‘Hayat-üs Sahabe’ olarak etiketlenmiş yazılar

Navala Reş yolu (DÖNÜŞ) Nusaybin

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 7

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Abdullah ibn-i Mes’ud (r.a.) için;

-“Sen Muallim olacak bir gençsin.” Buyurmuştur.

70 Sure’yi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın mübarek ağızlarından işiterek ezberlemiştir.

Asım, Hamza, Kısai, Halef, A’meş (r.anhüm) gibi meşhur kıraat imâmlarının silsilesi İbn-i Mes’ud (r.a.) da son bulmaktadır.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Abdullah İbn-i Mes’ud (r.a.) u Kur’an-i Krim öğretenlerin başında sayardı;

-“Kur’an-i Kerim’i, İbn-i Mes’ud, Salim, Ubey bin Ka’b ve Muaz bin Cebel’den öğrenin.” Buyururdu.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) Kur’an-i Krim’i ondan dinlemeyi çok severdi.

Sesi çok güzel idi.

Bir gün Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Nisa Suresini oku. Dinleyelim.” Buyurdu.

İbn-i Mes’ud (r.a.) ;

-“Kur’an-i Kerim size indi. Biz onu sizden okuduk ve sizden öğrendik.” Dedi.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Evet öyledir. Fakat ben Ku’an-i Krim’i başkasından dinlemeyi severim.” Buyurdu.

İbn-i Mes’ud (r.a.) okumaya başladı. 41. âyet-i kerime olan “Halleri ne olacak! Her Ümmetten şahid getirceğimiz, Seni de onların üzerine Şahid getireceğimiz zaman…” Ayet-i Kerimesine gelince.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın mübarek gözlerinden yaşlar boşandı.

İbn-i Mes’ud (r.a.) Haftada bir defa Kur’an-i Kerim hatmederdi.

Hadis-i Şerifte;

-“Kur’an-i Kerim’i üç günden önce hatim eden, ma’nasını anlayamaz.” Buyuruldu.

Hadis-i Şerif, bir namazı hatm ile kılmağı yasaklamamaktadır. Resulullah (s.a.v.) süal edenlerin, haline ve işine uygun bir zamanda hatm etmesini emr buyurdu.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Navala Reş yolu (Dönüş) Nusaybin

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 8

İbn-i Mes’ud (r.a.) Kur’an-i Kerim’i, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında ezberleyen bahtiyarlardandı.

Ebül-Ahves (r.a.) demiştir ki;

-“Bir gün Ebû Mûsel Eş’ari (r.a.) nin evinde bulunuyorduk. Mecliste İbn-i Mes’ud (r.a.) un arkadaşlarından bazıları da bulunuyordu.”

Bunlar bir mushaf’a bakıyorlardı.

Abdullah (r.a.);

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın İbn-i Mes’ud (r.a.) dan fazla vahyi bilen bir kimse bırakmadığına inanıyor musun?” dedi.

Bunun üzerine Ebû Musel Eş’ari (r.a.);

-“Biz bulunmadığımız zaman O Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın yanında bulunur, biz kabul olunmadığımız zaman O huzuruna kabul olunurdu.” Buyurmuştur.

Abdullah bin mes’ud (r.a.) Hadis ilminde en büyük âlimlerdendi. Hadis rivayetinde çok büyük hassasiyet gözterirdi. Bildirdiği hadislerin tamamı Ahmed bin Hanbel (r.a.) in Müsned’ adlı kitabında 82 sahifede toplanmıştır.

Abdullah bin Mes’ud (r.a.), fıkıh ve tefsir ilimlerinde de Eshab-i Kiram (r.anhüm) in illeri gelenlerdendi.

Bizzat kendisi diyor ki;

-“Kendisinden başka hak ma’bûd olmayan Zat’a yemin ederim ki, Kitabullah’dan bir ayet yoktur ki, ben onun, kim hakkında ve nerede nazil olduğunu bilmiyeyim. Eğer Kitabullah’ı benden daha iyi bilen bir kimsenin bulunduğu yeri haber alsam ve beni oraya râhibeler götürecek olsa, mutlaka oraya çıkar giderim.”

Kufe’de yaptığı vazifelerden biri de herkese dinini öğtermekti. Hanefi mezhebinin temeli İbn-i Mes’ud (r.a.) a dayanır.

İbn-i Mes’ud (r.a.), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın sünnetine tamamen uyardı. Son derece misafirperverdi. Çok namaz kılardı.

-“Ben nafile oruç tutunca namaza zayıf kalıyorum. Halbuki namaz benim için nafile oruçtan daha kıymetlidir.” Derdi.

Adalet’e çok dikkat ederdi. Buyururdu ki;

-“Zalimi seven kimse, Kabe’de 70 yıl ibadet etse, yine de kıyamet günü Allah-u Teâlâ onu o zalim ile beraber bulunduracaktır.”

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Navala Reş sonu (DÖNÜŞ) Nusaybin

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 9

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den bizzat işiterek bildirdiği Hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır;

-“İktisada riayet eden fakir olmaz.”

-“Said olan kimse başkalarından nasihat alandır.”

-“Günahlardan tevbe eden hiç günah işlememiş gibidir.”

-“Dünyayı ahrette tercih eden kimseye, Allah-u Teâlâ üç tane belâ verir;

-“1-Kalbinde hiç çıkmayan sıkıntı,
-“2-Hiç kurtulmayacağı fakirlik,
-“3-Doymak bilmeyen hırs.”

-“Her derdin bir dermanı vardır. Yalnız ölümün çaresi yoktur.”

-“Kişi sevdiği ile beraberdır.”

-“Allah-u Teâlâ dünyayı sevdiğine de sevmediğine de verir. ahreti ise ancak sevdiğine verir.”

-“Siz üç kişi olunca içinizden ikisi, öbür arkadaşları yanında gizlice konuşmamalıdır. Çünkü bu konuşma onu mahzun eder.”

Şeyh Muhyid-din en Nevevi hazretleri (r.a.) nin rivayetlerine göre Abdullah bin Mes’ud (r.a.) 848 hadis-i şerif rivayet eylemiştir. Başka bir rivayette; Resul-i Ekrm (Sallallahu aleyhi ve selem) den 840 hadis rivayet etmiştir. 120’sini Buhari ile Müslim müştereken naklederler. Bundan başka bunların 21’i yalnız Buhari, 35’i de Sahihi Müslimdedir.

Eshab-i Kiram (r.anhüm) in en fakihi olup, yüksek ictihad makamını elde etmiştir.

Birgün İbn-i Mes’ud (r.a.) a;

-“Sizce hangi ilim makbuldur?” diye sual ettiler.

İbn-i Mes’ud (r.a.);

-“Kur’an ilmi ile Sünnet ilmini çok severim.” Diye cevap verdi.

Kendisi fevkalade hafıza kuvvetine ve akli melekelere sahib idi.

İbn-i Mes’ud (r.a.) buyurdular ki;

-“Hamil-i Kur’an-i Kerim olanlar (hafızlar) halim ve cesur olmalı ve daima mahzun bir halde bulunmalıdırlar.”

Yine İbn-i Mes’ud (r.a.) buyurdular ki;

-“İnsana helaldan olan fakirlik hali, haramdan gelen zenginlikten hayırlı olmadıkça, imanın hakikatına vâsıl olamaz.”

Yine İbn-i Mes’ud (r.a.) buyurdular ki;

-“Hayır eken büyük mahsul alır. Şer eken Nedamet biçer.”

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Navala reş sonu (Nusaybin)

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 10

Bir gün bir bedevi gelerek;

-“Ey İbn-i Mes’ud! Bana bir şey öğret ki bütün menfaatlar onda toplanmış olsun. Dünyada ve ahrette necat (kurtuluş) bulayım.” Dedi.

İbn-i Mes’ud (r.a.) bedeviye;

-“Allah-u Teâlâ’ya asla şerik (ortak) koşma, Kur’an-i Kerim’e Peygamberimizn sünnetine uy. Bunlara uygun olmıyanı kabul etme.” Buyurdular.

İbn-i Mes’ud (r.a.) Bir gün hitab ederlerken;

-“Dünyada büyük fenalık şirret-i lisandır (Kötü dilli olmak). Kalb vardır ki ikbal ihtirasına sahiptir. Siz kalbleri şehvet zamanında iğtinam eyleyin.” Buyurmuşlardır.

Bir gün kendisine;

-“Ey İbn-i Mes’ud! Emr bil-mârûf ve nahyi ani’l-münker’e riayet etmeyenler helak olur.” Demişlerdi.

İbn-i Mes’ud (r.a.) da;

-“Hayır, kalbini mâ’ruf ile doldurmayanlar helâk olur.” Cevabını vermişlerdir.

Yine İbn-i Mes’ud (r.a.) buyurdular ki;

-“Şarap içen kimse, tevbesiz ölürse, mezarını açınız! Yüzünü kıblaya karşı görürseniz, beni öldürünüz.”

Yine İbn-i Mes’ud (r.a.) buyurdular ki;

-“Bir kimse sabah ve akşam, Bakara suresini başından dört ayet ve ayet-el kürsi ile sonraki iki ayeti ve bu surenin sonundaki üç ayeti okursa, evine şeytan girmez. Mecnun üzerine okunursa, iyi olur.”

Yine İbn-i Mes’ud (r.a.) buyurdular ki;

-“Sıkıntısı olan kimse, çok istğfar okusun.”

Yine İbn-i Mes’ud (r.a.) buyurdular ki;

-“Cehennemde azab yapan ondokuz melekten kurtulmak isteyen, Besmele okusun! Besmele, ondokuz harftır.”

Bir gün Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) bize bir doğru çizgi çizdi ve;

-“Bu insanı Allah-u Teâlâ’nın rızasına kavuşturan doğru yoldur.” Buyurdu.

Sonra, bu hattın iki tarafına, balık kılçığı gibi, eğik çizgiler çizip,

-“Bunlar da, şeytanların saptırdığı yollardır.” Buyurdu.

O halde, bir kimse Peygamberlere tabi olmadan, doğru yolda yürümek isterse, muhakkak eğri yola sapar. Eğer eline bir şeyler geçerse istidracdır. Ya’ni, sonu zarar ve ziyandır.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Aslanlı kaya(Navala reş’in sonu) Nusaybin

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 11

İbn-i Abidin birinci cildin otuzbeşinci sahifesinde buyuruyor ki;

-“Fıkıh bilgisi, ekmek gibi, herkese lazımdır. Bu bilginin tohumunu eken, Abdullah ibn-i Mes’ud ‘radiyallahü anh’ olup, Eshab-i Kiram (r.anhüm) ın yükseklerinden ve alimlerinden idi.”

-“Bunun talebesi Aklama bin Kays (r.a.) bu tohumu sulayarak, ekin haline getirmiş ve bunun talebesinden olan İbrahim Nehai (r.a.), bu ekini biçmiş, yani bu bilgileri bir araya toplamıştır.”

-“Hammad-ı Kûfi bin Süleyman (r.a.), bunu harman yapmış ve bunun talebesi olan İmâm-i Â’zam Ebu Hanife (r.a.) öğütmüş, Ya’ni bu bilgileri kısımlara ayırmıştır.”

-“Ebû Yusuf (r.a.), hamur yapmış ve İmâm-i Muhammed (r.a.) pişirmiştir. Böylece hazırlanan lokmaları insanlar yemektedir. Ya’ni bu bilgileri öğrenip dünya ve âhiret saadetine kavuşmaktadırlar.”

Hanefi mezhebindeki ahkam-ı şer’iyye, Eshab-i Kiram (r.anhüm) dan Abdullah ibn-i Mes’ud (r.a.) dan başlayan yol ile meydana çıkarılmıştır. Yani mezhebin reisi olan İmâm-i Â’zâm Ebû Hanife (r.a.), fıkıh ilmini, Hammad (r.a.) dan, Hammad (r.a.) da, İbrahim Nehâi (r.a.) den Bu da Aklama (r.a.) da Abdullah ibn-i Mes’ud (r.a.) dan, Bu da Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Selem) den almıştır.

Câbir ve Abdullah İbn-i Mes’ud (Radiayallah- anhümâ) buyuruyorlar ki;

-“Bir oğlan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) Efendimize gelip bazı lüzumlu şeyleri saydı.”

Ve;

-“Annem beni sana gönderip, bunları istedi.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Bugün bende bunların hiçbiri yok.” Buyuruldukda,

Çocuk;

-“Gömleğini bana ver.” Dedi.

Hemen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selem) hemen gömleğini çıkarıp çocuğa verdi ve evinde gömleksiz kaldı.

Bilâl-i Habeşi (r.a.) ezan okuyunca, Cemaat her zaman olduğu gibi Resulullh (s.a.v.) ı beklediler. Gelemeyince merak ettiler. Birkaçı evine bakıp gömleksiz olduğundan gelemediğini anladılar.

O zaman İsra Suresi yirmidokuzuncu ayetinde;

-“Ey Habibim! Malını, kendine kalmıyacak şekilde dağıtma!” buyuruldu.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Nvala Reş sonu (Nusaybin)

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 12

İbn-i Mes’ud (r.a.) cüssece küçük, ilim ve faziletçe büyük olmak münasebetiyle Hazret-i Ömer (r.a.) İbn-i Mes’ud (r.a.) hakkında;

-“İbn-i Mes’ud ilim doldurulmuş bir dağarcıktır.” Buyurmuştur.

Eshab-i Kiram (r.anhüm) dan Ebû Muse’l-Eş’ari (r.a.) nın;

-“İbn-i Mes’ud, içinizde iken bana sormayın.” Dediğini Buhari zikretmektedir.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) bir hadis-i şeriflerinde;

-“İbn-i Mes’ud’un sözüne, bilgisine sarılınız.” Buyurmuştur.

Diğer bir Hadis-i şeriflerinde ise;

-“Eğer ben bir kimseyi meşveret etmeksizin âmir tayın edecek olsa idim, elbette İbn-i Mmes’ud’u tayın ederdim.” Buyurmuşlardır.

Arafat’ta dururkren, Hazret-i Ömer (r.a.) in yanına gelen bir kimse şöyle dedi;

-“Ey Mü’minleri Emiri! Ben Kufe’den geldim. Orada Mushafları ezbere yazdıran birisi var.”

Hazret-i Ömer (r.a.), benzeri az görülen bir şekilde öfkelendi ve sordu;

-“Yazıklar olsun Sana! Kim o?”

O kimse;

-“Abdullah İbn-i Mes’ud” diye cevap verdi.

Hazret-i Ömer (r.a.) in kızgınlığı geçip eski haline dönünce;

-Vallahi, böyle bir şey’e ondan daha layık birinin kaldığını zanetmiyorum. Şimdi sana ondan bahsedeceğim.”

Deyip konuşmağa başladı.

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bir gece Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) le Müslümanların durumunu konuşuyordu. Ben de onların yanındaydım. Sonra hep birlikte dışarı çıktık. Birde baktık ki tanımadığımız birisi Mescid’de Kur’an-i Kerim okuyordu. Resulullah (s.a.v.) onu dinlemeye başladı. Daha sonra bize dönüp;”

Şöyle buyurdu;

-“Kim Kur’an-ı indiği andaki tazeliğiyle okumaktan hoşlanıyorsa, İbn-i Ümmü Abd (İbn-i Mes’ud) gibi okusun.”

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Navala reş sonu (Nusaybin)

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 13

Abdullah İbn-i Mes’ud (r.a.) duâ etmek için oturunca,

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) da şöyle demeye başladı;

-“İste, istediğin sana verilecektir!”

Abdullah İbn-i Mes’ud (r.a.) e Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) sorulduğu zaman tir tir titrer ve ter içinde kalırdı. Çünkü O’nun hakkında yanlış bir şey söylemekten korkardı.

Konuşurken gayet yavaş, ihtiyatlı, ağır ağır ve sözlerini düşünüp tartarak konuşurdu.

Vucutları çok zayıf, bacakları ince idi.

Rsul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün Eshab’a hitaben;

-“Siz İbn-i Mes’ud’un vucutça zayıf olduğuna bakmayın, mizanda hepinizden ağırdır.” Buyurdular.

Hastalandığı zaman Hazret-i Osman (r.a.) hususi olarak yanına gelip,

-“Allah-u teâlâ’ya kavuşma halin yakın iken neden şikayet ediyorsunuz ve neye isteğiniz vardır.” Dedi.

İbn-i Mes’ud (r.a.) cevaben;

-“Günahımdan şikayet ediyorum, Rahmet-i İlahiyyeyi isterim.” Buyurdular.

Hazret-i Osman (r.a.);

-“Bir Tabib getirelim mi?” deyince

İbn-i mes’ud (r.a.);

-“Hacet yok, beni hasta eden Tabibdir.” Cevabında bulunmuştur.

Abdullah İbn-i mes’ud hazretleri (r.a.) nin kız evladı çoktu.

Hazret-i Osman (r.a.) nın;

-“Kızlarınıza ne bıraktınız? Onların maişetleri (geçimleri) dardır.” Demesiyle

İbn-i Mes’ud (r.a.);

-“Ben onlara Vakia’ suresini öğrettim. Ben Cenab-i Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) den işittim ki;”

-“Her kim geceleri, akşamdan sonra Vâkia’ suresini tilavet ederse fakirliğe, darlığa düçar olmaz.” Cevabını vermiştir.

İbn-i mes’ud (r.a.) Seher vaktinde şu duâ’yı okurlardı.

-“Ya Rabbi! Beni davet eyledin, icabet ettim. Bana emreyledin, ben de itaat ettim. Bu, vakt-i minnettir. Yâ Erhamer-rahimin! Beni afv ve mağfiret et.”

İbn-i Mes’ud (r.a.) Hazret-i Osman (r.a.) nın hilafetine kadar Kufe’de kalıp, O’nun da’veti üzerine Medine-i Münevvere’ye dönmüş. 32 (M. 652) tarihinde 60 yaşını geçmiş olduğu halde ebedi hayata kavuşmuştur. Bakı’ mezarlığında defnolunmuştur.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ barajı (İlkbahar mevsimi) Nusaybin


Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu);

Ensari Kiram’ın (Medineli Müslümanların) büyüklerinden. Künyesi, Ebû Hamza’dır. Bu künyeyi kendisine Resulullah (s.a.v.) vermiştir.

Bir gün Hamza denilen ‘baklayı’ toplarken, Resul-i Ekram Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) onu görmüş, ‘Ebû Hamza’ diye iltifat buyurmuşlardır.

Lâkabı ‘Hadimi Resulullah (s.a.v.) (Resulullah -a.s.v.- ın hizmetçisidir). Kendisine böyle söylenince çok sevinir ve memnun olurdu. Bununla iftihar ederdi.

Hicretten on sene önce doğmuş (M. 612), Hicretin 93 senesinde (M. 712) vefat etmiştir.

Enes bin Mâlik (r.a.) in validesi Ümm-i Süleym (r.anha) dır. Enes (r.a.) ın babası Müslüman olmadığı için annesi, bundan çok üzüntü duymuştu. O vefat edince, Ebû Talha (r.a.) annesine evlenme teklifinde bulundu.

Fakat Ebû Talha (r.a.) daha Müslüman olmadığından Hazret-i Enes (r.a.) in annesi, evlenmeleri için Müslüman olmasını şart koştu. Böylece, Ebû Talha, ikinci Akabe’de Müslüman olanlar arasına girmiş oldu.

İşte Enes bin mâlik (r.a.), islâm ile şereflenmiş böyle bir aile ocağında yetişti.

Enes (r.a.) in ‘Zül-üzüneyn’ lakabı da vardır. Bu lakabı O’na Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) vermiştir.

Bir ara Resul-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) mübarek elleri ile zülüflerini çekerek,

-“Ya zel-üzüneyn.” Diye latife buyurmuşlardır.

Onun için, hazret-i Enes (r.a.) de, validesinin tavsiyesi üzerine Resulullah (s.a.v.) ın mübarek ellerinin değdiği bu zülüfleri       t e b e r r ü k e n Olduğu gibi bırakmıştır.

Bazı tarihçiler Hazret-i Enes (r.a.) in bu lakabı almasının sebebi olarak, Resul-i Ekrem (s.a.v.) den duydukları mübarek sözleri iyi anlayıp, ezberlemesini, gösterirler.

Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) Medine-i Münevvere’ye teşriflerinde Hazret-i Enes (r.a.) 9-10 yaşlarında idi. Hemen validesi (annesi) Ümm-i Süleym (r.anha) kendisini alıp, Resulullah (s.a.v.) ın huzuuru saadetlerine getirdi.

Hizmetlerine kabul buyurmasını istedi.

-“Ya Resulallah’ Ensar erkek ve kadınlarından sana hediye vermeyen kalmadı. Bu oğlumdan başka sana hediye verecek bir şeyim yok. Bunu al. Sana hizmet etsin.” Dedi. Validesinin bu isteği kabul buyruldu.

Bunun üzerine annesi;

-“Ya Resulallah! Şu hizmetçiniz Enes (r.a.) e duâ buyurunuz.” Deyince.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) de;

-“Ya Rabbi! Enes’in malını ve evladını mübarek ve yümünlü eyle, ömrünü uzun eyle, günahlarını af eyle. Şeklinde duâ buyurdular.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Enes bin Mâlik (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ barajı (İlkbahar mevsimi) Nusaybin

Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 2

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) de;

Hazret-i Enes (r.a.) Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) devrinde, Bahreyn havalisinin zeketını toplamakla görevlendirilmiştir. Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in vefatında, Bahreyn’de bulunuyordu. Daha sonra Medine’ye geldi.

Hazret-i Ömer (r.a.) zamanında medine’de kaldı. Hazret-i Ömer (r.a.), onu meşveret meclisine’(danışma kuruluna) aldı. O’nun kıymetli tavsiyelerinden istifade etti.

Bu sırada Medine’de kaldığı müddetçe, fıkıh dersi vermekle meşgül oldu. Yine bu devirde Enes bin mâlik (r.a.), Toster’de yapılan muharebede elde edilen ganimetin ve Hazret-i Ömer (r.a.) e gönderilme şartı ile teslim olmayı kabul eden İran ordusu kumandanı, Hürmüzan’ın, Medine’ye getirilme işini üzerine almıştı.

Hazret-i Enes (r.a.) Medine’den Basra’ya gitmiş, Hazret-i Ömer (r.a.) in vefatını burada öğrenmiştir.

Hazret-i Osman (r.a.) zamanında da Basra’da kalan Enes bin Mâlik (r.a.) fıkıh dersleri vermeye devam etti. Hazret-i Osman (r.a.) vefatını Medine’ye gelirken yolda öğrenmiştir.

Hazret-i Enes (r.a.), Hazret-i Ali (r.a.) nin halifeliği zamanına yetiştiği gibi Emevi halifelerinden bir kısmını da görmüştür.

Hazret-i Enes (r.a.), zülme ve haksızlığa daima karşı olmuştur. Bu konuda hiç çekinmemiştir. Onun için haccac’ın yaptığı zülümleri görünce, Halife Abdülmelik’e şikayette hiç tereddüd göstermemiştir.

Buna rağman Zalim haccac, O’na darılmamış, O’nun rızasını kazanmak için elinden gelen gayreti sarfetmiş ve derslerine devam etmiştir.

Bu sırada Sahabe-i Kiram (r.anhüm) ın sayıları azaldığı için yaşayan Sahabilerin kıymeti daha da artmıştı. Halk, böyle mübarek zatları arayıp buluyor, onların sohbetlerinden istifade etmeye çalışıyorlardı.

Çünkü bunlar, bizzat Resulullah (s.a.v.) ı görüp, ruhlara gıda olan mübarek sözlerini, O’nun mübarek ağzından dinlemişlerdi. Bu bakımdan herkes onlara gerekli hürmet ve saygıda kusur etmemeye gayret ediyorlardı.

Enes Bin Mâlik (r.a.) uzun ve bereketli bir ömür yaşamıştır. Basra’da vefatına yakın hastalandı. Halk gece-gündüz ziyaretine geldi ve yanında bulundular.

Basrada en son vefat eden Sahabe-i Kiram O’dur. Basra’da 9-12 km. mesafede bulunan ‘tat’ mevkinde vefat etti.

Muhammed bin Sirin (r.a.) tarafından gasl, techiz ve tekfini yapıldı. Vefat ettiği yere defnedildi. Vasiyeti üzerine, Resulullah (s.a.v.) ın saçlarından bir miktar kabrine kondu.

Hazret-i Enes bin Mâlik (r.a.) Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e uzun seneler hizmetinde bulunması sebebiyle kur’an-i Kerim tefsirini çok iyi öğrenmişti.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Enes bin Mâlik (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ Barajı (İlkbahar mevsimi) Nusaybin

Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 3

Hazret-i Enes bin Mâlik (r.a.) Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e uzun seneler hizmetinde bulunması sebebiyle kur’an-i Kerim tefsini çok iyi öğrenmişti. Ayetlerin tefsirine dair bildirdiği rivayetler tefsir kitablarını süslemektedir.

Hazret-i Enes (r.a.), Sahabe-i Kiram (r.anhüm) arasında, peygamber efendimiz (s.a.v.) in hallerini, sözlerini ahlakını, işlerini bildirme bakımından en önde gelenlerde idi.

Dokuz yaşında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) in vefatına kadar yanlarında hiç ayrılmadı.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den 2230 Hadis-i Şerif bildirdi. Hadis rivayetinde çok titiz davraınırdı.

Bu durumu talabelerine de ısrarla tavsiye ederdi. Bu bakımdan Hadis ilmine hizmeti büyüktür. Hadis ilminin yayılmasında önde gelenlerdendir. İlim öğrenmek gayesinde olanlar O’nun meclisine devam ederlerdi.

O;

-“Kâle Resulullah (s.a.v.)”, (Resulullah -s.a.v.- şöyle buyurdu) derken meclistekiler, derin bir huşû ve huzur içinde dinlerlerdi. Bir çok yerde ilim halkası kurmuştu.

Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere, Basra, Kûfe ve Şam, ders verdiği mühim merkezlerdi.

Zamanın halifesi bile O’nun derslerine gelmeyi gönülden arzu ederdi. Her yönden bereketli ve çok mübarek bir zât idi.

Bu da Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) in duâ’larının bereketiyle idi. O’nun ilim deryasından istifade edenler çoktur. Hasan-i Basri (r.a.), Süleyman Teymi (r.a.) Ebû Külâbe (r.a.) Ebû Bekir bin Abdullah el-Müzeni (r.a.) bunlar arasındadır.

Enes bin Mâlik (r.a.) in, hadis ve tefsir ilminde olduğu gibi, fıkıh ilminde de büyük hizmetleri olmuştur. Müstakil bir eser teşkil edecek kadar, fetva ve ictihadları vardır.

Hazret-i Enes bin Mâlik (r.a.) ile Muhtar bin Fülgül arasındaki konuşma ve Muhtara verdiği cevabın İslâm Hukuku’nda mühim bir yeri vardır.

Muhtar, Hazret-i Enes (r.a.) e;

-“Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) in nehyettiği (yasak ettiği) içkiler nelerdir?” diye sordu.

Hazret-i Enes (r.a.) Cevaben Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) in;

-“Her sarhoş eden şey haramdır.” Buyurduğunu söyledi.

Bunun üzerine Muhtar şöyle sordu;

-“Doğru söyliyorsun. Sarhoş olmak haramdır. Bir iki yudumluk bir şey içmek hakkında ne dersin?”

Hazret-i Enes (r.a.);

-”Çoğu sarhoş edenin azı da Haramdır.” Cevabını verdi.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Enes bin Mâlik (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu