‘Hikmetli sözler’ olarak etiketlenmiş yazılar

Zülhuleyfe (Ebyari Ali) Mikat

Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Gülistan” adlı kitabından kısa bölümler- 15

Hikâye;

-”Mısırda iki kardeş vardı. Biri ilim öğreniyor, öbürü de mal kazanmak ve zengin olmakla vaktini geçiriyordu. İlim öğrenen, zamanın derin âlimi oldu. Diğer ise Mısır’ın en zengini ve Mâliye vekili oldu. Bu yüksek, fakat dünya makamına erişen kardeş, ilim öğrenerek âlim olan kardeşine hakaret gözüyle bakarak;

-“Ben saltanata eriştim, sen ise fakirlikte kaldın.” Dedi.

Âlim olan ona;

-“Kardeşim! Ben Rabbime şükretmeliyim. Zira ben, Peygamberlerin mirasına kondum.”

Hadis-i şerifte;

(-“Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir.” Buyuruluyor.

-“Sen ise Firavunların Karunların mirasına yani mala ve Mısır ülkesine nail oldun.” Diye cevap verdi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Gülistan” adlı kitabından alınmıştır)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin  Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Zül Huleyfe (Bir Ali)

Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Gülistan” adlı kitabından kısa bölümler- 16

Hikâye;

-“Horasanlı iki zât, birlikte bir seyahate çıkmışlardı. Bunlardan biri çok zayıf olup, üç gecede bir yemek yerdi. Diğeri ise güçlü kuvvetli, iriyarı olup, günde üç kere yemek yerdi. Nasıl oldu ise bir şehirde bunlar, casusluk suçundan yakalandılar. Onları bir odaya hapis ettiler. İki hafta sonunda suçları olmadığı anlaşıldı. Odasının kapısını açtıklarında, iriyarı, güçlü kuvvetli olanın ölmüş olduğunu, zayıf ve çelimsiz olanın sağ-salim olduğunu gördüler. Herkes bu duruma şaşırdı.”

İçlerinden bir zat;

-“Bu işte hayret edilecek bir şey yok. Normal olanı olmuş. Aksi olsaydı ben şaşırırdım. Ölen kuvvetli idi, fakat açlığa takatı yoktu. Çok yemeğe alışmış idi. Yiyecek bulamayınca açlığa dayanamıyarak öldü. Bu ise, yani zayıf olanı açlığa alışkın olduğu için, bu sayede kurtuldu..” diye onlara durumu açıkladı.

Şiir tercümesi;

-“Bir insan az yemek yemeğe alışmış ise,
Karşılaştığı sıkıntıları kolayca yener.
Bolluğa ve boğazına düşkün olan ise,
Darda kaldığı gün sıkıntı ile ölür gider.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Gülistan” adlı kitabından alınmıştır)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin  Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Zül Huleyfe (Bir Ali) Mikat

Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Gülistan” adlı kitabından kısa bölümler- 17

Hikâye;

-“Sa’di Şirazı (r.a.) kendisi anlatır; Bir tücarla tanıştım.Yüzelli deve yükü ticaret malı ve kırk kölesi vardı. Bir gece beni Kış adasındaki evine götürdü. Bütün gece durmadan boş şeylerden konuştu. Kâh filan ortağım Türkistan’dadır, filan malım Hindistan’dadır. Bu kağıt falan mülkün tapusudur diyor, kâh da iskendireyye’ye gideceğim., oranın havası güzeldi, diyordu.

Bir ara;

-“Ey Sa’di! Bir seyahatım daha var. O ticarete çıkarsam, artık ticaretten vazgeçip bir köşeye oturacağım ve ömrümün sonuna kadar istirahat edeceğim.” Dedi.

Ben de;

-“Hayrola bu defa nereye gideceksin?” diye sordum

O da;

-“Çin’e Irak kükürdü götüreceğim. İşittiğime göre orada iyi para ediyormuş. Oradan Çin kâseleri getirip, Rum diyarına götüreceğim. Rum diyarının ipekli kumaşlarını Hindistan’a götürüp, oranın çeliğini Haleb’e, Haleb’in cam eşyasını Yemen’e, Yemen kumaşını da İran’a getireceğim. Artık ondan sonra ticareti bırakıp bir köşeye çekileceğim.” Dedi.
Tâcir o kadar boş hayaller kurdu ki, artık konuşmaya tâkatı kalmadı.

Bana dönerek;

-“Ya Sa’di! Sen de biraz konuş. Birşeyler söyle.” Dedi

Bunun üzerine ben de;

-“Gör çölünde bir kervanbaşı, katırdan düşünce şöyle demiş;
-“Dünyalık peşinde düşenlerin aç gözünü, ya kanâat veya mezar toprağı doldurur.” Dedim.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Gülistan” adlı kitabından alınmıştır)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin  Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu


Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in doğduğu ev

Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Gülistan” adlı kitabından kısa bölümler- 18

Hikâye;

-“Güçlü kuvvetli bir kişi, işlerinin ters gitmesinden dolayı babasına giderek;

-“Babacığım, bana musâade et de, bir seyahata çıkayım. Kolumun gücü-kuvvetiyle bir iş yaparım ve servete kavuşurum.” Dedi.

Babası da;

-“Oğlum! Hayâlperest olma, kanâat sahibi ol. Sana büyüklerden birinin sözünü söyliyeyim de dinle;”

-“Devlet çalışlamka değil kanâattadır. Körün gözüne sürme çekmek boşuna gayrettir.” Dedi

Beyt tercümesi;

-“Saçının her telinde, olsa ikiyüz hünerin,
Nasibin yok ise, neye yarar ma’rifetin.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Gülistan” adlı kitabından alınmıştır)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin  Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in doğduğu ev

Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Gülistan” adlı kitabından kısa bölümler- 19

Hikmet;

-”Sırrını dostlarına dahi açma. Ne bilirsin, belki de bir gün gelir dostun sana düşman olur. Elinden gelen her fenalığı düşmanına yapma. Çünkü onunla bir gün dost olabilirsin.”
-“Gizlemek istediğin sırrını kimseye söyleme. Çünkü kimse senin sırrını senen daha iyi saklayamaz. Senin sırrına kimse senden daha emin olamaz.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Gülistan” adlı kitabından alınmıştır)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin  Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in doğduğu ev

Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından kısa bölümler;

-“Kudretiyle canı ve hikmetiyle dilde konuşmayı yaratan, kullarına acıyan, kimsesizlerin yardımcısı, hatâları affedici ve özürleri kabul eden Allah-u Teâlâ’nın adıyla bu eseri yazmaya başlıyorum.”

-“O öyle büyüktür ki, O’nun kapısından yüz çeviren, kurtuluşa eremez. Kibirli ve mağrur hükümdarlar bile O’nun kapısının eşiğine baş koyarak yalvarır. O kendine karşı gelenleri hemen cezalandırmaz, özür diliyenleri de redetmez, Günahları gördüğü halde hilm ile örter. Bir kulu günah işlediğinden dolayı gazab etse bile, o kulu tevbe edince onun günahını affeder.”

-“O’nun bir eşi, benzeri ve zıddı yoktur. İnsanların ve meleklerin tâatlarına ihtiyacı yoıktur. Bütün yarattıkların sâhibi O’dur. Büyüklük ve benlik, yalnız ve yalnız O’na yakışır. O birinin başına tâlih tacını giydirir, birini de tahtından kara toprağa indirir. Bahtiyarlık, bedbahtlık, her şey onun emriyle olur. Perde ardından yapılan kötü işleri görür. Fakat perdenin üzerine “bir perde” daha örter. O, aciz ve yokluk içinde bunalıp kalanlara rahmet eder. Yalvaranların duâlarını kabûl eder. O iyi işleri yapanı beğenir. Kader kalemiyle ana rahmindeki yavruya şekil verir ve bir nakış gibi işler. Ay ile güneşi gemi gibi doğudan batıya sevk eder.”

-“O’nun bilmediği hiçbir zerre yoktur. Açık ve gizli O’nun yanında birdir. O, “Ol!” dedi, yokluktan varlık meydana geldi. O’ndan başka kim yoktan varedebilir? O, henüz olmamış olanları, açığa vurulmamış sırları bilir. Yeri ve gökleri kudretiyle tutan, kıyamet günü mahşerde kurulacak Mahkeme-i Kübra’nın hâkimi O’dur.”

-“O, kendine ulaşmanın yolunu göstermiştir. O’na ulaşmak bir denizdir. Bu denizde, ancak iyi amel işleyen ve bir âlime tabi olan gider ve muradına erer. Bir âlimin arkasından gitmeyen yolunu kayıbeder ve helâk olur. Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in gösterdiği yola aykırı yol tutan, ulaşmak istediğine hiçbir zaman ulaşamaz.

-“Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) en güzel ahlâklı, iyi huylu ve güzel âdetlidir. Bütün insanların Peygamberi ve şefâatçisidir. O, Peygamberlerin imâmı, doğru yolun önderi, Allahu teâlâ’nın e m i n i d i r.

-“Beşerin şefâtçisi, kıyamet gününün efendisi, hidayet yolunun rehberi ve mahşer divanının en başta oturanıdır. Bütün nurlar, onun nûrunun ışığıdır. O, Lâilâhe illallah güzel sözünün “Lâ’sı ile, Lât putunu paramparça etti. Uzza’yı hor ve hakir, İslamiyeti aziz kıldı. Ona gelen kitap, önceki ümmetlere gelen kitabları hükümsüz kıldı. Doğduğu gece Kisrâ’nın sarayı sarsıldı.”

-“Ey en büyük Peygamber! Seni övmek için cildlerle kitablar yazılsa, yine seni lâyıkı ile övemez. Ey bütün yaratıkların Nebisi! Sana, senin Eshabına ve senin izinde gidenlere selat-ü selam olsun.”

-“Sıkıntı çekmemiş olanlar, iyi günün kıymetini bilemez. Sıhhatlı kimse de, ıstırap içinde uykusuz kalmadıkça, sıhhatının şükrünü yapmayı aklına getiremez.”

Hikâye;

-“Sarhoşun biri içkili bir halde iken câmiye girip, mihrab’a kadar yürüdü. Orada yüzünü secdeye koyup;”

-“Yâ Rabbi! Beni Cennet-i âlana koy!” diye yalvarmaya başladı.”

Bu sırada câminin müezzini gelerek ona;

-“Ey gâfil kişi, ne âmel yaptın ki cennet istiyorsun? Bu hâlle O’na yalvarılır mı?” deyince

Sarhoş ağlayarak ona şu cevabı verdi.

-“Müezzin efendi! Ben sarhoşum, fakat sen günahkâr bir kulun Allah-u Teâlâ’nın lütfunu ümid etmesini tuhaf görüyorsun. Ben senden özür dilemiyorum ki! Kıyamet gününe kadar açık olan tövbe kapısından Allah-u Teâlâ’ya yalvarıyorum. O kerimdir. Kulunun elinden tutar. O’nun af ve mağfireti o kadar büyüktür ki, ben suçuma büyük demekten utanırım.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından alınmıştır)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin  Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Safa- Merve arasında Sa’y

Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından kısa bölümler- 2

Hikâye;

-“Siyahi bir kimseye; “Çirkinsin” dendi. Adam öyle bir cevap verdi ki, söyleyen bu sözü söylediğine pişman oldu.
O sözü söyleyene siyahi;

-“Sûretimi ve şeklimi ben yapmadım ki, beni ayıplıyorsun. Çirkin isem sana ne? Güzeli, çirkini yaratan ben değilim ki.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından alınmıştır)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin  Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Safa tepesi

Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından kısa bölümler- 3

Hikâye;

-“Allah-u Teâlâ’nın sevgili kullarından biri. Bir kaplanın üstüne binmiş ve elinde ise bir yılan tutarak, sanki ata binmiş gibi gidiyordu.”

Birisi ona;

-“Ey Allah yolunda giden Allah’ın kulu! Bu gittiğin yolda bana kılavuz ol, beni de götür. Sen ne yaptın ki, bu yırtıcı hayvanlar sana tâbi oldu?” diye sorunca

Allahın sevgili kulu;

-“Kaplan, yılan, fil ve birçok yırtıcı hayvan bana tâbi oluyorsa bunda şaşılacak nr var ki? Sen de Allah-u Teâlâ’ya bağlan. O zaman görürsün ki, herkes ve her şey sana bağlı olur. Sen Hak teâlâ’nın hükmüne tâbi olursan, herkes ve her şey de senin hükmüne tabi olur.” Dedi.

-“Bir hükümdar, Allah-u Teâlâ’nın emrini yerine getirirse, cenab-ı Hak da onu korur ve ona yardım eder.”

-“Kızılarslan ile bir âlimin hikayesi;”

-Kızılarslan’ın çok sağlam bir kalesi vardı. Kalenin yolu kıvrım kıvrım idi. Güzel bir bahçe içinde âdetâ lâcivert bir tabağın ortasındaki yumurta gibi, çok az bulunur bir kale idi.”

-“Bir gün bu kaleye uzak yoldan gelen, gün görmüş, derin bilgili, ma’rifet ve hüner sâhibi, çok güzel konuşan, her sözü hikmetli bir zât geldi ve kızılarslan’ın huzuruna kabul edildi.”

Kızılarslan o zâta;

-“Bunca yerleri gezdiniz, hiç bu kadar muhkem ve güzel bir kale gördünüz mü?” diye sorunca

Âlim da;

-“Evet burası güzel bir kaledir. Lâkin bana göre muhkem değildir. Senden önce burası kudretli padişahların elinde idi. Burada bir müddet oturdular, sonra da bırakıp gittiler. Senden sonra da başka hükümdarlar de gelip burada oturacaklar ve senin ümit ağacından onlar da yemiş yiyecekler. Babanın zamanını düşün ve onun saltanat devrini hatırla da, kendini böyle düşüncelerden kurtar. Bak Allah-u Teâlâ, babanı bir pula bile hükmü geçmediği yere nasıl soktu. Baban herkesten ve her şeyden ümidini kesti. Ümidi yalnız Allah-u Teâlâ’nın fazlına kaldı.” Cevabını verdi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından alınmıştır)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin  Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Arafat çadırları

Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından kısa bölümler- 4

-“Hikâye;

-“Bir âbid Hicâz’a giderken, yolda her adımda iki rek’at namaz kılardı. O kadar aşk ve şevk içinde idi ki, ayağındaki dikeni bile çıkarmadı.

Âbid bu yolda böyle giderken, birdenbire gururlanmaya ve kendini beğenmeye başladı.”

Karşısına mel’ân şeytan çıkarak;

-“Kimse senden daha güzel ve iyi ibâdet edemez. Ancak bu kadar olur. Bundan fazlası can sağlığı.” Dedi.

-“Şeytanın bu sözleri onu daha da kibirlendirdi ve o sırada âniden yol üzerindeki bir kuyuya düştü. Allah-u Teâlâ’nın lütfu erişmezse, âbid tamamıyla yoldan sapacaktı”

O sırada gaipten bir ses;

-“Ey Mübarek kişi! Yaptığın bu ibadetlerle Allah-u Teâlâ’nın katında bir mevki elde ettiğini ve O’na layık bir ibadet yaptığını zanetme. İyilikle bir gönül elde etmek, bin rek’at namaz kılmaktan daha iyidir.” Dendi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından alınmıştır)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin  Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Arafat çadırları

Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından kısa bölümler- 5

Hikâye;

-“Bir kişi, yolda ayakları olmayan bir tilki gördü ve Hak Teâlâ’nın bu lütfuna hayret ederek;

-“Bu hayvanın ayakları yok. Ne yer, ne içer ve nasıl geçinir?” diye düşündü.

-“Tam bu sırada, çakal avlamış bir arslan oraya gelerek, avladığı çakalı yedi. Artıkları ile de tilki karnını doyurdu. O kişi, diğer birgün tilkinin başka bir vesile ile karnının doyduğunu görünce şöyle dedi;

-“Madem ki tilkinin rızkı ayağına kadar geldi. O halde zahmete girip, karınca gibi çalışmama ne lüzum var. Gidip bir köşede oturur rızkımı beklerim.”

-“Adamcağız uzun süre bekledi. Ne gelen var, ne giden. Açlıktan bir deri bir kemik kaldı. Bulunduğu mescidin mıhrabından doğru gelen şöyle bir ses duydu.”

-“Ey kötü düşünen kişi! Kendini sakat kötürüm bir tilki yerine koyma. Kalk arslan gibi ol. Öyle çalış ki, arslan gibi senden “artık” kalsın. Arslan gibi ensesi kalın iken, çaresiz kalmış bir tilki gibi oturan kişiden, köpek daha iyidir. Çalış rızkını kazan. Hem kendin ye, hem de başkalarını doyur. Başkasının “artığına” göz koyma. Kolunun kuvvetiyle ve gayret göstererek nasibini elde et ve başkalarını da rahat ettir. Alçaklar gibi onun, bunun eline bakma.”

-“Ey genç! Kendini düşürüp de, aman elimden tutun deme. Aksine, ihtiyar fakirin elinden tut. Allah-u Teâlâ kime lütufta bulunur bilir misin? Halk kimin sayesinde huzura kavuşursa, Hak Teâlâ ona ihsan ve keremde bulunur. Allah-u Teâlâ’nın kullarına yardımda bulunan kimseler, hem dünya, hem de ahrette iyilik görürler.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından alınmıştır)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin  Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu