‘Hadis’ olarak etiketlenmiş yazılar

Mescid-i Nebi (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine-i Münevvere

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 5

Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.);

-“Zaten korktuğum bu idi Ya Resulüllah! Ben onların zalim, yalancı, kötülük yapan, iftiracı bir millet olduğunu size haber vermemiş miydim? İşte dediğim ortaya çıktı.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Yahudilere;

-“Birinci şehadetiniz bize kâfidir, ikincisi ise lüzumsuzdur.” Buyurdu.

Hazret-i Abdullah (r.a.) hemen evine döndü. Ailesini ve akrabalarını İslamiyet’e da’vet etti. Halası da dahil hepsi Müslüman oldular.

Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) ın İman etmesi Yahudileri çok kızdırdı. Bunun için kendisini sıkıştırmaya başladılar.

Hatta Yahudi Âlimlerden bazıları;

-“Araplardan Peygamberler çıkmaz, senin adamın hükümdardır.” Diyerek, Abdullah bin Selâm (r.a.) ı İslamiyet’ten vezgeçirmeye kalkıştılarsa da muvaffak olamadılar.

Kendisi ile birlikte Sa’lebe bin Sa’ye, Üseyd bin Sa’ye, Esed bin Ubeyd (r.anhüm) ve bazı Yahudiler SAMİMİ olarak Müslüman oldular.

Fakat bazı Yahudi âlimleri;

-“Muhammed (s.a.v.) e yalnız bizim şerlilerimiz inandı. Eğer, onlar hayırlılarımızdan olsalardı, atalarının dinini bırakmazlardı.” Dediler.

Bunun üzerine inen Ayet-i kerimelerde şöyle buyuruldu;

-“Onların (Ehl-i Kitabın) hepsi bir değildir. Ehl-i Kitabın içinde bir cemaat vardır ki, onlar gece vakilerinde secdeye kapanarak Allah’ın âyetlerini okurlar.” Âl-i İmrân; ayet 113.

-“Allah’a ve âhiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten vezgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarış yaparlar. İşte onlar Salihlerdendirler.” Âl-i İmrân; ayet 114.

Abdullah bin Selâm (r.a.) ın iman ettiğine ve faziletine Kur’an-i Kerim’in iki ayet-i kerimesinin şehadet ettiğini müfessirler ifade etmektedirler. Her iki ayet-i kerime’de de Allah-u Teâlâ O’nu müşriklere karşı şahit göstermektedir.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bab-üs-selam kapisi (Medine-i-munevvere)

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 6

Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) hakkında indiği bildirilen âyet-i kerim’e şudur;

-“Resulullah’ı inkâr edenlere de ki; (“Siz halinizi) düşündünüz mü? Eğer Kur’an Allah tarafından gönderilmiş olup da siz küfrettiyseniz (inanmayıp inkar ettiyseniz) ve İsrail oğullarından bir şahid Kur’an-i Kerim’i benzerine (Tevrat’a) göre (bu da Allah kelamıdır diye) Şehadet edip inandı da siz kibirlenerek istediyseniz (bu bir zulüm değil midir?) Allah ise zalimler topluluğuna asla hidayet etmez.”

Tefsir âlimlerine göre;

-“İsrail oğullarından bir şahit âyetinde Abdullah bin Selâm (r.a.) ın kastedildiği rivayet edilmektedir. Çünkü O kendi milletine; (-“Hazret-i Musa (a.s.) ya inen Tevrat’ı Allah Kelâmı olarak kabul edip de Hazret-i Muhammed (s.a.v.) i ve ona inen Kur’an-i Kerim’i İNKAR ETMEK zulümdür.) diyerek Müslüman olmuştur.

Abdullah bin Selâm (r.a.) Müslüman olunca, Kur’an-i Kerim’e dört elle sarıldı ve Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) i gölgesi gibi takip etmeye başladı.

Öyle oldu ki,

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) O’nun hakkında;

-“Cennetlik bir adama bakmak kimin hoşuna giderse, Abdullah bin Selâm’a baksın.” Buyurdu.

Hadis-i Şerif kitablarından Buhari (r.a.) ve Müslim (r.a.) de bildirildiğine göre de Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) ın Cennet’e gireceğini müjdelemiştir. Ancak Aşere-i mübeşşere (Cennetle müjdelenen ON KİŞİ) arasında sayılmamıştır.

Bu durumu bize Aşere-i mübeşşere’den olan Sa’d bin Ebi Vakkas (r.a.) haber vermiştir.

Abdullah bin Selâm (r.a.) anlattı;

-“Hazret-i Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında bir ruya görmüştüm ve Resulullah (s.a.v.) a arz etmiştim.”

Dedim ki;

-“Ey Allah’ın Resulü rüyam’da kendimi sanki bir bahçede gördüm. O bahçenin bir tarafında demirden bir direk vardı. Bu direğin bir ucu yerde, bir ucu gökte idi. Yukarısında da tutacak bir kulp, bir çember vardı.”

Bana;

-“Haydi bu direğe çık!” denildi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Arafat meydanı (Cebel’ür-Rahme) Mekke-i Mükerreme

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 8

-“……Melekler dediler ki;

-“Ya Rabbi, Arşten büyük bir şey yarattın mı?”

Allah-u Teâlâ (c.c.);

-“Evet Aklı yarattım.” Buyurdu.

Melekler;

-“Ya Rabbi! O NE KADAR BÜYÜKTÜR?” Diye sordular.

Allah-u Teâlâ (c.c.);

-“Kumların sayısını bilir misiniz?”

Melekler;

-“Hayır Ya Rabbi bilemeyiz.” Dediler.

Allah-u Teâlâ (c.c.);

-“İşte aklın büyüklüğünü bilemezsiniz. Ben aklı kum taneleri gibi sınıflara ayırdım. Kimine bir tane, kimine üç-dört tane, bazısına bir ferak, bazısına bir vesk (bunlar eskiden kullanılan ölçülerdir) bazılarına da daha fazla verilmiştir.”Buyurdu.

Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) hakikatten, ahlak ve ilim ile kendini süsleyen Cennetlik insanlardan idi. 18 (M. 639) da Suriye taraflarında ortaya çıkan veba hastalığına yakalanan Eshab-i Kiram (r.anhüm) den Muaz bin Cebel (r.a.) vefat edeceği sıralarda, başucunda ağlayan bir talebesine;

-“Niye ağlıyorsun?” diye sormuştu.

Karşılığında;

-“Ben dünya için ağlamiyorum. İlmi senden öğrenmekteydim, bunu kaybedeceğime üzülüyorum!” cevabını verince,

Muaz bin Cebel (r.a.);

-“İlim benim vefatımla kayıbolmaz. Benden sonra ilimi şu kişilerden öğren; İlmi Hazret-i Ömer (r.a.) den, Hazreti Osman (r.a.) den ve Hzret-i Ali (r.a.) den alınız! Eğer onları da kayıbederseniz, Ebü’d-Derdâ (r.a.) dan, Abdullah bin Mes’ûd (r.a.), Selman-i Farisi (r.a.) den ve Abdullah bin Selâm (r.a.) den alınız!” buyurdu.

Hazret-i Muâz bin Cebel (r.a.) in böyle söylemesinin sebebi; Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) ın Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) hayattayken, kendisinin yanından ayrılmayıp sık sık sorular sorarak ilmini derinleşmesidir.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hacer-ül Esved (Mekke-i Mükerreme)

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 9

Bir defasında Yahuıdiler Tevrat’taki recm âyetini Resulullah (s.a.v.) tan saklamaya çalıştılar. Fakat Abdullah bin Selâm (r.a.) bu ayeti bizzat Resulullah (s.a.v.) a bildirerek onların yalanlarını ortaya çıkardı.

Abdullah bin Selâm (r.a.) buyuruyor ki;

-“Medine’de bir takım Yahudi topluluğu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a gelerek, içlerinden bir erkek ile bir kadının zınâ ettiğini anlattılar.”

Ve;

-“Bunlara hangi hükmü ve cezayı verirsiniz?” dediler.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) de;

-“Siz recm cezası hakkında Tevrat’ta ne yazılmış olduğunu görüyorsunuz.” Diye sordu.

Onlar;

-“Biz zinâ edenleri herkese teşhir ederiz ve bunlar bir değnek ile de dövülürler.” Dediler.

Abdullah bin Selâm (r.a.) Yahudilere;

-“Siz yalan söyliyorsunuz! Tevrat’ta recm ayet-i vardır.” Dedi.

Bunun üzerine Tevratı getirip açtılar. Yahudilerden birisi elini recm ayetinin üzerine koyarak bundan önceki ve sonraki ayetleri okumağa başladı.

Abdullah bin Selâm (r.a.) ona;

-“Elini kaldır.” Dedi.

O da elini kaldırınca recm ayet-i göründü.

O zaman Yahudiler;

-“Ey Muhammed! (s.a.v.) Abdullah bin Selâm doğru söyledi, Tevrat’ta hakikatten recm ayet-i vardır.” Dediler.

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) da bunların (zina yapanların) recmedilmeleri (taşlanarak öldürülmeleri) hükmünü verdi.

Birgün Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.), Ka’b (r.a.) a şöyle bir soru sordu;

-“Âlimler ilmi öğrenip zihinlerine yerleştirdikten sonra onu oradan söküp atan nedir?”

Hazret-i Ka’b (r.a.);

-“Tama’ hırs ve ihtiyaç peşinden koşmaktır.” Dedi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

DSC06860   Fuad Yusufoğlu Fatimet-üz-Zehra Radiyallah-u Anha'nın hırkaları

Fatimat-üz-Zehra Radiyallah-u anha’nın hırkaları

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha);

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın Hazret-i Hadice-Tül Kübra (r.anha) dan olan dört kızından en çok sevdiği.

Hicretten 13 yıl evvel Mekke’de doğdu. Hicretin ikinci yılında Hazret-i Ali (r.a.) ile evlendirildi. O zaman Hazret-i Ali (r.a.) yirmibeş , Hazret-i Fatima (r.anha) da onsekiz yaşına gelmiş idi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın soyu YALNIZ Hazreti Fatima (r.anha) dan olan Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin (r.a.) le devam etti.

Hazret-i Fatima (r.anha) nın Hasan ve Hüseyin, Muhsin (r.anhüm) isminde üç oğlu ile iki kızı oldu. Muhsin (r.a.) küçük yaşta vefat etti.

Hazret-i Ali (Keremallahu vecheh), Hazret-i Fatima (r.anha), Hasan ve Hüseyin (r.anhüm)e EHL-İ BEYT veya (Âl-i Âbâ) denir.

Hazret-i Meryem (r.anha) den sonra, bütün kadınların EN ÜSTÜNÜDÜR. Aklı, zekası, hüsnü cemalı (güzelliği) zühdü (dünyaya düşkün olmaması), takvası (haramlardan kaçınması) ve güzel ahlakı ile BÜTÜN İNSANLARA ÇOK GÜZEL BİR ÖRNEKTİR.

Yüzü pek beyaz ve parlak olduğundan (ZEHRA) denildi. Zühd ve dünyadan kesilmekte EN İLERİ OLDUĞU içindir ki; (Betül), çok temiz demişlerdir. Ayet-i Kerim’e ve hadis-i şerifler ile MEDH OLUNDU.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın vefatından sonra güldüğü hiç görülmemiştir.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den sonra altı ay daha yaşayıp, onbirinci yılda Ramazan-ı şerif’in 3. günü vefat etti.

Hazret-i Fatima (r.anha) Resul-i Ekrem (s.a.v.) e Peygamberlik geldiği sene dünyaya teşrif etmişlerdir. En küçük kızları idi. Annesi Hadice (r.anha) Resulullah (s.a.v.) ın ilk zevcesidir. (hanımıdır)

Hazret-i Hadice (r.anha) çok zengin ve âlim, akıllı idi. Bütün malını Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a bağışladı. Yirmidört sene çok iyi hizmet etti. Hicretten üç yıl önce, altmışbeş yaşında Mekke’de vefat etti. İlk iman’a gelen HÜR KADINDIR.

Hazret-i Fatima (r.anha) annesi vefat ettiği zaman 10 yaşlarında idi. Allah-u Teâlâ Kur’an-i kerim’de Ehl-i beyt’e buyuruyor ki;

-“Allah-ü Teâlâ sizlerden ricsi yani her kusur ve kirleri gidermek istiyor ve sizi tam bir taharet ile temizlemek irâde ediyor.”

Eshab-i Kiram (r.anhüm) sordular.

-“Ya Resulullah! Ehl-i beyt kimlerdir?”

O esnada, İmâm-i Ali (r.a.) geldi

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Makbul Dua’lar

01 Ocak 2014

 

Zinciriyye Medresesi (Mardin)

Makbul Dua’lar;

-”Allahım! Bize imanı sevdir, kalplerimizi imanla süsle. Bize küfrü, itaatsizliği ve isyanı sevdirme, kerih göster, bizi doğru yolu bulunanlardan eyle.”

Hâkim (Deavât. No; 1868)

Kaynak;

(Diyanet İşleri Başkanlığı yayınevleri)

Devam edecek…

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri bu makbul dua’lar hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

 

Siyah su başı (Nusaybin)

Makbul dua’lar – 23

-“Rabbimiz! Hesap kurulacağı gün beni, anamı, babamı ve müminleri bağışla!”

İbrahim suresi; 14/41

(Kaynak)

(Diyanet İşleri Başkanlığı yayınevleri)

Devam edecek…

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri bu dua’lar hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Dıkke köprüsü (Nusaybin)

Makbul dua’lar – 32

-“Allahım!” Senden düzgün bir yaşantı, temiz bir ölüm ve rezil rüsva olmadan sana dönebilmeyi istiyorum.”

(İbn Ebû Şeybe, Duâ, 1 No;; 29134)

(Kaynak)

(Diyanet İşleri Başkanlığı yayınevleri)

Devam edecek…

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri bu dua’lar hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Dıkke Köprüsü (Nusaybin)

Makbul dua’lar – 33

-”Rabbimiz! Sadece sana dayanıp güvendik, sana yöneldik; dönüş de ancak sanadır.”

(Mümtehine, 60/4)

(Kaynak)

(Diyanet İşleri Başkanlığı yayınevleri)

Devam edecek…

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri bu dua’lar hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu