‘Havf’ın fazileti’ olarak etiketlenmiş yazılar
Havf’ın Fazileti ve Mahiyeti
13 Temmuz 2008Girnavas Şelallesi -Uzaktan görünüş- (Nusaybin)
Bil ki;
Havf (Allah’tan korkmak) büyük makamlardandır. Fazileti, sebep ve neticelerine bağlıdır. Sebebi anlatılacağı gibi ilim ve marifettir. Bunun için Allah-u Teâla hazretleri (c.c.):
-“Allah’tan ancak, Âlim kulları korkar.” Fatır suresi Ayet 28.
Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve selem):
-“Hikmet ve ilmin başı Allah (c.c.) korkusudur.” Buyuruyor.
Neticesi ise, iffet, verâ ve takvadır. Bunların hepsi de saadetin anahtarıdır. Çünkü şehvet ve arzular terk edilmedikçe ve bu yolda sabredilmedikçe, saadet yolu bulunamaz.
Şehvet ve arzuları korku gibi hiç bir şey yakıp yok edemez. Bunun için Allah-u Teâla (c.c.) kendisinden korkanlar için hidayet, rahmet, ilim ve rızayı üç ayete topladı.
Ve:
-“Hidayet ve rahmet Allah için günahlardan kaçanlardır.”, “Allah’tan ancak âlim kullar korkar.” Fatır suresi Ayet: 28.
-“Allah onlardan razıdır, onlar da Allah’tan razıdır.”Beyyine suresi Ayet: 8.
Resulullah (Sallallahu aleyhive sellem) Buyurdu:
-“Allah-u Teala den korkandan her şey korkar. Allah’tan korkmayanı, her şey’le korkuturlar.”
Yahya bin Muâz (r.a.) buyuruyor:
-“Mü’minın günahı; korku, ceza ve rahmet ümidi arasında, iki aslan arasında kalmış tilki gibidir.”
Yine (a.s.v.) Buyurdu:
-“Zavallı insan, cehennemden fakirlik gibi korksaydı, cennete girerdi.”
Kendisine:
-“Kıyamette kim daha emindir?”dediklerinde
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;
-“Bugün daha çok korkandır.”
Aişe Validemiz (r.a.) buyurdu:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Kur’an-i Kerimde:
-“Yaparlar ve korkarlar.” Buyurulması ne içindir?
Ben:
-“Hırsızlık ve zina mıdır?” dedim.
Resulüllah (Sallalahu aleyhi vesellem):
-“Hayır, namaz kılarlar, oruç tutarlar ve kabul olmadı diye korkarlar demektir.” Mu’minun suresi ayet: 60.
Muhammed bin Münkedir (r.a.) ağladığı zaman, vucudunu gözyaşı ile siler ve:
-“Duydum ki, gözyaşı değen yeri cehennem ateşi yakmaz.”derdi.
Kimya-yı Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teâla Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Yalnız O’ndan korkup günah işlemeyen kullarından eylesin. AMİN….
Fuad Yusufoğlu
Havf’ın çeşitleri
13 Temmuz 2008Girnavas-Cintepesi- (Nusaybin)
Havf’ın çeşitleri:
Havf (korku), tehlike ve zararı görmekten doğar. Herkes kendine göre bir tehlike ile karşılaşır.
Bazısının ise, cehenneme götüren yol, gözünün önüne gelir.
Tevbe etmeden;
Öleceyinden, yahut yeniden günaha düşeceğinden, yahut kalbi kararacağından, gaflete düşeceğinden yahut adetler kendisini günaha işlemeye sürükleyeceğinden, yahut ni’metin çokluğu sebebi ile zevke dalıp ahireti unutacağından, yahut kıyamet günü kendisine şiddetli muamale edileceğinden, yahut bütün kusur ve kabahatlarını ortaya dökeceklerinden, kendisini rezil ve rüsva edeceklerinden korkar.
Veya hatırına gelen bir şeyin Allah-u Teâla (c.c.) tarafından görüldüğünden ve beğenilen bir işi olmadığından korkar.
Her birinin faydası, korktuğu ile meşgul olmaya götürmesidir. Kendisini günahlara düşürecek adetlerden korkan, kalbini temiz tutar.
Diğerleri de böyledir. Korkanlar üzerindeki en büyük korku, çoğunlukla, son nefeste imanla gidip gitmemek korkusudur. Bundan daha büyük korku, ezele ait korkudur. Acaba ezelde, saadetine mi, şekavatina mı hüküm olunmuştur?
Çünkü:
Son, önce olanın neticesidir. Asıl olan ezeldir, önce olandır.
Resulullah (Sallallahu aleyhive sellem): Minberde iken buyurdu:
-“Allah-u Teâla (c.c.) ın bir bir kitabı vardır. Cennetlik olanların adları ondadır.” sonra sağ elini kaldırıp,
-“Diğer bir kitabı daha vardır. Cehennemlik olanların isimleri, alametleri ve nesebleri ondadır.”
Sol elini kaldırıp;
Devam edecek….
Kimya-yı Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teâla hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri kendisinden korkan kullarından eylesin. AMİN…..
Fuad Yusufoğlu
Havf’ın çeşitleri- 2
13 Temmuz 2008Girnavas -cin tepesi- Şelalesi (Nusaybin)
Sol elini kaldırıp;
-“Bunların içindekiler. Artmaz ve azalmaz.” Buyurdu.
Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:
-“Cennetlik bir kimse, cehennemlik olanın yaptığını yapar, hatta herkes buda onlardandır der. Sonra Allah-u Teâla (c.c.) ölmeden önce onu, bir saat bile olsa o yoldan döndürür ve saadet yoluna getirir.”
Resulüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) yine buyurdu:
-“Öncelerin öncesindeki kaza-i ilahi’de said olan saiddır.
(kurtulmuştur.) Şakı olan da, ezeldeki kazada şakı olandır.”
Bu sebepten, sonrası için korkarlar. Demek ki, basiret sahiblerinin korkusu bu sebeple, akibetlerinin ne olacağındandır. Bu en yükseğidir. Tıpkı Allah-u Teâla (c.c.) dan Celal sıfatı sebebiyle korkmanın ; kendi günahından ötürü korkmaktan üstün olması gibidir. Çünkü o korku hiç gitmez. Günahı sebebiile Allah (c.c.) tan korkan, günah işlemekten vaz geçince niçin Allah (c.c.) tan korkayım diyebilir.
Velhasıl Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ı yaratılmadan önce en yüksek makama yükselten ve Ebu cahil’i de yine yaratılmadan önce ve hiç günah işlemediği halde yerin dibine batıran elbete Allah-u Teâla (c.c.) dır.
Böylece Resulüllah (a.s.v.) en yüksek derecede, ebu cahil ise en aşağı derecede yer almışlardır. HakTeâla (c.c.) böyle dilemiştir. Allah (c.c.) a itaat eden kimse Allah-u Teâla (c.c.) nın onda yarattığı cüz’i irade, ihtiyar ile ve verdiği kuvvetle itaat eder. İsyan eden de Allah-u Teâla (c.c.) nın onda yarattığı cüz’i irade ve kuvvet sebebiyle isyan eder.
Kulun İtaatı ve isyanı, saidlik ve şakiliği Allah (c.c.) ın kazasına racidir. Muhakkak ki; Halık Teâla (c.c.) dilediği gibi takdir ve istediği gibi hükmeder. Aklı başında olan her kul kendisi hakkındaki ezeli kaza ve kader hükmünün ne olduğunu düşünerek korkuyla titrer.
İnsan bu korkuyla emrolunmuştur. Onun ardında açıklanması caiz ve mümkün olmayan kaderin sırrı yatar.
Bunun için Davud (Aleyhis selam) a
-“Benden kükremiş arslandan korktuğun gibi kork.” Buyurdu.
Çünkü;
Arslan öldürürse, seni bir kabahatından dolayı öldürmez. Arslandakı fıtrat öyle hükümeder. Seni öldürmezse acımasından ve senin zavalılığından değil, sana kıymet vermediğindendir. Allah-u Teâla (c.c.) yı böyle düşünenin korkudan uzak olması mümkün değildir.
Kimya-yı Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teâla hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri kendisinden korkan kullarından eylesin. AMİN…..
Fuad Yusufoğlu
Havf’ın elde edilmesi
13 Temmuz 2008Girnavas şelalesi -Uzaktan- (Nusaybin)
Bil ki;
Din makamlarının birincisi yakin ve marifettir.
Marifet’ten korku,
Korkudan zühd, sabır, tevbe, sıdk, ihlas, zikre ve fikre devam doğar.
Bundan da üns ve muhabbet hasıl olur.
Muhabbet makamı, makamların sonudur. Rıza, tefzih (Her işi Allah’a bırakma) ve şevk zaten muhabbete bağlıdırlar.
Demek ki,
Kendini ve Rab bını bilmek demek olan ma’rifet ve yakinden sonraki Kimya-yı saadet Havf’tır. (korkudur) Onlardan sonra olanlar, onsuz olmazlar. Bu havf (korku) üç yolla elde edilir:
1-İlim ve ma’refetle: Kendini ve Allah-u Teala (c.c.) yı bilen zaruri olarak korkar.
Bunun için Resulllah (Sallallahu aleyhive sellem) buyurdu:
-“Musa (Aleyhis selam), Adem (Aleyhis selam) a delil gösterdi. Adem (aleyhisselam) de Musa (aleyhisselam) ya delil gösterdi.
Musa (Aleyhis selam) dedi ki:
-“Allah-u Teâla (c.c.) seni cennete koydu, sana şöyle ni’metler verdi. Niçin sözünü tutmadın da, kendini ve bizi tehlikede bıraktın?”
Adem (Aleyhis selam) cevabında:
-“O iş ezelde bana yazılmış idi. O’NUN HÜKMÜNE AYKIRI İŞ YAPAMAZDIM. “Deyip, musa (aleyhis selam) nın sözü Adem (aleyhis selam) ın elinde kesildi. Ve cevap vermedi.
Haberde geldi ki; Cebrail (aleyhis selam) ve Resulüllah (aleyhis selam) ağlıyordu.
-“Sizi emin ettiğim halde neden ağlıyorsunuz?” diye vahiy geldi.
-“Ya Rabbi, senin mekrinden emin değiliz.”dediler.
Allah-u Teâla (c.c.):
-“Böyle olunuz.” Buyurdu. Bu onların ma’rifetlerin olgunluğunu gösterir.
1-Marifetten aciz olunca, korkularının kendine geçmesi için, havf (korku) sahibleri ile sohbet etmektir. Gafil olanlardan uzak olmalıdır.
2-Böyle sohbet edecek insanları bulamaz sa – zira bu zamanda çok azaldılar- Onların hallerini dinlemeli, kitablarını okumalıdır. Bu sebeple Peygamberlerden ve evliyadan havf hakkında bazı hikayeler anlatalım.
Böylece biraz aklı olanlar, onların insanların en arifleri ve akıllıları olduğunu ve nasıl korktuklarını, başkalarının ise daha çok korkması gerektiğini bilirler.
Peygamberlerin ve Meleklerin hikayeleri:
İblis Mel’un olduğu zaman, Cebrail (a.s.) ve mikail (a.s.) daima ağlıyorlardı. Allah-u Teâla (c.c.) onlara vahiy gönderdi ve:
-“Niçin ağlıyorsunuz?” Buyurdu.
Devam edecek…..
Kimya-yı Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teâla hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri her zaman kendisinden korkan kullarından eylesin. AMİN………
Fuad Yusufoğlu