‘makbul dualar’ olarak etiketlenmiş yazılar

Cöke Kanika (Gündük) Nusaybin

İbn-i Mâceh (Radiyallah-u anh)- 2

İbn-i Maceh (r.a.) tefsir ilminde de derin âlim idi. (tefsir-i Kur’an) isimli eseri ile, doğduğu ve büyüdüğü yer olan “Kazvin’in tarihi ile ilgili kitabları pek kıymetlidir.

İbn-i Maceh (r.a.) bildirdiği hadis-i şeriflerden bazıları;

-“Allah-u Teâla, annelerinize iyilik etmenizi emrediyor. Sonra annelerinize iyilik etmenizi emrediyor, Sonra annelerinize iyilik etmenizi emrediyor. Sonra babalarınıza iyilik etmenizi emrediyor. Sonra en yakın akrabaya, ondan sonra en yakınlık derecesine göre iyilik etmeyi size emrediyor.”

İbn-i Maceh (r.a.) bildirdiği bir başka hadis-i şerif;

-“Allah-u Teâlâ, merhameti yüz parça etti. Doksandokuzunu kendi katında alıkoydu. Yeryüzüne bir tek parça indirdi. Bu bir tek parça yüzünden mahlûkat (yaratıklar) birbirine merhamet ederler. Hatta at, isabet etmesi korkusundan, ayağını yavrusundan kaldırır, onu muhafaza eder.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Sürâka ibni Cu’şûm’e şöyle buyurdu;

-“Sana sadakaların en büyüğünü göstereyim mi?”

Sürâka (r.a.);

-“Evet Ya Resûlallah.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Sana dönmüş olan, senden başka da kendisine bakacak kimsesi olmayan kızındır.”

-“Müslümanlar hakkında en hayırlı ev, içinde yetime ihsan olunan evdir. Müslümanlar hakkında en kötü ev, yetime kötülük yapılan evdir. Ben ve yetimin bakıcısı, cennette şu iki gibiyiz.” Resulullah (s.a.v.) iki parmağını gösteriyordu.

-“Kimin, henüz bülûğa ermemiş üç çocuğu vefat ederse, Allah-u Teâlâ onu ve çocuklarını rahmeti ve ihsani ile cennete koyar.”

Ebu Berze el- Eslemi (r.a.), şöyle bildirmişir;

-“Ey Allah’ın Resûlü! Cennete koyacak bir ameli bana gösterir misiniz?” dedim.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz;

-“İnsanların yolundan, zarar veren şeyleri gider.” Buyurdu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a;

-“İnsanı en çok cennete hangi şey koyar?” diye sorulduğunda

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“’Takva’ (Allah korkusu) ve ‘güzel ahlak’” buyurdu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu;

-“Üç kimsenin duâsı kabul olur. Mazlumun duâsı, Misafirin (yolcunun) duâsi, Babasının çocuğuna duâsi.”

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu;

-“Sizin hayırlılarınız Kur’an-i kerim’i öğrenen ve öğreten kimselerdir.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan bu veli kulların yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ Barajı (İlkbahar mevsimi) Nusaybin

Enes Bin Mâlik (Radiyallah-u anhu)- 6

Enes bin Mâlik (r.a.), Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) in mübarek ağızlarından Sidret-ül Münteha’ya kadar olan yolculuğu anlatıp, bundan sonraki durumları ve namazın farz oluşunu, Yine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve selem) ın Mübarek dilinden şöyle bildirir.

-“Cebaril aleyhis selam beni Sidret-ül Münteha’ya götürdü. Bir de ne göreyim, yaprakları fil kulakları gibi, meyveleri küpler kadar bir ağaç var. Bu ağacı Allah-u Teâlâ’nın Celâl ve azâmeti o kadar kaplamış ve bürümüş ki, bu yüzden durumu değişmiş ve çok güzelleşmiş. HİÇ KİMSE ONUN GÜZELLİĞİNİ ANLATAMAZ.”

Bu sırada

-”Allah-u Teâlâ bana vahyedeceğini vahy etti. Bana her gün ve gece için Elli vakit namazı farz kıldı. Altıncı kat Sema’da bulunan Musâ (a.s.) nın yanına inince,”

Bana;

-“Rabbin ümmetine neler farz kıldı?” dedi.

-”Elli vakit namaz,” dedim.

Musa (a.s.) bana,

-”Rabbinden bu miktarı hafifletmesini dile, çünkü ümmetin bu kadara tahammül edemezler.” Ben, Ben-i İsrâil’i denedim,” dedi.

Bunun üzerine, Rabbimle münacat ettiğim yere dönüp, elli vakit namazı hafifletmesi için yalvardım. Allah-u Teâlâ, elli vaktin, beş vaktini indirdi. Bu durumu Musa (a.s.) ya söyleyince,”

-”Ümmetin bu kadara da dayanamaz, sen yine Allah-u Teâlâ’dan bunun hafifletmesini, dile” dedi.

Bu şekilde Rabbim ile Musa (a.s.) arasında gidip geldim.

Nihayet Allah-u Teâlâ,

-“Yâ Muhammed! Farz kıldığım namazlar, her gün ve gecede kılınacak olan beş vakit namazdır. Her namaz için on sevap vardır. Bu bakımdan sonunda yine elli namaz olur. Bir kimse hayır yapmak isterde, onu yapamazsa, ona bir sevab yazılır. O iyiliği yaparsa, on sevap yazılır. BİR KİMSE KÖTÜLÜK İŞLEMEK İSTER DE YAPAMAZSA, ONA HİÇBİR ŞEY YAZILMAZ. O kötülüğü işlerse, bir tane günah yazılır.” Buyurdu.

Buradan tekrar Musa (a.s.) nın yanına uğradım.

-”Olup bitenleri anlattım. Musa (a.s.) yine Rabbinden bunun da hafifletmesini iste,” dedi.

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahau aleyhi ve selem) Rabbime çok müracaatta bulunduğum için utanıyorum.” Buyurdu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın Enes bin Mâlik (r.a.) e nasihatları;

-“Ey oğul! Elinden geldiği kadar abdestli ol. Çünkü kim abdestli olarak ölürse ona şehidlik sevabı verilir.”

-“Ey Enes! Rüküda ellerinle dizlerini sıkıca tutup, parmaklarını birbirinden ayır, dirseklerini yanlarına yapıştırma. Rükûdan kalkınca, her uzvun tam olarak yerine gelsin. Allah-u Teâlâ kıyamet gününde, rükû ve secde arasında BELİNİ DOSDOĞRU YAPMAYANA NAZAR ETMEZ. Secde ettiğin zaman, alın ve ellerini iyice yere koy, horozun yeri gagalaması gibi gagalama, secdede kollarını yere sererek, köpeklerin veya tilkinin yatışı gibi yere serilme. Namazda sağa sola nazar etmekten sakın.”

-“Ey oğul! Kimse hakkında kötülük beslemeden sabahlamaya ve akşamlamağa çalış. Bunun başarırsan, hesabın kolay olur.”

-”Müslümanlardan büyüklere hürmet, küçüklerine merhamet et.”

Katâde (r.a.) Hazret-i Enes (r.a.) e Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) en çok yaptıkları duâ’nın ne olduğunu sorunca;

Hazret-i Enes (r.a.);

-“Allahümme Rabbena âtina fiddünya haseneten ve fil ahreti haseneten ve kınâ azâbennar.” Duâ’sını çok okuduklarını bildirdi.

Katâde (r.a.) Hazret-i Enes (r.a.) in duâ edeceği zaman bununla duâ ettiğini veya duâ’sına bu duâ’yı da ilave ettiğini nakleder.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Enes bin Mâlik (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hatim Duası

14 Temmuz 2012

Kur’an-ı Kerîm Hatim Duası

بسم الله الرحمن الرحيم

Bismillahirrahmanirrahim

Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd; Resul-i Zişan Efendimize, âl ve ashabına salat ve selam olsun.

Ey dilediğini en doğru yola hidâyet eden Rabbimiz! Bize Kur’ân’ın hidâyetiyle hidâyet ver. Bize Kur’ân’ın inayetiyle afiyet ver. Hem bizleri Kur’ân’ın kerametiyle her türlü ateşten kurtar. Hem Kur’ân’ın şefaatiyle bizi Cennete idhâl eyle. Kur’ân’ın faziletiyle derecelerimizi yükselt.

Ey lütuf, cömertlik ve iyilik sâhibi olan Rabbimiz!

Kur’ân’ın tilâveti hürmetine kötü amellerimizi ört.

Yâ Rabbenâ! Kalblerimizi tertemiz eyle. Ayıplarımızı gizle. Hastalarımıza acil şifalar ihsan buyur. Borçlarımızı en kısa zamanda edâ etmeyi nasîb eyle. Bir kısım yüzlerin ağarıp bir kısmının karardığı o dehşetli mahşer gününde, bizleri yüzü ağaran bahtiyarlardan eyle. Ana babalarımıza, ecdadımıza ve bil-cümle geçmişlerimize merhamet buyur. Onları affet. Dinimizi ve dünyamızı ıslah eyle. Düşmanlarımızın cümlesini darmadağın et. Ailemizi, mallarımızı ve memleketlerimizi her türlü afetlerden, hastalıklardan ve belâlardan muhafaza buyur.

Kur’ân-ı Azîmü’ş-şân hürmetine ayaklarımıza sebât ver ve kâfirler gürûhuna karşı bizlere yardım eyle.

İlahi;

Adem (Aleyhisselam) ı, topraktan yaratıp, hilafet makamına geçirdin. Bizlere, karşılıksız keramet tacını giydirdin. Lutfunu bizden eksik etme. Biz düşkünlerin elinden tutup kaldır.

İlahi;

Kullarının dünyada dört şeyi var. İkisi kötü, ikisi iyidir. Kötü olanların biri ahirette de kötüdür. Bunlardan biri küfr, diğeri günahlardır. Küfr, günahtan daha kötüdür.

İyi olanların biri ahirette de iyidir. Bunlardan biri İman, diğeri taattır. İman taattan üstündür.

Ya Rabbi

O İki kötünün daha kötüsü olan küfrü terk ettik. Ve iki iyinin en iyisi olan iman hürmetine günahlarımızı afvedip, kusurlu ibadetlerimizi kabul eyle.. AMİN…

Ya Rabbi!

Okuduğumuz Kur’ân-ı Kerîm’den ve yasin-i şeriflerden hâsıl olan sevâbı, hem onun tilâvetinden hâsıl olan nûru öncelikle; Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın rûhuna hediye eyledik, vâsıl eyle yâ Rabbi.

Hem O’nun, Nebî ve Resûl kardeşlerinin ruhlarına salât ü selâm ile ayrı ayrı hediye eyledik, vâsıl eyle yâ Rabbi. Hem O’nun âl ve evlâdına, vâlidelerimiz olan muhterem zevcelerine, ashâbına, etbâına, mübârek nesillerinin ruhlarına hediye eyledik, vâsıl eyle yâ Rabbi. Hem onların cümlesinden razı ol.

Üstadlerimizin ruhlarına hadiye eyledik sen vasıl eyle ya Rabbi, hem onun talabelerin ruhlarına hediye eyledik sen vasıl eyle. Özelikle Mekke’den Medine’ye gelirken bir kaza sonucunda vefat eden, Kamil-i mükemmel olan Murşidim; Şehidilharemeyn Baz-ül Emced Muhammed El Haznevi hazretleri (Kaddesanellah-u  Teâlâ sirrahu bi esrarıhil aliyye) ile Bana ders veren Hocam Molla Süleyman-ı Kemine’ye hediye eyledik sen vasıl eyle

Babalarımız, analarımız, erkek ve kız kardeşlerimiz, evlatlarımız, akrabâlarımız, sevdiklerimiz ve arkadaşlarımızdan vefât etmiş olanların ruhlarına da ayrı ayrı hediye eyledik, vâsıl eyle yâ Rabbi!

Üzerimde hakkı çok olan Haci İsmet Ağan ailesi ile muhterem anne ve babaları, Şanlı Urfadan Siverek ilçesine bir ta’ziye için giderken yolda elim bir kaza sonucunda hayatını kayıbeden can dostum, Hac arkadaşım İsmail Kayan ile  Ya Rabbi Erdal Ali kardeşimizin ağabeyi Erol Yüksel Ruhuna da hediye eyledik sen vasıl eyle. Bu kur’an hatimlerinde emeği geçenlerin sağ ve ölmüşlerine hediye eyledik sen vasıl eyle.

Ya Rabbi!

Kur’an hatimlerimize katılan Nurtaç, halime Fatma, Şirin, Zemrete, Adnan ile Haci Nuri Demir, Halil uygun, Bahar, Feyruze, A.kerim sevgili, Hatice Mert, Fatma kılıç, Medeni Baş, Hüseyin Akbaş, Derya , menife, Ali Ozan, Hediye Erbağ, Pinar celik ,Müzeyyen Eski, Güler kara, Dilek keleş, Eflatun Hoca, Abdurrahman,  Salih ile Amine kavak, Emel, Nisa, Aynur Mersin, Ahmed ceng, Ramazan hoca, Tuba, T.Sevgili, Kevser, Abdullah, Hacire Mersin, Ğurbet, Nefya, Semra, Adnan Boğa,, Fatma Özturk, Gazal Mersin, Büşra, Süleyman, Aysel Turan, Sevda krby, Esra Mersin, Fatma Antalya, Suheyla, Gulten, Feride Mersin, Müzeyyen Mersin, Semire Mersin, olcay Mersin, Şukran Mersin, Abdüsselam celebi, Müslime, Sevda, Emine Mersin, Mürşide, Leyla, Şevkiye, Cemile Turan, Hatice, Leyla Mersin, Elif Işık , Muzaffer, Mümine, Ramazan Tekin, Şine, ferha Er, Hayat Akdeniz, Abdurrahman Tekin, selma, Damra, Yolcu rehberi , M.Salih Tekin, Meryeme, Silent, Sebiha ve Mustafa Harput, Haci Bülent Gözü, babaları Hikmet gözü ve anne ile babaları, Zeyneb Er, Fuat Doğan  ile anne ve babaları, sevdikleri , dostları, dostlarının dostları, onlarda hakki olanların ilbenim üzerimde hakları olanlarin ile her hafta Kabe-i Şerif  karşısında okuyan kardeşim Haci Mahmud Erkal anne, babası ile akrabalarına de hediye eyledik sen vasıl eyle.

Ya Rabbi!

darda kalan, geçim sıkıntısı çeken, hasta olan bütün Müslümanlara  şifalar ihsan eyle. Amin.

Ya Rabbi!

 Vefat eden müslümanlardan nesilleri tükenmiş; dünyada kimsesi olmayan mü’min ve mü’minelerin ruhlarına da hediye eyledik, sen vasıl eyle Ya Rabbi!

İlahi Ya Rabelalemin!

Bana müdürlük yapan ve ayni zamanda üzerimde hakkı bulunan Sebahattin Yücesoy ailesinden merhum anneleri Haci Zekiye hanım efendi, merhum babaları haci Abdülcelil Yücesoy beyefendi ile Kızkardeşi Hamdiye Yücesoy ayrıca amcası Haci Ali Yücesoy’un ruhlarına da hediye eyledik sen vasıl eyle. Ya Rabbi!

Hem üstadlarımızın ruhlarına, meşâyıhımızın ruhlarına, hem onların talebelerine, hayır ve hasenât sahiplerinin ruhlarına, hem bütün mü’min ve mü’minelerden, müslim ve müslimelerden vefât edenlerin ruhlarına, hayatta bulunanların rûhâniyetlerine hediye eyledik, sen vâsıl eyle yâ Rabbi!

Ey bütün ihtiyaçları karşılayan! Ey bütün belâları def‘ eden! Ey her duâya icâbet eden! Ve ey merhamet edenlerin en merhametlisi olan Rabbimiz! Rahmetinle, merhametinle duâlarımızı kabul eyle!

Subhane Rabbike Rabbil izzeti amma yasifûn.. Ve selâmun alel murselîn.. Vel hamdu lillahi Rabbil alemîn.. El Fatiha

Zeynelâbidin Cami-i minaresi

İbn-i Cezeri (Radiyallah-u anhu) – 4

Hısn-ül-hasin kitabından bazı bölümler;

Duâ’nın kabul olması için, peygamberleri “Aleyhimüsselam” ve Salih kulları vesile etmelidir.

“Sahih-i Buhâri” deki hadis-i şeriflerde böyle bildirildi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Hayvanı kaçan kimse; Ey Allahın kulları! Bana yardım ediniz. Allahü teâlâ’da size merhamet eylesin.i desin.” Buyuruldu.

Bir hadis-i şerif’te;

-“Korkulu yerde, üç kere; Ey Allahın kulları! Bana yardım ediniz! Demeli!” buyuruldu.

Bu duâ tecrübe edilmiş, neticesi görülmüştür.

Bir Hadis-i şerifte;

-“Bir şeyden zarar gören, abdest alıp iki rekat namaz kılsın! Sonra Ya Rabbi! Senden istiyorum. Senin âlemlere rahmet olan Peygamberin Muhammed Aleyhis selam’ı vesile ederek sana yalvarıyorum. Ya Muhammed! (aleyhisselam) dileğimi kabul etmesi için Rabbime seni vesile ediyorum. Ya Rabbi! O’nu bana şefâatçı et. Desin!” buyuruldu.

Her Müslüman namaz kılarken (Esselamü aleyke eyyühen Nebiyyü!) diyerek Resululaha seslenmektedir. Tevesüle inanmıyanlara cevap olarak yalnız bu yetişir.

Evliyaya “Rabıta” yapmak, iyi görmiyen yaşlı kimsenin gözlük kullanmasına benzer.

“Vesile arayınız” Ayet-i kerimesi, Allah-ü teâlâ’dan feyz alabilmek için, büyük âlim aramak lazım olduğunu göstermektedir. Büyük âlim, Resulullah (s.a.v.) in varisidir.”

Müellif, Allah-ü teâlâ’ya hamd ve Resulullah (s.a.v.) a salât ve selamdan sonra şöyle der;

-“İşbu Hasin kitabı, Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in mubarek sözlerinden derlenmiştir. Müminler için yapılmış bir silah, Resul-i Ekrem (s.a.v) in mübarek sözlerinden meydana gelmiş kıymetli bir kitaptır.”

-“Bu kitap, müminler için nasihattir. Onları, Resulullah efendimiz (s.a.v.) in sahih hadis-i şeriflrinden seçtim. Bu kitap, her türlü şiddet ve sıkıntılara karşı güzel bir hazırlık ve kuvvettir. O, insan ve cinlerin şerlilerine karşı iyi bir kalkandır. Musibetlere ve zalimlere karşı, bu kitabın içindeki, hedefine isabet eden oklar gibi olan duâ’ları kendime kal’a edindim, onunla kendimi korudum.”

-“Muhtasar (kısa) olmakla beraber, Allah-ü teâlâ’dan bu kitabı faydalı kılmasını, onun vesilesi ile Müslümanlardan belâ ve sıkıntıları gidermesini dilerim. Kitaba, ihtiva ettiği mevzularla alakalı bütün sahih hadis-i şerifler alınmıştır.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan İbn-i Çezeri (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Zeynelâbidin Cami-i nin külliyatının damdan restore halı (Nusaybin)

İbn-i Cezeri (Radiyallah-u anhu) – 5

-“Bu kitabımı tamamlayınca, bana öyle bir düşman musallat oldu ki, onu ancak Allah-ü teâlâ defedebilir. Onun için bu düşmandan kaçtım ve gizlendim. Hısn-ül-hasin kitabını kendime kal’a edinerek, onu okumaya devam ettim. Onunla kendimi korudum.”

-“Bunun üzerine rüyamda Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) i gördüm. Ben sol taraflarında bulunuyordum.”

Resul-i Ekrem (s.a.v.) bana sanki;

-“Ne istiyorsun?” diye buyuruyordu.

Ben;

-“Ey Allah’ın Resulü! Bana ve Müslümanlara duâ buyur” diye arz ettim

-“Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) mübarek ellerini kaldırıp, duâ buyurdular. Ben Resulullah (s.a.v.) mübarek ellerine bakıyordum. Resul-i Ekrem (s.a.v.) duasını bitirince, ellerini mübarek yüzlerine sürdüler.”

-“Ben o anda uyandım. O gece Perşembe gecesi idi. Pazar gecesi de o düşman benden kaçıp uzaklaştı. Allah-ü teâlâ, bu kitapta Resul-i ekrem (s.a.v.) den bildirilen hadis-i şeriflerin bereketi ile, benden ve Müslümanlardan sıkıntıyı giderip, rahata kavuştura.” Amin.

Duâ’nın fazileti;

Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Duâ ibâdettir.”

Diye buyurduktan sonra, şöyle devam etti.

-“Rabbiniz buyurdu ki; Bana duâ edin, size karşılığını vereyim bana ibadet etmekten büyüklenip, yüz çevirenler, muhakkak ki küçülmüş kimseler olarak Cehenneme gireceklerdir.” (Mü’min suresi ayet; 60)

-“Hiçbir sakınma takdiri değiştirmaz. Fakat duâ inmiş ve inmemiş olan şeylere fâide verir. Belâ iner, onu duâ karşılar. İkisi kıyamet gününe kadar mücadele ederler. (Kazâ-i mu’allak), Levh-i mahfuzda yazılıdır. Eğer o kimse, iyi amel yapıp, duâsı kabul olursa, o kazâ değişir.”

Hadis-i şerifte buyuruldu ki;

-“Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez. Fakat kabul olan duâ, o belâ gelirken korur.”

-”Duâ’nın belâyı def etmesi de, kaza ve kaderdir. Kalkan, oka siper olduğu gibi, su, yerden otun yeşermesine sebep olduğu gibi, duâ da, Allah-ü teâlâ’nın merhmetinin gelmesine sebepdir.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan İbn-i Çezeri (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu

Zeynelâbidin Cami-i nin külliyatı (Nusaybin)

İbn-i Cezeri (Radiyallah-u anhu) – 6

Bir hadis-i şerfite;

-“Kaza-i mu’allakı hiçbir şey değiştiremez. Yalnız duâ değşitirir ve ömrü yalnız; ihsan, iyilik arttırır.” Buyuruldu.

Allah-ü teâlâ’nın takdirinin, Yani kaderin Levh-i mahfuz’da yazılması kazâdır. Bir kimseye takdir edilen belâ kazâ-i mu’allak ise, yani o kimsenin duâ etmesi de takdir edilmiş ise, duâ eder; kabul olunca, belâyı önler. Ecel-i kazâyı da, iyilik etmek geciktirir. Fakat Ecel-i müsemmâ değişmez. Ecel-i kazâ, bir kimse, eğer iyi iş yapar, yahut sadaka verir, hac ederse ömrü altmış sene, bunları yapmazsa kıkrk sene diye takdir edilmesi gibidir. Vakit tamam olunca, eceli bir ân gecikmez. Birinin üç gün ömrü kalmış iken, akrabasını, Allah rızası için ziyaret etmesi ile, ömrü otuz seneye uzar. Otuz sene ömrü olan kimse de, akrabasını terk ettiği için, ömrü üç güne iner.)

Hadis-i şerifte buyuruldu ki;

-“Allah-ü teâlâ katında duâ’dan daha kıymetli birşey yoktur.”

(Yani sözle yapılan ibadet çeşitlerinden, duadan daha üstün bir şey yoktur. Çünkü duâ eden, duâ ederken Allah-ü teâlâ’ya hamd ve senâda bulunmakta O’na yalvarmaktadır.)

-“Allah-ü teâlâ kendisinden istemiyene gazab eder.”

(Yani kendisini Allah-ü teâlâ’ya muhtaç görmiyerek, gerek söz ve gerekse lisan-i hâl ile istemiyene Allah-ü teâlâ gazab eder.)

-“Duâ dinin direğidir.”

(Yani duâ etmekle, kul, kulluğunu izhar etmektedir.)

-“Duâ, Göklerin ve yerin nurudur.”

(Yani duâ, yerleri ve gökleri gaflet karanlığından kurtarıp, onları aydınlatıcıdır.)

Kul duâ edince, Allah-ü teâlâ onun dileğini bu dünyada ayni ile veya dileğinin yerine ondan daha güzelini karşılık olarak verir. Yahut büyük bir belâyı ondan def etmek suretiyle verir. Bu isteği ya hemen verir, vaya geciktirerek verir. Yahut Allah-ü teâlâ onun duasını ahrete saklar. Yani onun duâsına ahrette bol karşılık verir veya onun günahlarından bir kısmını, o duâsı sebebiyle af ve mağfiret buyrurur. Hülâsa; Allah-ü teâlâ, iyi amel yapanın ecrini asla zayi etmez.)

Allah-ü teâlâ, hadis-i kudside şöyle buyuruyor;

-“Ben kulumun beni zanına göreyim.”

(Yani kulum, benim onu afedeceğimi ümid ederse onu afederim.)

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan İbn-i Çezeri (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Zeynelâbidin Cami-i külliyatının restore halı (Nusaybin)

İbn-i Cezeri (Radiyallah-u anhu) – 7

Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Allah-ü teâlâ bir kulunun cehenneme gitmesini emretti. Cehennemin kenarına kadar gelip durunca,

O kul döndü ve;

( “Vallahi ya Rabbi! Benim senin hakkındaki zannım gerçekten iyi idi.”) dedi.

Bunun üzerine Allah-ü teâlâ (c.c.);

-“Onu geri çeviriniz. Muhakkak ki ben, kulumun beni zannına göreyim” buyurdu.

Yine bir Hadis-i kudside Allah-ü teâlâ şöyle buyurdu;

-“Kulum (ona merhamet eylemem, yardım etmem, muvaffak kılmam için) beni anarsa, ben onunla beraberim.”

Hadis-i şeriflerde;

-“Rabbini anan ile anmıyan kimsenin durumu, diri ile ölünün durumu gibidir.”

-“Kimi şiddetli sıkıntı zamanlarında Allah-ü teâlâ’nın duâsını kabul etmesi sevindirirse, genişlik zamnında çok duâ etsin.”

-“En faziletli zikir; Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki; -“Allah-ü teâlâ’yı zikirden daha üstün bir sadaka yoktur.”

-“Allah-ü teâlâ’nın yollarda dolaşan melekleri vardır.Bunlar, Allah-ü teâlâ’yı zikredenleri ararlar. Allah-ü teâlâ’yı zikreden (anan) bir topluluğu görünce, birbirlerine seslenirler. Geliniz, işte aradığınız (burada) derler. Onları, dünya semâsına kadar kanatları ile kuşatırlar.”

-“Allah-ü teâlâ’yı zikreden bir topluluk oturduğu zaman, melekler onları kuşatırlar. Onları rahmet bürür, Onalrın üzerine sekinet iner. Allah-ü teâlâ onları, indinde bulunanlar arasında zikreder.”

Mu’az bin Cebel (r.a.) şöyle rivayet etti.

-“Birgün,Ya Resulallah! Bana nasihat eyle.” Dedim.

Bunun üzerine Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) şöyle buyurdu;

-“Gücün yettiği kadar takvaya sarıl. Her taşın ve ağacın yanında Allah-ü teâlâ’yı an. Gizli olarak yaptığın kötülük için gizli, açıktan yaptığın kötülük için açıktan tövbe et.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan İbn-i Çezeri (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Zeynelâbidin Cami-i nin nkülliyatı restor halı (Nusaybin)

İbn-i Cezeri (Radiyallah-u anhu) – 8

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Ademoğlunu, Allah-ü teâlâ’yı anmaktan daha çok, Allah-ü teâlâ’nın azabından kurtaran bir amel yoktur.” Buyurunca

Eshâb-i kiram (r.a.);

-“Allah yolunda cihad damı, Allah-ü teâlâ’nın azabından ondan daha kurtarıcı değildir” diye sordular.

Resululllah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Evet, Allah yolunda cihad da… Fakat parçalanıncaya kadar kılıç ile dinsizlere karşı cihad ederse müstesnâ.”

-“Ademoğlundan herkesin kalbinde iki mekân vardır. Birisinde melek, diğerinde şeytan vardır. Allah-ü teâlâ’yı andığı zaman, bu şeytanın hoşuna gitmez ve bir tarafa çekilir. O kimsenin kalbine bir şey yapamaz. Allah-ü teâlâ’yı anmadığı zaman gagasını onun kalbine koyar ve ona vesvese verir.”

-“Gâfil (alışveriş ile ve başka işlerle meşgül olmak suretiyle Allah-ü teâlâ’yı anmaktan uzak kalan) kimseler arasında Allah-ü teâlâ’yı ananlar, dinsizlerle muharebeden kaçan kimseler arasında sabredip muharebe eden kimseler mesâbesindedir.”

-“Bir kimse Allah-ü teâlâ’yı anmadan yürürse, üzerinde noksanlık olarak yürümüştür. Bir kimse Allah-ü teâlâ’yı anmadan yatağa girerse, üzerinde bir noksanlık olarak yatağına girmiştir.”

-“Bir dağ (diğer) bir dağa (o mahalda bilinen) ismi ile (hitabederek) –“Ey falan! Sana Allah-ü teâlâ’yı zikreden (anan) birisi uğradı mı?” diye seslenir. –“Evet uğradı” derse, (Soru soran dağ, arkadaşı olan dağa böyle birisinin uğrayıp, onun için böyle bir hayırlı halın hasıl olmasından) sevinir. (Hatta ona hasıl olan faidelerden, kendisine de birazcık ulaşmasını ümid eder. Böyle bir halin kendisinde hasıl olmamasından dolayı da üzülür.)”

-“Cennet ehl-i, sadece dünyada iken Allah-ü teâlâ’yı anmadan geçirdikleri vakitlerine hasret çekerler. (niçin Allah-ü teâlâ’yı anmadan o vakit geçirdik, diye) pişman olup, üzülürler.”

Duâ âdâbı;

Duâ âdâbında bir kısmı rükndür. Unlar; Ehl-i sünnet i’tikâdında ve ihlâs sahibi olmaktır. Bir kısmı, haramlardan sakınmak gibi şartlardır. Bunların dışında kalanların bir kısmı müstehablar ve mekruhlardır. Diğer bir kısmı da; yapılması, terkinden evlâ olanlardır.

Bu edebler ve şartlardan bazıları şunlardır.

1-Yemede, içmede giyimde ve kazançta haramdan sakınmak.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan İbn-i Çezeri (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Zeynelâbidin cami-i nin restore edilirken Cami imamı tarafında yapılan çalışaların

İbn-i Cezeri (Radiyallah-u anhu) – 9

2-Ihlâslı olmak.
3-Duâ’dan önce Salih amel yapmak,. Şiddetli sıkıntı zamanında yaptığı Salih ameli zikretmek.
4-Kirlerden ve pisliklerden temizlenmek.
5-Abdestli olmak ve kıblaya yönelmek.
6-Rüku’ ve secdeli namaz kılmak. (Burada murad, kılınan namazdan sonra yapılacak duâ’dır.)
7-İki dizlerüzerine oturmak..
8- Duâ’nın başında ve sonunda önce Allah-ü teâlâ’ya hamd edip, Resulullah (s.a.v.) a salevat okumak.
9-Ellerini açmak (yani avuçlarını yummamak.
10-İki elleri kaldırmak (Yani elleri dizlerden uzaklaştırıp, semâya doğru kaldırmak. Çünkü semâ, duânın kıblasıdır.)
11-Elleri omuz hizasına kadar kaldırmak.
12-Edep üzere olmak (Yani zahiren, batınan, söz ve fiille edeb üzere olmak)
13-Huşu’ üzere olmak. Denilir ki, huşu’ korku demektir. Zahir odur ki, huşu’dan murad, batının sükunudur. Batının sükün bulmasından, zahirin sükunu meydana gelir. Bunu şu hadis-i şerif teyid etmektwedir.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) sakalları birbirine karışmış birisini görünce;

-“Kalbinde huşu olsa idi, a’zalarda da huşu olurdu.” Buyurdu.

Allah-ü teâlâ, Müminün suresinde ilk iki ayetinde meâlen;

-“Müminler muhakkak kurtulacaklardır. Onlar, namazları huşu’ ile kılanlardır.” Buyuryor.

14-Bütün a’zaları tezellül ve hudu’ üzere olmak yani bütün a’zaların hudü’( boyun eğme) ile beraber, sükün üzere ve hareketsiz olamsı.
15-Namazda duâ edenin, gözlerini semâya kaldırmaması.
16-Allah-ü teâlâ’ya, esma-i hünsası ve yüce sıatları ile duâ etmek. Allah-ü teâlÂ, kurân-i kerimdemeâlen;

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan İbn-i Çezeri (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Zeynelâbidin Cami-i avlusu

İbn-i Cezeri (Radiyallah-u anhu) – 10

-“En güzel isimler, Allah-ü teâlânındır. O halde Allah-ü teâlâ’ya bu isimlerle duâ edin. Allah-ü teâlâ’nın isimlerinde ilhad edenleri yani isimleri değiştirenleri terk edin. Onlar ahirette yaptıklarının cezasını çekeceklerdir.” Buyuruyor. (A’râf suresi ayet 180)

17-Duâda edebi sözlerle duâ yapmaya zorlanmamalıdır..

18-Nâme yaparak duâ etmemek.

19-Peeygamberleri (a.s.) ve salih kimseleri vesile ederek duâ etmek, Çünkü onlar, hem Allah-ü teâlâ’ya ve hem de kullarına karşı hakları en kâmil şekilde yerine getirmektir..

20-Duâ ederken sesi alçaltmak. Yani gizli olarak duâ etmekteir. Gizli duâ etmek, Allah-ü teâlâ’nın katında makbuldur.

Allah-ü teâlâ Kurân-i kerimde meâlen;

-“Rabbinizi, yalvararak, gizli ve sessiz çağırınız.” Buyuruyor (A’râf suresi ayet 21)

21-Duâ ederken, günahını itiraf etmek.

22-Duâ ederken Resulullah efendimiz (s.a.v.) den bildirilen sahih duaları tercih etmek. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) den bildirilen duâlar, başka duâlâ’ra hacet bırakmamıştır.

23-Güzel ma’na ve maksadları veya Allah-ü teâlâ’ya senâyı ihtiva eden duâlarla duâ etmektir.

24-Duâ eden, önce kandisine, sonra ana-babaya ve diğer mi’minlere duâ etmelidir. Allah-ü teâlâ, İbrahim aleyhisselamin meâlen şöyle duâ ettiğini bildirdi.

-“Ey Rabbimiz! Hesap kurulacağı kıyamet günü, beni, ebeveynimi ve bütün mi’minleri bağışla.” (İbrahim suresi ayet 41) Nuh Aleyhis selam’ın duâsı, Kurân-i kerim’de meâlen şöyle bildirildi.

-“Ey Rabbim! Kafirlerden hiç kimseyi yer yüzünde bırakma.” (Nuh suresi ayet 28)

25-Eğer duâ eden imâm ise, yalnız kendisine duâ etmemelidir.

26-Allah-ü teâlâ’dan azimle istemektir.

27-İstekle duâ etmelidir.

28-Duâyı kalbden yapmalıdır. Duâ ederken kalbı hazır bulundurmalıdır. (Yani kalb başka düşüncelerden temizlemelidir.)

29-Allah-ü teâlâ’nın, duâsını kabul edeceğini ümid ederek duâ etmelidir..

30-Duâyı birkaç kere tekrar etmelidir. Duâyı en az üç kere tekrar etmelidir.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan İbn-i Çezeri (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu