‘İmâm-i Şafi-i ‘nin mezhebi’ olarak etiketlenmiş yazılar

Bor-e beşire Mecido (Girnavas mevki-i)

İmâm-i Şafi-i (Radiyallah-u anh)- 10

İmâm-i Şafi-i hazretleri (r.a.) dedi ki;

-“Önce sen benim sorularıma cevab ver!”

Ve devam etti;

-“Bir günah işlediğin vakit, Allah korkusundan bu günahı terk ettiğin oldu mu?” dedi.

Adam;

-“Allah-u Teâlâ’ya yemin ederim ki çok oldu.”

İmâm-i şafi-i hazrteleri (r.a.);

-“Bu halinle cennetlik olduğun anlaşılmaktadır.” Buyurdu.

Orada bulunan âlimler, hangi delil ile bu hükmü verdiğini sordular;

İmâm-i Şafi-i hazretleri (r.a.);

-“Kur’an-i Kerimde; ‘Bir kimse Allah korkusundan nefsini günahlardan men ederse, onun yeri elbette cennettir.’ Buyurulmaktadır. Hükmünü bu ayet-i kerimeye göre verdim.” Buyurdu.

Oradaki âlimler susup kaldılar.

Abdullah bin Muhammed Bekri (r.a.) şöyle anlatmıştır.

-“İmâm-i Şafi-i (r.a.) ile Bağdad’da nehir kenarında oturuyor idik. Bir genç gelip abdest almaya başladı.

Fakat abdesti yanlış idi.

İmâm-i Şafi-i (r.a.) o gence;

-“ABDESTİ TAM AL. ALLAH-U TEÂLÂ SANA DÜNYA VE AHİRET SAADETİ VERSİN.” Buyurdu.

Genç tekrar abdest alıp, yanımıza geldi, ve;

-“Bana nasihat et, öğret.” Deyince,

İmâm-i Şafi-i (r.a.) şöyle buyurdu;

-“Allah-u Teâlâ’yı bilen necat (kurtuluş) bulur. Dininde titizlik gösteren, kötülüklerden kurtulur. Nefsini ıslah eden, saadete kavuşur. Biraz daha istermisin?.” Dedi.

Genç;

-“Elbet isterim.” Deyince,

İmâm-i Şafi-i (r.a.) şöyle devam etti;

-“Kim üç şey’i yaparsa İMÂNI KAMİL OLUR.”

-“1- Emr-i Bilma’ruf yapmak, yani Allah-u Teâlâ’nın emirlerini yapmak ve yaymak.

-“2- Nehy-i anil-münker yapmak, Ya’ni Allah-u Teâlâ’nın yasaklarını yapmamak ve yapılmaması için uğraşmak.”

-“3- Her şeyde Allah-u Teâlâ’nın dinde bildirdiği HUDUTLAR İÇİNDE BULUNMAK.” Buyurdu.

İmâm-i Şafi-i (r.a.) Sonra;

-“Biraz daha istermisin?” deyince,

Genç;

-“İhsan ediniz Efendim.” Dedi.

İmâm-i Şafi-i (r.a.) şöyle buyurdu;

-“Dünyaya bağlanıp, ona düşkün olma, ahreti iste. Bütün hal ve haraketinde Allah-u Teâlâ’yı hatırla ki, KURTULANLARDAN OLASIN.”

Bu nasihatları dinleyen genç, son derece memnun olup, benim yanıma yaklaşarak,

-“Bu zat kimdir?” dedi.

Ben de;

-“İmâm-i Şafi-i hazretleri (r.a.) dir.” Diye Tanıttım.

Bunun üzerine genç;

-“Bu gün NE BAHTİYARIM Kİ BÖYLE BÜYÜK ZATI GÖRÜP, NASİHATINI DİNLEDİM.” dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Şafi-i radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu