‘kerametler’ olarak etiketlenmiş yazılar

Dara Harabeleri (Mardin)

İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 8

Bir defa Halife Mu’tasım, o’na;

-“Mesleğin nedir?” diye sordu.

İbrahim Bin Edhem (r.a.) cevabında buyurdu ki;

-“Bu dünyayı, dünyaya talib olanlara bıraktım. Bu dünyada Allah-u Teâlâ’nın zikrini, ahrette de didârını (cemâli ile müşerref olmayı), tercih edip, bunlar için çalışmayı kendime meslek edindim.” Buyurdu.

İbrahim Bin Edhem (r.a.) buyurdu ki;

-“Bir gece ru’yamda, elinde bir defter olduğu halde ‘Cebrail (a.s.)’ yer yüzüne inmekte olduğunu gördüm.”

-“Burada ne yapacaksın?” diye sordum.

Cebrail (a.s.);

(-“Bu deftere Allah-u Teâlâ’nın dostları kim ise onların isimlerini yazacağım.”) buyurdu

-“Peki beni de yazacak mısınız?” diye sordum.

Cebrail (a.s.);

(-“Sen, o dostlardan birisi değilsin ki”) buyurdu.

Ben;

-“İyi ama ben o dostların dostuyum.” Dedim.

Bundan sonra Cebrail (a.s.) biraz düşündü.

ve;

(-“Şimdi İlk önce İbrahim’ın ismini kaydet.” Diye bir ferman geldi.” Buyurdu.

İbrahim Bin Edhem (r.a.) buyurdu ki;

-“Bir gece Mescid-i Aksa’da kalmak istedim. Cami vazifelilerinin beni görmemeleri için içeride bulunan hasırların arasına gizlendim. Çünkü görürlerse içeride kalmama musaade etmezlerdi.”

-“Gece, geç vakit olunca kapı açıldı ve içeriye tanımadığım bir zat içeri girdi. Yanında derviş kıyafetli kırk kişi daha bulunuyordu.”

-“O yaşlı zat mihrabe geçti. İki rek’at namaz kıldıktan sonra öbürlerine döndü.”

İçlerinden biri;

(-“Bu gece, burada tanımadığımız, bizden olmayan biri var.”) dedi.

Mihrabda bulunan zat tebessüm etti ve;

(-“Evet İbrahim Bin Edhem var. Kırk gündür kalb huzuru ile ibadet yapamamaktadır.” Dedi.

Bunları duyunca ben açığa çıktım. Mıhrabda bulunan zat;

-“Evet doğru söyliyorsunuz, Lütfen bunun sebebini de bildiriniz.” Dedim.

O zat şöyle anlattı;

(-“Filan zaman Basra’da hurma satın almıştın. Bu sırada yere bir hurma tanesi düştü. Sen o hurmayı kendi hurmalarının içine atmıştın. Onu yediğin için kırk gündür ibadetlerinden tad alamiyorsun.”) deyince

Hurmayı satın aldığım zatın yanına gittim ve bu olanları anlatıp kendisinden HELALLIK DİLEDİM. O DA HAKKINI HELAL ETTİ.

Ve hurma satan adam;

-“Madem ki bu iş bu kadar hassastır. O halde ben şimdiden hurma satmayı bıraktım.” Dedi.

Sonra dükkanını kapattı. Vakitlerini ibadetle geçirmeye başladı nihayet o da Allah-u Teâlâ’nın sevgili kullarından oldu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Dara harabeleri (Mardin)

İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 9

İbrahim Bin Edhem (r.a.) bir zaman yolda yürüyordu.

Askerlerden biri kendisini görüp;

-“Sen kimsin?” dedi.

İbrahim Bin Edhem (r.a.);

-“Ben bir kulum.” Diye cevab verdi.

Asker;

-“Ma’mur i’mâr edilmiş yer neresidir?” dedi.

İbrahim (r.a.); kabristanı gösterdi. Bu duruma sinirlenen asker;

-“Sen benimle alay mı ediyorsun?” diyerek

Başına sopa ile birkaç defa vurdu. Başı yaralandığı, kanadığı halde o karşılık vermedi. Askere hayır duada bulundu.

Şehir halkı, kendisinin geldiğini haber alınca şehir dışına çıktılar. Fakat kendisni bu halde görüp olanları haber alınca;

Askere;

-“Kendisine hakarette bulunduğun bu zat, çok yüksek bir velidir.” Dediler.

Bunun üzerine asker pişman olup, tevbe etti ve ayaklarına kapanıp özür diledi.

Asker sordu ki;

-“Efendim! Ben senin kafanı yardığım zaman sen bana dua ettin sebebi ne idi?”

İbrahim Bin Edhem (r.a.);

-“Senin bana yapmış olduğun muamele ve benim karşılık vermeyişim sebebiyle, Allah-u Teâlâ (c.c.) bana Cenneti nasıb etti. Senin de Cehenneme düşmemen için hayır dua’da bulundum.” Buyurdu.

Asker;

-“Efendim! Niçin (ben bir kulum) dediniz?”

İbrahim (r.a.) cevabında buyurdu ki;

-“Allah-u Teâlâ’nın kulu olmayan var mıdır?”

Asker;

-“Ma’mur olan yeri sorunca, niçin kabristanı gösterdiniz?”

İbrahim Bin Edhem (r.a.) buyurdu ki;

-“Şehir, (ölenlerle) her gün biraz daha harabe oluyorken, mezarlık imâr edilmektedir.” Buyurdu.

O şehirde bir zat;

-“Akşam ru’yamda, cennette bulunanları gördüm, ellerinde inciler dolu idi. Sebebini sordum.”

Şöyle anlattılar;

(-“Biri İbrahim Bin Edhem (r.a.) in kafasını yardı. Onu cennette getirdiler.”

Bir Emir geldi;

-“Bir kimse dostumuzun kafasını yarmıştır. Bu cevherleri dostumun başı üzerine saçınız.”

Saçtılar.

Cennette bulunanların hepsi o mücevherlerden topladılar. Bize de (avucundaki mücevherleri göstererek) bu kadar düştü. Diye cevab verdi.” Diye anlattı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Dara harabeleri (Mardin)

İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 10

İbrahim-i Edhem (r.a.) bir gün bir sarhoşun yanından geçiyordu. Ağzı bulaşmış, yerde yatar gördü. Su getirip ağzını yıkadı.

Ve;

-“Allah-u Teâlâ’nın isminin anıldığı bir ağız böyle bulaşmış berbat halde bırakmak hürmetsizlik olur.” Buyurdu.

Sarhoş gendisine gelince İbrahim-i Edhem (r.a.) nin yaptığını ve söylediği sözü bildirdiler. O kimse tövbe etti ve salihlardan oldu.

Sonra İbrahim Bin Edhem (r.a.) in ru’yasında dediler ki;

-“Sen bizim için o sarhoşun ağzını yıkadın. BİZ DE SENİN KALBİNİ TEMİZLEDİK.”

İbrahim-i Edhem hazretleri (r.a.), sahraya çıkmıştı. Bir kuyudan su çekmek için kovayı sarkıttı. Geri çektiğinde kovanın GÜMÜŞLE DOLU olduğunu gördü.

Hemen geri boşalttı ve kovayı tekrar sarkıttı. Bu sefer çektiği kovanın ALTINLA DOLU olduğunu gördü.

Bunu da tekrar geri boşaltıp, kovayı tekrar daldırıp çıkardığında, kovanın MÜCEVHERLE DOLU olduğunu gördü.

Bunun üzerine şöyle niyazda bulundu;

Ya Rabbi! Bana hazine veriyorsun. Benim arzum bunlar değildir. Ben ABDEST ALMAK İÇİN SU istiyorum. İhsan et.” Diye yalvardı.

Kovayı tekrar kuyuya daldırıp çıkardığında SU İLE DOLU olduğunu gördü.

İbrahim-i Edhem (r.a.) yolda bir taş gördü.

Üzerinde;

-“Çevir ve altını oku.” Yazılıydı.

Çevirdi.

-“Eğer öğrendiğinle âmel etmiyorsan ne diye bilmediğini öğrenmek istiyorsun.” Yazısını okudu

Ve;

-“Ya Rabbi! Seni tanıyan hakkıyla tanımamıştır. Şimdi seni bilmeyen bir kimsenin hali nasıl olur.” Dedi. Ve ağladı.

Helal lokma yemeğe çok dikkat eder ve harkese de tavsiye buyururlardı. Bir gün kendisine falanca yerde bir genç var.

-“Gece gündüz ibadet ediyor, kendinden geçiyor.” Dediler.

Gencin yanına gidip üç gün misafir kaldı. Dikkat etti, söylediklerinden daha çok şeyler gördü. Kendinin soğuk, halsız, habersiz, gencin ise, böyle uykusuz ve gayretli haline şaşırıp kaldı.

Genci Şeytan aldatmış mıdır, yoksa halis ve doğru mudur anlamak istiyordu.

Gencin Kalbine dikkat etti. Lokması HELAL’DAN değildi.

-“Allah-u Ekber, bu halleri hep şeytandandır.” Deyip genci evine da’vet etti.

Kendi lokmalarından bir tane yedirince, gencin hali değişip o aşkı, o arzusu o gayreti kalmadı.

Genç İbrahim-i Edhem hazretleri (r.a.) ne sorup;

-“Bana ne yaptım?” deyince,

İbrahim-i Edhem (r.a.);

-“Lokmaların HELLAL’DAN değildi. Yemek yerken, şeytan da midene giriyordu. O hâller, şeytan’dan oluyordu. HELAL YİYİNCE Şeytan giremedi. Asıl, doğru halin meydana çıktı.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Dara Harabeleri (Mardin)

İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 11

İbrahim-i Edhem (r.a.) Dünya malına ehemmiyet vermez, mubarek kalbi hep Allah-u Teâlâ ile meşgül idi.

Zenginlerden birisi, kendisine 1000 (bin) altın getirdi ve;

-“Efendim! Bunu kabul buyurunuz.” Dedi.

İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.);

-“Ben fakirlerden bir şey almam.” Buyurdu.

O zat;

-“Efendim! Ben fakir değilim.”Deyince

İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.);

-“Bu sahip olduğun maldan daha ziyadesini ister misin?” diye sordu.

O zat;

-“Evet.” Deyince

İbrahim Bin Edhem (r.a.);

-“Bu altınları al götür, zira fakirler içinde en fakir sensin. Bu halin fakirlik değil midir?” Cevabını verdi.

İbrahim Bin Edhem (r.a.) bir gün deniz kenarında oturmuş, elbisesini dikiyordu. Memleketin valisi yanındakilerle birlikte oradan geçerken İbrahim Bin Edhem hazretlerinin başında durdu.

Vali onu seyrederken içinden şöyle düşündü.

-“Bak şu dünün hükümdarına! Böyle yapmakla eline ne geçti?”

İbrahim Bin Edhem (r.a.) vali’nin aklından geçenleri anlamıştı. Başını kaldırıp iğnesini DENİZE FIRLATTI.

Sonra;

-“BALIKLAR İĞNEMİ GETİRİN.” Deyince,

Aradan uzun bir süre geçti;

Bir balık, ağzında İbrahim Bin Edhem (r.a.) in denize attığı iğneyi getirdi.

Allah’ın izniyle balık dile gelip;

-“Bütün denizdeki balıklar senin mübarek iğneyi teberrük için ziyaret ettiklerinden ancak gelebildim.” Dedi.

İbrahim Bin Edhem (r.a.) iğneyi balığın ağzından aldıktan sonra valiye döndü;

-“ELİME BU İĞNE GEÇTİ.” Buyurdu.

Ya’ni;

-“Ben Allah-u Teâlâ’dan gayrı olanları bırakıp, bütün varlığımla O’na döndüğüm için, bu balıkları bana hizmetçi (müsehhar) etti. Ve bana bu kerameti verdi.” Demek istedi.

Evliye Çelebi (r.a.) Meşhür seyahetnamesinde şöyle bir rivayet geçer…

Bir gün İbrahim bin Edhem Hazretleri (r.a.) ın validesi gelip;

-“Ey Oğul, kül oldun, bu riyazet nedir? Gel terk eyle.” Deyince

İbrahim bin Edhem (r.a.), hırkasından iğnesini çıkarıp denize atar ve balıklara hitaben;

-“Benim iğnemi getirin.” Der.

Bir müddet sonra bir balık iğne ağzında olarak gelir

-“Niçin geç getirdin?” Diye sorar.

Balık Allahın izniyle dile gelip;

-“Ya İbrahim teberrüken ağızdan ağza ziyaret için geç getirdik.” Der.

O vakit İbrahim bin Edhem hazretleri (r.a.,);

-“İlahi balık, sen benim iğnemi ağzınla getirdin ve aziz döndün. Allah seni avcılar elinden kurtara. Senin neslini yiyenler hasta olsun.” Diye dua ederler.

Bu menkıbeyi nakl eden Evliya Çelebi hazretleri (r.a.)  buyururyor ki;

-“ Ben o balıkları gördüm. Ağızlarında iğne gibi püskülleri vardı. Kimse avlamaz, ağa gelirse denize bırakılır. Validesi bu hali görünce oğlunu bırakıp gider. (Seyahetname Sayfa 552)

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ barajı (Sonbahar mevsimi)

İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 12

Huzeyfe-i Mer’aşi, İbrahim bin Edhem (r.a.) hizmet ederdi.

Sebebini sorduklarında;

-“Mekke’ye giderken çok acıkmıştık. Küfe’ye gelince, açlıktan yürüyemez oldum.”

İbrahim Bin Edhem (r.a.);

-“Açlıktan kuvvetsiz mi kaldın?” buyurdu.

Ben;

-“Evet.” Dedim.

İbrahim Bin Edhem (r.a.); hokka, kalem istedi. Bulup getirdim.

İbrahim Bin Edhem (r.a.);

-“Bismillahirrahmanirrahim, Her şeyde, her yerde sana güvenilen Rabbim! Her şeyi veren sensin. Sana her an hamd ve şükür eder, Seni bir an unutmam. Aç, susuz ve çıplak kaldım. İlk üçü, benim vazifemdir. Elbette yaparım. Son üçünü sen söz verdin. Senden bekliyorum.” Yazıp, bana verdi

Ve;

-“Dışarı git ve Allah-u Teâlâ’dan başka kimseden bir şey umma ve ilk karşılaşdığın adama bu kağıdı ver.” Dedi.

Dışarı çıktım.

İlk olarak, deve üstünde biri ile karşılaşdım. Kağıdı ona verdim. Okudu, ağlamağa başladı.

-“Bunu kim yazdı?” dedi.

Ben;

-“Camide birisi.” Dedim.

Bana bir kese altın verdi. İÇİNDE ALTMIŞ DİNAR VARDI. Bunun kim olduğunu sonradan, etrafındakilere sordum.

Bana;

-“NASRANİDİR (Yani hiristiyandır)” dediler.

İbrahim Bin Edhem (r.a.) e bunları anlattım.

İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) bana;

-“Keseye elini sürme. Sahibi şimdi gelir.” Buyurdu.

Az zaman sonra Nasrani, İbrahim bin Edhem (r.a.) in huzuruna geldi.

-“Bu yazıyı yazan siz misiniz?” dedi.

İbrahim Bin Edhem (r.a.);

-“Evet.” Cevabını alınca

Nasrani;

-“Çok düşündüm, böyle bir yazıyı yazanın Allah’a tevekkülü, anck hak olan bir dinde olur. Bu parayı verdiğim kimseyi takib ederek huzurunuza geldim. Bana İSLAMİYET’i anlatır mısınız? diyerek

Kelime-i Şehadeti söyledi ve Müslüman oldu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-çağ barajı (Sonbahar mevsimi)

İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 13

İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) Bir gün bir köle satın almış idi.

O’na sordu;

-“İsmin nedir?”

Köle;

-“Efendim! Ne diye çağırırsanız ismim odur.” Dedi.

İbrahim Bin Edhem (r.a.);

-“Neyi yersiniz?” diye sordu.

Köle;

-“Efendim! Ne yedirirseniz odur.” Diye cevab verdi.

İbrahim Bin Edhem (r.a.);

-“Ne iş yaparsınız? Buyurdu.

Köle;

-“Efendim! Ne emrederseniz onu.” Dedi.

İbrahim Bin Edhem (r.a.);

-“Neyi arzu edersiniz?” diye sorduğunda,

Köle;

-“Kölenin hiç arzusu olur mu? Onun arzu ile ne işi var?” müthiş cevab üzerine

İbrahim Bin Edhem (r.a.) kendi kendine;

-EY MİSKİN, ACABA SEN ÖMÜR BOYU HAK TEÂLÂ’YA BÖYLE KUL OLABİLDİN Mİ? KULLUĞU BUNDAN ÖĞREN.” Deyip ağlayarak kendinden geçti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ barajı Sonbahar mevsimi) Nusaybin

İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 14

Bazıları;

-“Allah-u teâlâ’ya nasıl kavuşulur.” Diye sordular.

İbrahim Bin Edhem (r.a.), Onlara cevab olarak;

-“Allah-u Teâlâ’yı tanımak isteyen kimsenin kalbinden şu üç perde kalkmadıkça O’na kavuşamaz.”

-“1. Ebedi ihsana karşı, dünya ve ahretin mülkünü ona verseler sevinmemelidir.”

-“2. Dünya ve ahret mülkü onun olsa, bunu daha sonra ondan alsalar ‘kayıbettim’ diye üzülmemelidir.”

-“3. Övülmeye ve medh olunmaya aldanmamalıdır.” Buyurdu.

Kendisinden bir zat nasihat istediğinde

İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) buyurdu ki;

-“Altı şey’i kabul edip yaparsan, hiçbir işin sana zarar vermez. Dünya ve ahrette rahat edersin. O altı şey şunlardır;”

-“1. Günah yapacağın zaman Allah-u Teâlâ’nın sana verdiği rızkı yeme.”
-“2. O’na asi olmak istersen, O’nun mülkünden çık. Mülkünde olup ta ona isyan etmek uygun olur mu?”

-“3. O’na isyan etmek istersen, gördüğü yerde günah yapma. Görmediği yerde yap. O’nun mülkünde olup, verdiği rızkı yiyip, gördüğü yerde günah yapmak uygun değildir.”

-“4. Can alıcı melek, ruhunu almaya geldiği zaman tövbe edinceye kadar izin iste. O meleği kovamazsın. Şimdi kudretin var, güç kuvvetin yerinde iken tövbe et. Tövbe edilecek zaman bu zamandır. Zira ölüm çok ani gelir.”

-“5. Mezarda Münker ve Nekir ismindeki iki melek, sual için geldiklerinde, onları kov seni imtihan etmesinler.”

Soran kimse dedi ki;

-“Buna imkan yoktur.”

İbrahim Bin Edhem (r.a.) buyurdu ki;

-“Öyle ise şimdiden onlara cevab hazırla.

-“6. Kıyamet günü Allah-u Teâlâ;”

-“Günahı olanlar Cehenneme gitsin.” Diye emir edince

” Ben gitmem.” De.

Soran kimse dedi ki;

-“Bu sözümü dinlemezler.”

Nasihatları dinleyen kimse tövbe etti ve ölünceye kadar tövbesinden vaz geçmedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas Şelalesi (Yazın) Nusaybin

İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 15

Kendisine şöyle sordular;

-“Allah-u Teâlâ hazretleri kur’an-i kerimde;”

-“Ey kullarım, benden isteyiniz, kabul ederim, veririm.” Mü’min suresi ayet 60 Buyurmuştur.”

-“Halbuki istiyoruz vermiyor?”

İbrahim Bin Edhem (r.a.) cevabında buyurdular ki;

-“Allah-u Teâlâ’yı çağırırsınız. On’a itaât etmezsiniz. Kur’an-i kerimi okursunuz, gösterdiği yolda gitmezsiniz.”

-“Cenab-ı Hakkın ni’metlerinden faydalanırsınız. O’na şükretmezsimiz.”

-“Cennetin ibadet edenler için olduğunu bilirsiniz, hazırlıkta bulunmazsınız.”

-“Cehennemi âsiler için yarattığını bilirsiniz, ondan sakınmazsınız.”

-“Babalarınızın, dedelerinizin ne olduklarını görür, ibret almazsınız.”

-“Ayıbınıza bakmayıp başkalarının ayıplarını araştırırsınız.”

-“Böyle olan kimseler, ÜZERİNE TAŞ YAĞMADIĞINA, YERE BATMADIKLARINA, GÖKTEN TAŞ YAĞMADIĞINA ŞÜKRETSİNLER. Daha ne isterler? Dualarının neticesi, yalnız bu olursa yetmez mi?”

Bir kimse İbrahim Bin Edhem (r.a.) den nasihat isteyince;

-“BAĞLI OLANI AÇ, AÇIK OLANI KAPA.” Buyurdu.

O kimse;

-“Bunu anlamadım.” Deyince

İbrahim Bin Edhem (r.a.);

-“Kesenin ağzını aç, CÖMERT OL, açık olan Dilini de tut KONUŞMA.” Diyerek izah buyurdular.

Birisiyle arkadaş oldu. Bu arkadaşlık bir müddet devam edip, zaman gelip ayrılmaları icab edince;

Arkadaşı;

-“Efendim! Uzun zaman arkadaşlık ettik bir ayıbımı gördünse söyle bir daha yapmayayım.” Dedi.

İbrahim Bin Edhem (r.a.) cevabında;

-“Kardeşim sende bir ayıp görmedim. Ben sana daima SEVGİ GÖZÜ İLE BAKTIM. Onun için seni HEP İYİ BULDUM. Senden gördüklerim hep iyi şeylerdi. Ayıp arıyorsan başkalarına sor.” Buyurdular.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kasyane Navala sipi (Nusaybin)

İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 16

-“Kalbler Allah-u teâlâ’dan niçin perdelenir?” dediklerinde

İbrahim Bin Edhem (r.a.);

-“Çünkü Allah-u Teâlâ’nın SEVMEDİĞİNİ SEVERLER. Bu fani dünyanın sevgisi AHİRETİ UNUTTURUR.” Buyurdu.

Kendisine;

-“Sen Kimin Kulusun?”

İbrahim Bin Edhem (r.a.) titredi, yere düştü ve kendinden geçip yerde çırpınmaya başladı. Bir müddet sonra kendine geldi, kalktı ve bir ayet-i kerime okudu.

Ona;

-“Niçin cevap vermedin?” dediler.

İbrahim Bin Edhem (r.a.);

-“Korktum ki eğer O’nun kuluyum desem, benden kulluk haklarını ister, değilim desem, bunu da diyemem.” Buyurdular.

-“Zamanın nasıl geçer.” Dediklerinde

İbrahim Bin Edhem (r.a.);

-“Dört bineğim vardır.”

-“Allah-u Teâlâ’dan bir ni’met gelince ŞÜKÜR BİNEĞİNE BİNERİM.”

-“Taât gelince İHLAS BİNEĞİNE BİNER ONUNLA İLERLERİM.”

-“Bela gelince, SABIR BİNEĞİNE BİNER YOLUMA DEVAM EDERİM.”

-“Günah vaki olunca TÖVBE BİNEĞİNE BİNER İSTİĞFAR EDERİM.” Buyurdular.

İmâm-i A’zam Ebû Hanife (r.a.) onu medh-ü senâ etmiştir.

-“İbrahim Bin Edhem (r.a.) Seyyid ve sevdiğimizdir.” Buyurmuşlardır.

Vefatına yakın buyurdular ki;

-“Kırk yıl Mekke meyvesinden hiçbir şey yemedim, eğer sekeret’ül-mevt halinde (ölüm halınde) olmasaydım bunu söylemezdim. Çünkü kazançları şüpheli olan askerlerden bazıları, Mekke topraklarından bir kısmını satın almış bulunuyorlardı. Yiyeceğim meyvelerin, bu kimselerin arazilerinde yetiştirebeileceğini düşünürek yemedim.”

Bir gün yatsı namazını kılıp uzun uzun dua etti. Ve;

-“Ya Rabbi! Bana Müslüman olarak ölmeyi nasib et! Salihler zümresine kat.” Diye yalvardı.

Sonra secadesinin üstünde bir müddet oturup durdu. Tefekküre daldı. Tam o sırada, karşısına temiz kıyafetli, heybetli bir genç dikiliverdi. YÜZÜ AY GİBİ PARLIYORDU. BEMBEYAZ BİR ELBİSE GİYMİŞTİ. Çok güzel kokular sürmüştü. GÜLÜMSÜYORDU. İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) ni bir şaşkınlık almıştı.

Ona dönüp sordu;

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas şelalesi Kurumuş halı (Nusaybin)

İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 17

Ona dönüp sordu;

-“Siz kimsiniz?”

Gelen;

-“Ben MELEKÜL-MEVTİM. Ölüm vakti gelenlerin ruhunu kabzederim.” Deyince

İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) şaşırdı. Seccadesinin önüne dikilen bu güzel yüzlü genç, insan olamazdı.

Sesiz sedâsız gelmiş, karşısına nasıl dikilmişti? Şaşkınlığı devam ederken, hemen hatırladı…

-“Allah iyi kullarının ruhunu alması için Azrail Aleyhis selam’ı, güzel suretli bir genç şeklinde gönderecektir.”

Ölüm anının geldiğini anladı. Buna çok sevinerek;

-“Allah’ım! Sana sonsuz şükürler olsun.” Diye dua etti.

O esnada KİRAMEN- KÂTİBİN MELEKLERİ de O’na göründüler. Yaptığı iyi işleri yazmışlardı, O’na gösteriyorlardı.

İkisi birden şöyle dediler;

-“Allah-u Teâlâ senin mükafatını artırsın. Bizi iyi kişilerin toplandığı sohbetlere götürdün. Camilere götürdün. Güzel şeyler gördük, güzel şeyler işittik. İyi şeylerin yapıldığı yerlerde bizi bulundurdun.”

İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) ne bu sözlerden sonra CENNET’TEKİ YERİ GÖSTERİLDİ.

Azrail Aleyhis selam emrindeki bir çok melek ile beraber gelmişti. Onlar da İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) nin çok sevdiği kokulardan sürünmüşlerdi. Kimi gül, kimi karanfil, kimi daha da güzel kokuların arasında ruhunu teslim aldılar.

Vefat ettiği gün;

-“YERYÜZÜNÜN EMÂNI ÖLMÜŞTÜR.” Diye gizliden bir ses duyuldu.

Bunu herkes işitti. Fakat ma’nasını anlıyamadılar. Acaba ne olacak diye merak ettiler. Ne zaman ki İbrahim Bin Edhem (r.a.) in vefat ettiği haberi duyuldu, herkes bu sözün İbrahim Bin Edhem (r.a.) için olduğunu anladılar.

İbrahim Bin Edhem (r.a.) Buyurdular ki;

-“Öbür dünyada terazide EN AĞIR AMEL, DÜNYADA BEDENE EN ZOR GELENİDİR.

İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) buyurdu ki;

-“İlmi, AMEL İÇİN ÖĞRENİNİZ. Çokları bunda yanıldı. İlimleri dağlar gibi büyüdü, amelleri ise ZERRE GİBİ KÜÇÜLDÜ.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu