‘Hazret-i Ömer (r.a.)’ olarak etiketlenmiş yazılar
Hazreti Ömer-ül Faruk (Radiyallah-u anhu)- 22
19 Mart 2009Siyah su -Navale reş- (Divane)
Hazreti Ömer-ül Faruk (Radiyallah-u anhu)- 22
Hazret-i Ömer-ül Faruk (r.a.) buyurdu ki;
-“Sadık arkadaşlar bulun ve onların arasında yaşayın. Dürüst ve samimi arkadaşlar, darlıkta yardımcı, genişlikte süs ve zinet’dirler. Dostunun sana düşen işini güzel bir şekilde gör ki, lüzumunda, sana daha güzeli ile karşılıkta bulunsun. Düşmanlarından uzaklaş, her dosta bel bağlama. Ancak emin olanları seç emin olanlar, Allah-u Teâlâ’dan korkanlardır.”
-“Kötü huylu insanlarla düşüp kalkma, onlardan kötülük öğrenirsin. Onlara sırrını verme ifşa ederler. İşlerini Allah-u Teâlâ’dan korkanlara danış ve onlarla istişare et.”
-“Allah-u Teâlâ’ya itaat eden büyük zatların sözlerine dikkat edin, çünkü Allah tarafından gerçekler tecelli eder ve onu konuşurlar.”
-“İyilik kolay bir şeydir. Güler yüz ve yumuşak söz bunu temin eder. Şiddet göstermeksizin kuvvetli, zayıflık göstermeksizin yumuşak ol.”
-“Çok gülenin heybeti azalır. Şaka yapan eğlenceye alınır. Bir şeyi çok yapan onunla tanınır. Çok konuşan çok yanılır hataya düşer. Böyle kimsenin hayâsı azalır. Hayâsı azalan şüpheli şeylerden az kaçınır. Şüpheli şeylerden az kaçınmanın kalbi ölür.”
-“Hakkımda hangisinin daha hayırlı olduğunu bilmediğim için darlı (fakirlik) ve bollu (zenginlik) günlerimin hiçbirine aldırış etmedim.”
Hazret-i Ömer (r.a.) bir defasında Şam’a gitmişti. Orada giydiği eski elbiselerden dolayı söz edildiğini duyunca;
-“Biz İslâmiyet ile izzet bulduk, izzeti, şerefi başka yerde aramayınız.” Buyurdu.
-“Amellerin efdali farzları yapıp haramlardan kaçınmak ve Allah katında sadık niyettir.”
Dul kadınlara, yetimlere sırtında un taşırdı. Bu halini gören biri;
-“Bırakın biz taşıyalım.” Deyince
Hazret-i Ömer (r.a.);
-“Ya kıyamet günü günahımı kim taşır?” buyurdu.
-“Tevbe edenlerle oturun, onların kalbleri yumuşak olur.”
-“Tevbe’den maksat günahı bilip yapmamaktır. Amel-i salihte bulunmaktan maksad, kendini beğenmektir. Şükürden maksat, aczini itiraf edip kulluğu bilmektir.”
-“Mescidler yer yüzünde Allah-u Teâlâ’nın evleridir. Mescide namaz kılanlar Allah-u teâlâ’nın misafirleridir. Ev sahibine, ancak misafirine hizmet düşer.”
-“Bana ayıplarımı, kusurlarımı söyleyen kimse Allah-u teâlâ’nın merhametine kavuşsun.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ömer-ül-Faruk (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 9
22 Temmuz 2009Bab-üs Selam kapısı (Mescid-i Nebevvi) Sallallahu aleyhi ve Sellem
Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 9
Fatima-tüz Zehra (r.anha);
-“Ya Resulullah! Senin ahrette şefaat edeceğine dair Kur’an-i Kerimeleri delildir. Benim şfaat edeceğim delil nedir?” diye sordu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Ey ciğerparem! Cenab-i Hakka muradını arz edeyim. Ne ferman buyurursa sana söylerim.” Buyurdu.
Dışarı çıkıp Cebrail Aleyhis Selam’a Fatima (r.anha) nın
-”Ahrette günahkar kadınlara ŞEFAAT edeceğine senet istediğini bildirdi.”
Cebrail Aleyhis Selam Hak Teâlâ’nın huzuruna varıp, hemen geri döndü. Elinde bir beyaz ipek vardı.
-“Kıyamet günü günahkar mü’min kadınlara Fatima kulumu ŞEFAATÇİ tayin ettim. Bu huccet elinde baki kalsın.” Yazılı idi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) o kağıdı yine ipeğe sarıp, fatima (r.anha) ya getirdi. Fatima (r.anha) bu senedi görünce, nikaha razı oldu. O senedi çok iyi sakladı.
Nikahtan sonra, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) beliğ bir hutbe okudu. Hazret-i Fatima (r.anha) bu senedi vefatına kadar sakladı. Vasiyet etti ki;
-“Onu benden ayırmayıp, kabrima koyun. KIYAMETTE BU YAZIYI HÜCCET EDİP şefaat EDEYİM.”
Hazret-i Ali (r.a.) Resul Aleyhis Selam’ın huzurundan gayet sürur ile çıkıp mescide vardı.
Ebû Bekir (r.a.) ve Ömer (r.a.);
-“Ne haber getirdin?” diye sual ettiler.
Buyurdu ki;
-“Peygamber Aleyhis Selam ricmı kabul etti.”
Onlar da mescide gittiler.
Buyuruyorlar ki;
-“Allah hakkı için, biz henüz mescide varamadan, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) arkamızdan yetişti. Mübarek cemâli GÜNEŞ gibi parlıyordu. Ayın ondördüne benzer idi.
Bilâl (r.a.) a hitab edip;
-“Muhacirin ve Ensarı cem etmesini (toplamasını) emr etti.
Cümlesi mescid-i şerif’e toplandılar.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Habbab bin Eret (Radiyallah-u anhu)- 3
27 Eylül 2009Kâ’be-i Mukerrema (İsmail Alayhis-selam hicresi)
Habbab bin Eret (Radiyallah-u anhu)- 3
Bunun üzerine As bin Vâil;
-“Öldükten sonra dirilecek miyiz? Öyle bir şey varsa, o zaman malım da, evladım da olacak. Borcumu, sana o gün öderim.” Dedi.
As bin Vâil’in bu sözleri üzerine Allah-u Teâlâ Kur’an-i Kerim’de Meryem suresinin 77., 78., 79. Ayet-i kerimelerinde şöyle dile getirmiştir;
(-“Şimdi şu ayetlerimizi inkar eden ve Elbette bana mal ve evlad verilecektir” diyen adamı (As bin Vâil’i) gördün mü?”)
(-“O, gayba muttali mi olmuş, yoksa Rahman’ın huzurunda bir söz mü almış?”)
(-“Hayır, öyle değil, biz onun dediğini yazacağız ve azabını da çoğaltıkça çoğaltacağız.”)
Hazret-i Habbab ( r.a.) her türlü tehlikeye rağmen Müslümanlığını açığa vurmaktan çekinmediği gibi, Kur’an-i Kerim’i Müslümanlara öğretip, okutmak için de bütün gücünü sarfetmiştir.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yeni Müslümanlara Kur’an-i Kerim’i öğretme vazifesini O’na vermişti.
Tâha suresinin nazil olduğu sıralarda idi.
Hazret-i Ömer (r.a.) in kızkardeşi Fatima (r.anha) ile kocası Said (r.a.) bunu yazdırıp, Habbab bin Eret (r.a.) i evlerine getirmişler, okuyorlardı.
Fakat bu sırada dışarıda başka bir şey oluyordu.
Ömer bin Hattab (r.a.), henüz Müslüman olmamıştı. Müslümanlar gün geçtikçe kuvvetleniyordu. Hele Hazret-i Hamza (r.a.) nın Müslüman olması Kureyş’in ileri gelenlerini ÇİLEDEN ÇIKARMIŞTI.
Ebû Cehil, bu işin önüne geçmek için, Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in öldürülmesinden başka çare olmadığını görüşünü ortaya atmıştı.
Ömer bin Hattab (r.a.) kılıcını çekmiş yola düşmüştü.
Yolda kızkardeşi ile kocasının Müslüman olduğu haberini alınca, onların evine uğradı. Burada KALBİNDE İMAN GÜNEŞİ PARLADI.
Ömer bin Hattab (r.a.) gelince, Habbab (r.a.) gizlenmişti.
Ömer bin Hattab (r.a.) dan,kalbinde iman nuru’nun parladığını gösteren sözler duyunca, Habbab (r.a.) gizlendiği yerden çıktı.
Tekbir getirdikten sonra;
Devam edecek….
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Habbab bin Eret (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu