‘Hadis’ olarak etiketlenmiş yazılar
-Riyazus-Salihin 21: (Onuncu bölüm)
17 Ağustos 2008Çağ-Çağ barajı (Nusaybin)
Hadis 21 (Onuncu bölüm)
Kâ’b (r.a.) şöyle devam etti;
-“Allah’a yemin ederim ki, Cenabi hâk beni, İlam nimetine mazhar ettikten sonra Peygamber Aleyhis-selam huzurunda doğru söylemekliğimden, yalan söyleyip helak olanlar durumuna düşmemekliğimden daha büyük bir nimeti bana vermedi,
Vahiy nazil olduğu zaman da Allah-u Teâla, yalan söyleyenler hakkında, kimseye söylemediği ağır sözü söyledi.
Ve (c.c.) şöyle buyurdu
-“Onların yanlarına döndüğünüzde kendilerine ilişmemek için size Allah adı ile yemin ederler. Onlardan yüz çevirin. Zira onlar MURDARDIRLAR. Yaptıklarının cezası olmak üzere varacakları yer de Cehennemdir. Onlara razı olmanız için size yemin ederler. Lâkin, siz razı olsanız da Allah-u Teâla fâsık kavimden razı olmaz.”
Kâ’b (r.a.) sözlerini şöyle bitirdi:
-“Biz üçümüz o kimselerden geriye bırakılmıştık ki, onlar yemin ettiklerinde Peygamber Aleyhis-selam onların yeminlerini kabûl ve onlarla bîat ve onlar için istiğfar etti ve bizim işimizi geri bıraktı ve nihayet Allah-u Teâla bu hususta yukaride söylendiği veçhile hüküm verdi.”
-“Allah’ın zikrettiği bu ayrılıştan maksat, bizim gazâdan geri kalmaklığımız değil, belki Peygamber Aleyhis-selam’ın kendisine yemin edip îtizâr ettiklerine özürlerini kabul ettiği kimselerin işlerinde bizim işimizi ayırıp geriye bırakmasıdır.”
(Hadisi, Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.)
Diğer bir rivayette;
-“Peygamber Aleyhis-selam Tebük gazvesinde Perşembe günü çıktı. Yola Perşembe günü çıkmayı severdi.”
Başka bir rivayette de;
-“Ancak gündüzün, kuşluk vakti seferden evine dönerdi. Seferden döndüğünde ilk önce Mescid’e uğrar ve iki rek’at namaz kılar, sonra orada otururdu.” Denilmektedir.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
Riyazus-Salihin: Hadis – 22
02 Eylül 2008Sultan Ahmed cami-i (İstanbul)
HADİS – 22
22- وَعَنْ أبي نُجَيْد بِضَم النُّونِ وَفَتْح الْجيِمِ عِمْرانَ بْنِ الحُصيْنِ الخُزاعيِّ رَضِي اللَّهُ عَنْهُمَا أَنَّ امْرأَةً مِنْ جُهينةَ أَتَت رَسُولَ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم وَهِيَ حُبْلَى مِنَ الزِّنَا ، فقَالَتْ : يَا رسول الله أَصَبْتُ حَدّاً فأَقِمْهُ عَلَيَّ ، فَدَعَا نَبِيُّ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم وَليَّهَا فَقَالَ : أَحْسِنْ إِليْهَا ، فَإِذَا وَضَعَتْ فَأْتِنِي فَفَعَلَ فَأَمَرَ بِهَا نَبِيُّ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، فَشُدَّتْ عَلَيْهَا ثِيَابُها ، ثُمَّ أَمَرَ بِهَا فرُجِمتْ ، ثُمَّ صلَّى عَلَيْهَا . فَقَالَ لَهُ عُمَرُ : تُصَلِّي عَلَيْهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَقَدْ زَنَتْ ، قَالَ : لَقَدْ تَابَتْ تَوْبةً لَوْ قُسِمَتْ بَيْن سبْعِينَ مِنْ أَهْلِ المدِينَةِ لوسعتهُمْ وَهَلْ وَجَدْتَ أَفْضَلَ مِنْ أَنْ جَادَتْ بِنفْسهَا للَّهِ عَزَّ وجَل؟،» رواه مسلم .
HADİS-22:
Ebu Nüceyd İmran b. El Hüseyn el- Huzâi radiyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre; Zinadan gebe kalan, Cüheyne kabilesinden bir kadın Peygamber aleyhis-selama’a geldi ve;
-“Yâ Resûla’llah, haddi gerektiren iş yaptım, bana had icra et.” Dedi
Bunun üzerine Peygamber Alayhis-selam emir verdi. Kadının elbisesi sımsıkı iliklendi. Sonra Peygamber aleyhis-selam’ın emriyle kadın taşlandı. Peygamber Efendimiz Aleyhis-selam de namazını kıldı.
Bunun üzerine Ömer radiyallahu anhu;
-“Ya Resûla’llah bu kadına namaz kıldın, halbuki o zina etmişti.” Dedi,
Resûl-i Ekrem Sallallahu aleyhi ve selem şöyle cevab verdi;
-“O kadın öyle bir tevbe etmiştir ki, Medine halkından 70 kişiye taksim edilseydi, hepsine bol bol yeterdi. Allah için canını vermesinden daha hayırlısını biliyormusun?”
(Hadisi, Müslim rivayet etmiştir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin: Hadis- 23.
03 Eylül 2008Sultan Ahmed Cami-i (İstanbul)
Hadis:23-
23- وَعَنِ ابْنِ عَبَّاس وأنس بن مالك رَضِي الله عنْهُم أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ : « لَوْ أَنَّ لابْنِ آدَمَ وَادِياً مِنْ ذَهَبِ أَحَبَّ أَنْ يَكُونَ لَهُ وادِيانِ ، وَلَنْ يَمْلأَ فَاهُ إِلاَّ التُّرَابُ ، وَيَتُوب اللَّهُ عَلَى مَنْ تَابَ » مُتَّفَقٌ عَليْهِ .
HADİS: 23
İbni Abbas ve Enes b. Mâlik radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir;
-“Âdem oğlunun bir dere altunu olsa ikincisini ister. Onun ağzını topraktan başka bir şey doldurmaz. Allah (c.c.) tevbe edenin tevbesini kabûl eder.”
(Hadisi, Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
Riyazus-Salihin: Hadis- 24.
04 Eylül 2008Sultan Ahmed cami-i çıkışı (İstanbul)
Hadis:24
24- وَعَنْ أبي هريرة رَضِي اللَّهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ : « يَضْحكُ اللَّهُ سبْحَانُه وتَعَالَى إِلَى رَجُلَيْنِ يقْتُلُ أحدُهُمَا الآخَرَ يدْخُلاَنِ الجَنَّة ، يُقَاتِلُ هَذَا في سبيلِ اللَّهِ فيُقْتل ، ثُمَّ يَتُوبُ اللَّهُ عَلَى الْقَاتِلِ فَيسْلِمُ فيستشهدُ » مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ .
HADİS: 24
Ebû Hüreyre radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre, peygamber Aleyhis-selam şöyle buyurmuştur;
“Allahu Teâla, biri diğerini öldüren iki kişiden razı oldu; ikisi de Cennet’e girer. Bunlardan biri; Allah yolunda savaşırken diğeri tarafından şehid edilir. Katil olan diğeri de sonradan tevbe eder, Müslüman olur; o da Allah yolunda savaşırken şehid düşer.
(Hadisi, Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
Ayasofya Cami-i nın bir başka görünüşü (İstanbul)
باب الصبر-3
SABRIN FAZİLETİ HAKKINDA AYET VE HADİSLER:
قال اللَّه تعالى : { يا أيها الذين آمنوا اصبروا وصابروا } .
Allah-u Teâla şöyle buyuruyor:
-“Ey İman edenler! Sabrediniz ve sabırda düşmanları geçiniz.”
Al-i İmran Suresi Ayet:200
وقال تعالى : { ولنبلونكم بشيء مِنْ الخوف والجوع ونقص مِنْ الأموال والأنفس والثمرات، وبشر الصابرين } .
Allah-u Teâla şöyle buyuruyor:
Behemehal sizi, biraz korku, biraz açlık ve biraz mal, can ve mahsul eksikliği ile sınarız. Sabredenleri müjdele.”
وقال تعالى : { إنما يوفى الصابرون أجرهم بغير حساب } .
Allah-u Teâla şöyle buyuruyor:
-“Sabr edenlerin alacakları ecir, muhakkak hesabsızdır.”
Zümer Suresi Ayet 10
وقال تعالى: { ولمن صبر وغفر إن ذلك لمن عزم الأمور } .
Allah-u Teâla şöyle buyuruyor:
-“Her kim sabreder ve suç bağışlarsa, bu haraket arzu edilen en iyi işlerdendir.”
Şûrâ suresi Ayet: 43
وقال تعالى: { استعينوا بالصبر والصلاة إن اللَّه مع الصابرين } .
Allah-u teâla şöyle buyuruyor:
-“Sabr etmek ve namaz kılmak sûretiyle yardım dileyiniz. Muhakkak ki Allah sabr edenlerle beraberdır.”
Bakara suresi Ayet: 153.
وقال تعالى: { ولنبلونكم حتى نعلم المجاهدين مِنْكم والصابرين } .
Allah-u teâla şöyle buyuruyor: İçinizden mücâhede edenler, sabr gösterenler belli oluncaya kadar elbette sizi deneriz.”
Muhammed Suresi Ayet 31.
والآيات في الأمر بالصبر وبيان فضله كثيرة معروفة.
Sabrın emir ve fazîletini beyan eden âyetler çoktur ve hepsi de mâruftur.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
Riyazus-Salihin: Hadis – 25
06 Eylül 2008Çağ-Çağ deresi (BOR)-Nusaybin
Hadis 25:
25- وعن أبي مَالِكٍ الْحَارِثِ بْنِ عَاصِم الأشْعريِّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « الطُّهُورُ شَطْرُ الإِيمَان ، وَالْحَمْدُ للَّه تَمْلأَ الْميزانَ وسُبْحَانَ الله والحَمْدُ للَّه تَمْلآنِ أَوْ تَمْلأ مَا بَيْنَ السَّموَات وَالأَرْضِ وَالصَّلاَةِ نورٌ ، والصَّدَقَةُ بُرْهَانٌ ، وَالصَّبْرُ ضِيَاءٌ ، والْقُرْآنُ حُجَّةُ لَكَ أَوْ عَلَيْكَ . كُلُّ النَّاس يَغْدُو، فَبِائِعٌ نَفْسَهُ فمُعْتِقُها ، أَوْ مُوبِقُهَا» رواه مسلم .
Hadis 25:
Ebû Mâlik el Hâris b. Âsım el Eş’ari radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre, Peygamber aleyhis-selam şöyle buyurmuştur:
-“Arınmak imanın yarısıdır. El- Hamdü li’llâh sözü, mîzânı doldurur. Sübhânâ’llah ve’l Hamdü li’llah cümleleri de yerle gök arasını doldurulur. Namaz nûrdur. Sadaka bürhândır. Sabır, aydınlıktır. Kur’an senin lehine yâhud aleyhine hüccettir. Herkes sabahlayın işine, gücüne çıkar da kendisini satar; (İnsan iyilik peşinde koşarsa kendisini kurtarır, fenalık peşinde koşarsa kendisini helâk eder.) ya kazanır, ya kaybeder.
(Hadisi, Müslim rivayet etmiştir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
Riyazus-Salihin: Hadis- 26
07 Eylül 2008Geliye Şam’e mevki-i Navale (Nusaybin)
Hadis 26:
26- وَعَنْ أبي سَعيدٍ بْن مَالِك بْن سِنَانٍ الخُدْرِيِّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا أَنَّ نَاساً مِنَ الأنصَارِ سَأَلُوا رَسُولَ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فأَعْطاهُم ، ثُمَّ سَأَلُوهُ فَأَعْطَاهُمْ ، حَتَّى نَفِد مَا عِنْدَهُ ، فَقَالَ لَهُمْ حِينَ أَنَفَقَ كُلَّ شَيْءٍ بِيَدِهِ : « مَا يَكُنْ مِنْ خَيْرٍ فَلَنْ أدَّخِرَهُ عَنْكُمْ ، وَمَنْ يسْتعْفِفْ يُعِفَّهُ الله وَمَنْ يَسْتَغْنِ يُغْنِهِ اللَّهُ ، وَمَنْ يَتَصَبَّرْ يُصَبِّرْهُ اللَّهُ . وَمَا أُعْطِىَ أَحَدٌ عَطَاءً خَيْراً وَأَوْسَعَ مِنَ الصَّبْرِ » مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ .
Hadis 26:
Ebû Said Sa’d b. Malik, b. Sinan el-Hudri radiyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Ansâr’dan bir cemaat, Peygamber aleyhis-selam’dan mal istediler;
O da verdi. Tekrar istediler; yine verdi. Nihayet yanındeki mal biti. ELİNDEKİ OLAN HER ŞEYİ VERDİKTEN SONRA ONLARA ŞÖYLE BUYURDU;
-“Yanımda mal olaydı sizden esirgemezdim. Tese’ülden sakınmak isteyenleri Allah afif kılar. Halktan müstağnı olmak isteyenleri de Allah zengin eder. Bir kimse sabretmek isterse, Allah ona sabır verir. Hiç bir kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir şey verilmemiştir.”
(Hadisi, Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin: Hadis- 27
08 Eylül 2008Geliye Şam’e mevki-i Navale (Nusaybin)
Hadis 27:
27- وَعَنْ أبي يَحْيَى صُهَيْبِ بْنِ سِنَانٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ : قَالَ رَسُولُ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : «عَجَباً لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أَمْرَهُ كُلَّهُ لَهُ خَيْرٌ ، وَلَيْسَ ذَلِكَ لأِحَدٍ إِلاَّ للْمُؤْمِن : إِنْ أَصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَكَرَ فَكَانَ خَيْراً لَهُ ، وَإِنْ أَصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَكَانَ خيْراً لَهُ » رواه مسلم .
Hadis 27:
Ebu Yahyâ Suheyb b. Sinan radiyallahu- anh’ den rivayet edildiğine göre: Peygamber aleyhis-selam şöyle buyurdu, demiştir.
-“Mü’minin işi teaccübe şâyândır. Zira işinin hepsi onun için hayırlıdır. Bu meziyet yalnız mü’mine mahsustur. Zira o sevinirse şükreder. Bu ise onun için hayırdır. Başına bela gelirse sabreder. Bu da onun için hayırlıdır.”
(Hadisi, Müslim rivayet etmiştir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin: Hadis-28
10 Eylül 2008Kasyan ziyareti Navale (Nusaybin)
Hadis 28:
28- وعنْ أَنسٍ رضِيَ الله عنْهُ قَالَ : لمَّا ثقُلَ النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم جَعَلَ يتغشَّاهُ الكرْبُ فقَالتْ فاطِمَةُ رَضِيَ الله عنْهَا : واكَرْبَ أبَتَاهُ ، فَقَالَ : « ليْسَ عَلَى أبيك كرْبٌ بعْدَ اليَوْمِ » فلمَّا مَاتَ قالَتْ : يَا أبتَاهُ أَجَابَ ربّاً دعَاهُ ، يا أبتَاهُ جنَّةُ الفِرْدَوْسِ مأوَاهُ ، يَا أَبَتَاهُ إِلَى جبْريلَ نْنعَاهُ ، فلَمَّا دُفنَ قالتْ فاطِمَةُ رَضِيَ الله عَنهَا : أطَابتْ أنفسُكُمْ أَنْ تَحْثُوا عَلَى رسُول الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم التُّرابَ ؟ روَاهُ البُخاريُّ .
Hadis 28:
Enes bin Malik radiyallahu anh’den şöyle dediği rivayet olunmuştur:
Peygamber aleyhis selam’ın hastalığı ağırlaşıp da kendisini sıkıştırmaya başlayınca, Fatima radiyallahu anha:
-“Vah babacığım, sıkıntın ne kadar büyük.” Dedi.
Bunun üzerine Resül-i Ekrem sallallahu aleyhi ve selem:
-“Bu günden sonra artık baban için sıkıntı yoktur.” Buyurdu.
Peygamber aleyhis-selam ebediyete göçünce Hazreti Fatima (radiyallah-u anha);
-“Babacığım, Allah’ın davetine icâbet etti. Vah babacığım, varacağı yer FİRDEVS BAHÇESİDİR. Babacığım, derdimizi artık Cebrâil’e yanacağız.” Dedi.
Peygamber aleyhis-selam defn edilince de Hazret-i Fatima (Radiyallah-u anha);
-“Peygamber (aleyhis-selam) ın üzerine toprak atmağa gönlünüz nasıl râzı oldu?” dedi.
(Hadisi Buhari rivayet etmiştir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin: Hadis- 29
11 Eylül 2008Kasyan ziyareti Navale (Nusaybin)
Hadis 29:
29- وعنْ أبي زيْد أُسامَة بن زيد حَارثَةَ موْلَى رسُول الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم وحبَّهِ وابْنِ حبِّهِ رضـِيَ الله عنهُمَا ، قالَ : أَرْسلَتْ بنْتُ النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : إنَّ ابْنِي قَدِ احتُضِرَ فاشْهدْنَا ، فأَرسَلَ يقْرِئُ السَّلامَ ويَقُول : « إن للَّه مَا أَخَذَ ، ولهُ مَا أعْطَى ، وكُلُّ شَيْءٍ عِنْدَهُ بأجَلٍ مُسمَّى ، فلتصْبِر ولتحْتسبْ » فأرسَلَتْ إِليْهِ تُقْسمُ عَلَيْهِ ليأْتينَّها. فَقَامَ وَمَعَهُ سَعْدُ بْنُ عُبادَةَ، وَمُعَاذُ ابْنُ جَبَلٍ ، وَأُبَيُّ بْنَ كَعْبٍ ، وَزَيْدُ بْنِ ثاَبِتٍ ، وَرِجَالٌ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ ، فَرُفِعَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم الصبيُّ ، فأقعَدَهُ في حِجْرِهِ ونَفْسُهُ تَقعْقعُ ، فَفَاضتْ عَيْناهُ ، فقالَ سعْدٌ : يَا رسُولَ الله مَا هَذَا ؟ فقالَ: « هَذِهِ رَحْمةٌ جعلَهَا اللَّهُ تعَلَى في قُلُوبِ عِبَادِهِ » وفي روِايةٍ : « في قُلُوبِ منْ شَاءَ مِنْ عِبَادِهِ وَإِنَّمَا يَرْحَمُ اللَّهُ منْ عِبَادِهِ الرُّحَمَاءَ » مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ .
وَمَعْنَى « تَقَعْقَعُ » : تَتحَرَّكُ وتَضْطَربُ .
Hadids 29:
29- Harise oğlu Zeyd’in oğlu Üsame radiyallah-u anh’den rivayete göre, (ki Ebu Zeyd denmekle mâruftur ve Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in dostu ve azadlısının oğlu ve çok sevdiği bir zattır) Resûl-i Ekrem aleyhis selam’ın kızı babasına:
-“Oğlum ölmek üzeredir, bize kadar gelmenizi rica ederim, diye haber gönderdi. Resûl-i Ekrem aleyhis selam kızına selam gönderdi ve;
-“Veren de, alan da Allah’dır. O’NUN KATINDA, HER ŞEYİN VAKTİ MUAYYENDİR. Binâenaleyh sabır etsin ve Allah’dan ecir beklesin, buyurdu.
Bunun üzerine Peygamber efendimiz aleyhis-selam’ın kızı;
-“And veriyorum, behemehal gelsin,” diye babasına tekrar haber gönderdi.
Resûl-i Ekrem aleyhis-selam de yanında Sa’d b. Ubâde (r.a.), Muaz b. Cebel (r.a.), Übeyy b. Kâ’b (r.a.), Zeyd b. Sabit (r.a.) ve daha başkaları olduğu halde, kalkıp gitti.
Çocuğu Peygamber aleyhis-selam’a verdiler; onu önüne oturttu. Resûl-i Ekrem aleyhis-selam sık sık nefes almağa başladı ve gözlerine yaşlar doldu.
Bunun üzerine Sa’d (radiyallah-u anh):
-“Ya Resûla’llah, bu ne hal,” dedi
Resûl-i Ekrem aleyhis-selam;
-“Bu bir rahmettir ki, Allah-u Teâla (c.c.) onu kullarının kalblerine koymuştur.” Buyurdu.
Bir rivayete göre;
-“Dilediği kullarının kalblerine yerleştirir. Allah ancak merhametli kullarına rahmet eder.” Demiştir.
(Hadisi, Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ