‘Hayat-üs Sahabe’ olarak etiketlenmiş yazılar

Asırlık Bir ağaç Navala Bünüsre (Nusaybin)

Abdullah bin Amr bin Âs (Radiyallah-u Anhu)- 4

Hazret-i Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.), bizzat Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) den işiterek Hadis-i Şerif rivayet ettiği gibi, bundan başka Hazret-i Ömer (r.a.) den, Abdurrahman bin Avf (r.a.) dan, Muaz bin Cebel (r.a.) den, Ebû Derda (r.a.) den, Suraka bin Mâlik bin Ca’şem (r.a.) den ve daha bir çok Eshab-i Kiramlardan Hadis-i şerif rivayet etmiştir.

Kendisinde de, Enes bin Malik, Ebû Umâme, Sehl İbn-i Hanif, Abdullah bin Haris bin Nevfel, Mesruk bin Ecda, Said bin Müseyyeb, Cübeyr bin Nüfeyr, Sabit bin İyâd el-Ahnef, Hayseme bin Abdurrahman el Ca’fi, Humeyd bin Abdurrahman bin Avf, Zir bin Hubeyş, Salim bin Ebi’l Cad, Ebûl Abbas es-Saib bin Funuh, Oğlu Muhammed bin Abdullah bin Amr bin Âs,Tavus Keysan, Amir bin Şerahil Şa’bi, Abdullah bin Rebah el-Ensari İbni Ebi Müleyka, Urve bin Zübeyr, Ebû Abdurrahman el-Habli, Abdurrahman bin Cübeyr, Ata bin Yaser, İkrime, Amr bin Üveys es-Sekafi, Mücahid binCebr, Ebû’l Hayr Mürsed bin Abdullah el-Yezeni, Ebû Kebeşe es-Selûli, Yakub İbn-i Asım bin Urve bin Msud es-Sekafi, Ebû Zur’a bin Amr bin Cerir, Ebû Seleme bin Abdurrahman, Ebû’s-Zübeyr el Mekki, Amr bin Dinar (R.anhüm) ve daha birçok âlim hadis-i şerif rivayetinde bulunmuştur.

Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın rivayet ettiği Hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır;

Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın rivayet’le Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurmuşlardır ki;

-“İlmin azalması, âlimlerin azalması ile olur. cahil din adamları,  kendi görüşleri ile fetva vererek fitne çıkarırlar. İnsanları doğru yoldan saptırırlar.”

Yine Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın rivayet’le Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurmuşlardır ki;

-“Dünyada adaleti gözetenler, kıyamette, böyle davranmalarının mükafatı olarak inciden minber üzrinde oturturlar.”

Yine Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın rivayet’le Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“İnsanlara merhamet edene, Allah-u Teâlâ merhamet eder.”

Yine Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın rivayet’le Resul-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) buyumuşlardır ki;

-“Cebrail bana komşu haklarından o kadar çok bahsetti ki, komşunun komşuya mirasçı olacağını zanettim.”

Yine Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın rivayet’le Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurmuşlardır ki;

-“Kalbinde kibrin zerresi bulunan, Cennete giremez.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a;

-“Amellerin en efdali hangisidir?” diye soruldu

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Fakirlere yemek yedirmek, tanıdığına ve tanımadığına selâm vermektir.”

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Amr bin Âs (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ Barajı (İlkbahar mevsimi) Nusaybin

Abdullah bin Amr bin Âs (Radiyallah-u Anhu)- 5

Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın rivayet’le Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurmuşlardır ki;

-“Cemâatle namaz kılmak için yola çıkan kimsenin, attığı her adımda bir günah silinir ve amel defterine bir sevab yazılır.”

Yine Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın rivayet’le Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurmuşlardır ki;

-“Allah’a ve ahret gününe imân eden, misfairine ikram etsin. Allah’a ve ahret gününe inanan, komşusuna hürmet etsin. Allah’a ve ahret gününe imân eden, hayrı söylesin, yahut sussun.”

Yine Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın rivayet’le Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem buyurmuşlardır ki;

-“Sadakanın en faziletlisi, iki dargın kimsenin arasını bulmaktır.”

Yine Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın rivayet’le Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurmuşlardır ki;

-“Dört sıfata sahip olduktan sonra dünyadan başka bir şey kazanmadığına ehemmiyet verme! Bunlar; Emaneti muhafaza etmek, sözün doğrusunu söylemek, güzel huylu olmak, afif olmak.”

Yine Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın rivayet’le Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurmuşlardır ki;

-“Küçüğümüze acımayan, büyüğümüze hürmet etmeyen bizden değildir.”

Birisi Resul-i Ekrem (s.a.v.) e geldi ve;

-“Sana bi’at için geldim. Geride ana ve babamı ağlar bıraktım.”

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) ona;

-“Geri dön, onları ağlattığın gibi güldür.” Buyurmuş ve bi’atını kabul etmemişti.

Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) çok ibadet yapardı. Bütün hayatını ibadet etmeye vakfetmişti. Zühd ve takvası çoktu. Hatta bu hali sebebiyle evlendiği zaman, günlerce hanımının yanına varmadı. Babası Amr bin Âs (r.a.) bu durumu Resulullah (s.a.v.) a arz ederek, evlilikten de nasibini almasını istemişti.

O kadar ibadet yapma arzusu vardı ki, hayatta bulundukça her gün oruç tutmak ve her gece namaz kılmak üzere Allah’a yemin ederek nezirde (adakta) bulundu. O’nun bu halini Resulullah Efrendimiz (s.a.v.) e haber verdiklerinde;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) O’na;

-“Ey Abdullah! Her gün Oruç tuttuğunu, bütün gece namaz kıldığın bana haber verilmedi mi sanırsın!” buyurdu.

O’da;

-“Evet Ya Resulullah! Öyledir.” Dedi.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Amr bin Âs (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ barajı (İlkbahar mevsimi) Nusaybin

Abdullah bin Amr bin Âs (Radiyallah-u Anhu)- 6

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) O’na;

-“Ey Abdullah! Her gün Oruç tuttuğunu, bütün gece namaz kıldığın bana haber verilmedi mi sanırsın!” buyurdu.

O’da;

-“Evet Ya Resulullah! Öyledir.” Dedi.

Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem);

-“Böyle yapma! Bazı günlerde oruç tut, bazı günlerde iftar et, oruç tutma! Gecenin bir kısmında uyu, bir kısmında da namaz kıl! Çünkü şu bedeninin senin üzerinde hakkı vardır; gözünün de bir hakkı vardır, hanımının bir hakkı vardır, komşunun da bir hakkı vardır. Binâenaleyh, bu hakların hepsini yerine getirerek, her ayda üç gün oruç tutmak sana kafidir. Her yapılan iyiliğe ve hayır ve ibadete karşılık olarak on misli sevap ve mükafat verileceğine göre, her ayın üç gün orucu, bütün sene orucu demektir.” Buyurdu.

Hazret-i Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.);

-“Ya Resulallah! Ben bundan daha fazla ibadet etmek için kendimde kuvvet buluyorum.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Öğle ise Davud Aleyhisselam’ın orucu gibi oruç tut , fazla tutma!” buyurdu.

İbn-i Amr bin Âs (r.a.);

-“Davud Aleyhisselamın orucu ne kadardır?” diye sordu.

Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) buyurdu ki;

-“En makbul oruç, Kardeşim Davud Aleyhisselam’ın orucudur. Bir gün yer, bir gün oruç tutardı.”

Bu konuda birkaç rivayet bildirilmektedir.

Allah-u teâlâ’ya yemin ederek adak verdiği için ömrünün sonuna kadar böyle ibadet yapmıştır.

Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ihtiyarlayıp da, eskisi gibi ibadet yapmaya vucudunda kudret kalmayınca;

-“Keşke, Resulullah (s.a.v.) ın bahşettiği müsaade’yi kabul etmiş olsaydım,” Demiştir.

Resul-i Ekrem efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) evlilik hayatında hanımına karşı vazifelerini eksiksiz yerine getirmesini emretti. Hazret-i Abdullah (r.a.) da, yaşadığı müdeetçe, Resul-i Ekrem (s.a.v.) in emrine uygun haraket etmiştir.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Amr bin Âs (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ Barajı (İlkbahar mevsimi) Nusaybin

Abdullah bin Amr bin Âs (Radiyallah-u Anhu)- 7

Hazret-i Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın hikmetli sözleri çoktur;

Buyurdular ki;

-“Bir kadının varlıklı zamanında kocasının yüzüne gülmesi, fakat yokluğu zamanında ona hiyanette bulunması, cehennemlik olduğunun alametidir.”

Kendisine;

-“Ölünce mü’minlerin ruhları nerededir?” diye sorulduğunda,

Buyurdu ki;

-“Arşın gölgesinde, beyaz kuşların kursağında asılıdır. Kafirlerin ruhları da yedi kat yer’in dibindedir.”

Bir gün kendisine;

-“Şerrin en fenası ve hayrın en iyisi hangisidir?” dediler.

Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) buyurdular ki;

-“Hayrın en iyisi doğru söz, kötülüğü düşünmeyen kalb ve itaat eden hanımdır. Şerlerin de en fenası yalan söz, Fena kalb ve itaat etmeyen hanımdır.”

Hazret-i Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.), Resulullah (s.a.v.) ın mübarek ağızlarından işiterek topladığı hadis-i şerif mecmuasına, son derece titizlik gösterirdi.

İmâm-i Mücahid (r.a.) diyor ki;

-“Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın elinde bulunan kitaplarından herhangi birine bakmak istesek, Mani olmazdı. Fakat bu Hadis-i şerif mecmualarından birini okumak istediğimiz zaman, O’na son derece itina gösterir.”

Ve bize;

-“Ben, bunu Bizzat Resul-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) mübarek ağzından işiterek topladım. O’nu bütün dünyaya değişmem.”Derdi.

Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) ın rivayet ettiği hadis-i Şerif’lerin sayısı 700 civarındadır. Bunlardan 17 tanesi, Sahih-i Buhari (r.a.) ve Sahih-i Müslim (r.a.) de müşterek olarak nakledilmektedir.

Ayrıca İmâm-i Buhari (r.a.) bunlardan 8 tanesini, İmâm-i Müslim (r.a.) de 20 tanesini ayrı ayrı nakletmektedirler. İmâm-i Ahmed bin Hanbel (r.a.) “Müsned’inde” O’ndan çok Hadis-i Şerif rivayet etmektedir.

Kendisinden ilim öğrenmek için çok uzak yerlerden gelirlerdi. Ders halkaları son derece genişti. Hadis-i Şerif tahsili için, uzak ve yakın yerlerden gelenler, derslerine devam ederler ve O’ndan ayrılmazlardı.

O’nun etrafında kurulan ilim meclisinde, ilimde ve fazilette yüksek kimseler toplanıyordu.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Amr bin Âs (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Naval reş yolu  GİDİŞ  (Nusaybin)

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu);

Eshab-ı Kiram meşhurlarından. İslam’a gelenlerin altıncısıdır. Genç iken İman etti. Kur’an-i Kerim ve Hadis-i şerif ezberledi. İki kere Habeşistan’a ve Medine’ye hicret etti. Bütün gazâlarda ve Yermük muharebesinde bulundu. Cennetle müjdelendi.

Babası Mes’ud, annesi Ümmü Abdullah olup, Sahabeiyye (r.anha) dir. ‘İbn-i Mes’ud ve İbni Ümmi Abd’ isimleriyle meşhurdur.

Künyesi Ebû Abdurrahman veya (Ebû Abdullah) dır. Kısa boylu, hafif esmer, ince ve zayıf bir bünyeye sahipti.

Abdullah İbn-i Mes’ud (r.a.), Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in has müşaviri, ve hizmetçisi olup, her zaman Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in huzurunda hatta evine girmeye izin verilmiş, Eshabın seçilmişlerinden idi. Her zaman Resulullah (s.a.v.) in yanında bulunarak Kur’an-i Kerimi iyi öğrendiği gibi pek çok Hadis-i Şerif de dinlemiş ve ezberlemiştir.

İbn-i Mes’ud (r.a.) gençliğinde fakir idi. Bundan dolayı Ukbe bin Ebi Huayf’ın koyunlarını güderdi. Bir gün koyun güderken Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) ve Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) ile karşılaştı.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Ey genç, içmemiz için sütün var mı?” diye sordular.

Olmadığı cevabını alınca;

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) hiç yavrulamamış bir koyunun memesini mübarek elleri ile sıvazladı ve bir duâ okudu. Koyunun memeleri derhal süt ile doldu.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) derince bir toprak çanak getirdi. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) onun içerisine süt sağdı. Kendisi içti, sonra Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) içti, sonra İbn-i Mes’ud (r.a.) içti.

Sonra Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Çekil, büzül. Buyurdular.

Koyunun memeleri büzüldü, eski halini aldı.

Bundan sonra Abdullah bin Mes’ud (r.a.) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) in yanına geldi;

-“Ya Muhammed o söylediğin sözden bana da öğretir misin?” dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) İbn-i Mes’ud (r.a.) un başını sıvazladı

Ve;

-“Allah-u teâlâ sana rahmet eylesin. Sen (hakkı) öğrenebilecek bir çocuksun.” Buyurdu.

Abdullah bin Mes’ud (r.a.) hemen orada Müslüman oldu. Böylece altıncı müslüman olarak iman etmiş ve ‘Sâbikûn-el evvelin’ (ilk Müslüman olanlardan) olmuştur.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Navala reş yolu GİDİŞ (Nusaybin)

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 2

Mekke’de ilk defa ve açıkça herkesin önünde Kur’an-i Kerim okuyan Sahabi Abdullah bin Mes’ud (r.a.) dur.

Eshab-i Kiram (r.anhüm) bir gün tenha bir yerde toplanmıştı;

-“Vallahi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) den başka şu Kureyş’e Kur’an-i Kerimi açıktan dinletebilen bir kimse olmadı. Sizden kim gider de onlara açıktan Kur’an-i Kerim okuyup dinletebilir.” Dediler.

Abdullah bin Mes’ud (r.a.);

-“Ben dinletirim!” buyurdu.

Eshab-i Kiram (r.anhüm);

-“Biz onların sana zarar vermelerinden korkarız. Biz öyle bir kimse istiyoruz ki icab ettiği (gerektiği) zaman kendini müşriklerden koruyabilecek bir kavmi ve kabilesi bulunsun.” Dediler.

İbn-i Mes’ud (r.a.);

-“Bırakın gideyim; Allah-u Teâlâ beni onlardan muhafaza eder.” Buyurdu.

Ertesi gün kuşluk vakti Makam-ı İbrahim’e vardı. Müşrikler de orada toplanmış bulunuyorlardı. İbn-i Mes’ud (r.a.) ayakta besmele-i Şerife çekti ve;

-“Errahmânü allemel Kur’ane…” diyerek Rahman suresini okumaya başladı.

Müşrikler birbirlerine;

-“Ümmü abd’in oğlu ne söyliyor. Herhalde Muhammed (Sallallahu aleyhi ve selem) in getirdiği şeyleri okuyor.” Diyerek üzerine yürüdüler.

Yumruk, tekme ve tokatlarla yüzünü, gözünü her taraflarını morartarak beliriz hale getirdiler.

Fakat o tokat ve yumruklar altında okumaya devam etti. Yüzü, gözü, yara bere içerisinde eshab (r.anhüm) ın yanına döndü.

Eshab-i Kiram (R.amhüm) buna çok üzüldüler.

-“Zaten biz senin bu akibete uğrayacağından korkmuştuk. Nihayet korktuğumuz başına geldi.” Dediler.

Fakat Abdullah bin Mes’ud (r.a.) hiç üzgün değildi;

-“Allah düşanlarını ben bugünkü kadar zayıf görmedim. İsterseniz yarın sabah onlara bir o kadar daha dinletebilirim.” Buyurdu.

Eshab-i Kiram (r.anhüm);

-“Hayır, sana bu kadar yeter. O azılı kafirlere hoşlanmadıkları şeyi dinlettin.” Dediler.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Navala reş yolu DÖNÜŞ (Nusaybin)

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 3

İbn-i Mes’ud (r.a.) bundan sonra da defalarca Kur’an-i Kerim okumuş, müşriklere dinletmiştir. Kalem sûresini ilk defa sesli olarak okuyan yine İbn-i Mes’ud (r.a.) dur.

Müşrikler O’nu kızgın kumlara yatırmışlar, işkenceler yapmışlardır. Fakat o bundan vazgeçmedi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in izni ile ilk defa Habeşistan’a hicret etti. Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in Medine-i Münevvere’ye hicret etmesiyle O da Habeşistan’dan Medine-i Münevvere’ye hicret etmiştir.

Medine’de Önce Muaz bin Cebel (r.a.) e misfair olmuş, daha sonra Mescid-i Nebevi’nın yanında kendisi için küçük bir ev yapılmış, orada ikamet etmiştir.

Kendisini Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a adayan Hazret-i Abdullah bin Mes’ud (r.a.) evinin Mescid-i nebi’ye çok yakın olması sebebiyle sık sık Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın hizmetlerine ve sohbetine koşardı.

İbn-i Mes’ud (r.a.) u tanımayan O’nu Resulullah (s.a.v.) ın ailesinin bir ferdi zanederlerdi.

Abdullah bin Mes’ud (r.a.) kendi cüssesinden umulmayacak kahramanlıklar göstermiş ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın katıldığı bütün gazâlara katılmıştır. Bedir gazâsında küfrü ve İmansızlığı Firavun’dan daha şiddetli olan Ebû Cehil’i öldürmüştür.

Muaz bin Afra ile Muaz bin Amr bin Cemûh (r.anhüm) yaralanmış olan Ebû Cehil’i kımıldamayacak bir hale gelinceye kadar kılıç vurdular.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) e gelip Ebû Cehil’i öldürdüklerini söylediler.

Biraz sonra Peygambrimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Acaba Ebû Cehil ne yaptı, ne oldu? Kim gidip bir bakar.” Buyurarak ölüler arasında onun araştırılmasını emretti.

Aradılar bulamadılar.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Arayınız, O’nun hakkında sözüm var. Eğer onu tanıyamazsanız dizindeki yara izine bakınız. Bir gün ben ve o Abdullah bin Cûda’nın ziyafetinde idik. İkimiz de gençtik. Ben ondan biraz büyükçe idim. Sıkışınca onu itim. Dizleri üzerine düştü. Dizlerinin birisi yaralandı ve bu yaranın izi dizinden kayıbolmadı.” Buyurdu.

Bunun üzerine Abdullah bin Mes’ud (r.a.) Ebû Cehil’i aramağa gitti. O’nu yaralı olarak buldu ve tanıdı

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Navala reş yolu DÖNÜŞ (Nusaybin)

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 4

-“Ebû Cehil sen misin?” dedi.

Boynuna ayağını bastı. Sakalından tutup çekti ve;

-“Ey Allah’ın düşmanı Allah-u Teâlâ nihayet seni hor ve hakir etti mi?” dedi.

Ebû Cehil;

Ne diye beni hor ve hakir edecek. Ey koyun çobanı. Allah seni hor ve hakir etsin. Sen çıkılması pek sarp bir yere çıkmışsın. Sen bana bugün zafer ve galebenin hangi tarafta olduğunu haber ver.” Dedi.

İbn-i Mes’ud (r.a.);

-“Zafer Allah ve Resulu (s.a.v.) nün tarafındadır.” Dedi.

Ebû Cehil’in miğferini kafasından çıkarırken;

-“Ey Ebû Cehil seni öldüreceğim.” Dedi.

Ebû Cehil;

-“Sen kavminin ulusunu öldürenlerin ilki değilsin. Fakat doğrusu senin beni öldürmen bana çok ağır geldi. Hiç olmasa boynumu göğsüme yakın kes de başım heybetli görünsün.” Diyerek

Küfrünün, gurur ve kibirinin ne dereceye çıkmış olduğunu gösterdi.

İbn-i Mes’ud (r.a.) Ebû cehil’in başını kendi kılıcıyla kesemeyince, Ebu Cehil’in kılıcıyla, kesti ve silahını, zırhını, miğferini, başını getirip Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) önüne koydu.

-“Ya Resulallah! Bu Allah-ü Teâlâ’nın düşmanı Ebû Cehil’in başıdır.” Dedi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“O Allah ki O’ndan başka ilah yoktur.” Buyurdu.

Sonra kalkıp İbn-i Mes’ud (r.a.) ile birlikte Ebû cehil’in ölüsünün yanına kadar gitti.

Onun üzerine dikildi ve;

-“Allah-u Teâlâ’ya Hamd olsun ki seni zelil ve hakir kıldı. Ey Allah’ın düşmanı. Bu, bu ümettimin Firavun’u idi.” Buyurdu.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Navala Reş yolu DÖNÜŞ (Nusaybin)

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 5

Abdullah bin mes’ud (r.a.) diğer, Uhud, Hendek gibi gezvelerde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ile birlikte bulundu.

Abdullah İbn-i Mes’ud (r.a) her gazâda şehid olmak gayretiyle harb eden eshab’dan idi. Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in vefatından sonra Resulullah (s.a.v.) ın firak (ayrılık) ve hicran acısından insanlardan uzaklaşmış ve inzivaye (yalnızlığa) çekilmiş idi.

Hazret-i Ömer (r.a.) zamanında yeniden başlayan fetihler ile İslam mücahidleri safına katılmış 15 (M. 636) sensinde Şam taraflarında bulunmuş, bilhassa Yermük Gazâsında harikulâde cesaret gösterek harbin zaferle neticelenmesine çalışmıştır.

Hicretin 20’nci (M. 651) yılında Kûfe kadılığına tayin olundu. Orada hazine muhafızlığı da yaptı.

Hazret-i Ömer (r.a.) kufe halkına yazdığı mektubta;

-“Ben size Ammar İbn-i Yasir (r.a.) i emir (Vali) ve Abdullah ibn-i Mes’ud (r.a.) u muallim ve vezir olarak, gönderdim. Bunlar Eshab-i Bedir’den’dir. Siz onlara iktida edin (uyun) ve sözlerine itaat edin. İbn-i Mes’ud (r.a.) u alıkoymayarak; sizi kendime tercih ettim. Demiştir.

İbn-i Mes’ud (r.a.) üzerine aldığı vazifeyi son derece liyakat ve ehliyet ile ifa etti. Bu kadılığı sırasında zuhur eden bir çok hadiselere fetva vermiş, ictihar buyurmuştur.

İbn-i Mes’ud (r.a.) Hazret-i Osman zamanında hem kadılık hem de Beyt-ül mal eminliği (hazinedarlık) yaptı.

O zaman İran’lı’larla, Türkistan’lı’larla ve Bizans’lı’larla çrpışan bütün İslâm askerlerinin her türlü ihtiyaçları Kufe’den tedarik edilirdi.

İbn-i Mes’ud (r.a.) bütün bunların ihtiyaçlarını gayet güzel bir şekilde idare ve temin etmiş, zekasının, teşkilat kurmaktaki kuvvetini ve idarecilikteki istidadını ortaya koymuştur.

Hazret-i Osman (r.a.) zamanının ikinci yarısında Kufe’de fitne yayılınca vazifeden alındı Hazret-i Osman (r.a.) zamanında Hicaz’a döndü.

Ebû Zer (r.a.) zahid (dünyadan uzak) bir hayat yaşadığından Medine’de refah artınca, Medine’yi terk etmiş, Rebeze’de ikamet etmişti. Ağır hastalanmış vefatı yaklaşmıştı. Mübarek hanımı diğer bir rivayet’le de kızı yanında ağlıyordu.

Ebû Zer (r.a.), niçin ağladığını sorduğunda;

-“Ağlıyorum, çünkü bir faidem dokunmadıktan başka, ölürsen seni kefenleyecek bir şeyim de yok.” Dedi.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Navala Reş yolu DÖNÜŞ (Nusaybin)

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 6

Bu cevap karşısında Ebû Zer (r.a.) üzülmemesini, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in kendisinin yalnız öleceğini ve bir kısım mü’minlerin gelip cenazesini kaldıracaklarını haber verdiğini söyleyip,

Hanımına;

-“Sen kalk, yola bak dediğimin doğru olduğunu göreceksin.” Dedi.

Ebû Zer (r.a.) in hanımı buna pek inanmadı. Çünkü bulundukları yer pek ıssız idi. Hac mevsimi ise zaten değildi. Fakat kalkıp yola baktığında bir cemaat’ın geldiğini gördü.

Ebû Zer Hazretleri (r.a.) nin hanımının yanına gelip;

-“Burada yalnız yaşayan bir zat tanıyor musun?” diye sordular.

Hanımı; Kimi aradaıkları sorulunca da;

-“Ebû Zer (r.a.);” dediler.

Ebû Zer (r.a.) ın hanımı da gelenleri Ebû Zer (r.a.) e götürdü. O gün vefat etti. Teçhiz ve tekfin işleri yapıldı. Bunları yapan Abdullah ibn-i Mes’ud (r.a.) idi.

Abdullah bin Mes’ud (r.a.) altmış yaşları civarında hastalandı. Ru’yasında Peygambr Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) i görmüş, Resulullah (s.a.v.) onu kendi tarafına davet etmiş, o da bu daveti büyük bir şevkle kabul etmişti.

Bundan çok az bir zaman sonra 32 (M. 652) de vefat etti. Abdullah bin Zübeyr (r.a.) ve oğlu Abdullah techiz ve tekfin etmişler ve bütün vasiyetlerini yerine getirmişlerdir. Cenaza namazını Hazret-i Osman bin Mazun (r.a.) da kabre koymuştur.

Abdullah bin Mes’ud (r.a.), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın huzurunda, meclislerinde sık sık bulunurdu. O derece ki, Resul-i Ekrem (s.a.v.) in Ehl-i Beytin’den olduğu sanılırdı.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) in eşyalarını taşırdı. Onlara hürmetinden çok güzel giyinirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in hususi hizmetinde ve O’na yakınlığından meclisine musâdesiz gireredi. Her emrini yerine getirirdi.

Ebû Musel Eş’ari (r.a.);

-“Medine’de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın hizmetinde en çok gördüğüm zattan biri İbn-i Mes’ud (r.a.) idi. Onu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın yanında o kadar çok gördüm ki, O’nu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve seilem) ailesinden zanederdim.” Buyurmuştur.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu