‘Hadis’ olarak etiketlenmiş yazılar
İmâm-ı Müslim (Radiyallah-u anh)
05 Aralık 2008Çağ-Çağ barajı (Sonbahar manzarası) Nusaybin
İmâm-ı Müslim (Radiyallah-u anh)
Meşhur altı hadis kitabından (kütüb-i sitte) ikincisi olan, Sahihi Müslim’in müellifi. İsmi Müslim bin haccac bin Müslim el-Kuşeyri en-Nişaburi.
Künyesi, Ebül-Hüseyn’dır. 206 (M.821) senesinde Nişabur’da doğup, 261 (M. 875) tarihinde burada vefât etmiştir.
Arapların Beni Kuşeyr kabilesine mensuptur. Büyük hadis imamlarından birisidir. İmâm-i Müslim hazretleri (r.a.), zamanın büyük hadis âlimlerinden hadis-i şerif dinlemek ve öğrenmek için, Hicaz, Irak, Şam ve Mısır’ı dolaştı.
Yahya bin Yahya en-Nişaburi (r.a.), Ahmed bin Hanbel (r.a.), Kuteybe bin Sa’id (r.a.), Ebu Bekir bin Ebi Şeybe (r.a.), Osman bin Ebi Şeybe (r.a.), Şeyban bin Ferruz (r.a.), İmam-i Şafi-i hazretlerinin talebelerinden Harmele bin Yahya (r.a.) gibi büyük Alimlerden (Radiyallahu- aleyhim) hadis-i şerif dinleyip, rivayette bulunmuştur.
Ondan da, Ebu İsa et-Tirmizi (r.a.), Yahya bin Sa’id(r.a.), Muhammed bin Mahled (r.a.), Mekki bin Abdan (Radiyallah-u aleyhim) VE DAHA BAŞKA ÂLİMLER, Hadis-i şerif bildirmişlerdir.
İmam-i Müslim Hazretleri (r.a.), Bağdad’a birkaç def’a gelmiş ve Bağdad âlimleri ondan hadis-i şerif dinleyip, rivayette bulunmuşlardır. Bağdad’a en son 259 (M. 872) senesinde gelmiştir.
İmâm-i Buhâri (r.a.) ile Nişabur’da görüşmüş, onun ilim meclisine devam etmiştir. İmâm-i Müslim (r.a.), İmâm-i Buhâri (r.a.) ile bir hadis-i şerif’in müzakeresini yaparken; İmâm-i Buhâri (r.a.), hadis-i şerif’in senedinde, onun bilmediği bir illeti gösterince, İmâm-i Müslim (r.a.) ayağa kalkıp, İmâm-i Buhâri (r.a.) nin alnından öperek, onu çok medh etmiştir. İmâm-i Buhâri Hazretleri (r.a.) için;
-“Sana buğz edenler, ancak hasedinden dolayı buğzeder. Dünyada bir benzerin olmadığına şehadet ederim.” Demiştir.
Hadis-i Şerif öğrenmek ve öğretmek için çok yerlere yolculuk yapan İmâm-i Müslim (r.a.), ömrünün son yıllarını Nişabur’da geçirmiştir.
NİŞABUR’DA Hadis-i şerif dersi vermekle ve ticaretle meşgül olmuştur. Nişabur’da 55 yaşında iken Vefat etmiştir. Kabri çok ziyaret edilmektedir.
ESERLERİ;
1-Sahih-i Müslim;
Kütüb-i sitenin ikincisi olup, içinde 4000 civarında hadis-i şerif vardır. Bunları, bizat kendisinin topladığı 300.000 Hadis-i şerif arasından seçmiştir.
Sahihini kitablara ayırmıştır. Fakat ayrica bablara bölmemişir. Buhâri (r.a.) ise, kitabları ayrıca bablara ayırmıştır. Her bab için de lüzumlu açıklamalarda bulunmuştur.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Müslim radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İmâm-ı Müslim (Radiyallah-u anh)- 2
05 Aralık 2008Çağ-Çağ barajı (Sonbahar manzarası) Nusaybin)
İmâm-ı Müslim (Radiyallah-u anh)- 2
Müslim (r.a.) in diğer bir hususiyeti de isnad üzrinde önemle durmuş olmasıdır. Çünkü o sahihinde biraz farklı metinler için, değişik isnadlar vermiştir.
Değişik olarak verdiği isnad, metine (ha) harfı ile gösterilmiştir. Bu (ha) tahvil veya havale (ha) sıdır. İmâm-i Müslim (r.a.), sahihini 52 kitaba ayırmıştır.
Sahihin baş kısmında, hadis ilmi ile alakalı mühim bir açıklama vardır. Bütün bu özelliklerine rağmen, Sahih-i Müslim, Buhâri (r.a.) nın sahihinden sonra gelir.
Müslim Hazretleri (r.a.) nin diğer eserleri şunlardır.
1-El-Müsned-ül-Kebir
2-El-Câmi’ale’l-ebvab
2-El Esmâ ve’l Kûnâ
4-El-Efrâd vel-vuhdan
5-Teşmiyet-üş-Şuyûh-u Mâlik ve Süfyân ve Şu’be
6-Kitâb el-Muhadramın
7-Kitab evlad es-Sahabe
8-Evhâm el-Muhaddirin
9-Et-Tabakat
10-Efrad-eş-Şâmiyyin
11-Et-Temyiz
12-El-Ilel
Sahih-i Müslim’deki hadis-i şeriflerden ba’zıları;
-“Doğru sözlü olmak, iyiliğe götürür. İYİLİK CENNETE GÖTÜRÜR. Kişi doğru söyleye söyleye, Allah-u Teâlâ’nın katında, SIDDIK olarak yazılır. Yalan söylemek, günaha, GÜNAH CEHENNEME GÖTÜRÜR. İnsan yalan söylemekte devam eder de, nihayet Allah-u Teâlâ’nın indinde YALANCI diye yazılır.”
-“Dünya tatlıdır, yeşildir, Ya’ni çekicidir. Allah-u Teâlâ onu başkalrından alıp, size verecek ve nasıl âmel edeceğinize bakacaktır. Binâenaleyh dünyadan ve kadınlardan sakının. Çünkü İsrailoğulları arasında ilk fitne kadın yüzünden çıkmıştır.”
-“İyi âmeller huzusunda acele ediniz. Yakın zamanda karanlık geceler gibi bir takım fitneler meydana gelecektir ki, İnsan Mü’min olarak sabahlar, Kâfir olarak geceler, Mü’min olarak geceler ve Kâfir olarak sabaha çıkar. DÜNYA MALI KARŞILIĞINDA DİNİNİ SATAR.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Müslim radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İmâm-ı Müslim (Radiyallah-u anh)- 3
05 Aralık 2008Çağ-çağ Barajı (Sonbahar manzarası) Nusaybin
İmâm-ı Müslim (Radiyallah-u anh)- 3
Zübeyr bin Adiy (r.a.) den bildirilmiştir.
Enes Bin Mâlik (r.a.) nın yanına geldik. Haccac’dan gördüğümüz zulüm ve haksızlıkları ona anlattık.
O zaman Enes Bin Mâlik Bize; Peygamber Efendimiz (s.a.) ın;
-“Rabbinize kavuşuncaya kadar sabrediniz. Çünkü, her gelen zaman geçen zamandan kötüdür.” Buyurduğunu işittim.
-“Ey Müslüman kadınlar! Bir komşu kadın, komşusunun verdiği paça bile olsa, hor görmesin.”
-“Müslüman yahud Mü’min kul, abdest alırken yüzünü yıkadığı sırada, gözüyle işlediği günahlar su ile yahud suyun son damlasiyle yüzünden dökülür. Sonra elini yıkadığı zaman, elleriyle yaptığı her günah tamamiyle temizleninceye kadar su ile yahud suyun son damlasıyla dökülür. Sonra ayaklarını yıkadığında, ayaklarıyla kazandığı bütün günahlar su ile veya suyun son damlasıyla çıkıp gider. Nihayet insan günahlarından tertemiz olur.”
-“Bir Müslüman diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o Müslüman için sadaka olur.”
-“Allah-u Teâlâ, kulunun yemek yedikten sonra, yahut bir şeyi içtikten sonra kendisine Hamd’etmesinden razı olur.”
Ebu Musa (r.a.) rivayet etti
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Her müslümanın sadaka vermesi lazımdır.” Buyurdu.
Sahabe (r.a.);
-“Sadaka verecek bir şey bulamazsa ne yapar?” dediler.
Bunun üzerine Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Eliyle çalışır, kendisi de istifade eder, sadaka da verir.” Buyurdu.
Sahabe (r.a.);
-“(Bunu) yapamazsa,” dediler.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Sıkıntıya düşmüş bir muhtaca yardım eder.”
Sahabe (r.a.);
-“(Bu da) elinden gelmezse,” denildi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Hayrı (iyiliği) emreder.” Buyurdu.
Sahabe (r.a.);
-“Bunu da yapamazsa?” denildi
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Fenalık yapmaktan çekinir, bu da sadakadır.” Buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Müslim radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İmâm-ı Müslim (Radiyallah-u anh)- 4
06 Aralık 2008Çağ-Çağ barajı (Sonbahar mevsimi) Nusaybin
İmâm-ı Müslim (Radiyallah-u anh)- 4
Resulallah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;
-“İnsanlara merhamet etmiyen kimseye, Allah-u Teâlâ merhamet etmez.”
Ebu Bekr (r.a.) e Nufeyl bin Harise (r.a.) şöyle bildirmiştir;
Resulallah (Sallallahu aleyhi vesellem);
-“En büyük günahı size haber vereyim mi?” buyurunca,
Biz de;
-“Evet Ya Resulallah.” Dedik
Resulallah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Allah-u Teâlâ’ya ortak koşmak, ana ve baba’ya âsi olmak.” Buyurdu.
Sonra dayanmış olduğu yerden doğrulup oturdu ve;
-“Haberiniz olsun, aman yalan sözden ve yalan şehadetten sakınınız.” Buyurdu.
Bu cümleyi üç defa tekrar etti. O kadar ki, biz keşke sükut buyursaydı diye temenni’de bulunduk.
Muaz bin Cebel (r.a.) rivayet etmiştir.
-“Ben bir gün, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın bindiği bir merkebin terkisinde idim.”
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bana;
-“Ey Muaz! Allah-u Teâlâ’nın kulları üzerindeki hakkını ve Kulların, Allah-u Teâlâ üzerindeki hakkını biliyor musun?” buyurdu.
Ben;
-“Allah-u Teâlâ ve Resulü daha iyi bilir.” Dedim
Resulallah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Allah-u Teâlâ’nın kulları üzrindeki hakkı: Onların Allah-u Teâlâ’ya ibadet etmeleri ve hiçbir şey’i ona şerik (ortak) koşmamalarıdır Kulların da Allah-u Teâlâ üzerindeki hakkı; Allah-u Teâlâ’nın kendisine ortak koşmayan kimseye azab etmemesidir.” Buyurdular.
Bunun üzerine;
-“Ey Allah’ın Resulü, halkı müjdeliyeyim mi?” deyince
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Onlara müjdeleme. Çünkü onlar buna güvenirler (İyi işlerde gevşeklik yaparlar)” buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Müslim radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İmâm-i Tirmizi (Radiyallah-u anh);
06 Aralık 2008Çağ-Çağ deresi (Bor-e gündük) Nusaybin
Tirmizi (Radiyallah-u anh);
Büyük Hadis âlimlerinden. Kütüb-i sitte denilen meşhur altı hadis kitabından olan “Sünen-i Tirmizi” adiyla meşhur Cami-üs-sahih adlı kıymetli hadis kitabını yazan âlimdir.
İsmi, Muhammed bin İsa Tirmizi, künyesi, Ebu İsa’dır. 209 (M. 824) Tarihinde Buhara’nın güneyinde Ceyhun nehri kıyısında bulunan “Tirmizi” kasabasında doğdu, 279 (M.893) senesinde Boğ şehrinde, Recep ayının onüçüncü günü Pazartesi gecesi vefat etti. Ömrünün son yıllarında gözleri görmez olmuştu.
Hadis ilminde meşhur ve sika (sağlam, güvenilir) bir âlim olduğu ittifakla bildirilmiştir. Hadis ilmini öğrenmek için seyahatlar yapmıştır.
Bu maksatla Hicaz, Irak, Horasan civarlarını dolaşmış, oradaki âlimlerden ilim almış, hadis-i şerif dinlemiştir. Hadis ilminde, en meşhur âlimlerden ders almıştır.
Ders aldığı hocalarının başında;
Kuteybe bin Sa’id (r.a.), Ebu mus’ab (r.a.), Mahmud bin Geylan (r.a.), Muhammed bin Beşşar (r.a.), Süfyan bin Veki’ (r.a.), Muhammed bin İsmail (İmâm-i Buhâri) radiyallah-u anh ve Müslim bin Halid (İmam-i Müslim) Radiayallah-u anh vardır.
Bunlardan pek çok sayıda hadis âliminden Hadis-i şerif işitip, rivayet etmiştir. Hadis-i şerif aldığı âlimler, sayılmayacak kadar çoktur. Ayrıca evliyanın büyüklerinden olan Ebu Turab Nahşebi (r.a.) Ebu Abdullah Celâ (r.a.), ve Ahmed bin Hadraveyh (r.a.) gibi zatların sohbetinde bulunarak, taavvuf ilminde de yükselip, yetişmiştir. Hafizasının üstünlüğü darb-ı mesel halini almıştır.
İmâm-i Tirmizi (r.a.) den hadis-i şerif rivayet eden hadis âlimlerinden bir kısmı şu zatlardır;
Ebu Hamid Ahmed bin Abdullah (r.a.), Heysem bin Küteyb Şami (r.a.), Muhammed bin Mahbub (r.a.), Ahmed bin Yusuf Nesefi (r.a.), Es’ad bin Hamdeveyh (r.a.), Davud bin Nasr bin Süheyh el Bezdevi (r.a.), Abd’übnü Muhammed bin Mahmud nesefi (r.a.), Mahmud bin Nümeyr (r.a.) ve oğlu mekki bin fevel (Nuh) r.a., Eb-u Cafer (r.a.), Muhammed bin süfyan (r.a.), Muhammed bin Münzir (r.a.), ve diğer hadis âlimleri radiyallah-u anhuma
İmâm-i Tirmizi (r.a.), Hadis ilminden başka fıkıh ve tefsir ilminde de üstün bir âlimdir. RİVAYET ETTİĞİ HADİS-İ ŞERİFLER İLE KUR’AN-İ KERİM’İN TEFSİRİ HUSUSUNDA MÜHİM HİZMETLER YAPMIŞTIR. Bilhasa ayeti kerimelerin nüzül sebebleriyle ilgili,“Garib-ül Kur’an” denilen Kur’an-i kerim’in bazı lafızlariyle ve kur’an-i kerimdeki kıssalar ile ilgili en doğru hadis rivayetleriyle meşhurdur.
Bu bakımdan âlimler arasında İmam-i Buhâri (r.a.) ın İmâm-i Tirmizi (r.a.) nin ve Hâkim (r.a.) in tefsirleri “Esahh’üt-Tefasir” en sahih tefsirler kabul edilmiştir.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Tirmizi Radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İmâm-i Tirmizi (Radiyallah-u anh)- 2
06 Aralık 2008Çağ-Çağ deresi (Bar-e Veysike) Nusaybin
İmâm-i Tirmizi (Radiyallah-u anh)- 2
Âlimler, İmâm-i Tirmizi (r.a.) ye “Hakim” payesini vermişlerdir. Bu isme layık olduğınu, daha üstün meziyetlere sahip olduğunu, yine onlar bildirmişlerdir.
Büyük veli’lerden Ebu Turab Nahşebi ile görüştü. Ebu Abdullah Celâ (r.a.) Ahmed bin Hadreveyh (r.a.) ile de sohbette bulundu. Her birinden ayrı ayrı feyz aldı.
Eserlerini, İlâhi bir ilhamla hazırlamıştı. Hepsini Allah-u Teâlâ’nın ihsanı bilir, kendisine mal edilmesini istemezdi.
Buyurdu ki;
-“Yazdığım eserlerin hiç birini, eserim olsun düşüncesi ile yazmadım. Ba’zan daraldığım zamanlar oldu, içten gelen bir duygu ile bunları yazmağa başladım. Yazdıkça gönlüm açıldı. İşte bu hal içinde onlar meydana geldi.
Eserleri;
İmâm-i Tirmizi (r.a.) nin bir çok eserleri vardır. Başlıcaları şunlardır.
Kitab-ül-Ilel, kitab-üş-şemail, kitabus-esma’is sahabe, kitab-ül esma ve’l-küna ve en meşhur kitabı es-Sünen diye anılan el-cami-idir.
Tirmizi (r.a.) nin süneni, hasen hadis mevzunda ana kaynaktır. Bu dört kısımdan ibarettir. Birinici kısımda sahih olduğu kati olan hadisler, ikinci kısımda ebu davud ve nesai nin şartlarına uygun olan hadisler, üçüncü kısımda, illetini açıklayan hadisler, dördüncü kısımda ise “bu kitabı aldığım hadisilerle bazı fakihlerle amel etmemişlerdir.” Diyerek durumunu açıkladığı hadisler vardır.
Diğer bir hususiyeti de hadis çeşitlerinden, sahih, hasen ve garibleri bildirmesi, cerh ve ta’dile ait konulara yer verip, sonuna ilel kitabı, yani bahsini ilave edip, ondan da çok güzel faideler toplaması, diğer hadis kitaplarından farklı yönleridir.
Diğer bir hususiyeti de mezheplerinin, istidlal (delil getirme) şekillerini bildirmesidir.
İmamı Tirmizi (r.a.) buyuruyor ki:
-“Ben bu kitabı yazıp, hicaz alimlerine arz eyledim. Hepsi beğendiler. Irak alimlerine arz eyledim, onlarda beğendiler. Horasan alimelerine arz eyledim. Cok güzel oldu dediler.”
İmamı Tirmizi (r.a.) nin “sünen” adlı hadis kitabının hindistanda, diyobend şehrindeki dar-ül ulüm müderrislerinden Muhammed Enver şah keşmiri tarafından Arabi şehri yapılmış, (mearif-üs-sünnen) adı verilerek 1383 (m.1963) senesinde Muhammed Yusuf benuri tarafından önemli açıklamalar ilave edilerek, Pakistan da basılmıştır.
En önemli kitaplardan biri de, yukarıda adı geçen (şemail-i nebi) kitabıdır. Bu konuda yazılmış kitapların en güzellerindendir. Sayılamayacak, anlatılamayacak kadar bereketli, faideli kitaplardır. Okunması; işlerin görülmesi, muradın nasıl olaması için faidelidir.
İmamı Tirmizi rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:
-“Yemeğin bereketi, başında ve sonunda, elleri yıkamaktır.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Tirmizi radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Dâvûd (Radiyallah-u anh)
06 Aralık 2008Girnavas Mevki-i Nusaybin
Ebû Dâvûd (Radiyallah-u anh)
Meşhur altı hadis kitabından biri olan Sünen-i Ebi Davud’un sahibi. İsmi, Süleyman bin Eş’aş bin İshak bin beşir es-Sicistani’dır. Künyesi Ebi Dâvûd’dır. 202 (M. 817) senesinde Hindistan’ın sınır komşusu SİCİSTAN’DA doğup, 275 (M. 889) tarihinde Basra’da vefat etmişir.
Zamanın en büyük hadis âlimlerindendi. Aynı zamanda tefsir ilminde de derin âlim idi. Hanbeli mezhebindendir.
Gençliğinde hadis-i şerif öğrenmek için uzun yolculuklar yaptı. Horasan, Şam, Irak, Hicaz, Mısır gibi ilim merkezlerine giderek, zamanın tanınmış âlimlerinden hadis-i şerif dinlemiştir.
İlmi derecesi bakımından Buhâri ve Müslim’den sonra gelir. Hadis hususunda sika (güvenilir) bir âlimdir.
Müslim bin İbrahim (r.a.), Süleyman bin Harb (r.a.), Ebu Velid Tyalisi (r.a.),Ebu Ma’mer el Makad (r.a.), Yahya bin Main (r.a.), Ahmed bin hanbel (r.a.) gibi büyük âlimlerden rivayetlerde bulunmuştur.
Ondan da oğlu Abdullah (r.a.), Ebu Abdurrahman en-Nesei (r.a.), Ahmed bin Muhammed bin el-Harun (r.a.) ve daha başka âlimler rivayette bulunmuştur.
Ebû Dâvûd (r.a.) beşyüz bin hadis-i şerif yazdı. Bunlardan seçtiği 4800 (Dörtbin sekizyüz) Hadis-i Şerif-i İle meşhür SÜNEN kitabı meydana geldi.
Bu kitabında özellikle fıkıhla ilgili hadis-i şerifler vardır. Fıkıh sahasında pek kıymetli bir kaynaktır.
Ebû dâvûd (r.a.) bu kitabını Ahmed bin Hanbel hazretleri (r.a.) ne arz ettiği zaman, onu çok beğenmiştir.
Ebû Dâvûd (r.a.);
-“Bu kadar Hadis-i şerif arasında, özellikle şu dört hadis-i Şerif insanlar için kafi gelir.” Buyurmuştur.
-“1-Ameller, niyetlere göredir.”
-“2-İnsanın kendisine faidesi olmıyan şeyleri terk etmesi, Müslümanlığının güzelliğindendir.”
-“3-Bir Mü’min, kendisi için istediği ve sevdiği bir şey’i, kardeşi için de istemedikçe, imanı kâmil bir mü’min olamaz.”
-“4-Helâl meydanda, haram da meydandaır. Bunların arasında şübheli şeyler vardır. Harama düşmemek için, bu şübhelilerden sakınmak lazımdır.”
Ebû Dâvûd (r.a.) Sicistanlı olmasına rağmen, Basra’ya geliş sebebini, hizmetçisi Ebû Bekir bin Cabir (r.a.) şöyle anlatır;
Ben Ebû Dâvûd (r.a.) ile beraber Bağdad’da bulunuyordum. Birgün akşam namazını kılmıştık.
Bu sırada kapı çalındı. Açtım, Emir-ül-müminin Ebû Ahmed el-Muveffak idi. İzin isteyip içeri girdi. Ebû Dâvûd (r.a.) onu karşıladı.
Sonra münasip bir yere oturtu. Hoş geldin deyip, hal hatır sorduktan sonra, geliş sebebini öğrenmek istedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bu veli kullar hürmetine ahrette iman la gitmeyi müyesser eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Dâvûd (Radiyallah-u anh)- 2
06 Aralık 2008Girnavas Mevki-i Nusaybin
Ebû Dâvûd (Radiyallah-u anh)- 2
Bu sırada kapı çalındı. Açtım, Emir-ül-müminin Ebû Ahmed el-Muveffak idi. İzin isteyip içeri girdi. Ebû Dâvûd (r.a.) onu karşıladı.
Sonra münasip bir yere oturtu. Hoş geldin deyip, hal hatır sorduktan sonra, geliş sebebini öğrenmek istedi.
Emir-ül-Mü’minin üç isteği olduğunu söyledi. Ebû Dâvûd (r.a.), onların neler olduğunu sordu.
Emir-ül-Mü’minin şöyle anlatı;
-“Birincisi, Zat-i aliniz Basraya göçecek, orada yerleşeceksiniz. BUNUNLA BÜTÜN İLİM TALEBELERİNİN BASRA’YA gelmesini temin edeceğiz. Böylece, Basra, Ma’mur bir memleket olacak. Biliyorsunuz. Zenc isyanı oldu. Bu yüzden şehir çok perişan olup, insanlar oaradan soğudu.”
-“İkincisi; Çocuklarıma ‘Sünen’ kitabınızı okutacaksınız.”
-“Üçüncüsü; Çocuklarıma, hususi olarak rivayette bulunacaksınız. Çünkü, bizim çocuklarımızın diğer çocuklarla beraber oturmaları uygun değildir.”
Bunun üzerine Ebû Dâvûd (r.a.);
-“Yok böyle olmaz, ilimde herkes eşittir. Şunun çocuğu, bunun çocuğu diye fark yapılmaz.” Dedi.
Ebû Dâvûd (r.a.) un bu sözü üzerine halifenin çocukları ile diğer çocuklar, beraber ders okumaya başladılar.
Halifenin isteği üzerine Basra’ya gelen Ebû Dâvûd hazreteleri (r.a.), oraya ilim ve irfan ışıklarını saçmış, sünnet-i seniyeye büyük hizmetlerde bulunmuştur.
Ebû Dâvûd (r.a.) ilmiyle amel eden Mübarek bir zattı. Yaptığı işlerde bir hikmet olurdu. ONUN ELBİSESİNİN YENLERİNDEN BİRİSİ GENİŞ, DİĞERİ DAR İDİ.
Birisi kendisine;
-“Allah-u Teâlâ sana merhamet etsin bu böyle nedir? Yenlerinin birisi dar, diğeri geniş.” diye sordu.
Ebû Dâvûd (r.a.) şöyle cevab verdi;
-“Geniş olanını kitablar için yaptım. Diğerini geniş yapmaya lüzüm yoktu. Onu da geniş yaptırırsam, israf olacaktı. Bu yüzden onu normal olarak yaptırdım.” Buyurdu.
Ebû Dâvûd (r.a.) büyük bir hadis alimi olduğu için, devamlı Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) mübarek sözlerini yazar ve okurdu. Bu bakımdan herkesin yanında i’tibarı yüksekti.
Hatta bir gün meşhür evliyadan Sehl bin Abdullah Tüsteri (r.a.) onun yanına gelmişti.
Orada bulunanlardan birisi ona;
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bu veli kullar hürmetine ahrette iman la gitmeyi müyesser eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Dâvûd (Radiyallah-u anh)- 3
06 Aralık 2008çağ-çağ barajı (Nusaybin)
Ebû Dâvûd (Radiyallah-u anh)- 3
Orada bulunanlardan birisi ona;
-“Ey Ebû Dâvûd! Bu zat Sehl bin Abdullah Tüsteri (r.a.) dır, seni ziyarete gelmiş.” Dedi.
Bunun üzerine, Ebû Dâvûd (r.a.) ona;
-“Hoş geldin.” Dedi. Ve yanına oturtu.
Biraz sonra Sehl bin Abdullah Tüsteri (r.a.) şöyle dedi;
-“Benim sizden bir isteğim var.”
Ebû dâvûd (r.a.);
-“Nedir?” diye sordu.
Sehl bin Abdullah Tüsteri (r.a.);
-“Fakat bu isteğimi kabul etmeni çok arzu ediyorum.” Dedi.
Ebû Dâvûd (r.a.);
-“Eğer mümkün ise, isteğini niçin yerine getirmiyeyim.” Dedi.
Bunun üzerine Sehl-i Tüsteri (r.a.);
-“Bana Resulullah Efendimiz (s.a.v.) in o mubarek sözlerini söylediğin dilini çıkar da öpeyim.” Dedi.
Ebû Dâvûd (r.a.), onun isteğini yerine getirdi.
Eserleri;
Sünen-i Ebi Dâvûd; basılmıştır. Kütüb-i site’nin (Altı hadis kitabının) üçüncüsüdür. Tefsir ile alakalı pek çok mâlumat vardır.
Kitab-i Merasil; Hadis-i şerif ile ilgili olup, bu da basılmıştır.
Sünen-i Ebi Dâvûd’un şerhleri çoktur. Bunlardan Muttaki Hindinin yazdığı Avn-ül-Ma’bud dört cilt halında basılmıştır. Bunlardan başka daha çok eserleri vardır.
Hattab der ki;
-“Ebû Dâvûd (r.a.) un sünen kitabı, çok kıymetli ve şerefli bir kitab olup, o tarzda bir kitab yazılmamıştır. Bu kitab herkesin rağbetini kazanmıştır. Irak, Mısır, Mağrıp ve diğer İslam memleketlerinde âlimler bu kitabı ‘kaynak’ olarak ele almışlardır. Tertip ve fıkıh ilmi bakımından çok güzeldir.
Ebü’l-Ala el-Muhsin el-Vedadi (r.a.) şöyle anlatır;
Resulullah (Aleyhis selam) i rü’yamda gördüm.
-“Kim bir sünen ele geçirmek isterse, Ebû Dâvûd’un sünenini okusun.” Buyurmuşlardır.
İmâm-i Nevevi (r.a.)
-“Fıkıh ve başka ilimlerle uğraşan kimselerin Ebû Dâvûd (r.a.) ün sünenine ehemmiyet vermesi, onu çok tanıması gerekir. Çünkü; delil olarak getirilen ahkam (hükümler) ile alakalı hadis-i şeriflerin çoğu bu kitabtadır. Sonra bu kitaptan istifade de kolaydır.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bu veli kullar hürmetine ahrette iman la gitmeyi müyesser eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Dâvûd (Radiyallah-u anh)- 4
06 Aralık 2008Çağ-çağ barajı (Sonbahar mevsimi) Nusaybin
Ebû Dâvûd (Radiyallah-u anh)- 4
Sünen-i Ebi Davud, Tirmizi (r.a.) nin Cami’i Nesai (r.a.) nin Mücteba’sı, Sahih-i Buhari (r.a.) Sahih-i Müslim (r.a.) ve İmâmi Mâlik (r.a.) in Muvatta’ından sonra ikinci derece de gelmektedir.
Bu kitabların müellifleri (yazanlar), hadis ilminde güvenilir, adil, yüksek ezber kabiliyeti ve derin bir ilmesahip olmakla tanınmaktadırlar. Bu âlimler (rahmetullahi aleyhim) hadisi şerifin sahih olması hususunda kabul ettikleri şartlarda asla müsamaha göstermemişlerdir.
Kütüb-i sitte şunlardır;
Sahih-i Buhari
Sahih-i Müslim,
Sünen-i Ebi Dâvûd,
Sünen-i Tirmizi,
Sünen-i Nesai,
Sünen-i İbn-i Mace’dir.
Âlimlerin hakkında buyurdukları;
Musa bin İbrahim;
-“Ebû Dâvûd, sanki dünyada hadisi-i şerif için, ahrette cennet için yaratılmıştır. Onun gibisi az bulunur.”
Ebu Bekir el-Hallal;
-“O, Zamanın en büyük âlimlerindendir. Hadis-i şerifle ilgili bilgileri pek derin idi.”
Bildirdiği hadis-i şerif’lerden bir kaçı;
-“İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir. Herkes, kiminle arkadaşlık ettiğne baksın.”
-“Bilmediklerinizi sorunuz. Cehaletin ilacı sormaktır.”
Ümm-i Ferve (r.a.) haber veriyor, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) a hengi amelin efdal olduğu soruldu;
-“Amellerin efadli, vaktinin evvelinde kılınan namazdır.” Buyurdu.
-“Cum’a günleri bana çok slavat okuyunuz. Bunlar bana bildirilir.” Buyurdu.
-“Öldükten sonra da bildirilir mi?” denildiğinde,
Resulullah (Sallallahu aleyhi vesellem);
-“Toprak, Peygamberlerin vucudunu çürütmez. Bir mü’min bana salavat okuyunca, bir melek bana haber vererek, ümmetinden falan oğlu filan, sana ‘selam’ söyledi ve dua etti. Der.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bu veli kullar hürmetine ahrette iman la gitmeyi müyesser eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu