‘Hayat-üs Sahabe’ olarak etiketlenmiş yazılar

Hendek (Seb’-ül Mesacid)

Câbir bin Abdullah (Radiyallah-u anh)- 3

Fakat Câbır bin Abdullah (r.a.) ın elindeki malları borcunu ödeyecek miktarda değildi. Küçük bir HURMA bahçesinden başka bir şeyinin olmadığını, borcunun bir kısmını gelecek seneye tehirini istedi.

Çok zor durumda kalan Câbir bin Abdullah (r.a.), halini İNSANLARIN EN MERHAMETLİSİ OLAN PEYGAMBERİ (Sallallahu aleyhi ve sellem) NE ARZ ETTİ.

Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve sellem) hurmaları toplamasını ve kendilerine haber vermelerini buyurdular.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) Câbir bin Abdullah (r.a.) ın evine gittiklerinde;

-“Alacaklıları çağırın.” Diye buyurdular.

Alacaklılar geldi.

Hepsine haklarını verdikten sonra bir miktar hurma yine Câbir bin Abdullah (r.a.) a kaldı.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) mucize’yi Eshab-i Kiram (r.anhüm) a anlatmasını Câbir bin Abdullah (r.a.) a emir buyurdu.

Hendek gâzasında, Resul-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in maiyetinde bulunan Câbir bin Abdullah (r.a.) O günleri şöyle anlatır;

-”Hendek muharebesinde Resul-i Ekrem (s.a.v.) ile Eshab-i (r.anhüm) ÜÇ GÜN ağızlarına bir lokma koymamaışlardı.”

Bu sırada Resul-i Ekrem (s.a.v.) e dikkat ettim.

-“Mübarek karınlarına TAŞ BAĞLAMIŞLARDI. Hendek kazmakla meşgül olan Eshab, bir taş parçasını kıramadıklarını Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e haber verdiler.”

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) onlara;

-“Siz bu kaya parçasının üstüne biraz su srrpiniz.” Buyurmuştu.

Sonra külünkü almış;

-“Ve kayaya üç defa vurmuşlar. Her vuruşlarında kuvvetli bir ateş çıkmış, Yemen, İstanbul, Faris illeri görünmüştü.”

Bunun hikmet’i sorulduğu zaman;

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Buraların Müslümanlar tarafından feth edileceğini.” Buyurmuştur.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Câbir bin Abdullah (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hendek (Seb-ül Mesacid)

Câbir bin Abdullah (Radiyallah-u anh)- 4

İşte bu sıkıntılı ve ızdıraplı günlerden birinde, Hazret-i Câbir bin Abdullah (r.a.) in evinde bir miktar arpa ile bir oğlak vardı.

Hanımıyla konuşarak;

Onları Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ve beraberindeki birkaç eshab-i Kiram İKRAM etmeye karar verdiler.

Zaten fazla kimseye yetecek kadar değildi.

Câbir bin Abdullah (r.a.) Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) a gelerek;

-“Biraz, yemeğimiz var, siz ve birkaç kişi buyurun.” Dedi.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Peki, hanımına söyle, ben gelinceye kadar yemeği ocaktan indirmesin, arpa ekmeğini de tandırdan çıkarmasın.” Buyurdu.

Hazret-i Câbir bin Abdullah (r.a.) hendek mahallinden ayrılıp evine döndü.

Biraz sonra Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) bütün hendek ahalisini Câbir (r.a.) in davetine çağırmışlardı.

Yüzlerce Sahabe-i Kiram (r.anhüm) bu davete icabet ederek O’nun veine geldiler.

Câbir (r.a.) gelenleri görüp, BİR YEMEĞE, BİR GELENLERE BAKARAK, Mahcubiyetinden ne yapacağını şaşırmıştı.

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) geldi.

Ve yemeği ortaya koymalarını emretti.

Yemeği dağıtmaya başladılar. Gelenlerin hepsi yediği halde yemek yine bitmemişti.

Câbir (r.a.) in babası Uhud’da şehid olmuştu. Kardeşleri kimsesiz kaldı. Bunun üzerine dul bir kadın olan Süheyl binti Mes’ud (r.anha) ile evlendi.

Yedi kız kardeşine bakabilmek için böyle dul birini tercih etmişti.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bunu duyunca;

-“İsabet ettin.” Buyurmuştur

Hazret-i Câbir (r.a.) yakışıklı, güzel ahlâklı, sünneti seniyyeye uymakta çok gayretli; merhametli, nazik, gönül alıcı muhterem birisiydi.

Hazret-i Câbir (r.a.), evi Mescid-i nebi’den bir mil (2 kilo metre) uzak olmasına rağmen her namazı Peygamber Efendimiz (s.a.v.) le, mescid-i Nebi’ ye gelerek kılar idi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Câbir bin Abdullah (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hudeybiye (Biat-ür-Rıdvan) Biat yapılan mevki-i

Câbir bin Abdullah (Radiyallah-u anh)- 5

Hakkı söylemede, adaletten ayrılmaz, emr-i ma’ruf ve nehy-i münkeri bildirmede çok gayret gösterirdi.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) nasıl namaz kıldığını görmek isteyen O’na gelir, Câbir (r.a.) da onlara tarif ederdi.

Câbir bin Abdullah (r.a.) buyurdular ki;

-“Resul-i Ekrem (s.a.v.) Mekke’de on sene kalarak herkesin toplandığı Ukdağ ve Mecene gibi panayırlarda ve Mine dağına çıkarak;”

Halka hitaben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Rabbimin, Risaletini tebliğ için bana kim yardım ederse, cenneti kazanır.” Buyururdu.

Fakat, Ebû Cehil, Ebû Leheb gibi kafirler;

-“Bizi bunun için mi çağırdın, sakın inanmayın.” Der, İnsanları aldatıyorlardı.

Nihayet biz Yesrib’den gelerek Resul-Ü Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) i bulup, O’na inanmış olarak yardım ederdik.

Gelen Müslümanlara Resül-ü Ekrem (s.a.v.), Kur’an-i Kerim okurdu. Onlar da döndüklerinde ailelerine İslamiyet’i tebliğ eder, onların iman ile şereflenmelerini sağlarlardı.

Gönülleri İman ile dolu olan, peygamberimiz (s.a.v.) i her şeyden çok seven Müslümanlar toplanarak;

-“Resül-ü Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) e müşrikler tarafından hakaret, eziyet edilmelesine ne zamana kadar musaade edeceğiz.” Dediler.

Bunun üzerine içimizden 70 (yetmiş) kişi Hac mevsiminde Medine’den haraket ederek Resül-ü Ekrem (Sallallahau aleyhi ve sellem) i bulduk. Resul-ü Ekrem (s.a.v.) ile ‘Akabe’de’ mülakat etmek üzere anlaştık.

Birer, ikişer o mevkide toplandık.

Resül-ü Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) e;

-“Size Biat edeceğiz.” Dedik.

Resül-ü Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Bana iyi ve fena zamanında itaat etmek, darlık ve bolluk zamanında infak etmek, emr-i bil Ma’ruf ve nehy-i anil münker’e riayet etmek, her sözü Allah-u teâlâ için söyleyerek, bu yolda bir şeyden korkmamak bana yardım etmek, canlarınızı, mallarınızı, çocuklarınızı her neden koruyorsanız beni de öyle korumak üzere biat ediniz, Mükâfatınız Cennet’tir.” Buyurdu.

Resulullah (s.a.v.) sözlerini bitirdikten sonra kalkıp O’na biat ettik.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Câbir bin Abdullah (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Okçular tepesinden Resulullah (s.a.v.) ın kaldığı mağara

Câbir bin Abdullah (Radiyallah-u anh)- 6

Resulullah (s.a.v.) sözlrini bitirdikten sonra kalkıp O’na biat ettik.

Câbir bin Abdullah (r.a.) Bizaat Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den işiterek rivayet ettiği hadis-i Şeriflerden bazıları şunlardır;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Birinin evi önünde nehir olsa, hergün beş kere bu nehirde yıkansa üzerinde kir kalır mı?” diye sordu.

Eshab-i Kiram (r.anhüm);

-“Hayır Yâ Resulallah.” Dediler.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“İşte, beş vakit namazı kılanların da böyle küçük günahları affolunur.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Allah-u teâlâ benim ümmetime, Ramazan-i Şerif’de beş şey ihsan eder ki, bunları HİÇ BİR PEYGAMBER’E VERMEMİŞTİR.”

-“1-Ramazan’nının birince gecesi, Allah-u teâlâ mümlere rahmet eder. Rahmetle bakdığı kuluna hiç azab etmez.”
-“2-İftar zamanında, Oruçlunun ağız kokusu, Allah-u Teâlâ’ya, her kokudan daha güzel olur.”
-“3-Melekler, Ramazanın her gece ve gündüzünde, oruç tutanların afv olması için duâ eder.”
-“4-Allah-u Teâlâ, Oruç tutanlara, Ahiret’te vermek için, Ramazan-ı Şerif’de Cennet’de yer tayin eder.”
-“5-Ramazan-ı Şerif’in son günü, Oruç tutan mü’minlerin hepsini afv eder.” Buyurdu.

Medine’de Mescid’de dikili bir odun vardı. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) hutbe okurken, bu direğe dayanırdı. Mimber yapılınca, direğin yanına gitmedi. Odundan ağlama seslerini, bütün cemaat işittiler.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Mimber’den inip direğe sarıldı. Ağlama sesi kesildi.;

-“Eğer sarılmasaydım benim ayrılığımdan kıyamete kadar ağlayacaktı.” Buyurdu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Paranız ile, önce kendi ihtiyaçlarınızı alın, artarsa çoluk çocuğunuzun ihtiyaçlarına sarf edin. Bundan da artarsa, akrabanıza yardım edin.” Buyurdu.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Câbir bin Abdullah (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Resulullah (s.a.v.) Medine’ye hicret ederken ilk önce uğradığı Kuba köyü Camisi

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh);

Eshab-i Kiram’dan. Ensar’ın büyüklerinden. Hicret’ten sonra Müslüman oldu.

Müslüman oluşu İBRETLİDİR.

Cennetlik olduğu Hadis-i Şerifte bildirildi. 43 (M. 663) de Medine-i münevvere’de vefat etti.

Hazret-i Yusuf Aleyhis Selam soyundan ve Medine’deki Yahudi Beni Kaynuka kabilesinden idi.

Cahiliyet devrinde Husayn olan ismini Müslüman olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) “Abdullah” olarak değiştirdi.

Nesebi;

Abdullah bin Selâm bin Haris Ebu Yusuf el-Israili el-Ensaridir. Tevrat ve İncil’i iyi bilen Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) iman etmeden önce Yahudi âlimlerindendi.

Kendisi Müslüman oluşunu şöyle anlatır;

-“Ben Tevrat’ı ve tefsirini babamdan okumuş, öğrenmiştim. Birgün âhir zamanda gelecek olan Peygamberin sıfatları, alametleri ve yağacağı işleri bana anlattı.”

Ve;

-“Eğer O, Harun evladından gelecek olursa O’na tabi olurum, yoksa tabi olmam!” dedi Ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın Medine’ye gelişinden önce öldü.

Abdullah bin Selâm (r.a.) sözlerine şöye devam etti.

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın Mekke’de nübüvetini ilân ettiğini işittiğim vakit O’nun sıfatlarını ismini ve geleceği vakti biliyordum. Bu sebeple O’nu gözleyip duruyordum.”

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın Medine yakınında Kuba denilen yerdeki Amr bin Avf oğullarının evinde misafir olduğunu birinden öğreninceye kadar bu halimi Yahudiler’den saklayıp sustum.”

-“Birgün ben kendi hurma ağacımın üzerinde uğraşıp, yaş hurma toplarken.”

Nadir oğullarından birisinin;

-“Bugün, Arapların adamı geldi.” Diye bağırdığını duydum.

Bunları duyunca;

-“Beni bir titreme tuttu.”

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Resulullah (s.a.v.) hicret ederken ilk uğradığı Kuba köyü Camisi

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 2

Hemen;

-“Allahü Ekber.” Diyerek tekbir getirdim. O anda Halam Halide binti Haris, hurma ağacının altında oturuyordu. Kendisi çok yaşlı bir kadındı.”

Tekbirimi işitince;

-“Allah seni umduğuna kavuşturmasın, elini boşa çıkarsın? Vallahi sen Musa bin İmran (a.s.) in geleceğini işitmiş olsaydın bundan fazla sevinmezdin.” Diyerek bana çıkıştı.

O’na dedim ki;

-“Ey Hala! O, Vallahi Musa bin İmran (Aleyhis selam) ın kardeşidir. Ve O’nun gibi bir Peygamberdir. O’nun dinindedir ve O’nun gönderildiği TEVHİD ile gönderilmiştir.” Dedim.

Bunun üzerine Halam bana;

-“Ey Kardeşimin oğlu! Yoksa O kıyamete yakın gönderileceği bize bildirilen PEYGAMBER MİDİR?” dedi.

Ben;

-“Evet.” Dedim.

Halam da;

-“ Öyleyse haklısın.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye HİCRET ettiği zaman halk etrafında toplandı.

-“Resulullah (s.a.v.) geldi!”

Denilince

-“O’nu görmek için hemen halkın arasına karıştım.”

O’NU GÖRÜR GÖRMEZ;

-“O’nun yüzü yalancı bir yüz olamaz.” Dedim.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) toplanan insanlara İslamiyeti anlatıyor, nasihatler veriyordu.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Revda-i Mutahhara (Medine-i Münevvere)

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 3

-“Burada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ten işitiğim İLK HADİS-İ ŞERİF şudur.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki;

-“Selamı aranızda yayınız, aç kimseleri doyurunuz, sıla-i Rahim yapınız (yakın akrabaları ziyaret ediniz), İnsanlar uykuda iken namaz kılınız, Böylece Cennet’ selametle girersiniz.”

Diğer bir rivayette;

Fahr-i Âlem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hazret-i Abdullah bin Selâm’ı nübüvet nûru ile tanıyıp;

-“Sen Medine Âlimi İbni Selâm değil misin?” buyurdu

O’da;

-“Evet.” Deyince

Peygambrimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Yaklaş.” Buyurarak,

Şu sualı sordu;

-“Ey Abdullah, Allah için söyle! Tevrat’ta benim vasıflarımı okuyup öğrenmedin mi?”

Abdullah bin Selâm (r.a.) dedi ki;

-“Allah’ın sıfatları nelerdir söyler misin?”

Bu suale karşılık Resulullah (s.a.v.) biraz bekledi ve Cebrail aleyhis selam İhlas suresini indirdi.

-“De ki; O Allah birdir, Hiçbir şey O’nun dengi (ve benzeri) değildir.”

Abdullah bin Selâm (r.a.) bu ayet-i Kerimeleri işitince Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e hemen;

-“Evet YÂ RESULALLAH! DOĞRU SÖYLİYORSUN, Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. Sen O’nun kulu ve Resulüsün.” Diyerek kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu.

Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) sözlerine devam ederek;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana;

-“İsmimi sordu.”

Ben de;

-“Husayn bin Selam.” Dedim.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Revda-i Mutahhara (Ba’b-ül Baki’ kapısı) Medine-i Münevvere

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 4

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Hayır, Abdullah bin Selâm.” Buyurdu.

Ben de;

-“Evet, Abdullah bin Selâm, seni hak ile gönderen Zat’a yemin ederim ki, bugünden sonra başka bir ismimin olmasını istemem.” Dedim.

Bundan sonra Abdullah bin Selâm (r.a.) devam ederek;

-“Ya Resulullah! Yahudiler, insanı hayrete düşürecek kadar yalan söyleyen, asılsız isnad ve iftiralar eden, zalim bir millettir. Eğer sen benim seciye ve her halimi onlardan sorup öğrenmeden önce, onlar benim Müslüman olduğumu duyup öğrenirlerse, muhakkak sizin yanınızda bana, akla gelmeyen iftiralarda bulunur! Siz önce beni onlardan sorunuz.” Dedim.

Ve evin bir tarafına saklandım.

“O’nun peşinden bir gurup Yahudi ileri gelenleri içeri girdi.”

Bu esnâda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Yahudilere;

-“Aranızdaki Husayn bin Selâm nasıl bir adamdır?” diye sordu.

Yahudiler de;

-“O bizim en yüksek âlimimiz ve en büyük âlimimizin de oğludur! İbn-i Selâm BİZİM EN HAYIRLIMIZ VE EN HAYIRLIMIZIN DA OĞLUDUR.” Dediler.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Yahudilere;

-“Eğer O Müslüman olduysa siz buna ne dersiniz?” diye sordu.

Yahudiler;

-“Allah O’nu böyle bir şeyden korusun!” Diye karşılık verdiler.

O sırada Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) saklandığı yerden çıkıp;

-“Ey Yahudi topluluğu Allah’tan korkunuz! Size geleni kabul ediniz. Allah’a yemin ederim siz de bilirsiniz ki; O, elinizdeki Tevrat’ta isminin ve vasıflarının yazılı olduğunu gördüğünüz Allah’ın Resulü budur. Ben Şehadet ederim ki, Allah’tan başka İlah yoktur. Yine Şehadet ederim ki Muhammed (s.a.v.) O’nun kulu ve Resulü’dür.” Diyerek Onu tasdik etti.

Bunun üzerine Yahudiler;

-“O BİZİM EN KÖTÜMÜZDÜR VE EN KÖTÜMÜZÜN OĞLUDUR! Diyerek çeşitli kusurlar ve iftiralarda bulunarak, Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) ı kötülediler.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Nebi (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine-i Münevvere

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 5

Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.);

-“Zaten korktuğum bu idi Ya Resulüllah! Ben onların zalim, yalancı, kötülük yapan, iftiracı bir millet olduğunu size haber vermemiş miydim? İşte dediğim ortaya çıktı.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Yahudilere;

-“Birinci şehadetiniz bize kâfidir, ikincisi ise lüzumsuzdur.” Buyurdu.

Hazret-i Abdullah (r.a.) hemen evine döndü. Ailesini ve akrabalarını İslamiyet’e da’vet etti. Halası da dahil hepsi Müslüman oldular.

Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) ın İman etmesi Yahudileri çok kızdırdı. Bunun için kendisini sıkıştırmaya başladılar.

Hatta Yahudi Âlimlerden bazıları;

-“Araplardan Peygamberler çıkmaz, senin adamın hükümdardır.” Diyerek, Abdullah bin Selâm (r.a.) ı İslamiyet’ten vezgeçirmeye kalkıştılarsa da muvaffak olamadılar.

Kendisi ile birlikte Sa’lebe bin Sa’ye, Üseyd bin Sa’ye, Esed bin Ubeyd (r.anhüm) ve bazı Yahudiler SAMİMİ olarak Müslüman oldular.

Fakat bazı Yahudi âlimleri;

-“Muhammed (s.a.v.) e yalnız bizim şerlilerimiz inandı. Eğer, onlar hayırlılarımızdan olsalardı, atalarının dinini bırakmazlardı.” Dediler.

Bunun üzerine inen Ayet-i kerimelerde şöyle buyuruldu;

-“Onların (Ehl-i Kitabın) hepsi bir değildir. Ehl-i Kitabın içinde bir cemaat vardır ki, onlar gece vakilerinde secdeye kapanarak Allah’ın âyetlerini okurlar.” Âl-i İmrân; ayet 113.

-“Allah’a ve âhiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten vezgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarış yaparlar. İşte onlar Salihlerdendirler.” Âl-i İmrân; ayet 114.

Abdullah bin Selâm (r.a.) ın iman ettiğine ve faziletine Kur’an-i Kerim’in iki ayet-i kerimesinin şehadet ettiğini müfessirler ifade etmektedirler. Her iki ayet-i kerime’de de Allah-u Teâlâ O’nu müşriklere karşı şahit göstermektedir.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bab-üs-selam kapisi (Medine-i-munevvere)

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 6

Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) hakkında indiği bildirilen âyet-i kerim’e şudur;

-“Resulullah’ı inkâr edenlere de ki; (“Siz halinizi) düşündünüz mü? Eğer Kur’an Allah tarafından gönderilmiş olup da siz küfrettiyseniz (inanmayıp inkar ettiyseniz) ve İsrail oğullarından bir şahid Kur’an-i Kerim’i benzerine (Tevrat’a) göre (bu da Allah kelamıdır diye) Şehadet edip inandı da siz kibirlenerek istediyseniz (bu bir zulüm değil midir?) Allah ise zalimler topluluğuna asla hidayet etmez.”

Tefsir âlimlerine göre;

-“İsrail oğullarından bir şahit âyetinde Abdullah bin Selâm (r.a.) ın kastedildiği rivayet edilmektedir. Çünkü O kendi milletine; (-“Hazret-i Musa (a.s.) ya inen Tevrat’ı Allah Kelâmı olarak kabul edip de Hazret-i Muhammed (s.a.v.) i ve ona inen Kur’an-i Kerim’i İNKAR ETMEK zulümdür.) diyerek Müslüman olmuştur.

Abdullah bin Selâm (r.a.) Müslüman olunca, Kur’an-i Kerim’e dört elle sarıldı ve Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) i gölgesi gibi takip etmeye başladı.

Öyle oldu ki,

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) O’nun hakkında;

-“Cennetlik bir adama bakmak kimin hoşuna giderse, Abdullah bin Selâm’a baksın.” Buyurdu.

Hadis-i Şerif kitablarından Buhari (r.a.) ve Müslim (r.a.) de bildirildiğine göre de Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) ın Cennet’e gireceğini müjdelemiştir. Ancak Aşere-i mübeşşere (Cennetle müjdelenen ON KİŞİ) arasında sayılmamıştır.

Bu durumu bize Aşere-i mübeşşere’den olan Sa’d bin Ebi Vakkas (r.a.) haber vermiştir.

Abdullah bin Selâm (r.a.) anlattı;

-“Hazret-i Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında bir ruya görmüştüm ve Resulullah (s.a.v.) a arz etmiştim.”

Dedim ki;

-“Ey Allah’ın Resulü rüyam’da kendimi sanki bir bahçede gördüm. O bahçenin bir tarafında demirden bir direk vardı. Bu direğin bir ucu yerde, bir ucu gökte idi. Yukarısında da tutacak bir kulp, bir çember vardı.”

Bana;

-“Haydi bu direğe çık!” denildi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu