‘Hayat-üs Sahabe’ olarak etiketlenmiş yazılar
Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu)- 5
03 Ekim 2009Ravda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu)- 5
Hatib (r.a.);
-“Senin bağlı olduğun ve daha hayırlısı olmadıkça bırakmayacağını söylediğin dininden daha HAYIRLI OLAN DİN, HİÇ ŞÜBHESİZ İSLAMİYET’TİR. Biz seni Allah-u Teâlâ’nın bu SON DİNİN, İSLMAİYET’E DAVET EDİYORUZ Kİ, ALLAH, DİNİNİ O’NUNLA TAMAMLAMIŞ, O’NU İNSANLARA YETERLİ KILMIŞTIR. Dahası da yoktur. Bu Peygamber, (Yani Muhammed Alayhis-Selam), yalnız seni değil, bütün insanları davet etti. Bu Pygamber, insanları İslam’a davet ettiğinde;”
Kureyş, o’na;
-“İnsanların en fazla tepki gösterip, kaba davrananı, Yahudiler en fazla düşmanlık edenleri, Hiristiyanlar da en yakın olanları oldu.”
-“Hayatım hakkı için yemin ederim ki, Musa Alayhis-Selam, İsa Aleyhis-Selam’ı müjdelemesi, ancak İsa Aleyhis-Selam’ın Muhammed Aleyhis-Selam’ı müjdelemesi gibidir. Binaenaleyh, bizim seni Kur’an-i Kerim’e davet etmemiz, senin Yahudileri İncil’e davet etmen gibidir. Şüphesiz malımundur ki, her Peygamber kendisini anlayıp idrak edecek bir kavme gönderilmiştir. Ve o kavmin, bu Peygamber’e itaat etmesi, üzerine vacip olmuştur. İşte sen de bu Peygamber’e yetişenlerden birisisin. Biz seni Mesih’in dininden nahyetmiyoruz. Fakat bu yeni dine davet ediyoruz.”
Mukavkıs; -“Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in mektubunu aldı Çok hürmet gösterip, fildişinden yapılmış bir kutu içine koydu. Kutuyu mühürledi ve cariyesine teslim etti.”
Adı geçen bu mektub 1267 (M. 1850) senesinde Mısır’ın Ahmin bölgesinde eski bir manastırdaki kıbt kitabları arasında bulunmuş ve Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid Han tarafından satın alınarak, İSTANBUL Topkapı Sarayı, mukaddes Emanetler Bölümüne konmuştur. Orada MUHAFAZA edilmektedir.
Mukavkıs, Hazret-i Hatib bin Ebi Beltea (r.a.) yı Mısır’da 5 gün misafir etti. Çok hürmet edip, ikramlarda bulundu. Mukavkıs, bir gece haber salıp, Hazret-i Hatib (r.a.) ı huzuruna çağırtıp, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakkında birçok sorular daha sordu. Arapça konuşan tercumanından başka kimse yoktu.
Mukavkıs;
-“O’nun hakkında soracağım şeylere doğru cevap verir misin? Eshabının arasında seni seçip gönderdiğini biliyorum. Ben sana üç şey soracağım.”
Hatib (r.a.);
-“İstediğin şeyi sor! Ben sana ancak doğruyu söyleyeceğim.” Dedi.
Mukavkıs;
-“Muhammed (s.a.v.), insanları neye davet ediyor?”
Hatib (r.a.),
Devam edecek….
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu)- 6
04 Ekim 2009Ravda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve sellem) Bab-ül Baki’
Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu)- 6
Hatib (r.a.),
-“Yalnız Allah-u Teâlâ’ya ibadet etmeye davet ediyor. Gece ve gündüzünde beş vakit namazı kılmayı emrediyor. Ramazan orucunu tutmayı, Kâ’be’ye (Beytullaha) hac etmeyi, verilen sözde durmayı emrediyor. Ölmüş hayvan etini ve kan yemekten med ediyor.”
Mukavkıs;
-“ O’nun şekil ve şemalini (fiziki görünüşünü) bana tarif et!”
Hazret-i Hatib bin Ebi Beltea (r.a.) kısaca tarif etti. Birçoğunu saymamıştı.
Mukavkıs;
-“Anlatmadığın daha bazı şeyler kaldı. Öyle ki, gözlerinde azıcık kırmızılık, arkasın, arkasında PEYGAMBERLİK MÜHÜRÜ VARDIR. Kendisi merkebe biner, harmani (sof) giyer, hurma ve az etli yemekle geçinir. Amcaları veya amca oğulları tarafından korunur.
Hatib (r.a.);
-“Bunlar da onun sıfatıdır.”
Mukavkıs;
-“Ben gelecek bir Peygamber kaldığını biliyordum. Fakat O’nun Şam’dan çıkacağını sanıyordum. Çünkü daha önce Peygamberler hep oradan çıkmışlardı. Gerçi Son Peygamber’in Arabistan’da, sertlik, darlık, yokluk ülkesinde çıkacağını da kitablarda görmüştüm. Allah’ın kitabında sıfatlarını yazılı bulduğumuz Peygamberin ortaya çıkma zamanı da, tam bu zamandır. Biz O’nun vasfını; iki kız kardeşi bir nikah altında birleştirmez. Hediyeyi kabul eder, sadakayı kabul etmez. Fakirlerle, yoksullarla oturur, kalkar! Diye de KİTABTA YAZILI BULMUŞTUK. O’na uymak hususunda Kıbtılar beni dinlemezler. Ben saltanatımdan da ayrılmayacağım. Bu hususta çok cimriyim. O Peygamber, ülkelere hakim olacak, kendisinden sonra da Sahabileri, bu topraklarımıza kadar gelip konacaklar. En sonunda şuradakilere gâlip geleceklerdir. Ben Kıbtılere bundan ne bir kelime anarım, ne de hiçbir kimseye, bu konuşmamı bildirmek isterim.”
Mukavkıs, Arapça yazan kâtibini çağırdı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in mektubuna şöyle cavep yazdırdı.
-“Abdullah oğlu Muhammed’e, kıptılerin büyüğü Mukavkıs’tan!;”
-“Selam, senin üzerine olsun. Gönderdiğim mektubunu okudum. Orada zikrettiğin şeyi ve yaptığın daveti anladım. Ben de bir peygamberin geleceğini biliyordum. Ama O’nun Şam’dan çıkacağını zanediyordum. Elçine ikramda bulundum. Sana Kıbtılerin yanında büyük değeri bulunan iki vcariye ile giyecek elbise gönderdim. Bir de binmen için dişi bir katır hediye ettim.”
Mukavkıs, bundan başka ne bir şey yaptı, ne de Müslüman olmuştu.
Devam edecek….
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu)- 7
05 Ekim 2009Ebû Bekri-Sıddık (r.a.) mescidi (Medine-i Münevvere)
Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu)- 7
Mukavkıs, bundan başka ne bir şey yaptı, ne de Müslüman olmuştu.
Hazret-i Hatib bin Ebi Beltea (r.a.) ya;
-“Hemen memleketine, sahibinin yanına dön! O’nun için İKİ CARİYE, iki binek hayvanı, bin mıskal (bir miskal 4,8 gr.) altın, yirmi takım Mısır işi ince elbise ve daha başka hediyeler gönderilmesini emrettim. Senin için de, yüz dinar ve beş takım elbise verilmesini söyledim. Yanımdan ayrılıp git, sakın, Kıbtılar, senin ağzından tek kelime bile işitmesinler.” Dedi.
Mukavkıs, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e ayrıca billur bir kadeh, kokulu bal, sarık, Mısır keten kumaşı, öd, misk gibi güzel kokular, baston, bir kutu içinde SÜRMELİK, gül yağı, tarak, makas, misvak, ayna, iğne ve iplik de HADİYE ETTİ.
Mukavkıs, Hazret-i Hatib (r.a.) e Pygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakkında;
-“Sürme kulanır mı?” diye sormuştu.
Hazret-i Hatib (r.a.) de;
-“Evet! Aynaya bakar, saçını tarar, seferde hazarda, aynayı sürmedanlığı, tarağı, misvaki yanından ayırmaz!” demişti.
Mukavkıs’ın Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e hadiye olarak gönderdiği iki cariye Mariye (r.anha) ve kardeşi Sirin’ (r.anha) di.
Hatib bin Ebi beltea (r.a.) yolda bunlara Müslüman olmalarını teklif edince, kabul edip, MÜSLÜMAN OLMUŞLARDI.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hazret-i Mariye (r.anha) yi hanım olarak kabul edip, onunla evlendi. Oğlu Hazret-i İbrahim (r.a.), ondan olmuştu. Sirin (r.anha) i de eshabindan ‘Şair’i Nebin olan Hassan bin Sabit (r.a.) e verdi.
En iyi cins ve beyaza çok yakın gri tüylü iki binek hayvanından Katıra “DÜLDÜL”, Merkebe de “Ufeyr” veya “Yafur” adı takıldı.
O güne kadar Arabistan’da AK TÜYLÜ KATIR, GÖRÜLMEMİŞTİ. Müslümanların ilk gördüğü ak tüylü katır, DÜLDÜL oldu. Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hediye edilen BİLLUR KADEHLE su içerdi.
Hazret-i Hatib bin Ebi Beltea (r.a.), Mukavkıs’ın yanında kısa bir müddet kaldı. Halbuki yabanci heyetler, Mukavkıs’ın yanında bir ay veya daha fazla kalırlardı.
Devam edecek….
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu)- 8
06 Ekim 2009Hudeybiye’de Harem bölgesini gösteren âlemler
Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu)- 8
Hatib (r.a.) 5 gün kaldıktan sonra Mukavkıs’ın ülkesinen ayrıldı. O, Hazret-i hatib (r.a.) i Arap yarımadasına muhafız askerlerle gönderdi. Bunlar Arabistan’a ayak bastıkları sırada, Şam’dan Medine-i Münevvere’ye gitmekte olan bir kafileye rastladılar. Hatib (r.a.) da, Mukavkıs’ın askerlerini geri çevirip, o kafileye katıldı.
Hatib bin Ebi Beltea (r.a.) hediyelerle Medine’ye gelip, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın huzuruna kavuştu.
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de, Mukavkıs’ın hediyelerini kabul etti. Hazret-i Hatib (r.a.), Mukavkıs’ın mektubunu verip, sözlerini nakledince,
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki;
-“Ne kötü adam! Saltanatına kıyamadı. Halbuki iman etmesine mani olan saltanatı ise, kendisinde kalmayacak!”
Hazret-i Hatib bin Ebi Beltea (r.a.) in Allah’a ve Resulü (s.a.v.) ne İMANI TAMDI. DİNİNDEN ASLA DÖNMEDİ. Yakınlarına olan merhametinin çokluğu, onları kayırması sebebiyle Mekke’li müşriklere bir mektub göndermişti.
Bu hadise Eshab-i Kiram (r.anhüm) arasında infiale sebep olmuş, hatta öldürülmesini isteyenler bile çıkmıştı.
Fakat Cenab-ı Hak Mümtehine suresi 1’ nci âyet-i Celilesinde;
-“Ey iman edenler, benim düşmanlarımı ve kendi düşmanlarınızı dost edinmeyininiz” buyurarak, Hazret-i Hatib (r.a.) in imanına şehadet etmiştir.
Şöyle ki;
Mekke’nin fethedildiği sene Resül-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in hareketinden önce Hazret-i Hatib (r.a.), Kureyş’in azatlılarından olup, medine’de kalmakta olan Sâre adında bir kadınla, Mekke’den bazı tanıdıklarına Hazret-i peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in hazırlık planından bahseden BİR MEKTUP GÖNDERDİ.
Mektubta şunlar yazılı idi;
-“Ey Kuryş ahalisi, hiç şüpheniz olamsın, hazret-i Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ÜZERİNİZE BULUT GİBİ BİR ASKERLE GELİYOR Kİ, BU ASKER ÇOŞKUN, ÇAĞLAYAN BİR SEL GİBİDİR. Allah’a yemin ederim ki, Allah’ın Resulü sizin üzerinize yalnız başına da gelse, Cenab-ı Hak O’nu muzaffer kılarak memnun ve mesrur edecektir. O halde başınızın çaresine bakınızi Vesselam.”
Öte yandan Cebrail Aleyhis-Selam gelerek, gizlice mektup gönderildiğini, mektubun kim tarafından, kiminle ve nasıl gönderildiğini haber verdi.
Devam edecek….
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu)- 9
07 Ekim 2009Bedir kuyusu (Bedir savaşının yapıldığı yer)
Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu)- 9
Bunun üzerine Hazret-i Ali, Zübeyr ve Mikdad bin Esved (r.anhüm) den meydana gelen bir ekibi, mektubu götüren kadını yakalayıp, getirmekle görevlendirdi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara;
-“Hâh bahçesine vardığınızda sol tarafınızda yolcu bir kadın bulacaksınız. Beraberinde bir mektup götürmektedir. Kendisini yakalayıp getiriniz!” Buyurdular.
Hâh, Mekke ile Medine arasında koruluk bir yerdi.
Ekip, adı geçen yere vardığında tarif edildiği gibi bir kadın gördüler ve yakalayıp, mektubu meydana çıkarmasını istedilerse de, kadın inkar etti.
Bunun üzerine;
-“Ya mektubu çıkarırsın veya elbiseni soyar arama yaparız.” Tehdidinde bulundular.
Neticede kadın saçanın örgüsü arasından mektubu çıkarıp verdi. Böylece mektubu Hatib bin Ebi Beltea (r.a.) nın yazdığı ortaya çıkmıştı.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisini bu sebeple çağırıp;
-“Ya Hatib bu nedir?” diye sorunca
Hatib bin Ebi beltea (r.a.);
-“Ya Resulullah acele buyurmayınız. Ben aslında Kureyş kabilesinden değilim. Fakat onlarla münasebetim vardır. Öte yandan Muhacirlerin Mekke’de akrabası çoktur. Onların, orada kalan çoluk çocuğunu ve mallarını korurlar. Benim ise, Mekke’de hiç himaye edecek kimsem yoktur. İşte bu mektub vesilesiyle, onlar arasında minnettarlar kazanarak, akrabamı korumak istedim. Yoksa bu teşebbüsüm, kafirlerden yana olmak, dinimden dönmek ve onlara yardım etmek için değildir.” Cevabını verdi.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve Sellem) de;
-“Doğrudur.” Diye kendisni tasdik etti.
Hazret-i Ömer (r.a.);
-“Ey Allah’ın Resul-ü! Bırak da şu munafığın boynunu vurayım.” Diye atılınca
Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem);
-“Ey Ömer!
Devam edecek….
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu)- 10
08 Ekim 2009Resulullah (s.a.v.) in Bedir savaşında gölgelendiği yerde yapılan mescid-i Ariş
Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu)- 10
Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem);
-“Ey Ömer! Bu zat Bedir savaşına katıldı. Ne bileceksin, belki Cenab-ı Hak, Bedir’de hazır bulunanları iltifat buyurarak;(-“Ne istersen yapınız! Ben sizi bağışladım.”) buyurmuştur.” Deyince,
Hazret-i Ömer (r.a.) ağlamağa başladı. Bunun üzerine Mümtehine suresinin 1’nci ayeti nazil olmuştur.
Ayet-i Kerim’de Hazret-i Hatib (r.a.) in İmanına Cenab-ı Hak’ın şahit olması şöyle açıklanıyor;
Cenab-i Hak;
-“Ey İman edenler! Benim ve sizin düşmanlarınızı dost edinmeyin.” Buyurarak Hazret-i Hatib (r.a.) in durumu anlatılmak istenmiş ve kendisinin her şeye yukarıda belirtiğimiz niyeti taşıyarak yazdığı mektubuna rağmen Mü’min olduğu ifade buyurulmuştur.
Bu Ayet-i Kerime’nin gelmesinden ve Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in, O’nun sözünü doğruluğunu tasdik etmesinden sonra, Eshab-i Kiram (r.amhüm) dan hiç birinin O’nun hakkında kötü bir zannı kalmadı.
Eshab-i Kiram’ın rivayetlerini toplayan eser sahipleri, bu hadiseyi O’nun faziletini, Allah ve Resulü (s.a.v.) ne bağlılığını göstermek için yazmışlardır.
Yukarıdaki, Hadis-i Şerif, Allah-u Teâlâ’nın ve Resülü (s.a.v.) nün O’nu bağışladığını, dünya ve ahrette affedildiğini göstermektedir.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in ahrete teşriflerinden sonra, Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) zamanında Hatib (r.a.), tekrar Mısır’a elçi olarak gönderildi.
Ebû Bekir (r.a.) in hilafetinden sonra Hazret-i Ömer (r.a.) devrinde de bu vazifesini çok iyi bir surette yapan hatib (r.a.) Mukavkıs ile bir antlaşma imzaladı.
Bu antlaşma, MISIR’I FETH EDEN Âmir İbnü’l Âs (r.a.) (r.a.) zamanına kadar yürürlükte kaldı.
Hatib bin Ebi Beltea (r.a.), Medine-i Münevvere’de vefat etmiştir. Cenazesini Hazret-i Osman (r.a.) kaldırmış ve Baki’ kabristanına defnedilmiştir.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hatib bin Ebi Beltea (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Hubeyb (Habib) bin Adiy (Radiyallah-u anhu);
09 Ekim 2009Reci’ suyu Güzide sahabelerin şehid edildikleri mekan
Hubeyb (Habib) bin Adiy (Radiyallah-u anhu);
Eshab-i Kiram’ın şehitlerinden. Ensar’dan ve evs kabilesindendir. Hicretten önce MÜSLÜMAN OLDU. Bedir ve Uhud savaşına katıldı. Bu savaşlarda büyük kahramanlıklar gösterdi.
Bedir savaşında Haris bin Nefvel adındaki meşhur müşriki öldürmüştür. Hicretin 4.(M. 625) senesinde vuku bulan Reci’ yak’asında esir edilip, Mekke’ye götürülerek müşriklere verildi ve orada onlar tarafından şehid edildi.
Uhud savaşında kendilerinden bazılarının öldürülmesi üzerine Müslümanlara kin tutan Libyan oğulları öc almak istediler. Bu maksatla Adal ve Kare kabilesiyle anlaşıp, bu kabilelerden bir heyeti Medine’ye göndermeyi planladılar.
Müslüman olduğunuzu söylersiniz. Zekat vereceğiz, bunu almak ve bize İslam’ı öğretmek üzere Muallim istiyoruz dersiniz. Gelenlerin bir kısmını öldürür öcümüzü alırız. Bir kısmını da Mekke’ye götürüp Kureyş’e satarız. Dediler.
Bu iki kabileden altı veya yedi kişilik bir heyet Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e gelerek;
-“Müslüman olduk, bize Kur’an-i Kerim’i ve dini bilgileri öğretecek Mualimler ver.” Dediler.
Bu sırada Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke’li müşriklerin savaş hazırlığı içinde olup, olmadıklarını kontrol etmek üzere on kişiden meydana gelen bir seriyye (keşif kolu) hazırlamıştı. Adal ve Kare kabilesinden de böyle bir heyetin gelip muallim istemeleri üzerine durumu araştırmak inceleyip, ilgilenmek üzere bu on kişilik keşif kolunu gelenlerle birlikte gönderdi.
Eshab-i Kiram (r.anhüm) den kurulan bu seriyyede bulunanlardan üçünün ismi bilinmemektedir.
İsmi bilinen yedi sahabe-i Kiram şunlardır;
Mersed bin Ebi Mersed, Halid bin Ebi Bükeyr, Asım bin Sâbit, Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne, Abdullah bin Tarık, Muattib (Mugir) bin Ubeyd (R.anhüm)
Bu keşif kolu gündüzleri gizlenip, geceleri yürümek suretiyle bir seher vakti Reci’ suyu’nun başına geldiler. Orada bir müddet dinlenip, Acve hurması (iyi cins Medine hurması-Peygamber efendimiz (s.a.v.) in bizzat mübarek elleriyle diktiği hurmalar) yediler.
Sonra oradan ayrılarak yakınlarındaki bir dağa çıkıp gizlendiler. Onlar oradan ayrıldıktan sonra Huzey kabilesinden koyun güden bir kadın ‘Rec’i suyu’nun başında hurma çekirdekleri olduğunu anladı.
-“Buradaya Medine’den gelenler olmuş,” diye bağırarak koşup, kabilesine haber verdi
Bu sırada Eshab-i Kiram’dan bu on kişilik seriyyenin yanında bulunan Adal ve Kare kabilesinin heyetinden biri bir bahane ile yanlarından ayrıldı. Hemen Lidyan oğullarına gidip, haber verdi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hubeyb (Habib) Bin Adiy (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Hubeyb (Habib) bin Adiy (Radiyallah-u anhu)- 2
10 Ekim 2009Reci’ suyu başı Güzide Sahabelerin şehid edildikleri mekan
Hubeyb (Habib) bin Adiy (Radiyallah-u anhu)- 2
Lidyan oğulları bu haber üzerine yüz’ü okçu olmak üzere ikiyüz kişilik bir kuvvetle izlerini takip edip, bulundukları dağı kuşattılar.
Sonra onları dağın tepesinde buldular. Teslim olmalarını, kendilerini tutup, Mekke’li müşriklere teslim edeceklerini söylediler.
Bu keşif kolu kendi aralarında istişare yaptıktan sonra teslim olmayı redettiler. Kılıçlarını çekip üzerlerine hücum eden ikiyüz kişilik düşmana karşı görülmemiş bir kahramanlıkla çarpıştılar.
Üzerlerine saldıran kuvvetten bir kısmını öldürdüler. Nihayet çarpışa çarpışa on Sahabi’den yedisi okla vurularak orada şehid düştü. Üçü de esir edildi.
Esir edilen bu Sahabiler;
Hubeyb bin Adiy (r.a.), Zeyd bin Desinne (r.a.), ve Abdullah bin Tarık (r.a.) idi.
Lıhyan oğulları, üçünü de yayların kirişleri ile bağladılar. İçlerinden Abdullah bin Tarık (r.a.) Mekke’li müşriklere götürülmeye razı olmadı. Girtmemek için zorlandı.
–“Şehid edilen arkadaşlarımdan güzel misaller vardır.” Diyerek haykırdı.
Bir zorlayışta ellerinin bağını kopardı. Lıhyan oğulları O’nu taşa tuttular., sonunda O’nu da şehid ettiler.
Hudeyb bin Adiy (r.a.) ve Zeyd bin Desinne (r.a.) Resulullah (s.a.v.) ın verdiği keşif vazifesini yapmaya belki imkan buluruz düşüncesi ile sabrettiler. (Bakınız Asım bin Sabit)
Lihyan oğulları her ikisini de Mekke’ye götürdüler. Bu sırada Müslümanlarla Bedir ve Uhud savaşını yapmış ve bu savaşlarda yakınları öldürülmüş olan müşrikler kin ve intikam hırsı içinde bulunuyorlardı. Bu bakımdan her an fırsat arıyorlardı.
Hubeyb (r.a.) i müşriklerden Huceyr bin Ebi İhab-ı Temimi, Bedir savaşında öldürülen kardeşinin intikamı için satın aldı.
Zeyd bin Desinne (r.a.) yide Safvan bin Ümeyye bin Halef’in intikamını almak üzere satın aldı.
Müşrikler her ikisini de satın aldıktan öldürmeye karar verdiler. Ancak savaş yapmayı yasak saydıkları aylar girmiş olduğundan hapsetmek suretiyle bu ayların çıkmasını beklediler.
Bir müddet her ikisini de ayrı yerlerde hapis tuttular. Her iki sahabi (r.anhüm) de bu esaret karşısında büyük bir sabır, takat ve asalet getirdiler.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hubeyb (Habib) Bin Adiy (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Hubeyb (Habib) bin Adiy (Radiyallah-u anhu)- 3
11 Ekim 2009Usfan’daki Osmanlı kalesi (Suudi Arabistan)
Hubeyb (Habib) bin Adiy (Radiyallah-u anhu)- 3
Hubeyb bib Adiy (r.a.) in hapsedildiği evde bulunan ve azatlı bir cariye olan Mâviye (Bu kadın daha sonra Müslüman olmuştur) Şöyle anlatmıştır;
-“Hubeyd (r.a.) benim bulunduğum evde bir hücreye hapsedilmişti. Ben ondan daha hayırlı bir esir görmedim. Bir gün baktım elinde insan başı gibi kocaman bir ÜZÜM SALKIMI vardı. Ondan yiyiyordu. Hergün böyle ÜZÜM SALKIMI elinde görülürdü. O mevsimde hem de Mekke’de ÜZÜM bulmak asla mümkün değildi. Allah-u Teâlâ O’na rızık veriyordu. Hapsolunduğu hücrede Namaz kılar, Kur’an-i Kerim okurdu. O’nun okuduğu Kur’an-i Kerim’i dinleyen kadınlar ağlaşırlar. O’na acırlardı.”
O’na
–“Bir isteğin var mı?” dediğimde,
Kendisi;
-“Bana tatlı su ver, putlar için kesilen hayvanların etinden getirme, bir de beni öldürecekleri zaman önceden haber ver, başka bir şey istemem.” Dedi.
-“Öldürüleceği gün kararlaştırılınca gidip kendisine söyledim. Hayret ettim, öldürülüceği zamanı öğrenince onda en ufak bir değişiklik ve zerre kadar üzüntü eseri görülmüyordu. Öldürüleceği gün yaklaşınca ölmeden önce vucut temizliği yapmak istediğini söyledi ve bir ustra istedi. Ben de çocuğumun eline bir ustra verip, gönderdim.”
Çocuk yanına gidince birden korktum.
-“Eyvah bu adam çocuğu ustra ile keser o nasıl olsa öldürülecek.” Dedim.
Koşup çocuğa baktım.
-“Hubeyb (r.a.) gönderdiğim ustrayı çocuğun elinden alıp, çocuğu sevmek için dizine oturtmuştu. Ben bu durumu çok korkup, feryad etmeye başladım.”
Hubeyb (r.a.) durumu anlayınca;
-“Bu çocuğu öldürceğimi mi zanediyorsun? BİZİM DİNİMİZDE BÖYLE ŞEY YOK. HAKSIZ YERE CANA KIYMAK Bizim hal ve şanımızdan değildir.” Dedi.
Hubeyb bin Adiy (r.a.) ve Zeyd bin Desinne (r.a.) yi öldürmek için müşriklerin kararlaştırdığı gün gelmişti.
O sabah erkenden zincirlerini çözüp, Mekke dışında Tem’in denilen yere götürdüler. Mekke halkı ve müşriklerin ileri gelenleri iki Sahabi (r.anhüm) nin idam edilişini seyretmek üzere toplanmıştı. Etraflarını büyük bir kalabalık sarmıştı.
İdama götürülürken yolda karşılaşıp görüşen bu iki sahabi (r.anhüm) KUCAKLAŞARAK BİRBİRLERİNE UĞRADIKLARI BELA’YA SABRETMELERİNİ TAVSİYE ETTİLER.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hubeyb (Habib) Bin Adiy (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Hubeyb (Habib) bin Adiy (Radiyallah-u anhu)- 4
12 Ekim 2009Uhud Dağı Şehidlik (Medine-i Münevvere)
Hubeyb (Habib) bin Adiy (Radiyallah-u anhu)- 4
Müşrikler, esirleri idam edecekleri yerde iki darağacı kurmuşlardı. Hubeyb (r.a.) i darağacına kaldırıp bağlamak istedikleri sırada;
-“Beni bırakınız iki rekat namaz kılayım.” Dedi.
Bıraktılar.
-“Kıl orada.” Dediler.
Hubeyb (r.a.), hemen namaza durup, büyük bir sukûnet içinde huşu ile iki rekat namaz kıldı.
Toplanan müşrikler, kadınlar, çocuklar heyacanla O’nu seyrediyorlardı.
Namazı bitirdikten sonra;
-“Vallahi eğer ölümden korkarak namazı uzattığımı zanetmeyecek olsaydınız namazı uzatırdım ve daha çok kılardım.” Dedi.
Böylece idam edilirken iki rekat namazı ilk kılan, adet ve sünnet olmasına sebep olan Hubeyb bin Adiy (r.a.) dır.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O’nun idam edilirken iki rekat namaz kıldığını işitince bu hareketini yerinde ve uygun bulmuştur.
Hubeyb bin Adiy (r.a.) namazı kıldıktan sonra, O’nu tutup dar ağacına kaldırarark bağladılar. Yüzünü kıbleden Medine’ye doğru çevirdiler.
Sonra;
-“Haydi dininden dön seni serbest bırakalım.” Dediler.
Hubeyb bin Adiy (r.a.), şöyle cevap verdi;
-“Vallahi dönmem! Bütün dünya benim olsa, bana verilse yine İslamiyet’ten dönmem!”
Bu cevabı alan müşrikler,
-“Şimdi senin yerine Muhammed (s.a.v.) in olmasını, O’NUN ÖLDÜRÜLMESİNİ İSTER MİSİN, sem de evinde rahat oturasın.” Dediler.
Hubeyb bin Adiy (r.a.);
-“Ben Muhammed Aleyhis-Selam’ın ayağına bir diken batmasına ASLA RAZI OLMAM!” dedi.
Müşrikler alay edip, gülüşerek;
-“Ey Hubayb, İslam dininden dön eğer dönmezsen seni muhakkak öldüreceğiz.” Dediler.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hubeyb (Habib) Bin Adiy (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu