‘ezan’ olarak etiketlenmiş yazılar
Ezân-ı Şerif duası
19 Temmuz 2008
Resulullah (a.s.v.) Doğduğu ev Mekke-i Mükeramma
Ezan-i şerif’ın arapça duası;
اَ للَّهُمِّ رَ بِّ هَذِ هِ ا لدَّ عْوَ تِ ا لتُّ مَهِ وَا لصَّلَ تِ ا لْقَا ءِمَهِ
اَ تِ مُحَمُّدًا ا لْوَ سِيلَتَ وَ ا لْفضِيلَتَ وا بْعَثْهُ مَقَا ماً مَحْمُو داً
ا لَّذِ ي وَ عَد تَهُ
Okunuşu:
“Allahumme Rebbe hazihi’d-da’veti’t-tamme. Vesselatil kâimeti ati Muhammeden (Sallallahu aleyhi ve sellem) el-vesilete vel fadilete (ved-dereceter-refîate.) veba’shu makamen Mahmudenillezi vea’dteh. (İnneke lâ tühlifü’l-mîâd)
Okunuşu;
Selat ve selamdan sonra “Allahumme Rebbe hazihi’d-da’veti’t-tamme. Vesselatil kâimeti ati seyyidene Muhammeden(Sallallahu aleyhi ve sellem) el vesilete vel fadilete ved-dereceter-refîa’te. veba’shu makamen Mahmudenillezi veadteh.
Resülullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu;
“Kim ezanı işittiği zaman: Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi Allahım! Muhammed’e vesîleyi ve fazîleti ver. Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır, diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefâatim vâcip olur.”
Fuad Yusufoğlu
Ezanın tayını;
Bu şöyle oldu ki,
Müslimanlar Cum’ada ve cemaat ikametinde bir alamate muhtaç oldular. Bu hususta Resüllullah(Sallallahu aleyhi ve selem) Eshab ile müşavere etti.
Bazıları dediler ki,
-“Boru çalınsın. Boru sesi duyan cemaat toplansın.” Yahudilere benzemek olur diye kabul buyurulmadı.
Bazıları;
-“Çan çalınsın.” Dediler
-“Bu da Mecusilerin adetidir.” buyurdu.
Hazreti Ömer (r.a.);
-“Bir kimse nida etsin. Namaz vakti geldiğini bildirsin.” Dedi.
Bilal (r.a.) a emr olundu. Yüksek avazı var idi. Namaz vakitlerinde;
-“Namaza gelin.” Diye bağırır idi. Ondan sonra Abdullah bin Zeyd Ensarı (r.a.) Ru’yasında gördü ki,
-“Bir şahıs buna der ki, ne yapıyorsun?”
-“O dedi ki halkı namaza davet etmek istiyorum.”
O kimse,
-“Ben sana bundan iyi bir şey öğreteyim.” dedi. Ve ezan kelimelerini tamamen ona öğretti.
Bir rivayette mescid üzerine çıkıp halen okunduğu şekilde ezan okudu.
Abdullah bin Zeyd Ensarı (r.a.) uyandı. Hepsi hatırında kalmış idi.
Ru’yasını Resulullah Aleyhisslatu ve selem a arz etti.
Buyurdular ki;
-“Bu ru’ya haktır. Nemazın nidası böyle okumak gerekir. Bilal (r.a.) e emr olundu. Bu hizmet eda eyladı.
Rivayet olunur ki
Nemaz vaktı gelip Bilal (r.a.) ezan okuyunca Ömer (r.a.) da böyle rü’ya görmüş idi. Gelip Resulullah Sallallahu aleyhi ve selem a arz edince ;
Resulullah Sallallahu aleyhi ve selem buyurdu ki;
-“Senden evvel Cebrail aleyhisselam gelip, bana böyle ta’lim etti.”
Derler ki;
Yedi kimse bu uslub üzere rü’ya gördüler. Ve Mi’raç gecesinde Sultanı enbiye Sallallahu aleyhi ve selem böyle görmüş idi.
Eshabi Kiram (radiyallahu anhüm) rü’yaları ve Resül aleyhis selam’ın müşahedesi ve vahyı İlahi böyle olunca, bu uslub üzerine devam edildi. Ve kuvvetlendi. Bunu değiştirmeye kimsenin mecalı yoktur.
Derler ki;
Bilal (r.a.) sabah namazında Resüllullah (a.s.v.) odasının kapısına gelip;
-“Essalatü ya Resulullah.” Dedi.
Dediler ki
-“Resulüllah sallallahu aleyhi ve selem uykudadır.”
Bilal (r.a.) Yüksek sesle iki defa;
-“Essalatü hayrün minennevm.” Dedi.
Bu söz Resulullah (salllallahu aleyhi ve selem) ın hoşuna gitti. Her sabah böyle söylenmesini emr buyurdu.
Peygamberler Tarihi (Altı Parmak)
Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu);
14 Temmuz 2009Dünyanın en uzun ikinci surlar (Diyarbakır)
Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu);
Ezân-i Muhammediyye’nin okunuşunu ruyasında görüp haber vermesinden dolayı “Sâhibü’l-ezân” adı ile meşhur olan sahabi. Adı, Abdullah bin Zeyd bin Abdi Rabbih bin Sa’lebe bin Zeyd bin Haris bin Hazrec el-Ensari’dir.
Ebû Muhammed el Medeni adı ile künyelenmiştir. Medineli Müslümanların Hazrec koluna mensubtur. Akabe biatında bulunarak Resulullah (s.a.v.) a iman edip Müslüman olmakla şereflenmiştir.
Hicretin ikinci yılında (M. 624) yapılan Bedir muharebesine iştirak etmiş ve diğer bütün harplere katılarak, büyük kahramanlıklar göstermiştir.
Mekke’nin fethinde Müslümanlar Mekke’ye girdikleri zaman, Hazrec kabilesinin Hâris oğulları kolunun bayrağını Hazret-i Abdullah bin Zeyd (r.a.) taşıyordu.
Hicretin dokuzuncu (M. 631) senesinde Resulullah (s.a.v.) ile beraber Veda haccı’nda bulundu.
Bu hac esnasında elinde bulunan bütün mallarını, hayvanlarını, fakirlere sadaka olarak dağıttı. Kendisine sadece bir kısrak alıkoymuştu. Cömertliği o kadar çoktu ki, kendisi, sıkıntı ve zaruret içinde yaşamayı tercih eder, mallarını Allah yolunda harcardı.
Hazret-i Abdullah bin Zeyd (r.a.), ın arazısı pek azdı. Orada hayvanlarını hayvanlarını besliyordu. Fakat çok kere, beslediği hayvanlarını da fakirlere dağıtır, sadaka verirdi.
Hazret-i Abdullah bin Zeyd (r.a.) in Muhammed adında bir oğlu olup, Peygamberimiz (s.a.v.) zamanında doğrdu. Kendisinin Uhud harbinde şehid olduğunu bildiren raviler var ise de, bu haber kat’i değildir. O hicretin 22. nci (M. 644) yılında 64 yaşında iken vefat etti. Cenaze namazını halife Hazret-i Osman (r.a.) kıldırdı.
Hazret-i Abdullah bin Zeyd (r.a.), Resulullah efendimiz (s.a.v.) den “ezan” ile ilgili hadis-i şerifi rivayet etmekle meşhurdur.
İmâm-i Buhari ve İmâm-i Tirmizi (r.anhüm) ye göre kendisinden yalnız bir ezan hadis-i şerifi rivayet edilmiştir. Fakat hadis imâmı İbn-i Hacer-i Askalanı (r.a.), 6 veya 7 hadis-i şerifin kendisinden rivayet edildiğini bildirmiştir.
Ezan ile ilgili hadis-i şerif hakkında bildirilen rivayetler değişik olmakla beraber hepsi ile bildirilen hüküm aynı olmuştur.
Ezan okumak, hicretin birinci senesinde (M. 623) Medine’de başladı. Bundan önce, namaz vakitlerinde yalnız (Essalutü Cami’a) denilirdi. Hicretin birinci senesinde, Resulullah (s.a.v.) Eshab-i Kirama sordu.
Kimisi,
-“Namaz vakitlerini bildirmek için, Nasara gibi Nâkus, yani çan çalalım.” dedi.
Kimisi;
-“Yahudiler gibi boru çalınsın.” Dedi.
Kimisi de;
-“Namaz vakti ateş yakıp yukarı kaldıralım.” Dedi.
Resulullah (s.a.v.) bunları kabul etmedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu)- 2
14 Temmuz 2009Revda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve sellem)
Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu)- 2
Abdullah bin Zeyd bin Sa’lebe (r.a.) ve Hazret-i Ömer (r.a.) rüyada ezân okunmasını gördüler.
Abdullah bin Zeyd (r.a.) Resulullah (s.a.v.) gelip ruyasını anlattı.
-“Yeşil bir şal ve peştamal bağlamış, eline çan almış bir kişi gördüm.”
O’na sordum;
-“Elindeki çanı satar mısın?”
Bana;
-“Ne yapacaksın?” dedi.
Ben de;
-“Namaz vakitlerini bildirmek için çalacağım” deyince
O zat bana dedi ki;
-“Ben sana hayırlısını tarif edeyim.”
Sonra;
-“Kıbleye karşı durdu ve yüksek sesle “Ezan”’ın mübarek kelimelerini okudu”
Biraz durduktan sonra;
-“Aynı kelimeleri tekrar ederek sonuna doğru “Kad Kâmetis salatü” cümlesini ilave etti.
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki;
-“Rüya haktır. O kelimeleri Bilâl’e öğret okusun!”
Hazret-i Bilâl (r.a.) de, Mescid-i şerifin yakınında bulunan yüksek bir dama çıkarak, İLK EZÂNI öğretilen kelimelerle okudu.
Hazret-i Ömer (r.a.), ezân sesini işitince koşa koşa Resulullah efendimiz (s.a.v.) in huzuruna geldi. Hazret-i Bilâl (r.a.) in söylediği kelimeleri aynen ruyasında gördüğünü arz etti.
O gece Eshab-i Kiram (r.anhüm) dan bir kısmı da aynı ruyayı görmüşlerdi. İşte bu sırada Cuma suresi 9’ ncu ayeti kerimesi nazıl olmuş, böylece ezân, vahiy ile de bildirilmiş oldu. İşte o günden itibaren, her namaz vakti ezân okunması sünnet oldu.
Abdullah bin Zeyd (r.a.) Buyurdular ki;
-“Dünyada olup ta ahret hayatı yaşıyan insan seadet içindedir. Bir insan yaşadığı müddetçe Allahı hatırından çıkarmayıp, O’na hep yalvarırsa ahrette merhametine sebep olur. Böylece ahret hayatı yaşamış olur.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu