‘Fâtime binti Müsennâ (Rahmetullah-i aleyha)’ olarak etiketlenmiş yazılar

DSC05602   Fuad Yusufoğlu Hop köyü (Mağarası)

Hop köyü (mağarası)

Fâtima binti Müsennâ (Rahmetullahı alayha);

Endülüs’ün İşbiliyye şehrinde yetişen hanım evliyadan. İsmi, Fâtima binti Müsennâ (r.anha) dır. 7. Asırda yaşamıştır.

Muhyedin i Arabi hazretleri (r.a.) Ruh-ül kuds isimli eserinde şöyle anlatıyor;

-“Ben, Fâtima binti Müsennâ (rahmetullahi aleyha) ya yetiştim. On sene sohbetlerine devam ettim. Dikkat ettim, hiçbir şey yemiyordu. İnsanlar yemek olarak kapısının önüne bir şeyler koyarlarsa, onlardan ölmeyecek kadar yerdi. Ben yanında oturduğumda, yüzüne bakmağa utanır, haya ederdim. 90 yaşının üzerinde olduğu halde, kendisini gören çok genç zanederdi. Kendi halınde yaşardı. Dünya ile alakası yoktu. Kimseden bir şey istemezdi. Bir ihtiyacı olsa, görülmesi icab eden bir işi meydana çıksa, Fatiha-i şerif’eyi okur, Allah-u Teâlâ’nın izni ile o şey hemen halolurdu. Onun kalması için, kendi elimle hurma dallarından bir ev yaptım. Orada kalırdı. Huzuruna benden başka kimsenin girmesine müsâade etmezdi.”

-“Niçin sadece ona izin veriyorsunuz?” diye sual edildiğinde,

Cevaben buyurdu ki;

-“Başkaları yanıma geldikleri zaman yarım olarak gelirler. Ya’ni kendileri gelirler, fakat kalbleri; işlerinin, dünyalıklarının, evlerinin, ailerinin yanında kalıyor. Ancak Muhyeddin İbn-i Arabi benim evladımdır. Gözümün nûrudur. Yanıma geldiği zaman, tam gelir. Oturduğu zaman tam oturur. Diğerleri gibi, geride bir şey bırakmaz. Düşünceleri, kalbi geride olmaz.”

Fatimâ binti Müsennâ hazretleri (Rahmetullahı alayha), her an Allah-u Teâlâ’yı düşünürdü. Hep onu hatırlardı.

-“Ente, ente.” (Sensin, sensin) senden başka her şey boştur.” Derdi.

Onun halini ve durumunu anlamayanlar, kendisine (haşa) ahmak derlerdi.

Hakkında böyle uygunsuz şeyler söylendiğini haber alınca;

-“Asıl ahmak, Rabbini tanımayanlardır.” Buyururdu.

Fâtima binti Müsennâ (Rahmetullahı aleyha), o zamanda bulunanlar için âleme, Allah-u Teâlâ’nın bir rahmeti idi.

Bir Ramazani şerif bayramı akşamı, Fâtima binti Müsennâ (Rahmetullahı alayha), bulunduğu beldenin camisinin önünden geçiyordu. O caminin müezzini Ebû Âmir isminde bir kimse idi ve elindeki sopa ile Fâtima binti Müssenâ (Rahmetullahı aleyha) ya vurdu. O da müezzin’e baktı ve bir şey söylemeden ayrılıp gitti. Gönlü incinmişti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi,

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri duları müstecap olan Fâtime binti Müsennâ (Rahmetullah-i aleyha) nin dularının yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC01662  Fuad Yusufoğlu Girnavas mevki-i (Nusaybin)

Girnavas mevki-i (Nusaybin)

Fâtima binti Müsennâ (Rahmetullahı alayha)- 2

Kırık gönülle evine ibadet ve tâatine devam etti. Kendisini sopa ile vuran müezzin sabah namazını okumaya başlayınca,

Fâtima binti Müsennâ (r.aleyha) o müezzin için Allah-u Teâlâ’ya duâ etmeye başladı. Biliyordu ki, Allah-u Teâlâ bir veli kulunu inciten kimseyi mutlaka cezalandırır.

Müezzin’in başına bir belâ gelmesinin yakın olduğunu bildiği ve belâya düçar olmaması için şöyle duâ etti.

-“Ya Rabbi! Şu gecenin son vaktinde, herkes uyurken kalkıp senin ismini, Kelime-i şehadeti, Kelime-i tevhidi söyleyen, senin ve Habibi (s.a.v.) nin ismini zikreden, senin da’vetini, emrini, senin kullarına bildiren şu kimseyi, bana yaptığı sebebiyle cezalandırma! Onu affet. Beni kırmış olduğu için ona ceza verme! Amin!”

O gün (Ramazan bayramı günü), fıkıh âlimleri toplanarak Vâli ile bayramlaşmaya gittiler.

Ebû Âmir ismindeki o müezzin de, dünyalık bazı menfaatler te’min etmek niyetiyle âlimler ile beraber vâli’nin yanına gitti.

Vâli onun kim olduğunu sordu;

-“Caminin müezzinidir.” Dediler.

Vâli;

-“Sizinle beraber buraya gelmesi için ona kim izin verdi?” dedi.

Bunun maksadını anlamıştı, hemen kendisini dışarı attırdı. Daha sonra âlimler bunu içeri alınması için şefaat ettiler, nihayet içeri alındı. Bu hal, Fâtima binti Müsennâ (r.aleyha) ya anlatıldığında, o da akşamki hâdiseyi ve sabah ezanı okunurken yaptığı duâyı anlattı.

Ve;

-“Ben onda olan hakkımdan vazgeçtim. Yani hakkımı ona helal ettim. Allah-u teâlâ’ya duâ ettiğim için o, bu kadarlık bir kovulma ile işi atlatmış oldu. Ben hakkımdan vazgeçmemiş olsaydım, o müezzin mutlaka öldürülürdü.” Buyurdu.

Muhyedin-i Arabi (r.a.), Fütuhat-ı Mekkiyye kitabında şöyle anlatıyor;

-“Birgün Fâtima hazretleri (r.aleyha) nin yanında oturuyorduk.”

Bir kadın gelerek;

-“Ey kardeşim! Benim kocam, Endülüste Şeriş (yahut Şerş) beldesinde bulunuyor. Haber aldım ki, orada birisi ile evlenmiş. Siz bu hale ne dersiniz?” dedi.

Ben de o kadına;

-“Siz ona kavuşmak (ulaşmak) istiyorsunuz değil mi?” dedim.

Kadın;

-“Evet.” Dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi,

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri duları müstecap olan Fâtime binti Müsennâ (Rahmetullah-i aleyha) nin dularının yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC01666  Fuad Yusufoğlu Girnavas mevki-i (Nusaybin)

girnavas mevki-i (Nusaybin)

Fâtima binti Müsennâ (Rahmetullahı alayha)- 3

Bunun üzerine Fâtima hazretleri (r.aleyha) ne dönerek;

-“Ey anaciğım! Bu kadıncağızın söylediklerini duydunuz ne dersiniz?”

Fâtima binti Müsennâ (r.aleyha);

-“Ey evladım! Bu kadının arzusu, ihtiyacı nedir?” dedi.

Ben de;

-“Kocasının gelmesi” dedim.

Fatiha-i şerif’e ve başka şeyler okudu. Ben de onunla beraber okudum.

Fâtima binti Müsennâ (rahmetullahi aleyha);

-“Fatiha-i şerife’den, bu kadının kocasını getirmesini istedim.” Buyurdu.

Okuduğu Fatiha, Allah-u Teâlâ’nin izni ile insan suretine (şekline) geldi.

Ona;

-“Ey Fatiha-ul-Kitab! (Fatiha suresi) Şeriş şehrine git! Bu kadının kocasını getir! Gelmek istemezse bile sen bırakma! Mutlaka getir!” dedi.

Aradaki mesafa çok uzun olmasına rağmen,

-“Allah-u Teâlâ’nın izni ile o kadının kocası bir anda evine geldi. Çoluk çocuğu çok sevindiler. Böylece, Faâtima binti Müsenna hazretleri (r.aleyha) nin bir kerametine daha şahid olduk.”

Fâtima binti Müsennâ hazretleri (r.aleyha), Muhyedin-i Arabi’yi çok severdi.

Kendisine;

-“Ben senin ma’nevi annenim. Nûr ise senin normal annendir.” Buyurdu.

Muhyeddin-i Arabi hazretleri (r.a.) nin annesinin ismi Nûr idi ve sık sık Fâtima (r.aleyha) yi ziyaret ederdi.

Fâtima hazretleri (r.aleyha) Nûr hatuna;

-“Ey Nûr! Bu Muhyeddin benim evladımdır. Senin de baban gibidir. ona dikkat et ve kendisini üzme!” derdi.

İslam âlimleri ansiklopedisi,

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri duları müstecap olan Fâtime binti Müsennâ (Rahmetullah-i aleyha) nin dularının yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu