‘ilim öğrenmek’ olarak etiketlenmiş yazılar
Tefekkür’ün hakikatı
14 Temmuz 2008Girnavas (cintepesi) mevki-i
Tefekkür, ilim öğrenmek istemektir. Kendiliğinden elde edilmeyen ilimler öğrenilmelidir. Bu da bir başkasının bildiklerini kendisinin de bilmesiyle meydana gelir.
Böylece iki marifet birleşir, aralarında üçüncüsü doğar, erkek ve dişiden çocuk meydana gelmesi gibi olur.
Bu iki marifet, üçüncü marifetin aslı olur. Sonra bir başkası ile birleşir, ondan da dördüncüsü meydana gelir. Bunun gibi ilimlerin çoğalması, nihayete doğru gider.
Bu yolla ilim elde edemeyen, asıl olan ilimlerin yolundan gitmemiştir. Böyle bir kimse sermayesi olmadan ticarete atılan kimseye benzer ki, bir şey yapamaz.
Eğer bilirse, fakat aralarını nasıl birleştireceğini anlayamazsa sermayesi olup alışveriş ilmini bilmeyene benzer.
Bunun hakikatini anlatmak uzun sürer. Burada bir misal vermekle yetinelim. Ahiret’in dünyadan daha iyi olduğunu bilmek isteyen kimse, dünyadan iki şey’i bilmeyince bunu anlayamaz.
Biri:
Sonsuz olanın geçici olandan iyi olduğunu bilmektir.
Diğeri de:
Ahiret’in sonsuz, dünyanın geçici olduğunu anlamaktır. Bu iki aslı bilince, zaruri olarak, ahiret’in dünyadan iyi olduğunu bildiren ilimler ondan meydana gelir. Bu meydana gelmekle mu’tezilenin dedikleri gibi demek istemiyoruz. Bu ise ayrı ve uzun bahistir.
Bundan anlaşıldı ki,
Bütün tefekkürün hakikati, kalbde hazır olacak iki ilmi aramaktır. İki atın birleşmesinden koyun doğmadığı gibi, herhangi iki ilimden de istenen ilim doğmaz.
İlimden her çeşidin, ayrı iki aslı vardır. Bu iki asıl kalbde bulunmayınca bu beklenen meydana gelmez.
Kimya-yi Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teâla (c.c.) bizleri ve sizleri tefekkürün hakikatını idrak eden kullarından eylesin. AMİN….
Fuad Yusufoğlu
Abdullah bin Abbas (Radiyallah-u Anhu)- 4
25 Nisan 2009Çağ-Çağ barajı bahçesi (beyaz su yolu üzeri) Nusaybin
Abdullah bin Abbas (Radiyallah-u Anhu)- 4
Abdullah İbn-i Abbas (r.a.) Fıkh İlminin temel direklerindendir. Fetvaları ciltler doldurulacak kadar çoktur.
Fetvaları fıkıh ilminin en kuvvetli temellerinden olup, Mekke’de yetişen fukaha o’nun vasıtasıyla yetişmiştir. Ya doğrudan ders alarak veya dolaylı olarak o’nun ilminden istifade etmişlerdir.
Abdullah İbn-i Abbas (r.a.) Fıkıh ilminin en mühim bir kolu olan ‘Feraiz’ miras hukuku ilminde yüksek derecede idi.
Abdullah İbn-i Abbas (r.a.) Kur’an-i Kerim hakkındaki ilmini isteyen ve soranlara öğretirdi.
Bir Ayet-i Krime’yi anlayamayan veya bir müşkili olan kimse ona müracaat edip, sorardı. O da bunlara tatmin edinceye kadar izahat yaparak cevaplandırırdı.
Kur’an-i Kerim ayetlerinin bir araya toplamasında ve neşrinde çok hizmetleri olmuştur. İslâm âlimleri tefsir kitablarını onun rivayetleriyle süslemişlerdir.
Abdullah İbn-i Abbas (r.a.) ın müstakil bir tefsir kitabı yoktur. Tefsire dair muhtelif rivayetleri vardır. Garib-ül Kur’an hakkındaki izahları ona dayanmaktadır.
Abdullah İbn-i Abbas (r.a.) nakledile gelen rivayetlerinden bir kısmını Furuzabadi “Tenvir-ül Mikyas Tefsir-i İbn-i Abbas” adlı kitapta toplamıştır. Onun tefsire dair rivayetleri çeşitli yollarla nakledilmiştir.
Bunlardan en meşhurları şünlardır;
1-Said İbn-i Zübeyr tariki,
2-Mücahid bin Cebir tariki,
3-İkrime (Mevla İbn-i Abbas (r.a.) tariki,
4-Ali bin Ebi Talha el-Haşimi tariki,
5-Kays tariki, (bu zat bin es-Saib’deni o da Said bin Cübeyr’den, oda Abdullah İbn-i Abbas’dan rivayet etmiştir. Bu tarik İmâm-i Buhari ve İmâm-i Müslim şartlarına uygun olup, sahihtir.)
6-Ebû İshak tariki,
7-Dahhak tariki,
Abdullah ibn-i Abbas (r.a.) bir ders halkası vardı. İlim öğrenmek üzere çok kimse onun etrafında toplanmıştır. Derslerinde her ilim okutulurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Abbas (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu