‘Fudayl bin İyâd (r.a.)’ olarak etiketlenmiş yazılar

Çağ-Çağ barajı (Nusaybin)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh);

Evliyanın büyüklerinden. Künyesi, Ebû Ali’dır. Semerkant’ta Ebyurd kasabasının Ferdin köyünde 107 (M.726) yılında doğdu. Bâverd’de büyüdü. Küfe şehrinde yerleşip, orada ilim tahsilini yaptı.
Ömrünün sonuna doğru Mekke’ye gelip yerleşti. 187 (M.803) yılında Mekke’de vefat etti.

Önceleri İslamiyete uygun olmayan hayatı vardı. Tevbe etti. Tasavvuf yoluna girdikten sonra, yüksek derecelere kavuşarak olgun veli oldu. İrşad makamına yükseldi.

Bişr-i Hafi (r.a.) nın ve Sırrı sekat-i (r.a.) murşididir. Allah-u Teâlâ’yı tanımakta (Ma’rifette), haramlardan ve şübhelilerden kaçmada zamanın en önde geleni idi.

Kerametleri çoktur. Abbası halifesi Harun Reşid’le çok sohbet etti. ONA NASİHATLARİ VE VA’ZLARI MEŞHURDUR(Hicabul-aktar) kitabı farsçadır.

Tevbe edenlerin önde gelenlerinden cömerdliği ve ihsanı bol olan, haramlardan ve şübhelilerden sakınmakta ve Allah-i Teâlâ’yı tanımakta emsali az bulunan bir zat idi.

Dünyadan yüz çevirmiş, tasavvuf yolunda yüksek derecelere kavuşmuş olan Fudayl bin İyâd (r.a.) nefsinin arzularını hiç yapmazdı.

Tevbe etmesi şöyle anlatılır;

Hazreti Fudayl (r.a.) Merv ve Ebyurd şehirleri arasında önceleri eşkiyalık yapardı. Sahranın tenha bir yerinde çadırını kurar, eşkıya reisi olduğu için içerde otururdu.

Arkadaşları yoldan geçen kervanları soyarlar, ele geçirdikleri malların hepsini getirip, Fudayl Bin İyâd (r.a.) a teslim ederlerdi. O da getirlen malları dilediği gibi arkadaşlarına taksim ederdi.

Eşkıyalık yaptığı halde, cemaatle namazı terk etmezdi, namaz kılmayan hizmetçilerini yanından kovardı.
Bir gün büyük bir kevran geldi. Fudayl bin İyâd (r.a.) ın arkadaşları kervanı fark edince, yolunu kesmek üzere hazırlanmağa başladılar.

Kervan içinde bulunan zengin birisi, eşkiyaları fark etti ve;

-“Altınlarımı öyle bir yere saklayayım ki, eşkıyalar eşyalarımızı alırsa geriye bunlar kalsın.”

Düşüncesiyle kervandan ayrılıp uygun bir yer aramağa başladı. Bir çadır gördü. Hemen oraya koştu. Orada, sırtında abası, başında külahı olan biri namaz kılıyordu.

Ona,

-”Bir miktar parasını olduğunu ve emanet etmek istediğini bildirdi.”

Fudeyl Bin İyad (r.a.), çadırın içine girip bir köşeye bırakıvermesini söyledi. Gelen kimse altınları bırakıp kervanın yanına dönünce, eşkıyaların kervandeki eşyaları alıp götürdüklerini gördü. Orada kalan eşyalarını da toparlayıp tekrar çadırın yanına döndü. Baktı ki, eşkiyalar kervandan aldıkları malları paylaşıyorlar.

Adam şaşırdı. Ve;

-“Demek altınları eşkıyaların reisine vermişim.” Deyip geri dönmek istedi.

Devam edecek…

<<<Fudayl Bin İyâd (r.a.) nın bir başka yazısı>>>

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ Barajı (Nusaybin)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 2

Fudayl (r.a.) adama

-”Niçin geldiğini sordu.”

Gelen kimse şaşkın vaziyette;

-“Emanet bıraktığım altınları almak için gelmiştim.” Deyince,

Fudayl Bin İyâd (r.a.);

-“Bıraktığın yerden al.” Dedi.

Adam gidip altınlarını alınca diğer eşkıyalar;

-“Biz hiç para bulamadık, sen ise bunları geri veriyorsun.” Dediler.

Fudayl bin İyâd (r.a.);

-“O bana hüs-nü zan etti Ben de Allah-u Teâlâ’ya hüs-nü zan ediyorum. Ben o kimsenin, benim hakkımdeki iyi niyetini doğru çıkardım. Ola ki, Allah-u teâlâ da benim kendisi hakkındeki hüs-nü zannımı doğru çıkarır.” Dedi.

Bir gün yine bir kervanı soydular. Sonra yemek yemek için oturdular. Kervanın sahiblerinden birisi gelip;

-“Reisiniz kimdir? Diye sordu.

Haramiler;

-“O burada değil! Şu ağacın altında namaz kılıyor.” Dediler.

Kervancı;

-“Niçin sizinle beraber yemek yemiyor?” deyince,

Haramiler;

-“O oruçludur.” Dediler.

Gelen kervancı adam iyice şaşırdı ve yanına gitti. Huzur içinde namaz kıldığını gördü.

Namaz bitince;

-“Namaz, oruç ve haramilik bir arada nasıl bulunur.” Dedi.

Fudayl (r.a.);

-“Ben haramilerin reisi olabilirim ama Allah’la aramdaki bağı koparmiyorum.” Dedi

Ve hemen bu suale karşı ilave etti;

-“Onlardan  bir kısmı günahlarını İTİRAF ettiler. Ve iyi bir amelle kötü bir ameli karıştırdılar. Ola ki, Allah tevbelerini kabul eder.. Çünkü Allah ğafurdur, rahimdir.” (Tevbe suresi102) ayeti kerimesini okudu.

Adam hayret etti. Fakat niçin tevbe etmiyorsun diyemedi.

Nakledildiğine göre,

Fuadyl bin İyad (r.a.) yaratılış olarak çok temiz, cömerd ve güzel huylu bir insandı. Bastıkları kafilede bulunan kadınlara kesinlikle dokunmaz, borçlu olanların ve sermayesi az olanların, ellerindeki mallarını ve hayvanlarını almazdı.

Devam edecek…

<<<Fudayl Bin İyâd (r.a.) nın bir başka yazısı>>>

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-çağ barajı (Nusaybin)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 3

Bir gün yoldan bir kervan geçiyordu. Kervanda bulunan bir kişi sohbet esnasında;

-“İman edenlere vaktı gelmedi mi ki, kalbleri Allah’ın zikrine ve inen Kur’an-i Kerim’e saygı ile yumuşasın!…” (Hadid- 16)” ayet-i kerimesini okudu.

Bu ayet-i kerim’e kendisine öyle te’sir etti ki, gönlünden yaralandı.

İçinden;

-“Geldi, geldi. Hatta geçti bile!”diyerek kendinden geçti.

Ve;

Fudayl bin İyâd (r.a.) kendinden geçmiş bir halde, şaşkın ve mahcup olarak bir harabeye sığındı. Bu sırada kervan yola çıktı.

Giderlerken kervandekiler;

-“Fudayl (r.a.) yolumuzun üzerinde bulunuyor. Acabe nasıl gideceğiz?” diye birbirleri ile konuşurlarken,

Fudayl bin İyad (r.a.) bu konuşmaları duydu. Ve;

-“Size müjdeler olsun! Şimdi o, yaptıklarına pişman olup tevbe etti. Bundan önce, nasıl siz ondan kaçıyor idiyseniz, bundan sonra da o sizden kaçmakta, sakınmaktadır.” Diyerek tevbe ettiğini bildirdi.

Bundan sonra her tarafı gezerek, üzerinde hakkı olanları buldu ve fazlasıyla ödiyerek hepsi ile helalaştı.

Yalnız EBYURD şehrinde bir Yahudi hakkını helal etmiyordu. Hiçbir teklifi kabul etmiyor, Fuadyl bin İyâd (r.a.)ı zor durumda bırakmak için olmadık şartlar ileri sürüyordu.

Dedi ki;

-“Eğer hakkımı helal etmemi istiyorsan, filan yerde kayalık bir tepe var. O tepeyi kazarak oradan kaldır. Oralar dümdüz olsun!”

Fudayl bin İyâd (r.a.) hakkını helal ettirmek için buna razı oldu ve kazmaya başladı.

Hazreti Fudayl bin iyâd (r.a.) ın bu gayreti sebebiyle Allah-u Teâlâ (c.c.) nın ihsaniyle, bir seher vakti rüzgar çıktı. Allah-u Teâlâ’nın izniyle orayı dümdüz etti.

Yahudi bunu görünce hayretten dona kaldı. Bu sefer de;

-“Benden aldığın malımı iâde etmedikçe hakkımı helal etmiyeceğim.” Diye yemin etmiştim. Benim yastığımın altında altınlar var. Sana hakkımı HELAL edebilmem için oradan altınları alıp bana vermen lazım.” Dedi

Yahudi yastığının altına çakıl taşları koymuştu. Hazreti Fudayl bin İyâd (r.a.) elini yastığın altına soktu. Allah-u Teâlâ’nın izniyle, çakıl taşları altın olmuştu. Bir avuç altını yahudiye verdi.

Yahudi hayret içinde idi.;

Devam edecek…

<<<Fudayl Bin İyâd (r.a.) nın bir başka yazısı>>>

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Gül

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 4

Yahudi hayret içinde idi.;

-“Sana hakkımı helal etmeden önce bana İSLAM’I anlat.” Dedi.

Hazreti Fudayl (r.a.);

-“Bu ne hakdır?” diye sorunca

Yahudi şöyle anlattı;

-“Ben Tevrat’ta okudum ki; -“Tevbesinde sadık ve samimi olanın elinde çakıl taşları altın alır.”
-“Aslında yastığın altında çakıl taşları vardı ve ben seni imtihan etmek için, öyle söyledim. Elinde, çakıl taşlarının altın olduğunu görünce anladım ki, senin dinin hakdır, ve tevbenden sadıksın.” Dedi.

Ve iman etti Müslüman oldu.

Hazreti Fuadyl bin İyâd (r.a.), yaptıklarına çok pişman olmuştu. Yanindekilerden birine;

-“Allah rızası için beni bağla ve sultanın huzuruna götür. Benim birçok cezalarım vardır. Beni götür ki, Sultan beni cezalandırsın ve ben de cezamı çekeyim. Böylece hakkımdaki dini hüküm ne ise, o yerine getirilmiş olur.” Dedi.

Sultanın yanına getirdiler ve durumunu bildirdiler. Sultan kendisine çok izzet ve ikramda bulunarak, evine götürülmesini emretti. EVİNİN ÖNÜNE GELDİĞİNDE HÂLÂ AĞLİYORDU.

Hanımı görüp;

-“Sana ne oldu? Niçin ağliyorsun? Yoksa seni dövdüler mi?” dedi.

Fuadyl Bin İyâd (r.a.);

-“Evet, hem de çok dövdüler.” Buyurdu.

Hanımın merakı daha da artarak;

-“Nerene vurdular?” deyince

Fuadayl bin İyâd (r.a.);

-“Sultan yaptıklarımın cezasını vermedi, fakat ızdırabım canımı yakıyor ve ciğerimi deliyor.” Dedi

Sonra hanımına;

-“Ben Rabbim’in hanesine, Ka’be’ye gidip ziyaret etmeye niyet ettim. İstersen aramızdaki ‘nikah’ bağını çözüp seni boşayayım.” Dedi.

Hanımı;

-“Allah korusun. Senden nasıl ayrılırım. Sen nereye gidersen ben de seninle beraber gelir, senin hizmetinde bulunurun.” Dedi.

Devam edecek…

<<<Fudayl Bin İyâd (r.a.) nın bir başka yazısı>>>

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Geliye Şame ziyareti (Nusaybin)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 5

Hanımı;

-“Allah korusun. Senden nasıl ayrılırım. Sen nereye gidersen ben de seninle beraber gelir, senin hizmetinde bulunurun.” Dedi.

Sonra ikisi beraberca hac yolculuğuna çıktılar. Allah-u Teâlâ , yolculuklarını kolaylaştırdı. Kâ’be’de bazi âlimlerle buluştular. İmâm-i Â’zam Ebû Hanife (r.a.) hazretlerinin derslerine katıldı. Ondan ilim öğrendi.

Kısa zamanda çok şeyler öğrendi. Hikmetli sözler söylemeye başladı. Mekke’liler yanına gelir, onlara va’z ve nasihat verirdi.

Bir gece Harun Reşid’ın veziri Fuadayl’i Bermeki’ye;

-“Beni bir kimsenin yanına götür. Kalbim, bu göz kamaştırıcı şâşâ’lı hayattan sıkıldı. Rahatlık, gönül huzuru arıyorum.” Dedi.

Veziri onu Süfyan bin Uyeyne (r.a.) nin evine götürdü.

Süfyan kapıyı açıp;

-“Kim geldi?”

Sualina;

-“Emir-ül Mü’minin geldi.” Dediler.

Süfyan bin Uyeyne (r.a.);

-“Ne için bana haber vermediniz. Bilseydim ben huzuruna gelirdim.” Dedi.

Harun Reşid bunu duyunca;

-“Benim aradığım kimse bu değildir.” Dedi.

Süfyan bin Uyeyne (r.a.) bunu duyunca ve;

-“Sizin aradığınız Fudayl bin İyâd (r.a.) dir.” Dedi.

Fudayl bin İyâd (r.a.) nin kapısına gittiler.

Fudayl bin İyâd (r.a.);

-“Günah işleyenler, kendilerini iman edenlerle bir tutacağımızı mı sanıyorlar.” Ayeti kerimesini okuyordu.

Harun Reşid;

-“Nasihat istersek, bu bize yeter.” Dedi Kapıyı çaldılar

Fudayl bin İyâd (r.a.);

-“Kim o?” deyince

Kapıdekiler;

-“Emir-ül mü’min.” Dediler.

Bunun üzerine Fudayl (r.a.);

-“Emir-ül mü’minin benim yanımda ne işi var ve benim onunla ne işim var? Beni meşgül etmeyiniz.” Dedi.

Devam edecek…

<<<Fudayl Bin İyâd (r.a.) nın başka bir yazısı>>>

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kelehke Şeyh Atman (Navale)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 6

Bunun üzerine Fudayl (r.a.);

-“Emir-ül mü’minin benim yanımda ne işi var ve benim onunla ne işim var? Beni meşgül etmeyiniz.” Dedi.

Veziri;

-“Ulülemre, (Yani halife’ye) itaat vaciptir….” Deyince.

Fudayl bin İyâd (r.a.);

-“Beni meşgül etmeyiniz.” Buyurdu.

Vezir Fudayl’i Bermeki;

-“Musaadenle mi girelim, yoksa zorla mı?” dedi.

Fudayl bin İyâd (r.a.);

-“MUSAADEM YOK, AMA ZORLA GİRCEKSENİZ, SİZ BİLİRSİNİZ.” Buyurdu.

Halife, Harun Reşid içeri girdi. Fudayl bin İyâd (r.a.) kimsenin yüzünü görmemek için kandili söndürdü.

Karanlıkta halife Harun Reşid’in eli Fudayl bin İyâd (r.a.) ın eline değdi.

Fudayl (r.a.);

-”Bu el ne yumuşaktır. Cehennemden kurtulursa…” Buyurunca

Harun Reşid ağladı ve nasihat olacak bir söz daha söylemesini istedi.

Fudayl Bin İyâd (r.a.) buyurdu ki;

-“Senin büyük baban Hazreti Abbas (r.a.) Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in amcası idi.

Peygamberimize;

-“Beni bir kavme emir (başkan) yapınız.” Demişti.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) da;

-“Ey amcam, seni nefsin üzerine emir ettim.” Yani nefsinin Allah-u Teâlâ’ya taat ve ibadetle meşgül olması, insanların bin senelik taatından iyidir.” Buyurdu.

Çünkü,

-“BİR EMİRLİK (başkanlık) KIYAMETTE PİŞMANLIKTIR.” Buyurmuştur.

Halife Harun Reşid;

-“Biraz daha söyle.” Dedi.

Fudayl Bin İyâd (r.a.) buyurdu ki;

-“Ömer bin Abdulaziz (r.a.) i halife yaptıkları zaman, Salim Bin Abdullah, Reca bin Havye ve Muhammed bin Kab’ı çağırdı

Ve;

-“Ben bu işe düştüm, kurtuluş çarem nedir?” diye sordu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kelehke şeyh Atman (Navale)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 7

Fudayl Bin İyâd (r.a.) buyurdu ki;

-“Ömer bin Abdulaziz (r.a.) i halife yaptıkları zaman, Salim Bin Abdullah, Reca bin Havye ve Muhammed bin Kab’ı çağırdı

Ve;

-“Ben bu işe düştüm, kurtuluş çarem nedir?” diye sordu.

Onlar da;

-“Yarın kıyamet gününde azaptan kurtulmak istiyoran Müslümanlardan yaşlıları baban yerine koy, gençleri kardeş olarak kabul eyle, çocukları da kendi çocukların gibi düşün! Kadınları ise kız kardeşin ve annen olarak kabul eyle. ONLARA BABANA, ANNENE, KARDEŞİNE VE ÇOCUKLARINA YAPTIĞIN GİBİ MUAMELE EYLE.” Dediler.

Halife Harun Reşid;

-“Biraz daha söyle.” Dedi.

Fudayl bin İyâd (r.a.) buyurdu ki;

-“İSLAM ÜLKESİ SENİN EVİN GİBİDİR. İNSANLARI EV HALKIN GİBİDİR. BABALARINA LÜTUFLA, KARDEŞLERİNE VE ÇOCUKLARINA İYİLİKLE MUAMELE EYLE!” Buyurdu.

Sonra devam ederek buyurdu ki;

-“KORKARIM ŞU GÜZEL YÜZÜN ATEŞLE YANAR VE ÇİRKİNLEŞİR. GÜZEL YÜZLERDEN NİCELERİ CEHENNEMDE ÇİRKİNLEŞİR VE EMİRLERDEN (BAŞKANLARDAN) NİCELERİ ORADA ESİR OLUR.”

Halife Harun Reşid;

-“Biraz daha söyle.” Dedi ve hüngür hüngür ağlayıp feryad etti.

Fuadyl bin İyâd Hazretleri (r.a) buyurdu ki;

-“ALLAH-U TEÂLÂ’DAN KORK VE O’NA NE CEVAB VERECEĞİNİ DÜŞÜN. CEVABLARINI ŞİMDİDEN HAZIRLA! ÇÜNKÜ KIYAMET GÜNÜ, ALLAH-U TEÂLÂ SANA MÜSLÜMANLARIN HEPSİNDEN TEK TEK SORACAKTIR. HEPSİ İÇİN ADÂLET İSTİYECEKTİR. EĞER BİR GECE BİR İHTİYAR KADIN, EVİNDE BİR ŞEY YEMEDEN YATARSA, YARIN (Kıyamette) SENİN ETEĞİNE YAPIŞIR VE SANA HASIM (Düşman) OLUR.”

Halife Harun Reşid, ağlamaktan kendinden geçti. Veziri Fudayl-i Bermeki;

-“Ey Fudayl! Yetişir! Emir-ül Mü’mini öldüreceksin.” Dedi.

Fudayl bin İyâd hazretleri (r.a.) buyurdu ki;

-“Sus Ey Haman! O’nu sen ve kavmin helak eylediniz, ben değil.”

Bu söz Halife Harun Reşid’in ağlamasını daha da artırdı.

Ve Bermeki’ye;

-“Sana Hâman demesi, beni Fir’van yerine koyduğundandır.” Dedi.

Sonra Halife Harun Reşid, Fudayl bin İyâd (r.a.) a;

-“Birisine borcun var mıdır?.” Dedi.

Fudayl bin İyâd (r.a.);

-“Evet Allah (c.c.) a borcum var. O da itaattır. Huzuruna böyle borçlu çıkarsam vay halima.” Buyurdu.

Halife Harun Reşid;

-“İnsanlara borcun var mı demek istiyorum.” Dedi.

Fuadyl Bin İyâd (r.a.);

-“ALLAH-U TEÂLÂ’YA ŞÜKÜRLER OLSUN Kİ, BANA ÇOK Nİ’METLER VERDİ, HİÇ ŞİKAYETİM YOKTUR.” Buyurdu.

Bunun üzerine Halife Harun Reşid Fudayl (r.a.) ın önüne 1000 (bin) altın koyup;

-“Bunlar helaldır. Annemin mirasındandır.” Dedi.

Fudayl bin İyâd (r.a.) buyurdu ki;

-“Bütün bu nasihatlarımın sana faydası olmadı. Ben sana Müslümanların malını geri ver sen bana veriyorsun.” Söyledi ve yanından kalkıp gitti.

Halife Harun Reşid de çıkıp gitti.

Her ne zaman Fuadyl (r.a.) nın ismi yanında anıldığında Halife;

-“Ah! Ne insandır o! Hakikatten mert insandır.” Diyordu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Geliye Şam-e Ziyareti (Nusaybin)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 8

Bir gün Fudayl bin İyâd (r.a.) küçük çocuğunu kucağına aldı. Okşayıp bağrına bastı.

Çocuk dedi ki;

-“Babacığım beni seviyor musun?”

Fudayl (r.a.);

-“Evet.” Dedi.

Çocuk;

-“Peki Allah-u Teâlâ’yı seviyor musun?” dedi.

Hazreti Fudayl (r.a.);

-“Tabi seviyorum.” Dedi.

Çocuk;

-“Peki, kaç tane kalbin var?”dedi.

Fudayl (r.a.);

-“Bir tane.” Deyince

Çocuk dedi ki;

-“EY Babacığım! Bir kalbe iki sevgiyi nasıl sığdırabiliyorsun?”

Hazreti Fudayl (r.a.), küçük çocuğun bu derin manâlı sözleri, kendi kendine söylemediğini, Allah-u teâlâ’nın söyletdiğini anlayarak yavrusunu kucağından bırakarak eliyle başını dövmeye başladı. Ve bundan sonra her an Allah-u teâlâ ile meşgül olacağına söz verdi.

Oğluna da;

-“EY OĞULCUĞUM! SEN NE GÜZEL VA’İZSİN.” Deyip bağrına bastı.

Ve;

-“SENİ HAKİKİ SEVGİLİNİN İZNİ VE EMRİ İLE SEVİYORDUM.” Buyurdu.

Bir gün Arafat meydanında insanları seyrediyordu. Müslümanlar feryad ediyorlar, Allah-u Teâlâ’ya yalvarıp, inliyorlardı.

Bunları bir müddet seyrettikten sonra;

-“Sübhanallah! Şu kadar insan, Kerim olan bir zat’ın kapısına gitse, bu şekilde yalvararak bir danik (0,801 gr) Ya’ni çok az altın isteseler, o zat bu insanları ümidsiz ve eli boş geri çevirmez. YA RABBİ! SEN KERİM VE ĞAFFAR’SIN. BU İNSANLARIN HEPSİNİ AFETMEN, KERİM OLAN GANI OLAN BİR ZATIN BİR DÂNİK ALTIN VERMESİNDEN DAHA KOLAYDIR. YA RABBİ! SENİN İHSANLARIN O KADAR ÇOKTUR Kİ, BU İNSANLARIN HEPSİNİ AFFETSEN, SENİN İHSANINDAN HİÇBİR ŞEY EKSİLMEZ.” Dedi.

Fudayl Bin İyâd (r.a.) bunu söyledikten sonra, gaibten bir ses;

-“Ey Fudayl! Senin bu hüs-nü zannın hürmetine hepsini afvettim.” Diyordu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kasyan Ziyareti (Navale)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 9

Fudayl Bin İyâd Hazretleri (r.a.) nın Oğlu Ali (r.a.) Kur’an-i Kerim’den bir sureyi sonuna kadar okuyamaz ve dinliyemezdi. Biraz okuyunca ve dinleyince âyet-i kerimlerin te’siri ile düşüp bayılırdı. Sonuna kadar tahammül edemezdi.

Bir gün Fudayl bin İyâd Hazretleri (r.a.) ya bir kâr’ı (Kur’an kerim okuyan) geldi. Onu oğlunun yanına gönderdi.

Ve buyurdu ki;

-“Oğluma Kur’an-i Kerim oku. Dinlemekten çok hoşlanır. “Zilzal” ve “El-Karia” sûrelerini okuma, çünkü kıyamet sözünü dinlemeye tahammül edemez, takat getiremez.”

O kârı gitti. Kazarai El-Karia suresini okudu. Dördüncü ayet-i Kerime’ye gelince, Hazreti Fudayl (r.a.)

Oğlu Ali ( r.a.);

-“Allah!…” deyip düştü.

BAKTILAR Kİ RUHUNU TESLİM ETMİŞTİ.

Fudayl bin İyâd (r.a.) oğlu vefat edince TEBESSÜM etti. Halbuki OTUZ YILDIR HİÇ GÜLMEMİŞTİ.

Oradakiler

-“Ey Fudayl! Bu gün gülünecek gün müdür?” diye sordular.

Fudayl bin İyâd (r.a.) Bunlara cevab olarak buyurdu ki;

-“Ben şu anda, peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve selem) ın de tatmış olduğu evladın ölümü acısını tatmış bulunuyorum. Anladım ki, Allah-u teâlâ evladımın ölümüne razıdır. Maden ki oğlumun ölümüne Allah-u teâlâ’nın rızası vardır. Ben de Allah-u teâlâ’nın rızasına razı oldum. Onun için güldüm.

Bir gün Fudayl Bin İyâd (r.a.) Mira dağlarında bir tepenin üzerinde bulunuyordu.

Buyurdu ki;

-“Allah-u teâlâ’nın evliyasından bir veli şu dağa;

-“Sallan dese, dağ derhal sallanır.”

Fudayl Bin İyâd (r.a.) böyle söyler söylemez, dağ sallanmaya başladı.

Hazreti Fudayl Bin İyâd (r.a.);

-“Sakin ol, ben bu sözümle seni kasdetmedim.” Dedi. Ve dağ sakinlaştı.

Bir gün oğlu birine bir altın verecekti. Vereceği altının nakşında bazı kirler vardı. Ve bunu temizlemek için altını ateşle kızdırdı. Ve bu kirleri temizledi.

Fudayl Bin İyâd (r.a.) bunu görünce Oğluma Buyurdu ki;

-“Ey Oğlum! Yaptığın işdeki bu dürüstlük senin için on nafilee hac sevabına bedeldir.”

Devam edecek…

<<<Fudayl Bin İyâd (r.a.) nın bir başka yazısı>>>

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Beyaz su Başı (Nusaybin)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 10

Fudayl Bin İyâd (r.a.) nın iki kızı vardı. Vefatı yaklaşınca hanımına şöyle vasiyet etti.

-“Vefatımdan sonra iki kızımı al ve EBÛ KUBEYS TEPESİNE ÇIK. Ellerini açarak şöyle niyazda bulun; ‘YA RABBİ! FUDAYL BANA VASİYYETİNDE DEDİ Kİ;’ Ben hayatta iken bu iki emanete gücümün yettiği kadar baktım. Ama ben ölüp de kabre girdikten sonra bu emanetleri sana iâde ettim.”

Fuadyl bin İyâd (r.a.) vefat edip, defin işleri tamamladıktan sonra, hanımı vasiyeti yerine getirmek üzere bildirilen yere kızlarını götürdü ve bildirildiği gibi ‘dua’ edip çok ağladı.

Bu sırada Yemen Hükümdarı, yanında iki delikanlı oğlu ile beraber oradan geçiyordu. Hanımların ağlayıp sızladıklarını görünce yanlarına gidip;

-“Bu ne haldır?” diye sordu.

Fudayl bin İyâd (r.a.) hanımı hadiseyi anlatınca,

Yemen hükümdarı dedi ki;

-“Bu kızları, her biri için bin altın mehir ile oğullarıma nikahlıyalım.” Dedi.

Fudayl bin İyâd (r.a.) ın hanımı;

-“Razıyım.” Dedi. Kızların ve oğulların da rızası alındı. Hep beraber Yemen’e gittiler. İlleri gelenler toplandı ve nikahları kıyıldı, düğün yapıldı.

Fuadyl Bin İyâd (r.a.) rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır;

-“İnsanlara merhamet etmeyene Allah-u Teâlâ merhamet etmez.”

-“Kim bir müslümanın ayıbını örterse, Allah-u Teâlâ da onun dünyada ve ahrette ayıbını örter. Kim bir Müslüman kardeşinin sıkıntısını giderip sevindirirse, Allah-u Teâlâ da onu dünya ve ahrette sevindirir. Allah-u Teâlâ; kul, Müslüman kardeşine yardım ettikçe onun yardımcısıdır.”

-“Kim aç bir müslümanı doyurursa Allah-u teâlâ da onu Cennet meyveleri ile doyurur.”

Fudayl Bin İyâd Hazretleri (r.a.) nın hikmetli ve ibret dolu güzel sözleri çoktur. Bunlardan bir kaçı şöyledir;

-“Duâ’mın kabul olacağını bilsem, yalnız devlet başkanı için duâ ederim. Çünkü, Devlet başkanı iyi olursa, şehirler ve insanlar kötülüklerden ve belâlerden emin olur.”

-“İnsanın, yanında bulunanlara tatlı tatlı sohbet etmesi, onlara güzel ahlak ile davranması, geceleri sabaha kadar ibadet ile, gündüzleri hep oruçlu geçirmesinden hayırlıdır.”

-“Beş şey BEDBAHTLIK alametidir;”

-“1-Kalb katılığı”
-“2-Ağlamamak.”
-“3-Utanmamak.”
-“4-Dünyaya fazla rağbet.”
-“5-Uzun emelli olmak.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu