‘Hayat-üs Sahabe’ olarak etiketlenmiş yazılar
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 3
12 Haziran 2009Beyaz suyun doğduğu yer (Navala sipi) Nusaybin
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 3
Ebû Zer (r.a.) Sabahlayın yine Beytullah’a gitti, sonra oturduğu köşeye çekildi. Hazret-i Ali (r.a.) tekrar evine da’vet edip götürdü.
Nereden ve ne için geldiğini sordu.
Ebû Zer Hazretleri (r.a.);
-“Eğer bana doğru bilgi vereceğine kati söz verirsen söylerim.” Dedi.
Hazret-i Ali (r.a.);
-“Söyle halini kimseye açmam.” Deyince
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.);
-“İşittim ki, burada bir Peygamber çıkmış, onunla görüşmek ve o’na kavuşmak için buraya geldim.” Dedi.
Hazret-i Ali (r.a.);
-“Sen doğruyu buldun. Akıllılık ettin. Şimdi ben o Zatın yanına gidiyorum. Beni takip et, benim girdiğim eve sen de peşimden gir.” Dedi.
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.) Hazreti Ali (r.a.) yi takip edip, onunla birlikte Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve seilem) in mübarek yüzünü görmekle şereflendi.
Ve Hemen;
-“Esselâmü aleyküm”
Diyerek selâm verdi.
Bu selâm İslâm’da verilen ilk Selâm ve Ebû Zer Ğıfâri (r.a.) de ilk selamlayan kimse oldu.
Peygambr Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve seliem) selamına cevap verip;
-“Allah’ın rahmeti üzrine olsun.” Buyurdu.
Sonra Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Sen Kimsin?” diye sorunca
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.);
-“Ben Ğifâr kabilesindenim.” Dedi.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve seliem);
-“Ne zamandan beri buradasın?” buyurdu.
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.);
-“Üç gün Üç gece’den beri buradayım.” Dedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 4
12 Haziran 2009Ava Sipi (Beyaz su başı)
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 4
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.);
-“Üç gün Üç gece’den beri buradayım.” Dedi.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Seni kim doyurdu?” buyurunca.
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.);
-“Zem zem’den başka bir yiyecek içecek bulamadım. Zem zem’i içtikçe hiç açlık ve susuzluk duymadım” dedi.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Zem zem mübarektir. Aç olanı doyurur.” Buyurdu.
Bundan sonra Ebû Zer Ğıfâri (r.a.) Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve seliem) e;
-“Bana İslâm’i bildir.” Dedi.
Peygamber Efendimiz Sallallahu aleyhi ve seliem) O’na Kelime-i Şehadet’i okudu o da söyleyip, Müslüman oldu.
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.) İLK MÜSLÜMAN OLANLARIN BEŞİNCİSİDİR.
Ebû Zer Ğıfâri hazretleri (r.a.) Müslüman olduktan sonra Kâ’be yanına gidip, Yüksek sesle;
-“Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resulullah.” dedi.
Bunu işiten müşrikler hemen üzerine hücum ettiler. Taş sopa ve kemik parçaları vurarak öyle dövdüler ki, kanlar içinde kaldı.
Bu hali gören Hazret-i Abbas (r.a.);
-“Bırakın bu adamı öldüreceksiniz! O sizin ticaret kervanınızın geçtiği yol üzerinde oturan bir kabiledendir. Bir daha oradan nasıl geçeceksiniz.” Dedi.
Ebû Zer hazretleri (r.a.) ni müşriklerin elinden kurtardı.
Müslüman olmakla şereflenmenin verdiği şevkle öylesine seviniyor ve coşuyordu ki, ertesi gün gene Kâ’be’nin yanında Kelime-i Şehadet’i yüksek sesle BAĞIRA BAĞIRA söyledi.
Bu sefer de üzerine hücum eden müşrikler yere yıklıncaya kadar dövdüler. Yine Hazret-i Abbas (r.a.) yetişip, ellerinden kurtardı.
Ebû Zer Ğıfâri Hazretleri (r.a.) ne Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve seliem) kendi memleketine dönmesini ve orada İSLAMİYET’İ YAYMASINI emir buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 5
13 Haziran 2009Bore Beşire Mecido (Girnavas mevki-i) Nusaybin
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 5
Ebû Zer Ğıfâri Hazretleri (r.a.) ne Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve seliem) kendi memleketine dönmesini ve orada İSLAMİYET’İ YAYMASINI emir buyurdu.
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.) bu emir üzerine kandi kabilesi arasına dönüp onlara İslamiyet’i anlatmaya başladı.
Hicret’e kadar bu hizmete devam etti.
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.) bir gün kabilesine Allah’ı bir olduğunu, Muhammed aleyhis selam’ın O’nun Resulu olduğunu ve bildirdiklerinin hak olduğunu anlattı.
Sonra da tapmakta oldukları putların bâtıl boş ve manasız olduğunu söylemişti.
Kendisini dinleyen kalabalıktan bir kısmı;
-“Olamaz.” Diye bağırşmağa başladılar.
Bu sırada kabilenin Reisi ‘Haffaf’ bağıranları susturdu ve;
-“Durun dinleyelim bakalım ne anlatacak.” Dedi.
Bunun üzerine Ebû Zer hazretleri (r.a.) şöyle devam etti;
-“Ben Müslüman olmadan önce bir gün ‘Nuhem’ putunun yanına gidip, önüne süt koymuştum. Bir de baktım ki, bir köpek yaklaşıp, sütü içiverdi. Sonra da putun üzerine pisledi. Görüyorsunuz ki, put köpeğin üzerini kirletmesine mani olacak gücte bile olmayan bir taş! İşe sizin taptığınız şey!” dedi.
Sözlerine şöyle devam etti;
-“KÖPEĞİN BİLE HAKARET ETTİĞİ PUTA TAPMAK HOŞUNUZA GİDİYORSA buna çok şaşılır. İşte taptığınız budur.” Dedi.
Herkes başını eğmiş duruyordu.
İçlerinden biri;
-“Peki senin Bahsettiğin Peygamber (s.a.v.) neyi bildiriyor. O’nun doğru olduğunu nasıl anladın.” Dedi.
Bunun üzerine Ebû Zer (r.a.) yüksek sesle kalabalığa şöyle hitap etti;
-“O Allah’ın bir olduğunu, O’ndan başka İlah olmadığını, her şeyi yaratan ve her şeyin Mâlik’i, Sahibi olduğunu bildiriyor… İnsanları Allah’a imân etmeğe çağırıyor.. İyiliğe, güzel ahlaka ve yardımlaşaya davet ediyor. Kız çocuklarını diri diri gömmenin ve yaptığınız diğer her türlü kötülüğün, haksızlığın, zulmün, çirkinliğini ve bunlardan sakınmayı bildiriyor.” Dedi.
Ebû Zer Ğıfâri hazretleri (r.a.) İslamiyet’i uzun uzun açıkladı.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 6
13 Haziran 2009Girnavas mevki-i Aşke keşe (Baverne yolu)
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 6
Ebû Zer Ğıfâri hazretleri (r.a.) İslamiyet’i uzun uzun açıkladı. Kabilesinin içinde bulunduğu sapıklığı bir bir sayıp, bunların zararlarını ve çirkinliklerini gayet açık bir şekilde anlattı.
O’nu dinleyenler arasında başta kabile Reisi Haffaf, kendi Kardeşi Üneys olmak üzere çoğu Müslüman oldu. Diğerleri ise daha sonra Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) i görerek Müslümanlığı kabul ettiler.
Ebû Zer Ğıfâri Hazretleri (r.a.) bu hizmetleri yaptığı sırada İSLÂMİYET Mekke’de ve civarında oldukça yayılmıştı.
Müşriklerin zulmü de o derece artmış, İslâm uğrunda kanlar dökülmüş, ilk şehidler verilmişti.
İki defa Habeşistan’a, daha sonra da Medine-i Münevvere’ye hicret yapıldı. Ebû Zer Ğıfâri (r.a.) Medine’ye hicret etti.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) hicretten sonra Eshab-i Kiram (r.anhüm) arasında kurduğu kardeşlikte Ebû Zer Hazretleri (r.a.) ni Münzir bin Amr hazretleri (r.a.) ile kardeş yaptı. Daha sonra İslâm’ı anlatması için tekrar kabilesi arasına gönderildi.
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.) hicretten sonra da kabilesi arasında islam’i yayma hizmetinde bulunduğu için Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında bulunamadı. Daha sonra O da Medine’ye gitti.
Ebû Zer Ğıfari (r.a.) Hendek savaşından sonra Medine’ye yerleşti. Bundan sonra Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Selem) in yanından ayrılmadı.
Önce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın hizmetini görür sonra da mescide gider başka bir işle meşgül olmazdı. Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in evinden bir fert gibi oldu. Her haraketinde ve her işinde Resulullah (s.a.v.) a tâbi oldu.
Bütün zamanını dini öğrenmeye ayırdı. İlim öğrenmek hususunda büyük gayret sahibi idi. Her şeyi Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) e sorardı.
İman, İhsan, emir ve nehiy hususunda, Kadir gecesi ve daha birçok hususların esrarını, izahını, namaza dair ince hususları ve ince şeyleri Resulullah (s.a.v.) a bizzat sorarak öğrenmiştir.
Resul-i Ekram Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) de Ebû Zer Ğıfari (r.a.) yi çok sever ona hususi iltifat buyururdu. Çok zaman gece geç vakta kadar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın huzurunda kalırdı.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in mahremi, sır dostu idi. Onunla mahrem meseleleri konuşurdu.
Ebû Zer (r.a.) ayrıca Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in ELİNİ ÖPMEK SEADETİNE KAVUŞMUŞTUR.
Kendisi şöyle anlatmışır;
-“Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) ile ne zaman karşılaşsak müsafeha ederdik. Hatta birgün beni aramış ben yoktum. Aradığını duyunca hemen huzuruna gittim. Çok neşeli oturuyor idi. Kucaklaştık.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 7
14 Haziran 2009Bore Beşire Mecido (Girnavas mevki-i)
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 7
Ebû Zer Ğıfari (r.a.) Resulullah Efendimiz (s.a.v.) e bi’at ederken;
-“(Hak Teâlâ’nın yolunda hiçbir kötüleyicinin kötülemesine aldanmıyacağına, ne kadar acı olursa olsun daima doğru sözlü olacağına)” söz vermişti. Ömrünün sonuna kadar hep böyle kaldı.
Bu hususta Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Dünyaya Ebû Zer’den daha sadık kimse gelmedi.” Buyurmuşlardır.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a anlatılmayacak derecede muhabbeti ve bağlılığı vardı.
Bir defasında şöyle demiştir;
-“Ya Resulullah (s.a.v.) benim kalbim yalnız Allah-u Teâlâ’nın ve sizin muhabbetinizle doludur. Bu muhabbet o derecede ki insanın kalbi ancak bu kadar muhabbetle dolu olur.”
İki ilim denizinin birleştiği nokta ve ilmin kapısı olarak vasıflandırılan Hazret-i Ali (r.a.);
-“Ebû Zer (r.a.) ilimde deryadır. İnsanların anlamaktan aciz olduğu çok ilmi biliyordu. Sonra ilmin üzerini kırba bağlar gibi bağlayıp ondan hiç sızdırıp zâyi eylememiştir.” Buyurdu.
Hazret-i Ömer (r.a.);
-“Ebû Zer (r.a.) in ilmi çok yüksektir.” Buyurdu.
Abdullah İbn-i Mes’ud (r.a.) da onun ilim hususunda bu ümmetin en ileri gelenlerden olduğunu bildirmiştir.
-“O, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın zamanında dinde fetva verenlerden idi.”
Tebük muharebesinde Ebû Zer Ğıfari hazretleri (r.a.) nin devesi pek zayıf ve dayanıksız olduğu için geride kalmıştı. Yolun ortasında devesi çöküp kalınca, devesinden indi. Eşyasını sırtına yükleyerek ordu’ya yetişti. Yalnız başına tenha bir yerde oturdu.
Paygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Ebû Zer (r.a.) i böyle tenhada görünce;
-“Allah-u Teâlâ, yalnız başına yürüyen, yalnız başına vefat edecek olan ve yalnız başna haşrolunacak olan Ebû Zer’e rahmet eylesin.” Buyurmuşlardır.
Mekke’nin fethine de kendi kabilesinin sancağını taşıyarak katılmıştır.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 8
14 Haziran 2009Bore Beşire Mecido (Girnavas mevki-i) Nusaybin
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 8
Ebû Zer Ğıfarı (r.a.), dünyaya hiç değer vermezdi. Son derece kanaatkar, fakir ve yalnız yaşardı.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) ona; “Mesih-ül-İslâm” lakabını vermişti.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e tam bağlanıp, O’nun sevip, beğendiğini seven, Onun sevmediğini ve beğenmediğini sevmeyen Ebû Zer (r.a.) Resulullah (s.a.v.) ın vefatında da yanında bulunmuştur.
Peygamberimiz (s.a.v..) in vefatından sonra da bir köşeye çekilip, son derece mahzun ve yalnız yaşadı. Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in halifeliği devrinde de böyle yaşayıp, O’nun vefatından sonra Şam’a gitti. Oraya yerleşti. Hazret-i Osman (r.a.) halifeliğine kadar orada kaldı.
Sonra Medine-i Münevvere’ye geldi.
Şam halkına din bilgilerini öğretmekle meşgül oldu. Şüphelilerden ve haramlardan son derece sakınırdı. Evinde bir günlük nafakasından fazlasını bulundurmaz, hep fakirlere dağıtırdı.
Hatta Şam’da bulundukları sırada bir gün Şam valisi tecrübe etmek için onbin dirhem altın göndermişti. Ebû Zer hazretleri (r.a.) altınları hemen fakirlere dağıttı. Yanında tek altın bile saklamadı.
Ertesi gün Vali’nin hizmetçisi gelip,
-“Aman efendim, dün sana getirdiğim altınlar meğerse başkasına gidecekmiş. Yanlışlıkla sana getirmişim.” Deyince
Ebû Zer (r.a.);
-“Oğlum onları fakirlere dağıttım. Sen vali’den iki üç gün mühlert iste, ben bu parayı hazırlarım, iâde ederiz.” Dedi.
VALİ’NIN ADAMI DURUMU VALİ’YE ANLATTI. Vali Ebû Zer (r.a.) in doğru sözlü olduğunu anladı.
Fakat oranın zenginleri Ebû Zer (r.a.) in bu durumunu beğenmediler. Oradan gitmesi için Hazret-i Osman (r.a.) a mektup ile bildirdiler.
Böylece Medine-i Münevvere’ye davet edildi.
Hazret-i Osman (r.a.), Şam halkının kendisinden şikayet sebebini sordu. Ebû Zer (r.a.) de hadiseyi olduğu gibi anlattı.
Bunun üzerine Hazret-i Osman (r.a.);
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 9
14 Haziran 2009Aşke keşe (Baverne yolu) Nusaybin
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 9
Bunun üzerine Hazret-i Osman (r.a.);
-“Yâ Ebû Zer (r.a.), halkı zühd yoluna zorla sokmak imkansızdır. Benim vazifem, onlar arasında Hak Teâlâ hazretleri’nin emriyle hükmetmek ve onları çalışma, iktisat tarafına teşvik eylemektir.” Buyurdu.
Sonra Ebû Zer (r.a.) hazret-i Osman (r.a.) a
-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bana;
-“Binalar Sel dağı’na ulaştığı zaman, sen Medine’den ayrıl.” Diye emretmişlerdi. İzin verirseniz, ben Medine’den gideyim.” Dedi.
Hazret-i Osman (r.a.) müsaade buyurdular ve bir deve sürüsü ile iki köle verdiler. Yetecek miktarda yiyecek ve hadiyeler ile Medine-i Münavvere yakınlarındaki ‘Rebeze’ adındaki yere gitmesini söylediler.
Ailesi de Şam’dan buraya gönderildi. Ebû Zer Ğıfari (r.a.) buraya bir mescit yaptırdı. Vefat edinceye kadar, gelenlere İslâm dinini öğretti. Hadis-i Şerifler rivayet eyledi. Kalan ömrünü burada geçirdi ve orada da vefat etti.
Vefatı pek garip oldu.
Hanımı ona bir elbise aradığında
Ebû Zer (r.a.);
-“Bana elbise deği kefen lazımdır, deyip Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın kendisine nasıl vefat edeceğini söylediğini bildirdi.”
-“İYİ BİR HABER VAR, YAKINDA RESULULLAH (Sallallahu aleyhi ve sellem) A KAVUŞACAĞIM.”
Ve;
-“Ey ölüm çabuk gel ruhum Rabbime kavuşmak sevgisiyle çırpınıyor.” Dedi.
Hasta olduğu bir gün, kızı veya hanımına dönüp;
-“Dışarıdan gelen olup olmadığını” sordu.
Dışarı çıkıp baktıklarında bir şey görünmediğini bildirdiler.
Bunun üzerine;
-“Vefat zamanın henüz gelmedi. Şimdi siz bir koyun kesip hazırlayın. Cenazemde Salih bir topluluk bulunacak. Onlara ikram edersiniz. Yemeği yemeden gitmelerini benim tenbih ettiğimi söylersiniz.” Buyurdu.
Arzusu yerine getirildi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 10
15 Haziran 2009İbrahim Aleyhis selam’ın Makamı (Ka’be)
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 10
Arzusu yerine getirildi.
Tekrar kızına veya hanımına dışarı çıkıp gelenlerin olup, olmadığına bakmasını isteyince,
Dışarı çıktılar.
Uzaktan bir topluluğun gelmekte olduğunu görünce içeri girip haberi verdiler. Bunun üzerine kendisinin kıbleye karşı çevirilmesini istedi
Kıbleye döndükten sonra Hazret-i Ebû Zer (r.a.);
-“BİSMİLLAHİ VE BİLLAHİ VE ÂLÂ MİLLETİ RESULULLAH.” Diyerek ruhunu Hâk Teâlâ’ya teslim etti.
Gelen misafirler karşılanıp Ebû Zer Ğıfari (r.a.) nin vefat ettiği bildirildi.
Bunlar;
-“Böyle mübarek bir zat’ın cenazesinde bulunmak, Allah-u Teâlâ’nın bize hususi bir kerem ve lütfudur.” Diyerek, Ebû Zer (r.a.) i gasl, techiz ve tekfin edip namazını kıldılar ve defnettiler.
Tam gitmek üzereyken,
Kızı veya hanımı;
-“Ebû Zer Ğıfari (r.a.) size selam etti, yemek yemeden gitmemenizi tenbih eyledi.” Diye bildirilince, hepsi oturup yemek yediler. Sonra durumu gidip halife’ye bildirdiler.
Ebû Zer Ğıfari (r.a.) vefat ettiğinde bir evi, üç koyunu ve birkaç keçisinden başka malı yoktu.
Abdullah İbn-i Mes’ud (r.a.) Ebû Zer (r.a.) in vefatını işitince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Ebû Zer yalnız vefat eder ve yalnız haşrolunur. Buyurmuştu.” Diyerek ağladı.
Hazret-i Osman (r.a.) Ebû Zer Ğıfari (r.a.) e çok acıdı O’nun iki kızını kendi evlatları arsına aldı. O’na fevkalâde yakınlık gösterdi.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), Ebû Zer (r.a.) hakkında buyurdu ki;
-“Benim ümmetimde Ebû Zer, Meryem oğlu İsâ’nın zühdüne sahiptir. Bu fıtrat üzere yaratılmıştır.”
-“İsâ aleyhis selam tevazuuna bakmak kendisni mesrur eden kimse Ebû Zer’e nazar eylesin.”
-“Ebû Zer’den daha sadık bir söz (lehçe) ne yeryüzü tanımıştır, ne de bir yeşillik üzerine gölge salmıştır. Yani O’nun gibi doğru sözlü bir kimse dünyaya gelmiş değildir.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 11
16 Haziran 2009Hatim (ka’be-i şerif)
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 11
Ebû Zer Ğıfari (r.a.) Peygambrimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den bizzat işiterek ikiyüzseksenbir (281) hadis-i şerif rivayet etmiştir.
Kendisinden Enes bin Mâlik, İbn-i Abbas, halid bin Vehban, Zeyd bin Vehb, Hurşe bin Hurr, Cübeyr bin Nüfeyr, Ahnef bin Kays, Abdullah bin Samit, Amr bin Meymun (r.anhüm) ve daha çok sayıda Hadis âlimi, Hadis-i şerif rivayet etmiştir.
Ebû Zer Ğıfar (r.a.) in rivayet ettiği bir hadis-i Kudsi şöyledir; (Manası Allah-u Teâlâ’dan, sözleri Peygamberimiz (s.a.v.) den olan hadis-i Şeriflere Hadis-i Kudsi denir.)
Allah-u Tebareke ve Teâlâ hazretleri buyurdu ki;
-“Ey Kullarım! Şüphesiz zulmü kendime HARAM KILDIM. Yani zulüm’den münezzehim. Bunu size de HARAM KILDIM. Sakın kimseye ZULÜM etmeyin. Ey Kullarım! Hepiniz, dalâlet, sapıklık üzere yaratıldınız. Yani din bilgilerini bilmiyordunuz. Ancak sizden hak yoluna Hidayet ve İman etmeğe muvaffak eylediğim kimseler hidayete kavuştu, dalâletten kurtuldu. Benden hidayet isteğiniz, sizi hidayete kavuşturayım.”
-“Ey benim kullarım hepiniz açtınız. Fadl ve keremimle sizleri yedirip içirip doyurdum. Benden yiyecek içecek talep ediniz ki bunun sebeplerini ve yolunu kolaylaştırayım.”
-“Ey benim kullarım hepiniz çıplaktınız, hepinizi ben giydirdim. Benden giyecek talep ediniz ki sizi giydireyim.”
-“Ey benim kullarım! Siz gece gündüz kast ile hata edersiniz. Ben ise şirkden başka bütün günahları afediciğim. Bana İSTİĞFAR diniz ki siz mağfiret edeyim.”
-“Ey benim kullarım! Şüphesiz siz bana hiçbir zarar veremezsiniz ve bana hiçbir faide sağlayamazsınız. Ben bunlardan münezzeh ve müberrâyım. Ben ganiyy-i mutlakım siz de fakir-i mutlaksınız.”
-“Ey benim kullarım! Eğer sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insanlarınız, cinleriniz, takva’nın en yüksek derecesinde olsa, benim mülkümde zerrece artış olaz. Zühd ve takvâ’nızın faidesi yine sizedir.”
-“Ey benim kullarım! Sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz insan ve cinleriniz, yani hepiniz en asi bir kimse gibi hep, isyankar ve günahkar olsanız, benim mülkümden zerre eksilmez. Bunların zararı, ziyanı siz ulaşır.”
-“Ey Kullarım! Öncekileriniz ve sonrakileriniz, insanlarınız ve cinleriniz, yeryüzünde biryerde el kaldırıp benden isterseniz (Ben de dilersem), her istediğiniz veririm. Böylece benim mülkümden bir şey eksilmiş olmaz. İğne denize dldılırıldığı zaman iğne denizen birşey eksilir mi? Ucunda kıymetsiz bir yaşlık kalır.”
-“Ey kullarım! Sizin amel ve ibadetlerinizi, her işinizi, ilmi ezelim ve hafaza meleklerim ile zapt ve hıfz ederim. Sonra işlerinizin karşılığını ahirette noksanız veririm. İşte bu şekilde her kim bir hayır işlerse, bana hamd-u senâ eylesin. Bu da benim ihsanımdır. Bundan başka iş işleyenler de beni değil, kendi nefislrini kötülesinler. Zira kötülük işleyenler, irade-i cüz’iyyeleri ile kendi nefslerine uyarak günah işliyorlar.”
Ebû Zer Ğıfari (r.a.) in rivayet ettiği hais-i şeriflerden bir kısmı şunlardır;
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 12
17 Haziran 2009Hatim (Ka’be)
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 12
Ebû Zer Ğıfari (r.a.) in rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bir kısmı şunlardır;
-“Akıllı olan kimse zamanını üçe bölmeli, bir kısmını ibâdetle, bir kısmını nefis muhasebesi ile diğerini de öbür işlerini yapmakla geçirmelidir.”
-“Nerede olursan ol takva üzerinde bulun, Allah’tan kork.”
-“Eğer iyilik yapmaya gücün yetmiyorsa, hiç olmazsa kötülük etme bu da nefsin için verilmiş bir sadakadır.”
Ebû Zer Hazretleri (r.a.) buyurdu ki;
-“Günün deven gibidir. Başını tutarsan, yahut bağlarsan, bedeni sana tabi olur. Yanı sabahlayın taat, ibadet ve hayır işlersen, günün sonu da öyle gelir.”
-“Şüphesiz malının iki ortağı vardır. Biri semavı afetler, diğeri de varislerdir. ŞU HALDE EĞER MALINDAN NASİBİ ENAZ OLAN KİMSE OLMAK İSTEMİYORSAN VE BUNA GÜCÜN YETİYORSA, ALLAH-Ü TEÂLÂ’NIN YOLUNDA SARFET.”
-“Bir günlük nafakaya razı ol. Hayırlı işleri kaçırmaktan kork ve sakın. Dünyan oruç, iftarın ölüm olsun.”
-”Fakr yani, ihtiyaç hali benim için zenginlikten ve hastalık da sıhhatli olmaktan daha sevgilidir.” Bu söz yüksek derecelerini göstermektedir.
-“İnsan ne kadar dünya malı toplarsa o kadar düyaya düşkün olur.”
-”Yalnızlık kötü arkadaşla bulunmaktan iyidir. İyi arkadaşla beraber olmak da yalnızlıktan iyidir.”
-“En garip ve en çok muhtaç olduğun gün, kabre konduğun gündür.”
Süfyan-i Servi (r.a.) şöyle anlatmıştır;
Ebû Zer Ğıfarı (r.a.) bir gün Ka’be’de ayağa kalkıp;
-“Ey kardeşlerim geliniz toplanınız! Bu şefkatli kardeşinizin nasihatlarını dinleyiniz,” diye bağırdı.
Bunun üzerine insanlar yanına gelip, etrafına halka oldular ve O’nu dinlemeye başladılar.
Sözüne şöyle başladı;
-“Sizden biriniz bir yolculuğa çıkarken hazırlık yapıp azığını yanına alır değil mi? Gidecek yere sağ salim varmak için tedbirler alır değil mi?”
Etrafındakiler;
-“Evet.” Dediler.
Sonra şöyle devam etti;
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu