‘kerametler’ olarak etiketlenmiş yazılar

Osman-i Zınnureyn (Radiyallah-u anhu) nun kılıçları

 

Osman-i Zınnureyn (Radiyallah-u anhu)- 4

Hazret-i Osman (r.a.) Bedir savaşı hariç bütün savaşlarda bulundu. Hudeybiye andlaşmasında mekke’ye elçi olarak gönderildi. Tebük seferinde onbin kişilik İslâm ordusunun, bütün ihtiyaçlarını karşılayıp donattı.

Ayrıca bin altın da para yardımında bulundu. Bütün malını İslâmiyetin yayılması, insanların kurtulması, saadete kavuşması için Allah yolunda harcadı.

Bedir savaşı yapıldığl sırada, Peygambermizin (a.s.v.) kızı olan, hanımı Rukiye (r.anha) nin ağır hasta olması sebebiyle, Bedir savaşına katılmasına izin verilmedi.

Zafer haberi geldiği gün hazreti Rukiye (r.anha) vefat etti. Hazret-i Osman (r.a.) ın Rukiye (r.anha) den Abdullah adında bir oğlu olup, hicretin dördüncü yılında altı yaşında vefat etti.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem), kızı Rukiye (r.anha) nin vefatından sonra diğer kızı Ümmü Gülsüm (r.anha) ü Hazret-i Osman (r.a.) ile evlendirdi.

Hicretin dokuzuncu yılında Ümmü Gülsüm (r.anha) de vefat edince

Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve selem);

-“Ya Osman bir kızım daha olsaydı, onu da sana verirdim.” Buyurdu.

Hazret-i Osman (r.a.) i Peygamber efendimiz (a.s.v.) in vahiy katiplarinden idi. Güzel yazar, güzel konuşur ve çok kuvvetli bir hatip idi. Daima Kur’an-i kerim okur, ondan çeşitli meseleler çıkarırdı.

Kur’an-i Kerimi hıfzı (ezberi) çok kuvvetli idi. Namazda bir rek’atte bütün Kur’an-i kerimi okuyan döt kişiden biri de Hazret-i Osman (r.a.) dır. Çok okuduğu için iki Mushaf elinde eskimiştir.

İslamiyet yayılmaya başlayınca, her taraftan Müslümanlar çoğalıp Medine’ye geliyordu. Pygamberimiz (a.s.v.) in mescidi dar gelmeye başlamıştı.

Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem);

-“Bizim mescidimizi bir zira’ olsun genişleten Cennete gider.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Osman-ı Zınnureyn (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Cöke Bekiro (Nusaybin)

Osman-i Zınnureyn (Radiyallah-u anhu)- 5

Hazret-i Osman (r.a.);

-“Ya Resulullah (a.s.v.), malım mülküm sana feda olsun, Mescidi genişletme işini üzerime alıyorum.” Dedi.

Mescid-i Kırk zira’ (20 metre) genişletti ve bütün masraflarını karşıladı.

Bunun üzerine;

-“Allah’ın mescidlerini ancak, Allah’a, ahret gününe inanan, namaz kılan, zekat veren ve yalnız Allah’dan korkan kimseler tamir eder. İşte hidayet üzere bulunanlardan oldukları umulanlar bunlardır.” Mealindeki Tevbe suresi onsekizinci ayeti nazil oldu.

Ekseriyetle Peygamberimiz (a.s.v.) in yanından ayrılmadı. Veda haccında da Resulullah (a.s.v.) ile beraber bulundu.

Peygamberimiz (a.s.v.) in vefatından sonra Hazret-i Ebû Bekir (r.a.), kendisinden sonra Hazret-i Ömer (r.a.) in halife olmasını bildirdiği ahitname Hazret-i Osman (r.a.) tarafından yazılıp hazırlandı.

Hazret-i Ömer (r.a.) in halifeliği sırasında seçtiği altı kişilik hususi şûra azlarından biri de Hazret-i Osman (r.a.) idi.

Bu Şûra hazret-i Ömer (r.a.) in şehid edilmesinden sonra Hazret-i Osman (r.a.) ı halife seçti. Eshab-i Kiram (r.anhum) ona biat ettiler. Böylece hicretin 24. yılında (M. 644) senesinde Muharrem ayının birinci günü hilafet makamına geldi.

12 sene hilafet makamında kalan Hazret-i Osman (r.a.), cesur idi. Hiçbir felaket karşısında sarsılmamıştır. Bunun için halifeliği de başarılı geçmiştir.

Bilhassa halifeliğinin ilk yılları, İslâm tarihinde altın bir devir teşkil eden Ebû Bekir ve Ömer (r.anhum) devirlerinin bir devamıydı. Devrinde bir çok fetihler yapmıştır. Horasan, Hindistan, Maverâünnehir, Kafkasya, Kıbrıs adası ve kuzey Afrika’nın bir çok yerleri, O’nun devrinde İslâm topraklarına katılmıştır.

Yine onun halifeliği sırasında Şam’da valilik yapan Hazret-i Muaviye komutasındaki ordu Kıbrıs adasını alarak Akdeniz’de önemli bir mevki elde etti.

Hazret-i Osman (r.a.) herkese layık olduğu vazifeyi verirdi. Onun tayin ettiği valileri, emirleri, onu sevmekte ve emirlerini yapmakta, askerlikte ve memleketleri feth etmekte, çalışkanlıkta en seçme kimselerdi.

Onun zamanında İslâm memleketleri batıda İspanya’ya kadar, doğuda Kabil ve Belh’e kadar genişletildi. İslâm orduları denizde ve karada büyük zaferlere ulaştı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Osman-ı Zınnureyn (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bore Beşire Mecido (İlk bahar mevsimi) Nusaybin

Osman-i Zınnureyn (Radiyallah-u anhu)- 6

Hazret-i Osman (r.a.), Hicaz’daki ve Irak’daki bakımsız yerleri, güvendiği kimselere ve yakınlarına verir, ziraat aletleri de temin ederek çalıştırır, millete çok toprak kazandırarak ziraatı geliştirip, bağlar, meyve bahçeleri yetiştirirdi. Kuyular kazdırıp kanallar açtırırdı.

Arabistan’ın kuru toprakları onun zamanında en bereketli yerler olmuştu. Emniyet ve huzur da böylece kendiliğinden meydana gelmişti. Hanlar, misafirhaneler yapılmıştı.

Ticaret ve nakliyatta kolaylık da, bunlara bağlı olarak gelişmişti. Mal, servet artıp iş hayatı canlandı.

O’nun zamanında Medine’de tarla sürmeyen, bağ yetiştirmeyen kimse kalmadı. Bu bereketi ve huzuru gören Eshab-i Kiram, Hazret-i Osman (r.a.) ı çok takdir ettiler.

Hazret-i Osman (r.a.) nin hizmetlerinden biri de Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in bir araya toplattığı Kur’an-i Kerim nüshasından, altı nüsha daha yazdırıp, büyük İslam merkezlerine göndermesidir. Bu bakımdan O’na ‘Nâşir-ül Kur’an’ (Kur’anın yayıcısı) denilmiştir.

Hazret-i Ömer (r.a.) in oniki senesinde ilk altısı, refah ve rahatlıkla geçerek, islâm memleketlerinin hepsinde dini hükümler uygulandı ve islâm dünyası çok genişledi.

Hatta, bütün Arabistan ve Afrika’nın büyük bir kısmı, İslâm memleketinin bir parçası olmuş, Trablusgarb, Fizan, Bingazi,Tunus, Cezayır, Fs, merakeş, Dimyat, Zeyyad, Aden, San’a, Asir, Bahreyn, Hadremüt, Katif, Necd, bütün Irak, Hindistan ve Sind, Çin, Semerkand, Hayve, Buhara ve Türkistan, İran, Kafkasya İslâm’in idaresi altına girerek, islâm sancağı, İstanbul surlarının önüne kadar götürülmüştü.

Feth edilen memleketlerin ahalisi de seve seve Müslüman olmakla şereflendiklerinden İslâm nufusu pek artmış, milyonları aşmıştı. Bu kadar genişlik ve çokluk sebebiyle fikirlerde ayrılık çoğalmış, düşünüş tarzları, idrak şekilleri arasından ayrılık baş göstermişti.

Müslüman şekline giren munafıkların körüklemesi ile halife’ye karşı çıkan isyan yüzünden, Osman (r.a.) ın hilafetinin son altı senesi karışık ve gürültülü geçti.

Yahidiler ve diğer İslâm düşmanları, çeşitli ihtilaflar çıkararak, fitne ve fesadi yaymak teşebbüsüne geçtiler.

Fitnenin ve fesadın en büyük kaynağı Mısır’da idi. Buradaki fitne haraketini, Yemenli bir Yahudi olan Abdullah ibn-i Sebe adındaki bir munafık yapıyordu. Her tarafa yerleştirdiği adamları ile temas halinde olup, fitnenin yayılması için her yola başvuruyordu.

İslamiyet’i içerden yıkmak için faaliyete geçen Abdullah ibn-i Sebe, önce Basra ve Kufe’de gizli bir teşkilat kurdu. Daha sonra Medine’ye gelip, orada bir takım fitne karıştırıcılıkfaaliyeti göstermek istedi ise de, tutunamayıp, mısıra kaçtı.

Mısır’da yıkıcı faaliyetlerini devam ettirmek üzere, kendisi gibi fitneci kimseleri etrafına topladı ve faaliyete geçti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Osman-ı Zınnureyn (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bore Beşire Mecido (İlk bahar) Nusaybin

Osman-i Zınnureyn (Radiyallah-u anhu)- 7

Burada Fi t n e n i n   i l k  t o h u m l a r ı n ı  a t ı p, sebbeiyye fırkasını ortaya çıkardı.

Kurduğu gizli teşkilatla, cahil ve başı boş Mısır kıbtilerini aldatarak bir çapulcu alayı topladı. Asilerden onüç bin kişi, Medine-i Münevvere şehrini sarmağa kadar ileri gidip, halifeye, hilafetden çekilmesini teklif etmişlerdir.

Osman (r.a.) ise,

-“(Server-i Alem Aleyhisselam’in bana giydirdiği elbiseyi, elimle çıkarmam)” buyurdu.

Sahab-i Kiram (r.anhum) in ve Tabiin-i kiramın hepsinin ictihadları da böyle idi. Fakat asiler ikna edilemedi.

Hicretin otuzbeşinci senesinde Medine’ye gelerek, Hazret-i Osman (r.a.) ın evini kuşattılar. Muhasara, kırk gün devam etti. Hazret-i Hasan ve Hüseyn ile Talha (r.anhum) halifenin kapısında nöber tuttular.

Eshab-i Kiramın büyüklerinden Abdullah bin Selam hazretleri buyuruyor ki;

-“Muhasarada bulunan Hazret-i Osman (r.a.) ı ziyaret etmek üzere yanına gittim. Selam verdim. Hazret-i Osman (r.a.) selamımı aldı. Oturdum,”

Az sonra Hazret-i Osman (r.a.);

-”Kardeşim bu gece ruyamda şu pencereden Resul-i Ekram (a.s.v.) i gördüm.”

Bana;

-“Osman seni muhasare ettiler öyle mi?” diye sordu.

Ben de;

-“Evet Ya Resulullah .” dedim.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Seni susuz bıraktılar, öylemi?” diye tekrar sordular.

Ben de;

-“Evet Ya Resulullah.” Dedim.

Bunun üzerine Resul-i Ekram (a.s.v.) bana bir bardak su verdi ve ben de o suyu içtim. Hatta soğukluğunu göğsümde duyarcasına kandım.

Sonra Resul-i Ekram (a.s.v.) bana;

-“İstersen seni onlara galip getirelim. İstersen iftarı bizim yanımızda yap.” Buyurdu.

Hazret-i Osman (r.a.);

-“Ben de Resul-i Ekraem (a.s.v.) in yanında iftarı tercih ettim.” Dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Osman-ı Zınnureyn (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bore Beşire Mecido (İlk bahar) Nusaybin

Osman-i Zınnureyn (Radiyallah-u anhu)- 8

Hazenü-l-Kuşeyri (r.a.) diyor ki;

-”Abdullah bin Selâm, Hazret-i Osman (r.a.) ın evinden ayrıldıktan sonra Osman (r.a.) evini saran adamların karşısına çıktı”

Ve onlara;

-“Sizi benim üzerime teşvik ve tahrik eden o kişiyi getirin göreyim.” Dedi. Kızıl deve veya eşek gibi iki adam Osman (r.a.) ın karşısına çıktı.

Hazret-i Osman (r.a.);

-“Size Allah ve Resülu (a.s.v.) ne yemin verdiderek soruyuorum. Resul-i Ekram (a.s.v.) medine’ye geldiği vakit, ‘Rume’ kuyusundan başka içilecek tatlı su bulunmadığı için;

-“Rume kuyusunu kim satın alır, kendi kovasını Müslümanların kovası ile beraber tutarsa, Cennetteki kovası bundan hayırlı olur.” Buyurduğu vakit bol para verip onu satın alan ve millete vakfeden ben değil miyim? Şimdi siz ondan, hatta bir bardak acı sudan olsun beni men ediyorsunuz?” dedi.

Onlar;

-“Evet doğrudur.” Dediler.

Sonra yine Hazret-i Osman (r.a.);

-“Allah ve İslamiyet hakkı için size soruyorum; Darda olan İslam ordusunu tamamiyle kendi servetimden techiz etmedim mi?” diye sordu.

Onlar;

-“Evet doğrudur.” Dediler.

Hazret-i Osman (r.a.);

-“Allah ve İslamiyet adına size yemin verdiriyorum; Mescid Müslümanlara dar geldiği vakit”

Resul-i Ekrem (a.s.v.);

-“Cennete daha hayırlısını almak üzere falancanın arsasını kim alıp mescide ilave eder?” buyurduğu zaman

-“Onu satın alıp mescide katan ben değil miyim? Böyle iken, şimdi siz benim mescide namaz kılmama mani oluyorsunuz.” Dedi.

Onlar;

-“Evet doğrudur.” Dediler.

Hazret-i Osman (r.a.);

Allah ve İslamiyet adına yemin verdirerek soruyorum; Resul-i Ekrem (a.s.v.), Ebû Bekir, Ömer (r.anhum), ve benimle Şebir dağında otururken, dağ sallanıp taşı yuvarlandığı,”

Resul-i Ekrem (a.s.v.) taşı ayağıyla itip;

-“Ey Şebir dağı dur. Zira senin üzerinde bir Peygamber, bir sıddık ve iki şehidden başka kimse yoktur.” Buyurmadı mı?” dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Osman-ı Zınnureyn (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu