat etti.

Hazret-i Muaz bin Cebel (r.a.) in fazileti, üstünlüğü çoktur. Onu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) bir çok Hadis-i şeriflerinde medh etmiş, övmüştür.

-“Muaz bin Cebel (r.a.), ümmetimin âlimlerindendir ve çok yüksektir.”

-“İnsanlar arasında, Allah-u Teâlâ’nın helal ve Haram ettiklerini en iyi bilen Muaz bin Cebel’dir.”

-“Kur’an-i kerimi şu dört kişiden alınız. (öğreniniz) Muaz bin Cebel (r.a.), Ubey bin Kâ’b (r.a.), Abdullah bin Mes’ud (r.a.) ve Sâlim Mevla Huzeyfe.”

-“Muaz kıyamette ümmetimin âlimlerinin bir adım önlerinde mahşer yerine gelecekler.”

Eshab-i Kiram (r.anhüm) den Enes bin Mâlik (r.a.) diyor ki;

-“Kur’an-i Kerimi şu dört kimse toplamıştır. Ubey bin Kâ’b (r.a.), Muaz bin Cebel (r.a.), Zeyd bin Sabit (r.a.) ve Ebû Zeyd (r.a.) bunların dördü de Ensar’dandır.

Hazret-i Ömer (r.a.) e;

-“Bize kimi Halife bırakıyorsun?” denildiğinde

Hazret-i Ömer (r.a.) buyurdu ki;

-“Şayet Muaz bin Cebel (r.a.) sağ olsaydı, onu halife bırakırdım ve Rabbıme kavuştuğumda,”

Rabbin bana;

-“Muhammed Aleyhis selam’ın ümmetine kimi halife bıraktın?” deyince,

Ben;

-“Senin kulun ve Resulün olan Muhammed Aleyhis selam’ın; (-“ Muaz kıyamet günü, âlimlerin önünde, tek başına bir cemaattır.” ) Buyurduğu kimseyi bıraktım, derdim.”

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kutbe köyü

Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu)- 5

Abdullah bin Mes’ud (r.a.) buyurdu ki;

-“Muaz bin Cebel (r.a.), Allah’a ve Resulüne itaat eden, doğru yolda bulunan bir cemaat gibiydi. Biz O’nu İbrahim Aleyhis selam’a benzettirdik. Çünkü O, inanlara hayrı, iyiliği öğretir. Allah’a ve Resulüne da itaat ederdi.”

Eizullah bin Abdullah (r.a.) şöyle anlatıyor;

-“Bir gün Humus’ta mescide girmiştim. Baktım ki, orada, Resulullah’ın 30 kadar Sahabisi vardı. Hadis-i şerifleri mütâlea ediyorlardı. Aralarında genç ve yakışıklı olan birisi vardı ve çok az konuşuyordu. Fakat diğerlerinin, bir hadi-i şerif üzerinde şüphe ve tereddütleri olduğu zaman, hemen ona sorarlardı. O’da, bunlara cevap verirdi. O’NUN CEVABI ÜZERİNDE HEPSİ KANAAT GETİRİR VE ONDA İTTİFAK EDERLERDİ. Hiç birisi O’na itirazda bulunmazdı. Ben de çok merak ettim.”

Ve;

-“Sen kimsin, ey Allah’ın kulu?” Diye sual ettim.

Bana buyurdu ki;

-“-“Ben Muaz bin Cebel’im!”

Ebû Müslim-i Hülvanı (r.a.) ve Ya’kub bin Zeyd Ceriyye (r.a.) de bu haberi nakletmektedir.

Abdurrezak, Abdülmelik bin Cüreyre (r.a.) den haber veriyor ki, Muaz bin Cebel (r.a.) in bir hurma ağacı vardı. Hurmalarını toplayıp hepsini sadaka verdi. Kendine bir şey kalmadı.

Muhammed bin Ka’b (r.a.) da;

-“Ben Muaz bin Cebel (r.a.) i gördüm. Genç ve etine dolgun yakışıklı bir kimseydi. Kerem sahibi olup, çok cömertti. Bir kimse, ondan bir şey isteyip de, yok dediği olmazdı. Elinden geldiği kadar temin edip, ona verirdi. O malının tamamını fakirlere sadaka olarak dağıtır, kendisi borçlu olarak yaşardı. Hatta bir keresinde böyle yaptığını Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) haber almıştı. Muaz bin Cebel (r.a.) in alacaklılarını çağırıp, ona kolaylık göstermelerini ve borçlarının bir kısmını kendisine hediye etmelerini söyledi, hemen hepsi yahudiolan alacaklıları, bu müsamahayı göstermediler. Sonra Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) Muaz bin Cebel (r.a.) i huzuruna çağırıp durumu ona bildirdi. Bunun üzerine Muaz bin Cebel (r.a.), gidip elindeki bütün gayrimenkulları sattı. Paralarını alıp, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın huzuruna geldi. Alacaklılar da oradaydı. Borçlarının hepsini ödedi. ONDAN SONRA ELİNDE HİÇBİR MALI VE MÜLKÜ KALMADI.

Muaz bin Cebel (r.a.) Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) den pek çok Hadis-i şerif rivayet etmiştir.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu


Kutbe köyü

Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu)- 6

Muaz bin Cebel (r.a.) Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) den pek çok Hadis-i şerif rivayet etmiştir.

O’nun rivayet ettiği Hadis-i şeriflerin çoğu Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim (r.anhüm) de, bir kısmı da diğer hadis kitablarında yer almıştır.

Hazret-i Muaz şöyle anlatıyor;

-“Bir gün Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) bir hayvana binmişti. Bende arkasında bulunuyordum.”

Bana ;

-“Ey Muaz” diye seslendiler.

Ben de;

-“Emredin, Ya Resulallah!” dedim.

Üçkere ismimi söyledikten sonra;

-“Canab-ı hakkın kulları üzerinde olan hakkı nedir biliyor musunuz?” buyurdu.

Ben;

-“Allah ve Resulü daha iyi bilir.” Dedim

Bunun üzerine;

-“Cenab-ı Hakkın kulları üzerindeki hakkı, onların kendisine ibadet etmeleri ve başka hiçbir varlığı o’na şirk (ortak) koşmamalarıdır.” Buyurup

Tekrar sorarak;

-“Kullar bu vazifelerini yerine getirirlerse, Allah’dan bekledikleri hakları (Allah-u Teâlâ’nın onlara vaat etiği) nedir bilir misin?” buyurdular.

Ben yine;

-“Allah ve Resulü (s.a.v.) daha iyi bilir.”

Deyince

-“Bu takdirde kulların Allah üzerindeki hakkı (Onlara verdiği) nimet, O’nun kullarına azap etmemesidir…”

Muaz bin Cebel (r.a.) bizzat Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) den işitierek rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır;

-“Allah’ım! Kötü insanları (facirleri) bana ikram etirme ki, kalbim onlara meyletmesin.”

-“Ahlakınızı güzelleştiriniz.”

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Aslanlı kaya

Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu)- 7

Hazret-i Muaz bin Cebel (r.a.), Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) e;

-“Hangi amel daha makbuldur?” diye sordu.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem), dilini ağzından çıkarıp elini dilinin üzerine koyarak dilini göstermiş ve;

-“Bunu koruman en makbul ameldir.” Buyurmuştur.

-“Zillet, mü’minin ahlakı değildir. Ancak ilim talebinde olabilir.”

Cennet bahçelerinde eğlenmek isteyenler Allah’ı çok zikir etsinler.”

Muaz bin Cebel (r.a.) şöyle rivayet eder;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) bana buyurdu ki;

-“Ey Muaz! Sana Allah’dan korkmayı, O’na sığınmayı, doğru konuşmayı, verdiğin sözde durmayı, herkese selam vermeyi, güzel amel ve işlerde bulunmayı, öksüze merhamet etmeyi, tatlı sözlü olmayı, Kur’an-i kerimi okuyup anlamayı, ahreti sevmeyi, ahiret hesabının korkusunu taşımayı ve herkese şefket kanatlarını germeği tavsiye eder; hikmet sahiplerine kötü söz söylemekten, doğruyu yalanlamaktan, günahkara itaatten, âdil hükümdara isyandan ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan seni nehy ederim, (sakındırırım) Her yerde Allah-u Teâlâ’yı zikretmeyi ve her günahın peşinden tövbe etmeyi tavsiye ederim. Gizli günah işlediğin zaman gizli, âşikâre günah işlediğin zaman âşikâre tövbe edersin.”

Hazret-i Muaz (r.a.), Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) nasihat istediğinde;

-“Allah’ı görür gibi ibadet et ve kendini ölmüş gibi bil! İSTERSEN BÜTÜN BUNLARI İÇİNE ALAN DAHA MÜHİMMİ BİLDİREYİM; Dilini tut?” buyurdu.

Ebû İdris el-Havlani, Hazret-i Muâz bin Cebel (r.a.) e;

-“Seni Allah için seviyorum.” Dediğinde,

Muaz bin Cebel (r.a.);

-“Sana müjdeler olsun! Ben Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) in şöyle buyurduğunu işittim;”

-“Kıyamet günü arşın etrafında bir takım insanlar için kürsüler kurulacaktır. Bunların yüzleri ayın ondördü gibi parlayacaktur. İnsanlar feryat ederken onlar korkmazlar. Korku ve kederleri olmayan kimseler, Allah’ın gerçek dostlarıdır.” Buyurdu.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) e bunların kim olduğu sorulunca;

-“Onlar Allah için sevişen kimselerdir.” Buyurdu.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Siyah suyun Beyaz suya karıştığı yer (Dikke)

Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu)- 8

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem); Hazret-i Muaz bin cebel (r.a.) a;

-“Ya Muaz! Ben seni severim. Bunun için her namazdan sonra şu dua’yı terk etme! Buyurdu.”

Ve dua’yı okudu;

-“Allahumme e’inni alâ zikrike ve şükrike ve hüsni ibadetike.”

Yani;

-“Allahım! Ancak seni anmak, sana şükretmek ve güzelce ibadet etmek için bana yardım et.”

-“Ey Allah’ım! Seni sevmeyi ve seni seveni sevmeyi bana nasib et ve senin sevgini (sıcak ve hararatli günde) soğuk suyu sevmekten bana daha sevimli kıl!”

-“Allah-u Teâlâ kıyamet günü mü’minlere;

-“Bana kavuşmayı sever miydiniz?” diye sorar.

Onlar da;

“Severiz, Ya Rabbi!” derler.

Allah-u Teâlâ;

-“Niçin seversiniz?” diye sorar.

Onlar da;

-“Af ve mağfiretini ummak için!” derler.

Cenab-i Hak da;

-“Ben de size af ve mağfireti, kendime borç edindim buyurur.”

Her insanın dört gözü vardır. Bunların ikisi başındadır. Bunlarla dünya işlerini görür. Diğer ikisi de kalbindedir. Bunlarla da ahiret işlerini görür.”

Muaz bin Cebel (r.a.) şöyle anlatıyor;

Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın huzurunda bir adamın çok aciz bir kimse olduğunu söylediler.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Kardeşinizi gıybet etmeyiniz.” Buyurdu.

Onlar da;

-“O dediğimiz gibidir.” Dediler.

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Öyle olmasa o zaman iftira etmiş olursunuz.” Buyurdular.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Beyaz suyun Siyah suyla birleştiği yer (Nusaybin)

Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu)- 9

Üç şey var ki, onlar dünyada bir yabancı gibidir; Zalimin elinde Kur’an-i Kerim, kötü insanlar arasında iyi bir kimse, bir evde durup okunmayan Mushaf.”

-“İnsan, kıyamet günü şu dört şeyden sorulmadıkça, hiçbir yere adım atamaz;

-“1-Ömrünü nerede tükettiği,
-“2-Gençliğini nerede harcadığı,
-“3-İlmi ile ne gibi amel işlediği,
-“4-Malını nereden kazanıp nereye harcadığı.”

-“Muhtekir (Karaborsacılık yapan) ne fena bir kuldur! Allah-u Teâlâ fıyatları ucuzlatırsa adamın keyfi kaçar, yükseltirse o zaman ferahlar.”

-“Bid’at sahibine hürmet etmek için yürüyen kimse, İslâm’ı yıkmağa yardım etmiştir.”

-“Her kim kırk gün ümmetimin nafakası üzerinde karaborsacılık eder de, sonra bu kazancını sadaka olarak dağıtırsa, onun bu sadakası kabul edilmez.”

Muaz bin Cebel (r.a.), çok ilim sahibi olup, Eshab-i Kiram (r.anhüm) in sevdiği ve müşkil meselelerini sordukları kıymetli bir zat idi. Çok cömert olup, az konuşur ve hikmetli söylerdi.

Abdullah bin Seleme (r.a.) şöyle anlatıyor;

Muaz bin cebel (r.a.) taûn hastalığına yakalanmıştı. Rahatsızlığı çok artığı sırada, talebelerinden Amr bin Meymun el-Uvdi (r.a.) ziyerete geldi. Durumunun çok ağır olduğunu görünce, ağlamağa başladı.

Hazret-i Muaz, Ona (r.a.);

-“Niçin ağlıyorsunuz?” diye sordu.

O da;

-“Ey Muaz! Allah’a yemin ederim ki, sen benim hocamsın. Bana dunyalık yardımında bulunuyorsun diye ağlamıyorum. Ben senden dinimi öğreniyor ve ilim alıyordum. Senin ölümünden sonra dinimi ve ilmi bana öğretecek kimsenin bulunmamasından korkuyorum ve onun için ağlıyorum.”

Bunun üzerine Muaz bin Cebel (r.a.) buyurdu ki;

-“Hayır, bundan korkma! İman ve ilim, kıyamet gününe kadar yerindedir, ARAYAN BULUR VE ALLAH-U TEÂLÂ BUNLARI İSTEYEN KİMSEYE ÖĞRETECEK BİRİNİ GÖSTERİR, Allah’ın kitabı Kur’an-i Kerim ve Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in sünneti, kıyamet gününe kadar korunacaktır. Nitekim Allah-u Teâlâ İlmi ve İmânı İbrahim Aleyhis selam’a ihsan etmiştir. Halbuki o zaman, imanı ve ilmi bilen ve öğreten hiç kimse de yoktu. İbrahim Aleyhisselam istediği için Cenab-ı Hak, O’na ihsan etti. İlmi, Hazret-i Ömer (r.a.) den, Hazret-i Osman (r.a.) dan ve Hazret-i Ali (r.a.) den alınız! Eğer onları da kayıbederseniz, Ebû Derda (r.a.) dan, Abdullah bin mes’ud (r.a.) dan, Selman-i Farisi (r.a.) den ve Abdullah İbn-i Selâm (r.a.) dan alınız! Âlimin yanılmasından korkunuz! Doğru olanı, hakikatı kim bildirirse kabul ediniz! Doğru, hak olmayını da söyleyen kim olursa olsun, Onu redediniz!”

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Beyaz su başı (Nusaybin)

Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu)- 10

Muaz bin Cebel (r.a.) buyurdu ki;

Âlimlere Cennet’te de ihtiyaç vardır. Çünkü cennet ehline ne isterseniz isteyin denildiğinde, onlar ne isteyeceklerini ve nasıl isteyeceklerini bilmeyecekleri için âlimlere soracaklar.”

Bir gün, birisi Hazret-i Muaz bin Cebel (r.a.) in huzuruna gelip selam vermişti. Biraz sonra vedalaşıp ayrılacağı sırada, Ona buyurdu ki;

-“Ey falan! Dünyadaki nasibin ne ise ve nerede olursa gelip seni bulacaktır. Sen ise, dünyadaki nasibinden daha çok âhiret nasibine muhtaçsın. Ahiret nasibini, dünya nasibine tercih et! Hatta öyle olmalısın ki, çok ihtişamlı bir ahiret servetine sahip olasın! Dünya nimetleri geçicidir. Ahiret için elde ettiklerin ise, nerede olursa seninledir.”

Yine Muaz bin Cebel (r.a.) buyurdu ki;

-“İyi bir Müslüman olarak ölüme hazır ol! Mazlumların bedduasından çok sakın ve hiç kimseye zulüm etme!”

Yine Muaz bin Cebel (r.a.) buyurdu ki;

-“Cennet ehlinin tek bir hasreti (pişmanlığı) vardır. O da, Allah-u Teâlâ’yı zikretmeksizin geçirdikleri vakitlerdir.”

Ebû Bahiri (r.a.) şöyle anlatıyor;

Bir gün Humus şehrinde cami’ye gitmiştim. Muaz bin Cebel (r.a.) da, orada bulunuyordu. Yanında bir gurup kimseler vardı.

Onlara buyurdu ki;

-“Bir kimse, Allah-u Teâlâ’nın huzuruna kâmil, olgun bir imanla gitmek istiyorsa, beş vakit namaz için çağırılan yere gelip namazını kılsın. Çünkü beş vakit namazı cami’de cemaatle kılmak, hidayet yollarından olup, hem de Peygambermiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in mühim sünnetidir. Hiç kimse, benim evimde namaz yerim vardır ve ben evimde namazımı kılıyorum, demesin! Böyle yaparsanız, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın sünnetini terk etmiş olursunuz. Bu da Delalettir.”

Hazret-i muaz bin Cebel (r.a.) e;

-“Hangi duâ ve ne zaman kabul olunur?” diye sorulunca,

Buyurdu ki;

-“İnsanlar gaflette oldukları zaman, sen Allah-u Teâlâ’ya dön ve ondan ne dilersen o zaman iste! İşte o zaman duâ’lar makbuldürler.”

Meymun-i Evdi (r.a.) anlatıyor;

Muaz bin Cebel (r.a.) bir gün ayağa kalktı ve buyurdu ki;

-“Ey Evd kabilesi! Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın elçisiyim. Sizlere bir şeyler öğretmek istiyorum. Hepiniz biliniz ki, dönüşünüz Allah-u Teâlâ’yadır. Dönüşten sonra da, ya Cennet veya Cehennem vardır. Cennet ve cehennemin ikisi de ebedidirler. İkisinde de ölüm ve yok olmak yoktur.”

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Muaz bin Cebel (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu