‘Hayat-üs Sahabe’ olarak etiketlenmiş yazılar

Kâ’be-i Şerif (Çok eski resim)

Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha);

Peygamber efendimiz (s.a.v.) in hanımlarından. İsmi Hind’dir. Künyesi Ümmü Seleme’dir. Künyesiyle meşhurdur.. Babası Ebû Umeyye Süheyl bin Muğire bin Abdullah bin Ömer bin Mahzum, annesi Âtıke binti Âmir’dir.

Mekke’de Bi’setten onbeş sene kadar önce doğduğu tahmin edilmektedir. Medine’de 57 (M. 667) senesinde vefât etti.

İlk önce halasının oğlu Ebû Seleme bin Abdulesad ile evlendi. Kocasıyla beraber İslâmiyeti ilk kabul edenlerdendir. Mekke’deki kâfirlerin, Müslümanlara eziyet ve zararları dayanılmayacak bir hal alınca, Habeşistan’a hicret etti.

Habeşistan’da Zeyneb, Seleme, Ömer ve Düre isimlerinde dört çocuğu doğdu.

Mekke’ye tekrar geldilerse de, kafirlerin Müslümanlara zulümleri neticesinde Bi’setin onbirinci senesinde Medine’ye hicret etmek istediler.

Medine yolunda da eziyet ile karşılaştılar. Yolları tutulup, kocasından ve çocuklarından ayırdılar. Ebû Seleme Medine’ye gidince, Ebtah’ta bir yıla yakın ağladı. Amcasıoğlu insafa gelip, akrabalarına Ümmü Seleme’nin acı halini anlattı.
Medine’ye kocasının yanına gitmesine müsaade ettiler. Çocuğunu da yanına alıp, Kûba’da kocasıyla buluştu. Ebû Seleme ile Medine’ye geldi.

Ümmü Seleme (r.a.), Ebû Seleme’nin sevinçli geldiğinde:

-“Resulullah’tan (s.a.v.) bir söz işittim. Ona sevindim.”

-“Müslümanlardan, musibete uğrayan bir kimse, musibete uğradığı zaman;

-“İnna lillâhi ve innâ ileyhi râciun” der ve sonra da;

-“Ya Rabbi! Uğradığım bu bu musibetimde bana ecir ihsan et.

-“Uğranılan musibetime karşılık daha hayırlısını bedel kıl.” Diye dua ederse, muhakkak, Allah (c.c.) bunun mükafatını verir.” Buyurduğunu rivâyet etti.

Ebû Seleme (r.a.) Uhud Gazvesine katılıp yara aldı. Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha) kocasına;

-“İşittiğime göre, kocası vefât eden Cennetlik bir kadın, başkasıyla evlenmezse, Allahu Teala (c.c.) onu Cennette kocasıyla bir araya getirecek. Yine Cennetlik kocası bir başkasıyla evlenmezse Allahu Teala (c.c.) onu da Cennete hanımı ile beraber götürecek. O halde, gel seninle sözleşelim. Ne sen, benden sonra evlen; ne de ben, senden sonra evleneyim.” Deyince;

Ebû Seleme, hakikaten sözünü tutup, tutamayacağını sorunca:

-“Ben sana itaat etmek, sözünü dinlemek için danıştım.”

Bu cevap üzerine Ebû Seleme;

-“Ben vefat edince sen evlen.” Buyurup;

-“Allahım! Ümmü Seleme’ye, benden sonra, benden daha hayırlı, onu hor görmeyecek, incitmeyecek bir koca nasib et.”

Diye dua etti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Ümmü Seleme (radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Medine-i Münevvere -Çok eski resim-  (Mekke müzesinden alınmıştır)

Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha) – 2

Ebû Seleme, Uhud Gazvesi’nden sonra şehid olunca, dul kaldı.

Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) Hz. Ebû Seleme’nin şehidliğini haber verip, nasıl dua edeceğim diye sual buyurunca;

-“Ya Rabbi! Beni ve onu afv eyle! Bana onun ardından, ondan daha hayırlı, daha güzel, bir bedel ihsan et.” Duasını öğretip, hayret etmesine rağmen emrini yerine getirdi. Hayreti ise, hayırlının kim olduğudur. İddet müddeti bitince; önce Hz Ebû Bekir sonra da Hz. Ömer talip olup, istediyse de, kabul etmedi. Resulullah (s.a.v.) isteyince de, dünürcü Hatib bin Ebî Beltaa’ya; Resulullah’a (s.a.v.) hürmetlerini arz ettikten sonra, kıskançlığını, çocuklarını ve şahid olarak velisinin bulunmadığını bildirdi.

Resulullah da (s.a.v.) Allahu Teala’nın (c.c.) kıskançlığı gidereceğini, kendisi çocuklarına bakacağını bildirince, nikah kıyıldı. Mihr ve cehiz olarak; iki adet el değirmeni, birer adette su testisi, çanak, deri yüzlü ve içi hurma dolu bir yastık ile içi hurma lifi dolu bir döşek verdi.

Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha):

-“Ya Rabbi! Beni Ebû Seleme’yi efv eyle! Bana O’nun ardından, ondan daha hayırlı, daha güzel bir bedel ihsan eyle.!” Diye ettiği dua kabul olarak, Hz. Muhammed (s.a.v.) ile nikahlanmak nasib oldu.Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile 4(m. 626) senesinde Şevval ayının sonunda evlendi. Hz. Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha), Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Vedâ Haccı dâhil vefâtına kadar yanında kaldı.

Pek çok hâdiseye şahid olup, hadis-i şerif dinlemekle şereflendi. Bunların da üçyüzyetmişsekizini rivâyetle Müslümanlara intikal ettirdi. Kendisinden çocukları Ömer, Zeyneb, kardeşi Âmir, yeğeni Mus’ab bin Abdullah, kölelerinden Benhan, Abdullah bin Rafi, Safine, İbni Sefine, Ebû Kesir, azaldı cariyesi Hasn ve annesi Hayre, Safiye binti Şeybe, Hind binti Haris Feasiye, Kubeyse binti Durayb, Abdurrahman ibni Haris, İbni Hişam, Ebû Osman Ahdi, Ebû Va’il, Sa’d bin Müseyyib, Ebû Seleme, Hamid bin Abdurrahman, Urve bin Zübeyr, Ebû Bekir bin Abdurrahman, Süleyman bin Yaser hadis-i şerifi rivâyet etti.

Hz. Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha), hadis ilminde üstün olduğu gibi, Eshâb-ı kiram kadınlarının içinde fıkhı en iyi bilenlerdendi. Hayatını zühd, takva ve ibadetle geçirdi. Her ayın ilk Pazartesi, Perşembe ve Cuma günlerinde oruç tutardı. Namazın faziletlerine ve vaktine çok dikkat ederdi. Öğle namazını geciktirenlere;

-“Zat-ı Saadetleri Hazreti Muhammed (s.a.v.) öğle namazını erken kılardı, siz ise ikindiye bırakıyorsunuz.” Diyerek geç kılmamalarını tavsiye etti.

İnsanlara merhametli, çocuklara çok şefkatliydi. Müşvik bir anne olup, ilk kocasından olan çocukları hakkında

Resulullah’a (s.a.v.);

-“Bunlara gösterdiğim şefkat karşılığı ben ne kadar sevab elde edeceğim.” Diye sorunca çok sevap olduğu cevabını aldı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Ümmü Seleme (radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

 

Medine-i Münevvere -çok eski resim- (Mekke müzesinden alınmıştır)

Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha) – 3

Kendisi cömert olduğu gibi başkalarını da teşvik ederdi. Fakirlerin ihtiyacını karşılayıp, iki hurma da olsa boş göndermezdi.

Eshab-ı kiram’ın büyüklerinden Abdurrahman bin Afv, çok miktarda mal ve servetinin biriktiğini, dağılıp gideceğini söyleyince; harcayıp dağıtmasını tavsiye etti.

Bu hususta Peygamberimiz (s.a.v.) in bir hadis- şerifini rivayet etti:

-“Benim sahabilerim içinde öyle kimseler vardır ki, benden sonra gözleri bir şey görmez.”

Yine Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) şöyle dua ettiğini rivayet etti:

-“Ey kalbleri halden hale inkılab ettiren! Kalbimizi Senin dinin üzerine sabit kıl.”

Yine Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) şöyle dua ettiğini rivayet etti:

-“Allahım! Kalbimi temizlemeni ve edep yerimi korumanı Senden dilerim.”

Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) çok hürmetkar olup onun her şeyi ile bereketlenmek istedi. Kendisi hizmetini yaptığı gibi, ömrünün sonuna kadar Resulullah’a (s.a.v.) hizmet etmek şartıyla kölesini azad etti.

Bereketlenmek niyetiyle Peygamberimizin (s.a.v) mübarek sakalından birkaç teli gümüş kutuda saklardı.
Eshabi kiram’dan birinin bir sıkıntısı olursa, bir kâse su getirip sakal-ı şerifi suya daldırır, o kimsenin yüzüne sürerdi. O kimsenin de sıkıntısı giderdi. Kadınların nemahreme yani yabancilara görünmemesi hususunda da şu hadis-i şerifi nakletti.

-“İbn-i Ümmü Mektûm âma (gözleri görmeyen) olup, birgün Resulullah (s.a.v.) ın huzuruna girmek için musaade istedi. Ümmü Seleme (r.anha) ve Hazret-i Meymûne (r.anha) de oradaydı.”

Resul-i Ekrem (s.a.v.) hanımlarına;

-“Çekilin ve saklanın” buyurunca

Hanımları;

-“Bu gelenin iki gözü de görmez. Niçin çekilelim?” diye sebebeini sorunca;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

–“O görmüyorsa siz de de mi görmüyorsunuz?” cevabını aldıklarını nakletti.

Hazret-i Ümmü Seleme (r.anha), Peygamber efendimiz (s.a.v.) in en son vefat eden mübarek hanımıdır. Medine’de  57 (m. 667) senesinde vefat etti. Medine-i Münevvere’de Baki’ kabristanlığına defn edildi.

Rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları;

Peygamber  efendimiz (Sallallahu alyehi ve selem) buyuruyor ki;

-“Namaz, (namaza devam edin). Eliniz altında bulunanlara güçlerinden fazla iş teklif etmeyin. Kadınlarınız hakkında Allah-u Teâlâ’dan korkun; Onlar sizin elinizde (bir nevi) hüriyetlerini kayıpetmişlerdir. Onları, Allah ile muâhede ederek aldınız ve Allah ahdı ile onları kendinize helâl ettiniz. (Allah’tan korkun onlara iyi muamelede bulunun.)”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Ümmü Seleme (radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Eski Medine resmini tasvir eden gravür

Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha) – 4

Yine Peygamber efendimiz (Sallallahu alyehi ve selem) buyuruyor ki;

-“Akşamın farzından sonra altı rekat namaz kılan kimse, tam bir sene nafile ibadet etmiş sevabını alır veya Kâdir gecesini ihya etmiş sayılır.”

Yine Peygamber efendimiz (Sallallahu alyehi ve selem) buyuruyor ki

-“İleride bir takım âmirler başınıza gelecektir ki, bazı emirlerini kabul edecek, bazılarını inkar edeceksiniz. İnkar edenler beraat edecek sevmiyenler selâmete erecek; fakat kabul edip onlara uyanları Allah rahmetinden mahrum kalacaktır.”

Denildi ki;

-“Ya Resulallah Onlarla harp etmiyelim mi?”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Hayır!… Namaz kıldıkları sürece harb etmeyiniz.”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Bir kimse, Mescid-i Aksa’dan hac veya umre niyetine ihrama girerse, anasından doğduğu gibi temiz olur.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“İçinizden kim hilal-i zilhicceyi görüp de kurban kesmek niyetinde bulunursa kurban kesinceye kadar vucudundaki saç ve kılları ile tırnakları kesmekten vazgeçsin.”

-“Kuvvet ve bahadırlık güreşçilik değil, asıl kuvvet gadap ânında nefse hakim olmaktır”

-“Bir kimsede üç şeyden biri bulunmazsa ameli kıymet ifade etmez ve hesabe değmez. Haramdan alıkoyacak takva, sefihe uymaktan menedecek hilm, halk arasında hüsnü muamele ile yaşayacağı bir ahlak.”

-“Kendsinden üç haslet veya bunlardan biri bulunmayananın hiçbir ameline kıymet vermeyiniz;”

-“1-İsyandan kendisini alıkoyacak takva ve Allah korkusu.”

-“2-Kötüye karşı susmasını bildirecek hilm, yumuşaklık.”

-“3-İnsanlarla geçim sağlayacak güzel huy.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Bir kimse insanlar kendisine baksın diye, tefahur (öğünmek) için giymek üzere bir elbise alırsa, Allah, o elbiseyi çıkarıncaya kadar onun yüzüne bakmaz.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Kendisinden kocası razı olduğu halde ölen her (Müslüman) kadın Cennett’e girer.”

Kendinize bedduâ etmeyin, ancak hayırlı dua edin. Zira Melâike dediğinize “amin” der.”

-“Bir kimse(“Allahummağfirli ve lil mü’minine vel mü’minat”) derse her mü’miin adedince sevap alır.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(1-Kâsmüs-ül-al’âm; cild-1, sahife; 1069)
(2-Üsüd-ül gâbe; cild- 5, sahife; 885)
(3-Sahihi Buhari; cild- 2, sahife 306, 308)
(4-Müsned-i Ahmed bin Hanbel cild- 6, sahife; 289)
(5-İbn-i Hişam; cild- 3, sahife;644)
(6-Tabakat-ı İbn-i sa’d; cild- 8, sahife; 86)
(7-Tam ilmihal Saadtei ebediye sahife; 1079, 1012, 371)
(8-Eshab-i Kiram; sahife, 403)
(9-Mevahib-i Ledünniyye; cild – 1 sahife; 218)
(10-el-İsabe cild- 4 sahife 458)
(11-el-İstiab; cild- 4, sahife; 454)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Ümmü Seleme (radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Kâ’be-i Şerif (çok eski resim)

Hazret-i Zeyneb Binti Cahş (Radiyallah-u anha) ;

Peygamber efendimiz (s.a.v.) in mübarek hanımlarından. İsmi Zeyneb, künyesi Ümmü Hakem’di. Beni Esad kabilesinden Burre’nin kızı olup, annesi Resulullah (s.a.v.) ın halası Ümeyme’dir. Burre iman etmediği için Cahş denildi.

Mekke’de Bi’setten yirmi sene önce doğup, Medine’de 20 (m. 640) yılında vefat etti.

Hazret-i Zeyneb (r.anha) ilk iman edenlerdi. Mekke’den Medine’ye hicret etti. Bekârdı. Resulullah (s.a.v.) azaldı kölesi olan Zeyd bin Harise (r.a.) ye 2 (m.623) yılında nikahladı. Zeyd bin Harise (r.a.)i Hazret-i Zeyneb (r.anha) in hakkını gözetmediğinden bir yıl sonra hicretin üçüncü senesinde ayrıldılar.

Hazret-i Zeyneb (r.anha) Zeyd (r.a.) den ayrıldıktan sonra geçen bir kaç ay içinde, bir azâdlı tarafından zevceliğe layık görülmemiş bir duruma düşmesini düşünüp, üzülüyordu.

Resul aleyhis selam, halasının kızının durumuna üzülüp, onun şerefini iâde etmek, aynı zamanda bir cahiliye âdeti olan, evlatlıkların zevceleriyle evlenme yasağını ortadan kaldırmak istiyerek. Hazret-i Zeyneb (r.anha) i nikat etmek istedi.

Zeyneb (r.anha) bunu işitince sevincinden iki rekat namaz kılıp;

-“Yâ Rabbi! Senin resûlün (s.a.v.) beni istiyor. Eğer o’nun zevceliği ile şereflenmemi takdir buyurdun ise, beni o’na sen ver.” diye dua etti.

Duâsı kabul olup, Ahzab suresinin otuzyedinci ayet-i kerimesi gelerek;

-“Zeyd, onun hakkında istediğini yaptıktan sonra (yani Zeynebi boşadıktan sonra) biz, onu sana zevce eyledik.” Buyuruldu.

Zeyneb (r.anha) in nikahını Allah-u Teâlâ yaptığı için, Resulullah (s.a.v.) ayrıca nikah yapmadı. Hazret-i Zeyneb (r.anha) bununla her an öğünür ve

–“Her kadını babası evlendirir. Beni ise kulu olduğum Allah-u Teâlâ (c.c.) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a nikahladı.” Derdi.

O zaman otuzsekiz yaşında idi.

Zeyneb (r.anha) in, Zeyd bin Harise (r.a.) ile nikahlanıp evlenmesi ile, Eshab-i kiram arasında hâlâ devam eden bir çok örf ve âdetlerin (gelenek görenek) ortadan kalkması sağlanmıştır.

Mesele;

Önceleri halk zanederdi ki, evlad edinilmiş bulunan kimse, kendi öz evladı hükmünü almaktadır.

Cenabı Hak, son Peygamberi vasitesiyle amelen bu hususu değiştirmiş ve ortadan kaldırmıştır. Hür kimse ile köleyi aynı seviyede tutmuştur. Aradaki imtiyazı ortadan silip atmıştır. Hazret-i Zeyd (r.a.) gibi bir köleyi, Beni Haşim ile aynı seviyeye getirmiştir.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Zeyneb Binti Cahş (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Kâ’be-i şerif (eski resim) Osmanlıların inşa ettikleri Ecyed kalesi

Hazret-i Zeyneb Binti Cahş (Radiyallah-u anha) -2

Hazret-i Zeyneb (r.anha) in düğün gecesi Peygamber efendimiz (s.a.v.) in bir mucizesi daha görüldü. Duasının bereketiyle az yemek çoğaldı. Bütün davetliler yediği halde, Enes (r.a.) in annesi Ümm-ü Süleym (r.anha) in gönderdiği yemek hiç azalmadı.

Enes bin Mâlik (r.a.);

-“Yemeği üçyüz kişi kadar yediği halde Peygameberimiz (s.a.v.) yemeği (-“kaldır”) buyurmasıyla tabaktaki yemeğin ortaya koyduğum zamanda mı çoktu, yoksa kaldırdığım zamanda mı? Çoktu anlayamadım.” buyurdular.

Hazret-i Zeyneb (r.anha), ihsanı, sadakayı pek çok severdi. El işlerinde de mahir idi. İşlediği şeyleri ve eline geçen şeyleri akrabasına ve fakirlere verirdi.

Hazret-i Resulullah (s.a.v.); Hazret-i Zeyneb (r.anha) in vefatını şu hadisi şerif ile haber verdi.

-“Zevcelerim arasında, bana en önce kavuşacak olanı, eli uzun olanıdır.” Peygamber efendimiz (s.a.v.) in pek çok iltifatına kavuşarak, yüksek makamlara sahip oldu. Sadaka ve ihsanı o kadar çoktu ki; Hazret-i Resulullah (s.a.v.) ın vefatından sonra, halife Ömer (r.a.) Ezvaci mutahheratın her birine onikibin dirhem veriridi. Bunu alır almaz hepsini sadaka eder, dağıtırdı.

Nesilden nesile intikal eden menkıbede Hazret-i Zeyneb (r.anha),, Hazret-i Ömer (r.a.) hediye gelince, O’na dua etti;

-“Buna benden daha fazla ihtiyaç sahipleri vardır. Onu şuraya koyun, üzerini örtün.”

Sonra kendisinin bir peçesini parçalayarak onu kese yapar ve bu keselerle parayı akrabalarından muhtaç olanlara ve yetimlere dağıtır, sonra da elini kaldırarak;

-“Allahım, bundan sonra bana Ömer’in atiyyesini nasib etme.” Buyurur.

Hakikaten o sene vefat etti.

Resulullah (s.a.v.) dan sonra zevcat-ı tahirat radiyallahu anhünne) arasında, en önce vefat eden budur. Hazret-i Zeyneb (r.anha) Hicretin yirminci yılında elli üç yaşında Medine’de vefat etti. Na’şının, Peygamberimiz (s.a.v.) in Serir’i üzerine konularak taşınmasını vasiyet ettiğimnde, öyle yapıldı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Zeyneb Binti Cahş (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Cennet-ül Baki’ kabristanlığı (Medine-i Münevvere)

Hazret-i Zeyneb Binti Cahş (Radiyallah-u anha) -3

Cenaze namazını Halife Ömer (r.a.) kıldırdı. Tabutı Baki’ kabristanlığına getirirlirken kardeşi Ahmed bin Cahş (r.a.) âma haliyle ağlıyordu. Hazret-i Ömer (r.a.) Ahmed (r.a.) in ağlamasını işitince;

-“Ey Ahmed, tabuttan uzaklaş! Cemaat seni sıkıştırmasın, Zeyneb (r.anha) in tabutunu taşımak için kalabalık fazlalaşıyor.” Buyurdu.

Ahmed (r.a.) ise;

-“Yâ Ömer! Bu her türlü hayır ve bereketi sayesinde kazandığım kızkardeşimdir. Bu ağıt yüreyimdeki ateşi soğutuyor.” Dedi.

Defn edildiği esnada Hazret-i Ömer (r.a.), Zevcat-ı Tahirata, Hazret-i Zeyneb (r.anha) i kimin kabre koyabileceğini sordu.

-“Sağlığında O’nu görmek, kimlere helâl ise, kabrine de onlar girer, indirirler!”

Cevabı üzerine Muhammed bin Abdullah bin Cahş, Usame bin Zeyd, Abdullah bin Talha (radiyallahu teâlâ aleyhim ecmain) kabre indirdiler.

Bunlar hep yakın akrabasıydı.

Hazret-i Âişe-i Sıddıka (r.anha), onun vefatı üzerine;

-“O saadetli ve iyi hatun aramızdan gitti. Yetimler ve dullar hamisiz kaldılar.” Buyurdu.

Hazret-i Âişe-i Sıddıka (r.anha), Hazret-i Zeyneb (r.anha) i çok medh ve senâ ederdi.

O’nun hakkında;

-“İster sıla-i rahim olsun, isterse cömertlik ve fedakarlık olsun. Zeyneb (r.anha) den daha iyi hiçbir hatun yoktur.”

Yine;

-“Resulullah (s.a.v.) ın zevceleri içinde Zeyneb’den başka kimse zatı saadetlerine yakınlık bakımından benimle boy ölçüşemez.”

Ve tekrar;

-“Allah-u Teâlâ, Zeyneb binti Cahş (r.anha) a rahmet eyleye. Hakikaten dünyada onun mertebesinde hiçbir hatun yoktu. Hâk Teâlâ, Nebisini onunla evlenmeye sevk eyleyip, Kur’anın bazı ahkamını indrmiştir.” Buyurdu.

Hazret-i Ümmü Seleme (r.anha), Hazret-i Zeyneb (r.anha) hakkında;

-“Zeyneb (r.anha) salih, oruç tutan ve ibadetle vakit geçiren bir hatundu.” Buyurdu. Çok hassastı. Kuvvetli bir edebiyatçıydı. Onbir hadis-i şerif nakil etti.

Bunlardan biri;

Allah-u Teâlâ’ya ve ahret gününe iman eden bir kadının zevcinden başka bir ölü için üç günden fazla yas tutması helâl değildir. Lakin kadını zevcine karşı dört ay on gün teesüfünü ifade eder.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(1-Tabakat ibn-i Sa’d cild; 8 sahife; 101)
(2-Üsüdül-gâbe cild; 5 sahife 463-464)
(3-el-İsabe, cild; 4 sahife; 313)
(4-Tarihi Hamis cild; 1 sahife 563-564)
(5-Tarih-i hamis cild; 1 sahife 563- 564)
(6-Sahihi buhari cild; 6 sahife 1122-25-26)
(7-Sahihi Müslim cild; 4 sahife 149- 152)
(8-Tam ilmihal seadet-i Ebediye 34. baskı sahife; 334-975-1088-1089)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Zeyneb Binti Cahş (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Kâ’be-i Şerif (Eski resim)

Hazret-i Cüveyriyye bintü’l- Haris (Radiyallah-u anha);

Peygamber efendimizin muhterem hanımlarından biri. Beni Mustalak kabilesi reisi Hâris bin Dirar’ın kızıdır. Nesebi (silsilesi), Cüveyriyye binti Haris bin Ebi Dırar bir Hubeyd bin Cudeyme el-Mustalakı olduğu gibi bu silsilenin devamı olarak, bin Âmr ibni Rebiâ bin Harise bin Âmr el-Muzaiyye el-Mustalikiyye’dir.

Hicretin beşinci yılında (m. 626) yapılan Beni Mustalak veya (Beni Mureysi) gazvesinde esir alınmıştı. Bu gazvede babası kaçarak canını kurtarmış, fakat kızı ve kabilesinden 600 kişi esir düşmüştü. Esirlerin taksiminde Cüveyriyye (r.anha) Hazret-i Sabit bin Kays’a düştü.

Hazret-i Cüveyriyye (r.anha), Sabit bin kays (r.a.) tarafından satılığa çıkarıldığında babası Haris kızını almak için bir sürü deve getirdi. Bunların içinde çok iyi cins olan iki deveye kıyamayıp, şehir dışında sakladı. Haris, Resul-i Ekrem (s.a.v.) in huzuruna geldiğinde,

Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Falan yerde sakladığın iki deveyi getir.” Buyurdu.

Haris bu durumda çok şaşırdı.

-“Şehadet ederim ki, Allah’tan başka tapılacak kulluk edecek hak bir mabud, ilah yoktur ve sen O’nun elçisisin. Allah-u Teâlâ’ya yemin ederim ki, Allah’tan başka kimsenin bundan haberi yok idi.” Dedi.

Böylece ve kabilesinden birçok insanla beraber Müslüman oldu. Resulullah (s.a.v.) develeri alip, Harise kızını geri verdi. Babası, ağabeyleri ve kabilesinden birçok insandan sonra Cüveyriyye (r.anha) Müslüman oldu.

Yirmi yaşlarında Müslüman olan Cüveyriyye (r.anha) Resulullah efendimiz (s.a.v.) babasından isteyip, kandilerine nikahladılar ve dörtyüz dirhem mehir takdir ettiler.

Resulullah (s.a.v.) O’nunla evlendikten sonra, Berr olan ismini Cüveyriyye’ye çevirdi. İslâm tarihinde de, bu isimle anılmaya başlandı.

Eshab-i kiram (aleyhimürrıdvan), Resulullah (s.a.v.) ın Cüveyriyye (r.anha) yi nikaladığını duyunca;

-“Biz Resulullah (s.a.v.) ın ailesinin, anamızın akrabalarını hizmetçi olarak kullanmaktan haya ederiz.” Dediler
Bu hal yüzlerce esirin azâd olmasına vesile oldu. Cüveyriyye (r.anha) bu hali söyliyerek her zaman öğünürdü.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret- i Cüveyriyye bintü’l- Haris (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

 

Medine-i Münevvere (Eski fotoğraf)

 

Hazret-i Cüveyriyye bintü’l- Haris (Radiyallah-u anha) – 2

Hatta denildi ki;

-“Cüveyriyye (r.anha) nin mehri bütün müstalak kabilesinin azâd edilmesi oldu.”

Bu ciheti takdir eden Âişe-İ Sıddıka (r.anha);

-“Ben Cüveyriyye (r.anha) kadar kavmına hayrı dokunan kadın görmedim. Mustalak oğullarından yüzlerce kişi Cüveyriyye sayesinde esirlikten kurtulmuştur.

Peygamber efendimiz (s.a.v.), evlenmelerinin hepsini Âişe (r.anha) yı Allah-u Teâlâ’nın emri ile nikahladıktan sonra yaptı. Bunlar dini, siyasi veya merhamet ve ihsan ederek yapılan evlenmelerdir. (Bakınız Muhammed aleyhisselam). Nitekim Cüveyriyye (r.anha) ile olan evlenme de böyledir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki;

-“Bütüm zevcelerimle evliliklerim ve kızlarımı evlendirmem, hepsi Cebrail aleyhisselam’ın Allah-u Teâlâ’dan getirdiği izinle olmuştur.”

Hazret-i Cüveyriyye (r.anha), Resulullah (s.a.v.) ile birlikte, diğer hanımları gibi, sırası geldiğinde zaman zaman muhtelif gazvelere iştirak etmiştir. Cüveyriyye (r.anha) izzet-i iman sahibi metanetli bir hatun idi. Aynı zamnada çok ibadet ederdi. Peygamber efendimiz (s.a.v.) O’nun yanına geldiklerinde O’nu çok zikir yapar, kelime-i tevhid söyler bulurdu.
Peygamber efendimiz (s.a.v.) den bizaat işiterek rivayet ettiği hadis-i şerifler “yedi” tanedir.

Kendisinden İbni Abbas, İbn-i Ömer, Ubeyd İbn-i Sibik (aleyhimirridvan) v.b. hadis-i şerif nakletmişlerdir.

İbn-i Abbas (r.a.) Cüveyriyye (r.anha) dan şöyle rivayet etti,

-“Bir sabah camide ibadetle meşgül idim. Resulullah (s.a.v.) uğradığında Sübhanallah zikrini yapıyordum. Resulullah bir haceti (ihtiyacı) için dışarı çıktılar. Öğle üzeri tekrar geldiler ve yine ben aynı zikir ile meşgül idim.”

Buyurdular ki;

-“Sen hep böyle mi yaparsın?”

-“Evet.” Dedim.

Tekrar;

-“İstersen sana birkaç kelime öğreteyim de bu kelimeleri söyleyesin ve hem senin nafile ibadetlerin yerine geçe.” Buyurdular.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret- i Cüveyriyye bintü’l- Haris (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

 

Cennet-ül Baki’ kabristanlığı (Çok eski fotoğraf)

 

Hazret-i Cüveyriyye bintü’l- Haris (Radiyallah-u anha) – 3

 

Ve şu duayı öğrettiler;

-“Subhanallahi adede halkıhı (3 defa)

Subhanalahi  zinete Arşihi (3 defa)

Subhanallahi rida nefsihi (3 defa)

Sübhanallahi midade kelimatihi (3 defa)”

Hicri 56 (m. 576) yılında Medine’de vefat etmiştir. Mervan bin Hakem tarafından namazı kılınıp, Baki’ kabristanlığına defn edilmiştir.

Ebû Eyyüb (r.a.) ün Cüveyriyye (r.anha) dan bildirdiği hadfis-i şerifte;

-“Bir Cuma günü Peygamber efendimiz (s.a.v.) Cüveyriyye (r.anha) nın yanına gelmişlerdi. O gün Hazret-i Cüveyriyye (r.anha) oruçluydu.”

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) O’na;

-“Yarın oruç tutacak mısın?”

Diye sordular.

Cüveyriyye (r.anha);

-“Hayır.” Diye cevap verdiler

Tekrar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Dün oruçlu mu idin?” diye sordular.

Cüveyriyye (r.anha);

-“Hayir Yâ Resulallah.” Diye cevap verdi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Öyle ise iftar et (orucunu boz) buyurdular.

Ümmü Osman (r.a.) nın Cüveyriyye (r.anha) dan bildirdiği hadis-i şerfite Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem) buyurdular ki;

-“Erkeklerden kim ipek elbise giyerse, Allah-u Teâlâ kıyamet günü O’na ateşten bir elbise giydirir.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar

(1-Tabakat-ı İbn-i Sa’d cild 8, sahifa; 116)

(2-el-İsabe cild-4 sahife; 265)

(3-el-İstiâb cild; 4 sahife 358)

(4-Üsud-ül-gabe cild 5, sahife; 420)

(5-el-Â’lem cild; 2 sahife; 148)

(6-Sıfat-us-Safve cild; 2 sahife 26)

(7-İbn-i Hişam cild; 4 sahife; 398)

(8-Kamus-ül Â’lem cild; 3 sahife; 1854)

(9-Mevahib-i Ledünniyye cild 1 sahife; 218)

(10-Envar-ül Muhammediyye sahife; 155)

(11-Müsned-i Ahmed bin Hanbel cild 4 sahife 324- 329)

(12-Tam ilmihal Se’âdeti Ebediyye sahife 995)

 

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret- i Cüveyriyye bintü’l- Haris (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu