‘Eshab-i kiram’ olarak etiketlenmiş yazılar

Usfan’daki Osmanlı kalesi (Suudi Arabistan)

Hubeyb (Habib) bin Adiy (Radiyallah-u anhu)- 3

Hubeyb bib Adiy (r.a.) in hapsedildiği evde bulunan ve azatlı bir cariye olan Mâviye (Bu kadın daha sonra Müslüman olmuştur) Şöyle anlatmıştır;

-“Hubeyd (r.a.) benim bulunduğum evde bir hücreye hapsedilmişti. Ben ondan daha hayırlı bir esir görmedim. Bir gün baktım elinde insan başı gibi kocaman bir ÜZÜM SALKIMI vardı. Ondan yiyiyordu. Hergün böyle ÜZÜM SALKIMI elinde görülürdü. O mevsimde hem de Mekke’de ÜZÜM bulmak asla mümkün değildi. Allah-u Teâlâ O’na rızık veriyordu. Hapsolunduğu hücrede Namaz kılar, Kur’an-i Kerim okurdu. O’nun okuduğu Kur’an-i Kerim’i dinleyen kadınlar ağlaşırlar. O’na acırlardı.”

O’na

–“Bir isteğin var mı?” dediğimde,

Kendisi;

-“Bana tatlı su ver, putlar için kesilen hayvanların etinden getirme, bir de beni öldürecekleri zaman önceden haber ver, başka bir şey istemem.” Dedi.

-“Öldürüleceği gün kararlaştırılınca gidip kendisine söyledim. Hayret ettim, öldürülüceği zamanı öğrenince onda en ufak bir değişiklik ve zerre kadar üzüntü eseri görülmüyordu. Öldürüleceği gün yaklaşınca ölmeden önce vucut temizliği yapmak istediğini söyledi ve bir ustra istedi. Ben de çocuğumun eline bir ustra verip, gönderdim.”

Çocuk yanına gidince birden korktum.

-“Eyvah bu adam çocuğu ustra ile keser o nasıl olsa öldürülecek.” Dedim.

Koşup çocuğa baktım.

-“Hubeyb (r.a.) gönderdiğim ustrayı çocuğun elinden alıp, çocuğu sevmek için dizine oturtmuştu. Ben bu durumu çok korkup, feryad etmeye başladım.”

Hubeyb (r.a.) durumu anlayınca;

-“Bu çocuğu öldürceğimi mi zanediyorsun? BİZİM DİNİMİZDE BÖYLE ŞEY YOK. HAKSIZ YERE CANA KIYMAK Bizim hal ve şanımızdan değildir.” Dedi.

Hubeyb bin Adiy (r.a.) ve Zeyd bin Desinne (r.a.) yi öldürmek için müşriklerin kararlaştırdığı gün gelmişti.

O sabah erkenden zincirlerini çözüp, Mekke dışında Tem’in denilen yere götürdüler. Mekke halkı ve müşriklerin ileri gelenleri iki Sahabi (r.anhüm) nin idam edilişini seyretmek üzere toplanmıştı. Etraflarını büyük bir kalabalık sarmıştı.

İdama götürülürken yolda karşılaşıp görüşen bu iki sahabi (r.anhüm) KUCAKLAŞARAK BİRBİRLERİNE UĞRADIKLARI BELA’YA SABRETMELERİNİ TAVSİYE ETTİLER.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hubeyb (Habib) Bin Adiy (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Uhud Dağı Şehidlik (Medine-i Münevvere)

Hubeyb (Habib) bin Adiy (Radiyallah-u anhu)- 4

Müşrikler, esirleri idam edecekleri yerde iki darağacı kurmuşlardı. Hubeyb (r.a.) i darağacına kaldırıp bağlamak istedikleri sırada;

-“Beni bırakınız iki rekat namaz kılayım.” Dedi.

Bıraktılar.

-“Kıl orada.” Dediler.

Hubeyb (r.a.), hemen namaza durup, büyük bir sukûnet içinde huşu ile iki rekat namaz kıldı.

Toplanan müşrikler, kadınlar, çocuklar heyacanla O’nu seyrediyorlardı.

Namazı bitirdikten sonra;

-“Vallahi eğer ölümden korkarak namazı uzattığımı zanetmeyecek olsaydınız namazı uzatırdım ve daha çok kılardım.” Dedi.

Böylece idam edilirken iki rekat namazı ilk kılan, adet ve sünnet olmasına sebep olan Hubeyb bin Adiy (r.a.) dır.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O’nun idam edilirken iki rekat namaz kıldığını işitince bu hareketini yerinde ve uygun bulmuştur.

Hubeyb bin Adiy (r.a.) namazı kıldıktan sonra, O’nu tutup dar ağacına kaldırarark bağladılar. Yüzünü kıbleden Medine’ye doğru çevirdiler.

Sonra;

-“Haydi dininden dön seni serbest bırakalım.” Dediler.

Hubeyb bin Adiy (r.a.), şöyle cevap verdi;

-“Vallahi dönmem! Bütün dünya benim olsa, bana verilse yine İslamiyet’ten dönmem!”

Bu cevabı alan müşrikler,

-“Şimdi senin yerine Muhammed (s.a.v.) in olmasını, O’NUN ÖLDÜRÜLMESİNİ İSTER MİSİN, sem de evinde rahat oturasın.” Dediler.

Hubeyb bin Adiy (r.a.);

-“Ben Muhammed Aleyhis-Selam’ın ayağına bir diken batmasına ASLA RAZI OLMAM!” dedi.

Müşrikler alay edip, gülüşerek;

-“Ey Hubayb, İslam dininden dön eğer dönmezsen seni muhakkak öldüreceğiz.” Dediler.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hubeyb (Habib) Bin Adiy (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Zülhuleyfe Mikatı (Bir Ali) camisi Medine-i Münevvre

Hubeyb (Habib) bin Adiy (Radiyallah-u anhu)- 5

Hubeyb bin Adiy (r.a.);

-“Allah yolunda olduktan sonra benim için öldürmenin hiç ehemmiyeti yoktur.” Dedi.

Zeyd bin esinne (r.a.) ye de bu şekilde söylediler. O’da aynı cevabı vererek şehid oldu.

Bundan sonra Hubeyb bin Adiy (r.a.);

-“Allahim! Şuracıkta düşman yüzünden başka yüz görmüyorum. Allahım benden Resulü’ne (s.a.v.) Selâm ulaştır. Bize yapılan bu işi Resulü’ne bildir.” Diyerek duâ etti.

Akibinde;

-“Esselâmü aleyke yâ Resulallah.” Dedi.

Hubeyb bu duâ’yı yaptığı sırada Sevgili Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Eshab-i Kiram ile oturuyordu.

Zeyd bin Harise (r.a.) şöyle anlatmıştır;

-“Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Eshabiyle otururken kendisine vahiy geldiği sırada kaplayan hal gibi bir hal kapladı.

Sonra;

-“Ve aleyhisselam.” Dedi.

Eshab-i Kiram (r.anhüm);

-“Ya Resulallah (s.a.v.) bu selam’ı kimin selamına karşılık verdiniz?”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Kardeşiniz Hubeyb’in selamına karşılık, Cebrail aleyhis-Selam, Hubeyb’in selamını bana ulaştırdı.” Buyurdu.

Ve Hubeyb ile Zeyd (r.anhüm) in şehid edildiğini Eshabına duyurdu.

Hubeyb (r.a.) in etrafında toplanan Kureyş müşrikleri,

-“İşte babalarınızı öldüren bu adamdır.” Diyerek gençleri üzerine mızraklarıyla saldırttılar.

Müşrik gençleri mızraklarını saplayarak vucudunu yaralamaya başladılar.

Bu sırada Hubeyb (r.a.) in yüzü Kâ’be’ye doğu döndü. Müşrikler Medine’ye doğru döndürdüler.

Hubeyb (r.a.);

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hubeyb (Habib) Bin Adiy (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Feth

Hubeyb (Habib) bin Adiy (Radiyallah-u anhu)- 6

Hubeyb (r.a.);

-“Allahım! Eğer ben senin katında HAYIRLI BİR KUL İSEM YÜZÜMÜ KIBLEYE ÇEVİR.” Diyerek duâ etti.

Yüzü yine kıbla’ya döndü.

Müşriklerden HİÇBİRİ O’NUN YÜZÜNÜ KÂ’BE’DEN BAŞKA bir tarafa çeviremedi.

Bu esnada Hubeyb (r.a.) darağacı üzerinde düşman arasına garip bir halde şehid edilmekte olduğunu dile getiren bir şiir söyledi.

Müşrikler ellerindeki mızrakları vucuduna saplayarak işkence yapmaya başlayınca;

-“Vallahi ben Müslüman olarak öldürülecek olduktan sonra vurulup hangı yanım üstüne düşersem düşeyim gam yemem. Bunların hepsi Allah yolundadır.” Dedi.

Hubeyb (r.a.), bundan sonra müşriklere şöyle beddua etti.

-“Allahım Kureyş müşriklerinin hepsini mahvet, topluluklarını dağıt, birer birer canlarını al, onları sağ bırakma.”

Müşrikler bu bedduayı duyunca çok korkup, bir kısmı oradan kaçıp uzaklaştılar. Orada kalanlar mızraklarını peşpeşe saplamaya başladılar, içlerinden biri göğsüne mızrağı sapladı, mızrak sırtından çıktı.

Hubeyb (r.a.) vucudundan kanlar fışkırırken ve dar ağacında sallanarak son nefesini verirken;

-“Eşhedu enla ilahe illallah ve esşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resuluh.” Diyerek şehid oldu.

Hubeyb bin Adiy (r.a.) in cenasesi kırk gün darağacında asılı kaldı. BEDENİ ÇÜRÜYÜP KOKMADI. Hep taze KAN aktı.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O’NUN CENAZESİNİ GETİRMEK ÜZERE Eshab-i Kiram’dan Zübeyr bin Avam ve Mikdad bin Esved (r.anhüm) i gönderdi.

Gece gizlice Mekke’ye girip Hubeyb (r.a.) i asılı bulunduğu DAR AĞACINDAN indirip deveye yükleyerek Medine’ye doğru yola çıktılar. Durumu öğrenen müşrikler büyük bir kalabalık halinde üzerlerine hücum ettiler.

Kendini savunmak için cenazeyi yere koydular. Biraz sonra baktılar ki, Hubeyb (r.a.) in cenazesini bıraktıkları yer yarılıp, cesedi içine alındı ve kapandı. Onlar da oradan uzaklaşıp, Medine’ye döndüler.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hubeyb bin Adiy için;

-“O benim Cennette komşumdur.” Buyurmuştur.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hubeyb (Habib) Bin Adiy (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Reci’ suyu (Âsım bin Sabit Radiyallah-u anhu’nin şehid edildiği yer)

Âsım bin Sabit (Radiyallah-u anhu);

Eshab-i Kiram’ın meşhurlarından ve muhariblerinden. Âlim ve edip bir zat. İsmi Âsim bin Sabit bin Ebi’l Eklah-il Ensari olup, künyesi Ebû Süleyman’dır.

Annesi Şemüs binti Ebi Âmir’dir. Hayatını dini İslam uğruna savaşlarda geçirdi. Vefatından sonra da Allah-u Teâlâ O’nu müşriklerden muhafaza etti.

Doğum tarihi belli değildir. Âsim (r.a.) hicretten önce İman etmiştir. Ensar (r.amhüm) yani Medine’lidir.

Nazil olan Ayet-i Kerim’e ve Hadis-i Şerifleri hemen ezbarlerdi. Bir oğlu Muhammed’dir. Bir oğlu da Meşhur Arap şairi Ahvaz’dır. Kız kardeşi Cemile binti Sabit, Hazret-i Ömer (r.a.) in hanımıdır. Hazret-i Ömer (r.a.) in oğlu Âsim bin Ömer bu hatundan dünyaya gelmiştir.

Âsim bin Sabit (r.a.) hicretin dördüncü (M. 625) senesinde vukuu bulan Uhud savaşından sonraki Reci’ vakasında şehid olmuştur.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) muhacirlerden Abdullah bin Cahş (r.a.) ile O’nu kardeş yapmıştır.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Bedir gazâsının gecesinde Eshab-i Kiram’a nasıl harb edileceğini, harb de hangi usulû takip edeceklerini sordu.

Âsim bin Sabit (r.a.) eline yayı ve oku aldı;

-“Ya Resulullah (s.a.v.), Kureyş kavmi ikiyüz zira’ (100 m.) veya daha yaklaştıkları zaman yayla okları kullanırız. Kureyşliler bize ve onlara taş yetişecek kadar yakınımıza geldikleri zaman taşla mücadele ederiz, taşlarız. Kureyşliler, bize ve onlara mızrak yetişecek kadar yakınımıza geldikleri zaman kırılıp, parçalanıncaya kadar mızrakla mücadele ederiz. Kırılınca mızrağı bırakırız.” Dedi.

Kılıcını alıp kuşandı ve onu sıyırarak;

-“Kılçlarımızı sıyırır ve de kılıçla çarpışmağa tutuşuruz.” Dedi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu beğendiler ve;

-“Harbin icabı budur. Bu tarzda çarpışılması lazımdır. Çarpışan ve vuruşan Âsim (r.a.) ın çarpışması gibi çarpışın.” Buyurdular.

Bedir harbi bu şekilde yapıldı ve meleklerin de yardımıyla Allah-u Teâlâ zafer ihsan eyledi.

Âsim bin Sabit (r.a.) bu gazâda kureyş’in büyüklerinden Ukbe bin Muayt’i öldürdü.

Bu Ukbe, Mekke’de Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) i boğmaya kalkışmış ve hayatına son vermek için çalışmış azılı müşriklerden (puta tapanlar) idi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Âsım bin Sabit (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Cebel-i Melaike (Bedir savaşının yapıldığı bölge)

Âsım bin Sabit (Radiyallah-u anhu)- 2

Bu Ukbe, Mekke’de Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) i boğmaya kalkışmış ve hayatına son vermek için çalışmış azılı müşriklerden (puta tapanlar) idi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in hicreti üzerine;

-“Ey Kusvâ (Peygamberimiz (s.a.v.) in devesinin adı.) adındaki devenin binicisi, hicret edip bizden uzaklaştın. Fakat pek yakında beni atlı olarak karşında göreceksin. Mızrağımı size saplayıp, onu kanımızla sulayacağım. Kılıçla hiç örtülü yerinizi bırakmayacağım..” manasına gelen beytler söyledi.

Peygamberimiz (Sallallahu naleyhi ve Sellem) onun bu sözleri işitince;

-“Allahım onu yüzü koyun, burnunun üzerine düşür.” Diyerek duâ etti.

Ukbe bin Ebi Muayt, Bedir’de Kureyş ordusunun yendildiğini anladığı zaman kaçıp kurtulmak için atını sürdü. Fakat hayvan hiçbir şey yokken birden ürkmüş ve onu yere vurmuştu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) duâ’sı ortaya çıkmıştı.

Abdullah bin Seleme (r.a.) de onu esir etmişti. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Âsim bin Sabit (r.a.) e Ukbe’nin cezalandırılmasını emretti.

Ukbe;

-“Yazıklar olsun sana ey Kureyş cemaatı. Şunlar arasında ne diye bir tek ben öldürülüyorum.” Dedi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Allah ve Resulüne olan düşmanlığından dolayı.” Buyurdu.

Ukbe;

-“Ya Muhammed, kavminden herkese yaptığını bana da yap. Onları öldürürsen beni de öldür. Onlara eman verirsen bana da eman ver. Onlardan kurtulmaları için para alırsan, onlar gibi benden de al. Ya Muhammed. Sen beni öldürürsen, küçüklere kim bakacak?” dedi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Sen hele Cehenneme girmeye bak, onları Allah’a bırak. Ey Âsim git onun boynunu vur.” Buyurdu.

Âsim (r.a.) gidip Ukbe’nin boynunu vurunca Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Vallahi; Allah’ı Resulünü ve kitabı (Kur’an-i Kerim) inkar eden, Peygamberini işkenceden işkenceye uğratan senden daha kötü bir adam bilmiyorum. Allah-u Teâlâ’ya hamd ederim ki, senin ölümünden dolayı gözümü aydınlattı.”

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Âsım bin Sabit (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Reci’ suyu başı ( Âsim bin Sabit Radiyallah-u anhu’nun şehid edildiği yer)

Âsım bin Sabit (Radiyallah-u anhu)- 3

Âsim bin Sabit (r.a.), Uhud’da bulundu ve Resulullah (s.a.v.) ın has okçularından idi. Âsim bin Sabit (r.a.) Uhud’da, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanından bir an ayrılmayan ve O’nunla beraber sebât eden ve ölseler dahi Peygamberimiz (s.a.v.) den ayrılmamak üzere biât eden bahtiyarlardandı.

Bu gazâ’da müşriklerin sancaktarlarından Müsâfi’ bin Talha ile kardeşi Hâris bin Talha’yı ok ile öldürdü. Bunların anneleri Selâfe binti Sa’d, hazret-i Âsim (r.a.) ın kafatasından şarap içmeye nezr ederek yemin etti ve O’nun başını kendisine getirene “yüz deve” vermeği va’d etti.

Lihyan oğulları, Adal ve Kare kabilelerine giderek; Zekatlarını teslim almak ve İslamiyet’i öğretmek, için Eshab-i Kiram (r.anhüm) den bazılarını göndermesi için Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e aracı olarak haber vermelerini istediler.

Asıl maksatları ise;

-“Gelecek olan Eshab (r.anhüm) dan bazılarını, öldürülen adamımız Halid bin Süfyan yerine öldürür, imtikamını alırız. Diğerlerini de Mekke’ye götürür Kureyş’e satarız. Kureyş’in Bedir’de öldürülen adamlarına karşı Muhammed (s.a.v.) in Eshabından kendilerine getirilecekleri işkence ile öldürmeleri kadar hoşlarına gidecek bir şey yoktur.” Dediler.

Adal ve Kare kabilesinden altı (veya yedi) kişi Medine’ye gelerek Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e;

-“Ya Resulullah, İslamiyet, kabilemiz içinde yayılmaya başladı. Eshabından bazılarını bizimle beraber gönder de onlar bize İslamiyet’i anlatsınlar. Kur’an-i Kerim’i ve şeriatı öğretsinler.”Diye ricada bulundular.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uhud’dan sonra Kureyş müşriklerinin ne yaptıklarını, yine bir hücum hazırlığı içinde olup olmadıklarını araştırmak ve ona göre tedbir almak üzere; Eshab (r.anhüm) dan bazılarını araştırma ve istihbaratla vazifelendirip, Mekke’ye göndermeye hazırlanmış bulunuyordu.

Bu birlikte on kadar Sahab-i bulunup isimleri bilinenler şunlardır;

Mersed bin Ebi Mersed, Halid bin Bükeyr, Âsim bin Sabit, Abdullah bin Tarık, Hubeyb bin Adiy, Muattib bin Ubeyd, Zeyd bin Desinne (radiyallahü anhüm ecmain).

Bunların emirleri Âsim bin Sâbit (r.a.) olup, hicretin dördüncü yılı Sefer ayında davetçilerle birlikte Medine-i Münevvere’den yola çıktılar.

Bu kafile Hicaz bölgesinde Hüzeyl’lilere ait bir su başı olan Reci’e geldiklerinde kendilerini götürenlerin ihanetine uğradılar.

Buraya kadar geceleri yol alıp gündüzleri gizlenmek suretiyle seher vakti gelmişler, namazlarını kılmışlar ve orada Medine’den yanlarına azık olarak aldıkları iyi cins Medine hurması (acve hurması) yiyerek çekirdeklerini de oraya atmışlardı.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Âsım bin Sabit (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Reci’ suyu (Güzide Sahabelerin şehid edildikleri yer)

Âsım bin Sabit (Radiyallah-u anhu)- 4

Oradan (Reci’ suyu başından) ayrıldıkları zaman, Hüzeyl kabilesinden çobanlık yapan bir kadın hayvanlarını sulamak için Reci’ suyuna uğramış, oaradaki hurma çekirdeklerini görünce bunların Medine hurması olduğunu anlamış ve kabilesine haber vermişti.

Bu sırada Eshab (r.anhüm) dağda gizlenmişlerdi. Kendilerini davet edenlerden birisi de bir bahane ile ayrılmış ve Lihyan oğullarında, yüz kadarı okçu olmak üzere ikiyüz kişiyle Eshab-i Kiram (r.anhüm) ı aramaya başladılar.

Reci’ suyu başına geldiklerinde Eshab’ın yanlarına azık olarak aldıkları ve yedikleri hurma (acve hurması) çekirdeklerini buldular. (Medine hurması’nın çekirdeği küçük ve ince uzundur.) Bu hurma çekirdeklerin Eshab-i Kiram (r.anhüm) a ait olduğunu anlayıp, izlerini takip etmeye başladılar.

Nihayet Âsim bin Sâbit (r.a.) ve arkadaşlarını dağın tepesinde buldular, etraflarını çevirdiler.

Bu arada on Sahabi’nin ahvalını müşriklerin başı Süfyan’a haber veren şahıs, küffar tarafna geçti. Eshab-i Kiram o anda hileyi anlayıp aldatıldıklarını bildiler.

Eshab-i Kiram (r.anhüm) kılıçlarını çektiler ve harb etmeğe karar verdiler. Bunu anlayan kafirler Eshab-i Kiram’ı kandırmaya çalışıp;

-“Eğer yanımıza inerseniz, hiçbirinizi öldürmeyeceğiz. Kesin söz veriyoruz. Vallahi sizleri öldürmek istemiyoruz. Fakat size karşı Mekkeli’lerden fidye koparmak istiyoruz.” Dediler.

Âsim bin Sâbit, Mersed bin Ebi Mersed ve Halid bin Ebi Büheyr (r.anhüm);

-“Hiçbir zaman müşriklerin ne sözlerini ne de akidlerini kabul ederiz.” Diyerek müşriklerin tekliflerini redettiler.

Âsim bin Sâbit (r.a.);

-“Ben hiçbir zaman müşriklere el sürmemeğe ve himayelerini kabul etmemeğe yemin ettim, sözüm vardır. Vallahi Kafirlerin himayelerine ve sözlerine kanarak aşağı inmem ve kafirlere teslim olmam.” Dedi.

Ellerini açtı;

-“Allahım Peygamberini durumumuzdan haberdar et.” Diyerek duâ etti.

Allah-u Teâlâ, Hazret-i Âsim bin Sâbit (r.a.) in duâ’sını kabul buyurdu ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlardan haberdar oldu.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Âsım bin Sabit (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Reci’ suyu başı (Âsim bin Sabit Radiyallah-u anhu’nun şehid edildiği yer)

Âsım bin Sabit (Radiyallah-u anhu)- 5

Âsim bin Sâbit (r.a.) müşriklere;

-“Biz ölmekten korkmayız. Çünkü dinimiz de basiretliyiz (ölünce şehid olur cennet’e gideriz).” Buyurdu.

Süfyan;

-“Ey Âsim, kendini ve arkadaşlarını zayi etme teslim ol.” Diye bağırdı.

Âsim bin Sâbit (r.a.) ok atmak suretiyle cevap verdi.

Ok atarkan;

-“Ben güçlüyüm hiç eksiyim yok.
Yayımın kalın teli gerilmiştir.
Ölüm hak, hayat boş ve geçicidir.
Mukadderatın hepsi başa gelicidir.
İnsanlar ergeç Allah’a rucû edicidir.
Eğer ben sizinle çarpışmazsam anam (üzüntüsünden) aklını kayıbeder.”

Mısralarını okuyordu.

Âsim (r.a.) in sadağında yedi ok vardı. Attığı her ok ile bir müşriki öldürdü. Ok’u bitince bir çok müşriği mızrağıyla delip deşik etti. Öyle bir an oldu ki mızrağı da kırıldı. Hemen kılıcını sıyırdı, kınını kırıp attı. (Bu ölünceye kadar döğüşeceğim, teslim olmayacağım manasına gelirdi.)

Sonra da;

-“ Ey Allah’ım ben (bugüne kadar) senin dinini hıfz ettim (sakladım). Senden bu günün sonunda benim etimi (vucudumu) koruyup, hıfzetmeni niyaz ediyorum.” Diye duâ etti.

Çünkü Uhud’da öldürdüğü iki kardeş olan Hâris ve Musafı bin Talha’nın anneleri Hazret-i Âsim (r.a.) ın kafatasında şarap içmeğe yemin etmiş ve kafatasını getirene yüz deve vermeği va’d etmişti.

Müşrikler bunu biliyorlardı.

Âsim bin Sâbit (r.a.) in Allah, Allah nidaları diğer Eshab’ın nidalariyla dağları inletiyordu. İkiyüz kişiye karşı on mücahid ölesiye çarpışıyor, yanlarına yaklaşanlar yaptıklarının cezasını görüyorlardı.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Âsım bin Sabit (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Reci’ suyu başı (Güzide sahabelerin şehid edildikleri mekan)

Âsım bin Sabit (Radiyallah-u anhu)- 6

Âsim bin Sâbit (r.a.) en sonunda iki ayağından yaralanıp yere düştü. Kafirler, Âsim bin Sâbit (r.a.) ten o kadar korkmuşlardı ki yere düşünce dahi yanına yaklaşamadılar. Uzaktan ok atarak şehid ettiler.

O gün orada mevcut bulunan on Sahabi Kiram (r.anhüm) dan yedisi şehid oldu, üçü de esir edildi.

Lihyan oğulları Sülafe binti Sa’d’a satmak için Âsim bin Sâbit (r.a.) in başını kesmek istediler.

Fakat Allah-u Teâlâ hazretleri, Hazret-i Âsim bin Sâbit (r.a.) in duâ’sını kabul buyurdu ve mübarek cesedine müşrikler el süremediler. Allah-u Teâlâ bir arı sürüsü gönderdi.  Bulut gibi Âsim bin Sâbit (r.a.) üzerinde durdular.

Hiçbir müşrik yanına yaklaşamadı.

Müşrikler;

-”Bırakın akşam olunca arılar O’nun üzerinden dağılır, biz de başını keser alırız.” Dediler.

Akşam olunca Allah-u Teâlâ hiç yoktan bir yağmur gönderdi. Görülmemiş bir yağmur yağdı. Sel geldi ve Âsim bin Sâbit (r.a.) in mübarek cesedini alıp götürdü.

Cesedin nerede olduğu bilinemedi. Ne kadar aradılarsa da Âsim bin Sâbit (r.a.) in cesedi bulunamadı.

Bunun için müşrikler Âsim bin Sâbit (r.a.) in hiçbir yerini kesmeye muvaffak olamadılar.

Arıların, Âsim bin Sâbit (r.a.) i korudukları hadisesi zikredildiği zaman

Hazret-i Ömer (r.a.);

-“Allah-u Teâlâ elbette mü’min kulunu muhafaza eder. Âsim bin Sâbit (r.a.), müşriklere temas etmedi. Kendisi sağlığında da müşriklerden nasıl korundu ise Allah’u Teâlâ da ölümünden sonra O’nun cesedini muhafaza edip müşriklere dokundurmadı.” Buyurdu.

Bunun için Âsim bin Sâbir (r.a.) anlırken;

-Arıların koruduğu kimse Diye anılırdı.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Âsım bin Sabit (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu