‘Eshab-i kiram’ olarak etiketlenmiş yazılar
Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu)- 11
22 Haziran 2009Abdullah bin Cahş ile dayısı Hazret-i Hamza (Radiyallah-u anhüm) Kabri (Şehidlik)
Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu)- 11
Buharı (r.a.) nin Sahihi’nde zikr ettiği ve Zühri (r.a.) nin rivayet ettiği haber şöyledir;
-“Herakliüs Humus’daki köşkünde Rumların büyüklerini çağırıp kapıların kapatılmasını emreti.”
Sonra yüksek bir yere çıktı;
-“Ey Rum cemâatı sizler seâdete, huzura kavuşmayı ve hakimiyetinizin temelli kalmasını, Hazret-i İsa (Aleyhis selam) nin söylediğine uymayı ister misiniz?” dedi.
Rumlar;
-“Ey bizim hükümdarımız, bunları elde etmek için ne yapalım” diye sordular.
Herakliüs;
-“Ey Rum cemâatı, ben sizleri hayırlı bir iş için topladım; Bana Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) in mektubu geldi. Beni dine davet ediyor. Vallahi O, gelmesini bekleyip durduğumuz, kitablarımızda kendisini yazılı bulduğumuz ve alâmetlerini bildiğimiz peygamberdir. Geliniz O’na tabi olalım da dünyada ve ahrette selamet bulalım.” Dedi.
Bunun üzerine herkes kötü sözler söyleyip homurdanarak dışarı kaçmak için kapılara koştular. Fakat kapılar kapalı olduğu için bir yere gidemediler.
Herakliüs Rumların bu haraketlerini görüp, İslâmiyet’ten böyle kaçındıklarını anlayınca, öldürülmesinden korktu,
Ve;
-“Ey Rum cemâatı benim biraz önce söylediğim sözler, sizlerin, dininize olan bağlılığınız ve beni sevindiren davranışınızı gözlerimle gördüm.” Dedi.
Bunun üzerine Rumlar Herakliüs’e secde ettiler, köşkün kapıları açıldı çıkıp gittiler.
Herakliüs, Dıhye (r.a.) yi çağırdı olanları anlattı. Bahşişler, hediyeler ve elbiseler verdi.
Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e bir mektup yazdı. Mektubunu, hazırlattığı hediyeleri Dıhye (r.a.) ile Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e gönderdi.
Herakliüs Müslüman olmak istemiş, fakat makam ve ölüm korkusundan iman etmedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu)- 12
22 Haziran 2009Okçular (Ayneyn) Tepesi
Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu)- 12
Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e yazdığı mektupta şöyle diyordu.
-“Hazret-i İsa (a.s.) nın müjdelediği Allah’ın Resulü Muhammed (s.a.v.) e Rum Hükümdarı Kayser’den; Elçin mektubunla birlikte bana geldi. Ben şehadet ederim ki sen Allah’ın hak Resulüsün. Zaten biz seni incil’de bulduk ve Hazret-i İsa (a.s.) seni bize müjdelmiş idi. Rumları sana İman etmeğe davet ettim. Fakat iman etmeğe yanaşmadılar. ONLAR BENİ DİNLESELERDİ MUHAKKAK Kİ BU ONLAR İÇİN HAYIRLI OLURDU. BEN SENİN YANINDA BULUNUP SANA HİZMET ETMEYİ VE AYAKLARINI YIKAMAYI ÇOK ARZU EDİYORUM.”
Dıhye (r.a.) Herakliüs’den ayrılıp Hisma’ya geldi. YOLDA Cüzam vadilerinden Şener vadisinde Huneyd bin Us oğlu ve adamları Dıhye (r.a.) yi soydular.
Eski elbiselerinden başka her şeyini aldılar. Bu mevkide Dübeyb bin Rifâe bin Zeyd ve kavmi, İslamiyeti kabul etmişlerdi.
Dıhye (r.a.) bunlara geldi. Bunlar Hüneyd bin Us ve kabilesinin üzerine yürüyüp Dıhye (r.a.) den aldıkları şeylerin hepsini kurtardılar.
Daha sonra Resulullah (s.a.v.) Zeyd bin Haris (r.a.) i Hüneyd bin Us ve adamlarının üzerine gönderdi. Bu mesele böylece kapandı. O BELDE DE OLANLARIN HEPSİ İMAN ETTİ.
Dihye (r.a.) Medine’ ye gelince evine uğramadan hemen doğruca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın kapısına gitti.
Kapıyı çaldı
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Kim o?” diye sordu.
Dıhye (r.a.);
-“Dıhyet-ül Kelbi.” Dedi.
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“İçeri gir.” Buyurdu.
Dıhye (r.a.) içeri girdi ve bütün olanları anlattı.
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) herakliüs’ün mektubunu okudu;
-“Onun için bir müddet daha (saltanatta) kalmak vardır. Mektubum yanlarında bulundukça, onların saltanatı devam edecektir.” Buyurdu.
Herakliüs daha sonra da Peygamberimiz (s.a.v.) e iman ettiğini bildiren mektup yazmış ise de,
Resulullah (Sallalahu aleyhi ve sellem);
-“Yalan söyliyor. Nasranı dininden dönmemiştir.” Buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu)- 13
23 Haziran 2009Mescid-il Kıbleteyn (Medine-i Münevvere)
Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu)- 13
Herakliüs daha sonra da Peygamberimiz (s.a.v.) e iman ettiğini bildiren mektup yazmış ise de,
Resulullah (Sallalahu aleyhi ve sellem);
-“Yalan söyliyor. Nasranı dininden dönmemiştir.” Buyurdu.
Herakliüs Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in mektubunu ipekten bir atlas’a sarıp, altın yuvarlak bir kutunun içerisinde muhafaza etti. Herakliüs ailesi bu mektubu saklamışlar ve bunu herkesten gizli tutmuşlardır.
Bu mektup ellerinde bulunduğu sürece saltanatlarının devam edeceği söyler ve buna inanırlardı. Hakikatten de öyle olmuştur.
Dıhye (r.a.) medine’de dahi sokakta gezerken, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın emriyle YÜZÜNÜ ÖRTERDİ. Yoksa kolay kolay kimse gözünü ondan ayırmazdı.
Eshab-i Kiram (aleyhimürrıdvan) Dıhye (r.a.) yi gördükleri zaman Dıhye mi yoksa Cebrail (a.s.) mi olduğunu anlayamazlardı.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) nın Bedir Gazası dışındakı, bütün gazvelerine iştirak eden Dıhye (r.a.) Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in Hilafeti zamanında Süriye seferine ktıldı.
Hazret-i Ömer (r.a.) zamanında yermük savaşında bulundu.
Şam seferlerine katıldı. Şam’ın fethinden sonra oraya yerleşti ve Muzze’de oturdu.
Hazret-i Muaviye (r.a.) zamanında Şam’da 50 (M. 672) de vefat etti.
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh);
24 Haziran 2009Ebudderdâ (r.a.) nın kabri Mısır-İskenderiye-
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh);
Eshab-i Kiram’ın meşhurlerinden. İsmi Uveymir bin Zeyd el-Ensari el Hazrecı’dır.
Ebüdderdâ (r.a.) künyesidir.
Doğum tarihi bilinmemektedir. 32 (M. 652) senesinde Şam’da vefat etti. Tefsir, hadis, fıkıh ilimlerinde meşhur Sahabi’dir.
Bilhassa Kur’an-i Kerim’i ezberlemiş olmasıyla ve kıraat ilmini pek çok kimseye öğretmesiyle meşhurdur.
Ebüdderdâ (r.a.), hicretin ikinci senesinde Müslüman oldu. Daha önce Ticaretle uğraşırdı. Bu sebeple çok yer gezmiş ve çok kimseler görmüştü.
Öğrendiği bir çok mâlûmat neticesinde ticaretten vazgeçip, kendi kendine ibadet etmeye başlamıştı.
Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye hicret edince, Ebüdderdâ (r.a.), İslamiyetin üstünlüğünü görerk Müslüman oldu.
-“Ticaretle ibadeti birleştirmek istedim mümkün olmadı. Ticareti bırakıp ibadete yöneldim.” Buyurmuştur.
O Müslüman olmadan önce Bedir savaşı Yapılmıştı. Uhud savaşında ve diğer savaşların hepsinde bulundu.
Uhud savaşında gösterdiği cesaret ve kahramanlığı çok dikkat çekmiştir.
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) o’nu methetmiştir;
-“Üveymir ne mükemmel süvaridir.” Buyurmuştur.
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Hicret’ten sonra Eshab-i Kiram (r.anhüm) arasında kurduğu kardeşlikte Ebüdderdâ (r.a.) yı Selman-ı Farisi (r.a.) ile kardeş yaptı.
Ebüdderdâ (r.a.) Hendek savaşında Hudeybiye andlaşmasında, Hayber’in fethinde, Mekke’nin fethinde, Huneyn ve Tebük gazvelerinde ve Veda Haccında da bulunmuştur.
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in zamanında Kur’an-i Kerim’i tamamen ezberlemiştir. Ayet-i kerimelerin çoğunun tefsirini bizzat Peygamber efendimiz (s.a.v.) e sorarak öğrenmiştir.
Ebüdderdâ (r.a.) Peygamberimiz (s.a.v.) in vefatından sonra Medine-i Münevvere’de kalmayı tahammül edememiştir.
Dolaştığı her yerde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın hatırasını görüp, dayanamadığından Şam’a gidip, orada yerleşti.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebüdderdâ (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh)- 2
24 Haziran 2009Mescid-il Kıbleyetn (Medine-i Münevvere)
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh)- 2
Hazret-i Ömer (r.a.) in isteği üzere Şam’da ders vermeye başladı. Çok sayıda âlim yetiştirdi.
Tefsir, hadis, fıkıh ilimlerini öğrenmesinin yanında, verdiği Kur’an-i Kerim dersleri meşhurdur. Bu derslerinde kıraat ilmi üzerinde durmuştur.
Şam’da Câmi-i Kebir’de verdiği bu derslerine pek çok sayıda talebe katılırdı. Talebelerine onar kişilik halkalar halinde ders verirdi. Her ders halkasını ayrı ayrı kontrol ederdi.
Bir dafesında talebeleri sayıldığında binaltıyüz civarında oldukları görülmüştür. Bu derslere Eshab-i Kiram (r.anhüm) dan da katılanlar olmuştur.
Tabi-in’den yüzlerce âlim yetiştirmiştir. Bunların en meşhurları İbn-i Amir el-Yahsubi, Ümmü Derda Essugra, Sahib-i Ebüdderdâ adıyla meşhur Halife bin Sa’d, Raşıd bin sa’d (r.anhüm) ve daha bir çok âlimdir.
Ebüdderdâ (r.a.) ayrıca tebabet ilmini de bilirdi. Hastalarını tedfavi eder, gerekli ilaçları yapardı.
Hazret-i Ömer (r.a.) halifeliği sırasında bir ara Medine’ye döndü. Hazret-i Ömer (r.a.), O’na Bedir Eshabından olanlara verilen maaş kadar maaş bağladı.
Hazret-i Osman (r.a.) ın halifeliği sırasında Şam’a vali tayin edilen Hazret-i Muaviye (r.a.), halifeden bir kadı istemişti.
Hazreti Osman (r.a.)
-“Bu vazifeyi en iyi Ebüdderdâ yapar.” Buyurarak O’na verilmesini emretti.
Bu vazife sırasında da ilim yaymaya devam etti. Şam’da bulunduğu sırada Kufe’den ve diğer yerlerden çok kimse O’na fıkhı meseleler sormak üzere geliri fetvasını alırdı.
Hazret-i Ebüdderdâ (r.a.), Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den Hazret-i Aişe (r.anha) den ve Zeyd bin Sabit (r.a.) den Hadis-i Şerif rivayet etmiştir.
Kendisinden Hadis-i Şerif rivayet edenler, Hanımı Ümmü Derda (r.anha) Fedâle bin Ubeyd, Ebû Ümâme, Ma’dan ibn-i Ebi Talha, Ebû İdris Havlani, Aklama binKays, Said bin Müseyyeb, Muhammed bin Sirin (r.anhüm) ve daha çok sayıda Hadis âlimidir.
Ebüdderdâ (r.a.) nın rivayet ettiği Hadis-i Şerifler Kütüb-i sitte’de yer almıştır.
Ebüdderdâ (r.a.), ömrünü dine hizmet etmekle geçirdi. Nübüvvet kaynağından aldığı ilmi yaydı. Hazret-i Osman (r.a.) nın Halifeliği’nin son yıllarında vefat etti.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebüdderdâ (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh)- 3
24 Haziran 2009Mscid-il Kıbleteyn (Medine-i Münevvere)
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh)- 3
Abdullah bin Selam (r.a.) ın oğlu Yusuf (r.a.) şöyle anlatmıştır;
Ebüdderdâ (r.a.) vefat edeceği sırada ben yanında idim.
Bana;
-“Kalk benim vefat etmek üzere olduğumu halka ilan et.” Dedi.
Ben kalkıp insanlara durumu bildirdim. İşitenler evine geldiler. Evin içi dışı insanla doldu.
Sonra
-“Beni dışarı çıkarın.” Demesi üzerine
Dışarı çıkardık.
-“Beni oturtunuz.” Dedi
Sonra;
-“Ey İnsanlar Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) den işittim.”
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu;
-“Kim kusursuz ve noksansız bir abdest alır, sonra da tam bir ihlas ile namaz kılarsa Allah-u Teâlâ onun istediklerini ona ihsan eder.”
Bundan sonra gelenlere namazla ilgili bir miktar daha nasihatta bulundu. Son sözleri bunlar oldu.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Her Ümmetin bir Hâkimi vardır. Bu ümmetin Hâkimi de Ebüdderdâ’dır.” Buyurmuştur.
Muaz bin Cebel (r.a.) de vefat ederken Talebesi Âmr bin Meymun (r.a.) a Ebüdderdâ (r.a.) nın ilminden istifade edilmesini vasiyet ederek;
-“Yeryüzü ondan daha âlim bir kimse taşımadı.” Buyurmuştur.
Ebüdderdâ (r.a.) herkese iyilikle muamelede bulunurdu. Kızgınlıkları ve kırgınlıkları yatıştırır, hep güler yüz gösterirdi.
Kimseyi incitmez, kimseden incinmezdi. Çok tok gönüllü ve cömert idi. Kendisini ziyarete gelen her misafire ikramda bulunur, bizzat kendisi hizmet ederdi. İlmi, takvası, üstün ahlakıyla ve daha bir çok vasıflarıyla çok sevilip hürmet gösterilmiştir.
Ebüdderdâ (r.a.) iki hanımı vardı. Birisi Eshab-i kiram (r.anha) dandir. İsmi Hayre binti Hadret olup, Ümmüd Derdâ el-Kübra lakabiyle meşhurdur.
Fıkıh ve hadis ilminde âlim bir kadındı. Rivayet ettiği hadis-i şerifleri altı meşhur hadis kitabında yer almıştır.
Diğer hanımı Tabi-inden Ümmü-d Derdâ es-Sûğra lakabiyle meşhur olup, İsmi Hüreyme (r.anha) dir. Bilal, yezid, Derdâ ve Nesibe adlarında dört çocuğu vardı.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebüdderdâ (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh)- 4
24 Haziran 2009Mescid-i Kıbleteyn (Medine-i Münevvere) İlk kıbla ciheti tarafı
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh)- 4
Hanımı Ümmü Derdâ (r.anha) şöyle anlatmıştır;
-“Ebüdderdâ (r.a.) bir şey anlatırken ve bir hadis-i şerif naklederken daima tebessüm ederdi.”
Birgün sebebini sordum;
-“Resul-ü Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) her hadis-i şerif söyledikçe TEBESSÜM ederdi.” Dedi.
Kays bin Kesir (r.a.) nakleder;
-“Bir gün Ebüdderdâ (r.a.) ya Medine’den bir zat gelir, kendisni ziyaret eder.”
Ebüdderdâ (r.a.) niçin geldiğini sorar.
O da
-“Sizin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) den işittiğiniz hadis-i şerifleri rivayet ettiğinizi duydum. Onun için geldim.” Der.
Ebüdderdâ (r.a.);
-“Ticaret için falan gelmedin mi?” der.
Adam;
-“Hayır.” Deyince
Ebüdderdâ (r.a.);
-“Başka bir işin veya ihtiyacın için mi geldin.” Der.
Gelen zat;
-“Sadece hadis-i şerif almak üzere geldim.” Der.
Ebüdderdâ (r.a.);
-“Pekiyi o halde dinle.”
Diyerek şu hadis-i şerif’i okur; Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) in şu sözleri söylediğini duydum;
-“Bir insan ilim kazanmak için bir yola giderse, Allah-u Teâlâ ona cennette doğru bir yol açar. Melekler ilim peşinde koşanlardan hoşnut oldukları için kanatlarını onun altına gererler. İlim sahipleri için yerdekiler ve göktekiler mağfiret niyaz ederler. Denizin dibindeki balıklar bile ona dua ederler. Âlimin abid üzerindeki üstünlüğü ayın yıldızlara üstünlüğü gibidir. Peygamberlerin varisleri âlimlerdir. Bunlar dirhem ve dinar (para peşinde) koşmazlar. İlme koşarlar. Onun için onlar ilimden ne kadar fazla pay almak mümkünse o kadar alırlar.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebüdderdâ (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh)- 5
24 Haziran 2009Mescid-il Kıbleteyn (Bir hurma bahçesi) Medine-i Münevvere
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh)- 5
Bir defasında Ebüdderdâ (r.a.) nin evine bir zat uğradı.
Ona;
-“Eğer burada kalacaksan sana bir yer hazırlayayım yolcu isen geçip gideceksen sana azık hazırlayayım.” Dedi.
O zat;
-“Yolcuyum gideceğim.” Dedi.
Ebüdderdâ (r.a.);
-“Öyle ise sana en güzel azığı hazırlayayım, bundan daha kıymetli azık olsa idi onu sana verirdim.” Dedi.
Sonra şöyle devam etti.;
-“Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın huzuruna gitmiştim.”
Dedim ki;
-“Yâ Resulallah (s.a.v.) zenginler dünyayı da ahreti de kazandılar, onlar hem namaz kılıyor hem oruç tutuyorlar, hem sadaka verebiliyorlar. Fakat biz fakir olduğumuz için SADAKA veremiyoruz.”
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu;
-“Sana bir şey söyliyeyim mi? Sen onu yapınca kavuştuğun şeye ancak onu yapanlar kavuşulabilir, Yapamayanlardan hiç biri ona yetişemezler Her namazdan sonra otuzüç kere tesbih (SUBHANALLAH) otuz üç kere Tahmid (ELHAMDÜLİLLAH) otuz üç kere Tekbir (ALLAH-U EKBER) getir.”
Bir defasında Kureyş’ten bir zat Ensar (r.anhüm) den bir zat’ın dişini kırmıştı. Dişi kırılan zat Hazret-i Muaviye (r.a.) ye gidip şikayet etti.
Hazret-i Muaviye (r.a.) helâlaşmalarını tavsiye etti.
Fakat şikayet eden kabul etmedi.
Hazreti Muaviye (r.a.) o zat’a Ebudderdâ (r.a.) yı göstererek;
-“Bak bu Zat’a sor.” Dedi.
Bunun üzerine Ebüdderdâ (r.a.) şöyle dedi;
-“Resul-i Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellem) den işittim;”
-“Bir müslümanın bedenine bir zarar gelirde, buna sebep olanı (yapanı) affeder, hakkını HELAL ederse, Allah-u Teâlâ onu bir derece yükseltir. O’nun bir hatasını affeder.” Buyurdu.
Bunu dinleyen Zat Ebüdderdâ (r.a.) bakarak;
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebüdderdâ (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh)- 6
25 Haziran 2009Mescid-il Kıbleteyn (Hurma bahçesinden yemiş veren hurmalar) Medine-i Münevvere
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh)- 6
-“Sen bizzat Resül-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) den duydun mu?” dedi.
Ebüdderdâ (r.a.);
-“Evet kulaklarımla işittim, kalbimle kavradım.” Edi.
Bunun üzerine o zat;
-“O halde ben şikayetimden vaz geçiyorum, hakkımı de helâl ediyorum.” Dedi.
Ebüdderdâ (r.a.) bir gün Şam’da mescide oturuyordu. Bir kişi mescide girdi ve şöyle duâ etti.
-“Ya Rabbi! Yalnızlıkta bana yardımcı ol, garibliğimde bana acı. Bana aziz ve sevimli bir dost ihsan et.” Dedi.
Ebüdderdâ (r.a.) bu sözlerini duyunca o zata dönüp şöyle dedi;
-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) den işittim,
Buyurdu ki;
-“İnsanlar için de kendine zülmedenler var, bunlar gam ve keder içindedirler insanlar arasında israftan sakınanalar var, bunlar iktisadlı ve mutedil haraket ederler. Bunların hesabı kolaydır. Sonra insanlar arasında hayır işlemek için yarışanlar var bunlar hesapsız cennete girerler.”
Ebüdderdâ hazretleri (r.a.);
Bir şahsın işlemiş olduğu bir kötülükten dolayı insanlar tarafından sövülüp, kötülendiğine tesadüf etti.
-“Bu adam bir kuyuya düşmüş olsaydı siz onu çıkarmak istemez miydiniz?” dedi.
İnsanlar;
-“Evet çıkarmak isterdik.” Deyince
Ebüdderdâ (r.a.);
-“Öyle ise, onu kötülemeyiniz, dil uzatmayınız, onu işlemiş olduğu kötülükten sizi korumuş olan Allah-ü Teâlâ’ya hamd ve şükür ediniz.” Demiştir.
Oradakiler;
-“Sen ona buğz etmez misin?” diye sorunca
Ebüdderdâ (r.a.);
-“Ben onun kendisine değil yaptığı fenalığa buğz ediyorum.” Buyurdu.
Ebüdderdâ (r.a.) nın rivayet etiği Hadis-i şerifler’den bir kısmı da şunlardır.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebüdderdâ (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh)- 7
25 Haziran 2009Mescid-il Kıbleyetn (Medine-i Münevvere)
Ebüdderdâ (Radiyallah-u Anh)- 7
Ebüdderdâ (r.a.) nın rivayet etiği Hadis-i şerifler’den bir kısmı da şunlardır.
-”Çömertlik, İman (yakın olmasından) sağlamlığından gelir, imanı sağlam olan Cehenneme girmez. Cimrilik de şek ve şüpheden gelir. Şüphe içinde olan Cennette giremez.”
İbn-i Maceh (r.a.) nin bildirdiği hadis-i şerif’de;
-“Cuma günleri bana çok salavat geirin! OKUNAN SALAVAT BANA HEMEN BİLDİRİLİR.” Buyuruldu.
Bunu işitenlerden Ebüdderdâ hazretleri
-“(Öldükten sonra da bildirilir mi?)” dedik de;
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Evet. Ben öldükten sonra da bildirilir. Çünkü, TOPRAĞIN PEYGAMBERLERİ ÇÜRÜTMESİ HARAM KILINDI. Onlar öldükten sonra diridirler, rızıklandırılırlar.” Buyuruldu.
-“Din Kardeşinin arzu ettiği yemeği ona yediren kimsenin günahları bağışlanır. Din kardeşini sevindiren Allah’ı sevindirmiş olur.”
-“Sizler kıyamet günü kendinizin ve babanızın adları ile çağırılacaksınız. ÖYLE İSE (Çocuklarınıza) güzel isimler veriniz.”
-“Mizan’a konacak amellerden en ağır geleni, GÜZEL AHLAKTIR.”
-“Bir kimse kardeşine arkasından dua ettiği zaman, bir Melek”Allah sana da o dua ettiğin gibi versin.” Der.
-“Zamanımızda şikayetinize sebep olan şeyler, amellerinizin bozukluğundandır.”
-“Her kim Kehf Suresinin başından on ayet-i kerime ezberlerse, Deccalın ve aldatıcıların şerrinden korunmuş olur.”
-“Her hastalığın başı çok yemektir.”
-“Dertli mü’minin duasını GANİMET BİLİN.”
-“Subhanallahi Velhamdülillahi velâ ilahe İlllallahü Vallah-ü ekber-Vela havle vela kuvvete illa billah” ÇOK SÖYLEYİNİZ. Zira onlar Salih amellerdendir. Ağaçların yaprakları döktükleri gibi bunlar da hataları dökerler. Bunlar Cennet hazinelerindendir.”
-“Kul bir şeye lân’et ettiğinde, o lâ’net göğe çıkar. Gök kapıları kapanır. Giremez yere döner, yerin kapıları kapanır giremez, sağa sola gider, kalacağı yere giden bir yer bulamayınca lâ’net edilene gider Layıksa onda kalır, layık değilse lâ’net edene döner.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebüdderdâ (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu