‘Hayat-üs Sahabe’ olarak etiketlenmiş yazılar
Halid bin Velid (Radiyallah-u Anhu)- 2
26 Ekim 2009Halid bin Velid (r.a.) Türbesi (Humus)
Halid bin Velid (Radiyallah-u Anhu)- 2
Halid nin Velid (r.a.) Müslüman oluşunu şöyle anlatıyor;
-“Allah-u teâlâ bana ihsan etti. Kalbime İslam’ın sevgisini yerleştirdi. Hayrı ve şerri ayıracak hale getirdi.”
Kendi kendime;
-“Ben Muhammed (s.a.v.) e karşı her savaş yerinde bulundum. Ama bulunduğum her savaş yerinden ayrılırken, bozuk ve yanlış bir hal üzere olduğumu ve Muhammed (s.a.v.) in birgün mutlaka bize galip geleceğini biliyordum. Bunu sezmiş olarak oradan ayrılıyordum. Resulullah (s.a.v.) Hudeybiye’ye geldiği zaman, ben de düşman süvarilerinin başında buluınuyordum.”
Usfan’da onlara yaklaşıp gözüktüm.
-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) bizden emin bir şekilde, Eshab-i Kiram (r.anhüm) a öğle namazı kıldırıyordu. Üzerlerine ani baskın yapmak istedik, ama mümkün olmadı. BÖYLE OLMASI DA HAYIRLI OLDU.”
-“Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) kalbimizden geçenleri anlamış olmalı ki, ikindi namazını temkinli kıldılar. Bu durum bana çok te’sir etti.”
-“Bu zat her halde, Allah tarafından korunuyor olmalı.” Dedim.
Birbirimizden ayrıldık.
-”Ben çeşitli düşünceler içinde bulunuyorken Muhammed (s.a.v.) Umre etmek için Mekke’ye gelince ondan gizlendim. Kardeşim Velid (r.a.) de onunla beraber gelip beni bulamayınca;”
Şöyle bir mektup yazıp bırakmıştı.
-“Bismillahırrahmanırrahim. Allah-u Teâlâ’ya Hamd-ü Sena ve Resulullah’a selatü selamdan sonra derim ki; Hakikatten ben senin İslamiyet’ten yüz çevirip gitmen kadar şaşılacak görüş bilmiyorum. Halbuki gittiğin yolun yanlış olduğunu anlayacak haldesin, niye aklını kullanmıyorsun? İslamiyet gibi bir dini tanıyamamak, anlayamamak ne kadar tuhaf. Hazret-i Peygamber miz (s.a.v.) bana seni sordu. Senin İslamiyeti tanıman, gayret ve kahramanlığını Müslümanların arasında, müşriklere karşı kullanman, Peygamber efendimiz (s.a.v.) in arzusudur. EY KARDEŞİM! ÇOK FIRSATLARI KAÇIRDIN; AMA DAHA FAZLA GEÇİKME!”
Kardeşimin mektubu bana ulaşınca,
-“Müslüman olma arzusu dende çok kuvvetlendi. Gitmek için acele ediyordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) söyledikleri beni çok sevindirmişti.”
-“O gece uyurken ruyamda sıkıntılı dar ve çöl gibi susuz yerlerden, yemyeşil geniş ve ferah bir yere çıkmıştım. Medine’ye varınca bu ruyamı Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) e anlatıp, tabirini ondan sormaya karar verdim.”
Ben Resulullah (s.a.v.) a gitmek için toparlanırken;
-“Acaba oraya giderken bana kim arkadaş olabilir.” Diye düşündüm.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Halid bin Velid (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Halid bin Velid (Radiyallah-u Anhu)- 3
26 Ekim 2009Seb’-ül Mesacid (Yedi mescidler) MEDİNE
Halid bin Velid (Radiyallah-u Anhu)- 3
Ben Resulullah (s.a.v.) a gitmek için toparlanırken;
-“Acaba oraya giderken bana kim arkadaş olabilir.”
Diye düşünüyordüm.
-“Yolda Safvan bin Ümeyye (r.a.) ye rastladım. Vaziyeti ona anlattım. O teklifimi redetti. Daha sonra İkrime bin Ebû cehil (r.a.) e rastladım. O da aynı şekilde davetimi red edince evime gittim.”
Hayvanıma binip Osman bin Talha (r.a.) nın yanına gittim.
-“Ona da aynı şekilde, Müslüman olmak üzere, hazret-i Peygamberimiz (s.a.v.) e gideceğimizi, kendisinin de gelmesini söyledim.”
Tereddütsiz kabul etti.
-“Ve ertesi günü seher vakti beraberce yola çıktık. Hadde denilen yere vardığımızda Amr bin As (r.a.) ile karşılaştık. O da Müslüman olmak için Medine’ye geliyordu. Hep beraber medine’ye vardık. Elbisemin en güzelini giyip Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) le görüşmeye hazırlandım.”
O sırada kardeşim Velid (r.a.) geldi ve;
-“Acele et. Çünkü Peygamberimiz (Sallallahu alayhi ve sellem) e sizin geldiğinizi haber verilmiş ve O’da çok sevinmiştir. Şimdi sizi bekliyor.” Dedi. Ben de acele ile O Yüce Peygamber (s.a.v.) in huzuruna vardım.
Selam verdim;
-“Allah’dan başka ilah olmadığına ve senin de Allah’ın Peygamberi olduğuna şehadet ediyorum.” Dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Sana hidayet eden, doğru yolu gösteren Allah’a hamd olsun.” Buyurdu.
Sonra günahlarımın affı için Allah-u Teâlâ’ya duâ etmesini istedim.
Benim için duâ etti
Ve;
-“İslamiyet, kendisinden önce işlenmiş olan günahları kesip atar.” Buyurdu.
Diğer iki arkadaşım da Müslüman oldular.
-“Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) bana kendi evinin yanında bir yer verdi. Beni savaşta hep süvari birliklerinin başına kumandan tayin etti. Daha sonra Mekke’de iken gördüğüm ruya’yı Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) e anlattım.”
O da;
-“Görmüş olduğun o ferahlık yer, Allah-u Teâlâ’nın, seni müşriklikten İslamiyet’e erdirmesidir.” Buyurdu.
Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) in Müslüman olması hicretin sekizinci yılında oldu. Müslüman olduktan sonra Medine’de yerleşti.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Halid bin Velid (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Halid bin Velid (Radiyallah-u Anhu)- 8
26 Ekim 2009Uhud şehidliği’inden bir başka kesit Hazret-i Hamza (r.a.) nın kabri
Halid bin Velid (Radiyallah-u Anhu)- 8
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) de Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) in mektubuna şöyle cevab yazdırdılar;
-“Bismillahirrahmanirrahim”
-“Allah-u Teâlâ’nın Resulu Muhammed Aleyhisselam’dan Halid bin Velid’e”
-“Esselamü aleyke Ya Halid. Allah-u Teâlâ’ya hamd ederim. Beni Haris bin Kâ’blıların kendileriyle çarpışmanıza ihtiyaç kalmadan Müslüman olup, Allah-u Teâlâ’nın birliğine ve Muhammed’in O’nun kulu ve Resulu olduğuna şehadet ettiklerini ve Hidayate kavuştuklarını haber veren mektubunu elçiler bana getirdi.”
-“Onları, Allah-u Teâlâ’nin ve Resul’unun emirlerine göre haraket ederlerse ahret ni’metleriyle müjdele. Eğer, aykırı haraket ederlerse ahret azablarıyla korkut. Sonra buraya gel. Onların elçileri de seninle beraber gelsin.”
-“Vesselmü aleyke ve rahmetullahi ve Berekâtühü.”
Bundan sonra, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), Hazret-i Ali (r.a.) yi bir müfreze ile Yemen’e arkasından O’na yardım etmeleri için Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) i de bir müfreze ile gönderdi.
Hazret-i Ali (r.a.) ye ulaştıkları zaman, ona tabi olmalarını tenbih etti. Gittiler. Yemen halkı biraz karşı koydu ise de az bir çarpışmadan sonra, İslâmi kabul ettiler.
Hazret-i Halid bin Velid (r.a.), Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in vefatlarından sonra Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) devrinde, ortaya çıkan ve Peygamberlik iddiasında bulunan bazı kimseler üzerine yürüdü.
Bunlardan Tuleyha ve Avanesini öldürdü, Ayniye bin Husayn’ı yakalayıp Medine’ye getirdi. Yemâme de Müseylemet-ül-Kezzab’ın ordusunu dağıttı.
Bu muharebede Müseyleme’nin ordusundan 20 bin kişi, Müseyleme de Hazret-i Vahşi (r.a.) tarafından öldürüldü. İslâm ordusundan 2000 asker şehid oldu.
Bundan sonra Hazret-i Halid bin Velid (r.a.), mürted olanlarla ve zekat vermek istemiyenlerle uğraştı.
Daha sonra İslâm’ın yayılması için, Irak tarafına gönderildi. Muzar muharebesinde 30.000 İran askeriyle çarpıştı.
Galip geldi.
Çoğunu nehre döktü. İran’lı kumandan Hürmüz’le müthiş çarpışmalar oldu. Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) in kumandanlarından Hazret-i Ka’ka bin Amr fevkalâde kahramanlıklar gösterdi, kalın zincirlerle yapılmış istihkamları kırdı. İran ordusuna karşı muzaffer oldular.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Halid bin Velid (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Halid bin Velid (Radiyallah-u Anhu)- 10
26 Ekim 2009Hazret-i Osman (r.a.) nın Kur’an-i kerimi
Halid bin Velid (Radiyallah-u Anhu)- 10
Hazret-i Halid binVelid (r.a.), Hirelilerle yaptığı sulhnameyi bitirince İran hükümdarına ve erkanına bir mektup yazdı.
Bu mektub aynen şöyledir;
-“Bismillahirrahmanirrahim.”
-“Halid bin Velid’den, Rüstem, Mihran ve Acem reislerine. Selâm, hidayete kavuşanlara olsun. Allah-u Teâlâ’ya Hamd ederim. O’nun kulu ve Resulü olan Muhammed Aleyhisselam’a salatü selâm olsun.”
-“Yaptığınız bütün çalışmalarınızı dağıtan, topluluğunuzu parçalayan, sözlerinizde sizi ihtilafa düşüren, gücünüzü kuvvetinizi zayıflatan, mülk ve hakimiyetinizi elinizden alan Allah-u Teâlâ’ya sonsuz şükürler olsun.”
Bu mektubu Hirelilere, İran’a gönderilmek üzere teslim etti. Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) buraları emniyet altına aldıktan sonra, Anbar kalesini muhasara etti. Sulh yoluyla şehri ele geçirdi.
Bundan sonra, Mehran’ın, Müslümanlarla savaşmak üzere Aynüttemr’de hazırlık yaptığını haber aldı. Üzerine giderek bu kaleyi de fethetti.
Bu sırada Dumet-ül Cendel’de, Ekider ve etrafındaki kabile reisleri ayaklandılar. Bunlar için İyâd bin Ganem (r.a.) gönderilmişti. Bu zat Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) den yardım istedi.
Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) gelip, Dûmet-ül Cendel’i iki taraftan kuşattılar. Hazret-i Halid (r.a.) Dûmet-ül-Cendel’in reislerinden Cûdi’yi öldürdü. Az zaman sonra kale Müslümanların eline geçti.
Hazret-i Halid bin Velid (r.a.), bundan sonra Hire’ye geri döndü. Bu sırada, İranlılar Elcezire’yi (Irak) geri almak için hazırlanmışlardı.
Hazret-i Halid bin velid (r.a.), âni bir GECE BASKINI ile İran ordusunu dağıttı. Hazret-i Halid (r.a.) in üstün gayretleri neticesi bu mıntıkaya hakim oldu.
Hazret-i Halid bin Velid (r.a.), yavaş yavaş FIRAT TARAFINA İLERLEDİ. Burası, asker sevkiyatı için çok mühim bir mevki idi. Fırat nehri kenarında, gayri Müslim Arablar, Rumlar ve İran’lıların müşterek ordusu ile çetin muharebe oldu.
Bu büyük zaferin elde edilmesi ile Irak’ın her tarafı Müslümanların hakimiyetine girmiş oldu.
Bundan sonra, Halife Hazret-i Ebû Bekir (r.a.), hazret-i Halid bin Velid (r.a.) e Şam tarafına haraket etmesini emretti. Derhal yola çıktı. Bir çok yerleri eşle geçirerek Busra’ya ulaştı. Busra’ya İslam ordusu hücum etti. Müslüman ordusu karşısında aman dilediklrinden onlarla cizye ve haraç vermek şartıyla sulh yapıldı.
Böylece Busra’lılar can ve mallarını teminat altına ldılar.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Halid bin Velid (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Halid bin Velid (Radiyallah-u Anhu)- 11
26 Ekim 2009Kelehe (Kalecik köyü) Nusaybin
Halid bin Velid (Radiyallah-u Anhu)- 11
Bu İslam ordusu Ecnadeyn de yapılan savaşta da galip geldikten sonra, Şam civarına geldiler. Şehir üç taraftan muhasara edildi. Üç ay süren muhasarada netice alınamadı.
Şehirde, bir gün, patriklerden birinin bir oğlu dünyaya geldi. Halk her şeyi unutup bayram yapmaya başladılar.
Hazret-i Halid bin velid (r.a.) geceleri uyumuyayıp vaziyeti araştırdı. Askeri dehası ve halkın bu zafından istifade edip, ordusuna hucüm emrini verdi, ve ordu şehre girdi.
Fahl mevkiinde Rumlarla yapılan savaşta, Rum orduları perişan ederek zafer kazanıldı. Şam’da yapılan ikinci karşılaşmada, Rumların bütün orduları yok edilinceye kadar savaş devam etti.
Ard arda yenilen Rumlar, Anadolu’da papazlar vasitasiyle köy köy dolaşarak asker topladılar. Büyük bir haçlı seferi düzenlediler.
240 bin Rum askeri Yermük’te toplandı. Buna karşılık, 46 bin kişilik Müslüman ordusu vardı. Başkumandan Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) ordusunu BİNER KİŞİLİK BÖLÜKLERE AYIRDI. Her bölüğe kumandanlar tayın etti.
Askerin maneviyatını kuvvetlendiren nutuklar irad ettikten sonra, düşmana hucüm emr verdi.
Bu savaş tarihde eşine ender rastlanan kahramanlıklara sahne oldu. Rum Kumandanlarından Yorgi, Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) e gelip Müslüman oldu. O da kafirlere karşı çarpışmaya başladı ve şehid oldu.
Harbin şiddetinden öğle ve ikindi namazlarını İMÂ İLE KILDILAR. Bu harpta İslâm kadınları bile fevkâlâde cenk ettiler.
Allah’ın kılıcı Hazret-i Halid bin Velid (r.a.), bütün gücü ile HAÇLI ORDUSUNUN merkezine yüklendi. Merkezdeki kuvvetlerini dağıtınca Rum ordusu kaçmaya başladı.
Bu savaşta kan gövdeyi götürdü. 100 binden ziyade Haçlı öldürüldü. Buna karşı 3000 Müslüman şehid oldu.
Bu savaşta da ZAFER, İSLÂMIN OLDU. İran, Irak, Şam, Suriye, Filistin Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) in kumandanlığı ve fevkâlâde güzel idaresi ile fethedildi. Her gittiği yerde İslâmı tanıttı.
Hazret-i Ebû Bekir (r.a.), tarafından Suriye bölgesi valiliğine tayın olundu. Hazret-i Ömer (r.a.) devrinde Medine’ye çağırıldı. BÜTÜN HESABLARINI MUNTAZAM OLARAK VERDİĞİ İÇİN, halife Ömer (r.a.) den çok ihsan ve ikram gördü. Kısa bir süre sonra Harran taraflarına vâli olarak tayin edildi.
Bu vazifede bir sene kaldı.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Halid bin Velid (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Halid bin Velid (Radiyallah-u Anhu)- 12
26 Ekim 2009Navala Bünüsre (Nusaybin)
Halid bin Velid (Radiyallah-u Anhu)- 12
Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) kısa bir süre sonra HARRAN taraflarına Vâli olarak tayin edildi. Bu vazifede bir sene kaldı.
Hazret-i Halid bin Velid (r.a.), 21 (M. 642) yılında Humus’ta hastalandı. Yanında silah arkadaşları vardı.
Vefat edeceği sırada kılıcını istedi. Kabzesini tutarak şefkatla okşadı,
Sonra;
-“Nice kılıçlar elimde parçalandı. İşte bu benim ölümümü görecek olan son kılıcımdır. Beni en çok üzen, hayatı hep savaş meydanlarından geçip, yatak yüzü görmemiş olan bu yatakta ölmesidir.”
Biraz durduktan sonra;
-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) hiçbir Eshab-i, rahat yatağında ölmedi. Ya Savaş meydanlarında veya uzak beldelerde Din-i İslâm’ı yayarken garib olarak şehid oldu. Ah… Halid!…Şehid olamıyan Halid!…Harb, benim etimi çiğneyemedi. Şehidlik mertebesi hariç elde etmediğim makam kalmadı.”
Ağlamaklı bir sesle;
-“Vücudumda bir karış yer yoktur ki, ya kılıç yarası, ya bir ok yarası veya mızrak yarası olmasın. Ömrü, Din-i İslâmı yaymak için savaşlarda at koşturan kimsenin sonu, böyle yatak üzerinde mi olacak? Ölmümü, harb meydanında, atımın üzerinde, düşmana Allah için kılıç sallarken şehid olarak beklerdim.” Dedi.
Sonra YERMÜK SAVAŞINI hatırlayarak;
-“Ah…Yermük günü… İnsan kanlarının vadide sel gibi aktığı Yermük!… Şiddetli bir kırağının olduğu gece, gökten boşanan yağmura karşı kalkanımın altında gecelediğimi unutamıyorum. O gece Muhacirlerden kurulu akıncı birliğimle baskın yapmak için sabahı zor etmiştik. AH… YERMÜK HARBİ… “
Biraz daha durakladıktan sonra;
-“Ah…Yermüh harbi… Üç bin yiğitle, YÜZBİN KÜFFARA KARŞI ZAFER KAZANDIĞIMIZ Mute’yi bile unutturdun!… Ey yakınlarım! Cihada sarılın. BU TOPRAKLAR ANCAK CİHAD ETMEKLE KORUNABİLİR. Yermük Rumlarla yaptığımız ilk büyük muharebedir. Bundan sonra, daha nice savaşlar birbirini takip edecektir. SAKIN GAFLETE DÜŞMEYİN!… Şimdi kendimi at kişnemeleri arasında, Allah Allah nidalarıyla insanlara dar gelen Yermük vadisi’nde hisediyorum. Vallahi Rabbimden beni her gazâda diriltmesini ve o savaşın hakkını vermeyi isterim…” dedi.
Sonra;
-”Vasiyetimi bildiriyorum, beni ayağa kaldırın…” deyince
Ayağa kaldırdılar.
Devam Edecek…
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Halid bin Velid (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Usâme bin Zeyd (Radiyallah u anhu- 2
26 Ekim 2009Hacer-ül Esved (Mekke-i Mükarreme)
Usâme bin Zeyd (Radiyallah u anhu- 2
Hazret-i Ömer (r.a.) önce gelip içerde bulunan çizilmiş insan suretlerini siliyordu. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) , Hazret-i Usâme (r.a.) ye bir kova su getirip kalan suretleri de sildirdiler. Kapının üzerlerine kapatılmasını emir buyurdular.
İçerde Peygamberimiz (s.a.v.), kapıyı ve üç direği arkalarına, iki direği sağına, bir direği soluna alıp, duvara bir buçuk metre kadar kala durup, iki rekat namaz kıldılar.
Bu sırada dışarıda Hazret-i Halid bin Velid (r.a.), kapının önüne halkın yığılmasını önlemeye çalışıyordu.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), namazlarını kıldıktan sonra Kâ’be’nin her köşesinde tekbir getirdiler ve duâ buyurdular. Sonra kapıyı açtırıp, kapının eşiğinde durup mübarek iki ellerini kapının kasalarına dokunarak üç defa tekbir getirdiler ve bir hutbe irâd ettiler. Mekkelileri af ettiler.
Hazret-i Usâme (r.a.) Mekke’nin fethinden sonra yapılan Huneyn gazâsında Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in yanından hiç ayrılmadı. Müşriklere karşı kahramnaca çarpıştı.
8 (M. 629) senesi Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in, Hazret-i Mâriye (r.anha) den doğan, oğlu Hazret-i İbrahim (r.a.), birbuçuk yaşında iken süt annesi Ümmü Bürde (r.anha) nin evinde bulunuyordu.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), oğlunun hastalandığını işitince, Hazret-i İbrahim (r.a.) in yanına gittiler. O’nu kucağına aldıklarında can vermek üzereydi. Peygamberimiz (s.a.v.) in mübarek gözlerinden YAŞLAR AKMAYA başladı.
-“Siz de mi ağliyorsunuz, ya Resulallah” diyen Hazret-i Abdurrahman bin Avf (r.a.) a;
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Ey ibn-i Avf, Benim bu ağlamam bir acımadan ibarettir. Ben ancak kendisinde bulunmayan hasletleri sayarak, ölü üzerine YÜKSEK SESLE, bağırarak ağlamayı YASAK ettim. Ben sizi, günah ve ahmaklık olan iki bağırıştan men ettim. Biri ni’mete kavuşulduğu sıradaki eylence, oyun, şeytan çalgılarından, ikincisi de, bir musibete ve felakete uğrayınca, bağırıp, yüz göz tırmalamak, üst baş yırtmaktan ve şeytan şamatasından men ettim.”
Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Acımayana acınmaz.” Buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Usâme bin Zeyd (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Usâme bin Zeyd (Radiyallah u anhu- 6
28 Ekim 2009Okçular (ayneyn) tepesi (Başka açıdan çekilen fotoğrafı)
Usâme bin Zeyd (Radiyallah u anhu- 6
Hazret-i Usâme (r.a.), Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) e, Ya ata binmesini, veya kendisinin de attan ineceğini söyleyince,
Hazret-i Ebû Bekir (r.a.);
-“Ben ata binmiyeceğim, sen de attan inmiyeceksin. Allah-u Teâlâ’nın rızası için benimde ayaklarım bu yolda tozlansın. Biliyor musun ki, her gâzi için, bir adımına mukabil, pek çok sevap verilir ve o kadar da günahları dökülür.” Diye cevab verdi.
Hazret-i Ebû Bekir (r.a.), Eshab-i Kiram’a veda ederken;
-“Size birinci nasihatım, Usâm’ye itâat etmenizdir. Şam’daki rahipleri, çocukları, kadınları öldürmeyin.” Deyip
Hazret-i Usâme (r.a.) ye dönerek;
-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in emrettiği yere selametle git.” Dedi.
Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) veda ve nasihatdan sonra, Hazret-i Usâme (r.a.) ye;
-“Hazret-i Ömer (r.a.) i bana muavin bırakır mısın?” buyurdular.
Hazret-i Usâme (r.a.) de buna muvafakat edip, Hazret-i Ömer (r.a.) e izin verdikten sonra Halife ile Hazret-i Ömer Medine-i Münevvere’ye döndüler.
Hazret-i Usâma (r.a.) da Şam’a hareket etti. Huzâ’a kabilesine gidip, mürtedleri öldürdü. ZAFER İLE, kırk gün sonra Medine’ye döndü.
Hazret-i Ömer (r.a.), halifeliği sırasında Hazret-i Usâme (r.a.) ye çok ta’zim ve ihsanlarda bulundu. Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in, Usâm (r.a.) yi çok sevdiğini biliyordu. Hatta Hazret-i Ömer (r.a.), kendi oğlu Hazret-i Abdullah (r.a.) a senelik 200 dirhem tahsis ettiği halde, Hazret-i Usâme (r.a.) ye 500 dirhem tahsis etti.
Hazret-i Abdullah bin Ömer (r.a.), bu farklılığin sebebini babasına sorunca,
Hazret-i Ömer (r.a.) buyurdu ki;
-“O’nun babası Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a, senin babandan daha sevgili idi.”
Hazret-i Usâme bin Zeyd (r.a.), Hazret-i Osman (r.a.) ın halifeliği sırasında Devlet idaresi ile ilgili işlere karışmadı.
Yine Hazret-i Ali (r.a.) ve Hazret-i Muaviye (r.a.) arasında meydana gelen hadiselere de karışmak istemedi ve;
-“Müslümanlar arasında KARDEŞ KANI dökülmesinden çekinirim.” Buyurdu.
Hadiseler ilerleyince, ictihadi Hazret-i Ali (r.a.) nin ictihadına uygun oldu. Hatta son nefesinde bile bunu bildirdi.
Hazret-i Usâme (r.a.) nin yirmi seneye yakın ömürleri Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in mübarek dizleri dibinde geçti. Peygamberimiz (s.a.v.) in sünneti şeriflerini iyi öğrendiği için, Eshab-i Kiram (r.anhüm), bazı meselelerini Hazret-i Usâme (r.a.) den sorarlardı.
Her işte, her hususta Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) emirleri üzere hareket eder, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in birçok hizmetlerinde bulunmakla şereflenirdi.
Hazret-i Usâme (r.a.), Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in en itimat ettiği kimselerden olup, SIRLARININ MAHREMİ İDİ.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Usâme bin Zeyd (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Usâme bin Zeyd (Radiyallah u anhu)- 7
28 Ekim 2009Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın dişleri şehid olunca kaldığı mağara
Usâme bin Zeyd (Radiyallah u anhu- 7
Peygamberimiz (s.a.v.), ince meselelerde Hazret-i Usâme (r.a.) ile istişare ederlerdi. Hazret-i Ömer (r.a.) de bu sebepten Hazret-i Usâme (r.a.) ye danışır, fikrini alırdı. Eshab-i Kiram (r.amhüm) in hepsi gibi, Hazret-i Usâme bin Zeyd (r.a.) de fazilet ve güzel ahlakı kendinde toplamıştı.
Hazret-i Usâme (r.a.), babasının ve annesinin arzularını yerine getirmek için çok çalışırdı. Anne ve babası vefat edince onlar için kurban keserdi. Ağaçlarından elde ettiği mahsullari fakirlere dağıtır, sevabını anne ve babasına da gönderirdi.
Rivayet ettiği hadis-i Şeriflerin toplamının 128 olduğu bildirildi. Bunlardan bazıları şunlardır;
Usâme bin Zeyd (r.a.) buyuruyordu ki;
-”Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) i gördüm. Hazret-i Hasan ve Hazret-i Huseyin (r.anhüm) mübarek kucağında oturtuyorlardı.”
Resulullah (Sallallah-u aleyhi ve sellem) buyurdular ki;
-“Bu ikisi, benim oğullarımdır ve Kerimemin oğullarıdır. Ya Rabbi! Ben bunları seviyorum. Sen de sev ve bunları sevenleri sev!”
Hazret-i Aişe (r.anha) şöyle rivayet etti;
-“Usâme çocuk idi. Birgün yüzü kanamıştı.”
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bana;
-“Usâma (r.a.) nin yüzünü yıka.” Buyurdu. -”Ve yıkarken bana yardım etti
Ve
-“YÜZÜNÜ ÖPTÜ, sevdi.”
Yoksul bir kimse vefat etti. Yıkamak üzere Hazret-i Usâme (r.a.) ve Hazret-i Ali (r.a.) ye vazife verdiler. Cenaze yıkandı, kefenlendi ve defn edildi.
Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;
-“Bu kimse, kıyamet günü, yüzü ayın ondördü gibi parlak olarak mahşer yerine gelecektir. Bunun bir hasleti vardır. Eğer o hasleti de olmasa, KUŞLUK GÜNEŞİ GİBİ YÜZÜ PARLAK OLDUĞU halde mahşer yerine gelirdi.” Buyurdu.
Eshab-i Kiramam(r.anhüm) dan;
-“Bu haslet nedir?” diye soruldu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki;
-“Bu kimse devamlı olarak gece namazı kılar, gündüz oruç tutar ve Allah-u Teâlâ’yı çok zikrederdi. Ancak kış geldiği vakit yaz elbisesini, yaz geldiği vakit de kış elbisesini saklardı. Size enaz verilen, yakın ve sabır azimetidir.” Buyurdular.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki;
-“Allah’ın kulları, TEDAVİ OLUNUZ. Allah-u Teâlâ derdi yarattığı gibi dermanı da yaratmıştır.”
Hazret-i Ebû Said el Hudri (r.a.) rivayet etti.
-“Usâme bin Zeyd (r.a.) bir ay va’de ile yüz Dinar’a bir câriye satın aldı. Bunu Peygmanber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) işitince;
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Usâme bin Zeyd (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Usâme bin Zeyd (Radiyallah u anhu- 8
29 Ekim 2009Usfan’daki Osmanlı kalesi (Suudi Arabistan)
Usâme bin Zeyd (Radiyallah u anhu- 8
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki;
-“Bir ay va’de ile satın alan Usâme’ye şaşmıyor musunuz? Usâme, uzun emel sahibidir. Allah-u Teâlâ’ya yemin ederim ki, gözüm açıldığı zaman kapaklarını kapamadan, lokmayı yuttuğum vakit onu hazmedemeden öleceğimi düşünürüm. Ey Âdemoğulları, aklınız varsa, kendinizi ölülerden sayınız. Yemin ederim ki, size va’dedilen ölüm gelecek, ona engel olamıyacaksınız.”
Usâme bin Zeyd (r.a.) rivayetle, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki;
-“Kıyamet günü, insanların Allah’a en yakın olanları, dünyada uzun müddet aç susuz ve mahzun kalanlardır. Hakiki âlim ve müttekiler, halk arasına girdikleri varlıkları, kayıboldukları zaman, yoklukları bilinmez. Çünkü aranmazlar. Yerin genişliği, onları bilir ve göklerin melekleri, onları kuşatır. İnsanlar hep dünya ni’metinden zevk alırken, onlar Allah’a itâaten zevk alırlar. İnsanlar, Peygamberin sünnet ve ahlakını kaybettikleri zaman, onlar onu muhafaza ederler. Onlardan biri öldüğü zaman, yeryüzü onlar için ağlar. Bunlardan bulunmayan bir BELDE HALKINA, Allah-u Teâlâ GAZAB EDER. Köpeklerin leşe hücumu gibi, onlar dünyaya hücum etmezler. Yemeğin azını yer, insanların rağbet ettiği şeylere kıymet vermezler. Bazıları bunların delirip, akıllarını kayıbettiklerini sanırlar, halbuki akılları başlarındadır. Onlar gözleri ile Allah’ın emirlerine bakıp, DÜNYA SEVGİSİNİ içlerinden attılar. Dünya adamaları nazarında onlar, akılsız olarak dünyada dolaşmakta iseler de, hakikat şu ki; İnsanlar akıllarını kayıbedip, hayretlere düşecekleri zaman, onların akılları başlarında olacaktır. Ahret şerefi onlar içindir. Yâ Usâme, onları hangi memlekette görürsen bil ki, onlar o belde halkının emanıdır.Onların bulundukları memlekete Allah-u Teâlâ azâb etmez. Yeryüzü onlarla ferahlanır. Cebbar olan Allah-u Teâlâ ONLARDAN RAZI OLUR. ONLARLA KARDEŞLİK EDİN Kİ, onların sayesinde kurtulmuş olasın. Şayet gücün yeterse, aç ve susuz ölmeğe gayret et. Açlık ve susuzluk sayesinde ŞEREFLİ MEVKİLERE ULAŞIR, Peygamberlerle birleşirsin. Bedeninden ayrılan ruhun ile Melekler sevinir ve Cebbar olan Allah-u Teâlâ sana rahmet eder.”
Usâme bin Zeyd (r.a.) rivayetle, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki;
-“Dikkat edin, Cennet için hazırlanan yok mudur? Allah-u Teâlâ’ya yemin ederim ki, Cennette tehlike diye bir şey yoktur. Cennet, parlayan bir nur, etrafa yayılan bir kokudur. Binaları kuvvetlidir, ırmakları devamlı akar, bol ve olgunlaşmış meyve yeridir. Orada parlak ve güzel zevceler vardır. Onlar daima neş’elidirler. Ni’metleri devamlıdır. Orada AKLIN ERMİYECEĞİ fevkâlâde GÜZELLİKLER vardır.” Buyurdu.
Eshab-i kiram (r.anhüm);
-“Biz ona hazırlandık.” Dediler.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“İnşallah deyiniz.” Buyrdu. Ve sonra cihad’ı anlatarak onu teşvik ettiler.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Usâme bin Zeyd (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu