‘Fatima-Tüz Zehra’ olarak etiketlenmiş yazılar

DSC06860   Fuad Yusufoğlu Fatimet-üz-Zehra Radiyallah-u Anha'nın hırkaları

Fatimat-üz-Zehra Radiyallah-u anha’nın hırkaları

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha);

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın Hazret-i Hadice-Tül Kübra (r.anha) dan olan dört kızından en çok sevdiği.

Hicretten 13 yıl evvel Mekke’de doğdu. Hicretin ikinci yılında Hazret-i Ali (r.a.) ile evlendirildi. O zaman Hazret-i Ali (r.a.) yirmibeş , Hazret-i Fatima (r.anha) da onsekiz yaşına gelmiş idi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın soyu YALNIZ Hazreti Fatima (r.anha) dan olan Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin (r.a.) le devam etti.

Hazret-i Fatima (r.anha) nın Hasan ve Hüseyin, Muhsin (r.anhüm) isminde üç oğlu ile iki kızı oldu. Muhsin (r.a.) küçük yaşta vefat etti.

Hazret-i Ali (Keremallahu vecheh), Hazret-i Fatima (r.anha), Hasan ve Hüseyin (r.anhüm)e EHL-İ BEYT veya (Âl-i Âbâ) denir.

Hazret-i Meryem (r.anha) den sonra, bütün kadınların EN ÜSTÜNÜDÜR. Aklı, zekası, hüsnü cemalı (güzelliği) zühdü (dünyaya düşkün olmaması), takvası (haramlardan kaçınması) ve güzel ahlakı ile BÜTÜN İNSANLARA ÇOK GÜZEL BİR ÖRNEKTİR.

Yüzü pek beyaz ve parlak olduğundan (ZEHRA) denildi. Zühd ve dünyadan kesilmekte EN İLERİ OLDUĞU içindir ki; (Betül), çok temiz demişlerdir. Ayet-i Kerim’e ve hadis-i şerifler ile MEDH OLUNDU.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın vefatından sonra güldüğü hiç görülmemiştir.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den sonra altı ay daha yaşayıp, onbirinci yılda Ramazan-ı şerif’in 3. günü vefat etti.

Hazret-i Fatima (r.anha) Resul-i Ekrem (s.a.v.) e Peygamberlik geldiği sene dünyaya teşrif etmişlerdir. En küçük kızları idi. Annesi Hadice (r.anha) Resulullah (s.a.v.) ın ilk zevcesidir. (hanımıdır)

Hazret-i Hadice (r.anha) çok zengin ve âlim, akıllı idi. Bütün malını Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a bağışladı. Yirmidört sene çok iyi hizmet etti. Hicretten üç yıl önce, altmışbeş yaşında Mekke’de vefat etti. İlk iman’a gelen HÜR KADINDIR.

Hazret-i Fatima (r.anha) annesi vefat ettiği zaman 10 yaşlarında idi. Allah-u Teâlâ Kur’an-i kerim’de Ehl-i beyt’e buyuruyor ki;

-“Allah-ü Teâlâ sizlerden ricsi yani her kusur ve kirleri gidermek istiyor ve sizi tam bir taharet ile temizlemek irâde ediyor.”

Eshab-i Kiram (r.anhüm) sordular.

-“Ya Resulullah! Ehl-i beyt kimlerdir?”

O esnada, İmâm-i Ali (r.a.) geldi

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kâ’be-i Şerif

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 2

Eshab-i Kiram (r.anhüm) sordular.

-“Ya Resulullah! Ehl-i beyt kimlerdir?”

O esnada, İmâm-i Ali (r.a.) geldi. Mubarek Âbâ’sı altına aldılar. Fatima-tüz Zehra (r.anha) da geldi. O’nu da yanına aldılar. İmâm-i Hasan geldi. O’nu da bir yanına, İmâm-i Hüseyin geldi. O’nu da öbür tarafına alarak;

-“İşte bunlar, benim Ehl-i Beyt’imdir.” Buyurdu.

Bu mübarek insanlara Âl-i Âbâ ve Âl-i-Resûl denir.

İmâm-i Hasan ve İmâm-i Hüseyin (r.anhüm) küçük iken hastalanmışlardı. Pederleri ve valideleri Fatima-tüz Zehra (r.anha) ve hizmetçileri Fıdda, çocuklar iyi olunca, üçü de hasta iken adadıkları orucu tuttular.

Birinci gün, iftar için hazırladıkları yemeği, o esnada kapılarına gelen yetimlere vererek yemek yemeden ikinci günün orucuna başladılar. O akşam iftarlığını da, yine o saatta kapıya gelen;

-“Allah için bir şey verin!”

Diyen fakir ve miskinlere verdiler.

O gece de yemek yemeden, üçüncü günün orucuna başladılar.

Bunun üzerine Ayet-i Kerime geldi ve;

-“Bunlar, adaklarını yerine getirdiler. Uzun ve sürekli olan kıyamet gününden korktukları için, çok sevdikleri ve canlarının istediği yemekleri miskin, yetim ve esirlere verdiler. ‘Biz bunları, Allah-u Teâlâ’nın rızası için yedirdik. Sizden karşılık olarak bir teşekkür, bir şey beklemedik, bir şey istemeyiz’ dediler. Bunun için Cenab-ı Hak, onlara şerab-ı tahû içirdi.”

Ehl-i Beyt’i Nebeviyi sevmek, ahrete İman ile gitmeğe, son nefeste selâmetle kavuşmağa sebep olur.

Server-i Âlem (Sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadis-i şerif’te buyurdu ki;

-“Ehl-i Beytim, Nuh aleyhis selam’ın gemisi gibidir. Onlara tabi olan, selâmet bulur. Geri kalan helâk olur.”

Bir Hadis-i şerifte de Buyuruldu ki;

-“Kızım Fâtima (r.anha) yı, Ali (r.a.) ye vermeği Rabbim bana emr eyledi. Allah-u Teâlâ her Peygamberin sülalesini kendinden, benim sülalemi ise, Ali (r.a.) den halk buyurdu.

Abdullah bin Mes’ud (r.a.) der ki;

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

İbrahim Aleyhis selam’ın makamı ve Kâb’e kapısı

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 3

Abdullah bin Mes’ud (r.a.) der ki;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın Kureyş’e beddua ettiğini asla işitmedim. Yalnız bir gün Kâ’be-i şerif yanında namaz kılıyordu. Evû Cehil, kendi adamlarıyla bir yerde oturuyorlardı. O sırada bir kimse gelip ölmüş bir deve işkembesini oraya bıraktı.”

Ebû Cehil;

-“Bu kan ile bulaşmış işkembeyi, kim götürüp, Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) secdeye varınca arkasından koyar.” Dedi.

Onların içinde en ziyade Bedbaht Ukbe bin Ebi Mu’it,

-“Bu çirkin işe girişip, O’nu Hace-i âlem secdede iken üstüne koydu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) secdeden kalkmadı. O bedbahtlar gülüştüler. O kadar ki, gülmekten birbirlerinin üzerine düştüler.”

İbn-i Mes’ud (r.a.) der ki;

-“Ben uzaktan bakardım. Müşriklerin korkusundan yanına varamadım. Nihayet bir kimse Hazret-i Fatima (r.anha) ya haber verdi.”

Fatima (r.anha) gelip onu Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in üzerinden kaldırdı.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) namazdan kalkınca üç kere;

-Yâ rabbi! Kureyşi sana havale ediyorum.” Buyurdu.

Bir rivayette isimlerini söyleyip;

-“Yâ Rabbi! Sana bırakıyorum.” Buyurdu.

İbn-i Mes’ud (r.a.) der ki;

-“Allah hakkı için onları Bedir günü gördüm, hepsini katl edip, ayaklarından sürüyerek Bedir kuyusuna bıraktılar. Ümeyye ve Amr’i ise parça parça ettiler. Ammar ve Velid’i çok feci şekilde öldürüp Cehenneme gönderdiler.”

Hicretleri;

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine-i Münevvere’ye, Allah-u Teâlâ’nın emriyle hicret ettikten sonra, hanımı Sevda (r.anha), Kızları Ümmü Gülsüm (r.anha) ve Hazret-i Fatima (r.anha) yı getirmeleri için, Zeyd bir Harise (r.a.) ile Ebû Râfi-i Mekke’ye geönderdi. Onlara 500 dirhem gümüş ile iki deve verdi.

Zeyd ile Ebû Râfi (r.anhüm) Mekke’ye gittiler. Hazret-i Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın kızları Ümmü Gülsüm, Fatim-tüz Zehra, Sevda (r.anha) Zeyd (r.a.) in zevcesi Ümmü Eymen (r.anha) i ve Oğlu Üsâme (r.a.) yi alıp beraber Medine’ye geldiler.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hatim (İsmail Aleyhis Selam hücresi)

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 4

Nikahlanmaları;

Fatima-tüz Zehra (r.anha) nın küçük yaşta iken, annesi Hadice-tül Kübra (r.anha) vefat ettiği için, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buluğ yaşına kadar yanında ayırmadı. O’nu en iyi şekilde yetiştirip terbiye etti.

Birgün Hazret-i Fatima (r.anha) bir hizmet için Resul-i Ekrem (s.a.v.) in huzuruna girmişti.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın mübarek nazarları kerimelerine ilişti. Evlenme çağına eriştiğini müşahade ettiler. Nikahları hicretin İKİNCİ SENESİNE vaki oldu.

Ümmü Selem ve Selman (r.a.) dan rivayet olunmuştur ki;

-“Fatima bülüğ çağına erdikte Kureyş’ten çok kimseler istedi.”

Resul (Sallallahu aleyhi ve sellem) kimsenin sözünü iltifat etmeyip;

-“O’nun işi, Hak Teâlâ’nın buyruğuna bağlıdır.” Buyurdu.

Birgün Ebû Bekir, Ömer ve Sa’d İbni Muaz (r.anhüm) mescid’de otururp dediler ki;

-“Hazret-i Fatima (r.anha) yı, Hazret-i Ali (r.a.) den gayrı herkes istediler. Kimseye iltifat olunmadı.”

Hazret-i Sıddık (r.a.) dedi ki;

-“Zanederim ki İmâm-i Ali (r.a.) ye nasıp olur. Talep etmediği küçük olduğundandır. Gelin varalım, İmâm-i Ali (r.a.) yi ziyaret edelim. Bu meseleyi açalım.”

Sa’d (r.a.);

-“Yâ Ebâ Bekir, sen hep hayır yaparsın. Sen kalk, biz sana ARAKADAŞ OLALIM.” Dedi.

Üçü Mescid’den çıkıp, İmâm-i Ali (r.a.) nin evine gittiler. İmâm-i Ali (r.a.) devesini alıp hurmalığa gitmiş, Ensâr (r.anhüm) dan bir kimse’nin hurmalığına su verir idi. Onları gördü. Karşılayıp hallerini sual etti.

Ebû Bekir (r.a.);

-“Ya Ali! Her hayırlı işte sen öndersin ve Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) katında bir mertebedesin ki, hiç kimseye nasib olmamıştır. Fatima (r.anha) yı herkes taleb etti. Hiç kimseye iltifat olunmadı. Öyle zanediyorum ki, sana nasib olur. Niçin talep etmezsin?”

Hazret-i Ali (r.a.) bunu işitince mübarek gözleri yaşla doldu.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Revda-i Mutahhara (Medine-i Münevvere)

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 5

Hazret-i Ali (r.a.) bunu işitince mübarek gözleri yaşla doldu;

-“Ya Ebû Bekir Ateşimi ziyade ettin. O’na benden başka rağbet eden yoktur. Lâkin ELİMİN DARLIĞI buna mânidir.” Dedi.

Ebû Bekir (r.a.);

-“Böyle söyleme Allah-u Teâlâ ve Resulü (s.a.v.) nün yanında DÜNYA BİR ŞEY DEĞİLDİR. Buna fakirlik mâni olamaz. İmâm-i Ali (Kerememallah-u vechü) devesini çözdü hanesine geldi.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) Ümmü Seleme (r.anha) nin evinde idi. Nalini giyip kapıyı çaldı.

Ümmü Seleme (r.anha) ye Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Kapıyı aç, gelen o kimsedir ki, Allah’ı ve Resulü (s.a.v.) nü sever. Onlar da O’nu severler.”

Ümmü Seleme (r.anha);

-“Yâ Resulullah (s.a.v.) kimdir ki hakkında böyle şehadet edersin?” dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Kardeşim Ali’dir.” Buyurdu.

Ümmü Seleme (r.anha) anlatıyor;

-“Süratle kapıya gittim. Az kaldı, yüzüm üzere düşecektim. Kapıyı açtım. Ben hareme girmeyince içeri girmedi.”

Sonra girip;

-“Esselamü aleyke yâ Resulullah ve berekâtüh” dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ve aleykesselam ve rahmetullahi ve berekâtüh” diye cevap buyurdu.

Resulullah (s.a.v.) yanında yer gösterdi. İmâm-i Ali (r.a.) mahcup vaziyette başını aşağı eğip oturdu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki;

-“Yâ Ali! Öyle zanederim ki bir muradın var. Lâkin söylemeğe hicab edersin. Hicab etme. Her ne dilersen söyle Maksûdun hâsıl olur.”

İmâm-i Ali (r.a.);

-“Ya Resulullah! (s.a.v.) anam ve babam sana feda olsun…

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bab-üs-Selam kapısı (Revda-i Mutahara) Sallallahu aleyhi ve Sellem

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 6

İmâm-i Ali (r.a.);

-“Ya Resulullah! (s.a.v.) anam ve babam sana feda olsun. Hazretine malumdur ki, babam Ebû Talib ve annem Fatima binti Essed beni senin hizmetine verip, sana teslim eyledi. Senin hizmetinle şeref bulduk. Beni zahiren ve batınen terbiye ettin. Hazretinden gördüğüm ihsanı, babamdan ve anamdan görmedim. Senin bereketinle, âbâ ve ecdadımın tuttukları bâtıl yoldan halasla sırat-ı müstakim üzere olmama sebep oldun. Benim hayatımın sermayesi sensin. Şimdi ricam odur ki, hiçbir munisim ve dert ortağım yoktur. Bir nice müddetten beri hatırımdadır ki, küstahlığa cüret edip, Fatima (r.anha) taleb edeyim.”

Ümmü Seleme (r.anha) der ki;

-“Resulullah (sallallahu aleyhi ve Sellem) a baktım. İmâm-i Ali (r.a.) böyle deyince tebessüm etti.

Ve buyurdu ki;

-“Hiç evlenmeğe lazım olan nesnen var mıdır?”

İmâm-i Ali (r.a.);

-“Yâ Resulullah! (s.a.v.) Benim halimi senden gayri kimse bilmez. Bir kılıcım bir de devem vardır. Gayri nesnem yoktur.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki;

-“Kılıcın gazâya lazımdır, deven bineğindir. Seninle cübbeye anlaşalım ve sana müjdeler olsun ki, Hak Teâlâ Semavatta, senin ile Fatima (r.anha) arasındaki akdi nikah etti. Senden önce melek gelip, bana bu hali haber verdi.”

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın;

-“Annesi hayatta olsa idi. Şimdi çeyizini hazırlamış idi. Kızı Fatima hazretleri (r.anha) ne muhabbeti fazla idi. Çünkü zahide idi. (Yani dünyaya düşkün değildi) Ayrıca, annesi Hadice-tül Kübra (r.a.) ya çok benzerdi.” Düşüncesi geldi.

Derhal Cebrail Aleyhis selam gelerek Hak Teâlâ’nın;

-“Habibime selamımı söyle, hiç merak etmesin. Kerimesi Fatima’nın bütün ihtiyaçlarını, elbiseleri Cennet’ten temin edip, yakında mü’min ve sadık bir kuluma vereceğim.” Buyurduğunu haber verdi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bu sözleri duyunca ŞÜKÜR SECDESİ etti.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescidi Nebevvi (Sallallahu aleyhi ve sellem)

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 7

Cebrail Aleyhis Selam Hak Teâlâ’nın huzuruna varıp, tekrar geri döndü. Elinde bohça ile ÖRTÜLMÜŞ BİR ALTIN SİNİ ve yanında bin Kerubiyun meleği geldi.

Hemen akabinde tâzim için bin Kerubiyun meleği ile bohça ile örtülü ALTIN TEPSİ ile İsrafil aleyhis Selam geldi.

O’nun da arkasında aynı şekilde Azrail Aleyhis Selam geldi. Sinileri Serveri âlem (Sallallahu aleyhi ve sellem) in huzuruna koydular.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunları gördü;

-“Ey kardeşim Cebrail! Hak Teâlâ’nın emri nedir, bu siniler nedir?” diye sordu.

Cebrail Aleyhis Selam;

-“Ya Resulallah (s.a.v.) Hak Teâlâ sana selam etti. (-“Ben Habibimin kızı Fatimayı, Ali’ye verdim. Arş-ı A’zamda nikah ettim. Habibim de Eshab-i arasında nikah etsin. Sinilerin birinde, Cennet elbiseleri vardır. Fatima’ya giydirsin. Diğer sinileri, Cennet yemekleri vardır. Onlar ile de eshabına ziyafet versin.”) Buyurduğunu haber verdi.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bu müjdeyi işitince yine ŞÜKÜR SECDESİ etti.;

-“Ey kardeşim Cebrail! Nikahın nasıl yapıldığını merak ediyorum. Bana aynen anlat.” Buyurdu.

Cebrail Aleyhis Selam anlatmaya başladı;

-“Hak Teâlâ emir buyurdu. Cennet kapıları açıldı, çeşitli zinetlerle süslendi. Cehennem kapıları kapandı. Yedi kat yerde ve gökte olan bütün melekler, Arşı A’zamın gölgesinde, Tubâ ağacının gölgesinde toplandılar. Bunlar olduktan sonra, Hak Teâlâ yine emir buyurdu. Analtılamıyan güzellikte esen tatlı bir rüzgarın, Cennet ağaçlarının yapraklarını bir birine dokundurarak çıkardığı ses, dinliyenlerin aklını durdurdu. Cennet kuşları da nağmeye başladılar. Bunlardan sonra Hak Teâlâ’nın Cemalini arz buyurdu;”

Bana;

-“Ya Cebrail! Sen Arslanım Ali’nin vekili ol. Ben de Fatima’nın vekili olayım. Ey Melekler! Siz de şahid olun. Fatima’yı Ali’ye zevceliğe verdim. Ya Cebrail sen de vekaletin hasebiyle kabul et.” Buyurdu.

-“Orada nikah oldu. Ya Resulallah! (s.a.v.) Sana da eshabını toplayıp nikah yapman emir buyuruldu.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bunu duyunca bir daha ŞÜKÜR SECDESİ etti. Eshab-i Kiram’ın toplanmasını emir buyurdu.

Cebrail Aleyhis Selam’a;

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Ba’büs-Selam kapısı Batı ciheti (Medine-i Münevvere)

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 8

Cebrail Aleyhis Selam’a;

-“Kızım benim hatırımı kırmaz. Bu Cennet elbiselerini dünyada giymeğe değmez. Bunları tekrar Cennet’e geri götür.” Buyurdu.

Eshab-i Kiram toplanmış kimlerin VEKİL OLACAĞINI merak ediyorlardı.

Bir duraklama olmuştu.

Derhal Cebrail Aleyhis Selam geldi;

-“Ya Resulallah (s.a.v.) Hak Teâlâ sana selam ediyor. Hazret-i Ali’nin, yerine hiç kimsenin vekil olmamasını, nikah’da bizzat kendisinin bulunmasını emir buyurdu.” Dedi.

Dört yüz akçe mehr ile nikah yapıldı. Müjdeciler, Hazret-i Fatima (r.anha) ya müjde götürdüler.

Fatima-tüz Zehre (r.anha) razı olmadı. Hemen Cebrail Aleyhis Selam geldi.

-“Ya Resulallah! Allah-u Teâlâ buyuruyor ki;” (-“Fatima dörtyüz akçeye razı olmuyorsa, dörtbin akçe olsun.”

Hazret-i Fatima (r.anha) bunu da kabul etmedi. Yine razı olmadı.

Cebrail Alayhis Selam tekrar geldi;

-“Dörtbin altun.” Emir olunduğunu haber verdi.

Fatima-tüz Zehra (r.anha) dörtbin altuna da razı olmadı.

Cebrail Alayhis Selam bir daha nâzil oldu;

-“Ya Resulallah! Hak Teâlâ bu sefer senin bizzat gidip Fatima’nın maksadının ne olduğunu öğrenmeni emir buyurdu.” Dedi.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) temiz kerimesinin yanına vardı. Maksadını sordu.

Hazret-i Fatima (r.a.);

-“Babacığım, kıyamet günü sen mü’minlerin günahlarından ne kadar kimseye ŞEFAAT edersin. Ben de onların HANIMLARINA ŞEFAAT ETMEK istiyorum. MURADİM BUDUR.” Dedi.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) kızının isteğini Cebrail Aleyhis selam’a söyledi.

Cebrail Aleyhis Selam Hak Teâlâ’nın huzuruna çıkıp geldi. Hak Teâlâ’nın, Hazret-i Fatima (r.anha) nın arzusunu kabul edildiğini, AHİRETTE ŞEFAAT EDECEĞİNİ MÜJDELEDİ.

Fatima-tüz Zehra (r.anha);

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bab-üs Selam kapısı (Mescid-i Nebevvi) Sallallahu aleyhi ve Sellem

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 9

Fatima-tüz Zehra (r.anha);

-“Ya Resulullah! Senin ahrette şefaat edeceğine dair Kur’an-i Kerimeleri delildir. Benim şfaat edeceğim delil nedir?” diye sordu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ey ciğerparem! Cenab-i Hakka muradını arz edeyim. Ne ferman buyurursa sana söylerim.” Buyurdu.

Dışarı çıkıp Cebrail Aleyhis Selam’a Fatima (r.anha) nın

-”Ahrette günahkar kadınlara ŞEFAAT edeceğine senet istediğini bildirdi.”

Cebrail Aleyhis Selam Hak Teâlâ’nın huzuruna varıp, hemen geri döndü. Elinde bir beyaz ipek vardı.

-“Kıyamet günü günahkar mü’min kadınlara Fatima kulumu ŞEFAATÇİ tayin ettim. Bu huccet elinde baki kalsın.” Yazılı idi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) o kağıdı yine ipeğe sarıp, fatima (r.anha) ya getirdi. Fatima (r.anha) bu senedi görünce, nikaha razı oldu. O senedi çok iyi sakladı.

Nikahtan sonra, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) beliğ bir hutbe okudu. Hazret-i Fatima (r.anha) bu senedi vefatına kadar sakladı. Vasiyet etti ki;

-“Onu benden ayırmayıp, kabrima koyun. KIYAMETTE BU YAZIYI HÜCCET EDİP şefaat EDEYİM.”

Hazret-i Ali (r.a.) Resul Aleyhis Selam’ın huzurundan gayet sürur ile çıkıp mescide vardı.

Ebû Bekir (r.a.) ve Ömer (r.a.);

-“Ne haber getirdin?” diye sual ettiler.

Buyurdu ki;

-“Peygamber Aleyhis Selam ricmı kabul etti.”

Onlar da mescide gittiler.

Buyuruyorlar ki;

-“Allah hakkı için, biz henüz mescide varamadan, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) arkamızdan yetişti. Mübarek cemâli GÜNEŞ gibi parlıyordu. Ayın ondördüne benzer idi.

Bilâl (r.a.) a hitab edip;

-“Muhacirin ve Ensarı cem etmesini (toplamasını) emr etti.

Cümlesi mescid-i şerif’e toplandılar.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bab-ül Baki’ Doğu ciheti (Mescid-i Nebevvi) Sallallahu aleyhi ve sellem

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 10

Cümlesi mescid-i şerif’e toplandılar.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) minbere çıktı.

Hamd ve sena eyledikten sonra, Muhacirin ve Ensar (r.anhüm) ahitaben buyurdu ki;

-“Ey Müslümanlar, biliniz ki, kardeşim Cebrail (aleyhis selam) gelip haber verdi, Hak teâlâ, melaikeyi Beyt-i mumûra cem’ edip buyurdu ki;”

(-“Fatima binti Muhammed’i Kulum Ali ibn-i ebi Talib’e verdim ve akd ettim.”)

-“Bana da emr etmiş ki, Eshabım arasında bu akdi tecdid edip şahitler huzurunda akd-i nikah edeyim.”

Sonra İmâm-i Ali (r.a.) ye dönüp;

-“Yâ Ali Kalk, kaide-i hutbeyi yerine getir.” Buyurdu.

Hazret-i Ali (r.a.) kalkıp, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) in önüne geldi.

Hak Teâlâ’ya hamd ve sena eyledi. Habib-i Rabbil âlemin’e SALAVAT getirdi.

Sonra Habibullah (s.a.v.) a işaretle dedi ki;

-“Resulullah (s.a.v.) kızı Fatima (r.anha) yı bana tezvic etti. O’nun mehri benim cübbemdir. Ben buna razı oldum. Sizlerde bu akde şahid olun.”

Eshab-i Kiram (r.anhüm) buyurdular ki;

-“Ya Resulullah! Bu şekilde tezvic buyurdunuz mu? Biz şahid olalım mı?”

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ;

-“Evet şahid olun.” Buyurdu.

Etraftan

-“Allah-u Teâlâ mübarek etsin.” Dediler.

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) odasına geldi. Ali (r.a.) ye;

-“Şimdi var, cübbeni sat, parasını bana getir.” Buyrdu.

Dediler ki;

Hazret-i Ali (Keremallahu vechehü) o cübbeyi DÖRTYÜZSEKSEN dirheme sattı.

Osman (r.a.) o cübbeyi aldı ve dedi ki;

-“Ya Ali! Bu cübbe benim oldu mu?”

Hazret-i Ali (r.a.);

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu