‘Eshab-i kiram’ olarak etiketlenmiş yazılar
Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u Anh)- 7
09 Temmuz 2009Revda-i Muttahhara (Medine-i Münevvere)
Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u Anh)- 7
Hazret-i Ömer (r.a.);
-“Maksadım o değil, deniz gibi dalgalanacak fitneyi soruyorum.” Deyince,
Huzeyfe (r.a.);
-“Ey Mü’minlerin Emiri! Senin için endişelenecek bir şey yok. Senin zamanınla onun arasında bir kapalı kapı var.” Diye cevap verdi.
Hazret-i Ömer (r.a.);
-“Bu kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı?” diye sorunca
Huzeyfe (r.a.);
-“O kapı kırılacak.” Diye cevap verdi.
Bunun üzerine Hazret-i Ömer (r.a.);
-“Desene Ümmeti Muhammed (Sallallahua leyhi ve sellem) kıyamete dek bir araya gelemiyecek.” Diyerek ÜZÜNTÜSÜNÜ DİLE GETİRDİ.
Daha sonra Huzeyfe (r.a.) ye
-“O kapının ne olduğu.” Sorulduğunda;
Huzeyfe (r.a.);
-“O kapı Hazret-i Ömer (r.a.) idi.” Diye cevap vermiştir.
Daha sonra Hazret-i Ömer (r.a.) şehid edilmiştir.
Huzeyfet’übnü Yeman (r.a.) Hazret-i Osman (r.a.) ın Halifeliği sırasında Azerbeycan ve Ermenistan taraflarının fethine gönderildi. Bu hizmetlerinin yanında mühim bir hizmeti de KUR’AN-İ KERİM NÜSHALARININ ÇOĞLTILMASINA SEBEP OLMASIDIR.
Çünkü O, Azerbeycan ve Ermenistan tarafına gittiğinde Kur’an-i Kerim’in değişik lehçelerle okunduğunu görerek, Kur’an-i Kerim’in Kureyş lehçesi üzerine çoğaltılmasını Hazret-i Osman (r.a.) a teklif etti.
Bunun üzerine Hazret-i Osman (r.a.) Kur’an-i Kerim nüshalarını çoğaltıp, belli merkezlere gönderdi. Hayatının çoğu savaşlarda geçen Huzeyfet’übnü Yemân (r.a.) Hazret-i Osman (r.a.) şehid edildiğinde Medine’de bulunuyordu.
Bu sırada yaşı oldukça ilerlemişti. Hazret-i Osman (r.a.) nın şehid edilmesine ÇOK ÜZÜLDÜ. Onun şehid edilmesinden KIRK GÜN SONRA VEFAT ETTİ.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u Anh)- 8
09 Temmuz 2009Bab’ül Baki’ (Medine-i Münevvere)
Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u Anh)- 8
Huzeyfe (r.a.), ölüm döşeğinde yattığı vakit;
-“Dost âni bir baskınla geldi, Pişmanlık feyda vermez. Allahım fakirlik ve hastalıktan hakkımda hayırlı olanı bana ver. Ölüm hakkımda yaşamaktan HAYIRLI İSE, Sana ulaşıncaya kadar Ölüm yolunu bana kolaylaştır.” Diyerek duâ etmiştir.
Huzeyfet’übnü Yeman (r.a.) Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den yüzden fazla Hadis-i Şerif rivayet etmiştir. O’ndan rivayet edilen Hadis-i Şerifler Kütüb-i Sitte adı verilen MEŞHUR ALTI HADİS KİTABINDA YER ALMIŞTIR.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den bizzat işiterek rivayet ettiği hadi-si şeriflerden bazıları şunlardır;
-“Benden sonra Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Ömer’e uyunuz.”
Huzeyfet’übnü Yemân (r.a.) rivayetiyle Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur;
-“Bütün iyilikler Sadakadır.”
Yine Huzeyfet’übnü Yemân (r.a.) rivayetiyle Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur;
-“Nemam (söz taşıyan) Cennete giremez.”
Yine Huzeyfet’übnü Yemân (r.a.) rivayetiyle Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur;
-“Koğucu Cennete giremez.”
Huzeyfet’übnü Yemân (r.a.) rivayetiyle Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur;
-“Bir kimse, İslam’da sünneti hasane yaparsa, bunun sevabına ve bunu yapanların sevablarına kavuşur. Bir kimse İslam’da bir Bid’at, (kötü) çığır açarsa, bunun günahı ve bunu yapanların günahları kendisine verilir.”
Yine Huzeyfet’übnü Yemân (r.a.) rivayetiyle Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur;
-“İki arkadaşın, Allah katında en sevimlisi, arkadaşına karşı daha müşfik (şefkatlı) davrananadır.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u Anh)- 9
10 Temmuz 2009Revda-i Muttahhara (Bab’ül Baki’ kapısından görünüşü)
Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u Anh)- 9
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den bizzat işiterek rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır;
Huzeyfet’übnü Yeman (r.a.) rivayetiyle Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur;
-“Şehvet nazarı ile bakmak, Şeytan’ın zehirli oklarından bir oktur. Kim Allah korkusu ile, onu terk eder, yani şehvet gözü ile bakmazsa, Allah-u Teâlâona öyle bir iman nasib eder ki, zevkini kalbinde duyar.”
Yine Huzeyfet’übnü Yeman (r.a.) rivayetiyle Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur;
-“İçinizdeki fenaları yola getirmeğe çalışmazsanız. Yani Emr-i Ma’ruf ve’n-nehyi ani’l münker yapmazsanız Cenab-i Hak, başınıza öyle belalar verir ki, bu belalardan kurtulabilmek için artık iyilerinizin Allah’a yalvarması da fayda vermez.”
Huzeyfet’übnü Yemân (r.a.) buyurdu ki;
-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ileride hasıl olacak fitnelerden sordum,”
Çünkü bunların şerrine yakalanmaktan korkuyordum.
-“Ya Resulallah, biz Müslüman olmadan önce kötü kimselerdik. Allah-u teâlâ, senin şerefli vucudun ile İslâm ni’metini, iyiliklerini bizlere ihsan etti. Bu seadet günlerinden sonra yine kötü zaman gelecek mi?” dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Evet gelecek.” Buyurdu.
Ben;
-“Bu şerden sonra, hayırlı günler yine gelir mi?” dedim
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Evet gelir, Fakat o zaman bulanık olur.” Buyurdu.
Ben;
-“Bulanık ne demektir Ya Resulallah.” Dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Benim sünnetime uymıyan ve benim yolu tutmayan kimselerdir. İbadet de yaparlar. Günah da işlerler.” Buyurdu.
Ben;
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u Anh)- 10
10 Temmuz 2009Revda-i Muttahhara (Bab’ül Baki’ kapısı)
Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u Anh)- 10
Ben;
-“Bu hayırlı zamandan sonra yine şer olur mu?” dedim
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Evet Cehennemin kapılarına çağıranlar olacaktır. Onları dinleyenleri Cehenneme atacaklardır.” Buyurdu.
Ben;
-“Ya Resulallah onlar nasıl kimselerdir.” Dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Onlar da bizim gibi insanlardır. Bizim gibi konuşurlar.” Buyurdu.
Ben;
-“Onların zamanlarına yetişirsem ne yapmamaı emr edersiniz.”dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Müslümanların cemaatına ve hükümetine tabi ol.” Buyurdu.
Ben;
-“Müslüman hükümeti yoksa ne yapalım.” Dedim
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Bir kenara çekil. Aralarına hiç karışma, ölünceye kadar yalnız yaşa.” Buyurdu.
Huzeyfe (r.a.) şöyle anlatmıştır;
-“Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) ile namaz kılıyordum. ‘BAKARA’ suresinden okumaya başlamıştı. Rahmet ayeti geldiği zaman Allah-u Teâlâ’dan rahmet diler, Azâb ayeti geldiği zaman Allah-u Teâlâ’ya sığınırdı. Tenzih ayeti geldiği vakit, Allah-u Teâlâ’yı tesbih ve takdis ederdi.”
Kur’an-ı Kerimi bitirdiği zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle duâ okudu;
-“Allahım! Kur’an-ı Kerim hürmetine bana rahmet eyle, Kur’an-ı bana iman, nur hidayet ve rahmet kıl, Allahım Kur’an-ı kerimden unuttuğum oldu ise bana hatırlat, anlamadığım olduğu ise bana anlat, gece ve gündüzde Kur’an okumayı bana nasib et, Kur’an-i kerimi lehimde hüccet kıl. Ey Âlemlerin Rabbi.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u Anh)- 11
10 Temmuz 2009Revda-i Muttahhara (Bab’ül Baki’ kapısı)
Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u Anh)- 11
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;
-“Her ümmetin taptığı bir buzağı putu var. Benim ümmetimin putu ve tapdığı da altın ve gümüştür.”
Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;
-“Dünyayı ahret üzerine tercih eden kimseyi Allah-u Teâlâ üç şeye mübtela kılar. Kalbinden hiç çıkmayan sıkıntı,. Hiç kurtulamadığı fakirlik ve doymak bimeyen hırs.”
Huzayfet’übnü Yemân (r.a.) buyurdu ki;
-“Öyle bir zamanda bulunuyorsunuz ki; sizden biriniz bildiğinin onda dokuzu ile amel edip birini terk ederse helaka gider. Öyle bir zaman gelecek ki, o zaman bildiğinin yalnız onda biriyle amel eden kurtulacaktır. Çünkü o zaman, amel edenler çok azalacaktır.”
Bir kişi Huzeyfet’übnü Yemân (r.a.);
-“Ben nifaktan korkuyorum.” Deyince
Huzeyfe (r.a.);
-“Eğer münafık olsaydın nifaktan korkmazdın. Çünkü münafık nifaktan emindir korkmaz.” Buyurdu.
Huzefet’übnü yemân (r.a.) buyurdular ki;
-“Eğer gönüller manevi pisliklerden temiz olsaydı, Kur’an’ın zevkine doymazlardı.”
Huzeyfet’übnü Yemân (r.a.) a sordular;
-“Hayatta olduğu halde ölü sayılan kişiler kimlerdir?”
Huzeyfet’übnü Yemân (r.a.);
-“Gördüğü kötülüğe eli ve dili ile manı olmayan veya kalbi buğz etmeyen kimselerdir.” Buyurdu.
Huzeyfet’übnü Yemân (r.a.);
İnsanlar, öyle bir zaman yaşayacak ki; bir kişi için, ne kibar ve ne akıllı, diyecekler. Halbuki onun kalbinde zerre kadar iman izi olmayacaktır.”
Munafık kimdir denildiğinde;
Huzeyfet’übnü Yemân (r.a.);
-“İslamiyetten bahsedip de onunla amel etmeyen, O’NA UYMAYANDIR.” Buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh);
10 Temmuz 2009Bilaâl-i Habeşi (r.a.) nın türbesi (Şam)
Cahiliye devrinde Kız çocukların diri dir gömüldükleri Arabistan çölü
Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh);
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in Müezzini. Eshab-i Kiram (r.anhum) ın meşhurlerinden ve ilk Müslüman olanlardandır.
İsmi, Bilâl bin Rebah Habeşi, künyesi Ebû Abdullah’tır. Habeşistanlı bir aileye mensub olup. Babasının ismi Hamâme’dir. Mekke-i Mükerreme’de Beni Cumha kabilesine intisap etmişlerdir.
Bilâl-i Habeşi (r.a.) (M. 581) senesinde Mekke-i Mükerreme’de doğdu. 20 (M. 641) de Şam’da vefat etti. Kabri Şam’da Bahüssağir’dedir.
Bilâl-i Habeşi (r.a.) ilk iman edenlerden olup, müşriklere karşı Müslüman olduğunu açıkça bildiren yedi sahabi (r.anhüm) den biridir.
Müslüman olmadan önce Mekke-i Mükerreme’de müşriklerin ileri gelenlerinden Ümeyye bin Halef’in kölesi idi.
O zaman her yerde olduğu gibi Arabistan’da da korkunç bir cehalet devri yaşanıyordu. İçki, kumar, zina, hırsızlık, zayıfleri ezmak gibi zulüm ve ahlaksızlık namna ne varsa işleniyordu.
Zorbalık, güçlülerin zayıflara karşı başvurduğu bir tahakküm vasıtası olmuştu. Güçlülerin köle olarak kullandıkları nice zayıf ve garip kimselerden biri de Bilâl-i Habeş, hazretleri (r.a.) idi.
Annesi de köle yapılmıştı. Bilâl-i Habeşi (r.a.) nin diğer kölelerden çok farklı bir hali vardı. Son derece mert ve dürüst idi.
Kölesi olduğu Ümeyye bin Halef’ın mallarını satmak üzere o’nun temsilcisi olarak kervanlara katılır, bol kazanç getirirdi.
Diğer bir vasfı da sesinin de çok güzel olmasıydı. Sahibi Ümeyye bin Halef, O’nu sesinin şaşırtacak derecede güzel olması sebebiyle düğün ve şenliklerde bulundururdu.
Bundan dolayı şenlik ve şölenlerde aranan kimse olmuştu. Ticaret için uzun yollar katederken yorgunluktan ve sıcaktan yürüyemez hale gelen kervan O’nun nâmeleri ile canlanır, develer O’nun sesini işitince coşup çatlarcasına yol alırdı.
Ümeyye bin Halef bütün bu vasıflarıyla Bilâl-i Habeşi (r.a.) ye diğer kölelerden farklı muamele yapardı.
Bilâl-i Habeşi (r.a.) yine bir kervanla Ümeyye bin Halef’ın mallarını satmak üzere Şam’a gitmişti.
Bu kervanda Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) de vardı. Bu ticaret seferi, Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) ile Bilâl-i Habeşi (r.a.) arasında dostluk kurulmasına sebep oldu.
Bu sırada Mekke’lilerin tek geçim vasıtası Ticaret idi. Diğer taraftan cahiliye devrini yaşamakta olan Araplar vahşette ve zulümde o dereceye varmıştı ki, küçük kız çocuklarını diri diri toprağa gömüyorlar ve en ufak bir vijdan azabaı çekmiyorlardı.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 2
11 Temmuz 2009Revda-i Muttahhara (Bab’ül Baki’) Medine-i Münevvere
Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 2
Bu çok bâtıl inançlarının yanında kız çocuklarına sahib olmayı da bir YÜZ KARASI SAYIYORLARDI.
İnsanların böylesine bunaldığı çaresiz kaldığı bu sıralarda artık İSLÂM GÜNEŞİNİN DOĞMASINA VE ÂLEMİ AYDINLATMASINA ÇOK AZ BİR ZAMAN, hatta sayılı günler kalmıştı.
Bunun ilk işaretlerinden biri de Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in Hazret-i Bilâl-i Habeşi (r.a.) ile ticarete çıkışlarında belirmişti.
Hazret-i Ebû Bekir (r.a.), Şam’da bulunduğu sırada bir ruya görmüştü. Bu ruyasını tâbir ettirmek üzere bir rahib’e gitti. Giderken yanında Bilâl-i Habeşi (r.a.) yi de götürmüştü.
Rahib’ın yanına vardıklarında Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) ruyasını anlattı.
Rahib Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) e;
-“Senin ruyan sadık bir ruyadır. Bir peygamber gönderilecek sen o’nun hayatında yardımcı, vefatından sonra da halifesi olacaksın.” Dedi.
Bilâli Habeşi (r.a.) Rahib’in sözlerini ibret ve hayretle dinledikten sonra;
-“Putlar mı gönderecek.” Dedi.
Rahib;
-“HAYIR, SEMÂVÂTI, ARZI VE HER ŞEYİ YARATAN ALLAH göndercektir. O Peygamber, eşi ve benzeri olmayan Allah’a ibadet etmeyi ve putların kırılmasını emredecek.” Dedi.
Bilâli Habeşi (r.a.) derin derin düşündükten sonra
-“Putların kırılacağı gün diye.” Mırıldandı.
Rahib;
-“Evet onların hepsini kıracak.” Dedi.
Bu kervan Şam’dan Mekke-i Mükerreme’ye döndüğünde artık İSLÂM’IN NURU ÂLEMİ AYDINLATMIŞTI. İnsanlar birer ikişer Müslümân oluyordu.
Bilâl-i Habeşi (r.a.) bir gece yarısından sonra kaldığı evin kapısının yavaş yavaş çalındığını;
Ve;
-“Bilâl! Bilâl!.” Diye fısıldayan bir ses duydu.
Bilâl (r.a.);
-“Gecenin bu saatında nedir bu ses.” Diye doğruldu
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 3
11 Temmuz 2009Ebû Bekir (r.a.) Mescidi (Medine-i Münevvere)
Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 3
Yine;
-“Bilâl! Bilâl! “ diye fısıldayan sesi işitti.
Karanlıkta ürperek sesin geldiği yere yaklaştı.
-“Kimsin?” dedi.
Dışarıden gelen ses;
-“Ben Ebû Bekir.” Deyince.
Bilâl (r.a.);
-“Gecenin bu satında ne istiyorsun? Ne söyliyeceksen sabah söyliyemez miydın? Dedi.
Hazret-i Ebû Bekir (r.a.);
-“Hayır Yâ Bilâl! Söyliyeceğim, sahibinin yanında sana açamam.” Dedi.
Bilâli Habeşi (r.a.);
-“Nedir öyleyse o haber?” dedi.
Hazret-i Ebû Bekir (r.a.);
-“Bu ümmetin peygamberi (Sallallahu aleyhi ve sellem) geldi.
Bilâli Habeşi (r.a.);
-“Bu ümmetin Peygamberi!” diye tekrar edince
Ebû Bekir (r.a.);
-“Evet Yâ Bilâl!” dedi.
Bilâli Habeşi (r.a.);
-“Peki kimdir o?“ deyince
Ebû Bekir (r.a.);
-“Muhammed bin Abdullah (s.a.v.) dır.” Dedi.
Bilâli Habeşi (r.a.);
-“Nasıl bildin.” Dedi.
Haret-i Ebû Bekir (r.a.);
-“O (s.a.v.) Peygamber olduğunu söyliyor ve gizlice insanları Allah-u Teâlâ’ya imân etmeye çağırıyor.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 4
11 Temmuz 2009Ebû Bekir (r.a.) Mescidi (Medine-i Münevvere)
Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 4
Ben kendisine;
-“Yâ Ebel Kasım bir haber duydum.” Dedim
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Ne duydun.” Dedi.
Ben de;
-“İnsanları Allah-u Teâlâ’ya imân etmeye davet ettiğini ve O’nun Resulu olduğunu söylediğini duydum.” Deyince
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-.”Evet Yâ Ebû Bekir Rabbim beni insanlara müjdeleyici ve korkutucu olarak, Hazret-i İbrahim’i gönderdiği gibi beni de bütün insanlara Peygamber olarak gönderdi.” Buyurdu.
Ben de;
-“Sen yüksek bir ahlaka sahipsin yalan söylemezsin.” Dedim.
Peygamber (s.a.v.) elini uzattı
-“Ben de elini tuttum ona tabi olup Müslüman oldum.”
Bilâli Habeşi (r.a.);
-“Hemen mi kabul ettin? Yoksa bundan bir menfaat mi bekliyor?” dedi.
Hazret-i Ebû Bekir (r.a.);
-“Hayır Yâ Bilâl O’nun mala mülke ihtiyacı yok. O Hadice (r.anha) nin ticaret kervanını yönetiyor ve kazancı yerinde.” Dedi.
Bilâli Habeşi (r.a.);
-“O, neye davet ediyor.” Deyince
Ebû Bekir (r.a.);
-“O, her şeyin yaratıcısı olan Allah’a ibadet etmeye davet ediyor. O’nun davet ettiği dinde üstünlük ancak İman ve kulluk iledır.”dedi.
Bilâli Habeşi (r.a.) başını eğip, bir müddet sesizce bekledi.
Sonra da Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in bildirdiği gibi Kelimeyi Şehadet getirerek Müslüman oldu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 5
11 Temmuz 2009Ebû Bekir (r.a.) mescidi (Medine-i Münevvere)
Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 5
Bilâli Habeşi (r.a.) Müslüman olduktan sonra hayatında bambaşka bir safha başladı. Artık o Hak ile batıl arasında vuku bulmak üzere olan ÇETİN BİR MÜCADELENİN AZİMLİ BİR KAHRAMANI, yalnız bir mücahid’i olmuştu.
Bilâli Habeşi (r.a.) nin sahibi Ümeyye bin Halef O’nun Müslüman olduğunu öğrenir öğrenmez büyük bir dehşete kapılıp, ne yapacağını şaşırmıştı.
O’nun dininden döndürmek için ağır işkenceleri yapmaya başladı. Yoruluncaya kadar döverdi. Öğle vaktinde Arabistan’ın yakıcı sıcağı altında elbiselerini soyup bazen yüzüstü bazen sırtüstü sıcak kumlara yatırır, üzerine ağır taşlar kordu.
Bilâli Habeşi (r.a.) nin vucud sıcak kumlardan yanar, ağır taş altında nefesi kesilirdi. Görenler onun bu acıklı halınden ürperirdi. Fakat Bilâli Habeşi (r.a.) bütün bu ağır işkencelerin altında hep bir şey fısıldardı.
-“Ehadün! Ehadün!) Allah birdir, Allah birdir.” Derdi.
Bütün bu işkencelerle hıncını alamayan Ümeyye bin Halef O’nu böylece bitab, halsız düşürdükten sonra da boynuna bir ip takıp, çocukların eline verirdi.
Çocuklara Mekke sokaklarında dolaştırırdı. Müşrikler O’nunla alay ederlerdi.
Bilâli Habeşi (r.a.) garip ve kimsesiz olduğu için diğer müşriklerden de işkence görürdü. O’na ağır işkence yapanlardan biri de Ebû Cehil’dir. Bil’âli Habeşi (r.a.) onun ağır işkenceleri karşısında da;
-“Ehadün! Ehadün! Allah birdir, Allah birdir.” Diyerek, dinindeki sebatını gösterirdi.
Ümeyye bin halef yine bir gün Bilâli Habeşi (r.a.) ye işkemce yapmak için dışarı çıkarmıştı. Üzerindeki elbiselerini çıkarıp sadece bir don ile yakıcı sıcakta kızgın kumlar üzerine yetırıp, üzerine taşlar yığmıştı.
Müşrikler toplanıp ağır işkenceler yapıyorlardı.
-“Ya dininden dönersin veya seni öldüreceğiz.” Diyorlardı.
Bilâli Habeşi (r.a.) bu tahammülü zor işkenceler altında;
-“Ehadün! Ehadün! Allah birdir, Allah birdir.” Diyordu.
Bu sırada Sevgili Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) oradan geçiyordu. Bilâli Habeşi (r.a.) nin halini görerek çok üzüldü.
-“Allah-u teâlâ’nın ismini söylemek seni kurtarır.” Buyurdu.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) evine döndükten biraz sonra da Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) yanına geldi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu