‘Hayat-üs Sahabe’ olarak etiketlenmiş yazılar

Hacer-ül Esved (Kabe-i Şerif)

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 7

Ben de;

-“Gücüm yetmez.” Dedim.

Bunun üzerine;

-“Yanıma bir hizmetçi gelerek sırtımdaki elbisemi çıkardı. Bunun üzerine direğin ta tepesine kadar çıktım. Kulpu tuttum”

Bana;

-“Halkayı iyi tut, bırakma.” Diye tenbih edildi.

Böylece ben;

-“Direğin kulpu elimde olarak uyandım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a rüyayı anlattım.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) beni dinledikten sonra buyurdular ki;

-“Gördüğün bahçe İslâm dinidir. Direk de İslâm direği (tevhid) dir. O kulp da çok sağlam olan (iman) dır. Sen ölünceye kadar İslâm dini üzerine olacaksın (Cennetlik olacaksın)”

Yine başka bir rivayette Muhammed bin Ka’b (r.a.) diyor ki;

Resul-ü Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) bir defa;

-“Şu kapıdan ilk girecek olan, Cennet ehlinden (cennetliklerden) biridir.” Buyurdu.

Biraz sonra;

-“Abdullah bin Selâm (r.a.) içeri girdi. Eshab-i Kiram (r.anhüm) Resulullah (s.a.v.) in bu müjdeli haberini kendisine bildirdiler ve hangi ameli ile bu dereceye kovuştuğunu sordular.”

Hazret-i Abdullah (r.a.);

-“Ben zayıf bir kimseyim. Benim en kuvvetli ümidim, kalb selâmeti, yani kimseye karşı içimde kötülük beslememem ve boş sözleri terk etmemdir. Bundan başka (beni kurtacağından ümitli olduğum) bir amelim (işim) yoktur.” Dedi.

Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den 25 adet Hadis-i Şerif rivayet etmiştir. Bunlardan arş ve akıl hakkındaki uzun hadis-i şerifin son kısmı şöyledir;

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Arafat meydanı (Cebel’ür-Rahme) Mekke-i Mükerreme

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 8

-“……Melekler dediler ki;

-“Ya Rabbi, Arşten büyük bir şey yarattın mı?”

Allah-u Teâlâ (c.c.);

-“Evet Aklı yarattım.” Buyurdu.

Melekler;

-“Ya Rabbi! O NE KADAR BÜYÜKTÜR?” Diye sordular.

Allah-u Teâlâ (c.c.);

-“Kumların sayısını bilir misiniz?”

Melekler;

-“Hayır Ya Rabbi bilemeyiz.” Dediler.

Allah-u Teâlâ (c.c.);

-“İşte aklın büyüklüğünü bilemezsiniz. Ben aklı kum taneleri gibi sınıflara ayırdım. Kimine bir tane, kimine üç-dört tane, bazısına bir ferak, bazısına bir vesk (bunlar eskiden kullanılan ölçülerdir) bazılarına da daha fazla verilmiştir.”Buyurdu.

Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) hakikatten, ahlak ve ilim ile kendini süsleyen Cennetlik insanlardan idi. 18 (M. 639) da Suriye taraflarında ortaya çıkan veba hastalığına yakalanan Eshab-i Kiram (r.anhüm) den Muaz bin Cebel (r.a.) vefat edeceği sıralarda, başucunda ağlayan bir talebesine;

-“Niye ağlıyorsun?” diye sormuştu.

Karşılığında;

-“Ben dünya için ağlamiyorum. İlmi senden öğrenmekteydim, bunu kaybedeceğime üzülüyorum!” cevabını verince,

Muaz bin Cebel (r.a.);

-“İlim benim vefatımla kayıbolmaz. Benden sonra ilimi şu kişilerden öğren; İlmi Hazret-i Ömer (r.a.) den, Hazreti Osman (r.a.) den ve Hzret-i Ali (r.a.) den alınız! Eğer onları da kayıbederseniz, Ebü’d-Derdâ (r.a.) dan, Abdullah bin Mes’ûd (r.a.), Selman-i Farisi (r.a.) den ve Abdullah bin Selâm (r.a.) den alınız!” buyurdu.

Hazret-i Muâz bin Cebel (r.a.) in böyle söylemesinin sebebi; Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) ın Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) hayattayken, kendisinin yanından ayrılmayıp sık sık sorular sorarak ilmini derinleşmesidir.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hacer-ül Esved (Mekke-i Mükerreme)

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 9

Bir defasında Yahuıdiler Tevrat’taki recm âyetini Resulullah (s.a.v.) tan saklamaya çalıştılar. Fakat Abdullah bin Selâm (r.a.) bu ayeti bizzat Resulullah (s.a.v.) a bildirerek onların yalanlarını ortaya çıkardı.

Abdullah bin Selâm (r.a.) buyuruyor ki;

-“Medine’de bir takım Yahudi topluluğu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a gelerek, içlerinden bir erkek ile bir kadının zınâ ettiğini anlattılar.”

Ve;

-“Bunlara hangi hükmü ve cezayı verirsiniz?” dediler.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) de;

-“Siz recm cezası hakkında Tevrat’ta ne yazılmış olduğunu görüyorsunuz.” Diye sordu.

Onlar;

-“Biz zinâ edenleri herkese teşhir ederiz ve bunlar bir değnek ile de dövülürler.” Dediler.

Abdullah bin Selâm (r.a.) Yahudilere;

-“Siz yalan söyliyorsunuz! Tevrat’ta recm ayet-i vardır.” Dedi.

Bunun üzerine Tevratı getirip açtılar. Yahudilerden birisi elini recm ayetinin üzerine koyarak bundan önceki ve sonraki ayetleri okumağa başladı.

Abdullah bin Selâm (r.a.) ona;

-“Elini kaldır.” Dedi.

O da elini kaldırınca recm ayet-i göründü.

O zaman Yahudiler;

-“Ey Muhammed! (s.a.v.) Abdullah bin Selâm doğru söyledi, Tevrat’ta hakikatten recm ayet-i vardır.” Dediler.

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) da bunların (zina yapanların) recmedilmeleri (taşlanarak öldürülmeleri) hükmünü verdi.

Birgün Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.), Ka’b (r.a.) a şöyle bir soru sordu;

-“Âlimler ilmi öğrenip zihinlerine yerleştirdikten sonra onu oradan söküp atan nedir?”

Hazret-i Ka’b (r.a.);

-“Tama’ hırs ve ihtiyaç peşinden koşmaktır.” Dedi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kabe’nin Gül suyuyla yıkanması

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 10

Birgün Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.), Ka’b (r.a.) a şöyle bir soru sordu;

-“Âlimler ilmi öğrenip zihinlerine yerleştirdikten sonra onu oradan söküp atan nedir?”

Hazret-i Ka’b (r.a.);

-“Tama’ hırs ve ihtiyaç peşinden koşmaktır.” Dedi.

Bir kimse de Fudayl (r.a.) e;

-“Ka’b (r.a.) bu sözünü bana izah eder misin?” deyince

Fuadyl (r.a.);

-“Tama’ insanın bir şeyi araması ve MUKADDES DEĞERLERİNİ BU UĞRUDA FEDA ETMESİ DEMEKTİR.”

-“Hırs ise nefsinin her şeyi istemesi, SENİN DE BU İSTEKLERİNİ YERİNE GETİRMENDİR.

-“Bunun için de ona buna (kötü insanlara v.s….) ihtiyacın olur. İhtiyacını yerine getirenler de seni burnundan yakalamış olurlar. (Yani seni emirleri altına alırlar.) İstedikleri yerlere sürüklerler, sen de onlara boyun eğersin. Onlar hasta oldukları zaman, dünya sevgisinden dolayı onların ziyaretine gider, tesadüf ettiğin zaman kandilerine selam verirsin. Bu verdiğin selâmı, yaptığın ziyareti Allah rızası için yapmazsın. Eğer bu kimselere ihtiyaç göstermezsen senin için çok daha hayırlı olurdu.”

Sonra Fudayl (r.a.) sözlerine devam ederek;

-“Bu benim sana anlattığım, filan ve falandan yüz hadis-i şerif rivayet etmekten senin için daha hayırlıdır.” Dedi.

Abdullah bin Selâm (r.a.), nefsini kötü huylardan ve isteklerden tamamen temizleyip terbiye etmek için çalışırdı.

Kendisi zengin olduğu halde bazen Medine çarşısında sırtında bir yük odunla dolaştığı görülürdü.

Yine bir gün, O’nu bu halde görenler kendisine;

-“Çocukların ve hizmetçilerin var, onlar senin bu kadar işini göremiyorlar mı?” diye sorduklarında

Hazret-i Abdullah (r.a.);

-“Evet var ve bu işimi yaparlar, fakat ben kendimi tecrübe etmek istedim. Acaba bu işi yapmak negsime ağır gelecek mi? diye düşündüm. Eğer ben de KİBİR VARSA ONDAN KURTULMAK İSTİYORUM.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın şöyle buyurduğunu işittim;

-“Kalbinde HARDAL TANESİ KADAR KİBİR (büyüklenme) bulunan kimse CENNETE GİREMİYECEKTİR.” Cevabını verdi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hacer-ül Esved (Ka’be-i Şerif)

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 11

Nitekim başka bir hadis-i şerifte de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Meyve veya herhangi bir şeyi kendi eliyle evine götüren, kibirden uzaklaşmıştır.” Buyurmuştur.

Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in Vedâ Haccında bulunmuş, Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) devrinde mürtedlerle yapılan savaşlara katılmıştır. Hazret-i Ömer (r.a.), devrinde ise O’nun yanından ayrılmamıştır.

Hazret-i Osman (r.a.) zamanında Medine’de kalmış, O’nun müşavere heyeti (danışma kurulu) arasına girmişti. Hazret-i Osman (r.a.), kemndisine isyan edenler evini kuşattıkları zaman,Hazret-i Abdullah (r.a.) a haber göndererek durumu bildirdi.

-“Bu halde benim ne yapmamaı tavsiye edersin, senin fikrin nedir?” diye sordu.

Abdullah bin Selâm (r.a.) da Hazreti Osman (r.a.) ın yanına gidip selâm verdi Hazret-i Osman (r.a.), o gece gördüğü ruyayı anlattı;

-“Kardeşim bu gece ruyamda şu pencereden Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) i gördüm.”

Sallallahu aleyhi ve sellem bana;

-“Yâ Osman seni sardılar, öyle mi? Diye sordu.”

Ben de;

-“Evet, öyle Ya Resulallah.” Dedim.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Seni susuz bıraktılar öyle mi?” diye sordu.

Ben de;

-“Evet öyle Ya Resulallah.” Dedim.

Bunun üzerine bana bir bardak su verdi ve içtim.

-”Hatta soğukluğunu göğsümde duyarcasına suya kandım.”

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bana;

-“İstersen seni onlara galip getirelim, istersen iftarı bizim yanımızda yap (Yani istersen şehid olarak yanıma gel) buyurdu.”

Ben de;

-“İftarı Resulullah (s.a.v.) ın yanında yapmayı tercih ettim.” Dedi.

Hazret-i Abdullah (r.a.) Hazret-i Osman (r.a.) a;

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hacer-ül Esved (Ka’be-i Şerif)

Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anh)- 12

Hazret-i Abdullah (r.a.) Hazret-i Osman (r.a.) a;

-“Sakin ol, sakin ol! Bu, senin haklı olduğunu gösterir, isbat eder!” cevabını verdi.

Sonra Hazret-i Osman (r.a.);

-“Niçin geldi, ey Abdullah bin Selâm?” diye sordu.

Abdullah bin Selâm (r.a.);

-“Burada şehid oluncaya kadar veya Allah-u Teâlâ seni kurtarıncaya kadar durmak için geldim. Bana kalırsa bunlar seni mutlaka şehid edecekler. Eğer şehid ederlerse bu senin için hayırlı, onlar için fenâ olur.” Dedi.

Hazret-i Osman (r.a.) O’na;

-“Benim senden istediğim, dışarı, onların karşısına çıktığın zaman Allah-u Teâlâ’nın senin sebebinle onları iyiliğe sevkedip, kötülüklerine mani olmasıdır.” Buyurdu.

Bundan sonra Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) Mısır’lı asilere karşı ikna edici bir konuşma yaptı.

Konuşmanın sonunda şunları söyledi;

-“Tarihte, öldürülen her peygamber için yetmişbin asker, savaşçı öldürülmüştür. Öldürülen her halife için de otuzbeşbin savaşçı öldürülmüştür. Onun için bu ihtiyarı (Hazret-i Osman –r.a.-) öldürmekte acele etmeyiniz. Allah’a yemin ederim ki, O’nu kim öldürürse, Kıyamet günü Allah-u Teâlâ, kendisini eli kesik ve felçli olarak huzuruna çıkarır. Şunu iyi bilin ki, çocukların babalarında hakları olduğu gibi, bu ihtiyarın da size hakkı vardır.” Dedi.

Bu söz üzerine âsiler ayağa kalkarak;

-“Yalan söyliyorsun, Yahudi” diye iki defa bağırdılar,

Kendisni dinlemediler.

Hazret-i Osman (r.a.) ruyasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ı gördüğü gün şehid oldu.

Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.), O’nun şehadeti esnasında yanında bulunanlara;

-“Hazret-i Osman (r.a.) son olarak o esnada ne söyledi?” diye sordu.

Onlar da;

-“Hazret-i Osman (r.a.), (-“Allahım, Ümmet-i Muhammed (s.a.v.) in fitnesini kaldır ve kendilerini birleştir.” Diye üç kere duâ etti.)” dediler.

Hazret-i Abdullah bin Selâm (r.a.) da;

-“Eğer Hazret-i Osman (r.a.) böyle duâ etmeseydi, Müslümanlar kıyamete kadar bir araya gelemezlerdi.” Buyurdu.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Selâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

DSC06916 Fuad Yusufoğlu Hazret-i Hadice-tül Kübra (r.anha) nın kabri Cennet-ül-Mualle Mekke

Cennet-ül-Mualle Hadice-tül-Kübra r. anha’nın mezarları -çok eski resim-(Mekke müzesinden alınmıştır)

Hadice-tül Kübrâ (Radiyallah-u anha);

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in ilk hanımı, İLK İMAN EDEN HÜR KADIN, Mü’minlerin annelerinden. Kureyş kabilesinin kibar ve asil bir ailesine mensuptur. Babasının adı Hüveylid, annesinin ki Fatima’dır

Nesebi;

Hadice binti Hüveylid bin Esad bin Abdül’l-uzza bin Kasay bin kilab bin Mürre bin Ka’b bin Lüey bin Galib idi.

Nesebi Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) ile baba tarafından Kusay, anne tarafından Lüey sülalesiyle birleşmektedir.

Cahiliye devrinde lâkâbı ‘Tahire’ idi. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

Hazret-i Hadice (r.anha) nesebi, ilmi, malı, şerefi, iffeti ve EDEBİ PEK FAZLA İDİ. Ticaret ile uğraşıp, devrin büyük tüccarlarındandı.

Memurleri, katipleri ve köleleri vardı. Ticareti adamları veya ortaklık suretiyle yapardı.

Hazret-i Hadice (r.amha), Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) in ÜSTÜN AHLAK vasıflarını ve “EMİN” lakabına itimad ederek, herkesten fazla ücret vermek vâ’dıyla O’nu Şam ticareti kafilesine kattı.

Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) in, yanına kölesi meysere’yi de verdi. Şam ticaret seferi üç ay sürdü. Bu sefer esnasında Hazret-i Muhammed (s.a.v.) in şahsında harikulade haller görüldü.

Seferde O’nu gölgeleyen bir bulutun ve kuş şekline giren iki Meleğin devamlı üzerinde bulunması,

Yolda yürüyemiyecek derecede yorulup, kervandan geri kalan iki devenin ayaklarını Mübarek eliyle sığamasından sonra, develerin birden süratlenmesi,

Basra’daki Manastır yanındaki kuru ağacın altında oturmasıyla yeşermesi ve rahip Nastura’nın yeminle Hazret-i Muahammed (s.a.v.) in son peygamber olduğunu müjdelemesi,

Basra pazarında Yahudi ile pazarlık esnasında Müseri’in Peygamberlik vasıflarını teşhis etmesi halleri meydana geldi.

Seferden dönüşte Hazret-i Hadice (r.anha) ye Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) in bu hallerini akrabası Zübeyr ve kölesi Meysere bir bir anlattılar.

Hazret-i Hadice (r.anha), anlatılanlar, mallarını satmak üzere teslim ettiği Hazret-i Muhammed (s.a.v.) in bereketiyle iyi, kâr etmesi ve bunlardan ziyade kervanı karşıladığı sırada Hazret-i Muhammed (s.a.v.) i gölgeleyen iki meleğin bizat görmesinden çok etkilendi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hadice-tül kübrâ (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Cennet-ül Mualle Hadice-tül-Kübra r. anha’nın türbeleri çok eski resim (Mekke müzesinden alınmıştır)

Cennet-ül Mualle Hadice-tül-Kübra (r. anha) nın kabirleri çok eski resim (Mekke müzesinden alınmıştır)

Hadice-tül Kübrâ (Radiyallah-u anha)- 2

Daha önce gördüğü bir ruyası da gökten inen ayın, koynuna girip koltuğundan çıkarak bütün âlemi aydınlatması idi.

Hazret-i Hadice (r.anha), bu halleri, putlara tapmayıp, Hiristiyan olan, Tevrar ve İncil’i okumasını bilen, bölgenin iyi tanınmış şâir ve bilginlerinden amcasıoğlu Varaka bin Nevfel’e anlattı.

Varaka bin Nefvel ruya’yı;

-“Ahir zaman Peygamberi vucuda gelmiştir. Sen O’nun hanımı olursun. Senin zamanında O’na vahiy gelir. O’nun dini bütün âlemi doldurur. Sen O’na en önce imân eden olursun. O Peygamber Kureyş kabilesinin Haşimoğulları kolundan olacak…” diye tabir edip,

Hallerini de hayretle şöyle anlattı;

-“Bu söylediklerinden anlaşılıyor ki, şüphesiz Muhammed bu Ümmetin Peygamberi olacak. Ben, zaten bu ümmetten bir Peygamber çıkacağını biliyor ve O’nu bekliyorum. Bu zaman O’nun tam zamanıdır.” deyince Hazret-i Hadice (r.anha) nin sevgi ve itimadi daha da arttı.

Bu esnada Hadice (r.anha) kırk yaşında olup, dul idi. Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) yirmibeş yaşında idi.

İki taraftan elçiler Hazret-i Muhammed (s.a.v.) ile Hazret-i Hadice (r.anha) nin evlenmesini kararlaştırdılar.

Nikah meclisi Hazret-i Hadice (r.anha) nın evinde kuruldu. Ebû Talib ve Veraka bin Nevfel tarafından takdim konuşmaları yapıldı. Nikahı Varaka bin Nevfel kıydı. Kureyş kabilesinin ileri gelenleri de nikah şahidi olarak bulundular.

Hazret-i Hdice (r.anha) nin Peygamber Efendimiz (s.a.v.) le olan evliliğinden dört kızı ve iki oğlu olmak üzere altı çocuğu oldu.

Kızlarının adları;

Zeynebe,
Rukiye,
Ümmü Gülsüm,
Fatima,

Erkek çocukları ise;

Kasım,
Abdullah tı.

Kasım’dan dolayı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a “Ebül-Kasım denildi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hadice-tül kübrâ (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hazret-i Hadice (r.anha) nın kabri Hacun mezarlığı (Eski resim) Mekke-i Mükerreme

Hazret-i Hadice (r.anha) nın kabri’nin bulunduğu Hacun mezarlığı Mekke-i Mükerreme

Hadice-tül Kübrâ (Radiyallah-u anha)- 3

Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in oğlu Kasım, Nübüvvet’den önce Mekke’de dünyaya geldi. Onyedi aylık iken vefat etti.

Hadice-tül Kübra (r.anha) dan olan son erkek çocuk Abdullah (r.a.) tır. Nübüvvetten sonra doğup memede iken vefat etti. Tayyib ve tahir’ de denilir.

Abdullah vefat edince, As bin Vail;

-“Muhammed (s.a.v.) ebter oldu. Yanı soyu kesildi.” Dedi.

Kevser Suresi gelerek, As kafirine Allah-u Teâlâ cevab verdi.

Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) e Cebrail (aleyhis selam) Hira (Cebel-ün-Nur) mağarasında İLK VAHYİ GETİRİP, Peygamber olduğunu bildirince, bunu ilk Hazret-i Hadice (r.anha) ye söyledi.

Hazret-i Hadice (r.anha);

-“Biliyorum ki sen DOĞRU SÖZLÜSÜN, EMÂNETE RİAYET EDERSİN… Güzel huylu ve iyi ahlaklısın… Senin bu Ümmetin Peygamberi olacağını umarım.” Dedi.

Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) in bildirdiklerine HİÇ TEREDDÜT ETMEDEN hemen İman ederek inanan İLK HÜR KADIN OLDU. Kafirlerin inatlıkları, alay ve eziyetlerine karşı, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a gayret ve teselli verirdi.

Hazret-i Hadice (r.anha) bütün malını mülkünü O’nun uğrunda fedâ etti. Resulullah (s.a.v.) a YİRMİDÖRT SENE hiç incitmeden sadakatle hizmet eti. O’nu bir kere bile üzmedi.

Hazret-i Hadice anamız (r.anha) Altmışbeş yaşında Hicretten üç sene önce (M. 619) Ramazan ayı başında Mekke’de vefat eti. Hacun mezarlığında defn edildi.

Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) Hazret-i Hadice (r.anha) nin vefatına çok üzüldü. Bundan dolayı bu seneye üzüntü, keder yılı manasında;

Senetü-l Hüzn” denildi.

Siyer, tarih, menkıbe ve çeşitli kitaplar Hazret-i Hadice (r.anha) hakkında çok ve pek bilgiler verir, Hazret-i Hadice (r.anha), peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e, evladına, Müslümanlara ve insanlara çok şefkatliydi. Ev işlerini iyi bilip mükemmel iş görürdü.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) bu hususta O’nun için;

-“Hem çocuk annesi hem de ev işi tanzim eden hatun.” Buyurdu.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hadice-tül kübrâ (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Cennet-ül Müalle Hazret-i Hadice-tül Kübra (r.anha) nın kaldığı Hacun mezarlığı

Hadice-tül Kübrâ (Radiyallah-u anha)- 4

Hazret-i Hadice (r.anha) Peygamberimiz (s.a.v.) e karşı çok hürmetkar idi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ne buyurursa İTİRAZ ETMEDEN kabul ederdi. Bu her zaman böyle oldu.

Hatta birgün yine Hazret-i Hdice (r.anha) yı medh ederken, Hazret-i Aişe (r.anha) dayanamayıp;

-“Cenab-ı Hak size daha iyisini verdi.” Dedi.

Resülullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Hayır, O’ndan iyisi verilmedi. Herkes bana yalancı dediği günlerde, O bana inandı. Herkes bana eziyet verirken, O bana yâr oldu. Üzüntülerimi giderdi.” Buyurdu.

Hazret-i Hadice (r.anha) hayattayken, Peygamberimiz (s.a.v.) başka bir kadınla evlenmedi. O’nun akrabalarını gördüğü zaman HEMEN AYAĞA KALKAR, onları karşılar ve yanlarına otururdu.

Eline mal geçtiğinde, onları unutmaz, hemen hediye göndererek, unutmadığını hatırladığını belirtirdi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) yine O’nun ve diğer üstün hatunlar hakkında buyurdu;

-“Dört hatunun faziletleri bütün dünya hatunlarının faziletlerinden üstündür. Meryem binti İmrân, Firavun’ın iman etmiş hanımı Asiye, Hadice binti Hüveylid ve Fatima binti Muhammed.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e vahiy gelmesinden sonra idi. Müşrik Araplar, Resulullah (s.a.v.) a pek düşmandılar. Hazret-i Hadice (r.anha) Resulullah (s.a.v.) ı devamlı koruyup aramaktaydı.

Peygamberimiz dışarıdayken, O’nu aramak için çıkmıştı. Hazret-i Cebrail Aleyhis selam bir insan kıyafetinde Hazret-i Hadice (r.anha) ye göründü.

Hazret-i Hadice (r.anha) O’na Peygamberimiz (s.a.v.) i sormak istediyse de, düşmanlardan olma ihtimalini hesaba katarak sormayıp, geri eve döndü.

Peygamberimiz (Sallallahau aleyhi ve sellem) i evde görünce, hadiseyi O’na anlattı.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Senin gördüğün ve beni sormak istediğin o zatın kim olduğunu biliyor musun? O, Cebrail Aleyhis selam idi. O’NUN SELAMINI SANA BİLDİRMEMİ SÖYLEDİ. Şunu da sana bildirmemi söyledi ki, Cennette senin için İNCİLERDEN YAPILMIŞ BİR BİNA HAZIRLANMIŞTIR. Tabii orada böyle üzüntülü, sıkıntılı ve zahmetli, külfetli şeyler bulunmayacaktır.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hadice-tül kübrâ (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu