‘Eshab-i kiram’ olarak etiketlenmiş yazılar

Ebû Bekir (r.a.) mescidi (Medine-i Münevvere)

Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 6

Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Bilâli Habeşi (r.a.) nin çektiği işkenceyi Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) e söyleyip;

-“Çok üzüldüm.” Buyurdu.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) hemen Bilâli Habeşi (r.a.) ye işkence yapılan yere gitti.

Müşriklere;

-“Bilâle böyle yapmakla elinize ne geçer? Bunu bana satınız.” Dedi.

Müşrikler;

-“Dünya dolusu altın versen satmayız. Fakat, senin kölen Âmir ile değiştiririz.” Dediler.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in kölesi Âmir onun ticaret işlerini yapardı. Çok para kazanırdı. Yanında şahsı malından başka, on bin altını vardı. Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in önemli bir yardımcısı olup, her işini yürütürdü. Fakat kafir idi. İmân etmiyordu.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.)

-“Âmir’i bütün malı ve paraları ile, Bilâli Habeşi (r.a.) için size verdim.” Buyurdu.

Ümeyye bin Halef ve diğer müşrikler çok sevinip,

-“Ebû Bekir (r.a.) i aldattık.” Dediler.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) hemen Bilali Habeşi (r.a.) nin üzerine koydukları ağır taşları üzerinden alıp, ayağa kaldırdı.

Bilâli Habeşi (r.a.) ağır işkenceler sebebiyle çok halsızleşmişti. Elinden tutup doğruca Sevgili Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın huzuruna getirdi.

-“Ya Resulallah! Bilâli bugün Allah rızası için âzâd ettim.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) çok sevindi. Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) e çok duâ buyurdu.

O sırada Cebrail Aeyhis selam gelip;

-“Velleyl” suresinin onyedinci ayetini getirdi. O sırada nâzıl olan bu ayeti kerimede Allah-u teâlâ Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in Cehennemden uzak olduğunu müjdeledi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) mescidi (Medine-i Münevvere)

Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 7

Bilâli Habeşi (r.a.) âzad edildikten sonra, hicrete kadar Peygamberimiz (s.a.v.) in yanından ayrılmadı. Medine-i Münevvere’ye HİCRET edince bir müddet Sa’d bin Haysume (r.a) nin evinde misafir oldu.

Mekke’den Medine’ye HİCRET eden Eshab-, Kiram (r.anhüm) ile (Muhacirler) Medine’de bulunan Eshab-i Kiram (r.anhüm) (Ensar) arasında KARDEŞLİK kurulmuştu.

Mallarını, servetlerini paylaşmak ve her hususta yardımlaşmak üzere kurulan İSLÂM KARDEŞLİĞİ’NDE Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Bilâli Habeşi (r.a.) yi de Ensar (r.anahümden) Ebû Rüveyha Abdullah bin Abdurrahman (r.a.) ile KARDEŞ yaptı.

Bu kardeşlik ömürleri boyunca büyük bir fedakarlik ve SADAKATLA devam etmiştir. Bilâli Habeşi (r.a.) nin evlenmesi de Hicretten sonra olmuştur.

Hicretten sonra da İslâmiyet yeni hadiselerle hergün biraz daha yayılıyor, küfür karanlıkları günden güne siliniyordu.

Bilâli Habeşi (r.a.) de, diğer Müslümanlar gibi mühim hizmetler yapıyordu. En mühim hizmetlerinden biri Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e MÜEZZİNLİK yapması olmuştur.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) dan ayrılmaz, yolculuklarda da bu hizmeti yapardı.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) için lazım olan şeyleri dışarıdan alıp getirdi. Gerektiğinde bu işleri görmek için borç alır sonra da öderdi.

Hane-i Seâdetin işlerini görür, ihtiyaçlarını giderirdi.

Medine-i Münevvere’ye HİCRET yapıldıktan bir müddet sonra MESCİD-İ NEBİ yapıldı.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Eshab-i Kiram (r.anhüm) a beş vakit namazı cemaatle bu mescidde kıldırıyordu.

Namaz vakti gelince (es-Salat-es-Salat) diye bağırarak namaz vaktinin girdiği bildiriliyordu.

Daha sonra Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Eshab-i Kiram (r.amhüm) la istişare edip, namaz vakitinin bildirilmesi için bir âlemet tesbitini arzu buyurdu.

Bir kısmı ‘çan’, bir kısmı ‘boru’ çalalım, bir kısmı da ateş yakalım. Dedi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem); Çan’ın hiristiyanlara, borunun Yahudilere, ateşin Mecusilere mahsus olduğunu söyleyerek başka olmasını istedi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Ka’be-i Şerif

Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 8

Bu sırada Hazret-i Ömer (r.a.) ve Abdullah bin Zeyd namaza davetin nasıl yapılacağına dair rüya gördüklerini söylediler. Her ikisi de rüyasında ezanın okunuş şeklini işitmişlerdi.

Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Bilâli Habeşi (r.a.) yi çağırdı. EZANIN ONA ÖĞRETİLMESİ VE ONUN OKUMASINI EMRETTİ.

Böylece Bilâli Habeşi (r.a.) güzel sesiyle BEŞ VAKİT NAMAZ İÇİN EZAN OKUMAYA BAŞLADI. İsâm’da İLK EZAN OKUYAN Bilâli Habeşi (r.a.) dır.

Bilâli Habeşi (r.a.) bir gün sabah namazı vaktinde Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in kapısı önünde;

-“Es-Salatü hayrün minennevm.” Diye iki defa seslenmişti

Bunu duyan Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) beğendi.

-“Bilâl bu ne güzel söz! Sabah ezabını okurken bunu da söyle” buyurdu.

Böylece Sabah ezanında bu söz de söylenmeye başladı.

Hazret-i Bilâli Habeşi (r.a.) nin sesi gür ÇOK GÜZEL VE PEK TESİRLİYDİ. O, ezan okumaya başlayınca, herkes büyük bir aşk ve vecd içinde dinler kendinden geçerdi. Ezan okurken herkesi ağlatırdı.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in vefâtına kadar müezzinlik, yapmıştır.

Bilâli Habeşi (r.a.) Medine’de bulunmadığı zaman Ebû Mahzûre, O da bulunmazsa Abdullah bin Ümmi Mektüm (r.anhüm) müezzinlik yapardı.

Bilâli Habeşi (r.a.) nin müezzinlikten başka bir vazifesi daha vardı. O da bayram namazlarında “Anaze” denilen mızrağı taşırdı. Bu asa’yı Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) namaza veya duâ’ya durunca önüne dikerdi.

Bilâli Habeşi (r.a.) Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in yaptığı bütün savaşlara katılıp cihad etmiştir.

Bedir savaşında, daha önce kendisine Müslüman olduğu için İŞKENCE YAPAN Ümeyye bin Halef’in üzerine hucüm etmiş onun öldürülmesini sağlamıştır.

Diğer savaşlarda da peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in yanında bulunmuştur.

Mekke’nin fethedildiği günde Peygamberimiz (s.a.v.) has müezzini Bilâli Habeşi (r.a.) yi yanında bulundurmuştur. Mekke-i Mükerreme fethedilip, Ka’be putlardan temizlenince Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Bilâli Habeşi (r.a.) yi, Ka’be’de İLK EZAN OKUTTURDU.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Ka’be-i Şerif (Mekke)

Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 9

Bilâli Habeşi (r.a.) ninn tatlı ve gür sesiyle TEVHİD SEDALARI DALGA DALGA Mekke semalarında yayıldı. Bunu işiten Eshab-i Kiram (r.anhüm) artık küfrün ortadan kaldırıldığı, hakkın gelip bâtılın silindiğini görerek SEVİNÇ GÖZYAŞLARI döktüler.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in vefatından sonra Bilâli Habeşi (r.a.) ayrılık acısına tahammül edemez olmuş, artık bir daha ezan okumamıştır.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a olan muhabbetiyle hergün yanıp, tütütyor gözyaşı döküyordu.

Sonra da Medine’de kalmaya tahammül edemediği için Şam’a gitmeye karar verdi.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) kalmasını arzu edince;

-“Yâ Ebâ Bekir sen beni âzâd etmemişmiydin, eğer kendin için azâd etmişsen kalayım, Allah için âzâd etmişsen müsaâde et et gideyim.” Dedi.

Hazret-i EBÛ Bekir (r.a.);

-“İstediğin yere gidebilirsin.” Diyerek müsâade etti.

Böylece Şam’a gidip orada yerleşti.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) devrinde orada yapılan savaşlara katılıp cihad etti. Hazreti Ebû Bekir (r.a.) in vefatından sonra da Şama’da kalıp, Hazret-i Ömer (r.a.) in şam taraflarında yaptığı savaşlara katıldı.

Hicretin onaltı senesinde Hazret-i Ömer (r.a.) Ordusuyla Şam’a gelmişti. Bilâli Habeşi (r.a.) de orduya katılıp Kudüs’a gitmişti.

Burada Hazret-i Ömer (r.a.), Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in vefatından beri ezan okumayan Bilâli Habeşi (r.a.) ye ezan okumasını rica etmişti. Hazret-i Ömer (r.a.) in ısrarına dayanamayıp ezan okumaya başlamıştı.

Bilâli Habeşi (r.a.) ezan okumaya başlar başlamaz, Hazret-i Ömer (r.a.) ve orada bulunan Eshab-i Kiram (r.anhüm) Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in zamanını hatırladılar. Hepsi kendinden geçmiş gözyaşı döküp ağlamışlardı.

Bilâli Habeşi (r.a.) Şam’da bir müddet kaldıktan sonra bir gece ruyasında Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) i görmüştü.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Beni ziyaret etmeyecek misin Yâ Bilâl.” Buyurmuştur.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Revda-i Mutahhara (Medine-i Münevvere)

Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 10

Bunun üzerine Bilâli Habeşi (r.a.) hemen Medine yoluna düştü. Medine-i Münevvere’ ye gelince doğruca Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in KABRİ ŞERİFİNE gidip REVDA-İ MUTAHHARA’YA yüzünü, gözünü sürerek ziyaret etti.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ile geçirdiği günleri hatırlayıp, hasret ve muhabbet gözyeşları dökerek UZUN MÜDDET AĞLADI.

Bu sırada Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in torunları Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin (r.anhüm) onu görüp boynuna sarılmışlardı.

Bilâli Habeşi (r.a.) nin medine’ye bu gelişinde Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin (r.anhüm) BİR EZAN OKUMASI İÇİN ÇOK ISRAR ETMİŞLERDİ. Bilâli Habeşi (r.a.) bu ısrara dayanamayarak bir gün Sabah namazı vaktıinde ezan okumaya başlamıştı.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in mescidinden Bilâli Habeşi (r.a.) nin sesiyle yükselen ezanı duyan ESHAB-İ KİRAM (r.anhüm) YERLERİNDEN FIRLAYIP, KADIN, ERKEK, ÇOLUK, ÇOCUK HEP SOKAKLARA DÖKÜLMÜŞLERDİ. Hepsi Resulullah (s.a.v.) ile yaşadıkları seâdetli günleri, Bilâli Habeşi (r.a.) nin okuduğu ezan sedalarıyla hatırlayıp ağlamışlardı.

Fakat Bilâli Habeşi (r.a.) ezanda;

(-“Eşhedü enne Muhaden resulullah”) derken,

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in mubarek ismi geçince HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLAMAYA BAŞLADI. Ezanı tamamlamak için kendini zorladı. Gene gözyaşlarını tutamadı.

Böylece ağlaya ağlaya ezani bitirdi.

O gün Eshab-i Kiram(r.anhüm) sanki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın bulunduğu günlerden bir gün yaşadı.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e olan hasretleri ve derin muhabbetleriyle ağlaştılar, o günleri yâd ettiler.

Bu ezani Bilâli Habeşi (r.a.) nin okuduğu SON EZAN OLDU.

Birkaç gün Medine’de kaldıktan sonra Şam’a geri döndü. Fakat yolda çok hastalanıp evine güçlükle varabildi. Bu hastalıkla ömürünün son günlerini geçirdi, ve vefat etti.

Vefat edeceği sırada büyük bir sevinç içinde;

-“OH NE TATLI, ARTIK RESULULLAH (Sallallahu aleyhi ve sellem) VE ARKADAŞLARI İLE BULUŞACAĞIM.” Demiştir.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın doğduğu ev Mekke-i Mükerreme

Peygamber efendimiz (s.a.v.) doğduğu ev gece görünüşü (Mekke-i Mükerreme)

Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 11

Bilâli Habeşi (r.a.), İmanında gösterdiği sebat ile ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın hayatında yanından ayrılmayıp hizmet etmesiyle hep sevilip ve rahmetle yâdedilmektedir.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) O’nu kölelikten âzad edince, Hazret-i Ömer (r.a.);

-“Seyyidimiz Efendimiz Ebû Bekir (r.a.), Seyidimiz Bilâli Habeşi (r.a.) yi âzad etti.” Buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Bilâl ne iyi kimsedir. O MÜEZZİNLERİN EFENDİSİDİR.”

Ve;

-“Bilâl Habeşlilerin İLK MÜSLÜMANDIR.”

Ve;

-“Ey Bilâl, zengin olarak değil fakir olarak öl.” Buyurdu.

Bilâli Habeşi (r.a.) bir gün mescidi Nebi’de iken büyük bir neşe ile coşuyor, yerinde duramıyordu.

Hazret-i Ömer (r.a.) bu halını halini görüp;

-“Ne yapıyorsun Yâ Bilâl! Mescid’de böyle yapılır mı?” dedi.

Bu sırada Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) de Mescid’de oturuyordu.

Bilâli Habeşi (r.a.);

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a soralım Yâ Ömer.” Dedi.

İkisi birlikte Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in yanına varıp oturdular. Durumu arzettikten sonra Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Bilâli Habeşi (r.a.) ye bu halinin sebebini sordu;

Bilâli Habeşi (r.a.);

-“Nasıl sevinip, neşelenmiyeyim Yâ Resulallah (s.a.v.), Allah-u Teâlâ bana HİDAYET NASİB ETTİ. Halbuki Kureyş’in illeri gelenlerinden niceleri inadları sebebiyle bu HİDAYET’TEN MAHRUM KALDILAR. Onlara bu Hidayet nasib olmadı.” Dedi.

Bunun üzerine Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem); O’na dokunulmamasını ve sevinip neşelenmesinde SERBEST olduğunu Tasdik buyurdu.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Revda-i Şerif (Ba’b-ül Baki’ kapısı)

Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 12

Bilâli Habeşi (r.a.) Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e müezzin olduktan sonra, öyle güzel ezan okuyordu ki, işiten her insan dinliyordu.

Bu durum Müslüman olmayanları kahr ediyor, Müslümanları ise çok sevindiriyordu.

Medine’deki Zengin Yahudilerinden biri Bilâli Habeşi (r.a.); Ne zaman ezan okusa durup dinlerdi. Dinlememek için kendini zorlar fakat kendini alamazdı. Dinledikçe de kahrolurdu. Bunu engellemek için çareler arardı.

Bir gün Bilâli Habeşi (r.a.) nin son derece maddi sıkıntı içinde olduğunu görerek;

-“Sana istediğin kadar borç vereyim.” Dedi.

Bilâli Habeşi (r.a.) de kabul etti.

Yahudi borç parayı verirken de;

-“Eğer bunu ödeyemezsen seni borca karşılık köle olarak tutarım.” Dedi.

Aradan bir müddet geçmişti. Bilâli Habeşi (r.a.) Yahudinin borcunu ödemek için ne kadar uğraştı ise de ödeyecek parayı bir türlü temin edememişti.

Bir gün Yahudi gelip;

-“Eğer bir ay sonra borcunu ödeyemezsen kölem olacaksın.”dedi.

Yahudi’nin verdiği müddetin dolmasına çok az bir zaman kalmıştı. Yahudi borcunu ödeyemediğini görerek,

-“O’nu köle yapacağım.” Deyip kendi kendine seviniyordu.

Bilâli Habeşi (r.a.) yi de gördükçe;

-“Unutma borcumu ödeyemezsen kölem olacaksın.” Diyordu.

Zamanın bitmesine DÖRT GÜN kalmıştı ve Yahudi yine gelmişti. Bilâli Habeşi (r.a.) çaresizlik içinde Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e gidip, durumu arzetti.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) başını eğip, biraz düşündü ve bir şey buyurmadı.

Bilâli Habeşi (r.a.) bir müddet sonra kalkıp evine gitti. O gece uyuyamadı.

–“Kölelik bana geri mi dönecek, artık ezan okuyamayacak mıyım?” diye derin derin düşünüyordu.

Bu düşüncelere daldığı sırada kapısı çalındı. Heyecanla koşup, kapıyı açtı.

Gelen Kimse,

-“Seni Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) çağırıryor.” Dedi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Revda-i Şerif -Sallallahu aleyhi ve sellem-(Ba’b-ül Baki’ kapısı)

Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 13

Hemen toparlanıp, Resulullah (s.a.v.) ın huzuruna koştu. Yanına varınca edeble beklemeye başladı.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Yâ Bilâl ticaretten dönen bir kervan var, kervana git onların arasında üzerindeki yükleriyle birlikte bana hediye edilmiş olan üç deve var, onları al senin olsun. Borcunu öde.” Buyurdu.

Bilâli Habeşi, hemen gidip onları teslim aldı. Yüklerini indirdi. Develere yem verip, Sabah ezanını okumak için mescid’e gitti. Yine o Tatlı sesiyle ezan’ı okudu.

Namazı kıldıktan sonra da dışarı çıkıp,

-“Ben de borcu olan gelsin.” Diye bağırdı.

Yahudi gelince o mallardan bütün borcunu ödedi. Yahudi şaşkın şaşkın dönüp gitti. O yine hoş sedasiyle ezan okuyarak Medine semalarını çınlatmaya devam etti.

Hazret-i Bilâli Habeşi (r.a.) bizzat Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den işiterek hadi-i şerif rivayet etmiştir.

Rivayet ettiği bu hadis-i şeriflerden 44 tanesi Sahih-i Buhari’de ve sahih-i Müslim’de ve dört ‘sünen’ kitabında yer almıştır.

Eshab-i Kiram’dan Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Ali, Abdullah bin Mes’ud, İbn-i Amr, Usame bin Zeyd, Ka’b bin Ucre, Cabir bin Abdullah, Bera bin Âzib (r.anhüm) ve diğer eshab, ayrıca tabi-in’in büyük hadis âlimleri bilâli Habeşi (r.a.) den hadis-i şerif rivayet etmiştir.

Hazret-i Bilâli Habeşi (r.a.) nin Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den BİZAT İŞİTEREK rivayet ettiği hadis-i şerif’lerden bir kısmı şunlardır;

-“Ezân ve gözümün nuru olan namaz ile bizi ferahlandır Yâ Bilâl.”

-“Cennette Bilâl’i gördüm. (O’na Cennete ne ile girdin!) diye sordum. Sebebini bilemiyorum, ancak her abdest tazeledikçe iki rek’at namaz kılardım diye cevap verdi.”

-“Gece kıyamına (İbadetine) devam edin; zira bu, sizden önceki Salihlerin ibadetidir. Çünkü, gece ibadeti, Allah’a yakınlık ve günahlara kefaret olup, insanın bedenini hastalıklardan korur ve günahlardan uzaklaştırır.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Dünyanın en uzun ikinci surlar (Diyarbakır)

Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu);

Ezân-i Muhammediyye’nin okunuşunu ruyasında görüp haber vermesinden dolayı “Sâhibü’l-ezân” adı ile meşhur olan sahabi. Adı, Abdullah bin Zeyd bin Abdi Rabbih bin Sa’lebe bin Zeyd bin Haris bin Hazrec el-Ensari’dir.

Ebû Muhammed el Medeni adı ile künyelenmiştir. Medineli Müslümanların Hazrec koluna mensubtur. Akabe biatında bulunarak Resulullah (s.a.v.) a iman edip Müslüman olmakla şereflenmiştir.

Hicretin ikinci yılında (M. 624) yapılan Bedir muharebesine iştirak etmiş ve diğer bütün harplere katılarak, büyük kahramanlıklar göstermiştir.

Mekke’nin fethinde Müslümanlar Mekke’ye girdikleri zaman, Hazrec kabilesinin Hâris oğulları kolunun bayrağını Hazret-i Abdullah bin Zeyd (r.a.) taşıyordu.

Hicretin dokuzuncu (M. 631) senesinde Resulullah (s.a.v.) ile beraber Veda haccı’nda bulundu.

Bu hac esnasında elinde bulunan bütün mallarını, hayvanlarını, fakirlere sadaka olarak dağıttı. Kendisine sadece bir kısrak alıkoymuştu. Cömertliği o kadar çoktu ki, kendisi, sıkıntı ve zaruret içinde yaşamayı tercih eder, mallarını Allah yolunda harcardı.

Hazret-i Abdullah bin Zeyd (r.a.), ın arazısı pek azdı. Orada hayvanlarını hayvanlarını besliyordu. Fakat çok kere, beslediği hayvanlarını da fakirlere dağıtır, sadaka verirdi.

Hazret-i Abdullah bin Zeyd (r.a.) in Muhammed adında bir oğlu olup, Peygamberimiz (s.a.v.) zamanında doğrdu. Kendisinin Uhud harbinde şehid olduğunu bildiren raviler var ise de, bu haber kat’i değildir. O hicretin 22. nci (M. 644) yılında 64 yaşında iken vefat etti. Cenaze namazını halife Hazret-i Osman (r.a.) kıldırdı.

Hazret-i Abdullah bin Zeyd (r.a.), Resulullah efendimiz (s.a.v.) den “ezanile ilgili hadis-i şerifi rivayet etmekle meşhurdur.

İmâm-i Buhari ve İmâm-i Tirmizi (r.anhüm) ye göre kendisinden yalnız bir ezan hadis-i şerifi rivayet edilmiştir. Fakat hadis imâmı İbn-i Hacer-i Askalanı (r.a.), 6 veya 7 hadis-i şerifin kendisinden rivayet edildiğini bildirmiştir.

Ezan ile ilgili hadis-i şerif hakkında bildirilen rivayetler değişik olmakla beraber hepsi ile bildirilen hüküm aynı olmuştur.

Ezan okumak, hicretin birinci senesinde (M. 623) Medine’de başladı. Bundan önce, namaz vakitlerinde yalnız (Essalutü Cami’a) denilirdi. Hicretin birinci senesinde, Resulullah (s.a.v.) Eshab-i Kirama sordu.

Kimisi,

-“Namaz vakitlerini bildirmek için, Nasara gibi Nâkus, yani çan çalalım.” dedi.

Kimisi;

-“Yahudiler gibi boru çalınsın.” Dedi.

Kimisi de;

-“Namaz vakti ateş yakıp yukarı kaldıralım.” Dedi.

Resulullah (s.a.v.) bunları kabul etmedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Revda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve sellem)

Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu)- 2

Abdullah bin Zeyd bin Sa’lebe (r.a.) ve Hazret-i Ömer (r.a.) rüyada ezân okunmasını gördüler.

Abdullah bin Zeyd (r.a.) Resulullah (s.a.v.) gelip ruyasını anlattı.

-“Yeşil bir şal ve peştamal bağlamış, eline çan almış bir kişi gördüm.”

O’na sordum;

-“Elindeki çanı satar mısın?”

Bana;

-“Ne yapacaksın?” dedi.

Ben de;

-“Namaz vakitlerini bildirmek için çalacağım” deyince

O zat bana dedi ki;

-“Ben sana hayırlısını tarif edeyim.”

Sonra;

-“Kıbleye karşı durdu ve yüksek sesle “Ezan”’ın mübarek kelimelerini okudu”

Biraz durduktan sonra;

-“Aynı kelimeleri tekrar ederek sonuna doğru “Kad Kâmetis salatü” cümlesini ilave etti.

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki;

-“Rüya haktır. O kelimeleri Bilâl’e öğret okusun!”

Hazret-i Bilâl (r.a.) de, Mescid-i şerifin yakınında bulunan yüksek bir dama çıkarak, İLK EZÂNI öğretilen kelimelerle okudu.

Hazret-i Ömer (r.a.), ezân sesini işitince koşa koşa Resulullah efendimiz (s.a.v.) in huzuruna geldi. Hazret-i Bilâl (r.a.) in söylediği kelimeleri aynen ruyasında gördüğünü arz etti.

O gece Eshab-i Kiram (r.anhüm) dan bir kısmı da aynı ruyayı görmüşlerdi. İşte bu sırada Cuma suresi 9’ ncu ayeti kerimesi nazıl olmuş, böylece ezân, vahiy ile de bildirilmiş oldu. İşte o günden itibaren, her namaz vakti ezân okunması sünnet oldu.

Abdullah bin Zeyd (r.a.) Buyurdular ki;

-“Dünyada olup ta ahret hayatı yaşıyan insan seadet içindedir. Bir insan yaşadığı müddetçe Allahı hatırından çıkarmayıp, O’na hep yalvarırsa ahrette merhametine sebep olur. Böylece ahret hayatı yaşamış olur.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu