‘Hikmetli sözler’ olarak etiketlenmiş yazılar
Cemarat (Mina)
Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından kısa bölümler- 6
-“Hikâye;
-“Birgün bir beldeye Rum diyarından bir genç geldi. Bu akıllı bir genç idi. Oranın halkı onu misafir ettiler.”
Birgün orada bulunan bir evliyâ zât o gence;
-“Şuradaki cami tozlanmıştır. Ötesinde berisinde çerçöp birikmiştir. Oraya git. Sil, süpür ve temizle.” Dedi.
Genç bu sözü işittikten sonra, hemen orayı terk etti. Bir daha onu gören olmadı.
Orada bulunan talebeler;
-“Bu misafir gencin elinden bir şey gelmiyor. O yüzden bir daha buraya uğramadı.” Dediler.
Birgün o büyük zatın talebelerden biri o gence rastladı ve ona;
-“Sen iyi bir harakette bulunmadın. Sen kendini beğenmiş bir gençsin. Sen bilmez misin ki, insanlar hizmetle ve çalşımakla yükselirler.” Dedi
O genç ağlayarak şu cevabı verdi;
-“Ey gönül ehli dostum! Ben hoca efendiden emir alır almaz, temizlemek, silip süpürmek için o camiye gittim. Fakat gördüm ki, cami tertemiz. Ne toz var ne toprak. Meğerse orada kirli olan sadece ben imişim. Caminin temizlensinden maksat benim temizlenmem idi.”
-“Yükselmek isteyen mütevazı olmalı. Yücelik damına çıkmak için, alçak gönüllülükten başka merdiven yoktur.Akıllı ve hakiki irfân sâhibi kimse, meyve dalı gibi alçak gönüllü olur.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Kaynaklar;
(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından alınmıştır)
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Şeytan taşlama (Cemerat)
Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından kısa bölümler- 7
-“Hikâye;
-“Gönül ehli bir zât, kendi boyu kadar bir ev yaptırmış idi.”
Bir arkadaşı ona;
-“Bundan daha iyisini yaptırmya kudretin vardı, niye yaptırmadın?” diye sordu.
Gönül ehli zât da;
-“Bundan daha yükseğini yaptırmaktan ne çıkar? Bırakıp gidecek olduktan sonra bu kadarı da yeter.” Dedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Kaynaklar;
(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından alınmıştır)
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Cemerat
Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından kısa bölümler- 8
-“Hikâye;
Hârzemşah sülalesinden Sultan Alâaddin Tüküş, hizmetçilerinden birine bir sır söyledi ve “sakın kimseye söyleme” diye tembihte bulundu.
Sultan bu sırrını tam bir yıl saklamış ve kimseye söylememiş idi. Sırrını hizmetçisine söyledikten sonra duymadık kimse kalmamış oldu.
Sultan bu sırrını ortaya çıkmasına çok kızdı ve o hizmetçisinin boynunun vurulmasını emr etti.
Hizmetçilerden biri sultana;
-“Şevketli sultanım! Hizmetçilerini boş yere öldürme. Kabahatın büyüyüğü sende. Sır sende iken etrafı kapalı bir pınar gibi idi. Sen onun etrafını açtın. Su yayıldı, sel olup etrafa dağıldı. Artık önü alınmaz.” Dedi.
-“Dostum! Kimseye sırrını söyleme. Sen birisine söylersen, o da bir başka dostuna söyler. Mücevheratı hazinadara teslim et, ama sırrını kendine sakla.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Kaynaklar;
(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından alınmıştır)
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Mina (Mescid-i Heyf)
Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından kısa bölümler- 9
-“Hikâye;
Bir hükümdarın oğlu attan düştü ve boyun kemikleri birbirine girdi. Öyle ki, boynu, fil boynu gibi gövdesine battı. Başını çevirebilmek için bütün gövdesini döndürüyordu.
Ülkesindeki bütün doktorlar tedavisinde aciz kaldılar.Yalnız başka ülkeden gelen bir doktor, şehzadenin başını eski haline getirebildi ve damarlarıyla kemiklerini düzeltti. O doktor ‘în veilesi olmasaydı şehzade sakat kalacak, belki de ölüp gidecekti.
Şehzade iyi olduktan sonra, iyi eden doktor, Şehzadeyi ve babasını ziyarete gitti. İyiliği takdir etmeyen nankör hükümdar ile şehzade, ona hiç yüz vermediler. Doktor kendisine reva görülen bu muameleden mütessir oldu ve hükümdar ile oğlu utanacakları yerde, doktor utanarak başını yere eğdi.
Kalkıp giderken şöyle mırıldanıyordu;
-“Ben onun boynunu çevirip eski haline koymasaydım, bugün yüzünü benden çevirmezdi.
Doktor gördüğü bu hareket karşısında ve hükümdarla oğlundan öç almak üzere ona bir tohum gönderdi ve şu haberi yolladı;
-“Şehzade bunu buhurdana koyup yaksın. Çok güzel ve şifalı bir tütsüdür.”
Şehzade, doktorun gönderdiği o tohmu yaktıktan sonra dumanından aksırdı. Aksırınca da başı eskisi gibi çarpıldı.
Padişahın emriyle o doktoru çok aradılar, fakat bir türlü bulamadılar Kendisinden özür dileyeceklerdi. Ne çâre iş işten geçmişti.
“Cenab-ı Hakka şükürden yüz çevirme ki, yarın mahşer günü boynu bükük kalmayasın.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Kaynaklar;
(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından alınmıştır)
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Mescid-i Cin (Mekke)
Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından kısa bölümler- 10
-“Hikâye;
Bir fıkıh âlimi, yere yıkılmış bir sarhoşun yanından geçerken, kendi halini düşünerek böbürlendi. Sarhoşa göz ucuyla bile bakmaya tenezzül etmedi.
Sarhoş başını kaldırarak fıkıh âlimine;
-“Ey iyi zât! Kavuştuğun bu ni’mete şükret. Sakın büyüklenme. Zira kibirden mahrumiyet hasıl olur. Birini zincire vurulmuş görürsen gülme. Seninde başına gelebilir. Mukadderatın belli olmaz. Belki bir gün sen de sarhoş olup yerlerde sürünebilirsin..” dedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Kaynaklar;
(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından alınmıştır)
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Mescid-i Cin (Mekke)
Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından kısa bölümler- 11
Sa’di Şirâzi (r.a.) buyurdu ki;
-“Hak teâlâ’nın lütuf ve ihsan buyurduğu bahta ve rızka kanâat etmeyen kimse, Rabbini bilmemiş ve O’na itâat etmemiş olur. Ey bir yerde durmayan, sebat etmeyen, rızık için didinip duran, koşan kişi!Sakin ol, yuvarlanan taş üzerinde taş bitmez.”
-“Ey akıllı kimse! İster iyi, ister kötü olsun, kimsenin arkasında konuşma. Çünkü hakkında konuştuğun kişi “gerçekten” kötü ise, onu kendine düşman etmiş olursun, İyi ise, çok kötü bir iş yapmış olursun..”
-“Biri sana gelip de, filan adam kötüdür derse, iyi bil ki, o kendi kusurunu söylemiş olur.”
Birisi şu ibretli sözü söyledi;
-“Gıybet edecek olursam, anamdan başkasının gıybetini etmem. Zira böylece sevaplarım anama yazılmış olur!”
-“Ey İyi insan! Bir insanın iki şeyi dostlarına haramdır. Birisi; onun malını haksız yere alarak yemek, diğeri; arkasından iyi olmayan şekilde konuşmaktır. Biri senin yanında başkasının aleyhinde konuşuyorsa, zanetme ki başkasının yanında seni medheder. Benim nazarımda bu dünyada en akıllı insan, kendisiyle “meşgül” olup, başkasından “gafil” olandır.”
-“Düşmandan laf getiren, insana düşmandan daha büyük düşmandır. Ey laf taşıyıcı! Düşmanım bile yüzüne karşı kötü şey söylemiyor. Sen ondan daha büyük düşman olmazsan, onun arkamdan söylediğini, gelip de yüzüme karşı söyler misin? Söz taşıyan, eski düşmanlıkları yeniler, kinleri tâzeler. En yumuşak insanları bile çileden çıkarır. Uyuyan fitneyi uyandıran kimseden en kısa zamanda kaç! Kavga iki kişinin arasında yanan bir ateşe benzer. Söz taşıyıcı ise, o ateşin sönmemesi için odun taşıyan “oduncu” gibidir.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Kaynaklar;
(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından alınmıştır)
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Cennet-ül Mualle (Mekke-i Mükerreme)
Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından kısa bölümler- 12
-“Ey insanoğlu! Adının unutulmamasını istersen, çocuğuna ilim, hüner, ma’rifet öğret ve onu akıllı fikirli yetiştir. Böyle yaparsan, arkanda seni rahmetle anan bir kişi bırakmış olursun.”
“-Ey yüzünde nûr kalmamaış kişi! Kalbini temiz tut. Kararmış ayna iyi göstermez. Yarın, azâba müstehak olmamanın yolunu ara. Başkalarının ayıplarını arama. Başkalarının ayıbını araştırmakla meşgül olan, kendi ayıplarını göremez.”
“Dil”
-“Şükretmek içindir. Rabbini bilen, dilini gıybet için kullanmaz.
“Kulak”
-“Kur’an-i kerim ve nasihat dinlemek içindir. Batıl ve boş sözler dinlemek için değildir.
“İkigöz”
-“Allah-u Teâlâ’nın kudret ve san’atını görmek içindir. Eşin dostun ayıbını görmek için değildir.”
-“Cenab-ı Hak kulunu yoktan var etti. Eline “cömertlik”, başına da “secde kabiliyeti” verdi. Aksi takdirde, ne el “cömertlik”, ne baş “secde” ederdi.
-“Dil ve kulak, kalbın anahtarıdır. Dil söylemeseydi, gönüllerin esrarı gizli kalırdı. Kulak iyi bilgileri duymasaydı, insan nasıl bilgi sahibi olurdu.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Kaynaklar;
(Sa’di Şirâzi (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından alınmıştır)
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sa’d-i Şirâzi (Radiyallah-u anhu) nın hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin Verilen ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Cennet-ül Mualle (Mmekke)
Sa’di Şirâzı (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından kısa bölümler- 13
-“Yavrum! Gençlikte, nefsin arzuları insanı kapladığı gibi, ilim öğrenilecek, ibadet yapılacak “en kârlı” zaman da gençliktir. Gençlikte şehvetin asabiyetin kapladığı anlarda, dinin bir emrini yerine getirmek, ihtiyarlıkta yapılan aynı ibadetten çok üstün ve kıymetli olur.”
-“Oğlum! Günah yükünün altına girme. Zira o ağırdır ve kaldıramazsın. İyilerin tuttukları yolda yürü git. Dileyen bu bahtiyarlığı bulur. Sen alçak şeytanın kuyruğuna yapışmışsın. İyilere ne vakit erişebileceğini bilmem. Resul-i Ekrem (Sallallahu alayhi ve selem), ancak onun yolundan gidenlere şefâat edecektir.”
-“Ey fakir! Sen hak yolunda “oyun çocuğu” sayılırsın. Büyüklerin eteğini bırakma. Mayası bozuk kimselerle düşüp kalkarsan, izzet ve vekarını kayıbedersin. O halde büyüklerin eteğine yapış. Talabeler, çocuktan daha acizdirler. Hocaları ise muhkem duvar gibidir. Yeni yürüyen çocuk, duvara tutunarak yürür. Sen de yeni yürüyen çocuk gibi âlimlerin muhkem duvarına tutunarak yürü.”
-“Ey insanoğlu! Bugün günahlarından korkar isen, yarın kıyamette bir şeyden korkmazsın”
-“Yâ rabbi! Bize kereminle nazar kıl. Biz kullarından ancak hatâ sâdır olur. Yâ İlahi! Senin rızanla beslendik. Senin ihsan ve lütuflarına alıştık. Yâ Rabbi! Bizi bu dünyada “aziz” kıldın. Öbü dünyada da “aziz” kılmanı senden umarız. “Aziz” eden sensin, “zelil” eden de sensin. Senin “aziz” kıldığın kimse horluk görmez. Yâ İlahi! İzzetin hakkı için beni “zelil” etme ve günahlarımdan dolayı beni utandırma. Başıma benim gibisini musalat etme. Ukûbet çekeceksem, senin elinle olsun. Dünyada en kötü şey, bir insanın kendisi gibi birisinden cefâ çekmesidir.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Kaynaklar;
(Sa’di Şirâzı (r.a.) nın “Bostan” adlı kitabından alınmıştır)
(1-Nefahat-ül-üns; sahife 681)
(2-Bostan ve gülistan.)
(3-Tam ilmihal Seadet-i Ebediye; sahife- 106-887-1060)
(4-Rehber ansiklopedisi Cilt; 15- Sahife; 17)
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri ni’metlere karşı şükür edip tefekkür eden ve onların hikmetlerinden ibret alan kullarından eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu