‘Hayat-üs Sahabe’ olarak etiketlenmiş yazılar

Revda-i Mutahhara (Sallallahualeyhi ve Sellem)

Abdullah bin Cahş (Radiyallah-u anhu)- 2

Muhacirlerden benimle birlikte gidecek birkaç kişi buldu.

-“Seni bu kişilerin üzerine kumandan tayin ettim.” Buyurarak

Bir mektup verdi;

-“Git. İki gece yol aldıktan sonra mektubu aç. Onda buyurulana göre haraket et.”

Ben;

-“Ya Resulallah! Hangi tarafa gideyim.” Diye sordum.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Necdiye yolunu tut. Rekiyeye, kuyuya yönel” buyurdu.

Nahle seferine memur edildiği zaman, İlk defa “Emir-el müminin” sıfatı verildi. İSLAM’DA İLK TAYİN OLUNAN ‘emir’ O OLDU.

Sekiz veya oniki kişilik bir birlik ile iki gün sonra Melel mevkiine vardıklarında mektubu açtı.

Mektupta şunlar yazılıydı;

-“Bismillahirrahmanirrahim,
-“Bu mektubu gözden geçirdiğin zaman Mekke ile Taif arasındaki Nahle vâdisine ininceğe kadar, Allah-u Teâlâ’nın ismi ve bereketiyle yürüyüp gidersin. Arkadaşlarından hiçbirini, seninle birlikte gitmeye zorlamayasın! Nahle vadisindeki Kureyşlileri, Kueryşlilerin kervanını gözetleyip ve denetleyesin. Onların haberlerini bize bildiresin.”

Emir-el Müminin Hazret-i Abdullah bin Çahş mektubu okuduktan sonra;

-“Bizler Allah-u Teâlâ’nın kullarıyız ve hep O’na döneceğiz. İşittim ve itaat ettim Allah-u Teâlâ’nın ve sevgili Resulü (s.a.v.) nün emrini yerine getireceğim.” Diyerek mektubu öpüp başına koydu.

Sonra arkadaşlarına dönerek;

-“Hanginiz şehid olmayı istiyor ve özlüyorsa, benimle gelsin. Gelmek istemeyen dönüp gidebilir, hiç birinizi zorlayıcı değilim. Gelmezseniz ben tek başıma gidip Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emrini yerine getireceğim.”dedi.

Arkadaşları hep birden;

-“Biz işittik. Allah-u Teâlâ’ya, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e ve sana itaat edicileriz. Nereye istersen Allah-u Teâlâ’nın BEREKETİ ÜZERE yürü.” Diye cevap verdiler.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Cahş (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

(Şehidlik) Abdullah bin Cahş ile DAYISI Hazret-i Hamza (r.anhüm) Kabri şerifleri

Abdullah bin Cahş (Radiyallah-u anhu)- 3

Cennetle müjdelenmiş olan (Aşer-i Mübeşşere’den) Sa’d bin Ebi Vakkas hazretleri (r.a.) nin de bulunduğu bu küçük ordu Hicaz’a doğru yol aldılar ve Nahle’ye geldiler. Bir yere gizlendiler. Oradan gelip geçen Kureyş’lileri gözetlemeye başladılar.

Bu sırada bir Kureyş kafilesi geçti. Develer yüklü idi.

Mücahid’ler, Kureyş kafilesine yaklaşarak onları İslâm’a davet ettiler. Kabul etmeyince çarpışma başladı.

Çarpışma sonunda birisini öldürdüler, ikisini esir aldılar, birisi atlı olduğu için ona yetişemediler. Kafirlerin bütün malı mücahidlere kaldı.

Hazret-i Abdullah bin Cahş (r.a.), bu ganimet mallarının BEŞTE BİRİNİ Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e ayırdı.

Bu ganimet, Müslümanların aldıkları İLK GANİMETTİ. Bu beşte bir hissede İLK AYIRAN BEŞTE BİRDİR. İlk öldürülen MÜŞRİK ve Alınan İLK ESİRLER de bu Nahle seferindeydi.

Bundan sonra Bedir gzâsı oldu. Alınan esirler için Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer ve Hazret-i Abdullah bin Cahş (r.anhüm) a danıştı.

Hicretin üçüncü senesinde yapılan Uhud harbinde büyük kahramanlıklar gösterdi. Hazret-i Abdullah bin Cahş (r.a.) yiğitliğin sembolüydü.

Aşer-i mübeşşere’den olan Sa’d bin Ebi Vakkas Hazretleri (r.a.), Uhud harbinde Hazret-i Abdullah bin Cahş (r.a.) arasında geçen konuşmayı şöyle anlattı;

-“Uhud’da savaşın çok şiddetli devam ettiği bir andı. Birdenbire yanıma sokuldu. Elimden tuttu ve beni bir kayanın dibine çekti.”

Bana şunları söyledi;

-“Şimdi burada bana duâ et, ben “Amin” diyeyim. Ben de duâ edeyim, sen de “Amin” de!”

Ben de;

-“Peki.” Dedim

Ben şöyle duâ ettim;

-“Allahım, bana çok kuvvetli ve çetin kafirleri gönder. Onlarla kıyasıya vuruşayım. Hepsini öldüreyim. Gazı olarak döneyim. Benim yaptığım bu duâ’ya bütün kalbiyle “Amin” Dedi.

Sonra kendisi duâ etmeye başladı;

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Cahş (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

(Şehidlik) Abdullah bin Cahş ile DAYISI Hazret-i Hamza (r.anhüm) Kabri şerifleri

Abdullah bin Cahş (Radiyallah-u anhu)- 4

Sonra kendisi duâ etmeye başladı;

-“Allahım, bana zorlu kafirler gönder kıyasıya onlarla vuruşayım. Cihad’ın hakkını vereyim. Hepsini öldüreyim. En sonun da bir tanesi de beni şehid etsin. Sonra benim dudaklarımı, burnumu, kulaklarımı kessin. Ben kanlar içinde SENİN HUZURUNA GELEYİM.

Sen Bana;

-“Abdullah, dudaklarını burnunu, kulaklarını ne yaptın?” diye sorduğunda,

-“Allahım! Ben onlarla çok kusur işledim, yerinde kullanamadım. Senin huzuruna getirmeyi utandım. Sevgili peygamberimin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de bulunduğu bu savaşta, toza toprağa bulandım de öyle geldim.”diyeyim.” dedi.

Gönlüm böyle bir dua’ya “Amin” demek arzu etmiyordu. Fakat o isteği ve önceden söz verdiğim için mecburen ‘AMİN’ dedim.

Daha sonra kılıçlarımızı çektik, savaşa devam ettik. İkimizde önümüze geleni öldürüyorduk. O son derece Bahadırâne harbediyor, düşman safhalarını tarumâr ediyordu.

Düşman hamle üstüne hamle ediyor, şehid olmak için derin bir iştiyakla hücumlarını tazeliyordu. “Allah Allah!” diye çarpışırken kılıcı kırıldı.

O anda Sevgili Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O’na bir hurma dalı uzatarak, savaşa devam etmesini buyurdu.

Bu dal MU’CİZE OLARAK kılıç oldu ve önüne geleni kesmeye başladı. Bir çok düşmanı öldürdü. Savaşın sonuna doğru Ebûl Hakem isminde bir müşrikin attığı oklarla arzu ettiği şehadete kavuştu.

Şehid olunca kafirler bu mübarek şehidin cesedine hücum ederek burnunu, dudaklarını ve kulaklarını kestiler.

Her tarafı kana boyandı.

Muharebe bittikten sonra Hazret-i Abdullah bin Cahş (r.a.) ı dayısı “SEYYİDÜŞÜHED” yani “ŞEHİDLERİN EFENDİSİ” Hazret-i Hamza (r.a.) yı aynı kabre defnettik.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Cahş (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Sevr Mağarası Yolu (Mekke-i Mükerreme)

Abdullah bin Ebi Bekr-i Sıddık (Radiyallah-u anhu);

Eshab-i Kiram (r.anhüm) den. İlk Müslümanlardan. Babası Ebû Bekr-i Sıdık (r.a.), annesi, Katile binti Abdiluzza’dır. Esma (r.anha) ile annesi kardeştir. Mekke’de doğduğu tahmin edilmesine rağmen tarihi bilinmemektedir.

Abdullah (r.a.), babası Ebû Bekr-i Sıdık (r.a.) davetiyle, küçük yaşta Müslüman oldu.

Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile babası’nın Mekke’den Medine’ye Hicretlerinde, Sevr mağarası’na geldiğinde HABERCİLİK VAZİFESİNİ YAPTI.

Zeki ve kabiliyetli bir genç olduğundan, babasının emir ve direktiflerini harfiyen yerine getirirdi. Gündüzleri mekke’de Kureyşliler arasında bulunup, onların Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) hakkında söylediklerini, konuşmalarını akşam vakti Sevr Mağarası’na gelerek, haber verirdi.

Geceyi orada geçirip, tan yeri ağarmadan Mekke’ye dönderdi. Bu hizmeti, Onun adını İslam tarihina geçirdi.

Hazret-i Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O’nu Ali bin Ebû Talib (r.a.) ile AHRET KARDEŞİ YAPTI. Atika binti Zeyd bin Amr (r.anha) ile evliydi.

Abdullah bin Ebi Bekir (r.a.), Hicret-i nebevi’den sonra Mekke’den Medine’ye geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile hicri 8. senesinde Mekke’nin Fethinde bulundu.

Mute Harbinde, İslam ordusu Kumandanı Zeyd ibn-i Harise (r.a.) nin şehid olmasını, sonra Ca’fer ibn-i Ebi Talib (r.a.) in sancağı almasını bunun da şehid olmasıyla Abdullah ibn-i Revaha (r.a.) nın kumandayı alıp onun da şehid olmasıyla, Halid bin Velid (r.a.) in kumandayı almasını; ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın bütün bunları Medine-i Münevvere’de Minber-i saadetinde başından sonuna kadar haber verdiğini r i v a y e t    e t t i .

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın bu mucizesini haber vermesiyle rivayeti kitablara geçti.

Mekke’nin fethinden sonra Huneyn Gazvesi’ne katıldı. Huneyn’den kaçan Sakif ve Hevâzinliler’in toplanmalarına mani olmak için onların sığınıp, saklandıkları Taif Kalesi’ni muhasara etti. Muhasarada ok isabet edip, yaralandı. Medine’ye yaralı olarak döndü.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Ebi Bekr-i Sıddık (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Sevr dağı ve mağarası (Mekke-i Mükerreme)

Abdullah bin Ebi Bekr-i Sıddık (Radiyallah-u anhu)- 2

Abdullah bin Ebi Bekr-i Sıddık (r.a.) Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için hazırlanan hulleyi (elbise) yedi altına satın almıştı. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın tekfinine uygun görülmeyince, teberrüken kendine kefen için saklamıştı.

Ruhunu teslim edeceği sırada;

-“Bunda, hayır ve bereket olsa idi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tekfin olunurdu.” Deyip, kendisine bunu kefen yaptırmadı.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in hilafetinin başlarında hicretin onbirinci senenin şevval ayında Taif’te aldığı yaranın iyileşmemesi sebebiyle vefat etti.

Cenaza namazını Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) kıldırdı. Kabrine ise Hazret-i Ömer (r.a.), Talha (r.a.) ve kardeşi Abdurrahman bin Ebû Bekir (r.a.) indirmişlerdir.

Taif şehidlerinden sayılır.

O’nun vefatından bir müdeet sonra Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) e, Sakif heyeti geldi. O sırada Hazret-i Abdullah (r.a.) ın ölümüne sebep olan ok, Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in yanındaydı.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) oku, heyettekilere göstererek;

-“İçinizde bu oku tanıyanınız var mı?” diye sordu.

Aclân oğullarının kardeşi Hazret-i Sa’d bin Ubeyd;

-“Bu oku ben yontum. Ucunu ben sivrilttim; tüyünü ben taktım; bunu atan da benim.” Dedi.

Bunun üzerine Hazret-i Ebû Bekir (r.a.);

-“Bu ok, Abdullah bin Ebi Bekr-i şehid eden oktur. Senin elinle ona şehidlik şerbetini içiren, onun eliyle seni öldürtmeyen Allah’a Hamd olsun. Allah’ın himayesi geniştir. Buyurdu.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Ebi Bekr-i Sıddık (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Şehidlik (Uhud savaşının yapıldığı alan)

Hanzala bin Ebi Amir (Radiyallah-u anhu);

Medineli Eshab (r.anhüm) ın meşhurlarından şehid ve MELEKLERİN YIKADIKLARI bir zat. İsmi Hanzala bin Ebi Amir bin Safi bin Mâlik olup lakabı Taki ve Gasil-ül Melaike’dır. Medine’de Evs kabilesinden olup, kavminin Eşrafından idi.

Babası Ebû Amir Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in Medine’ye teşrif etmesi üzerine O’na (s.a.v.) düşman olmuş ve Medine’den ayrılarak, Mekke’ye gitmiş müşriklerle bir olmuştu.

Bundan dolayı Ona FASIK lakabı verilmişti. Annesinin ismi tesbit edilememiştir.

Hanzala (r.a.) bi’setten evvelde iman sahibi olup, Allah’ın birliğine inanır putlara tapmazdı. Hanif dininde idi. Müslüman olmadan evvel inzivaya çekilmiş bir halde, insanlardan uzak devamlı kendi haline ibadetle meşgül olurdu.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in daveti üzerine hemen İMAN ETTİ. Babası ile tam bir cedel (kavga) halı ortaya çıktı. Babası iman etmesini istemiyordu. Hanzala (r.a.) nın doğum tarihi bilinmemekte olup Hicret’in üçüncü (M. 624) yılında Uhud’da şehid oldu.

Hanzala Bedir gazâsında bulundu. O zaman henuz bekardı. Bedir gazâsından bir müddet sonra Abdullah bin Ubey’in kızı ile nikahlandı. Nikahtan bir hafta sonra düğün olacaktı. Ertesi günde Uhud’da kureyş müşrikleriyle çarpışılacaktı.

Hanzala (r.a.) geceyi medine’de hanımının yanında geçirmek için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dan izin istedi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de musaade buyurdu. Medine’ye geldi. Hanımı Cemile (r.anha) ile o gece beraber kaldı. Cumartesi günü sabahlayin Uhud’a yetişmek için çok acele yola çıktı.

Yola çıkacağı sırada, hanımı cemile (r.anha) orada bulunan kavminden dört kişi çağırdı ve Hanzala (r.a.) ile evlendiklerini söyleyip;

Eğer çocuk olursa Hanzala (r.a.) nın olacağını bildirip, onları şahid tuttu.

Oradaki dört şahid;

-“Buna ne lüzüm vardı?” diye sordular.

Cemile (r.anha);

-“Ruyamda sema’nın açıldığını ve Hanzala (r.a.) içeri girdikten sonra kapandığını gördüm.” Dedi.

Ruyası hakikat olup, Uhud şavaşında Hazret-i Hanzala (r.a.) şehid oldu. Abdullah isminde bir oğulları oldu. Abdullah bin Hanzala (r.a.) olarak tanınan bu oğlu, Yezid zamanında şehid edildi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hanzala bin Ebi Amir (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Okçular tepesinden Uhud savaşının yapıldığı meydan’ın görüntüsü

Hanzala bin Ebi Amir (Radiyallah-u anhu)- 2

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uhud’da harp için safları düzeltirken Hanzala (r.a.) yetişti ve Eshab-i Kiram (r.anhüm) arasına karıştı.

Hazret-i Hanzala (r.a.) bin Ebi Amir (r.a.), diğer Sahabiler gibi can siperane müşriklerin üzerine atıldı. Şehidlik mertebesine kavuşmak için durmadan savaştı. Daha sonra müşrikler bozuldular, dağılıp kaçmaya başladılar.

Hanzala (r.a.), Ebû Süfyan (r.a.) ın (Uhud savaşında Ebû Süfyan daha Müslüman olmamıştı) önünü kesti. Atının bacaklarını kılıcıyla uçurdu. At kuyuğunu iki bacağı arasına sokup, arka ayakları üzerine çökünce Ebû Süfyan (r.a.) yere düştü.

Korkudan ne yapacağını şaşıran Ebû Süfyan (r.a.);

-“Ey Kureyş ben Ebû Süfyan’ım Hanzala beni öldürecek yetişin.” Diye sesi çıktığı kadar bağırmağa başladı.

Müşriklerden bir çokları Ebû Süfyan (r.a.) ın sesini işittikleri halde canlarının derdine düştüklerinden hiç aldırış eden olmadı. Fakat Şeddad bin Esved Hanzala (r.a.) ya arkadan yaklaşıp haince , sırtından mızrakladı.

Hanzala (r.a.) mukbele etmek istedi. Fakat imandan nasibi olmayan bu müşrik ikinci bir darbe daha vurup Hanzla (r.a.) yı şehid etti. 3 (M. 624)

Ebû Süfyan kalkarak kaçtı. Hanzala (r.a.) yı Bedir’de öldürülen oğlu yerine öldürülmüş kabul etti.

Hanzala (r.a.) şehid olunca Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Ben Hanzala’yı meleklerin GÖKLE YER ARASINDA GÜMÜŞ BİR TEPSİ içinde yağmur suyu ile yıkadıklarını gördüm.” Buyurdu.

Ebû Useyd Said (r.a.) diyor ki;

-“Gidip Hanzala (r.a.) ya baktım. Başından YAĞMUR SUYU AKIYORDU. Döndüm bunu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) a haber verdim.”

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımına haber gönderip bunun sebebini sordu.

-“Hanımı da, Uhud’a çıktığı zaman Hanzala (r.a.) nın cünüp olduğunu bildirdi.”

Hanzala (r.a.) Uhud’a yetişmek için çok acele edip yetişmemek korkusu kendini kapladığından acele ile gusl etmeyi unutmuştu.

Babası Ebû Amir müşrikler içinde bulunduğundan Hanzala (r.a.) ya işkence yapılmasına mani oldu.

Çünkü müşiklerin şehid olan sahabilerin burunlarını, kulaklarını ve uzuvlarını kesiyorlardı. Bundan sonra Hanzala (r.a.) nın adı GASİL-ÜL MELÂİKE (Melekler tarafından yıkanmış kimse) diye anıldı.

Medine’de Eshab-i Kiram (r.anhüm) ın Evs kabilesinden olanlar, Hazreç kabilesinden olanlara karşı “Melekler tarafından yıkanan Hanzala (r.a.) bizdendir.” Diye iftihar ediyorlardı.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hanzala bin Ebi Amir (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kabe-i Mükerreme (İbrahim aleyhis selam makamı)

Abdullah bin Hanzala (Radiyallah-u anhu);

Eshab-i Kiram’ın faziletlerinden, meşhurlarından, Babası da, Eshab’dan olup, Gasılül-melaike (öldüğünde melekler yıkamıştır) lakabiyle tanınmıştır.

Annesi Cemile binti Abdullah’tır. Hanzala (r.a.) Uhud Vak’ası gecesi evlenmiş, ertesi gün Uhud’da ŞEHİD OLMUŞTUR.

Abdullah (r.a.) Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in vefatında yedi yaşında bulunup, rüyet (görme) ve sohbete nail olmuştur. Birkaç Hadis-i şerif bildirmiştir.

63 (M. 682) senesinde Yezid bin Muaviye’nin askeriyle, Abdullah bin Zübeyr (r.a.) e biat eden Ehl-i Medine arasında meydana gelen ‘Hara’ muharebesinde Zilhaccenin bitmesine üç gün kala Perşembe günü şehid olmuştur.

Önce sekiz oğlunu birer birer muharebeye çıkarıp, hepsi şehid olduktan sonra, kılıcının kınını kırarak Yezid munafığın askerlerinin içine dalmış, şehid oluncaya kadar mücadele etmiştir.

Abdullah bin Hanzala (r.a.) Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) den, Hazret-i Ömer, Abdullah bin Selâm ve Ka’b-ül Akba (r.anhüm) dan Hadis-i Şerif rivayet etmiştir.

Kays bin Sa’d ibn-i İbâde Esma binti Zeyd bin El-Hattab, ibn-i Ebi Müleyke, Abbas bin Sehl ve bir çok âlim’de Abdullah bin Hanzala (r.a.) dan hadis-i şerif rivayet etmişlerdir.

Abdullah bin Süfyan (r.a.) dedi ki;

-“Ben babamı şöyle derken işittim; Abdullah bin Hanzala (r.a.) yı şehid edildikten sonra ruyada çok güzel bir şekilde gördüm.”

Hanzala (r.a.) ya sordum;

-“Ey Ebû Abdurrahman sen öldürülmedin mi?”

Bana;

-“Evet, fakat öldürülünce Rabbim beni karşıladı ve Cennetine koydu. Ben burada serbest serbest dolaşıyor ve Cennet ni’metlerinden istediğimi yiyiyorum.” Diye cevab verdi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Hanzala (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kabe-i Mükerreme

Abdullah bin Hanzala (Radiyallah-u anhu)- 2

Ben tekrar;

-“Ya senin eshabın arkadaşların? Onlara ne oldu?” diye sordum.

Abdullah bin Hanzala (r.a.);

-“Onlar benim sancağım etrafındadırlar. Ki, sen bunu görüyorsun.” Dedi.

Ebû Süfyan (r.a.);

-“Uykumdan uyandım. Gördüğüm ruya’nın Hazret-i Abdullah bin Hanzala (r.a.) için HAYIRLI olduğunu anladım.” Dedi.

İkrima bin Ammâr, Damdan bin Cevs (r.anhüm) Abdullah bin Hanzala (r.a.) den rivayetle diyor ki;

-“Hazret-i Ömer (r.a.) bize akşam namazı kıldırdı. Birinci rekatte hiçbir şey okumadı. İkinci ve üçüncü rekatte bir FATİHA VE BİR SÜRE OKUDU. Namazı tamamladı. Sonra peşpeşe iki (Secde-i sehv) yaptı ve selam verdi. (Böylece secde-i sehv farzın tehir edilmesinde de yapıldığı açıkça anlaşılmış oldu.)”

Süfyan bin Selim (r.a.) in rivayetine göre;

-“İblis Abdullah bin Hanzala (r.a.) ya göründü ve; (-“Dinle sana bir şey öğreteyim.)” dedi.

İbn-i Hanzala (r.a.);

-“Senden bir şey öğrenmeye ihtiyacım yoktur..” diye cevap verdi.

Şeytan;

(-“Dinle de istersen alırsın istersen almazsın.)” dedi.

Ve;

(-“Ey Hanzala’nın oğlu Allah’tan başkasından bir şey isteme, her istediğini Allah-u Teâlâ’dan iste. Kızdığın da nasıl bir hal aldığına bak. Sen kızdığın zaman ben sana hakim olurum.)” dedi.

Ahmed bin Hanbel (r.a.) Müsned’inde Abdullah bin Hanzala (r.a.) dan şu hadis-i şerifleri rivayet etmiştir.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki;

-“Bile bile bir dirhem gümüş kıymetinde faiz yemek, otuz zinadan daha çok günahtır.”

Diğer hadis-i şerif kitablarında zikredilenlerden;

Abdullah bin Hanzala (r.a.), Sa’d bin Ubâde hazretlerinin oğlunun (r.a.) evine arkadaşlarıyla ziyerete gitmişti. Namaz vakti gelince ev sahibine, imâm olmasını teklif ettiler. O da misafirlerden birinin imâm olmasını istedi.

Hazret-i Abdullah (r.a.); Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Bir kimsenin kendi yatağında yatması, hayvanına binmesi ve evinde imâmlık etmesi evlâdır.” Buyurdu diye rivayette bulundu.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Hanzala (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kabe-i Mükerreme (İbrahim Aleyhis Selam makamı)

Muhammed bin Mesleme (Radiyallah-u anhu);

Eshab-i Kiram (r.anhüm) meşhurlarinden. Yaklaşık olarak 588 yıllarında Medine’de doğdui 43 (M. 664) senesinde Medine’de vefat etti.

İslam’ın ilk yıllarında Mus’ab bin Umeyr (r.a.) vasıtasıyla MÜSLÜMAN OLDU. İslamiyet’i çok iyi öğrenen ve bilen Muhammed bin Mesleme (r.a.), şecaatiyle de meşhur olup, Eshab-i Kiram (r.anhüm) ın ileri gelenlerindendir.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) savaşlara gittiğinde bazen O’nu Medine’deki günlük işleri yürütmek üzee EMİR OLARAK VAZİFELENDİRMİŞ, bazı savaşlarda da öncü kuvvetlerin kumandanı tayin buyurmuştur. Muhammed bin Mesleme (r.a.), Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarına katıldı.

Bedir ve Uhud savaşından sonra Mekkeli müşriklerin ölüleri hakkında ağıtlar, şiirler söyleyerek müşrikleri kışkırtan, peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e ve Müslümanlara dil uzatarak FİTNE ÇIKARAN, Hatta Peygamberimiz (s.a.v.) e SUİKAST TERTİPLEMEYE KALKIŞAN Ka’b bin Eşref adlı Yahudi zengin vardı.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Eshab-i Kiram (r.anhüma) a;

-“Ka’b bin Eşref’i kim öldürür? Çünkü, o Allah ve Resulüne eza etmiştir.” Buyurdu

Muhammed bin Mesleme (r.a.);

-“Ya Resulallah, İster misin, ben O’nu öldüreyim?” dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Evet, isterim.” Buyurdu.

Muhammed bin Mesleme (r.a.), Resulullah (s.a.v.) a bu sözü verince birkaç gün bu iş üzerinde durdu.

Ebû Naile, Abbas bin Bişr, Haris bin Evs, Ebû Abs İbn-i Cerir (r.anhüm) in yanına gidip, meseleyi onlara açtı.

Hepsi uygun gördüler.

-“Beraber öldürürüz.” Dediler.

Birlikte Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi veSellem) e geldiler;

-“Ya Resulallah! İzin buyurursanız, biz onunla konuşurken, sizinle ilgili, Ka’b’ın hoşuna gidecek bazı sözler söylemeliyiz.” Dediler.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem), onlara istediklerini söylemekte musaade buyurdular.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Muhammed bin Mesleme (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu