‘Hadis’ olarak etiketlenmiş yazılar
İmâm-i Şafi-i (Radiyallah-u anh)- 13
11 Ocak 2009Girnavas mevki-i (Nusaybin)
İmâm-i Şafi-i (Radiyallah-u anh)- 13
Biri İmâm-i şafi-i hazrteleri (r.a.) den nasihat isteyince buyurdu ki;
-“Senden daha çok malı ve parası olan kimseyi kıskanma. O malına ve parasına hasretle ölür. İbadeti ve taatı çok olan kimselere gıpta et. Yaşayanlar da sonunda ölecekleri için, onların dünyalıklarına özenmeğe değmez.”
-”Hiçbir kimse yoktur ki, dostu ve düşmanı olmasın. Madem ki böyledir, o halde Allah-u Teâlâ’ya itaat edenlerle beraber bulun, onları sev.”
-“İlim ezber edilen şey değil, ezber edilen şey’den te’min edilen faydadır.”
-“Kalbine ilâhi bir nur penceresinin açılmasını isteyen şu dört şey’i yapsın;”
-“1-Günün belli bir vaktinde yalnız kalsın ve huzura dalsın.”
-“2-Mi’desini pek fazla doyurmasın.”
-“3-Sefih kimselerle düşüp kalkmağı bıraksın, kötü kimselerle düşüp kalkmasın.”
-“4-İlimleriyle yalnız dünyalık arzu eden kimselere yaklaşmasın.”
-“Sadık dost, arkadaşının hüzün ve sevinçte ortağı olandır.”
-“İki kişinin, darıldıktan sonra birbirinin ayıplarını ortaya çıkarması, munafıklık alametidir.”
-“Allah-u teâlâ’yı sevdiğini söylersin, halbuki, ona isyan edersin. Böyle sevgi olmaz. Eğer sevginde samimi olsaydın, Allah-u Teâlâ’ya itaat ederdin. Çünkü seven, sevdiğine itaat eder.”
-“Ey insan, dilini muhafaza et. Seni sokmasın. Çünkü o, büyük bir yılandır. Kabirlerde, kahraman ve cesur kimselerin bile kendileriyle karşılaşmaktan çekinip, dilinin kurbanı giden nice kimseler vardır.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Şafi-i radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 5
11 Ocak 2009Bor-e Beşire Mecido (Girnavas)
İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 5
İlimdeki üstünlüğü;
Ahmed bin Hanbel (r.a.), Hadis ilminde zamanın en büyük âlimidir. Üçyüz binden fazla hadis-i şerifi senedleriyle birlikte ezbere bilirdi. Ebû Zür’a (r.a.) ya göre, bir milyon hadisi şerifi ezberlemişti.
Kendisinden pek çok âlim, Hadis-i şerif nekletmişlerdir. İlim ve amelde öncü, Ehl-i sünnet olan dört imâmın dördüncüsüdür.
İmâm-i şafi-i (r.a.) buyurdu ki;
-“Bağdad’dan ayrıldığım zaman, orada Ahmed bin Hanbel (r.a.) den daha âlim, daha fakîh, haramlardan ve şübhelilerden kaçan kimseyi bırakmadım.
Ebû Dâvûd Sicistani (r.a.) şöyle demiştir;
-“İki yüz meşhur âlimle karşılaştım. Ahmed bin Hanbel (r.a.) gibisini görmedim. O hiçbir hususta insanların daldığı dünya işlerine dalmazdı. Ancak ilimden bahis açılınca konuşurdu.
Ebû Zürâ (r.a.) da;
-“İlmin her dalında Ahmed bin Hanbel (r.a.) in bir benzerini görmedim. Onun ilimde ulaştığı dereceye, başkası ulaşamamıştır.” Demiştir.
Menhâ bin Yahyâ (r.a.) şöyle demiştir;
-“Ahmed bin Hanbel (r.a.), her hayrı kendisinde toplamıştı. Çok âlim gördüm, fakat ilimde, Vera’ da ve zühd’de, onun gibi üstün birine rastlamadım.”
İmâm-i Ahmed bin Hanbel (r.a.), büyük bir müfessir, yüksek bir muhaddistir. Tefsiri yüzyirmi bin hadis-i şeriften meydana gelmiştir. Ahmed bin Hanbel Hazretleri (r.a.) nin eserleri, müfessirler için birer feyz kaynağıdır.
Bunun için kendisine;
“Üstad-ül müfessirin” ünvanıyla anılır. Bir çok muhaddis yetiştirmiştir. Binlerce hadis-i şerif ile hfızasını süslemiştir.
Yaşadığı devir, yazılan hadis-i şeriflerin toplandığı bir devirdi. Bu devirde yetişen meşhur hadis âlimlerinin en meşhuru Ahmed bin Hanbel (r.a.) dir. Bütün hadis-i şerifleri okudu, inceledi. Otuz bin hadis-i şerifi içine alan “Müsned” adlı eseri 700 bin hadis-i şerif içinden seçerek yazmıştır.
Rebi bin Süleyman (r.a.), İmâm-i Şafi-i (r.a.) nin şöyle buyurduğunu nakletmiştir;
-“Ahmed bin Hanbel (r.a.), Sekiz şeyde İmâmdır.”
-“Hadis ilminde,
-“Fıkıh ilminde,
-“Kur’an ilminde,
-“Lugat ilminde,
-“Fakrda,
-“Zühd’de,
-“Vera’ da,
-“Tasavvufta, ve sünnette imam.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 6
11 Ocak 2009Bor-e beşire Mecido (Girnavas)
İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 6
Bağdad’da mu’tezile fırkasına mensub olanlar, Kur’an-i kerim ‘mahluktur’ diyerek bu yanlış i’tikâdlearında Abası halifesi Me’mun’u da inandırdılar.
Bunu kabul etmesi için, Ahmed bin Hanbel Hazrteleri (r.a.) ni de zorlayıp, Me’mün vasıtasıyla bu hususta baskı ve işkence yaptılar ve 28 ay hapsettiler. Bütün bu baskı ve işkencelere rağmen;
Ahmed bin Hanbel (r.a.);
-“Kur’an-i kerim, Allah-u Teâlâ’nın kelâmıdır. Mahluk değildir.” Diyerek Ehl-i sünnet i’tikadını bildirdi.
Mu’tasım’ın halifeliği sırasında da baskı ve işkencelere maruz kaldı.
El-mütevekkil halife olunca, Mu’tezile fırkası mensublarını saraydan uzaklaştırdı. Fıkıh ve hadis âlimlerine hürmet ve yakınlık gösterdi. Böylece Ahmed bin Hanbel Hazretleri (r.a.), yapılan baskı ve işkencelerden kurtuldu.
Yaptığı hzimetlerle, zamanındaki ve sonraki asırlardaki insanlara rehber oldu.
İctihadı (Mezhebi);
İslamiyette, Ehl-i sünnet i’tikadı üzere olan, amelde dört hak mezhebten biri de Hanbeli mezhebidir. Ahmed bin Hanbel (r.a.) bu mezhebin imâmıdır.
O İctihadlarıyla Müslümanların Allah-u Teâlâ’ nın rızasına kavuşmaları için,amellerinde uyacakları bir yol gözetmiştir.
O’nun gösterdiği bu yola “Hanbeli mezhebi” ve ehl-i sünnet i’tikadında olan Müslümanlardan, amellerini bu mezhebin hükümlerine uyarak yapanlara “Hanbeli” denir.
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.), bütün Müslümanlardan TEK BİR İMAN İSTEMEKTİR. İslamiyette; İMANDA, İ’TİKAD’DA TEFRİKAYA (AYRILIĞA) KESİNLİKLE İZİN VERİLMEMİŞTİR.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) efendimizin inandığı ve bildirdiği ve eshab-i kiramın naklettiği gibi iman eden Müslümanlara, “EHL-İ SÜNNET VEL-CEMAAT Veya kısaca “SÜNNİ” denir.
Sünni Müslümanlara Mezheb imâm-i olan büyük İslam âlimleri tarafından, Kur’an-i kerim ve hadis-i şeriflerde hükmü açıkça bildirilmemiş olan ba’zı ibadetlerin ve günlük muamelelerin tarafında ve yapılışında gösterilen ve Allah-u Teâlâ’nın rızasına kavuşturan yollara, “Ameli mezhebler denilmiştir.”
Mezheb imâmi olan büyük İslâm âlimlerinin, aralarındaki böyle ictihad ayrılıklarına, dinin sâhibi izin vermiş ve bu hal, her zaman ve her yerde, Müslümanların İslamiyete dosdoğru uymalarını temin ederek, Müslümanlar için rahmet olmuştur.
Nitekim Hadis-i şerifte de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“’Alimlerin (müctehidlerin) mezheblere ayrılması rahmettir.” Buyurulmuştur.
Ahmed bin Hanbel (r.a.) in talebelerinin ve kendisine sual soranların müşküllerini hallederken ortaya koyduğu ve takib ettiği usûllar, Hanbeli mezhebinin temel kaideleri olmuştur.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 7
11 Ocak 2009Çağ-Çağ barajı (mesire yeri) Nusaybin
İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 7
İmâm-i Ahmed bin Hanbel (r.a.), dini müşkülerin hallinde sırasıyla şu kaynaklara baş vurmuştur;
1-Kitab ve sünnet;
Bütün müctehidler gibi Ahmed bin Hanbel (r.a.) de bir işin nasıl yapılacağını Kur’an-i krimde açık olarak bulmazsa, hadis-i şeriflere bakar. Bunlarda bulunursa ona göre hüküm verirdi.
2-İcmâ’ ve Shâbe kavli;
Hadis-i şeriflerde de açıkça bulamadığı bir iş için, icmâ’ var ise, öyle yapılmasını bildirirdi.
İCMÂ’, Eshab-i kiram’ın hepsinin aynı sûretle yapması ve söylemesi demektir. İcmâ’ ya “sözbirliği” de denir.
Eshab-i kiramdan sonra gelen Tabiinin de icmasını delil, senet kabul etmiştir. Sahab-i kavli (Sözü, ictihadı) bulunan bir mes’elede, kendi ictihadına göre hüküm vermezdi. Sahabe’nin sözüne göre hüküm verirdi. Hatta sahab-e sözü bulamadığı hususlarda, Tabiinin büyüklerinden olan müctehidlerin ictihadını, kendi rey’ine tercih ederdi.
3-Bir mes’ele hakkında sahabe veya tabiine ait bir re’y (ictihad) bulamazsa, zayıf ve mürsel hadislerle amel edweri ona göre hüküm verirdi. Zayıf hadisin de, Sahih hadisin bir çeşid olduğunu göz önünde tutardı.
4- Kıyas;
İmâm-i Mâlik (r.a.) in (rivayet yolu) nu ve İmâm-i A’zam’ın (Rey ve kıyas yolu) nu almış ise de, pek çok hadis-i şerif ezberlediğinden , önceki hadis-i şeriflerin birbirini kuvvetlendirmesine bakarak, ictihad etmiştir. İctihadda bu usul, sadece Ahmed Bin Hanbel (r.a.) e aittir.
Hanbeli mezhebinde bir çok âlimler yetişmiştir. Bu âlimlerin başında, Ahmed bin Hanbel (r.a.) in kendi oğulları Salih ve Abdullah gelmektedir.Ebu Bekir el-Esrem (r.a.), Abdülmelik el-Meymûni (r.a.), Ebu Bekir el-Merkezi (r.a.), Harb bin İsmail (r.a.), İbrahim bin ishak el- Harbi (r.a.), gibi âlimler, Ahmed bin Hanbel (r.a.) in bizzat kendisinden fıkıh ilmini öğrenmişlerdir.
Bu mezhebin esasını yaymak hususunda üstün gayret gösteren âlimlerden biri de Ebu Bekir el-Hilal (r.a.) dır. Seyyid Abdulkadır Geylani (r.a.), Hanbeli mezhebinin esaslarını yayan âlimlerdendir.
Ahmed Bib Hanbel (r.a.) in (El Müsned) i en meşhur esweridir. Oğlu Salih (r.a.) çeşitli kimselser yazdığı (mektublar) la babasının mezhebini yaymıştır.
Abdulkadir Geylani (r.a.) “Futûhul Ğayb” ve Günyetüt-talibin” kitabları ile Abdurrahman el cezir (k.a.) nin”Kitab-ül-Fıkhı ale’l Mezhebi’l-Erbaa” sında bu mezhebin esaslarını en geniş şekilde açıklamaktadır. “El muğni”, “El İkna”, Bülüğul-Emani” adındeki eserler de Hanbeli fıkhı üzere yazılmıştır.
Bu mezheb, Şam ve Bağdad taraflarında çok yayılmıştı. Şimdi azalmıştır. Arabistan’da da mensubleri vardır.
Menkıbeleri ve methi;
Yahya bin Main şöyle demiştir;
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 8
11 Ocak 2009Hidro elektirik santralı (Nusaybin)
İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 8
Menkıbeleri ve methi;
Yahya bin Main şöyle demiştir;
-“Ahmed bin hanbel gibi bir zat daha görmedim. Elli sene onunla sohbet ettim. Kendinde bulunan üstünlüklerden hiç biriyle asla kendini methetmedi.”
Oğlu Abdullah (r.a.);
-“Babam her gece Kur’an-i kerimin yedi de birini okur, her yedi günde bir hatim ederdi. Yatsı namazını kıldıktan sonra biraz istirahat eder, sonra kalkıp sabaha kadar ibadet ve taâtla meşgül olurdu. Giydiği elbiseyi en ucuz kumaştan yaptırırdı. Çok kere az şey yer.” Ölecek olan kimse için, bunlar çok bile” derdi. Demiştir.”
İmâm-i Ahmed bin Hambel Hazretleri (r.a.) anlatır;
-“Bir gün, sahrada yalnız idim. Yolumu şaşırmıştım.Yolda bir köylü gördüm. Bir kenarda oturmuş idi.”
-“Gideyim ve ona yolu sorayım.” Dedim.
Gittim ve ona sordum. Bana;
-“Açım.” Dedi
-“Bir parça ekmeyim vardı Ona verdim.”
Bana gür bir sesle;
-“Ey Ahmed! Sen kim oluyorsun ki, Allah-u Teâlâ’nın evine (Beytullah’a) gidiyorsun! Allah-u Teâlâ (c.c.) oraya gitmene razı olmayınca elbette ki yolu şaşırırsın!” dedi
Bunu üzerine ben;
-“Ya Rabbi senin köşelerde, kenarlarda, sakladığın, halkın gözünden örttüğün böyle kulların da varmış.” Dedim.
O zat şöyle buyurdu;
-“Ne zanediyorsun Ahmed, ne zanediyorsun! Allah-u Teâlâ’nın öyle kulları vardır ki, eğer Allah-u Teâlâ’dan isteseler, bütün gökler ve yerler, onların hürmetine altın olur.”
-“O anda toprak ve dağlar altın olmuştu. Kendimdem geçtim ve düştüm.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 11
11 Ocak 2009Kalecek köyü (Kelehi) mevki-i Nusaybin
İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 11
Muhammed ibni Huşeyme (r.a.) der ki;
-“Vefatından sonra İmâm-i Hanbel (r.a.) i rü’yada gördüm.”
Ben;
“Nereye gidiyorsun?” dedim
İmâm-i Ahmed Bin Hanbel (r.a.);
-“Cennete gidyorum.”dedi.
Ben;
-“Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) sana ne muamele etti.?”
Cevabında buyurdu ki;
-“Allah-u Teâlâ beni mağfiret etti. Başıma bir tac giydirdi ve ‘Ey Ahmed! Kur’an-i kerime “mahluk” demediğim için, bu ni’metleri sana verdim.” Diye Buyurdu.
Muhammed bin Huzeyme (r.a.) şöyle anlatır;
-“Ahmed bin Hanbel (r.a.) ın vefat haberini iskenderiyye’de iken duydum. Çok üzülmüştüm.”
Rü’yamda; Ahmed bin Hanbel (r.a.) in salına salına yürüdüğünü görüp kendisine;
-“Ey İmâm; bu ne biçim yürüyüş böyle?” dedim.
Ahmed bin Hanbel (r.a.);
-“Dünyada Allah-u Teâlâ’nın dinine hizmet edenlerin, Cennetteki yürüyüşleri böyledir.” Buyurdu.
Ben;
-“Allah-u Teâlâ sana nasıl muamele etti?” diye sual ettim.
İmâm hazretleri;
-“Allah-u Teâlâ beni afetti. Başıma bir taç, ayağıma altından iki ayakkabı giydirdi.
Ve;
-“Ey Ahmed! Kur’an-i kerim benim kelâmımdır, diye inandığın için, bu iltifatlara kavuştun. Ey İmâm, Süfyan-i Sevri’den sana ulaşan dualar var, onlarla dünyada “dua” ettiğin gibi, şimdi de dua et. Dedi.
Bu emir üzerine;
-“Ey Alemlerin Rabbi olan Allahım, bizleri af ve mağfiret eyle. Bizlere sual sorma.” Diye dua ettim.
Bu dua’adan sonra;
-“Ey Ahmed! İşte cennet, gir oraya.” Buyurdu. Ve bende Cennete girdim.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 12
11 Ocak 2009Bor-e Veysike (Girincik köyü) Nusaybin
İmâm-i Ahmed bin Hambel (Radiyallah-u anh)- 12
Eserleri;
1-Müsned; 30 bin hadis-i şerifi içine almıştır. Matbudur.
2-Kitab-üs-Sünne,
3-Kitab-üz-Zühd.(Matbudur.)
4-Kitab-üs-Salat,
5-Kitab-ül-Vera’ ve’l-iman,
6-Kitab-ür-Reddi ale’l- Cehmiyye ve’z-Zenadıka. (Matbudur.)
7-Kitab-ül-Eşribe. (Matbudur.)
8-Kitab-ül-Mesail,
9-Cüz-fi us^l-üs-Sünne
10-Fadail-üs-Sahabe.(Matbudur.)
11-Er-Reddü a’lâ men-Tenâkua fi’l-Kur’an
12-Et-Tefsir
13-En-Nasih ve’l-Mensuh
14-Et-Tarih
15-Hadisu Şu’be
16-Mukaddem ve’l-Muahhar ei’l-Kur’an
17-Vucubat-ül kebir ve’seğir
18-Menasik-ül kebir ve’s-Sağir
19-El-Cerhu ve’t-Ta’dil
20-Kitab’ül-ilel ve Ma’rifet’ür-Rical (Matbudur)
Ahmed Bin Hanbel (r.a.) rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır;
-“İki kişi birbirleriyle sevişir de sonra araları açılırsa, bu ancak birisinin işlediği bir günah sebebiyle olur.”
-“Bile bile bir dirhem gümüş kıymetınde fâiz yemek, otuz zinadan daha çok günahtır.”
-“Kişinin günahları çoğaldığı zaman, günahlarına kefaret için, Allah-u Teâlâ onu geçim sıkıntısına düşürür.”
-“Faziletlerin en üstünü, sana gelmeyene gitmen, vermeyene vermen ve kötülük edene iyilik etmendir.”
Ömer (r.a.) den nakleder; Sa’d (r.a.) abdest alırken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) gördü;
-“Yâ Sa’d! Suyu niçin ısraf ediyorsun?” buyurdu.
-“Abdest alırken de ısraf olur mu? Dedik.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Büyük nehirde de olsa, abdeste fazla su kullanmak ısraf olur.” Buyurdu.
-“Rükü’ ile secde arasında belini ve sırtını doğrultmayan kimseye, kıyamet gününde Allah-u teâlâ bakmaz.”
-“İnsanların en fena hırsızı, namazında çalandır.” (Namazın rükü’ ve secdesini tam yapmayandır.)
-“Kıyamet günü Arş-ı A’zamın etrafında, bir takım insanlar için kürsüler kurulacaktır. Bunların yüzleri, ayın ondördü gibi parlayacaktır. İnsanlar feryad ederken, onlar feryad etmez. İnsanlar korkarken, onlar korkmazlar. Onlar korku ve kederleri olmayan, Allah’ın gerçek dostlarıdır.” Buyurdu.
Bunların kim oldukları sorulunca;
-“Onlar Allah için sevişenlerdir.” Buyurdu.
-“Kulun kalbini ıslah etmesi için, iyilerle beraber olması kadar faydalı bir şey yoktur. Yine kulun fasıklarla beraber olup onların işlerine dikkat ve nazar etmesi kadar zararlı bir şey yoktur.”
-“İhlas nedir?” sorusuna;
-“Amellerin afetlerinden kurtulmaktır.”
-“Tevekkül nedir?” sorusuna;
-“Rızkın Allah-u Teâlâ’dan olduğuna inanmaktır.” Cevabını verdi.
-“Zühd nedir?” sorusuna
-“Zühd üç türlüdür.”
-“Cahilin zühdü; haramları terk etmektir.”
-“Âlimlerin Zühdü; Helal olanların fazlasından sakınmaktır.”
-“Ariflerin zühdü; Allah-u Teâlâ’yı unutturan şeyleri terk etmektir.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Abdullah bin Abbas (Radiyallah-u Anhu)- 5
25 Nisan 2009Beyaz su yolu (Bavarne köyü) Nusaybin
Abdullah bin Abbas (Radiyallah-u Anhu)- 5
Abdullah ibn-i Abbas (r.a.) bir ders halkası vardı. İlim öğrenmek üzere çok kimse onun etrafında toplanmıştır. Derslerinde her ilim okutulurdu.
Tabiinden Ebû Salih (r.a.);
-“İbn-i Abbas (r.a.) in meclisi ile bütün Kureyş iftihar etse azdır.” Demiştir.
Onun derslerinde tefsir, hadis, fıkıh ilimlerinden başka lisan, şiir, edebiyat, tahrir gibi mevzuler işlenirdi.
Bütün bu mevzularda derin ilme sahipti. Kur’an-i Kerim’in tefsiri üzerinde ders verirken herkesi doyuracak şekilde izahlar yapardı.
Din hususunda sorulan her soruya geniş cevab verir, her mes’eleyi açıklardı.
Abdullah İbn-i Abbas (r.a.), çok âlim yetiştirmiştir. Ondan ilim öğrenen ve hadis-i şerif rivayet eden pekçok âlimden bir kısmı şunlardır.
Kendi oğulları Muhammed bin Abdullah, Ali bin Abdullah, kardeşlerinin oğulları Abdullah bin Ubeydullah, Abdullah bin Ma’bed, Abdullah bin Ömer, Şa’be bin Hakem, Merved bin Mahreme, Ebu’l Tufeyl, Ebû İmâme bin Sehl, Said bin Müseyyeb ve diğre âlimler (r.anhüm)
Abdullah İbn-i Abbas (r.a.) Peygamberimizden bizzat hadis-i şerif rivayet etmiştir.
Ayrıca babası Hazret-i Abbas (r.a.) tan, annesi (r.anha) inden, Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) den, Hazret-i Ömer (r.a.) den, Hazret-i Osman (r.a.) den, Hazret-i Ali (r.a.) den, Hazret-i Abdurrahman bin Avf (r.a.) den, Hazret-i Ebû Zer Gifari (r.a.) den ve diğer bir çok sahabiden hadis-i şerif rivayet etmiştir. Rivayetleri Kütüb’üs-Sittede (altı hadis kitabı) yer almaktadır.
Abdullah İbn-i Abbas (r.a.) 68. senesinde ömrünün son günlerinde 7-8 gün hasta yattıktan sonra vefat etti.
Cenaza namazını Hazret-i Ali (r.a.) nin oğlu Muhammed bin el-Hanifiyye (r.a.) kıldırdı.
Ve;
-“Bu gün bu Ümmetin en Rabbani âlimi vefat etti.” Buyurdu.
O’unu vefati Müslümanları çok üzdü.
Abdullah İbn-i Abbas (r.a.), güzel beyaz yüzlü, iri vucutlu bir zat idi. Sakalını kına ile boyardı. Çok ağlama sebebiyle yanaklarından göz yaşlarının bıraktığı izler görünürdü. Ömrünün sonuna doğru gözleri görmez olmuştu.
Bunun şu beyti söylemiştir;
-“Allah gözlerimden görme nurunu aldıysa,
Dilimde ve kalbimde o nur devam ediyor.”
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) den bizat işiterek rivayet ettiği bazı hadis-i şerifler şunlardır.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) şöyle buyurmuştur;
-“Kur’an-i Kerim’e saygı göstermek, E’uzü okuyarak başlamakla olur ve Kur’an-i kerim’in anahtarı besmeledir.”
Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu;
-“Allah-u teâlâ’nın size verdiği sayısız ni’metler için onu seviniz. Beni de Allah-u teâlâ’yı sevdiğiniz için seviniz.”
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) yine buyurdu;
-“Ümmetimden iki sınıf düzgün olursa bütün insanlar düzgün olur. Bunlar bozulursa insanlar da bozulur. Bu iki sınıf âmirler ve âlimlerdir.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Abbas (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Câbir bin Abdullah (Radiyallah-u anh)- 6
15 Temmuz 2009Okçular tepesinden Resulullah (s.a.v.) ın kaldığı mağara
Câbir bin Abdullah (Radiyallah-u anh)- 6
Resulullah (s.a.v.) sözlrini bitirdikten sonra kalkıp O’na biat ettik.
Câbir bin Abdullah (r.a.) Bizaat Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den işiterek rivayet ettiği hadis-i Şeriflerden bazıları şunlardır;
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;
-“Birinin evi önünde nehir olsa, hergün beş kere bu nehirde yıkansa üzerinde kir kalır mı?” diye sordu.
Eshab-i Kiram (r.anhüm);
-“Hayır Yâ Resulallah.” Dediler.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“İşte, beş vakit namazı kılanların da böyle küçük günahları affolunur.”
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;
-“Allah-u teâlâ benim ümmetime, Ramazan-i Şerif’de beş şey ihsan eder ki, bunları HİÇ BİR PEYGAMBER’E VERMEMİŞTİR.”
-“1-Ramazan’nının birince gecesi, Allah-u teâlâ mümlere rahmet eder. Rahmetle bakdığı kuluna hiç azab etmez.”
-“2-İftar zamanında, Oruçlunun ağız kokusu, Allah-u Teâlâ’ya, her kokudan daha güzel olur.”
-“3-Melekler, Ramazanın her gece ve gündüzünde, oruç tutanların afv olması için duâ eder.”
-“4-Allah-u Teâlâ, Oruç tutanlara, Ahiret’te vermek için, Ramazan-ı Şerif’de Cennet’de yer tayin eder.”
-“5-Ramazan-ı Şerif’in son günü, Oruç tutan mü’minlerin hepsini afv eder.” Buyurdu.
Medine’de Mescid’de dikili bir odun vardı. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) hutbe okurken, bu direğe dayanırdı. Mimber yapılınca, direğin yanına gitmedi. Odundan ağlama seslerini, bütün cemaat işittiler.
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Mimber’den inip direğe sarıldı. Ağlama sesi kesildi.;
-“Eğer sarılmasaydım benim ayrılığımdan kıyamete kadar ağlayacaktı.” Buyurdu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;
-“Paranız ile, önce kendi ihtiyaçlarınızı alın, artarsa çoluk çocuğunuzun ihtiyaçlarına sarf edin. Bundan da artarsa, akrabanıza yardım edin.” Buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Câbir bin Abdullah (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 4
17 Temmuz 2009Revda-i Mutahhara (Ba’b-ül Baki’ kapısı) Medine-i Münevvere
Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 4
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Hayır, Abdullah bin Selâm.” Buyurdu.
Ben de;
-“Evet, Abdullah bin Selâm, seni hak ile gönderen Zat’a yemin ederim ki, bugünden sonra başka bir ismimin olmasını istemem.” Dedim.
Bundan sonra Abdullah bin Selâm (r.a.) devam ederek;
-“Ya Resulullah! Yahudiler, insanı hayrete düşürecek kadar yalan söyleyen, asılsız isnad ve iftiralar eden, zalim bir millettir. Eğer sen benim seciye ve her halimi onlardan sorup öğrenmeden önce, onlar benim Müslüman olduğumu duyup öğrenirlerse, muhakkak sizin yanınızda bana, akla gelmeyen iftiralarda bulunur! Siz önce beni onlardan sorunuz.” Dedim.
Ve evin bir tarafına saklandım.
“O’nun peşinden bir gurup Yahudi ileri gelenleri içeri girdi.”
Bu esnâda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Yahudilere;
-“Aranızdaki Husayn bin Selâm nasıl bir adamdır?” diye sordu.
Yahudiler de;
-“O bizim en yüksek âlimimiz ve en büyük âlimimizin de oğludur! İbn-i Selâm BİZİM EN HAYIRLIMIZ VE EN HAYIRLIMIZIN DA OĞLUDUR.” Dediler.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Yahudilere;
-“Eğer O Müslüman olduysa siz buna ne dersiniz?” diye sordu.
Yahudiler;
-“Allah O’nu böyle bir şeyden korusun!” Diye karşılık verdiler.
O sırada Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) saklandığı yerden çıkıp;
-“Ey Yahudi topluluğu Allah’tan korkunuz! Size geleni kabul ediniz. Allah’a yemin ederim siz de bilirsiniz ki; O, elinizdeki Tevrat’ta isminin ve vasıflarının yazılı olduğunu gördüğünüz Allah’ın Resulü budur. Ben Şehadet ederim ki, Allah’tan başka İlah yoktur. Yine Şehadet ederim ki Muhammed (s.a.v.) O’nun kulu ve Resulü’dür.” Diyerek Onu tasdik etti.
Bunun üzerine Yahudiler;
-“O BİZİM EN KÖTÜMÜZDÜR VE EN KÖTÜMÜZÜN OĞLUDUR! Diyerek çeşitli kusurlar ve iftiralarda bulunarak, Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) ı kötülediler.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu